23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2005 CUMARTESİ 14 KULTUR kuitur@cumhuriyetcom.tr Şirin Pancaroğluyeni albümü 'Barok Arp'ın yanı sıra konser vermeyi ve eğiticiliği sürdürüyor Arp tınılanyla BarokSEVİLAYKOÇOĞLU Arp sanatçısı ŞirnıPancaroğlu'nun üçüncü albümü 'BarokArp' piyasa- ya çıktı. Albümde Bach, Scariatti, Frescobakü gibi bestecilerin yapıt- lan yonımlanmış. Arp, bazen öne çık- mış, bazen geride kalnıış. Müzik ta- rihi boyunca hep gündemde kalmış bir çalgı olan, kimilerince bir kadın çalgısı sayılan arpın ustası Şirin Pan- caroğlu ile son çahşması üzerine bir söyleşi yaptık. - Barok Arp kavramı nasıl ortaya çıkü? ŞtRİN PANCAROĞLU- Son yıl- larda moda olan otantik Barok yo- rumlannı dinliyorum. Ama o tarz bir yaklaşımım olmadı. Beni ilgi- lendiren Barok dönemde çalgı mü- ziğinin ön plana çıkması. Barok, çal- gısal müziğin geliştiği bir dönem ol- duğu için bence çok önemli. Beste- ciler bu dönemde değişik çalgılar için tek başına çalınabilecek ve bü- yük ustalık isteyen yapıtlar yazdılar Albümdeki yapıtlar arp için değıl, ama bir çalgıdan nasıl iyi bir müzık çıkar düşüncesiyle yazılmışlar. Ay- nca, Barok dönemdeki çalgı müzi- ğinin ulaştığı üst düzey de ilgimi çe- kiyor. Dünyanın ilk ciddi Barok arp albümü - Albümdeki yapıtlan nasıl seçti- niz? PANCAROĞLU- Bach'ın süitini öğrencilik yıllanmdan beri çalmak- tayım. Carl Philipp Emanuel Bach' ın sonatını yüksek lisansta çalmıştım. Diğerleri yeni çalışmalar. 12 yıla ya- yılan bir süreç içinde bu yapıtlan arpa uyarladım. Önce tek döneme yö- nelik bir konser tasansıydı, sonra albüm haline getirdik. Bach, Scar- iatti, Frescobaldi gibı bestecilerin yapıtlannın yanı sıra üç de benim çe- rez diye adlandırdığım minik parça var. Dinleyicinin bir konser akışı içinde bulmayı beklediği dinamik- leri tek bir dönem içinde yakalama- ya çalıştım. Sanınm dünyada kayde- dilen ilk ciddi Barok arp albümü ol- du. -Albümdeki yapıüannortakozel- Bği dans karakterinde olmasL PANCAROĞLU - Barok dönem A rpın daha yaygın olarak çalınmasına katkıda bulunmak ve birikimimi arttırmak için YTÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi'nde eğiticiliğimi sürdürüyorum. Fevziye Mektepleri 'nde 4 öğrencim var ve bir arp kulübü kurdum. Çocuklar için yurtdışından küçük arplar getirerek çok verimîi bir çalışmanın içine girdik. Mayıs ayında 1. Türkiye Arpistler Buluşması 'nı gerçekleştirdik. Bundan sonra da her yıl gerçekleştirmek için çalışacağım. Bu buluşma içinde her yıl yarışmalar, atölye çahşmalan i düzenlensin Bach'ın sonatı ise Barok'tan Klasik Dönem'e geçiş olduklanndan önem- liydi. Arpla caz çalmak... Şirin Pancaroğlu çalgı müziğinın en önemli özelliği dans karakterinde olmasıdır. Sanınm müzik sözden kurtulunca başka bir şeye dayandınlması gerekmiş. Bu da dans olmuş. Albümdeki yapıtlar- da dönemin farklı ülkelerindeki dans- lar dinlenebılir. Bir bakıma, söz ve müziğin yerıni dans ve müzik almış oluyor. - Barok Arp'taki yapıtlann tümü uvarlama. Bu konudaki vaklaşımııuz nedir? PANCAROĞLU - Uyarlama çal- maya çok sıcak bakıyorum. Yapıt özgün olarak bir çalgı için yazılma- mışsa çalınmamalı gibi bir düşunce- ye katılmıyorum. Çalgının özgün repertuvan tabıi ki çok önemlidir. An- cak iyi tınlayan uyarlamalar, yorum- culara büyük bir repertuvar zengin- istiyorum. liği sağlar. Böyle bir çalışma aklın kullanılmasını gerektirir. Barok dö- nemde uyarlamalar zaten süreklı ya- pılırdı. Bach kendisinin ve başka bestecilerin yapıtlannın birçok uyar- lamasını yapmıştır. Repertuvan oluş- tururken birtakım dengeleTe baknm. Bach'ın ve Scarlatti'nin kesinlikle ol- ması gerekiyordu. Greensleaves Rö- nesans'tan Barok'a geçiş, Emanuel -12. Istanbul Caz Festivan kapsa- mmda basçı Kamil Erdem ve toplu- luğuyla birtikte bir konser verdiniz. Bu birtikteKğin doğuşundan ve geü- şiminden söz eder misiniz? PANCAROĞLU- KamuErdem'le YTÜ'de birlikte hocalık yapmakta- yız. Bu durum bırbirimizi yakından tanunamızı ve bir takım denemeler yapmamızı sagladı. Arpın cazda kul- larumının çok örneği yok. İyi tınla- yan bir müzik yapmayı düşündük. Bu müziği tam bir caz olarak ta- nımlayamayız. Bu tarz denemeleri caz olarak değil de, fusion olarak görmek daha doğru. Konserde ben solist değildim. Cünkü çalınacak müzikte her çalgıcı önemliydi. Ser- dar Banş saksofon ve flüt. BurakBe- dikyan piyano, Cem Aksel davul çal- dı. Ben de elektronik arp çaldım. Akustik arpın, mikrofon kullanıldı- ğında, balans ve istenmeyen sesle- rin çıkması gibi sorunlan oluyor. Konserde Kamil Erdem'in bestele- rini onun gruba yönelik düzenleme- leriyle çaldık. Arp için de denge amacıyla bazı giriş bölümleri, ara sololar yazıldı. Ankara'da, Izmir'de, son olarak da tstanbul'da verdiği- mız konserleri sürdürmeyi ve yeni yapılacak bestelerin katılmasıyla bir albüm oluşturmayı tasarlamaktayız. - Derde ne gibi çabşmalanmz ola- cak? PANCAROĞLU - Arpın daha yay- gın olarak çalınmasına katkıda bu- lunmak ve birikimimi arttırmak için YTU Sanat ve Tasanm Fakültesi'nde eğiticiliğimi sürdürüyorum. Fevzi- ye Mektepleri'nde 4 öğrencim var ve bir arp kulübü kurdum. Çocuklar için yurtdışından küçük arplar geti- rerek çok venmlı bir çalışmanın ıçı- ne gırdık. Mayıs ayında 1. Türkiye Arpistler Buluşması'nı gerçekleştir- dik. Türkiye'nin dört bir yanından gelen arpistler ve öğrencilerle buluş- tuk. îlküıe ben önayak oldum, bun- dan sonra da her yıl gerçekleştirmek ıçın çalışacağım. Bu buluşma içinde her yıl yarışmalar, atölye çahşmalan düzenlensin istiyorum. Kim Ki-duk geliyor... Kültür Servisi - Bu yıl Türkiye Sinema ve Audiovisual Kültür Vakfı (TÜRSAK) ile Antalya Kültür Sanat Vakfı'run (AKSAV) işbirliğiyle düzenlenen ve 24 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek "42. Alün Portakal Film Festrvali''nı uluslararası platforma taşıyacak olan "1. Uluslararası Eurasia Fflm Festivali"nin "onur konuğu" Güney Koreli yönetmen Kim Ki-duk olacak. Türkiye'de "Boş Ev" ve "Fedakâr Kız" filmleriyle tanman 1960 doğumlu Kim Ki-duk, Güney Kore sinemasının öncü yönetmenlerinden biri. Uluslararası alanda kabul gören, hemen hemen her festivalden ödüllerle dönen Kim Ki-duk, 2003 yılında Locarno, San Sebastian ve Karlovy Vary film festivallennde aldığı ödüllerden sonra, 2004 yılvnda da "Berünak" ve "VenedikFflm Festrvali r 'nde "En lyi YÖnetmen" ödülünü kazandı. Bu yıl 42. Antalya Altın Portakal Film Festivah ile birlikte düzenlenecek olan 1. Uluslararası Eurasia Film Festivali'nin "Yanşmah Bölümü"nde "The Bow" filmiyle yanşacak olan Kim Ki-duk için bir de toplu gösterim yapılacak. Caz Vapuru ile Anadolu Kavağı'na 17 Temmuz 2005,12.00 Kabataş - Anadolu Kavağı -Kabataş SANATÇI, MÜZÎK YAŞ AMINA BEŞ YAŞINDA BAŞLAMIŞ Yo-Yo Ma'nın yeni albümü çıktı Festıvalın en sevilen geleneklerinden bırı haline gelen Caz Vapuruyla müzık bu yıl 17 Temmuz Pazar günü Kabataş'tan Anadolu Kavağı'na uzanıyor. Turk usta müzisyenlerden oluşan Brass Latin ve Genç Caz'da da sahne alan Berkant Çelen Trıo'nun renklendireceği harikulade vapur gezisiyle caz müziğini ve istanbul'un eşsız güzelliklerini birlikte yaşayacaksınız. 9|(HNANSBAMC TURKCELL MARMARA www.iksy.org «irrtJKJe* Kültür Servisi - Müzik hayatım çok kültürlü müzikal deneyimler yaratmaya adamış, dünyanın en yetenekli çellist- lerinden biri olarak kabul edilen Yo-Yo Ma'nın son albümü 'SükRoadJourneys: Beyond The Horizon', Sony BMG'den çıktı. Antik Ipek Yolu üzerindeki halklann kültürlerinden etkilenen sanatçı, bu albümünde tpek Yolu üzerindeki kültürlerin geleneksel müziklerini, Batı'nın klasik çalgılanylayorumluyor. KÜLTÜK * SANAT 1955 yılında Paris'te yaşayan Çinli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ünlü çellıst, müzik yaşamına 5 yaşmdayken geldiği New York'ta harika çocuk olarak başladı. Henüz 4 yaşmdayken babasından çello dersleri almaya başlayan Yo-Yo Ma, ilk resitaüni 6 yaşında kızkardeşi ile birlikte Paris Üniversitesi'nde verdi. Bugüne dek 75'in üzerinde albüm yayımlayan üretken müzisyen, 15 Grammy ödülü kazandı. (0212) 293 t» 71 VE SANATÇI GÖZLERİNİ AÇTI... 1 -• 31 Temmuz 2005 < İ * i % î o i * I I i E "* İ I" İ I t s'ıklal Cad Pjrrvgl Ha-ı No 88 C Bok < 6 D 47 &eyo|lu S0C60 sîans. T O2I2 2-«4BI î"' W A #v, ;:ekı-de<sanat cor a t ö l y o ^zip Akademik Kadrolann Danışmanlığında GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİNE HAZIRLIK RESİM CALIŞMALARI Her Yaş Grubu için ATÖLYE CALIŞMALARI Istasyon Cad Hamam So* Z 3 Goztepe Tel (0216)355 3 6 1 6 - 2 6 SANATA BAKIŞ SELJVÜ ANDAK Şezen Aksu'nun İspanya Zaleri Sezen Aksu'yu ülkemiz sanat dünyasında ta- nımayan yok. Onun "gerçeksanatçı"kişiliğini bu yazımda gereği kadartanımlamak konuyu dağrt- mak olur. Bu nedenle yazının başlığındaki "Ispan- ya Zaferi"ri\ abartılı bulabilecek okurlar varsa ha- ta yapmış olurlar. Çünkü, Sezen Aksu gittiği Is- panya'daki festivalde verdiği konserde yabancı izleyicileri hayran bırakmakla, coşkulu alkışlarla karşılanmakla, basında övülmekle kalmamış, gerçek bir sanatçının yarattığı üstün performans ile zafer kazanmıştır. Şöyle ki, bir sanatçı düşünün, seslendirdiği şarkıları kendi besteliyor, şarkıların sözlerini de kendi yazıyor. Şarkıların düzenlemelerini, (aranj- man) kendi sesi ve yorumcu kişiliğinin stiline (tarz) göre eşlik eden orkestraya uyguluyor... Ve en önemlisi Sezen Aksu hem besteci, hem söz yazan, hem aranjör, hem yorumcu olarak yara- tıcılığının yanı sıra, asıl eşine rastlanmayan vetak- lit edilemeyen gerçek karakteriyle başarılara ula- şıyor... Şimdi gelelim, Sezen Aksu'nun bir süre önce ispanya'da diğer değerli Türk sanatçılan ile birlikte katıldığı festivaldeki zaferine evet zaferi- ne!.. Bu müzikfestivali Ispanya'nın güneyinde Car- tagenakentindedüzenlendi. Adı "11. LaMarde Musicas (Müziklerin Denizi) Festivali". Sezen Aksu ilk kez bu festivalde, bu görkemli konse- rinde Ispanyol ve diğer ülkelerin izleyicilerini hay- ran bıraktı. Konser bu festivalin içeriğinde yer al- makla birlikte Sezen Aksu'ya ayncalık tanınmış sayılarak sanatçımızın güleç yüzü ve sempatik hareketleri ile "Parque Torres Auditohum"un sahnesinde candan ve sıcak izleyicilerin sürekli alkışlannayol açtı. Sezen Aksu'nun konserineTür- kiye'nin tanınmış ve değerli sanatçılarından Mer- can Dede, Burhan Öçal, Erkan Oğur, Ismail R. Demircioğlu, Kudsi Ergüner ve Kardeş Tür- küler katkıda bulundular ve başanya ortak oldu- lar... Sezen Aksu'nun afışleri, fotoğrafları ve kon- serden sonra başta müzik otoritelerinin ve sanat eleştirmenlerinin basında ve medyada yayımla- nan övücü yazılan yer aldı. Bu olumlu yankılar ara- sında Jam Albarracin adlı müzik eleştirmeni, yazısında Sezen Aksu için; "Diva, heryerde di- va" yorumunu yaptı. Sezen Aksu'nun söz yazan ve besteci olarak çok geniş ve renkli bir repertuvan var. Ne var ki, yaratıcılığının bir özelliği de herhangi bir beste- sine ve sözlerine, "Bu ötekinden daha güzel, daha iyi ve etkileyici diyemiyorsunuz"!.. Her bi- ri birbirinden etkileyici... Ve ortak bir nitelikleri var: Hepsi kaliteli ve gerçek müzik.. Bir ortak noktaları daha var ki en önemli özellikleri sayılır şarkılannın. Her şarkısı Sezen Aksu'nun yorum- cu olarak kişiliğine, karakterine, stiline uygun... Sezen Aksu'nun sesi ve yorumcu olarak özgün sanatı her şeyin üstünde... Ve işte bu kaliteleri tüm yorumladığı şarkılarına yansıyor... Nitekim örne- ğin eski-yeni ayrımını yapamıyorsunuz. Hepsi birbirinden değerli ve Sezen Aksu'nun yorum- culuğunu oluşturuyor. Şarkıları arasından yıl- lar öncesinin "Kaybolan Yıllar"\n\, "Firuze"yi, "Sen Ağlama"y\ ve festivalde açılış şarkısı ola- rak konserinin girişinde söylediği ve etki yapan "Gülümse" adlı şarkısını ve tüm şarkılarını birbi- rinden ayıramazsınız! Çünkü, karşınızda "ger- çek müzik ve yorumcu" var... Muala'ya büyük 10 • Kültür Servisi - Fikret Mualla'nın 102. doğum yıldönümü nedeniyle îstanbul Modern'de düzenlenen 'Fikret Mualla Retrospektıf Sergisi', ziyaretçilerin yoğun ilgisı nedeniyle 25 Ağustos 2005 tarihine dek uzatıldı. 14 Nisan'dan bu yana yaklaşık 150 bin kışınin gezdiği sergide, 35 koleksiyondan ilk kez bir araya getirilen 243 yapıt, tematik ve tarihsel olarak sunuluyor. Küratörlüğünü Haşim Nur Gürel, Levent Çalıkoğlu ve Ali Akay'ın üstlendiği bu geniş kapsamlı sergiyle eşzamanlı olarak çeşitli etkinlikler de yapıhyor. Sergi için özel olarak 'Fikret Mualla' belgeseli hazırlanırken ilk kez gerçekleştirilen gezici eğitim sergisiyle ressamm yapıtlanndan bir bölümünün röprodüksiyonlan îstanbul'da liselerde, kültür merkezlerinde, parklarda, alanlarda gösterilerek, gençlerin sanatçıyı ve sanatını tammalan sağlamyor. Keşke Gerçek Olsa' film oluyor Kültür Servisi - Izmir kökenli bir aileden gelen Marc Levy'nın, çeşitli ödüller alan, bugüne dek 28 dile çevrilen ve bir milyondan fazla okura ulaşan romanı 'Keşke Gerçek Olsa' filme çekiliyor. Başrollerini Reese Witherspoon ve Marc Ruffalo'nun paylaştıklan romantik güldürü tarzındaki fıhn,' Just Like Heaven' adıyla gösterime girecek. Yönetmenliğini Marc S. Water'ın yaptığı filmin müzikleri Rolfe Kent'e, senaryosu ise Leslie Dixon'a ait. Levy'nin şu anda Fransa'da bir numara olan 'Keşke Gerçek Olsa'nın devamı niteliğindeki yeni romanı 'Vous Revoir - Et Si C'etait Vrai 2' (Sizi Tekrar Görmek - Keşke Gerçek Olsa 2) önümüzdeki aylarda Can Yayınlan tarafından yayımlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle