18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI AÇI MUMTAZ SOYSAL Kıbrıs Gitmedi, Gitmez! LİONS Kulüpleri de, Rotary Kulüplerı gibi sivil toplum örgütlerindendir. Her ikisi, farklı düzeyde, daha çok iş çevrelenni v e serbest meslek men- suplarını bir araya getiren "sosyal" nitelikte kuru- luşlardır ve genellikle "hıayır" işlerine katkılarıyla tanınırlar. Haklarırida lehte aleyhte bir yığın söz söylenir ve yazılır Ama, burada deşilmesi gereken bunlar değil. Konu,onlargibi "u/üs/araAas/"niteliktaşıyan, mer- kezlerı dışta bulunan, oralarda saptanmış kurallara göre yürütülen kuaıluşlarla ilgili genel bir konu. Dahadoğrusu, onların "ı//usa/"konulardakitu- tumlanyla ilgili. I stanbul'daki Lions Ku lüplerinin bir bölümü ge- I çen hafta Bodrum'un Gölköy'üneyakın birotel- de toplantı düzenlemiş ve o toplantıya Kuzey Kıb- rıs'ta şimdiye kadar Istanbul'a bağlı olarak çalı- şan Lions'lu bir grup d a çağrılmış. Gelgelelim, toplantının açılışında çağrılı öbür gruplar tanıtılırken Kıbns'tan gelen Türkler atlan- mış. Bu durum "sonın"yapılınca, tartışmasırasın- da anlaşılmış ki, meğer Lions'lann Amerika'daki merkezi adanın kuzeyindeki Lions'lann, Türkiye'ye değil, "Kıbns Cumhuriyeti" adını taşıyan Rum ke- simindeki üons'lara bağlı olmasını istermiş, Tür- kiye'deki üons'lar, merkeze ters düşmemek için Kıbnslı Türklerin bu toplantıdaki varlıklannı es geç- meyi tercih etmişler galiba. Sonuçta, anlatılması uzun sürecek tuhîaf bir formülle sorun güya çözül- müş; ama bir türiü "KKTC Lions"lan denememiş. llk kez böyle olmuyor; başka "sivil toplum ör- gütleri"r\de de aynı sıkıntılar ve dolayısıyla aynı tu- haflıklar sık sık yaşanmakta. Oysa, adı üstünde "resmi" değil, "sivil" örgüt bunlar. Üstelik, uğraştıkJarı konularasla "siyasal" sayılmaz. Kuruluşlar için merkezlerine karşı çıkıp da KKTC adını ağızlarına alamazlar? Bir ulusal davayı ben imseyerek sonuna kadar mücadele etmeyişten başka nedir bu? Yunanis- tan'daki kuruluşlann bir tekinde bile böyle dav- ranış var mı? Tabii, böyle olunca, "O dava bitti; Kıbns kay- bedildi" dernek çok kişinin işine geliyor. Ne- redeyse, bir rahatlama: Uluslararası forumlarda uğraşmayı gerektiren bîr "dert" ortadan kalkmış- tır; artık rahatça "ulusJararasıcılık" oynanabilir. Başka türlüsü, çok kişinin peksevmediği "ulusal- cılık" olacaktır! Zaten çok kişinin ağzında aynı soru: "Kıbns git- ti, değil mi?" Hayır, Kıbrıs gitmedi, gitmeyecek. Unutuluyor ki, "hem haklı, hem güçlü" bir davanın kaybedilmesi, büyük bir ulusal moral bozukluğunun bütün toplum üzerine çökmesi demektir. Şimdiki de dahil, hiçbir iktidar bu akıbeti göze alamaz; çünkü bu çöküntü- nün altında ezilecek olan en başta o iktidardır. Aynı şey, böyle bir sonucu durdurmak elinde olup durduramayan, şöyle ya da böyle durdurma- yı göze alamayan herkes için, güç sahibi her ku- rum için de doğrudur. Böyle olduğu için şöyle ya da böyle, Kıbrıs gitmeyecek. ATO: 16MİLYARD0LARGEREKLİ 'GAP kâbusa dönüşüyor9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Tica- ret Odası (ATO) tarafından hazırlanan "Türk Rü- yası: GAP" raponında, projenin ağır aksak ilerle- diği ve bölgenin tuzlanma, erozyon ve kanalizas- yon tehdidi altında olduğu belirtildi. 16 milyar do- lar harcanan projenin bitmesi için 16 milyar dolara daha gereksinim bulunduğu hesaplandı. Rapora göre projenin tamamlanma tarihi olarak 2010 yılı öngörülmesine karşın, her yıl 30 bin hektar alanın sulamaya açıldığı dikkate alındığında, sulama yatı- rımlannın 2040 gibi çok uzak bir gelecekte ta- mamlanması ancak mümkün olabilecek. Projede, 22 baraj, 19hidroelektrik santralı ve 1.7 mil- yon hektarlık sula- ma sistemleri yapı- mı öngörülmektey- di. Bugün nakdi gerçekleşme yüzde 52 oranına ulaşma- sına karşın, sektörel bazda incelendiğin- de. enerji sektörün- de yüzde 80, ulaştır- mada yüzde 38, di- ğer kamu hizmetle- rinde yüzde 76 ger- çekleşme oldu. Ara- dan geçen 35 yılda yalnız 13 baraj, 7 hidroelektrik santra- lı tamamlandı. Ra- pora göre GAP'takı gecikme büyük ya- tınmlan aksatırken, bunun diğer alanla- ra da olumsuz yan- sımalan ortaya çık- tı. Uzun yıllar sulu tanm yapılmamış alanlarda drenaj sis- temi büyük önem taşıdığı halde yeterli drenaj kanalının ol- maması bölgeyi çöl- leşme tehlikesiyle karşı karşıya bırakı- yor. Bugüne kadar 6 bin hektarlık alanda drenaj çalışması tamamlana- bildi. Yapılan çahşmanın yavaşlığı ve taban suyu- nun etkilediği arazilerin artması göz önüne alındı- ğında, tuzlanma sorununun kısa sürede çözümü mümkün görünmüyor. Tuzlanmanın yanında böl- genin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun erozyon. Orman kaynağı zayıf olan Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki bölgede 7 milyon höktarlık alan erozyon tehlikesiyle karşı karşıya . HARRAN'DA TUZ TEHLİKESİ ŞANLIURFA (Cum- huriyet) - Türkiye'nin en büyük projesi olan GAP'ta plansız ve dü- zensiz sulama nedeniyle Harran Ovası'ndaki tuz- lanma artıyor. Şanlıurfa Valisi Şemsettin Uzun 500 bin dönüm alanın tuzlandığını, bunun 150 bin dönümünün tama- men kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Plan- sız ve düzensiz sulama nedeniyle tuzlanmanın arttığını belirten Uzun, bölgede hızlı toprak kaybı yaşanmasına kar- şın birçok çiftçinin bi- linçsiz uygulamaya de- vam ettiğini söyledi. Va- li Uzun. "Biz çiftçiye suyu, enerjiyi bedava veriyoruz. Şu an için tamamen taban suyu yükselmiş vaziyette. 500 bin dönüm arazide tehlike var. Aşağı yu- kan 150 bin dönüm araziyi kullanamıyo- ruz" diye konuştu. ŞişlVde doğaya saygıyürüyüşü Şişli Belediyesi "Doğaya ve doğadaki canhlara saygı" yü- riiyüşü gerçekleşrirdi. Şişli Meydanı'nda toplanan çevre- ciler Harbive'deki Habitat Parkı'na köpekler, develer ve atlarla birlikte yürüdü. Parkta bir konuşma yapan Şişli Bele- diye Başkanı Mustafa Sangül, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı kastederek *4 Doğada yaşayan canlıların kalpleri çok temiz. tnsanlar gibi koltuk sev- dasında değiller, karşüıksız bir sevgi besliyorlar" dedi. ÇYDD, Çevre ve Sokak Hayvanlan Derneği, Esentepe Çevre Ko- ruma Derneği'nin de destek verdiği yürüyüşe, eski Avrupa Parlamentosu millervekili Ozan Ceyhun da katıldı. (Potoğraf: ÖZLEM GÜVEMLÎ) 'Temiz çevre' çağrısı 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsarnındayurt genelinde düzenlenen etkinliJderde bir araya gelenyurttaşlar "temiz bir çevredeyaşamak istediUerini" dile getirdiler Haber Merkezi - 5 Haziran Dünya Çevre Günü Istanbul'da yürüyüşlerle, protestolarla kutla- nırken yurt genelinde çeşitli et- kinlikler düzenlendi. Temiz bir çevrede yaşama hakkına dikkat çekilen etkinliklerde, Munzur Va- disi ve Bergama'daki çevre katli- amlan da protesto edildi. Diyarbakır Bağlar Belediye- si, Fevzi Çakmak tlköğretim Okulu önünde davullu zurnalı bi- siklet şenliği düzenledi. Şenliğe, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in yanı sıra Bağlar Belediye Başkanı Yurdu- sev Özsökmenler, Yenişehir Be- lediye Başkanı Fırat Anlı ile 30 çocuk katıldı. Üzerinde "Çöplerinize sahip çıkm" yazılı tişörtlenyle yanşa katılan çocuklar, ikinci turun ar- dından yağmur engeliyle karşüa- şınca büyük hayal kırikhğı yaşa- dılar. Âmasya'da düzenlenen "Çevreye Saygı Yürüyüşü"ne TEMA Grubu, öğrenciler, Genç- lik ve Spor II Müdurlüğü izci gru- bu, 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çevre Kulübü ve çok sayıda yurttaş katıldı. Ziya Paşa Bulvan'nda başlayan yürüyüş, Yavuz Selim Meydanı'nda son buldu. TEMA Vakfi Amasya Şu- be Başkanı Turgut Umur, sağa- nak yağışlarla birlikte Yeşilır- mak'ın toprak dolduğuna dikkat çekerek "Ormanlara verilen zarann duyarsızlıgının cezası- nı çekiyoruz. Gelecekte çok da- ha acı faturalar ödeyeceğiz" di- ye konuştu. Kayseri'de deAtatürk Anıh'na çelenk konulmasıyla başlayan çevre yürüyüşune sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile öğren- ciler katıldı. Mimar Sinan Parkı ıçindeki Amfı Tiyatro'da öğrenci- lerin çeşitli gösteriler sunduğu et- kinlikler, çevre konulu resim, şi- ir ve kompozisyon yanşmasında dereceye girenlere ödüllerin ve- rilmesiyle sona erdi. Bolu Valiliği'nce kent merke- zinde 1500 öğrencinin katıldığı TÜP TÜNELE EVET YES,OUİ,Sİ,NAI,DA ÂRNAVUTKÖYSEMT bir yürüyüş düzenlendi. Öğren- ciler daha sonra belediye otobüs- leri ve bisikletlerle Gölköy Bara- jı'nın bulunduğu alana hareket etti. Gölköy Barajı çevresinde çevre temizliğı yapan öğrenciler, daha sonra uçurtma uçurdular. Beyoğlu'nda yûrûyûş tstanbul Valiliği ve Beyoğlu Belediyesi, Istiklal Caddesi'nde geleneksel "Çevre Yürüyü- şü"nü gerçekleştirdi. Galatasa- ray Meydanı'nda toplanan ilköğ- retinj okulu ögrencileri,"Yeşülik uygarhktır", "Etoğayı sev, yeşi- li koru", "Doğa bekçiyle değil sevgiyle korunur", "Doğanın dengesini koruyun" yazılı pan- kartlarlaTaksim Meydanı'na yü- rüdü. Taksim Cumhunyet Anı- tı' na çelenk bırakümasının ardın- dan meydanda hazırlanan plat- formda, ilköğrerim okullan ara- sında düzenlenen kompozisyon, 3. KÖPRÜYE HAYIR1 ArnaMitköylüler, geleneksel semt panayırında bir araya gelerek ls- tanbui Boğazı'na yapılması plan- lanan 3. köprüye "hayır" dediler. Semt sakinleri sadece Arnavut- köy'de değil, Boğaziçi'nin hiçbir yerinde köprü istemediklerini di- le getirerek ulaşım sorununun toplu taşıma seçenekleriyle çözü- lebilceğini belirttiler. Beşikta; Belediye Başkanı tsmail Cnal, Arnavutköy 'ün koruma altında olduğuna dikkat çekerek talana izin vermeyeceklerini söyledi. şiir ve resim yanşmasında dere- ceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Folklor gösterilerinin ar- dından Murat Evgin ve lurgay Başyayla birer konser verdiler. Törene, VahYarduncısı Naci Ka- ya. Beyoğlu Kaymakamı Ali Ka- mil Başer, II Çevre ve Orman Müdürü Mehmet Emin Birpı- nar, TEMA Genel Müdürü Ümit Gürses de katıldı. Munzur Vadisi ve Çevresini Koruma Kurulu da aynı güzer- gâhta bir protesto yürüyüşü ger- çekleştirdi. "Doğaya egemen de- ğil dost olahm" pankartının ar- kasuıda yürüyen çevreciler, "Munzur'a baraj istemiyo- ruz", "Munzur onurdur, onu- runa sahip çık", "Munzur'a si- yanür istemiyoruz", "Çevreye dostuz, düşman değiliz", "Ber- gama halkı yalnız degildir" slo- ganlan attı. Yürüyüşün arduıdan Taksim Meydanı'nda yapılan açıklamada, Türkiye'nın Ehinya Çevre Günü'nü, Munzur Vadi- si'ne baraj yapılmak istenmesi, Ovacık'ta siyanürle altın çıkanl- ması gibi sorunlann gölgesinde kutladığı belirtildi. 'Doğal hayat yok olur1 Munzur'a baraj yapılması ha- linde bölgedeki doğal hayatın tamamen sular altında kalacağı- na dikkat çekilen açıklamada, "Geçen yıl burada 250 hektar orman yangınlarda kül oldu. Buradaki orman örtüsü bir de yangın tehdidi altında" denıl- di. Yürüyüşe, yazar Cezmi Er- söz ve çevreci Osman Akkuş da "kalkanı ve mızrağı" ile des- tek verdi. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer, "Dünya Çevre Gü- nü" nedeniyle bir mesaj yayım- ladı. Sezer, sanayileşmeyle bir- likte, ekonomik büyüme ve kal- kmma politikalannda önceliğin üretimin arttınhnasına verihne- süıin ve çevre değerlerinin göz ardı edilmesinin, doğa ve ekono- mi arasındaki denge>i. doğanın aleyhine bozduğunu vurguladı. Maden işçileri, Ovacık ve Çamköy'egitmek isteyen gruba taş veyumurta attı Bergama<da çevrecilere saldıntZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Dünya Çevre Gü- nü'nü, siyanürle altm çıkanlma- sına karşı mücadelenin sürdüğü Bergama'da kutlamak isteyen çevreciler, maden işçilerinin sal- duısma uğradı. Madenin kurul- duğu Ovacık ve Çamköy'e giri- şi kapatan işçiler, köye gitmek isteyen çevrecilerin bulunduğu otobüslerin camlannı brdılar. Siyanürle altuı çıkanbnak iste- nen yörelerde mücadeleye des- tek amacıyla kurulan tzmir-Ber- gama, Eşme, Sivrihisar Hav- ran/Küçükdere El Ele Hareketi üyeleri, Bergamalı köylülerle birlikte Dünya Çevre Günü'nde Bergama'da piknik düzenledi. Bunun üzerine, madeni de\Ta- lan Koza Altın şirketi de. işçile- rine yönelik piknik hazırlığı yap- tı. Şirket, piknik için madenin bulunduğu köye gidiş güzergâhı- nı seçti. Çoğunluğu îzmir'den yola çıkan El Ele Hareketi üye- leri, Ovacık ve Çamköy girişin- deki yolda kutlama yapan işçiler ve aileleri tarafından engellendi. Yumurta ve taş atıldı Başlannda Koza Altın Yöne- tim Kurulu Başkanı Akın İpek olan işçiler, El Ele Hareketi üye- lerini taşıyan otobüs ve özel araçlara yumurta ve taş attı. Çev- recileri taşıyan araçlann camla- n kınldı. Beş otobüsten ikisi ka- labalığın arasmdan geçmeyi ba- şanrken, diğer üç otobüs ve araç- lar yalondaki bir benzin istasyo- Madeni devralan Koza Altın şirketi. işçilerine yönelik piknik hazırlığı yaptı. tzmir'den yola çıkan El Ele Hareketi üyeleri, Ovacık ve Çamköy girişindeki yolda, işçiler ve aileleri tarafından engellendi. ı AA) nuna sığındı. Bergamalı köylülerin ve çev- recilerin önceki eylemlerinde sı- kı güvenlik önlemleri alan jan- darmanın. olaylaryaşanırken or- taya çıkmaması dikkat çekti. Olaylar yaşanırken, Akın tpek'le görüşen Çamköy Muhtan Emin Candan, yolun açılmasını iste- dı. Ancak İpek, "Kutlama yap- mak isteyen varsa, gelsin bi- zimle kutlasın" diyerek geçışe izin vermeyeceklerini söyledi. Bunun üzerine El Ele Hareke- ti üyeleri ve köylüler, Çanakka- le-Izmir Karayolu'nu trafiğe ka- patarak güvenlik güçlerı ve yet- kililerin kendilerini korumasını ve geçişlerini sağlamasını istedi. Konyar: Güvenliğimiz madencilere teslim edildi Çevrecilerve köylüler. "Siya- nürcü şirket, Bergama'yı terk et", "Baskılar bizi yıldıra- maz", "Direne direne kazana- cağız" sloganlan atarkenjandar- mayla birlikte Bergama Kayma- kamı Hüseyin Eren olay yerine geldi. Akın tpek ile görüşen Eren, işçilerin yol kenarına çekil- mesini istedi. Madendeki işçiler yolun iki kenanna sıralanırken, jandarma ekipleri çe\Tecilerle iş- çilerin arasında yer aldı. işçiler, bu sırada da otobüslere taş ve yu- murta atmayı sürdürdüler. El Ele Hareketi üyeleri ve köylüler, yaşananlara sert tepki gösterdiler. Köylülerin sözcüsü Oktay Konyar, güvenliklerinin sağlanmadığını kaydederek "Devlet güvenliğimizi maden- cilere teslim etmiş. Bundan sonra olacaklardan yetkililer sorumludur" dedi. Bergama Çevre Platformu'ndan Erol Engel de "Burada ne polis ne de jandarma bizi korudu. Sanki, olay tezgâhlanmış gi- bi" diye konuştu. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada nanlar, "Bu iş bitmiştir. Referandumdan sonra öyle ya da böyle çözülecektir" diyorlardı. Bu görüşü sa- vunan bir kökten AB'ciye şu uyanyı yapmıştık: "Bakarsınız önümüzdeki yıl bu zamanlar, konu daha içinden çıkılmaz hale gelmiş olurl" Bütün yönlerıyle işler daha da karışmış görünü- yor. KKTC'deki kimi belediye başkanlarına Rum yö- netiminden şu tür resmi yazılar gelmeye başlamış: "Belediye başkanlığını yaptığınız yeheşim yeri, (Rum kesiminden bir kentin adı gösterilerek) şura- ya bağlı bir semt olarak düzenlenmiştir. Yönetme yetkiniz yoktur." Türkiye'yi sadece mali bakımdan sıkıştıkça anımsayan MAT yönetiminin görünümü ise şu: AB ile flört, ABD ile sıkı pazarlık! Bu gidişin sonunda Güney Kıbns'ın tam olarak AB'nin kontrolüne, Kuzey Kıbns'ın ABD'nin etkin- liğine geçtiği bir "çözüm" de çıkabilir! ••• Başbakan Erdoğan'ın ABD gezisindeki konular yüklü. Bunların Başkan Bush'la yarım saatlik bir görüşmeye sığması olanaksız. Ancak pek çok ko- nunun daha önceden pişirildiği anlaşılıyor. örne- ğin, Amerikan heyetinin KKTC'ye yaptığı ziyaret... Kulislerde konuşulan şu: ABD Türkiye'den birödün aldı, karşılığında KK- TC'ye göz kırptı. Bu, KKTC'nin tanınması anlamı- na gelmez ama ABD önümüzdeki günlerde Ercan Havaalanı'na bir uçak indirirse yeni tartışmalar gündeme gelebilir. Erdoğan geçen hafta MAT'la Ankara'da bir ara- ya geldi. İki kafadarVVashington'dasöylenecekle- ri kesinleştirdi. Bu, büyük ölçüde Bush'u da mem- nun edecek bir "açılım" olacak. Zaten işin içine "açılım" sözcüğü girdi mi, pek çok şeyi açacağız anlamına gelir! ABD, gerek Yunanistan'da gerekse Kıbrıs Rum Kesimi'nde Amerikan aleyhtarlığının Türk tarafın- dan dahafazlaolduğunu biliyor. Bu bağlamdaTür- kiye'ye sıcak gelecek ama, sorunu tümüyle çöz- meyecek; Rumlan üzecek ama, hedeflerini de bi- tirmeyecek bir politika pişiyor olmalı... • • • Kıbns'ın Gırit'e benzeme olasılığı her girişimle birlikte biraz daha belirginleşiyor. Geçen haftaki Kıbrıs gelişmeleri, 1821'de başlayıp 1913'te ada- nın tümüyle Yunanistan'a bağlanmasıyla sonuçla- nan Girit sorununun kabaca 1897 yılındaki duru- munu anımsatıyordu. 1897'de Girit'in Osmanlı yönetimine karşı özerkli- ği ilan edildi. özerklik hükümlerine göre, adadaki Türklerin güvenlik sorunu azaldıkça Osmanlı askeri gerı çekilecektı. Adaya, padişahın izniyle Hıristiyan bir vah atanacaktı. Valınin kim olacağına Avrupa ül- keleri karar verecekti. Böylece Osmanlı, adanın yö- netım iradesinı Avrupa'ya teslim etmış oldu. Avrupa devletleri ve Rusya, Girit'e atanacak valinin Yunanis- tan Kralı'nın oğlu Yorgo olmasında karar kıldılar. Yorgo, Osmanlı hükümranlığınıtanıyacağını söy- leyip fiili kontrolü Yunanistan'a bıraktı. Bu aşama- dan sonra ne mi oldu? 1908'de Yunanistan adayı ilhak ettiğini açıkladı. 1913'te de Osmanlı bunu kabul etti. AKP destekli MAT politikasının ucu açık, ilerliyor... Bu gidiş, ancak satranç tahtasındaki tüm taşla- n sallayarak durdurulabilir. ankcum a cumhuriyet.com.tr Kamuda sancüı dönem U Baştarafı 1, Sayfada yaç gözetilmeden dağıl- mış" personel yapısın- dan, Kamu Personel Re- jimi Reformu'na geçiş aşamasuıa geldiğini ıfa- de etti. Yıllann verdiği alışkanlıklann bir tarafa bırakılmasının zamanı- nın geldiğini bıldiren Coşkun, "Bu şekilde kronikleşmiş olan bir sorunun çözümü elbet- teki sancısız olmaya- caktır.Yeni modern yö- netim tekniklerini uy- gulamamız, her hizme- tin tanımını belirleme- miz ve o işi en iyi şekil- de yerine getirecek ni- telikte personeli istih- dam etmemizin zama- nı gelmiştir" dedi. Coş- kun, istihdam fazlası ni- teliğindeki personeli kastettiğıni bildirdi. • •• II SÖYLE$I ATTİÜİİLHAN 'Maksad' da Bir, •Rivâyef de Bir, Ama! I Baştarafı Arka Sayfada gözler önüne serilmektedır. Belgin'in (Sarmaşık) konuyla ilgili sorusuna, mesela Erol Manisah'nın verdiği, 'manidar' cevap şudur "... ulusal polrtika izlenememesi ve toplumun ulu- sal refleks gösterememesi askeri öne çıkmaya itmiş- tir. Asker bunu yapmakla, aynen, Cumhuriyet'in ilk yıllannda olduğu gibi Avrupa'nın Anadolu üzerinde- ki dayatmalanna karşı, nasıl Mustafa Kemal döne- minin Rusyası ile işbiriiği yapılmışsa, bugün de as- ker aynı denge politikasının gereğini yapmak iste- mektedir..." "... bugün asker bunu yapıp önayak olmuş, ancak bunun devamı olarak shnlden bir tepki gelmemiştin daha önce de söylediğim gibi, Brüksel ve VVashing- ton'a aşın şekilde bağlı ve duyartı hareket ettikleri için, ABD'nin 'Sürdürülebilir Üstünlükler Kuramı'nın uygulanmasına yeşil ışıkyakmış olmaktadır." (a.g.e. s.28) Aleksandr Dugln: 'Aynı yolun yolcusuyuz' Türkiye'de 'dip dalgası', yükselişini yeni yeni hisset- tirmeye başlamasına rağmen; 'sivilden gelmeyen tepki'; Rusya'dan, üstelik Avrasya fikrinin baş savunu- cusu Aleksandr Dugin'den geliyor "... benim açımdan, Rusya'nın da, Türkiye'nin de kaderi aynı, yolu aynı: Biz, ittifak yapmaya, ortaklık yapmaya mahkûmuz; birbirimizin çıkarlannı zedele- meden, ilişkilerimizi geliştirmeliyiz!.." (Aydınlık dergi- si, 12Arahk20O4) Neden aynı olduğunu da şöylece anlatmış:"... birtek Atatürk döneminde, 'iki ülkenin iyi ilişkilerinden en verimli çıkar nasıl sağlanır1 sorusuna cevap olabile- cek, üst düzeyde bir verim aldık. Bu örnek olmalıdır. Şoguk Savaş'ta aynldık; şimdi durum değişmiştir. Örneğin NATO üyeliği artık Türkiye'yi güçlendirmi- yor, korumuyor. Türkiye, ABD'nin tek kutuplu dün- yasının kurbanlanndan biridir. Işte Irak'ın işgali, Kürt sorununun çıkarılması, Kıbns; Türkiye için bu kadar 'hayati' bir krizde, NATO burada hangi Türk çıkannı koruyabildi?.." "... Tam aksine, bu sürecin içinde NATO devletleri varve Türkiye Devieti yok edilecekler listesindedir..." ('Edebiyat ve Eleştın dergısı, Mayıs/Hazıran 2005, s. 82, shf: 69) Galiba, 'cümlenin maksadı bir.amma', bu defa 'ri- vayet muhtelif' değil, o da 'bir ve aynı'!.. ,,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle