Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 HAZİRAN 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
JjjJvt_fN v/IVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Kamu hizmetlerinin adım adım ticarileştirildiğini belirten KESK, yüzde 5 zammı kabul etmeyeceklerini dile getirdi
'Hükümetkıblesini IMF'ye döndü'• KESK Genel Başkanı İsmail
Hakkı Tombul, hükümetin kamu
çalışanlanna 2006 yılı için
öngördüğü zammın "kabul
edilemez" olduğunu söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KESK
Genel Başkanı İsmailHaldaTombul, hüküme-
tin, kamu çalışanJanna gelecek yıl için sade-
ce yüzde 5'lik zam öngördüğünü söyleyerek
"Bu zam oranını kabul etmemizi hiç kimse
beklemean" dedi.
Tombul, dün KESK Genel Merkezi'nde dü-
zenlediği basın toplantısında, "hükümetin,
özelleştirme uygulamalannda ve kamu sektö-
rünü parçalayıp eddazteştirme hedefinde ka-
rariıgöründüğünü" savundu. Hükümetin, hız
kesmeden gündeme getirdiği yasal düzenle-
melerle "emekçflerin ve halkuı geleceğini ka-
rartmaya hazniandığını" söyleyen Tombul,
"Ne yazık ki, hükümet kıbtesini IMFye, sırü-
nı emekçiye dönmüş dunımda" diye konuştu.
Kamu hizmetlerinin adım adım ticarileşti-
rildiğini iddia eden Tombul, TBMM günde-
minde bulunan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Yasa Tasansı'nın da aynı ne-
oliberal anlayışın ürünü olduğunu öne sürdü.
Hükümetin, emeklilik ve sağlık haklannı
"yük" olarak gördüğünü savunan Tombul,
"Öysa sırümızdaJd esas yük, emekçflerin ve
halkın atan terini cebine indirenterdir" diye
konuştu.
İsmail Hakkı Tombul, hükümetin, faiz dışı
fazla hedefıni tutturabilmek için, kamuda üc-
retleri düşürmeyi planladığını da savundu.
50 binden fazla
memur 550
YTL'nin altmda
maaş alırken,
1000 YTL'nin
üstünde kazanan
memurlaruı oranı
yabuzca yüzde 13.
Ozeüeştirme
karşıtı eylenılerde
sokağa çıkan
memur, ücret
arüşı konusunda
dahükümetie
karşı karşıya
gelecek.
(Fotoğraf: AA)
Memurunyartsı 750 YTL kazanıyor
ANKARA (Cumhuriyet) - Mali-
ye Bakanlığı venlen, memurlann
yüzde 4.11 'inin 550 YTL'nin altın-
da, yüzde 42.86'sının ise 550 ile
750 YTL arasında maaş aldığını or-
taya koydu.
1 milyon 236 bin devlet memu-
runun yüzde 4.1 l'ini oluşturan 50
bin 788'i, 525 ile 550 YTL arasın-
da bir maaşla geçim mücadelesi ve-
riyor. Devlet memurlannın önemli
bir bölümü, orta maaş düzeyinde
bulunuyor. Her 100 memurdan
43'ü, ayda 550 ile 750 YTL arasın-
da maaşla çalışıyor. Yani kayıtlı
memurlann 530 bin 21 'i, ayda 550
ile 750 YTL arasında maaş alanlar-
dan oluşuyor. Söz konusu dilimi,
yüzde 28.92'Uk oran ile maaşı 750
ile 900 YTL arasında olanlar izli-
yor. Üst maaş gruplanna gidildik-
çe, bu dilimlerde çalışan memur sa-
yısında azahna dikkat çekiyor.
Kayıtlı memurlann yüzde
10.60\ ayda 900 ile 1.000 YTL,
yüzde 9.55'i ayda 1.000 ile 1.200
YTL, yüzde 1.86'sı ise ayda 1.200
ile 1.500 YTL arasında maaşla dev-
lete hizmet veriyor.
Bu arada memur maaşlannda da
otomasyona geçiliyor. Maliye Ba-
kanlığı Muhasebat Genel Müdürü
Ömer Duman, memur maaşlannda
otomasyona geçilmesiyle birlikte
mutemetliğin de tarihe kanşacağı-
nı söyledi. Maaş otomasyon proje-
si ile memurlann özlük haklanna
ilişkin tüm bilgiler, merkezde bilgi-
sayara yüklenecek. Otomasyona
geçilmesi sonrasında 52 bin mute-
medin bir bölümü asli işlerine dö-
necek. Boşta kalanlar ise ihtiyaç
duyulan diğer alanlarda değerlendi-
rilecek.
DÜTVYA EKONOMtSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
ergin.yildizoglu@gmail.com
Iran Başkanlık seçimlerinin sonuçla-
n, dünya halklannın, kendilerini yöne-
tenlere karşı, herfırsatta, ellerinde han-
gi örgütlenme ya da ideoloji varsa
onunla seslerini yükseltmeye, onlann
hesaplannı bozmaya başladığını bir kez
daha gösterdi. Bir süredir Latin Ameri-
ka'da beJirgin biçimde izlenen bu trend,
Avrupa Anayasası oylamasında da sü-
rece damgasını vurmuştu. Kimsenin
kafasına kakıyor gibi olmasın (ya da ol-
sun, hak etmiyoriar mı?) ama tüm bu
gelişmeler, tarihin, ideolojilerin, sınıf sa-
vaşlannın hatta sınıflann sonunun gel-
diğine ilişkin iddialann aksine. yaşamın,
hâlâ maddenin, yasalanna göre işleme-
ye devam ettiğini, "bastınlanlann", yi-
ne "geri gelmeye" başladığını gösteri-
yor.
İran'da da "oyun" bozuldu
Başkanlık seçimlerinde yanşın, mu-
hafazakâr Rafsancani ile reform yanlı-
sı adaylar arasında gerçekleşmesi bek-
leniyordu. Her iki taraf da serbest piya-
sa, özelleştirme yanlısıydı, ağırlıklı ola-
rak iş çevreterini, kentli orta sınıflan,
temsil ediyoriardı, ABD ile ilişkiieri "nor-
malleştirmekten" yanaydılar. Üstelik
2004 başındaki meclis seçimlerinde,
"reform yanlısı" kesim tasfiye olurken
muhafazakâr kesim (Şii nomenklatura-
sı) içinde bir görev değişikliği olmuş,
genç, yüksek tahsilli, hatta doktoralı,
serbest piyasa, bireysel özgüıiükler dü-
şüncesine yakın, siyaset ve ekonomi-
de dini söylemi terk etmeye başlamış,
avukat, mühendis vb. bir kadro mecli-
se girmişti (MERIP 22/07/04). Böylece
"reform yanlısı" akım zayrflarken reji-
min bel kemiği, Şii "nomenklaturası",
giderek kendini serbest piyasa ekono-
misinin kurallanna, iç ve dış iş çevrele-
rinin isteklerine göre değiştirmeye baş-
lamıştı. Diğer bir deyişle oyun kurulmuş,
kim kazanırsa kazansın, genel trendin
sürekliliği garanti altına alınmıştı.
Dahası, Tahran Beledi-
ye Başkanı, köktendinci
Ahmedinecad'ın ikinci
turda Rafsancani karşısındaki aday ola-
rak öne çıkması, Rafsancani'nin re-
formcu oylan da alarak gericiliğe hatta
kimilerine göre "faşizme" karşı, Chi-
rac'ın Le Pen'e karşı kazandığı zafere
benzer bir biçimde, büyük bir meşruiyet
kazanarak başkanlığa yükselmesi ola-
sılığı bile doğmuştu.
Ancak 1979 devriminden bu yana git-
tikçe yoksullaşan, devrimin ilk yıllann-
da elde ettikleri ekonomik olanakları
kaybeden petrol gelirlerinden faydala-
namayan, buna karşılık va-
kıflara çöreklenmiş Şii no-
menklaturasının ve onlarla
iyi ilişkiler içinde olan iş
çevreierinin gittikçe zengin-
leşmesine şahit olan kır ve
kent yoksullan ve çarşı es-
nafı (küçük burjuvazi) bu
oyunu bozdu, Ahmedine-
cad'ı destekleyerek molla
rejimine hiç beklemediği,
bu yüzden de korunaksız
olduğu yerden, din ve ada-
let cephesinden büyük bir
darbe vurdu.
Sınrfsal safiasma
Iran seçim konjonktürü,
New York Tımes'tan The Ti-
mes'a, VVashington
Post'tan The Economist'e, Dei
VVett'ten Le Figaro'ya kadar muhafa-
zakâr, neo-liberal eğilimli basında, sınrf-
sal özellikleri vurgulanarak tartışıldılar.
ömeğin, VVashington Post, "sınıfsal ko-
numlar merkezi rol oynuyor" diye ya-
zarken The Tımes'in haberinin başlığı
"Temkinli reformcu işçi sınıfı kahrama-
nına karşı"yd\. Dei Welt için Mahmud
Ahmedinecad adeta "Sakallı Lafonta-
in"di. Bu yorumcular Ahmedinecad
için, toplumsal desteği, köktendinci gö-
İpan'da Sınıf Savaşları
rüşlerinden daha çok sınıfsal, halkçı po-
litikalanndan, dürüst insan imajından
kaynaklanıyor diye yazdılar.
Tahran Belediye Başkanı Ahmedine-
cad, kendini "muhafazakâr" değil,
"köktenci" (fundamentalist) olarak be-
timliyor. Basici denen köktendinci mi-
lislerin içinden ve Iran ordusundan ge-
liyor. Ahmedinecad, bu özellikleriyle bi-
reysel özgürlükler, kadın haklan ve mo-
dernite açısından hiç iyi bir haber de-
ğil. Ama, bunlann yanı sıra adam "na-
muslu". Şaşaalı belediye başkanhğı sa-
rayında değil kendi mütevazı evinde
oturuyor, başkanlık maaşını almıyor,
yoksullar ve kentin güzelliği için çalışı-
yordu. Onun başkanlığında kent yaşa-
mı daha iyileşmişti. özellikle yeni evli-
lere verilen faizsiz krediler, küçük esna-
fa yapılan belediye yardımlan, Ahmedi-
necad'ın halk adamı görüntüsü, ulusal-
cı eğilimleri, seçimlerde yoksullann ru-
hunu okşadı, içini ısıttı, umut ışığı oldu.
İlk kez kendilerine benzer biri vardı kar-
şılannda.
Diğer tarafta
Iran'ın en zengin
adamlarından biri Rafsancani, artık,
halk arasında "Eskiden bir şah vardı
şimdi 1000 molla var" deyimine yol
açacak kadar nefret çekmeye başlayan
ruhban sınıfının içinden geliyordu. Iran
ekonomisinin giderek neo-liberal poli-
tikalara açılması, Batı'yla bütünleşme-
si konusunda, Iran'daki ve uluslararası
iş çevreleri, Avrupa ülkelerinin liderieri
umutlarını ona bağlamışlardı. İki kez
devlet başkanlığı yapmıştı, tecrübeliy-
di, tarzı biliniyordu, ne kadar baskıcı
olabileceği de? Ama bu
ikincisi hiç önemli değil-
di? Üstelik adam seçim-
lere girerken Batı'ya hoş
görünmek, reformcula-
rın oylannı çekmek için,
başını bile açtı, ikici tur-
dan az önce, Rusya'da
yangından mal kaçırır-
casına yapılan, kamu
mallannın yağmalanma-
sıyla, oligarklann (süper
zenginlerin) oluşmasıyla
sonuçlanan, özelleştir-
me yöntemini vaat etti
halka: "Devlet işletme-
lerinin hisselerini size
dağıtacağım!" Ya son-
ra? Halbuki Ahmedine-
cad, devlet işletmelerini
korumaktan ama gelir-
lerini halka transfer etmekten söz edi-
yordu. Bu emekçiler için iş olanaklan,
daha yüksek ücret, esnaf için ise para-
lı müşteri demekti.
Basıciler ve ordunun bir kesimi de
Ahmedinecad'ı, hatta söylentilere göre
fiilen oy verme sürecine müdahale ede-
rek destekledi. Seçim öncesi yapılan
yorumlarda çoğu kez adı bile anılmayan
Ahmedinecad, ikinci turda oylann yüz-
de 60'ından fazlasını alarak başkan se-
çildi. Böylece iran başkanlık seçimleri-
ne emekçiler ve yoksullar damgalannı
vurmuş oldular.
Ancafc...
Iran başkanlık seçimleri de aynen Av-
rupa Anayasası referandumunda oldu-
ğu gibi, alttan alta sürmekte olan çok
karmaşık sınrf mücadelelerinin su yüzü-
ne çıkmasına olanak sağladı. Bir yan-
dan, emekçi sınıflann ekonomik talep-
leri, yöneticilere kızgınlığı öne çıkarken
demokratik taleplerinin (ekonomik kaza-
nımlan korumaya olanak sağlayacak ifa-
de ve örgütlenme özgüriüğü olanaklan-
na ilişkin taleplerinin) ikinci plana itiliyor
olması, öbüryandan demokratik özgür-
lüklerden yana olduklannı söyleyenlerin
emekçilerin ekonomik taleplerine ilgisiz
kalması, bu sınıf mücadelesinın gelece-
ğini daha da belirsizleştiriyor.
Ama Iran başkanlık seçimleri için en
azıdan iki saptama yapmak olanaklı. Bi-
rincisi, "yaşam tarzına", tüketim toplu-
mu seçeneklerine indirgenmiş bir de-
mokrasi mücadelesi (reformculuk) hal-
kın ilgisini çekmiyor, desteğini almıyor
aksine, kuşkuyla karşılanıyor. İkincisi,
özel yaşamı, siyasi retoriği, dile getirdi-
ği politikalanyla, aldığı halk desteğiyle,
orduyla ilişkisiyle, büyük petrol ve gaz
rezervleriyle, Hugo Chavez'i anımsa-
tan Ahmedinecad eğer verdiği sözleri
tutmaya çalışırsa, stnrf çelişkilerini ve
rejimin (Şii bürokrasisi) iç çelişkilerini,
seçilmiş (meclis) ve seçilmemiş kurum-
lar (Koruyucular Konseyi vb..) arasın-
daki çatışmayı, kaynaklann (vakıflann)
başına oturmuş Şii nomenklaturasının
üst kesimiyle bu kaynaklardan faydala-
namayan alt kesimi arasındaki düş-
manlığı daha da derinleştirecek, eko-
nomik siyasi istikrarsızlığı arttıracak.
Bu yüzden, başkanlık seçimlerini kök-
tendinci bir adayın kazanmış olması re-
jimi güçlendirmek şöyle dursun, sonun
başlangıcı noktasına getirmiş gibi gö-
rünüyor.
Titreyengöl kıyısında orman içinde
Mavi Bayrak özel plajlı bir rüya
• Eşsiz doğa, temiz sahil
• 6o dönüm alanda 54'ü villa toplam
383 klimalı oda
• Sabah, öğle, akşam açık büfe yiyecekler, yerli alkollü ve alkolsüz içecekler
• Anne-babalara ve çocuklara özgürlük! "ÇOCUK KULUBÜ"
• Disko ve animasyonlar
• Evcil hayvan kabul edilir
• Resepsiyona bildirin Cumhuriyet gazetesi odanızda
• Cumhuriyet ailesinin buluşma noktası .*. •. • •
65yaşüzerikonuklarımıza,q/<in
| n
H i r İ m
Balayı çifllerine /OİU inUINm
Rezervasyon Tel: +90(242) 756 96 00
rezervasyon@magicsevenresort.com
SeVen.
F A M I L Y R E S O R T
Manavgat- Side/Titreyen Göl mevkii
www.masicsevenresort.com
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Sermayenin Aklı
Küreselleşmenin önemli özelliklerinden biri de,
azgelişmiş ülkelerin dışandan "akılalma" arzula-
nnın çok artmış olması; gelişmiş ülkelerin de bu
istemi hızla yerine getirmesidir. özellikle Rusya
ve Doğu Avrupa, 199O'lı yıllarda, bu yabancı akıl-
lı adam aşkı yaşadılarsa da son yıllarda bu işleyiş
giderek azalmaktadır.
Bizde, bunun tersi yaşanıyor. Gerek kamu ge-
rekse özel kesimin yabancıya başvurusunda hız-
lı bir artış var. özellikle özel sermayenin en büyük-
leri, tartışmalı yabancılan çağınyor. Bunlara "akıl"
danışılıyor. Görüşleri, geniş yorumlara konu olu-
yor; bilinmedik, yepyeni ve ufuk açıcı düşünceler-
rnişçesine allanıp pullanıyor; dalga dalga halka
ulaştınlıyor.
"Bunda ne var?" denilemez; bunda çok şey
var!
Getirtilen yabancılardan, en azından "bazılan",
kanımca, bir ulusa karşı gösterilmesi gereken say-
gı sınıriannın çok ötesine geçiyor; ülkeyi küçüm-
süyor; halkı hiçe sayıyor. Bu nedenledir ki kendi-
sini her şeyin üstünde görüyor ve aşın iddialı söz-
ler ediyor; ülkenin geleceğine yönelik kesin öner-
meler yapma cesaretini de kendinde bulabiliyor.
Bunlardan, "uygaıiıklar çatışması" gibi çok tar-
tışmalı ve o ölçüde de kimi yorumculann ilkel ve
gerici buldukları bir kuramsal yaklaşımın sahibi
olan S. Huntington, "Türkiye'nin yeri Islam dün-
yasıdır" diyor ve "Laikliği ve Atatürkçûlüğü bir ya-
na bırakın; hem sizin AB'de ne işiniz var?" diye
ekliyor.
Aynca sıcak para ticaretiyle uğraşan ve birçok
ülkenin para piyasalannı altüst ettirerek ekonomik
ve siyasal çalkantılara sürüklenmelerine neden
olan ve açıkça ilgili ülkede "rüşveti önlemek için"
hükümetlere rüşvet verdiğini açıklayan G. Soros
da çağrılan yabancılardan. Para dağıtarak "halk
devrimi" adı altmda ayaklanmalara olanak hazır-
layan ve ABD bağımlısı hükümetleroluşturmasıy-
la tanınan ve büyük demokrasi kahramanı olarak
konuk edilen Soros da "Üniversitelerde türbanı
serbest bırakın" demekle kalmıyor; para ile hükü-
metleri aldığı bilinen Soros daha da ileri gidiyor;
"Bu sorunu da biz çözeriz" diyebiliyor. Para ile her
şeyi alabılmiş olmasının iç güveniyle bu ülkenin
geleceğini biçimlendirmeye çalışıyor.
Tanrı aşkına, Türkiye sermaye çevreleri, So-
ros'tan hangi demokrasi dersıni alıyor?
Bu ikilinin önerileri, bildiğimiz kadanyla, bizim
büyük sermayenin özlemleriyle hiçbir biçimde ör-
tüşmüyor. Böyleyken, bu çelişkili durum için on-
ca para harcanmasının anlamı var mı?
Büyük sermaye, aslında kendi üniversitelerini
kurmuş bulunuyor. Eğer bu konularda bilimsel bir
görüşe gereksinim varsa çağnyı üniversiteler ya-
pabilir.
Anadolu'da "Akıl, başta sermaye" diye güzel bir
sözvardır. Sermaye, akıllagüçlenir; her şey bir ta-
rafa, taşıma akılla sermaye birikiminin olmadığı-
nı, eski sömürge ülkeleri her gün kanıtlıyor! Türki-
ye'de büyük sermayenin gelişmiş ülkelerden, ver-
gi vermek, sigorta borçlannı ödemek, kayıt için-
de çalışmak, sendika düşmanlığı yapmamak gibi
öğreneceği çok şey var.
yakupkepenek06@hotmail.com
ftalyanlardan Aydın'a Iabrika
AiDEV (A.A) - Aydın'da kurulu bulunan Jantsa AŞ
ile ttalyan Titan firması ortaklaşa, traktör jant
Fabrikası kuracak. Umurlu Organize Sanayi
Bölgesi'nde kurulacak ve yaklaşık 10 milyon
A\To'luk bir yatınm olan fabrikanın 120 kjşiye
istihdam sağlayacağı belirtildı. Jantsa Genel
Müdürü ve EBSO Aydın Şube Başkanı Ercan
Çerçioğlu. Nisan 2006 tanhınde faaliyete
geçirihnesı planlanan fabrikadan yılda 7 milyon
Avro'luk ihracat hedeflendiğıni belirtti. Çerçioğlu,
yan yanya ortaklık sözleşmesinin önümüzdeki
günlerde imzalanacağını belirtti.
öl'ün büyülü ortamında "Keyifli Tatil"
ESKtŞEHİR 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004İ450
Davacı Raife Göktaş vekili tarafından davalı Mustafa Göktaş aleyhine açılan bo-
şaruna davasında verilen 22.12.2004 tanhli dava dılekçesinde. taraflann 1975 yılından
beri imam nikâhıyla ve 1983 yılından beri de resmi nikâhla evii olup, müşterek iki
çocuklannın bulunduğu. davalının kusurlu davTanışlan nedeniyle evliliğin maddı ve
manevı yönden mahrumiyetlerle geçtiği, davacının temizlik işlerine giderek zonınlu
ihtiyaçlan karşılamaya çalıştığı, davalının hakaret ve şıddet eylemlerine devam ettigi,
son olarak üç yıl önce bir kavga neticesinde davalının müşterek konutu terk etuği ve
aılestni arayıp sormadığı belirtilerek taraflann boşanmalanna, davacı ıçın aylık 150
YTL tedbir nafakasına, boşanma halinde yoksulluk nafakası olarak devamına karar
verilesı talep edilmiş olup, davalının Şirıntepe Mahallesı, Çepenli Sokak No:12/1 Es-
kişehir adresine tebligat yapılamadığı ve yapılan tüm aıaştırmalara rağmen tebliğe ya-
rar açık adresinın tespit edilemedigi, bu nedenle dava dilekçesinin ılanen tebligine ka-
rar verıldiğı anlaşıldığından, davalının 29.09.2005 günü saat 09.00'da mahkeme salo-
nunda hazır bulunması ya da kendısıni bir vekılle temsil ettınnesi. ilanın yayınlanma-
sını müteakip 15 gün sonra adı geçene tebliğ edılmış sayılacağı. aksi takdırde duruş-
maya yokluğunda devam edıleceği ve karar venleceğı hususu ılanen tebliğ olunur.
Basın: 29789
BEYKOZ1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2005 104
Arif Altınbaş vekili tarafından mahkememıze açılan gaiplik davası sebebiyle,
Davacı vekilınce, Istanbul ılı, Beykoz ılçesi, Anadoluka\'ağı Mahallesi, Cilt No:2, Hane No:216,
BSN:16'da nüfusa kayıtlı Süleyman ile Bedriye Süheyla'dan olma 29.05.1953 doğum tarihli Kemal
Murat Altınbaş'ın gaipliğme karar verilmesi talep edilmiş olmakla, bu kişi hakkında bilgisı ve gör-
güsü bulunan kişilerin duruşma günü olan 07 07 2005 tanhine kadar mahkememıze müracaat ede-
rek bilgı vermeleri hususu ilanen tebliğ olunur. 20.06 2005 Basın: 29861
ÖDEMİŞ 1. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞl'NDEN
Dosya No. 2003/208
Davacı Şevket Aras vekılı tarafından davalılar Remzi Mendegüme vs. aleyhine açılan el atmanın
önlenmesi davasmda, Davalı Remzi Mendegüme adına çıkanlan tebligatlann teblıg edilememesi ve
adı geçenin tebligata elverişli adresinin de tespit edilememesi nedeniyle, kendisine ilanen tebligat ya-
pılmasına karar venlmekle, Adı geçenin 7.7.2005 günü saat 10.45'te mahkememizde yapılacak du-
ruşmada hazır bulunması, aksı takdirde duruşmaya gıyabında devam olunarak karar venleceğı husu-
su ilanen tebliğ olunur. Basın: 29858
ŞİSLİ 5. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004 209
Davacı Emıne Ketenci vs. vekili tarafından davalı Hasan Bolat aleyhine açı-
lan sözleşmenin feshi davasmda, Hasdal Cad. Dere Sokak No:5 Kağıthane-ls-
tanbul adresinde mukim davalı Hasan Bolat'a yapılan tebligatlar bıla tebliğ iade
edilmış olmakla,
Hâkimliğimizce dava dilekçesı meşruhath davetiyenin ılanen tebliğıne karar
verilmiştir
Karar gereğince davalı Hasan Bolat'a duruşma günü olan 19 07.2005 günü
olan saat 10.00'da mahkememizde bulunması veya kendisıni bir vekille temsil
ettirmesı, belli edilen günde mahkememizde hazır bulunmadığı veya kendisıni
bir vekille temsil ettirmedığı takdirde dunışmalara yokluğunda devam edıleceği,
geçerli özrü olmadan gelmedığı takdirde cereyan eden işlemlere itiraz edemeye-
ceği, aynca aynı ilanın 15 gün süre ile mahkeme divanhanesine asılı tutulduğuna
daır davetiye ile dava dilekçesinin ılan tebliğ yenne kaım olmak üzere ılan olu-
nur. 22.06.2005 Basın: 29976