Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2005 PAZAf
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Sevgili Ustavn
İlhami Soysal
Sevgili,
Geçen gün Paris'te Lüksemburg Bahçesi
önünde parmaklıklara takılmış resimlerden olu-
şan "Sınır Tanımayan Gazeteciler Yirminci Yıl
Fotoğraf Sergisi"r\\ izierken çaldı cep telefonum.
Zonguldak'tan anyor, İlhami Soysal ıçin yapıla-
cak anma törenini haber veriyorlardı.
Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı'ndan (ZOKEV)
arkadaşlarla bu yılın başında, orada yaptığımız
konuşmada dile getirmişlerdi, hemşerileri İlhami
Soysal için bir tören düzenlemek istediklerini, ben
de katılmayı çok arzu ettiğimi belırtmıştim.
Yine olmadı.
Telefonla konuşurken, 37 yıl önce Paris'te ge-
çen günlere döndüm.
Konuşmanın geçtiği yerin 500 metre ötesinde
bir otelde kalıyordum; doktora öğrencisi, aynı za-
manda da Akşam'ın muhabiri ve dış politika ya-
zan olduğum günlerde...
O zamanlar gazetenin iki dev yazan vardı, Çe-
tin Attan ve aynı zamanda Ankara temsilcisi olan
İlhami Soysal. Altan Öymen, Akşam'a daha
sonra katılacaktı.
İlhami Ağabey, bir vesileyle Paris'e gelmişti.
Sonra kendisiyle Almanya ve Belçika'ya da gide-
cektik.
Bütün öğrenci arkadaşlar, büyük bir merakla İl-
hami Soysal'ı görmeye, onunla birkaç laf edip
sorular sormaya geliyordu.
Boru değil, Türkiye'de gündem oluşturan koca
bir yazar gelmişti...
• • •
İlhami Soysal, çok dışavurumcu, konuşkan biri
değildi. Bir gün, haftalık iki yazımdan birini yaz-
mış, göndermeye hazırianıyordum.
- Ver bir de ben bakayım, dedi.
Baktı, önce sessizce düşündü. Sonra karaıiı
bir şekilde,
- Bak, dedi, sana bir şey söyleyeceğim; yazıla-
nnı yazarken kâğıdın soluna bir marj bırak! Say-
fanın başından başlama! Sonra bu kadar sıkışık
yazma! Bir buçuk aralığı tercih et! Böylece hem
daha rahat görürsün yazdığını hem de daha ra-
hat düzeltirsin.
Paris'te önce muhabir, sonra dış politika yazan
olarak başladığım gazetecilik hayatımda aldığım
ilk sevecen dersti bu.
İlhami Soysal o sırada, ilgi alanı yalnız politika
olmayıp edebiyatı da ıçeren, Türkiye'de gündemi
oluşturan, ileri gelen yazarlardan biriydi.
Sonra yaşamımız boyunca yollanmız çok ke-
sişti. Birlikte hapis yattık 12 Mart döneminde, ha-
pishanedeyken biriikte atıldık Akşam'dan.
Aynı mahkemede biriikte aklandık, biriikte gül-
dük.
Aradan yıllar geçti, Milliyet'in çatısı attında ye-
niden bir araya geldik.
Bodrum Torba'da Milliyet'in yıllık geleneksel
toplantısındaydık. Toplantı bitmiş, dönüş günü
gelmiş çatmıştı.
Tatil köyünün kafeteryasında oturan, yaman
tavla oyuncusu İlhami Soysal'a gıttim.
- İlhami Abi, bana ilk gazetecilik dersini sen
vermiştin, biliyorum, senin gibi oyuncularia bizim
oynamaya kalkmamız bile ayıp, ama belki bugün
de bir tavla dersi verirsin de ellisinden sonra öğ-
rendiğim ve bir türiü doğru dürüst kıvıramadığım
şu oyunu belki biraz ilerietirim.
Koyu gözlüklerinin ardından gözleri hafrfçe ışıl-
dadı,
- Gel, dedi.
Ders bitti. Toparlandık, biz otobüse bindik, o
arabasıyla eşi Bahriye Hanım'ın yanına, ören'e
doğru yola çıktı.
ören'e varamadı. 1992 yazında onu o yolda,
bir trafik kazasında yitirdik.
• • •
Hocam, Ustam İlhami Soysal, Türk gazetecilik
tarihinde önemli yeri olan, gündem oluşturan,
şimşekleri üstüne çekmekten korkmayan, bu
yüzden bir dönemin sert Genelkurmay Başkanı
Cemal Tural'ın sadık adamı Salih Raci Tekin'in
saldınsına uğrayan bir kişiydi.
Birinci sayfadan girdiği günlük yazıda haberle
yorumu birieştiren, ham haberi alıp, geliştirip su-
narken yorumu ile bezeyen, hep inançlan doğrul-
tusunda yürüyüp hiç ödün vermeyen bir kişiydi.
Sanıyorum ki daha sonra aynı yolu tutan ha-
berci-yorumcu gazetecilerden Örsan öymen,
Teoman Erel, Mustafa Ekmekçi, günümüzde
Mustafa Balbay'ın ve daha nicelerinin başanyla
yürüdükleri yolu ilk çizen o olmuştur.
Zonguldaklı hemşerileri adına ZOKEV'i hem bu
girişimleri dolayısıyla hem de Soysal gibi bir ga-
zeteciyi anlatmak üzere Nail Güreli'yi konuşmacı
olarak seçtikleri için candan kutluyorum.
Umanm gelecek yıl, son çalıştığı gazete Milli-
yet'in de katkısıyla İlhami Soysal adına bir de ga-
zetecilik ödülü konur.
Büyük ustamızı, hocamızı ve dostumuzu bir
kez daha hasret ve rahmetle anıyorum.
asirmen@cumhurjyet.com.tr
Koç, ifadesinf savundu
'Tartışma sürsün
bakanı açıklamam'
tLHANTAŞa
ANKARA-Yüce Di-
van'daki tanıklığı ile
tartışmalara neden olan
Kültür ve Turizm Baka-
nı Atilla Koç, dedikodu
yapmadığmı, ancak sö-
zünü ettiği bakanı da
açıklamayacağını söy-
ledi.
Koç, eski Bayındırhk
Bakanı KorayAydının
Yüce Divan'da yargı-
landığı davada tanıklığı
sırasında, bir bakanın
ihaleden aldığı komis-
yonla eski ve yeni eşine
ev aldığı iddiasıyla ilgi-
li sorulanmızı yanıtladı.
Sözleriyle ilgüi tarüş-
manın sürdüğünün
anımsatılması üzerine
Koç, "Tartişına devam
etsia Benim herfaangi
söyleyecek bir mesetem
yok" dedi. Soruşturma
Komisyonu'nda söyle-
diklerini Yüce Divan'da
yinelediğini kaydeden
Koç, "Dedikoduya da-
yanarak değil bana sonı
soruklu, sonı oydu. Ben
dedikodu yapmadınT
dedi. Yeru bir şey söyle-
mediğini, komisyonda
da bunu anlattığını kay-
deden Atilla Koç,
"Kimseyi de şaşırtma-
dan" dıye konuştu.
Solda bütünleşmenin adresi olarak SHP'yi gösteren Karayalçın, CHP ve AKP'yi hedef aldı
'Sol partide şeyhler olmaz'AYŞESAYIN
ANKARA - SHP 2. Olağan Kurul-
tayı'nda tek aday olan Murat Kara-
yalçın geçerli sayılan oylann tamamı-
nı alarak yeniden genel başkan oldu.
SHP Genel Başkanı Karayalçuı, solu
dağuıık yapıdan kurtaracak adresin
kendi liderliğindeki SHP olacağını
savunarak sol seçmenden "testiyi la-
ranla, testiyi taşıyanı* bir tutmaması-
nı istedi. Isim vermeden CHP lideri
DenizBaykaTı partisinde "tekses,tek
şeP olmakla suçlayan Karayalçuı,
"Sol partide tek ses olmaz, şeyhler,
mürhîer olmaz" dedi.
SHP'nin 2. Olağan Kurultayı dün
Selim Sım Tarcan Spor Salonu'nda
yapıldı. Tek genel başkan adayının
olduğu kurultayda kullanılan 805
oyun geçerli sayılan 744 'ünü alan Ka-
rayalçuı, yeniden genel başkanlığa
seçildi. Kurultayda 60 üyeli Parti Mec-
lisi ve 9 üyeli Merkez Disiplin Kuru-
lu üyeliği seçimi de yapıldı. Kurul-
tay öncesinde Genel Başkan Kara-
yalçuı'uı telefonla arayarak davet et-
tıği SODEP ve SHP'nin eski genel
başkanı Erdal tnönü. katılımıyla par-
tılilere moral verdi. SODEP'in 2.
Genel Başkanı Cezmi Kartay'la yan
yana oturan tnönü'ye partililer, "fnö-
Yargıdakisorvnlar
Çiçek
araştırma
komisyonu
istedi
İnönü
morali:
SHP'nin 2. Olağan
Kurultayı'na
katüan onursal
genel başkan
Erdal tnönü, ilgi
odağıoldu.
"SHP'nin onural
genel başkanı"
diye anons edilen
İnönü,
partUüerden
yoğun alkış aJcn.
(Fotoğraf.
KORAY AVCI)
nû partiye" diye tezahürat yaptı.
-Türkrye'nin iki yakasmı bir araya
getireceğiz'' sloganının ana tema ola-
rak belüiendiği kurultayda Dı\î
an Baş-
kanlığı'na Istanbul Milletvekılı Anmet
GüryüzKetenci seçildi. "ÇavBela, 10.
Yıl Marşı''nın çalındığı kurultayda,
partili gençler gazetemiz yazan Uğur
Mumcu'nun "Sesleniş''inin de arala-
nnda bulunduğu şiu-leri seslendirdi-
ler. Saat 11.15'te salona giren Kara-
yalçın ilk olarak Erdal Inönü ve Kar-
tay'ın yanına gıderek katıhmlanndan
dolayıteşekküretn'.Karayalçın'ınko-
nuşmasuıdan önce "Sosyaldemokra-
sinin dünü, btıgünü" adlı sınevızyon
gösterisı büyük alkış aldı. Komüniz-
mın "babası" Karl Marr'la başlayan
sinevizyon gösterisi içinde Cumhuri-
yetimizin kurucusu Atatörk, milli şef
Ismet Inönünün yanı sıra Engeb'ten
Deniz Gezmiş'e, Uğur Mumcu'dan
Bahriye Üçok'a kadar, komünist, sos-
yalist, sosyal demokrat, solcu aydın-
lar yer aldı.
Konuşmasında CHP'yı hedef alan
Karayalçın, AKP ve CHP'nin Hazi-
ne yardnnını sınırlayan yasayı çıkar-
malan nedeniyle partısi ekonomik sı-
kmtı çekerken isim vermeden CHP'nin
"genel merkez binası olduğu halde
Itaiyan mermerleriyle donanlnuş, 25
trilyon IJraya mal olacak yeni bir ge-
nel merkez binası vapûğma" dıkkat
çekti. AKP ve CHP'nuı RTÜK, Ha-
zine yardımı, anayasa değişikhklen ko-
nulannda işbirlıği yaptığına dikkat
çeken Karayalçuı, bu işbirliğini "çift
partidürtatöriügu" olarak nitelendır-
di. Yüce Divan'da siyasilerin ve bü-
rokratlann "görevikötiiyekuBanmak-
tan" yargılandığma işaret eden Kara-
yalçuı, AKP ve CHP'ninse "parla-
menro görevlerini körüye kuflannu
suçu" işlediklerini savundu. Karayal-
çuı, "Konu, para,koltuk ohmca CHP
ve AKP'nin aralarmdan su sızmıyor.
AKPveCHPstratejikortak" dedi.
Türkiye'de "eüıik kimlik sryaseti"
yapılmasına karşı olduklannı belir-
ten Karayalçın, "Türldye'de Kürt
gerçekKği vardır. Ama Kürt gerçek-
liği de devletin teküğini, uhısun füm-
lüğünü ve yurdun bölünmez bürün-
hığünü içine sindirmelidir'' görüşü-
nü dile getırdi. Karayalçuı konuşma-
sunn son bölümündeyse solda birlik
çağnsı yaparken adres olarak da par-
tisini gösterdi. Karayalçuı, seçimler
öncesinde CHP lideri Baykal'uı Ha-
cıbekta§"a giderken yaptığı çağnyı
anımsatarak şu görüşleri dile gerir-
di: "Ben drvorum ki, amaç Hacıbek-
taş'agitmekse,benimotobüsümebin-
mesen de, kendi otobüsünk, minibü-
sünlegefeende ben seni beklerim- Sos-
yal demokratlar, Cumhuriyetçiler,
Âtarürkçüler, SHP'yi birinci parti
yapın. Size söz veriyorum, Solu bir
araya ben getiririm. Peşime düşün
degfl. yanıma geün diyorum."
ANKARA (CumhurrjTet Bürosu)- Yargı üye-
lerinin özlük haklannda istenen iyileştirmele-
ri getirmemesi nedeniyle eleştirilen Hâkimler
ve Savcılar Yasa Tasansrnın TBMM Genel
Kurulu'nda görüşülmesine dün başlandı. Ada-
let Bakanı Cemil Çiçek, yargnıın sorunlanna çö-
züm önenleri geüştinlmesi için Meclis 'te bir araş-
tırma komisyonu kurulmasıru istedi.
CHP milletvekilleri, tasarıda yargı bağımsız-
lığuıı sağlayacak bir iyileştirme yer almazken
4 bin hâkim ve savcı adayuun belirlenmesinde
mülakat kurulunun öngörülmesine de tepki gös-
terdiler. CHP'liler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'ndan bakan ve müsteşann aynlmasuıa
ilişkin istemleri genel kurulda yineledi.
Adalet Bakanı Ciçek, yargınuı sorunlan ara-
suıda HSYK'de bakan ve müsteşann bulunma-
sunn "devede kulak" kaldığını belirterek yar-
gının daha büyük sorunlan olduğunu, bunla-
nn saptanarak çözüm önerileri gehştirihnesi için
Meclis araştırma komisyonu kuruhnası gerek-
tiğini söyledi.
'AK PATRON' KAMER YAPTIRDI
IR NOKTASl /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Irak Dünya Mahkemesi'nin
(IDM) dünkü oturumunda konu-
şan üç Iraklı kadını ve bir ABO
askerini dinledim. Yazar, gazete-
ci Hana Ibrahim bir feminist,
kadın haklan savunucusu olarak
Irak'ta kadının işgal ortamında
yaşadıklannı anlattı. Onun saçla-
n, Ortadoğu'nun farklı yörelerin-
de yaşanan haksızlıklaria müca-
dele ederken ağarmıştı. Filistin
kamplannda kadınlann yaşadık-
lanna tanık olmuş ve bu koşulla-
rın değişmesi için çabalamıştı.
"Ben işgali yaşadım. İşgal ül-
kem Irak'ı tarumar etti. Savaş
ûlkemdeki her şeyi yiyip bitiri-
yor. Işgalin en büyük acısını çe-
kenler kadınlar. Bush, Afganis-
tan'ı işgal ederken kadınlan Ta-
liban'ın baskısından kurtaracak-
lannı söylemişti. Aynı iddialan
Irak için de dile getirdi."
• • •
"Irak'ta kadınlar tek kurşunla
başlanndan vurularak öldürülü-
yor. Çatışmada değil evinin
içinde beynine kurşun sıkılarak.
Felluce'de bir gûnde öldürülen
72 kadının tamamına yakını
beynine kurşun sıkılarak öldü-
rûlmüştü. Bunlann bizzat tanığt-
yım. Kadınlara tecavüz edildi.
Kadın ve çocuklan kaçıran bir
çete mensubuyla konuştum
şunları söyledi: 'Bakire bir kadı-
nt 10 bin dolara, bakire olmayan
bir kadını 2-3 bin dolara satıyo-
ruz. Organları sağlam çocuklar
da 10 bin dolar ediyor. Irak'ta
IrakTanıklıklan...
savaş ortamında bunlar beş ku-
ruş etmez. Biz bunları kaçırıp
satıyoruz."
• • •
Hana Ibrahim, kadınlann bas-
kı ve felaket ortamında, kurtulu-
şu dine sığınmakta buiduklannı
söyledi: "Kadınlar başörtüsünü
korku içgüdüsüyle takırtak zo-
runda hissediyorlar. Aileler kız-
lanntn başına bir şey gelmesin
diye onları okullardan aldılar.
Eskiden biz geceieri dolaşırdık.
Şimdi güneş batar batmaz bü-
tün kadınlar endişe içinde evi-
mize dönüyoruz. Kadınlar eski-
den araba kullanırdı. Bugün
araba kullanan kadına çok az
rastiarsınız."
Hemen bütün konuşmacılar
Felluce'de yaşananlara tanık ol-
muşlardı. Hana Ibrahim, kadınlar
için Felluce'yi şöyle tanımladı:
"Kadınlann çoğu kenti terk et-
mekzorunda kaldılar. Açıkta ça-
dırlarda yaşıyoriar. Kocaları ise
evterini korumak için ölümü gö-
ze alıp orada kalıyoriar. Kadınlar
evlerinde giyinik yatıyortar. Bir
baskın sırasında askerlere çıp-
lak yakalanmak istemiyorlar.
Çıplak ölmek istemiyorlar. Bü-
tün aile, ka erkek bir odada kalı-
yor. Kızlar ve kadınlar tecavüze
uğrama korkusu içindeier."
• • •
Hana Ibrahim, işgalin erkek
egemenliğini daha da arttırdığı-
na dikkat çekiyor: "Kadınlar in-
san haklan örgütlehne, sivil
toplum kuruluşlanna gitmiyor-
lar. Kocalarının ve aşiretlerinin
arkasına sığınmayı tercih edi-
yorlar. Kadın kurtuluşunu Batılı
kurumlarda değil erkeğin arka-
sında anyoriar."
Hana Ibrahim, bu haksızlıkla-
ra karşı mücadeleye devam
edeceklerini söyleyip sözlerini
şöyle tamamladı: "Insanlık için,
sizler için mücadeleye devam
edeceğiz."
Irak tanıklığının ıkinci konuş-
macısı Eman Khammas, gün-
delik hayatın çöküşünü ömek-
lerie anlattı. Güvenliğin ve eği-
tim sisteminin nasıl yok edildi-
ğini dile getırdi: "ABD bir kenti
kuşatınca bakın neler yapıyor?
Bütün yollann kesilmesi de-
mek, herhangi bir aracın yolda
görüldüğü anda bomba ile ha-
vaya uçurulması demek. örne-
ğin Fuat ve Yusuf adlı evli beş
çocuklu iki laborant bir gün iş-
lerine gidiyorlardı. Arabaları
içinde bombalanarak öldürül-
düler. Ben onlann ölümüne ta-
nık oldum. (Fotoğraflannı gös-
terdi.) Havadan yapılan bom-
bardımanlarda aynm gözetilmi-
yor. Bir evin bombardımanın-
dan sonra bir kısım insan ölü-
yor, bazılan da saatlerce, gün-
lerce enkaz altında yaralı olarak
kaldıkîan sonra yaşamını yitin-
yor. Çünkü kuşatma altındaki
kentlere ambulans sokulması-
na da izin verilmiyor."
"Evi havadan bombalanmış
bir kadın tanıdım. Ailesinin 10
ferdi bombardımanda ölmüştü.
Hepsini evinin bahçesine göm-
müştü. Ben gittiğimde mezaria-
n başında ağlıyordu ve kendisi
de ölmek istiyordu."
• • •
Khamas'ın ardından bir ABD
askeri Tım Goodrich, ABD or-
dusunun nasıl yalanlaria ve in-
sani duygulardan uzak şekilde
savaşa hazırlandıklarını anlattı.
Onu avukat Amat Sawadi'nin
Irak hapishanelerinde yaşanan-
ları dile getırdiği konuşması iz-
ledi.
• • •
Irak Dünya Mahkemesi, bir
yargılamadan çok, gerçeklerin
ve acılann sergilenmesi. Vicdanı
olanın vicdanını kanatacak acı-
lar burada gerçek tanıklar ve
uzmanlar tarafından dile getirili-
yor.
• • •
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1
Mart tezkeresini reddederek he-
pimizi gururlandıracak, onlarca
yıl unutulmayacak bir tutum
sergiledi. Irak Dünya Mahkeme-
si'nin son duruşmasının da ül-
kemizde düzenlenmesi, vicdanı
olan her yurttaş için bir övünç
olabilir. Vicdanı olana...
"Uzman ve güvenilir ellerde
olduğunu bilmenin huzuru"
Eyüboğlu Erenköy Anaokulu
2001-2002 doğumlular için
2005-2006 öğretim yıiında hızmetinizde
L_ -^^ Hamam Sokak No:37/2 Erenköy
Kayıtlar Eyüboğlu Çamlıca Kampüsü nde yapılmaktadır.
Eyüboğlu
Eğitim Kurumlan
Namık Kemal Mahallea, Dr. Rüstem Eyüboğlu Sokak No- 8 Ümraniye 34762 istanbul
Başbakan Erdoğan hastanenin kurdekani annesiTenzfle
ve eşi Emine Erdoğan'Ia biriikte kesti. (Fotoğraf: AA)
Annesinin
adıııa hastaneRİZE (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, lojmanlan boşaltan milletvekıllerinin
maddi açıdan zor durumda olduğunu savundu.
Memura ve her kesıme çok ciddi olanaklar
getirmedıkten sonra milletvekilli maaşlanna ciddı
zam yapmayacaklanru açıklayan Erdoğan,
tt
>Ii0etvekib arkadaşlanmızın Anadolu'nun ücra
köşesinden hemşerileri gelryor. Geldiği zaman onu
yedirecek, içirecek, yanracâk. Bütün masraflan
kinden geçecek. Ama değinnenin suyu nereden
geliyor diye soran yok" dedi.
Erdoğan, memleketi olan Rize'nin Güneysu
ılçesinde annesi Tenzüe Erdoğan adına Atasay
Kuyumculuk'un sahibi Cihan Kamer'in
yaptırdığı Tenzile Erdoğan Güneysu Gün
Hastanesı'nın açılış törenine katıldı. "Erdoğan'm
gayri resmi ekonomi danışmanı" olarak anılan ve
"AKpatronlar" arasuıda sa>ılan Kamer'in
yaptırdığı hastanenin açılışında konuşan Erdoğan
dünyada sözlerin değil icraatın önemli olduğunu
ifade etti. Erdoğan, "Kurusıkı atanlara bakmayın,
bekâra kan boşamak kolay. Bunlar durmadan
aüyoriar. Biz bunlann m etiyatianna bakryoruz.
Ziya Paşa'nuı sevdiğün bir sözü van Eşek ölür
kahr semerl Yiğit ölür kahr eseri" diye konuştu.
ARINÇ, ERDOĞA^ÂYÖL GOSTr^H
6
Referandııın için
yasa çıkanlmalı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- TBMM
Başkanı Bülent Annç, "gerekirse türban için
referanduma* gidılebıleceğını belirten
Başbakan Recep Tayjip Erdoğan'a mesaj
verdi. Annç, sadece anayasa değişiklikleri
konusunda referanduma gidilebildiğine dikkat
çekerek "Belki yeni bir kanun çıkanlarak baa
durumlarda referandum olağan yol halme
getirilebihr" önerisinde bulundu. Annç,
sijasılenn verdıkleri sözleri tutmalan
gerektiğini de bildirdi.
Hukuki Araştırmalar Derneği'rün 8. Olağan
Genel Kurulu'na katılan Annç, referandum
tartışmalanna değındi. Referandumun anayasal
yollardan bınsi olduğunu kaydeden Annç,
"Bugünkü anayasal ve yasal düzenlemeler
doğrulrusunda sadece anayasa değişiklikleri
konulannda ve beffi ölçüler içerisinde
referanduma gidiJebilmektedir. Yoksa herhangi
bir konudareferandumagitmek imkânı yok.
Belki yeni bir kanun çıkanlarak baa
durumlarda referandum olağan yol hafane
getirilebilir" diye konuştu. Annç, siyasetçilerin
halka verdiği sözü tutması gerektiğini, aksi
takdirde karşılığun göreceğini kaydetti.