26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2005 PAZAf HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Sevgili Ustavn İlhami Soysal Sevgili, Geçen gün Paris'te Lüksemburg Bahçesi önünde parmaklıklara takılmış resimlerden olu- şan "Sınır Tanımayan Gazeteciler Yirminci Yıl Fotoğraf Sergisi"r\\ izierken çaldı cep telefonum. Zonguldak'tan anyor, İlhami Soysal ıçin yapıla- cak anma törenini haber veriyorlardı. Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı'ndan (ZOKEV) arkadaşlarla bu yılın başında, orada yaptığımız konuşmada dile getirmişlerdi, hemşerileri İlhami Soysal için bir tören düzenlemek istediklerini, ben de katılmayı çok arzu ettiğimi belırtmıştim. Yine olmadı. Telefonla konuşurken, 37 yıl önce Paris'te ge- çen günlere döndüm. Konuşmanın geçtiği yerin 500 metre ötesinde bir otelde kalıyordum; doktora öğrencisi, aynı za- manda da Akşam'ın muhabiri ve dış politika ya- zan olduğum günlerde... O zamanlar gazetenin iki dev yazan vardı, Çe- tin Attan ve aynı zamanda Ankara temsilcisi olan İlhami Soysal. Altan Öymen, Akşam'a daha sonra katılacaktı. İlhami Ağabey, bir vesileyle Paris'e gelmişti. Sonra kendisiyle Almanya ve Belçika'ya da gide- cektik. Bütün öğrenci arkadaşlar, büyük bir merakla İl- hami Soysal'ı görmeye, onunla birkaç laf edip sorular sormaya geliyordu. Boru değil, Türkiye'de gündem oluşturan koca bir yazar gelmişti... • • • İlhami Soysal, çok dışavurumcu, konuşkan biri değildi. Bir gün, haftalık iki yazımdan birini yaz- mış, göndermeye hazırianıyordum. - Ver bir de ben bakayım, dedi. Baktı, önce sessizce düşündü. Sonra karaıiı bir şekilde, - Bak, dedi, sana bir şey söyleyeceğim; yazıla- nnı yazarken kâğıdın soluna bir marj bırak! Say- fanın başından başlama! Sonra bu kadar sıkışık yazma! Bir buçuk aralığı tercih et! Böylece hem daha rahat görürsün yazdığını hem de daha ra- hat düzeltirsin. Paris'te önce muhabir, sonra dış politika yazan olarak başladığım gazetecilik hayatımda aldığım ilk sevecen dersti bu. İlhami Soysal o sırada, ilgi alanı yalnız politika olmayıp edebiyatı da ıçeren, Türkiye'de gündemi oluşturan, ileri gelen yazarlardan biriydi. Sonra yaşamımız boyunca yollanmız çok ke- sişti. Birlikte hapis yattık 12 Mart döneminde, ha- pishanedeyken biriikte atıldık Akşam'dan. Aynı mahkemede biriikte aklandık, biriikte gül- dük. Aradan yıllar geçti, Milliyet'in çatısı attında ye- niden bir araya geldik. Bodrum Torba'da Milliyet'in yıllık geleneksel toplantısındaydık. Toplantı bitmiş, dönüş günü gelmiş çatmıştı. Tatil köyünün kafeteryasında oturan, yaman tavla oyuncusu İlhami Soysal'a gıttim. - İlhami Abi, bana ilk gazetecilik dersini sen vermiştin, biliyorum, senin gibi oyuncularia bizim oynamaya kalkmamız bile ayıp, ama belki bugün de bir tavla dersi verirsin de ellisinden sonra öğ- rendiğim ve bir türiü doğru dürüst kıvıramadığım şu oyunu belki biraz ilerietirim. Koyu gözlüklerinin ardından gözleri hafrfçe ışıl- dadı, - Gel, dedi. Ders bitti. Toparlandık, biz otobüse bindik, o arabasıyla eşi Bahriye Hanım'ın yanına, ören'e doğru yola çıktı. ören'e varamadı. 1992 yazında onu o yolda, bir trafik kazasında yitirdik. • • • Hocam, Ustam İlhami Soysal, Türk gazetecilik tarihinde önemli yeri olan, gündem oluşturan, şimşekleri üstüne çekmekten korkmayan, bu yüzden bir dönemin sert Genelkurmay Başkanı Cemal Tural'ın sadık adamı Salih Raci Tekin'in saldınsına uğrayan bir kişiydi. Birinci sayfadan girdiği günlük yazıda haberle yorumu birieştiren, ham haberi alıp, geliştirip su- narken yorumu ile bezeyen, hep inançlan doğrul- tusunda yürüyüp hiç ödün vermeyen bir kişiydi. Sanıyorum ki daha sonra aynı yolu tutan ha- berci-yorumcu gazetecilerden Örsan öymen, Teoman Erel, Mustafa Ekmekçi, günümüzde Mustafa Balbay'ın ve daha nicelerinin başanyla yürüdükleri yolu ilk çizen o olmuştur. Zonguldaklı hemşerileri adına ZOKEV'i hem bu girişimleri dolayısıyla hem de Soysal gibi bir ga- zeteciyi anlatmak üzere Nail Güreli'yi konuşmacı olarak seçtikleri için candan kutluyorum. Umanm gelecek yıl, son çalıştığı gazete Milli- yet'in de katkısıyla İlhami Soysal adına bir de ga- zetecilik ödülü konur. Büyük ustamızı, hocamızı ve dostumuzu bir kez daha hasret ve rahmetle anıyorum. [email protected] Koç, ifadesinf savundu 'Tartışma sürsün bakanı açıklamam' tLHANTAŞa ANKARA-Yüce Di- van'daki tanıklığı ile tartışmalara neden olan Kültür ve Turizm Baka- nı Atilla Koç, dedikodu yapmadığmı, ancak sö- zünü ettiği bakanı da açıklamayacağını söy- ledi. Koç, eski Bayındırhk Bakanı KorayAydının Yüce Divan'da yargı- landığı davada tanıklığı sırasında, bir bakanın ihaleden aldığı komis- yonla eski ve yeni eşine ev aldığı iddiasıyla ilgi- li sorulanmızı yanıtladı. Sözleriyle ilgüi tarüş- manın sürdüğünün anımsatılması üzerine Koç, "Tartişına devam etsia Benim herfaangi söyleyecek bir mesetem yok" dedi. Soruşturma Komisyonu'nda söyle- diklerini Yüce Divan'da yinelediğini kaydeden Koç, "Dedikoduya da- yanarak değil bana sonı soruklu, sonı oydu. Ben dedikodu yapmadınT dedi. Yeru bir şey söyle- mediğini, komisyonda da bunu anlattığını kay- deden Atilla Koç, "Kimseyi de şaşırtma- dan" dıye konuştu. Solda bütünleşmenin adresi olarak SHP'yi gösteren Karayalçın, CHP ve AKP'yi hedef aldı 'Sol partide şeyhler olmaz'AYŞESAYIN ANKARA - SHP 2. Olağan Kurul- tayı'nda tek aday olan Murat Kara- yalçın geçerli sayılan oylann tamamı- nı alarak yeniden genel başkan oldu. SHP Genel Başkanı Karayalçuı, solu dağuıık yapıdan kurtaracak adresin kendi liderliğindeki SHP olacağını savunarak sol seçmenden "testiyi la- ranla, testiyi taşıyanı* bir tutmaması- nı istedi. Isim vermeden CHP lideri DenizBaykaTı partisinde "tekses,tek şeP olmakla suçlayan Karayalçuı, "Sol partide tek ses olmaz, şeyhler, mürhîer olmaz" dedi. SHP'nin 2. Olağan Kurultayı dün Selim Sım Tarcan Spor Salonu'nda yapıldı. Tek genel başkan adayının olduğu kurultayda kullanılan 805 oyun geçerli sayılan 744 'ünü alan Ka- rayalçuı, yeniden genel başkanlığa seçildi. Kurultayda 60 üyeli Parti Mec- lisi ve 9 üyeli Merkez Disiplin Kuru- lu üyeliği seçimi de yapıldı. Kurul- tay öncesinde Genel Başkan Kara- yalçuı'uı telefonla arayarak davet et- tıği SODEP ve SHP'nin eski genel başkanı Erdal tnönü. katılımıyla par- tılilere moral verdi. SODEP'in 2. Genel Başkanı Cezmi Kartay'la yan yana oturan tnönü'ye partililer, "fnö- Yargıdakisorvnlar Çiçek araştırma komisyonu istedi İnönü morali: SHP'nin 2. Olağan Kurultayı'na katüan onursal genel başkan Erdal tnönü, ilgi odağıoldu. "SHP'nin onural genel başkanı" diye anons edilen İnönü, partUüerden yoğun alkış aJcn. (Fotoğraf. KORAY AVCI) nû partiye" diye tezahürat yaptı. -Türkrye'nin iki yakasmı bir araya getireceğiz'' sloganının ana tema ola- rak belüiendiği kurultayda Dı\î an Baş- kanlığı'na Istanbul Milletvekılı Anmet GüryüzKetenci seçildi. "ÇavBela, 10. Yıl Marşı''nın çalındığı kurultayda, partili gençler gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun "Sesleniş''inin de arala- nnda bulunduğu şiu-leri seslendirdi- ler. Saat 11.15'te salona giren Kara- yalçın ilk olarak Erdal Inönü ve Kar- tay'ın yanına gıderek katıhmlanndan dolayıteşekküretn'.Karayalçın'ınko- nuşmasuıdan önce "Sosyaldemokra- sinin dünü, btıgünü" adlı sınevızyon gösterisı büyük alkış aldı. Komüniz- mın "babası" Karl Marr'la başlayan sinevizyon gösterisi içinde Cumhuri- yetimizin kurucusu Atatörk, milli şef Ismet Inönünün yanı sıra Engeb'ten Deniz Gezmiş'e, Uğur Mumcu'dan Bahriye Üçok'a kadar, komünist, sos- yalist, sosyal demokrat, solcu aydın- lar yer aldı. Konuşmasında CHP'yı hedef alan Karayalçın, AKP ve CHP'nin Hazi- ne yardnnını sınırlayan yasayı çıkar- malan nedeniyle partısi ekonomik sı- kmtı çekerken isim vermeden CHP'nin "genel merkez binası olduğu halde Itaiyan mermerleriyle donanlnuş, 25 trilyon IJraya mal olacak yeni bir ge- nel merkez binası vapûğma" dıkkat çekti. AKP ve CHP'nuı RTÜK, Ha- zine yardımı, anayasa değişikhklen ko- nulannda işbirlıği yaptığına dikkat çeken Karayalçuı, bu işbirliğini "çift partidürtatöriügu" olarak nitelendır- di. Yüce Divan'da siyasilerin ve bü- rokratlann "görevikötiiyekuBanmak- tan" yargılandığma işaret eden Kara- yalçuı, AKP ve CHP'ninse "parla- menro görevlerini körüye kuflannu suçu" işlediklerini savundu. Karayal- çuı, "Konu, para,koltuk ohmca CHP ve AKP'nin aralarmdan su sızmıyor. AKPveCHPstratejikortak" dedi. Türkiye'de "eüıik kimlik sryaseti" yapılmasına karşı olduklannı belir- ten Karayalçın, "Türldye'de Kürt gerçekKği vardır. Ama Kürt gerçek- liği de devletin teküğini, uhısun füm- lüğünü ve yurdun bölünmez bürün- hığünü içine sindirmelidir'' görüşü- nü dile getırdi. Karayalçuı konuşma- sunn son bölümündeyse solda birlik çağnsı yaparken adres olarak da par- tisini gösterdi. Karayalçuı, seçimler öncesinde CHP lideri Baykal'uı Ha- cıbekta§"a giderken yaptığı çağnyı anımsatarak şu görüşleri dile gerir- di: "Ben drvorum ki, amaç Hacıbek- taş'agitmekse,benimotobüsümebin- mesen de, kendi otobüsünk, minibü- sünlegefeende ben seni beklerim- Sos- yal demokratlar, Cumhuriyetçiler, Âtarürkçüler, SHP'yi birinci parti yapın. Size söz veriyorum, Solu bir araya ben getiririm. Peşime düşün degfl. yanıma geün diyorum." ANKARA (CumhurrjTet Bürosu)- Yargı üye- lerinin özlük haklannda istenen iyileştirmele- ri getirmemesi nedeniyle eleştirilen Hâkimler ve Savcılar Yasa Tasansrnın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine dün başlandı. Ada- let Bakanı Cemil Çiçek, yargnıın sorunlanna çö- züm önenleri geüştinlmesi için Meclis 'te bir araş- tırma komisyonu kurulmasıru istedi. CHP milletvekilleri, tasarıda yargı bağımsız- lığuıı sağlayacak bir iyileştirme yer almazken 4 bin hâkim ve savcı adayuun belirlenmesinde mülakat kurulunun öngörülmesine de tepki gös- terdiler. CHP'liler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan bakan ve müsteşann aynlmasuıa ilişkin istemleri genel kurulda yineledi. Adalet Bakanı Ciçek, yargınuı sorunlan ara- suıda HSYK'de bakan ve müsteşann bulunma- sunn "devede kulak" kaldığını belirterek yar- gının daha büyük sorunlan olduğunu, bunla- nn saptanarak çözüm önerileri gehştirihnesi için Meclis araştırma komisyonu kuruhnası gerek- tiğini söyledi. 'AK PATRON' KAMER YAPTIRDI IR NOKTASl /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Irak Dünya Mahkemesi'nin (IDM) dünkü oturumunda konu- şan üç Iraklı kadını ve bir ABO askerini dinledim. Yazar, gazete- ci Hana Ibrahim bir feminist, kadın haklan savunucusu olarak Irak'ta kadının işgal ortamında yaşadıklannı anlattı. Onun saçla- n, Ortadoğu'nun farklı yörelerin- de yaşanan haksızlıklaria müca- dele ederken ağarmıştı. Filistin kamplannda kadınlann yaşadık- lanna tanık olmuş ve bu koşulla- rın değişmesi için çabalamıştı. "Ben işgali yaşadım. İşgal ül- kem Irak'ı tarumar etti. Savaş ûlkemdeki her şeyi yiyip bitiri- yor. Işgalin en büyük acısını çe- kenler kadınlar. Bush, Afganis- tan'ı işgal ederken kadınlan Ta- liban'ın baskısından kurtaracak- lannı söylemişti. Aynı iddialan Irak için de dile getirdi." • • • "Irak'ta kadınlar tek kurşunla başlanndan vurularak öldürülü- yor. Çatışmada değil evinin içinde beynine kurşun sıkılarak. Felluce'de bir gûnde öldürülen 72 kadının tamamına yakını beynine kurşun sıkılarak öldü- rûlmüştü. Bunlann bizzat tanığt- yım. Kadınlara tecavüz edildi. Kadın ve çocuklan kaçıran bir çete mensubuyla konuştum şunları söyledi: 'Bakire bir kadı- nt 10 bin dolara, bakire olmayan bir kadını 2-3 bin dolara satıyo- ruz. Organları sağlam çocuklar da 10 bin dolar ediyor. Irak'ta IrakTanıklıklan... savaş ortamında bunlar beş ku- ruş etmez. Biz bunları kaçırıp satıyoruz." • • • Hana Ibrahim, kadınlann bas- kı ve felaket ortamında, kurtulu- şu dine sığınmakta buiduklannı söyledi: "Kadınlar başörtüsünü korku içgüdüsüyle takırtak zo- runda hissediyorlar. Aileler kız- lanntn başına bir şey gelmesin diye onları okullardan aldılar. Eskiden biz geceieri dolaşırdık. Şimdi güneş batar batmaz bü- tün kadınlar endişe içinde evi- mize dönüyoruz. Kadınlar eski- den araba kullanırdı. Bugün araba kullanan kadına çok az rastiarsınız." Hemen bütün konuşmacılar Felluce'de yaşananlara tanık ol- muşlardı. Hana Ibrahim, kadınlar için Felluce'yi şöyle tanımladı: "Kadınlann çoğu kenti terk et- mekzorunda kaldılar. Açıkta ça- dırlarda yaşıyoriar. Kocaları ise evterini korumak için ölümü gö- ze alıp orada kalıyoriar. Kadınlar evlerinde giyinik yatıyortar. Bir baskın sırasında askerlere çıp- lak yakalanmak istemiyorlar. Çıplak ölmek istemiyorlar. Bü- tün aile, ka erkek bir odada kalı- yor. Kızlar ve kadınlar tecavüze uğrama korkusu içindeier." • • • Hana Ibrahim, işgalin erkek egemenliğini daha da arttırdığı- na dikkat çekiyor: "Kadınlar in- san haklan örgütlehne, sivil toplum kuruluşlanna gitmiyor- lar. Kocalarının ve aşiretlerinin arkasına sığınmayı tercih edi- yorlar. Kadın kurtuluşunu Batılı kurumlarda değil erkeğin arka- sında anyoriar." Hana Ibrahim, bu haksızlıkla- ra karşı mücadeleye devam edeceklerini söyleyip sözlerini şöyle tamamladı: "Insanlık için, sizler için mücadeleye devam edeceğiz." Irak tanıklığının ıkinci konuş- macısı Eman Khammas, gün- delik hayatın çöküşünü ömek- lerie anlattı. Güvenliğin ve eği- tim sisteminin nasıl yok edildi- ğini dile getırdi: "ABD bir kenti kuşatınca bakın neler yapıyor? Bütün yollann kesilmesi de- mek, herhangi bir aracın yolda görüldüğü anda bomba ile ha- vaya uçurulması demek. örne- ğin Fuat ve Yusuf adlı evli beş çocuklu iki laborant bir gün iş- lerine gidiyorlardı. Arabaları içinde bombalanarak öldürül- düler. Ben onlann ölümüne ta- nık oldum. (Fotoğraflannı gös- terdi.) Havadan yapılan bom- bardımanlarda aynm gözetilmi- yor. Bir evin bombardımanın- dan sonra bir kısım insan ölü- yor, bazılan da saatlerce, gün- lerce enkaz altında yaralı olarak kaldıkîan sonra yaşamını yitin- yor. Çünkü kuşatma altındaki kentlere ambulans sokulması- na da izin verilmiyor." "Evi havadan bombalanmış bir kadın tanıdım. Ailesinin 10 ferdi bombardımanda ölmüştü. Hepsini evinin bahçesine göm- müştü. Ben gittiğimde mezaria- n başında ağlıyordu ve kendisi de ölmek istiyordu." • • • Khamas'ın ardından bir ABD askeri Tım Goodrich, ABD or- dusunun nasıl yalanlaria ve in- sani duygulardan uzak şekilde savaşa hazırlandıklarını anlattı. Onu avukat Amat Sawadi'nin Irak hapishanelerinde yaşanan- ları dile getırdiği konuşması iz- ledi. • • • Irak Dünya Mahkemesi, bir yargılamadan çok, gerçeklerin ve acılann sergilenmesi. Vicdanı olanın vicdanını kanatacak acı- lar burada gerçek tanıklar ve uzmanlar tarafından dile getirili- yor. • • • Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Mart tezkeresini reddederek he- pimizi gururlandıracak, onlarca yıl unutulmayacak bir tutum sergiledi. Irak Dünya Mahkeme- si'nin son duruşmasının da ül- kemizde düzenlenmesi, vicdanı olan her yurttaş için bir övünç olabilir. Vicdanı olana... "Uzman ve güvenilir ellerde olduğunu bilmenin huzuru" Eyüboğlu Erenköy Anaokulu 2001-2002 doğumlular için 2005-2006 öğretim yıiında hızmetinizde L_ -^^ Hamam Sokak No:37/2 Erenköy Kayıtlar Eyüboğlu Çamlıca Kampüsü nde yapılmaktadır. Eyüboğlu Eğitim Kurumlan Namık Kemal Mahallea, Dr. Rüstem Eyüboğlu Sokak No- 8 Ümraniye 34762 istanbul Başbakan Erdoğan hastanenin kurdekani annesiTenzfle ve eşi Emine Erdoğan'Ia biriikte kesti. (Fotoğraf: AA) Annesinin adıııa hastaneRİZE (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, lojmanlan boşaltan milletvekıllerinin maddi açıdan zor durumda olduğunu savundu. Memura ve her kesıme çok ciddi olanaklar getirmedıkten sonra milletvekilli maaşlanna ciddı zam yapmayacaklanru açıklayan Erdoğan, tt >Ii0etvekib arkadaşlanmızın Anadolu'nun ücra köşesinden hemşerileri gelryor. Geldiği zaman onu yedirecek, içirecek, yanracâk. Bütün masraflan kinden geçecek. Ama değinnenin suyu nereden geliyor diye soran yok" dedi. Erdoğan, memleketi olan Rize'nin Güneysu ılçesinde annesi Tenzüe Erdoğan adına Atasay Kuyumculuk'un sahibi Cihan Kamer'in yaptırdığı Tenzile Erdoğan Güneysu Gün Hastanesı'nın açılış törenine katıldı. "Erdoğan'm gayri resmi ekonomi danışmanı" olarak anılan ve "AKpatronlar" arasuıda sa>ılan Kamer'in yaptırdığı hastanenin açılışında konuşan Erdoğan dünyada sözlerin değil icraatın önemli olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Kurusıkı atanlara bakmayın, bekâra kan boşamak kolay. Bunlar durmadan aüyoriar. Biz bunlann m etiyatianna bakryoruz. Ziya Paşa'nuı sevdiğün bir sözü van Eşek ölür kahr semerl Yiğit ölür kahr eseri" diye konuştu. ARINÇ, ERDOĞA^ÂYÖL GOSTr^H 6 Referandııın için yasa çıkanlmalı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- TBMM Başkanı Bülent Annç, "gerekirse türban için referanduma* gidılebıleceğını belirten Başbakan Recep Tayjip Erdoğan'a mesaj verdi. Annç, sadece anayasa değişiklikleri konusunda referanduma gidilebildiğine dikkat çekerek "Belki yeni bir kanun çıkanlarak baa durumlarda referandum olağan yol halme getirilebihr" önerisinde bulundu. Annç, sijasılenn verdıkleri sözleri tutmalan gerektiğini de bildirdi. Hukuki Araştırmalar Derneği'rün 8. Olağan Genel Kurulu'na katılan Annç, referandum tartışmalanna değındi. Referandumun anayasal yollardan bınsi olduğunu kaydeden Annç, "Bugünkü anayasal ve yasal düzenlemeler doğrulrusunda sadece anayasa değişiklikleri konulannda ve beffi ölçüler içerisinde referanduma gidiJebilmektedir. Yoksa herhangi bir konudareferandumagitmek imkânı yok. Belki yeni bir kanun çıkanlarak baa durumlarda referandum olağan yol hafane getirilebilir" diye konuştu. Annç, siyasetçilerin halka verdiği sözü tutması gerektiğini, aksi takdirde karşılığun göreceğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle