Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2005 PAZA
12 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglufg cumburiyetcom.tr
/ Birkaçyıl içinde bazı
vergilerde oransal olarak
azaltmalaryaptıL Ama bu
yeterli olmadı.
Türkiye 'nin bir vergi
reformuna ihtiyacı var. y
y Türkiye arasında
herhangi bir sorun
görünmüyor. Kendi
programımızı hazırladık.
Oprogram çerçevesinde
işleryürüyor.
Yüksek borç risklidir.
Borcumuz çok. Düşmesi
lazınt. Borçların miktar
olarak artmasına karşılık
milligelir içerisindeki
payı düşüyor. /
DevletBakanıAbdüllatifŞener'le ekonomi, siyaset,AB, erken seçim, sıkmabaş sorununu konuştui
Borcumuzçok,düşmesigerekiyor
($ Hiç kimse erken seçim
beklemesin. Çünkü seçim
kararını alacak olan
TBMM'dir. İktidar partisi
olarak seçimlerin zamamnda -.
yapılacağım söyiüyoruz. /
SÖYLEŞİ
LEYLATAVŞANOĞLU
AKP Hükümeti pembe tablolar çiziyor.
ama aslında ekonomi iyi yolda ıru? Yok-
sa mıllet "Her şey iyi gjdiyor" edebiyatıy-
la uyuşturuluyor mu? Bır de ABD ve
AB'yle iyıce gerginleşen ilişkilerin ıç si-
yasete de yanstmalan var. Türkiye'nin çö-
züm bekleyen bunca sorunu dururken sa-
dece sıkmabaş ve imam hatiplere konten-
jan arttırmaya odaklanan hükümetne yap-
mayı amaçlıyor? Başbakan Yardımcısı ve
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ab-
düHatifŞener'le bütün bunlan konuşuyo-
ruz. Arada bırgülüyor. Arada bir, "Çoks-
ktşünyorsunuzbeni" diyor. Kayıt dışı eko-
nomının takibi ve vergilerin tabana yayıl-
ması gereği üzennde duruyor. Cari işlem-
ler açığı eğiliminin durduğu açıklamala-
nna karşın mayıs ayı rekor açık rakamla-
nnın doğruluğunu kabul ediyor. Bir de
türban ve imam hatip konulanndan her
kesımin çok hoşlanması yüzünden bunla-
nn gündemden düşmediğini gûlerek anla-
tıyor. Erken seçimin Türkiye'nin günde-
minde olmadığının ısrarla altını çiziyor.
flti yıl sonrakı cumhurbaşkanlığı seçimle-
riyle ilgilı ise şimdiden tahmin yapamıyor.
-5/.: hem Başbakan Yardımcısı hem de
Ekonomiden Sorumlu DevletBakanısı-
mz. Ama Maliye ve Hazine başka ba-
kanlann elinde. Aynca AB-Türkiye gi-
bi çok önemli bir konuda başmüzakere-
ciHazine'den Sorumlu DevletBakanıAli
Babacan. Siz ekonomidekikoordinasyo-
nu nasılsağltyorsunuz?Bir deburadada-
vulsizin boynunuzda, ama tokmak baş-
kalarının elindegibibir durum yok mu?
ŞENER- Sianki ılginç bir yaklaşım tar-
zı. Şu anda bende ekonomıyle bağlantılı
olarak DPT. Kalkınma Bankası. GAP 1da-
resi var. Bunlar dışında bütün bağımsız
kurullar var. Ama bunlar bana bağlı değil;
sadece benimle ilgilı SPK. TMSF. BDDK
gibi bağunsızüst kurullar. Ekonomiyle il-
gili konuşulduğu zaman hemen Hazine
akla gelir. 0 da dediğiniz gibi Devlet Ba-
kanı AIi Babacan'da. Maliye Bakanlığı
Kemal Unakrtan'da. Dış Ticaret Müste-
şarlığı Devlet Bakanı KürşadTüzmen'de.
SORUN YOK
- İyi de ekonomi böylesine çok sayıda
bakanlıklara bölünmüşken hiç sorun
yok mu?
ŞE.NER - Hiçbir sorun yoktur. Biz bir
koalisyon hükümeti değiliz. Birkoalisyon
hükümetinde bu bakanlıklar farklı partı-
lerde olmuş olsaydı sorun olabilirdi. Ko-
alisyon ortaklannın zaman zaman birbir-
lerine küstükleri dönemleri de yaşadık.
Ama biz istediğimiz zaman bir araya ge-
liyoruz. Konulan birlikte gözden geçire-
biliyoruz. Pek çok konu ilgili bakan arka-
daşlanmızın yetkisi içinde yürüyor. Ama
bazı konularda da birlikte karar vermek ge-
rekiyor. 0 zaman da hemen bir araya ge-
liyoruz. Bürokratlanmızla birlikte hafta-
da birkaç kez toplanınz. Yani koordinas-
yonumuzda hiçbir sorun yok. Son söyle-
diğiniz bölüme gelince. Yani ekonominin
tüm sorumluluğu sizde. ama elinizde faz-
la birim yok diyorsanız, aslmda bakanlar
kurulunun ortak sorumluluğu vardır. Ben
ne kadar sorumluysam öbür arkadaşlanm
da o kadar sorumludur.
- Temel iki yasa gündemde. Bunlar
Bankacılık ve Sosyal Güvenlikyasalaru
Sosyal Güvenlik Yasası, sosyalkesimler,
özellikle de CHP tarafından bu haliyle
çok eleştiriliyor ve kabul edilemez bulu-
nuyor. Bu arada da TBMM1 Temmuz'da
tatile girecek. Birisinin yeniden ele alı-
nıp değiştirilmesi için çok baskıyapüan
bu ikiyasaotarihekadar TBMM'denge-
çirilebilecek mi?
ŞENER - Söylediğiniz iki yasa henüz
TBMM Genel Kurulu'na inmedi. Banka-
cılık Yasası'nın 200 maddesi var. Sosyal
Güvenlik Yasası da epeyce yüklü madde-
leri olanbir yasa. Bankacılık Yasası'nı ben
takip ediyorum. Plan Bütçe Komisyo-
nu'nun altkomisyonunda tamamlandı. Üst
komisyonda görüşmeler başlayacak. Haf-
taya da genel kurula yetiştirmeye çalışa-
cağjz, çıkarmak için çabaharcayacağız. Biz
yetiştirmeye çalışacağız. Ne kadar yetişir,
bilmiyorum.
- Ya Sosyal Güvenlik Yasası?
ŞENER- 0nun da benzer bir prosedü-
rü var. Yalnız o daha gecikmiş durumda.
Çünkü daha alt komisyonda da tamamlan-
madı. Dolayısıyla fotoğraf bu.
IMF-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
- Kimi gazetelerde köşeyazarları, AB
çapasının taradığını, IMF çapasının da
taramaya başladığını yazıyorlar. Hatta
IMFheyetinin son ziyaretindeAli Baba-
can 'ın "Onlar da kim olıtyor? " tavnnın
çok ciddi rahatsızJıklaryarattığı haber-
leri alımyor. Siz buna ne diyorsunuz?
ŞENER-Ben süreçlerdeherhangi birkı-
nlma görmüyorum. Süreç normal işhyor.
Zaten dikkat ederseniz niyet mektubu faz-
la da uzun değildir. Çünkü Kasım 2002
seçimlerinden önce başlayan stand-by dö-
nemı tamamlanmıştır. Öyle sanıyorum ki
Türkiye 20 kadar stand-by anlaşması yap-
tı. Bunlariçinde tamamlanan tek anJaşma,
geçen dönem bitirdiğimiz 19. stand-b>' an-
borçlanma gerekiyor. Gittikçe artan bu
borçlar nasıl geri ödenecek? Avro 'nun
değeri arttıkça dolar bazında ihracat iyi
gidiyordu. Ama Avro alanına kaydıkça
Avro da değer kaybederken ihracattaki
olumlufaktörtersinedönüyor. Bu durum-
da nasıl denge sağlanacak?
ŞENER- 2OO2'de 36 milyar dolar olan
ihracat, 2004'te 63 milyar 120 milyon do-
lara çıkmış. Ithalat da 51 milyar dolardan
97 milyar dolara çıkmıştır. Bu tempo ar-
tarak devam ediyor. Burada dış ticaret açık-
lanmız var.
- Mayıs ayı dış ticaret verileri 4 milyar
dolar gibi rekor bir rakam gösteriyor.
Hani cari işlemler açıklan düşüyordu?
ŞENER- Bakın, 2005 içın ıhracatın ar-
tış oranı ithalatın artış orarundan fazladır.
Dolayısıyla 2004'e göre daha dengeli bir
gehşme var. Ama dış ticaret açığı var. Doğ-
rudur. Bu açıkta artış da var. Buna bağlı
olarak cari işlemler dengesine baktığımız-
da bunda da açık var. Ama burada Türki-
ye'nin ekonomik performansının sorun
oluşturmadığını düşünmek lazım. Bu- ke-
re dış pazarlardaki piyasapayunızı sürek-
lı arttınyoruz. Türkiye'nin üiracatında bır
tıkanma yok. Bu. ekonorrnrnizın rekabet
gücünün olduğunu gösteriyor. Sanayımi-
zin verimlilik artışı son üç yılda yüzde
25 'in üzerinde oldu. Bu avnı zamanda kü-
da yüzde 90, ama kamu brüt stoku da ay-
nı dönem vüzde 107. Bu yüzde 107.2002"de
>üzde 916. 2OO3'te yüzde 83.4, 2004'te
de yüzde 77.4 olmuştur. Borçlar miktar
olarak artmasına karşılık müli gelir içeri-
sindeki payı düşüyor. Bu düşüş önemlidir.
Maastricht kriterlerine göre de brüt kamu
borç stokunun mıllı gelir ıçindeki payırun
en fazla yüzde 60 olması öngörülmekte-
dir. Demek kı bu işin AB ıçindeki makul
ölçüsü yüzde 60.
-Ama bizyineAB 'yiçokaşmışdurum-
da değil miyiz?
ŞENER- Bizdeki miktar AB rakamla-
nnın üzerinde görünüyor. Fakat bizde brüt
ve net kamu borç stoku kavramlan var.
BunlarAB'nin bıre bir kullandığı kavTam-
larla tam örtüşmüyor. AB'deki kamu brüt
borç stoku bizdeki iki durum arasındakı bir
vaziyeti ifade ediyor. Dolayısıyla AB stan-
dartlanna göre bizim yüzde 77'lik oran
daha düşük bir oranı ifade ediyor. Ama yi-
ne yüksek. Ama burada umutlu ohnamı-
zı gerektiren nokta, bunun düşüş eğılimin-
de olmasıdır. Bizım hesaplara göre2008'de
bu oran yüzde 63 'e ınecektir, kı Maastncht
kriterlerine yakındır.
- Borçsürekliartarken nasıldüşecek?
ŞENER- Borcun fazla artması ekono-
mi için büyük bu- yüktür: bu-riskalanıdu-.
Banakahrsa daha düşükdüzeylerde bırborç
Devlet Bakanı Şener, cari açığın finansmanında bir sorun olmadığını söyledi. (Fotoğraf. KORAY AVCI)
laşması oldu. Ondan önceki stand-by sü-
reçleri hiçbirzaman sonuçlanmamıştır. Bu
süreçlerin yanda kesilmesi çok da olum-
lu sonuçlar vermemiştir. Şimdi ise 20.
stand-by anlaşması yapılmıştır. Bu devam
ediyor. IMF'yle Türkiye arasında da her-
hangi bir sorun görünmüyor.
- Yani IMF çapası taramtyor mu?
ŞENER-Bu çapa genelde kullanılan bir
ifade haline dönüştü. fMF çapası var; AB
çapası var. Bu çapalar gevşerse i>i ohnaz.
anlamma söyleniyor. "Çapalar devam et-
sin" diyorlar.
- Peİd, çapalarsizcedevam ediyormu?
ŞENER - Ben çapa olarak görmüyo-
rum. Çapa dediğiniz zaman, birisi tepeniz-
de boza pişiriyor. anlamma gelir o. Ya da
bunlan rahat bırakmamak Iazım. bir şeyin
baskısuu hissetmeleri gerekir, anlamında
kullanılan ifadeler gibi geliyorbana. Hal-
buki biz olaya öyle bakmıyoruz. IMF'yle
sürdürülen görüşmelerde de kendi prog-
ramımızı hazırladık. O programı ilan et-
tik. Program çerçevesinde işler vüriiyor.
- Isterseniz biraz da ithaİat ve ihraca-
ta gelelim. Türkiye ithalata dayalı bir
büyüme politikası izliyor. Kur düşük.
Ama büyümeyi sürdürmek için sürekli
resel rekabete karşı ülke ekonomisinin ıyı
olduğunu gösteriyor. Ama cari işlemler
açısından bu açığın ekonomi açıstndan so-
run oluşturacağıru şu an içın görmüyo-
rum. Yine de dikkatle takip edılmesı ge-
reken birhusus olduğunu kabul ediyorum.
Şunu da söyleyevim: Bu cari açığm fi-
nansmanında bir sorun yoktur.
Çünkü döviz girdisi var. Çoğu ekono-
tnistin de belirttiği gibi dövız değer ola-
rak düşüyor. Şu anda Türkiye'nin finans-
man konusundaherhangi bır sorunu olma-
dığı hususunda görüş birhği var.
ORANSAL DÜŞÜŞ VAR'
- Borçlann sürekli arttığına değinmiş-
tik. Kamu borçlan ne kadar?
ŞENER - Türk Lirası cinsinden olarak
Mayıs 2005'te konsolide toplam brüt borç
stoku 324.9 katrilyon lira. Döviz cinsin-
den ifade edersek 237.9 milyar dolar. Bu
yüksekbirdüzeyolarak ifade edilebilir. An-
cak uluslararası standartlarda bir ülkenin
borç stokunun yüksek mi düşük mü oldu-
ğu ga\Tİ safi müli hasüaya göre değerlen-
diriliyor. Gayri safi mıllı hasıla değerleri
itibanyla kamu net borç stoku 2001 yüın-
stokuna sahip olmamız lazun.
-Siz Türkiye'nin bu borçyükünü kal-
dırabileceğini düşünüyor musunuz?
ŞENER - Borcumuz fazladır; düşmesi
lazun.
- Teşekkür ederim.
ŞENER - Doğruyu söylemek suç mu?
Borcumuz çok. Düşmesi lazım.
- Yatırtmm önündeki engeller hâlâ
kalkmadu KOBÎ'lere sübvansiyon dur-
durulmuştu. AncakBaşbakan 'ın müda-
halesiyle bunlaryeniden canlandu Tür-
kiye ekonomisinin yüzde 90'/ bu KO-
Bİ'lerle hareketlenirken bu işletmelerin
sorunlan neden halledilmez?
ŞENER- KOBÎ'ler ekonomınin teme-
lidır. Küresel rekabette de tüm ülkelerin
önem verdiği bir alan. AB'nin Türkiye
fonlannda da KOBİ destekleri ayn bir ka-
lem olarak yeralıyor. Hükümetüniz döne-
minde KOBl'lere j'önelik birtakım faalı-
yetler yapıldı. Organize sanayi bölgelen-
ne büvük önem veriyoruz. Yeniden yapı-
lanma süreci içinde 38 destek modeliyle
2003-2004 arasında yaklaşık 15 bin KO-
Bİ'ye 139 milyon dolar tutannda destek
sağİandı. KOBÎ'lere alternatif finansman
sağlamak amacıyla KOSGEB ile Türkiye
Vakıflar Bankası ve Halkbank arasında
yapılan protokoller çerçevesinde 2003-
2004'te toplam 1734 KOBl'ye 131 tril-
yon 574 milyar liralık KOBI destek kre-
disi kullandınldı.
VERCİ REFORMU OLMALI'
- Hemen her hükümet vergi reformu
yapma sözü verir. Ancak yapılan,pafya-
tifönlemlerinötesinegeçmez. Tüıiaye'de
kayttdışı ekonominin bugün deyüzde 50-
60 dolaymda olduğunu biliyoruz. AKP
Hükümeti olarak vergilerin tabana ya-
yümasım sağlayacak ciddi bir vergi re-
formu projeniz var mı?
ŞENER - Vergi reformu ihtiyacı var.
Kayıt dışılığı ortadan kaldırmanın en et-
kili yolu, vergi oranlannın makul düzey-
de, kontrollerin düzgün ohnası, kurallann
düzgün konulması ve takibinin de düzgün
yapıhnasıdrr. Takibin düzgün yapıhna-
suıda ise bazı fiilı zorluklar var. Şu anda
vergi inceleme oranı \iizde 1 civannda. Ya-
ni 100mükelleften99'unuinceleyemiyor-
sunuz. Böyle bir ortamda da vergi kaçak-
lan oluyor. Öte yandan sistemin ıçine gir-
memiş mükellefler de v^r ki asü kayıt dı-
şılık buradan ka\Tiaklanıyor. \ ergi refor-
munun yöneleceği yer ekonomiyi kavTa-
ması. kajıt dışılığı maksimum düzeyde
P O R T R E
ABDÜLLATİF ŞENER
1954, Sıvas/Yıldızeli doğumlu.
YükseköğreniminiA.Ü. SiyasaJ
Bilgiler Fakültesi'ndeyaptu Gazi
Üniversitesi Bolu İktisadi ve Ticari
Bilimler Fakültesi Maliye Ana Bilim
Dalt 'nda doktorasını tamamladu
Bulunduğu fakültede Dekan
Yardımcısı olarak görev yaptu Daha
sonra Hacettepe Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi'ne
geçerek doçertt oldu. 1991 'e kadar
siyasetten uzak durduğu halde aynı
yıl yapılan seçimlerde Sıvas
milletvekili olarak TBMM'ye girdi.
1996-97 arası Erbakan
Hükümeti'nde Maliye Bakanı oldu.
2002 seçimlerinde AKP'den
milletvekili seçildL Başbakan
Yardımcılığı ve Özelleştirmeden
Sorumlu Devlet Bakanlığı 'nı
üstlendL Erdoğan Hükümeti'nde de
Başbakan Yardımcılığı 'nı korudu;
bu kez Ekonomiden Sorumlu Devlet
Bakanlığı 'nı üstlendL "Tanzimat
Döneminde Osmanlı VergiSistemi"
adlı bir kitabı var.
azaltması, oranlann makul düzeyde olma-
sı ve etkili biçimde uygulanmasıdır. Bazı
vergilerde oransal olarak azaltmalar yap-
tık. Ama bu yeterli olmadı.
- Vergüerdüşürülürsevergi'gelirlerinin
tabanayayılması şansı daha artmaz mı?
ŞENER- Vergi oranlan yüksek. düşü-
rülmesi gerekir, denilir. Doğru. Vergi oran-
lannın düşürülmesi lazım. Amavergi oran-
lan düşürülürse kısa dönemde devlet ge-
lirlerinde azalma meydana gelir. Düşük
vergi oranlan uzun dönemde ise vergile-
rin tabana yayılması nedeniyle devlet ge-
lirlerinde artış meydana getirse bile kısa
dönemde ortaya çıkan geliraçığının kapa-
tılması başlı başına sorun haline dönüşü-
yor. O zaman o açığı nereden finanse ede-
ceksiniz
0
Ek bir borçlanma ihtiyacı orta-
ya çıktığı için borçlanma faizleri artacak-
tır. Bu da ekonomiye zincirleme büyük
yükler yükleyecektir. Bu noktadan hare-
ket etriğimiz zaman vergi oranlannın üı-
dirilmesinde güçlükler ortaya çıkıyor. Kü-
çük dilimler halinde vergi oranlan indiri-
lerek makul bir noktaya götüriilmeye ça-
hşılıyor. Ama iyi bir vergi reformuna ih-
tiyaç olduğu konusundaki göriisünüze ka-
tüıyorum.
Türkiye 'nin gündeminde erken seçim yok'- AB 'yle işlerin iyi gitmediği ortado. Fransa ve
Hollanda 'dakianayasa referandumlanmn ardın-
dan Almanya'dan, Brüksel'den çok ciddiolumsuz
sesleryükseliyor. AB 'nin genişleme vederinleşme
sorunu olduğu, Türkiye 'nin detam üyelik için da-
ha çok uzun biryol alması gerektiği, dolayısıyla
imtiyazlı ortaklıklayetinmesinin en uygun çö'züm
olduğu söyleniyor. Siz bütün bu gelişmeleri nastl
değerlendiriyorsunuz?
ŞENER - AB'yle Türkiye arasındaki süreç yeni
başlamadı. Neredeyse yanm asra yaklaşıyor.
AB'run kendi içinde önemli sorunlan var. Fransa
ve Hollanda'daki referandumlarda AB Anayasa-
sı'nm reddi şu anlama gelir; AB sona ermiş değil
AB şu anda hangi mevzuat çerçevesinde yürüyorsa
bu yeni anayasanın reddinden sonra da aynı mevzu-
at çerçevesinde yürüyor. Yeni anayasa kabul edilsey-
di daha ileri bir aşamaya ulaşmış olacaktı. Ama
böyle bir birliğin grafiklerin yansıttığı gibi düz, kı-
nlmasız devam ermesini beklemek de doğru değil.
tki adun ileri, bir adım geri atarsunz. Bazen zor, ba-
zen kolay dönemler gelir. Ama süreç de devam edi-
yor. Biz de bu sürecin bir yerindeyiz.
- Türkiyenüfusunun çoğunluğunun Müslüman
oluşuda önplana çıkarümaya başlandu Sam Hun-
tington gibi bilim insanlan Türkiye'nin kesinlik-
leBatı kültürünün birparçası olamayacağıgörü-
şündeler. Siz bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?
ŞENER - Bu tür yaklaşım gösterenler bulunabi-
lir. Ama bunlarher zaman azınlıktadır. Ben çatışma-
cı kültürlerin, anlayışlann dünyaya ve insanlara bir
şey kazandıracağını düşünmüyorum. Günümüzde
uısanlık farklılıklarla bir arada yaşamayı ögrenmek
zorundadır. Ya bunu öğrenecek ya da dünya bir ce-
henneme dönecek. AB'nin ilan ettiği ortak değer-
ler \
T
axdu. Bu değerler bir çatışmacılığı öngörmez.
Aksine uzlaşmayı, banşı ve bir arada yaşamayı ön-
görür. Böyle bir durumda da bu birliğin içinde Müs-
lüman bir ülkenin yer almasırun hiç de zor olmadı-
ğını düşünebihriz. Üstelik kimilerinin Türkiye'yle
ilgili yapmaya çalıştığı değerlendirmeler de çok sağ-
kklı değildir. Türkiye laik. demokratik. sosyal birhu-
kuk devleti olarak yüzünü her zaman Batı'ya, çağ-
daş uygarlığa dönmüştür. Türkiye'nin bu özellikle-
ri nedeniyle de AB, Türkiye'yle birlikte dünyanın öbür
bölgelerine örnek olacak bir nıtelik kazarur.
- Ama AB içinde böyle düşünmeyenler ağırlık
kazanıyor gibi?
ŞENER- Tek tek bireyler ya da toplumlar değış-
mez değildir. Bugün için Türkiye'nin AB üyeliğini
çok olumlu görmeyen gruplar olabilir. Ama bu fo-
toğraf kalıcı, sabit değil. Bakarsıruz yann Fransa
nüfusu çok büyük çoğunlukla "Aman Türkh'e üye
obun" diyebilir. Nitekim Fransa'daki referandum-
da Alsace bölgesi vüzde 65 orarunda evet oyu ver-
miştir. Çünkü Fransa'da Türklerin en yoğun yaşadı-
ğı bölgedır. Demek ki insanlar bihnedıkleri, tanıma-
dıklanna olumsuz bakıyorlar. Şunu görmemiz la-
zım: Türkiye kendisini iyi tanıtmalıdır. Belki biz bi-
raz tanıtımda eksık kalıyoruz.
- tkiyıl sonrakicumhurbaşkanlığı seçimisürek-
li gündemde tutuluyor. AKP içinde şimdilik sekiz
kişinin adaylığa sıvandığı biliniyor. Öte yandan
AKP'nin 28EylüFdebir baskın seçim için YSK'de
nabızyokladığt haberlerialımyor. Bu siyasiortam-
la nereye vanlır, sizce?
ŞENER- Açık söylemek gerekirse hiç kımse er-
ken seçim filan beklemesın. Türkiye'nin gündemin-
de erken seçim yoktur. Çünkü seçim karannı ala-
cak olan TBMM'dir. Biz iktidarpartisi olarak seçim-
lerin zamanında yapılacağını söylüyoruz. Muhale-
fet partilerinın erken seçimi zorlaması ise bir anlam
ifade etmez. Bana kalu^a cumhurbaşkanlığı seçimi-
nı konuşmak erken. Önümüzde 2007'nin nısan. ma-
>ısuıa kadar süre var. Evet, konu çok tartışılıyor. De-
diğiniz kadar çok aday var mı. onu da bümiyorum.
Ama bir bakarsıruz, seçim günü tüm Meclis tek bir
aday üzerinde anlaşmaya vanr. Dolayısıyla ben ye-
ni cumhurbaşkanı seçiminde ortaya neyin çıkacağı-
nı doğrusu hiç kestiremiyorum. Zor bir soru.
- Bir de Türkiye 'nin bunca çözüm bekleyen so-
runu varken sıkmabaş ve imam hatiplere konten-
jan konularına odaklanmak ne kadar doğru? Bu
tartışmalar siyasi ortamı germiyor mu?
ŞENER- Bu konulan gündeme taşımak, değişik
yelpazelerde pek çok yerin hoşuna gidiyor olabilir.
Bundan basın da hoşlanıyor. Dolayısıyla bu kadar
çok hoşlananın olduğu bir konunun gündeme gir-
memesi mümkün değil. Muhalefet hoşlanıyor. Ama
ben Türkiye'nin ihtilaflar değil, uzlaşma noktalan
üzerinde düşünmesi ve fikir gehştirmesini faydalı
buluyorum.