18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA HABERLER Koray Aydın'ın danışmanı Dinçer, 'Emniyette 7 gün kaldım, sağ çıktığıma şükrediyorum' dedi Yüce Divan'da işkence iddiasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Bayındırhk ve tskân Bakanı Koray Aydının Yüce Divan'da yar- gılandığı da\ ada tanık olarak dinle- nen enıştesi Erkan Hancıoğlu. hesa- buıdaki 500 bın dolan liseyi bitirdik- ten sonra ticaret yaparak biriktirdi- ğini savundu. Tanık olarak dinlenen Koray Ay- dın'ın enıştesi Erkan Hancıoğlu, Ha- lil Ibrahım Aydın Şırketi'nin 2000 yı- lında kurulduğunu, hesap defterleri- nin de Soruşturma Komisyonu'na ve- nldığını belirterek "Defterleri verme- mizdeki amaç üzerimize aüh iftira ni- teliğindeki suçlamalan teaüze çıkar- maknr" dedı. Yargıtay Başsavcı Ve- kılı Abdurrahman YaJçınkaya nın "500 bin doiaruı vergisini ödediğinizi belirtiyorsunuz. Bu parayı nereden el- de ettiniz* sorusunu, Hancıoğlu, şöy- le yanıtladı: "Liseyi bitirdikten soora • Koray Aydın'ın yargılandığı Yüce Divan'da dün tanık olarak dinlenen danışmanı Dinçer, tutuklandığı sırada gördüğü işkence nedeniyle 3 günlük rapor aldığuıı söyledi. "Bu ülkede belli bir yer tarafrndan işkencenin kollandığını" savunan Aydın da '•Danışmanım orada figüran gibi ezildi gitti. Sırf bana yönelik. istifamı sağlamak için polisin yaptığı çahşmalarda bunlar ezildi" diye konuştu. Yolalan İnşaat Malzemelerifinnasın- da çahştım. Izun süredirticaretiniçin- deyim. Ticarette kendimizideyetiştir- dik. Büyüklerimiz de bunu takdir et- tiler. her sene elde cttikJeri kârdan bi- ze \ardim etmişlerdir,teşvikve hız ka- zandırmak amacıyla. Herhangi bir harcanıam yoktu, biriktire biriktire bu günlere gektik." Yalçınkayarun. "6 trüyonlıık ciro- yu neye bağhyorsunuz" sorusunu da Hancıoğlu. *Toptanayız.Türkiye'nin her köşesine mal satıyoruz. Ciro arü- şı bu nedenle" diye karşılık verdı. Duruşmada. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan Vur- gun davasında sanık olan bazı Bayın- dırlık Bakanlığı bürokratlan da tanık olarak dınlendi. Eskı Yapı îşleri Ge- nel Müdür Vekıli İlkutlu GönülaL bir hafla kaldığı emniyette fıziki değil, ma- ne\î işkenceye maruz kaldığını belir- terek "Bir hafta nezarette kalan bir ki- şininifadesinm özgürbir ortamda ahn- dığmı söylüyorsanız,kabulederimarna benim ifadem özgürbir ortamda ahn- madı" dedı. 'Anadan doğma sgydular' Aydın'ın danışmanı Sedrettin Din- çer, 2001 yılının eylül ayında operas- yonun başladığını, bır gün müsteşa- nn kendısini arayarak DGM savcısı- nın görüşmek istediğinı bildirdiğini ve kendisinin de mahkemeye gittiğini belirterek şöyle konuştu: "Mahkemeye gfttiğimde savcı be- nimle konuşmadan emniyete gönder- di Olayla böyle tanışüm. Emniyette 7 gün kaldım. sağ çıknğıma şükredho- rum Emniyette işkence ve eziyet gör- düm. Yemek, su yoktu. Bitkm haldey- dim. beynim çahşmjyordu. Anadan doğma soyup ifademi öyle aldüar. Da- ha burada söyleyemediğim şeyler var. Sa\ crya ifade verirken ayaklanm çok kötüy dü, onlan gösterdim. Savcı bak- ü ve 'Beni ilgilendirmez' dedL" Tutuklandıktan sonra dönemin mil- letvekilı Orhan Biçakçıoğhfnun Dın- çer'i ziyaret ettiğini, ayaklanndakı sı- kuıtı üzerine Adli Tıp Kurumu'ndan 3 günlük rapor alındığını ve savcılı- ğa suç duyurusunda bulunulduğunu anlatan Koray Aydın, Bıçakçıoğlu'nun bunlan kendisine anlattığını ve hatta "Danışmanım ne hale getinnişler, sen burada oturuyorsun" diye sitem etti- ğini kaydetti. 'İşkence koüanıyor' Hukuki süreçlerden sonuç alamadık- lannı belirten Aydın. "Bu ülkede bel- Bbir yer tarafindanişkencekoflanıyor* dedi. "Danışmanım oradafigürangi- bi ezikti gitti. Sırf bana yönelik, istifa- mı sağlamak için polisin yapoğı çahş- malarda bunlar ezildi" dıyen Aydın, buradan bır bağlantı kuramadıklannı, afakı, lafa ve mışli mışh söylemlere dayanarak olayın hazırlandığuıı kay- detti. Yüce Divan. bir sonraki duruş- mavı 23 Haziran'a erteledi. kaybolan "arkadaşlannur DARBENİN ENVANTERİ ÇIKACAK 78'liler 12 EylüVle hesaplaşıyor ANKARA (ANKA) - 12 Eylül dönemınde mağdur olanlarca kurulan 78'liler Vakfi, 12 Eylül ve sonrasında, "öJen arkadaşlannın" tümünün fotoğraflannı bulmak ıçın Türkiye çapında bir tarama çalışmasına gırişti. Geçen yıl 12 Eylülzedeler için çıkanlan yasa sonrası kurulan 78'liler Derneği, 12 Eylül 1980'ın 25'ıncı yıldöniimü nedeniyle ilginç bir kampanya başlattı. Dernek, ılk olarak bir "12 Eylül envanterT çıkarma karan aldı. Buna göre, 12 Eylül'ün ışlediğı tum suçlar, Türkiye'ye, Türk demokrasisıne verdiği zararlar ve 12 Eylül'ün haksızhk ettiği kişiler ve kesımlere ilişkin sayısal boyutlan ortaya koyacak çalışmalar yapılacak. Dernek. ^ _ ^ _ ^ _ ^ _ , _ _ _ envanter çaiışması ^ 7 o ' i : ı - r için 12 Eylül r- /« llier müdahalesı ve Demeği. 12 Eylül sonrasında müdahalesi ve çatışmalar, işkence sonrasmdaölen ve kaybolan arkadaşlannın fotoğraflanna ^ . , , & , ., , . . tumune ulaşabılmek ulaşabılmek ıçın ı ç ı n bu- Türkiye tarama çalişmasi taraması başlattı. baslattl Bunun için ölenlerin fotoğraflannı bulmak amacıyla Türkiye çapında görevlendirilen gruplar arama çalışmalan yürütüyor. Aynca ılan ve afişlerle. "12 EyfüTde öien arkadaşlanmızm fotoğraflannı amonız" duyunılan yapıldı. Ölen \e kaybolanların yakınlanyla kurulacak iletişim sonucu toplanacak 12 Eylül ve sonrasında devletin güvenlik güçlerince öldürülen ve kaybolup hâlâ kendilerinden haber alınamayanlann fotoğraflan, "12 Eylül emanterinde"' yer alacak. MSB'NtN YENİ FORMÜLÜ Şehit tazminatı için PKK'li yakınlanna dava DfYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Bakanlığı, Diyarbakır'rn Lice ilçesi kırsaünda şehit olan bir erin ailesine ödediği tazminata karşılık, aynı çatışmada öldürülen teröristlerin ailelerine tazmınat davası açrı. Lice kırsalında 1 Ağustos 2002'de askerler ile PKKKONGRA-GEL üyesı teröristler arasında çıkan çatışmada, er Osman Altınsoy şehit olurken örgüt üyelerinden Diyarbakır Lice doğumlu Vedat Koç, Muş Bulanık doğumlu Veysi Azar, Kars Kağızman doğumlu Mehmet Ergön. Diyarbakır merkeze kayıth Mehmet Kadri Çiçek ve Sürt Kurtalan doğumlu Mehmet Kaplan da öldürüldü. Bu çatışmadan sonra Altuısoy'un yakınlan MSB aleyhine tazmuıat davası açarak 3 milyar 502 milyon lira aldı. Mahkeme başvuruyu kabul etti Askeri mahkemenin bu karannrn ardından, olayın sorumlusunun teröristler olduğunu savunan MSB, Lice Suih Hukuk Mahkemesi'ne verdiği dilekçe ile tazminatın Altınsoy'un öldürülmesine neden olan örgüt mensuplannın yakınlan Şemsettin Ergön, AKye Ergön, Abdulkerim Koç, Feride Koç, Reşit Çiçek, Süleyman Kaplan, Nafize Kaplan, Mehmet AM Araz ile Mülkünaz Arazdan alınması talebuıde bulundu. Mahkeme dilekçeyi kabul ederek dava için duruşma günü belirledi. Duruşma önümüzdeki günlerde başlayacak. Serglye polis baskını Diyarbakır'da faahyet yürüten Doğu Bilinısel Araştırmalar Kooperarifi'nce düzenlenen "Savaş Tanıklan Anlatıvor" adlı sergi, polis tarafindan basüdı. BöJgedeki çaüşmalarda yaşamını yıtiren askerler ve örgüt üyelerinin fotoğraflan ile ailelerinin anlatımlaruun yer aldığı sergide terör örgütü propagandası yapıldığı iddia edildi. Savcıhk karanjla binaya giden pohsler, Mehmet Taü, Eylem DÛan Polat, Necla .4kka\a, Hacı Şirin ve Mahmut Büyükba>Tam'ı gözalüna aldı. 45 fotografa e\ konuiurken serginin tanıOnu için kooperatif binasına asılan afış de poKslerce söküldü. Uzun süre bina içüıde kalan polis, giriş çıkışlan da engelledi. Bina içindeki kapah odalar, mahkeme karannın gebnesinin ardından birer birer arandı. Baskın sonrası Dryarbakır Barosu ve İHD'li a\ııkatlar olay yerinde inceleme yaptı. (Fotoğraf: GLXŞ.\H DURAK) PKKOPERASYONU Ankara'da 15 öğrend gözaltında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü PKKKONGR.A.- GEL mensubu olduğu savıyla 15 kişiyi gözaltına aldı. Terör örgütüne bağlı olarak Dem-Genç (Demokratik Gençlik) yapılanmasını oluşturmaya çahştığı bildirilen söz konusu kişiler, önceki gün düzenlenen operasyonla evlerinde gözaltına alındılar. Çeşitli üniversitelerde öğrenci olduğu bildirilen kişılerle bırlikte çok sayıda örgütsel dokürnanın da ele geçirildiği kaydedildi. Ankara'da yapılan operasyona bağlı olarak Eskişehir ve Sıvas'ta da terör örgütü PKK/KONGRA- GEL mensuplanna yönelik operasyonlann yapıldıgı bildirildi. Oğuz Yorulmaz'ın annesinin konuşması yakın çevresince engellendi Ozel korumalar araştınlıyor Nurhan Yorulmaz. LEVTNTGENCELLÎ BIHSA - Özel tımcı polis Oğuz Yorulmaz'ın cenaze töreninde oğ- lunun Susurluk ilişkıleri nedeniyle öldürüldüğünü iddia eden ve "Ben yavrumu memur verdim çete yapn- lar. Oğlunıa sahip çıkmadılar. Meh- met Ağar. Çiller şundi konuşsun. Yavrumu devirenler de inşallah dev- rilecek. Bu işte Susurluk parmağı var, bepsini açıklayacağun" diye ko- nuşan Nurhan Yorulmaz'ın gazete- cilere açıklama yapması, yakm çev - resince engellendi. Sabah erken saatlerde Oğuz Yorul- maz'ın Hamitler'deki mezarına giden anne Nurhan Yorulmaz, gazeteciler- le görüştürülmezken Oğuz Yorul- maz" ın dayısı olduğu bildirilen bır kı- şi, "Annesi cenazede acr> la bazı şey- İer söylenüş. Söyledikleri yanhş an- laşılabüır. Biz adalete güveniyoruz. Nurhan Vonümaz,gazettcilerekonuş- mayacak" açıklamasmı yaptı. ÖmerLütfü Topal cinayeti ve Su- surluk sorgulamalannın önemli isim- lerinden olan Oğuz Yorulmaz'm, Bursa Kervansaray Otel'deki Han Bar'da, NilüferTurizm'in sahibi Hü- seyinKayapah nın oğluyla koruma- lannın kanştığı iddia edilen bir kav- ga sonucu öldürülmesine ilişkin so- ruşturmanın bugün tamamlanması beklenirken Bursa polisinin "dene- tinısiz bırakılan ve büvük sorun ol- maya başlayan özel korumalarta il- gfli'' bir araştırmaya Cumhuriyet Sav- cılığı'nın talimatıyla başladığı öğ- renildi. Hüseyin Kayapah'mn, baş- koruması olan ve olaydan sonra ka- çan Alpaslan Çınar ın önceki akşam polise teslim olduğu öğrenilirken Nilüfer Turizm'in sahibi Hüseyuı Kayapah'nın da, korumalanyla ilgi- b bilgisıne başvurulması bekleni- yor. Oğuz Yorulmaz'm öldürülme- siyle ilgili olarak Mustafa Kayapa- h.BüalGüvenç, ÜnalAkbuhıtİğur Abay, Lütfî Bilir. Hüdayda Bulum, Murat Selli ve Çoşkun Numan'ın daha önceki ınşkılerının de cinayet soruşturması dışında aynca araştnl- dığı öğrenildi. Kaya'ya 7.5 yd hapis istemi Enerjide yolsuzluk iddialan üzerine vekillikten istifa eden AKP'li Kaya, 'çıkar amaçlı suç örgütü adına faaliyette bulunma ve ihaleye fesat kanştırma' suçlanndan yargılanacak ANKARA (Cumhuri>«tBüro- su) - Enerji Bakanlığı'na bağlı kuruluşlarca gerçekleştirilen ba- zı ihalelerde yolsuzluk yapıldıgı iddiasıyla başlatılan yolsuzluk operasyonu sonrası milletvekil- liğinden istifa eden AKP'li Ce- mal Kaya hakkmda da\a açıldı. Kaya hakkında, "çıkaramaçh suç örgütü adına faaliyette bulunma \e ihaleye fesat kanşnrma'' suç- lanndan 3 yıl 4.5 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapıs isteniyor. Organize suçlara bakmakla gö- revlendirilen Ankara Cumhuri- yet Başsavcı Vekili HamzaKeieş, Kaya'nın mılletvekilliğinın düş- mesınin ardından başlattığı so- ruşturmavı tamamlayarak Anka- ra 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dav^a açtı. Soruşturma sırasında, Ezgi İnşaat Şırketi'nin ortağı tb- rahim Selçıık. eskı EÜAŞ Genel Müdür Vekili Önder Piyade \e eski EÜAŞ Genel Müdür Yar- dımcısı Sen'et Üst'ün telefonla- nıun mahkeme karanyla dinlen- diği belirtilen iddianamede, bu kişilerin, Kaya ile yaptığı ve suç unsuru taşıyan görüşmelerin kay- da girdiği belirtildi. Kaya'nın, Enerji Bakanlığı'nda baskı ve şiddete dayalı örgütsel bir yapı kuran Selçuk'un ihale- lerdeki etkinliğini bildiği, bu ne- denle bağlantı içinde olduğu öne sürülen iddianamede, Selçuk ile Kaya'run karşılıklı "baba" tabi- rını kullanmalannın ve kınm mik- tarlannı bırlikte önceden karar- laştırmalannın. ihalelerdeki işbir- liğini ortaya koyduğu savunuldu. İddianamede, özetle şu görüşlere yer venldi: "Kaya'nın, Urfa Do- ğalgazBoru Hatn, Özlüce,Karga- nıış. Kuzguncuk ihaleleri ön aşa- ma safhasında,ihalenin kendisine verihnesi, kınm miktarlannın ön- ceden belirlenmesi, bu yönde Sel- çuk'un, Üst ile Piyade'yi etki altı- na aJması ve böylece görevliJeri tehdit veya hediyej1e baskı altına alarakihaley e fesat kanşördığL ÇH kar amacına yöneKk örgüt kuran Selçukla birükte hareket ettiği ve işbirügi yaptığı anlasılmışör." AVRUPA'DAN GURAY OZ Sermaye ile Devlet Arasına Sıkışmak Geçen hafta Ankara'da ikjinç ve yararlı bir sem- pozyuma katıldım. Ankara Üniversitesi iletişim Fa- kültesi ve lletişimliler Vakfı'nın Basın Yayın ve En- formasyon Genel Müdürlüğü ile bırlikte düzenle- dikleri "Yurtdışındaki Türk Medyası" sempozyu- mundan yurtdışında çalışan bir gazeteci olarak çok şey öğrendim. Her şeyden önce, Türkiye'den yurtdışındaki Türk.- çe basının nasıl görüldüğünü, yurtdışında farklı ül- kelerde çalışan arkadaşlann kendi alanlan ile ilgili de- geriendirmelerini birinci elden dinleme ve konuyu tar- tışma olanağı elde ettim. Aynca sempozyumu dü- zenleyen ekibin yöneticisi Yrd. Doc. Dr. Abdülrez- zak AKun, henüz kendini Türkiye'de iyi duyurama- dığı anlaşılan, Avrupa'da çalışan Türk gazetecilerin meslek örgütü Avrupa Türk Gazeteciler Birliği adı- na benim de kısa bir açıklama yapmama olanak sağladı. Böylece ATGB de, bu önemli platformda, yine önemli bir sorunun, basın çalışanlannın örgüt- lenme sorununun dile getirilmesinin bir aracı olarak, ilgililerin adres defterinde yerini almış oldu. • • • Sempozyumda ortaya çıkan kısaca şudun Av- rupa'da bir Türk medyasından söz etmek zordur. Avrupa'da Türkçe medya denilince Türkiye'de ya- yımlanan gazetelerin yurtdışı baskılan ve Türk TV kanallannın yurtdışından izlenebilirolması aklagel- mektedir. Gazetelerin göçmenlerie ilgisi ya da on- lann medyası olma adına yapabildikleri, göçmen kitlesini tam olarak ıfade etmeyen eklerden ibaret- tir. TV kanallan ise daha da geridedirler. Bir iki ka- nal dışında göçmenler için özgün programlar şim- dilik yoktur. Yapılanlan küçümsemeyelim, ama göçmenler için yapılan programlar, ilgilendikleri kitlenin sorunları, beklentileri, alışkanlıklan, tarzla- n konusunda yeterli bilgi ve birikime sahip değil- dirler. Zaten Türkiye'den yayın yapan gazete ve TV kanallanyla bir göçmen medyası da oluşmaya- caktır. Türkiye, lobi anlayışıyla değil kültürüyle bu önemli görevin olsa olsa destekçisi olabilir. Umanm, bu sözlerden, Türkiye kökenli yayınla- n küçümsediğim anlamı çıkmıyordur. • • • Sempozyumda ortaya çıkan acı gerçek ise, ya- nm yüzyıla yaklaşan göç hareketinin daha işin ba- şında olduğudur. Göçmenler yurtdışında bir Türk medyası oluşturacak noktaya henüz gelememişler- dir. Yayımlanan gazete ve dergiler bir anlamda de- neme yayınlannı andırmaktadır. Göçmenler açısın- dan "yerii" bir TV kanalı da daha kurulamamıştır. Bundan daha acısı, göçmen basınının kendisi için kurtuluş yolunu kamu-devlet desteği ya da serma- yenin kâr amaçlı girişimleriyle sınırlıyor olmasıdır. Avrupa ülkelerindeTürkçe medya açısından her iki yol ya da yöntem de çıkmaz yoldur. Türkiye'den gelecek devlet desteği, sorunun çözümünü lobi an- layışına hapsetmekte, bulunulan ülkenin devletin- den alınacak destekler ise sorunu, ne olduğu bel- li olmayan "uyum" ya da "asimilasyon" endeksli yayına koşullandırmaktadır. Sermaye destekli ya- yına gelince, o da doğallıkla ve dünyanın her ye- rinde olduğu gibi, özgürlükçü biryayını olanaksız- laştırmaktadır. Kuşkusuz gelecekte tüm bu yöntemlerin yan yanayaşadığını göreceğiz. Ama yurtdışında özgür birTürkçe yayın ısteyenlerin tercihi ve çabası, ser- maye ile devlet arasına sıkışmış bir medya olma- malıdır. Yurtdışındaki Türk medyası sempozyumu bu kanımı doğrulayan ve güçlendiren uyancı bir sem- pozyum oldu. Düzenleyenleri bir kere daha kutlu- yorum. e-posta: [email protected] YARGITAY CEZA GENEL KURULU 'Demirel rimmet suçundan yargdansın' AINJKAR4 (Cumhurijet Bürosu) - Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Halk Bankası'ndan Yahya Mu- rat Demirel'ın şirketlenne usulsüz kredi akta- nldığı iddiasıyla açılan davada, Demirel ve 4 ki- şinin Bankalar Yasası'ndaki "zanmet" suçun- dan yargılanmasına karar verdi. Istanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Yahya Murat Demı- rel ıle Demirel 'in şirketinin yöneticileri Gökalp Baştürk, Şaban Ayhan Tathgil ve Emine Meb- tap Ceylan ile dönemin Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hüsnü BarbarosOlcay hak- kında Halk Bankası'nı dolandırdıkJan gerekçe- siyle açılan davada, beraat karan vermişti. Ka- raruı temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ce- za Dairesi, beraat karannı bozarak, sanıklann "dolandıncıhk" suçundan mahkûm edilmeleri gerektiğine karar vermişti. Yargıtay Başsavcı- lığı ise bu karara itiraz etmişti. Başsavcılığın iü- razında, Halk Bankası'ndan Demirerin şirket- lerine nasıl usulsüz krediler aktanldığı sıralan- dıktan sonra, 2003 yılı sonu itibanyla banka- nın bu işlemlerden ka\-naklanan zarannın 350 trilyon lira civannda olduğuna dikkat çekildi. Somut olayda Halk Bankası yöneticileri ve ça- lışanlan için TCK'nin zinımeti düzenleyen 202. maddesinin uygulanma olanağının kalktığı be- lirtilen itirazda, sanıkJar hakkında daha lehe düzenlemeler ıçeren Bankalar Yasası'ndaki zim- met hükümlerinin uygulanması gerektiği be- lirtildi. Yargıtay Başsavcılığı, Daire'nin suçun sübuta erdiğini kabul karanna katılırken suçun nitelemesinin dolandıncıhk değil, Bankalar Ya- sası'nın 22. maddesindeki zimmet olduğuna işaret etti. Başsavcılık, sanıklann bu maddenin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesıne göre ceza- landınlmalan gerektiğini kaydetti. Söz konusu düzenleme, "zunmet suçu, bankayı aldatacak ve fiüîn açığa çıkmamasını sağJajacak her tür- lü hüeli faalrvette bulunmak surctn le işlenmiş- se fafle on iki yddan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zarann üç kaü kadar ağır para cezası verihr" hükmünü içenyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle