19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA CUMHURtYET liı.I\.\_Jl ıUIVİJ- [email protected] Özince, yurtdışmdaki bankalar karşısmda, yerlilerin aleyhine olan düzenlemelerin değişmesini istedi usal sermaye koruntnah 9 Ekonomi Servisi - Türkiye Bankalar Birliğı _(TBB) Başkanı Ersin Özince, bankacılıkta ulusal ser- mayerun korunmasının önemini vurgulayarak olağanüstü dönemin özelhklerini yansıtan sektördeki düzenlemele- rin normalleştirilmesini is- tedi. "Vurtdışındaki banka- lar karşısmda, yurtiçindeki bankalann aleyhine olan" bazı kısıtlamalann da kaldı- rılması gerektiğini belirten Özınce, dün toplanan TBB Ge- nel Kurulu nda yaptığı ko- nuşmada şunlan söyle- di: "•LTuslararası rekabeteaçıkol- • Türkiye Bankalar Birliği Genel Kurulu'nda konuşan TBB Başkanı Ersin Özince, ulusal kurumlann değerinın korunması ve rekabet güçlerinin arttınlması gerektiğini belirtti. Özince. "Yurtiçi sermaye oluşumu bir ülkenin büyümesinin en temel ıtici gücüdür. Ulusal sermaye aynı zamanda bir ülkenin finansal sektörünün belkemiğidir" dedi. manın yanında ulusal kurumlan- mızın değerini korumalı \e reka- betgüçterinin artmasını sağjama- hyız. Eğer projeler ve \annmlar öncelikk ülkenin kendi kaynakla- n ile finanse edilir ise daha verim- li,dahakârtı ohırvegüçlü ülke pa- rası üzerinden büyütûlür. Yurtiçi sermaye oluşumu bir ülkenin bü- yümesinin en temel itici gücüdür. Uhısal sermaye aynı zamanda bir ülkenin finansal sektörünün bel- kemiğidir. Ulusal sermayenin bü- yütülmesi ve geliştirilmesi için ulusal tasarruflann özendirilme- siveverimli kullanılması gereküf Özince, bu konuda "TnüHyetçi değiL milH sermayenin güçlendi- rilmesini kastettiğmi'" sözlerine ekledı. Merkez Bankası borçlan dahil kamu dış borç stokunun GSMH'ye oranının yüzde 32, özel sektörün dış borç stokunun GSMH'ye oranırun ise yüzde 22 olduğunu söyleyen Özince, şöy- le devam ettr "Özel sektör dış borçlannda dikkati çeken önem- B nokta. banka dışı kesimlerin yurtdışuıdan kullandıklan kredi- ler toplamınm Türki>e'deki şube- lerden ahnan kurumsal kredik- rin üzerinde olnıasKÜr. Bu konu- da en öncmli talebimiz. yurtdışın- daki bankalar karşısmda, yurti- çindeki bankalann aleyhine olan, yerkşik bankalann döviz kredisi kullandınlmasım kısıtlayan dü- zenlemelerin değiştirilınesidir.'' Bankalann hâlâ geçmişte yaşa- nan suçlara tepkı olarak getirilen düzenlemelere tabı olduğunun altını çizen Özince, yasal çerçe- venın bir an önce "olağan duru- ma geçitaıesinT istedi. Özince, son dönemlerde görü- len iflas ertelemelennin risk yö- netimini güçleştirdiğinden ve sözleşmelerde erken kapatma du- rumunda kredi verenin uğradığı zarardan da yakınarak, bu konu- da AB ile uyumlu düzenlemeler yapılmasını istedi. Genel Kururda konuşan Dev- let Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı Abdüllatif Şener de birçok ıyileşmeye karşın sektördeki ba- zı yapısal sorunlann sürmekte ol- duğunu belirtirken "Banka ve Si- gorta Muamelat Vergisi (BSMV) gibi maüyetlerin sürmekte oldu- ğunun hükümetolarak farkında- ytz. Önümüzdeki dönemde kamu fınansmanı imkânlan eherdiği ölçüde sektörü rahatlahcı yeni adnnlar atdacak" diye söz verdi. HALKBANK'TA ATAMA Yenipatron Hüseyin Aydın ANKARA (AA) - Halkbank Genel Müdürlügüne Hüseyin Aydın getırildi. Aydın halen, Ziraat Bankası'nda Yöne- tim Kurulu Başkan Vekili görevini de yürütüyor. 1959 yılında Artvin'de do- ğan Aydın, 1981 yılında Ankara îktısa- di ve Tican llimler Akademisı Ekono- mi fakültesinden mezun oldu. Alman- ya'nın Düsseldorf şehnnde bulunan Goethe İnstitude'de Almanca dil kursu- na katılarak iyi derece Almanca öğre- nen Aydın, bankacıhk sektörüyle ilgili çeşiüi seminerler ve kurslara katıldı. Özbekistan-Türk Bankası'nda dene- tim kurulu üyesi olarak da görev alan Aydın, halen Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkan vekili, Macaristan Halk Bankası ile Fintek A.Ş'nin Yönetim Kurulu üyesi ve Birlik Hayat Sigorta A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor. Evli ve ikı çocuk babası Aydın, iyi derecede Almanca biliyor. 30 SALÎSEDE BÎR ÜRÜN 5 Avrupalıdan 1 'i Vestel müşterisi ADANA (AA) - Vestel Dayanıklı Tüketim Mallan Pazarlama AŞ Ge- nel Müdürü Levent Hatay, Vestel'in her 30 salısede bir üretim yaptığını açıkladı. Hatay. Vestelin yenı mağa- zasının açıhşına katılmak üzere gel- diği Adana'da, Türkiye de 1200 den fazla mağazası bulunan Vestel'in yet- kilı bayi sayısının 737'ye ulaştığını belirtti. Hatay, yılbaşı itibanyla yapılan he- def programın aksamadan sürdüğünü ve ılk 4 aylık verilerin, doğru yolda olduklannı gösterdiğini belirterek "Tetevizyon, çamaşır makinesi, buz- dolabı klima. müzik seti ve uydıı abcı- lar olmak üzere 2005yıh hedefuniz 35 miryon ürün~. Her 30saüsede bir üre- tim yapmamız da doğru yolda oldu- ğumuzu gösterijor" dedi. Başkırdistan'm başkenti Ufa'ya 65 milyon dolarlık yatmm yapacak Anadolu Cam Rusya'da büyüyor • Rusya'da inşaatı devam eden üçüncü yatınm için kredi sağladıklannı anlatan Anadolu Cam Yönetim Kurulu Başkanı Yenigün, bu yatınmla yurtdışı üretıminin Türkiye'deki üretimi aşacağını söyledi. Ekonomi Servisi - Ana- dolu Cam, Rusya Fede- rasyonu'ndaki 3yatınmıolan Başkırdistan'm başkenti Ufa'da inşaatı süren cam am- balaj fabrikası ıçın Avrupa Yatınm ve Kalkınma Banka- sı'ndan(EBRD) 32.5 milyon dolarhk kredi aldı. Kredinın yansı EBRD'nin kendi kaynağından. dığer ya- nsı ise ABN Amro ve Calyon Bank'tan sağlandı. Ruscam Gorohovets ve Ruscam Pok- rovsky'den sonra 3 cam amba- laj fabrikası olan Ruscam Ufa, 65 milyon dolar yatınmla ger- çekleştirilecek. Fabnka işlet- meye alındığında Anadolu Cam'ın yurtdışı yatınmlan Türkiye yatınmlannı aşacak tki fınnın yer alacağı fab- rikada yıllık 240 bin ton cam ambalaj üretimi yapılacak. Halen inşaatı devam eden fabrikada 1. fınnın bu yılın sonunda, 2. fınnın ise 2006 yıh ortasında işletmeye alın- ması öngörülüyor. Bu yatınmla Anadolu Cam'ın Rusya Federasyo- nu'ndaki üretim kapasitesi, yıllık toplam 750 bin ton dü- zeyine ulaşacak, Rusya bira şişesi pazanndaki payı yüz- de 27'den yüzde 60'a yükse- lecek. Krediye ilişkin Ufa'da düzenlenen imza töreninde konuşan Anadolu Cam Yö- netim Kurulu Başkanı Te- oman Yenigün. Rusya paza- nna çok uygun bır zamanla- ma ile girerek büyük mesa- fe katettüdenni belirterek, en ileri teknolojileri getirerek pazann yeniden yapılanma- sını ve gelişmesini sağladık- lannı anlattı. Yenigün, halen Rusya'nın en büyük cam ambalaj üre- ticisi konumunda bulunduk- lannı ve gelecek için de çok iddiah olduklannı vurguladı. Fabrikanın açüışuıa gelen Novartis Dünya Başkanı Daniel Vasefia (sağda), söz konusu yatınmın Türkiye'ye olan inançlannın bir göstergesi olduğunu, ihraç ediknülke sayısınm 40'tan 50'ye çıkacağını sövledi. Vasella, Bakan Murat Başesgioğlu'na plaket verdi. Novartis'ten 100 müyon dolarhk yatırım Ekonomi Servisi - Ilaç sektörünün önde gelen firmalanndan İsvıçre kökenli Novartis'in üretim kapasitesini arttırmak amacıyla kurduğu Kurtköy'dekı fabrikası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'un katılımıyla açıldı. Yaklaşık 51 bin metrekarelik alana kurulan ve hıpertansiyon, yüksek kolesterol ve ağn tedavilerinde kullamlacak ilaçlann üretileceği fabrikada 500 kişiye de istihdam sağlanacak Novartis Türkiye Başkanı Altan Demirdere. son teknolojik altyapıyla hazırlanan yeni tesisin üretim kapasitesini iki katuıa çıkararak yılda 80 milyon paket üretmeyi hedeflediklediklerini söyledi. Yeni üretim tesisleriyle mevcut olan yüzde 40'lık ihracat potansiyelini yüzde 80'e çıkaracaklannı da dile getiren Demirdere yeni tesise yapılacak yatınmlann beş yıl içerisinde 100 milyon dolara ulaşacağını da vureuladı. Türkiyede bir ilk: Sivaslens İSTANBUL(ANKA)- Yılda 1 milyon çiftin üzerinde kontakt lens, 400 bin çiftin üzerinde de intraokular lens ithal edilen Türkiye'de lens fabrikası açıhyor. Türkiye'de. ilk defa kontakt ve intraokular lens üretilecek. Sıvas Ticaret ve Sanayi Odası ile Anadolu Tıp Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yüdınm, TÜBtTAK desteğiyle ileri teknoloji kullanılarak üretim yapılacak lens fabrikasını 11 Haziran günü açacaklannı belirterek fabrikanın yılda bir milyon çift lens üretecegini kaydettı. Sıvas Organize Sanayi Bölgesi'nde 5 milyon dolarlık bir yatınm yaptıklannı belirten Osman Yıldınm, fabrikada kullamlacak makineleri Rusya'dan getirdiklerini söyledi. TİCARİDE ÖTV ERTELENDİ DÜNYA TÜRK MAKARNA8IYİYOR WOLFOWITZ İŞBAŞINDA GümrükMusteşariığı, tamm değişikliği nedeniyle hafifti- cari araçları binek otomobıl sınıfına sokan ve bu şekilde Özel Tüketim Vergisi (ÖT\') yüklerıni artıran Gümrük Ge- nel Tebliği'nin uygulama tarihini 1 Ağustos'a erteledi. Dünkü Resmi Gazetede yayımlanan kararla, hafifticari araçlara ilişkin düzenlemenin uygulaması ıkınci kez erte- lenmiş oldu Söz konusu araçlarda ÖTV'yi yüzde 10 olarak belirle- yen yasal düzenleme halen TBMM'de bulunuyor. Tasarımn en geç iki hafta içinde Genel Ku- rııl 'da ele alınması beklenivor. Büyük makarna üreticileri arasında bulunan Türkiye nin, 438 bin tonhık üretimle dünya sıralamasmda 5. durumda yer aldığı açık- landı. Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Yönetim Kurulu Başkanı M. Serdar Sangül, dünya makarna üretiminin birkaç ülkede yoğunlaştığmı dile getirerek İtalya nın 3 milyon 100 bin 843 ton ve yüzde 32 likpayla dünyamn en büyük üretı- cisi konumunda olduğunu, İtalya yı ABD ile Brezilya 'nın izledi- ğini anlattı. Sangül, büyük makarna üreticileri arasında bulunan Türkiye nin 438 bin tonluk üre- tımle dünya sıralamasmda 5. sı- yer aldığına dikkat çekti. 27 KATLI OLACAK tstanbuVa lyıldızlı ikiz kule Ekonomi Servisi - Lüks otel zinciri Kempinskı ile ASTAŞ, tstanbul'da 7 yıldız standardında lüks konut ve ofislerden oluşan yan yana 27 katlı iki akıllı kuleprojesi için işbirliği yaptı. Mecidıyeköy Esentepe'de yapımına başlanan ve 2007 başında hizmete açılması beklenen projenin maliyeti. arsa bedelı de dahil yaklaşık 100 mily- on dolar olacak. Her biri 125 metre yüksekliğinde olacak kulelerde en küçüğü 80 metrekare. en büyüğü 300 metrekare kullanım alanına sahip 168 lüks konut ve 40 ofis, 30 hızh asansör, 20 yürüyen merdiven bandı, bin araçlık otopark ve çarşı yer alacak. Kuleler, 900 kişiye dcğrudan istihdam olanağı sağlayacak. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ABD yönetiminin "Şahin" ekibinden Irak savaşı "mi- marlanndan " eski Savunma Bakan Yardımcm Paul Wolfowitz, 184 ülkenin üye olduğu Dün- i ya Bankası Başkanlığı nıyarın resmen dev- . ralıyor. 61 yaşındaki Wolfowitz, ABD Baş- • kanı George W. Bush tarafından Dünya >. Bankası Başkanlığı 'na önenldi. Bush 'un '• bu önerisi, başta Irak savaşına karşı çıkan ülkelerde olmak üzere dünya çapında tepki uyandırdı. Ancak Batı Avrupa ülkeleri, Bush 'un önerisini kabul et- me yoluna gitti. EKONOMİ POIİTİK ERİNÇ YELDAN AB Sürecinde Türkiye önümde Ekonomik Entegrasyon dergisinin son sayısı var. Uluslararası iktisat ve ticari birliktelıkler konuları üzerine yapılan teknik çalışmalann yayım- landığı söz konusu dergide Miroslav Jovanovic imzalı bıraraştırma(*) dikkat çekici. "AB'ninDoğu- ya Genişlemesi: Kanşık Bir Son Oyun mu, Yoksa Sürekli Bir Yanı/sama mı?" başlıklı makalede ya- zar, AB'deki son genişleme sürecinin iktisadi bo- yutlarını irdeledikten sonra sözü Türkiye'nin olası üyeliğine getıriyor ve şu tespitleri yapıyor: (1) Bil- diğimiz anlamıyta Avrupa Birliği artık sona ermiş- tir, (2) Türkiye eğer "Avrupalı kimliğini" ispat etmek istiyorsayakın tarihi ile yüzleşmeli ve (Almanya'nın yapmış olduğu gibi) Ermeni soykınmını tanımalı; (3) Osmanlı'dan beri sürdürdüğü "genişlemeci" siya- setine son vermeli; (4) Kıbns'tan tüm askerierini çekmeli ve yasadışı el koyduğu vartıklan iade et- meli; ve (5) Kürt "azınlığa " yönelik siyasetinı yumu- şatmalıdır. Ve nihayet, (6) Türkiye'de bölgeselleş- me ve özerklik konusunda güçlü istekler bulun- maktadır ve Suriye, Iran, Irak gibi ülkelerle komşu olan Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak çok ma- liyetlidir. Avrupa Birliği Ekonomik Kom/syonu üyesi Sa- yın Jovanovic'in, son derece teknik iktisadi çalış- malann yayımlanmakta olduğu uluslararası bir ik- tisat dergısinde, Türkiye'nin üyelik müzakerelerini sadece "siyasi" değişkenler açısından analız etme- si kuşkusuz yadırganacak bir durumdur. Ancak, konunun özüne inildiğinde de Türkiye'nin AB üye- liğine giden yolun artık "iktisadi" bir konu olmak- tan çıktığı, giderek "siyasi" birsorun olarak değer- lendirilmekte olduğu açıkça görülmektedir. • • • Fransa'nın pazar günü almış olduğu "AB Ana- yasası'na hayır" oyu birçok kesim tarafından "Tür- kiye'nin AB üyeliğine hayır" olarak değeriendiril- mektedir. Sonbaharda olası bir genel seçim süre- cine girmesi beklenen Almanya'da da Türkiye'nin tam üyeliğine sıcak bakmayan Hıristiyan Demok- ratlann iktidara gelme olasılığı, Türkiye'nin iktisat gündemini karamsariaştırmaktadır. Durgunluk ve işsizlik kıskacından kurtulamayan Fransa ve Al- manya, biryandan krizin faturasını Türkiye'nin ucuz işgücü fazlasına yıkmak isterken diğer yandan da Türkiye'ye siyasi bir şantaj uygulamayı planlamak- tadır. • • • öte yandan Türkiye, ekonomik istikrar ve kalkın- ma stratejisıni(?) tamamen AB üyeliği müzakere sürecine ve IMF programının uygulanmasına en- dekslemiş durumdadır. "İki kurumsal çapa" diye anılan bu süreçte, Türkiye özgün büyüme ve kal- kınma hedeflerini yitirmiş ve geleceginı bütünüyle yabancı sermaye yatınmlan beklentisine indirgemiş görünümdedir. Türkiye'nin bütün yapması gere- ken "beklentileri olumlu idare etmek" ve önüne su- nulan "ev ödevierini" yerine getirmekten ibarettir. Bu konuda IMF'ye sunulan 26 Nisan tarihli Ni- yet Mektubu'nun yaklaşımı son derece çarpıcıdır. örneğin Mektubun 32 ve 33. paragraflan, "Türki- ye'nin uzun dönemli büyüme stratejisini" tartış- maktadır. Burada "yatmm" sözcüğü sadece "ya- bancı sermayeyi teşvik ve özelleştirmeler" bağla- mında yer almakta; "tasanuf" sözcüğü ise hiç te- laffuz edilmemektedir. Türkiye'nin büyüme süre- cinde ulusal tasarruf kavramı artık gündemden çı- kartılmış gözükmektedir. Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin müzakerelerin on- on beş yıl sürmesi beklenmektedir. Bu süre içinde sürekli olarak "beklentilerin olumlu idaresi" ve "Bugün AB ve IMF için ne yaptın " sorulan ile oya- lanacak olan Türkiye'nin geleceği, ulusal ve ulus- lararası spekülatörlerin kaprislerine terk edilmiş durumdadır. (*} Miroslav Jovanovic (2004) "Eastem Enlarge- ment of the EU: A Topsy-Turvy Endgame or Per- manent Disillusionment?" Journal of Economic Integration, Cilt 19, No 4, sf: 830-868. Mazot desteği 30 kuruş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Taj^ip Erdoğan, bugünden geçerli olmak üzere çiftçilere litrede 300 bin lira (30 yeni kuruş) mazot desteği verileceğini açıkladı. Erdoğan. tüm amaçlannın çiftçinin sırtmdaki yükü biraz daha hafifletmek. tarlaya ve bahçeye yeniden bereket getirebilmek olduğunu söyledi. Başbakan. mazot desteği ödemesinin evrak karşılığı 3 ayda bir çiftçiye yapılacağmı bildir- di. Hükümet, hububatta yeni destek sistemi kap- samında taban fiyat belirlemeyerek kiloda 3 yeni kuruş prim desteği açıklamıştı. orfem.vuzak/z cumhurivetcom.tr Türkıye'de ay sonunu zar zor getiren, evı- ne ayda yılda bir et giren. çocuklan doğru düzgün eğitim alamayan, hasta olduğun- da günlerce hastane kapılannda bekleyen birine, "küreselölçekte Türkiye'nin halinin ne olacağına" ilişkin bır soru yöneltırseniz büyük olasıltkla suratınıza küfrü yersıniz. "Koyun can derdinde, kasap et derdınde" misali adamın öncelikli kaygısı haklı olarak kendi ve aılesıdır. Hafta sonu Fransa'da yapılan referan- dumda halkın çoğunluğunun AB Anayasa- sı'na ret oyu vermesini de bu bağlamda değerlendırecek olursak: - Fabrikalann ve yatınmlann hızla doğu- ya doğru kaydığı, - Işsizliğin sürekli artüğı, yeni istihdam olanaklannın yaratılamadığı, - Yaşlı nüfus sayısının yükselmesi sonu- cu sosyal güvenlik hızmetlerinın sekteye uğradığı, - Diğer kamu hızmetlennde de eskiye oranla sorunlann yaşandığı bir ortamda bireyin kendi sorunlan, ge- leceğe ilişkin güvensizliği ve belirsizlikler artarken "küresel arenada Avrupa Biriiğı 'nt güçlendirmeyi hedefleyen" bir anayasaya 'hayır' demesinden doğal ne olabılir? Birey, Toplum, Küreselleşme... Oy sa, söz konusu birey ile başka ülkele- rin bireylennin ait olduğu devasa toplulu- ğun, ABD ve yükselen güçler Çin, Hindis- tan ve Latin Âmerika karşısmda hem siya- si hem de ekonomik bağlamda söz sahibi dabilmesi ve varlığını daha güçlü kılabilme- si şart. Dolayısıyla yeni anayasanın, bu açı- dan bakıldığında, daha vızyoner, dış politi- ka bağlamında daha bütünlüklü, küresel rekabet karşısında daha somut politıkalar üreten bir yasalar topluluğu olduğu görü- lüyor. Peki, bireyin ve yurttaşı olduğu ülke- nin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal açmaz, daha geniş bir halka olan Avrupa vizyonunun önüne geçmiş durumda ise? Tabii bu arada 13 yıldan beri ilk kez Fran- sız halkına Avrupa hakkındaki düşüncele- rinin sarulduğunu da unutmamak gerek. Bu süre zarfında kullandıklan para binmi değışmiş, 10 yeni ülke daha üye olmuş. Göç korkusu artmış. Yıne de bu durumda, bireyin, AB'nin Fransa kadar bu açmazı yaşamayan, ben- zer sorunlannı bir şekilde farklı politikalar- la aşabılmeyi başarmış diye üye ülkelerine de bir göz atıp kendi siyasetçilerinı de sor- gulaması, başka bır deyişle elma ile armu- du kanştırmadan anayasayı ayn kefede, iç siyaset ayn kefede değeıiendirmesi gerek- mez mi? Aslında bu değeriendırmeyi yap- mak bireyden çok hükümetlere düşüyor. örneğin Finiandiya, yaşlanan nüfusu ile yüksek rekabet gücünü bir noktada buluş- turmayı başarabilen bir ülke. Küresel reka- bette son birkaç yıldır ABD'yi bile geçerek birinci sıradakı yennı koruyor. Bu ülkede nüfusun giderek yaşlanması sonucu 2020 yılına kadar her 5 yurttaştan birinin işgücün- den çekılmiş olacağının saptanması hükü- meti harekete geçirdi. Işveren, sendikalar ve hükümet bir uzlaşma platformu buldu. 45 yaş üstü ücretlılen mümkün olduğunca istihdam edebılecek bir formül üretti. Bu bağlamda, işyeıien çalışma ve ücret koşul- lannı daha da iyileştirmeyi ve farklı düşün- ce yapılanna, önenlere açıkolmayı kabul et- tiler. Buna paralel olarak eğıtım ve formas- yon programlannı uygulama gündemealın- dı. Kamuoyunda medya aracılığıyla 'ça/ış- ma'teşvık edildi. Bu sayede 55 yaş ve üs- tündekilerin istihdam oranı 1995'te yüzde 35 iken 2004'te yüzde 50'ye çıktı. Fran- r sa'da ise yüzde 37'ye düştü. Demek ki ıs- tenirse, ulusal strateji çerçevesinde ilerle- me kaydedılebiliyor. Konuya birey ve top- lum açısından baktık. Çorbaya bıraz da kü- reselleşme tuzunu ekleyip, Avrupa'nın viz- yonunu farklı bakış açısı ile sorgulayalım. Neoliberal ideolojinın yeniden ortaya çık- tığı 80'lı yıllarda Brüksel de bu küresel dal- gadan kurtulamadı ve kaçınılmaz olarak "rekabet ve liberal ekonomi" Avrupa Birli- ği poiitikalannın kalbine yerieşti. "Sürdürûlebilir kalkınma" ise ne yazık ki hâlâ sloganvari bir sözcük, bir ütopya. Oy- sa her yıl 140 bin metrekarelik ormanlık ala- nın yerleşime açıldığı, doğal kaynaklann 're- kabet ad/na'sorumsuzcatüketildiğı birdün- yada 6.5 milyar ınsanın uygulanmakta olan model çerçevesinde 'sürdürülebilir' bır ge- leceğe sahip olması da bir ütopya. Avrupa vizyonunun, bu konuyu önceliklen arasına alarak şekillendirme şansı var mı, yok mu göreceğiz. Türkiye mi? 'Büyûyen ve geli- şenü!' Türkiye'nin gündemı hâlâ ne yazık kı Kuran kurslan, Ermeni meselesi, Nâzım Hikmet şiiri okuyan öğrencinin gözaltına alınması, türban vetörecinayetlerinden ıba- ret. Keşke birey, toplum ve küreselleşme bu ülkede de rfıasaya yatınlabilse... 2 HAZtRAN'DA GELİYOR IMFzamve reformlan görüşecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni üç yıllık stand-by anlaşmasının birinci göz- den geçirmesıni yapacak olan IMF heyeti 2 Haziran'da Türkiye'ye geliyor. tstanbul'da özel sektör temsilcilenyle görüşmelerebaş- layacak olan heyet, çahşmalanna 6 Hazi- ran'dan itibaren de Ankara'da resmi kurum ve kuruluş yetkılilenyle devam edecek. Görüşmeler kapsamında kamu maliyesi ve para politikası uygulamalanrun değer- lendınlecek ve 2005 hedefleri doğrultusun- da mevcut gelişmeler gözden geçirilecek. Yapısal reform programı kapsamında ise bankacıhk, kamu bankalan ve sosyal gü- venlik çalışmalan ele alınacak. IMF birin- ci gözden geçirmenin tamamlanması ha- linde yaklaşık 837.5 milyon dolar olan ikin- ci kredi dilımini serbest bırakacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle