14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYiS 2005 CUMABTESİ CUMHURİYET SAYFA DIZI Meclis'e mebus seçildiğini öğrenen Yasin Akdağ, zorlu yolculuk için harekete geçer Ankara yollannda... • Yasin Akdag: KazunKarabekir Paşa Ue görüştüğümde, Ankara'dan Mustafa KemalPaşatfan tel geldiğini ve Ankara'da toplanacak Meclis'e mebus seçflmeminbfldirilnüşokiuğunu öğrendinı, Yolda kâh arabanın bir yeri bozulur, kâh at nal düşürür, kâh yokuşlarda adar arabayı çekmezlenyürürüz. Daha birçok sıkınb Ue 19 günde ancak Ankara'ya ulaşabfldik. Benim de ay agıın. ayakkabı vurmasından ve yürümekten yara olmuştu. arih 1920 Şubat sonlannda idi. Vazife dolayısıyla Bardız ccphesinde bulunuyordura. Oltu'ya çağnldım. tstanbul Meclı. sı Mebusanı'na, hem mebus hem de buraların Türkiye'ye ilhakı için Rüstem Bey'le henım seçileceğımizı söyiedıler. Seçildik. Zaten ne başka talîp çıknuş ne de başka namzet gösterilmışti. Progranı hazıriandı. Hükümet heyetiyle hareket lara konuşuldu. Türkiye'ye ilhak kabul edilmezse, ta Sulh Konferansı'na kadar gtdrlerek behemeha! ilhak temin edilecek. Başka milleî boyunduruğunu sureti katiyede kabul etmeyeceğiz! T ANKARAYA HAREKET Her şey hazıriandıktan sonra. Rüstem Bey ile birlikte yola çıktık. Hükümet talebeler ve halk bizj kasabanın dışmda uğurladılar. Mart ayının başlan idi; soğuk. kar çokça yağmış. tkımız atlanmızîa Narman, Tortum üzennden Erzurum'a 4 günde gelebildik. Ertesı günü Kaznn Karabekir Paşa yı ziyaret ettik. Memleketimizin durumunu ve gehsimizin maksadını anlartık. Istanbul'da durum nazik oldugundan bırkaç gun beklemek lazım geldi. Sonrakı temasımızda lstanbul'un işgal edildi gini ve artık gıdemeyeceğimızı söyiediler. Kazım Karabekir Paşa. "Sizi hemen tevkif ederfcr, biraz bekJeyetim" dedı. Ertesı günü tekrar görüştük. tstanbul Meclisi Mebusanı'njlngîlızlenn dağîttığını. kaçaklannı tutup sürdüklerim söyledı ve Oltu'ya dönebıleceğimizi ilave ettı. Arkadaşım Rüstem Bey, "GkJeHnı; çoiuk çocuğumuza sahipolatınr dedı. Ben de "Bu koca rııilkı bövk sa hipsiz kalmaz. Bir yenie muhakkak birkaç kişj topLınır, ben de oraya gkierim" dedım. Rüstem Bey Oltu'ya gittı, ben Erzurum'da kaldım. Tekrar Kazım Karabekir Paşa ile göriiştüğümde, Ankara'dan Mustafa Kemal Paşadan tel geldiğıni ve Ankara "da toplanacak Meclis'e mebus seçilmemin bildiritmiş olduğunuöğrendim. Bende Oltu hükümetine yazarak Erzurum"da mebus seçimini bekleyeceğımi ve onlarla Ankara'ya gıdeceğimı bildırdim ve muvafakatlan oîup olrnadığını sordum. Fikrim hükümetçe tasvip edildi. Erzurum'da mebus seçimi yapıldıktan sonra Durak Bey'le. Durak Bey'in şahsi at arabasıyla, 19 Nisan'da yola çıktık Bizi şehir dışında vilayet erkânı, kalabaiık halk ve Kazım Karabekir Paşa dahil bir tasım subay uğurladılar. 23 Nısan'da (1920) Erzincan'da, camide Ankara cla açılacak olan Mıllet Meclisi'nin muvafTakiyeti için dua edildi. Camıdekı törende çok heyecanlanmtş ve gözlerim yaşarrnıştı. Sıvas'a geldiğimizde Yozgat yolu asiler elinde bulunduğundan, Kayseri'yi dolaşmak suretiyle yolumuza devam ettik. CÜN SUREN YOLCULUK Yolda kâh arabarun bir yeri bozulur. kâh at nal düşürür, kâh yotojşlarda atfar arabayı çekmezler, yürürüz. Daha bırçok sıkıntı ile 19 günde ancak Ankara'ya ulaşabilclik. Benım de ayağım, ayakkabı vurmasından ve yürümekten yara olmuştu. Bia otellerdeyerbulunmadıgından Muallim Mektebi'nde misafu ettiler. Yer darlığmdan odalarda 56'şar kişilik yer lahsis edılmiştı. Durak Bey'le ben kendi portatif karyolamızda yathk. Başka vılayetlerden geienlerden bu okulda kalan vardı. A T A ' Y I ZİYARET Erzurum Mebusu SüInman Nccati Bey'in davetiyle Mustafa Kemal Paşa'yı. Ziraat Mektebi 'nde zıyaret ettik. Bu ziyarete Ankara'ya yeni gelmiş olan Erzurum mebuslan Durak Bey, İsmail Bey ve diger vilayeüerden mebuslar gelmişlerdi. Mustafa Kemal Paşa en çok benırale ilgilendi ve konuştu: Mücadelede bulunan Oltu srvil teşkilatımızın durumunu, kuvveti, gelmişten geçmişten, Halit Bey'in (Paşa) ve İsmail Hakkı (Tekçe) Bey'in alaka ve çalışmalanndan sordu. Hepsine oldugu gibi cevap verdim. Çok memnun kaldığı halinden belliydi. Öteki mebuslarla da alakalandı. Mihmandarlığı Necali Bey yaptı. Dömişte İsmail Bey, "Bravıo sana, paşa BekDnuşurkenhiçakılmadın'"dedı İsmail Bey'in kendısı asker ve rütbesı de ka>Tnakam (yarbay) oldugundan. sıkı Imada haklı. Fakat ben askerlık yapmamışım. Hem de hadiseleri oldugu gibi. buşey kat madan sö'yledığimden sıkılacak durum yoktu. 19 Anavatandan ayn düşen ama vatanın bir parçası olan Oltu, kurtuluş mücadelesini kazanır Ve 42 yıllık özlem biter M ebusluğum 13 Mayısta kabul edürmşü. Ayağuna yapılan ameliyat ve tedau dolayısıyla ancak 19 Mayıs'ta Meclis'e gıdebıldim. O gün benım mebusluğum ve Oltu hakkındaki toplantıda. bızzat Meclis'e reislık yapmak için Mustafa Kemal Paşa gelmişli. Müzakere açıldığı vakit kürsüye bir mebus çıkıp benim Meclis'e gelmış olduğumu bıldırerek Meclis'in beni görme arzusunda bulunduğunu ve kürsüye gelmemi söyledi. Ben yerimden kallap kürsüye yöncldim. Bu alkış tufanı koptu. Hitabet kursüsünden, Riyaset me\kiindekı Mustafa Kemal Paşa ile el sıkışırken ve mebuslara karşı dönüp dururken aikjş de\am ediyordu. Bir gün evvel hazırlamış olduŞum nutkumu okurken sık sık kuvvetlı alkış yapılıyordu. Refrt Bey (PaşaBele), Hamdullah Suphi (Tannöver) Bey, Mnhittin Baha (Pars), Süleyman Necari Bey, 01ta*dan sıtayişle konuştular. Mebuslann hemen hepsinin gözleri yaşarmıştı. Elbet yaşanr. Anavatandan ayn düşen vatanın bir parçası olan Oltu'ya tam 42 yil sonra kavuşmuş oluyorlar. Konuşmaiar bırhkten sonra gızlı celse yapılacaktı, hem de ara verildi. (Fotoğraflar, EuroSofi'un Mustafa Kemal Atatürk CD'sinden alınmıştır) Yunan komutanı Trikopis 'le konuşma Y • "Ermeniierin ani taamıza rek Penek (Kosor) Boğaa'na kadar ilerlediklerini haber aldım. Hemen Mustafa Kemal Paşa> a gjttinı. Pa şam' dedim, 'Oltu'ya asker gönderflecekti ; gönderflmemiş ki Ermeniler Kosor Boğan'na kadar ^Imişler*. Nasıl bir tonla söyledimse, Paşa hiddetienerek masadan kalktı..." içimiz içımıze sığmıyordu. Ordumuzun Izmır'e girdiği güne kadar gecemiz gündüzümüz sevinç içinde geçti. Ordunun îzmir'e giriş haberi ise bütün arkadaşlar\e halk içinde sevinç ve heyecanı son haddine çıkarrruştı. 0 gün Meclis'te arkadaşlar birbırlerini tebrik ediyor, sanhp sevinçten gözleri yaşlı, öpüşüyordular. Akşamı ıse evlenn. kaptlann önünde ateşler yakılıyor, ellerde ateşli gazlı bezlerîe sokaklarda dolaşıyordular. Benim e\ im hisann üstünde; Mıllet Mectisi binası görünüyordu. Buradan bahçede ben de ateşi yaktım \e hızmetçiye ateşin de%am ettirilmesim söyleyerek Meclis'e geldim. Çok arkadaş toplanmıştı Rauf Be> TOrbay) de aralannda ıdı. Rauf Bey bızım e\ in önünde. bahçede yanan ateşi göstererek "O ateş berhaMe Yasin Bey'indir'* dedi. Ben de "Evet, blziın bahçcdedir" dedım O günün se\ıncı sönmez hır hatıradır. Böyle sevinçü gün de 25 Mart 1918'de, ordunun önde al bayrak, Oltu'ya gırişinin karşılanmasında yaşamışımdır. Paşa, kunsüde harekâü anlaurken Mebus Topçu thsan Bey sordu: "PaşanL, İngiliz komutaıüan demişlerdi k i Afyon ö> ksine tahkini edilmiştir ki bütün Türk ordusu yükknst de alü ayda alırsa bir günde almış demektir. Af>ıon'da mütbiş tel örgükrini Büyük Mület Meclisi'ne ıltihak ettigım gün Refet Bey I PaşaBele) konuşmasında Oltu'ya yardım ediünesını, kuwet gönden Imesinı bırkaç defa tekrar etti. Arttk her şey yenne getinlecektı. 0 vakitleri at sırtında %e at arabasıyla posta ile gelınırdi. Bu sebeple Oltu ile sık temas yapırnuyordu. Aniayarnadığım bir sebeple, Oltu'ya asker yardımı gönderibnemiş ki, hazıran a\mda Ermenilenn Kanlıdağ \e Kannca'dan ani taarnıza geçerek Penek (Kosor) Boğazı'na, Alıcık köyüne kadar ilerledıklerim haberaldım. Hemen üzüntü ile nyaset (başkanhk) odasında bulunan Mustafa Kemal Paşa'ya spttım. Paşam' dedım. "CM ü ı ' j * asker gönderflecekti; göndmhnemiş ü ErmenOer Kosor Boğaa'na kadar gdnüşte"''. Nasıl bir tortla söyledimse, Paşa hıddetlenerek masadan kalkiı, gidecek gibi... Hemen kolundan yapıştım ve "Paşaıa ben skden köidiın için bir şey istemeye gelmedim. Memfcketim çignenhw. Bi?£ yardmı yapacaksan tf >apınız, yoksa ben de kardeşterimin vanına 0deyini Ontorla beraber öliirüm. Ben burada ne beidev'ecegııı'' dedım. Paşa genye döndü, zannettim kı bir tokat atacak; dınledı: *Gel gel otur" dedi Masaya tekrar orurduk. Hantayı açtı, Ermenılerin taarruz ederek tuttuklan noktalan gösterdi ve **Sözveriyonun.yarm Kazım Karabekir ftşa'ya emir vweceğinı, henjen asker sevk etsin" dedı. PAŞAYLA KONUŞMA akalanan Yunan esirleri Ankara'ya getiriliyordu. Bu esir kafilesi istas>ondan şehre getırilirken, caddeyi doldurmuş olan halkın arasından yüriirlerken başlan açık geçiyordular, halktan olmadıklan belli. Büyük Millet Meclısı'nin önünden geçirildiler. Halk neşeli, esirlenn ise suratlan astktı. Halk tarafından atılan bir şeyler başlanna değmce tıksıniyordular. Bu esirlerle beraber, esir düşen Başkumandan Trikopis de getırilıyordu. Ankara'ya ancak belki lecavii/euğrar v e bir hadise çıkar düşüncesıyle istasyona gelmeden Tnkopıs oiomobille şehre ugramadan Sankışla'ya götürülrnüştü. Bir gün sonra, Mersin Mebusu Ziya, Meciis Başkâtibi Necmettin Sahir beyler ve ben, Trikopis'i görmeye gittık. Trikopis yanırruza geldi, bızı tercüman takdim etti, tanışhrdı. Üçümüz de gene yaş, boy itibanyla farksızdık. Trikopis'le siyaset ve savaş hakkında konuşamazdık: birdostluğumuz da yoktu kı bir tarafından söz açıp konuşahm. Hal hatırını, rahat edip ermedifini \t bazı havai sualler sorduk. Pek düşüncelı \emüteessirolduğubellı; sık sık başım elleri arasuıa ahyordu. Bu ara Trikopis sordu: "Eski Vunanistannehakte(ir? förhabeff OLTUNUN BUYÜK KARDEŞİ Tekrar başladım: "Paşam, Ermeııfleri Olta hududundan hemen dışan atsıniar ve Oltu topraklarmı temizlesinler'* dedım. "Pekjyi" dedî. Aynldırn. Hakıkaten ertesi günü Albay AtrfBey kumandasında Orcuk kövündekı 8. Alay Oltu'ya yollanmış. tsrail çıftliğı tepelerindeki yerli ku\^etlen takviye edılmışti. Oltu, büyük kardeşı Türkiye ile birleşmiş. bu surctle bu iki öz kardeş el ele verdikten sonra cephe hatn yıkılmaz. sarsılmaz bir çelik kale halıne gelmişti. Artık bundan sonra ileri hareket vazıfe olarak Türklere düşmüştü. Çünkü Ermenı eluıe düşen Türkler mezalım aJ tında inliyordu. Onian kurtarmak. onlan da bu mesut güne kavuştumıak, onlan da aynı şekıide saadet ve felaket ortağı yapmak elbette bü" borçtu. Ollu cephesini merhum General HaBteline almış, idare ediyordu. Gerek cephede bulunan komutanfann ve gerek erlerin taarruz zamanı gelmış oldugundan her an taarruz emrinı bekliyordular. Fakat yukan makamdan taarruz ve ileri hareket emri gelmediğinden beklemek zamretı vardı. Emir gelınce>re kadar ara sıra gece baskınlan yapımıakta ve bu suretle Ermenıler tacız edılmekte idiler. Temmuz (1920) içinde taarruz ve Ermenilenn Oltu hududu hancine atılması emn geldiğinde Ermenilerin üzenne yıldınm suretiyle saldınlmıştı. Bir anda Ermenı generali Mazmanofun karargâhı dağılmış ve güç hal kurtularak nefesıni Merdenek'te aimıştı. Mazmanorım, bu mağlubıyet v e perişaniyetten müteessir olarak intiharefrjği haben almmıştı. Bu suretle Ermenıler ılelebet yurdumuzdan kovulmuş. Oltu 'ya girmek için besledikleri emeîleri de tamamen aîtüst olmuştu. A L K I S TUFANI KOPUYORDU M. Kemal Paşa ayagını kaldırarak. bir sınk maniden geçer gibi göstererek "B8>1e ^ ç t i " dedi. .Aman nasıl bu" alkış oldu, sanki Meciis yerinden oynadı. Aflahtm, o nasıl bir gün idi. Savaş nerıcesi, tzmir alındıktan, savaş bittıkten sonra Mustafa Kemal Paşa, arkadaşlanyla ,\nkara'ya döndüğü zarnan bütün halk ıstikbale çıkmıştı. Caddenın her iki tarafı halkia dolu, Mustafa Kemal Paşa tozlu çizmeleriyle halk arasında yürüyerek Millet Meclisi'ne gırdi. Dışanda ve Meciis içinde alkış tufanı de\am ediyordu. Ne büyük şeref. Bu şerefe Mustafa Kemal Paşa laytktı. Millet Meclisi'nde mebuslar se\inçle, sevgiyle Paşa'nın elini sıluyordular, tebnk ve teşekkür edıyorlar. Büyük Mıllet MecIisı'rıın ıçı se\inç \e neşe doluydu. Eibet sevirulecek: Zafer kazanılmış. düşman aziz topraklanmızdan kovuimuş. Milletın emeli ıstıklale kavuşmaku kı bu emeline de ulaşü demekri.Çektigîmizüzüntülerdesonbulmuşru. Sulhun da hayırh \e lehimize yapılacagına imanımız vardı. şüphemızkalmamışîı. Çünkü bütün tehlikelı geçıtleraşılmış,önümüzde geçit kahnamıştı. OLTU YOLUNU TUTTUM1 Ben cevap verdim: ''Bir memleketin haÜdurumn o memleketin ordusunun dunımuna baybdır. \ uıuuı ordusunun başkomutanı da sizdiniz. Sizdaha hi bilirsinbî." Bu söz ona çok ışlemiş olacak kı içten bir " I h i r çektı ve tekrar başını ellen arasına aldı. Koca bir başkumandanın üç gencın karşısmda büzülmesi, muhakkak çok acıkhdu". Sulh yapıhnasıyla yakmda memleketine dönmesini temennı ederek aynldık. Herhalde üzüntüden o gece uyııyamamıştır. Büyük Millet Meclisi'nin gayest memleketi düşmandan temizlemek ve istıklak kavuşturmaktı. Husul gayeye ulaşıldığına göre birinci Büyük Mıllet Meclisi'nin vaznfesi bitmıştı lstiklalin muhafazası, memleketin heryönden yükselrihnesı ışini yeru Meclis'e terk etmek lazımdı. Birinci Bü>ük Millet Meclisi kendı kendisinin feshıııe ve yeniden seçime gıdilmesme karar verdı. Benım de burada \azifem bıtmış oldugundan. Ankara'dan aynlarak Oltu yolunu tuttum. 1 Büyük (26 Ağustos) taarruzdan sw el Mustafa Kemal Paşa cepheyi leftışe çıkmıştı. Paşa'nm bu seyahari gazetelerde yayıldı. Konya, Adana tarafındakı askeri birliİclen teftışe çıktıgı her tarafa du>Tiruldu. Paşa teftişten döndü; bu havadis de yayıldı. 26 Ağustos sabahı taarruzun başladığı yayıldı. Hepimiz heyecana düştük, dua edip duruyoruz. Sonralan muvaffakıyet haberleri geldıkçe sevınçten ZAFER CÜNÜ BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle