22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17MAYIS2005SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ARSEN LÜPEN TURHAN SELÇUK snDURUST TABİATLI İSTANBUL EFENDİSI ABDÜLCANBAz' İIN HARİKULİDE MACERALARI KISIM HEKMILİ BÎRDEN BM Uyuştuır ZEYNEPORAL ;u ile Mücadele ve Suçun Onlenmesi Dairesi'nin 'Demir Leydi'si Sumru Noyan: Türkiyebaşanyla savaşıyor Sumru Noyan nıru Noyan, Bir- leş ııış Milletlcr'de en iist diizeydeki diplo- matlarımızdan biri. Uy jşturucu ile Müca- dcl; ve Suçun Önlen- mef>i Dairesi'nin baş- kaq yardımcısı. Bu da- ireye bağh tüm prog- ran ıların, arastırma-ge- li^tirme, ayrıca operas- yor ve analiz bölümü başkanı... Uyuşturucu pındaki tüm teknik işbirliği v şesine dağılmış 21 şubeond; korusunda dünya ça- c dünyanın her kö- n soruluyor. Sumru Noyan, BM'dc bu g^ireve 400 aday ara- sından seçildiğınde, deneyiıtıli bir diplomattı. 1969'da girdiği Dışişleri Bacanliğı'nda, Belg- rad, Paris (UNESCO), Düsseldorf'taki temsilci- liğı ya da merke/de kaldığı siirece hep uluslara- rası ilişkilerde görev aldı; KAO, IFAD, ILO, UNESCO, UNIDO'nun düzenlediği sayısız top- lantıda Türk delcgasyonuna başkanlık etli. Bugiin ona bağımlı 360 kışı çalışıyor (Bir ayrıntı: Yanında çalışanların tümücrkek!). 300 milyon dolarlık uyıışturııcuyıı önleme progra- mı ona bağh... Bunca önemli görevde ve sorumlulııkta birin- san, cğer can dostunuz, sınıf arkadaşımzsa, ço- cukluğunuzda ve ilkgençliğinızde aynı sıraları, aynı endişeleri, aynı sevinçlerı, aynı coşkulan paylaşmışsanız, gazeteci olsafıız bile o sizin için hep "Bizim Sumru" ya da İztnir Amerikan Kız Lisesi'ndeki lakabıyla "Kedüiumnrolarakka- lıyor... Bana da böyle oldu h;rhalde ki bugüne dek Sunıru'nun başanları hak <ında tek satır yaz- madım. Ama gccen hafta bir günlüğüne geldiği îstanbul'da buluştuğumuzda |öyle ilgınç şeyler anlattı ki "Bunu herkes bilmeli" ağır bastı. Ya- nılmıyorsam söylediği şu cürtıle bu yazıyı yaz- mama neden oldu: "Türkiye uyuşturucuyu ön- lemede büyük çaba harcayan yc bu yolda çok ba- şanlı olan bir ülke. Ancak bu başansını dünyaya duyuramıyor,satamıyor. Bu başarı daha çok BM raporlarında kalıyor." Uyuşturucu trafiği Sumru Noyan'ın başında Türkiye'deki Insan Trafiği Tacirlerin eline düşüyorlar Yüda 3 mifyon kişi mağduroluyor GÜRSU KINT ANTALYA - Dünyada her yıl yaklaşık 3 mil- yon kisi insan tacırlerinin clıne düşüyor. Bu ki- şilcrin yüzde 90'ını fuhuşa alet olan 15-26 yaş arası kadın ve çocuklar, yüzde 10'unu ise zorla fabrikalarda, tarlalarda evlerde çalıştırtlan, dilen- dirılen veya kandınlarak organlan alınanlar oluş- luruyor. Jandarma Genel lComutanlığı ve Uluslararası Cîöç Örgütü (1OM) Türkiye Temsılcıhğı'nce dü- zenlenen "İnsan Ticaretiyle Mücadele Semine- ri" Antalya'da başladı. Üç gün sürecek semınerın açılış konuşnıasını yapan Jandarma Albay Ferhat Konya, ınsan ti- caretının uluslararası örgütlü bir suç olduğunu vurguladı. Konya şöyle konuştu: "Dünyada her yıl yaklaşık 3 milyon kişi, insan ticareti mağduru olmaktadır. Bu sayınııı yüzde 9()'ı lııhuşa alet olan 15-26 yaş arası kadın ve çoeuklardır. Yüzde 10 ise zorla iabrika, tarla ve evlerde çalıştııılan, dilen- dirilcn, zorla ya da kandınlarak organlan alıııan erkek ve çocuklardan oluşmaktadır." IOM'ın verilcrine göre Türkiye 'de de 2005'in ilk 4 ayında Ukrayna, Moldova, Özbekistan ve Rusya'dan gelen, yaş ortalaması 19-25 arası olan 73 kadın insan ticareti mağduru oldu julunduğu bırim, özcllikle iki konuda çalışmalarını yoğunlaştırı- yor. Uyuşturucu trafiği ve in$an trafiği... Zaten bu ikisi bırbirinden pek ayrı geçmiş durumlar... Her iki konuda da Türkiye, o sından önemli bir yer tutuyor. düşmüyor, iç içe )ğrafi konumu açı- transit geçişin en yoğun olduğu ülkelerden birı Sumru Noyan'ı dinliyorumj: "Uyuşturucuyla mücadele programımız, hem üretimin kısıtlanması ve uyuşturucu bağımlılığı- nın yok edilmesine hem dc trafiği önlemeyc çalı- şıyor... Dünyadaki en büyük uyuşturucu üretimi, tüm üretimin 3/4'ü Afganistaıi'da... Eskiden yal- nız sınırlı bölgclcrdeyken, örneğin KâbiPdeykcn şimdi her yerde Kâbil dışında da ülkeniıı her ya- nına yayılmış durumda.. Biz btına 'kanserin me- tastas yapmış durumu' diyoruz. Llretimde, her yıl yüzde 17'lik bir artış var. Ancak bu yıl bir azal- ma bckliyoruz. Nedeni İngilizlerin önderliğinde çok yöıılü bir işbirüğiyle oraya acil müdahale et- memiz: Afgan hükümetiyle işbirliği içindc İngi- lizler, ekinıi önlüyor; İtalvanlar, \asal düzcnleme- leri, Almanlar polis eğitimini ûstlendi. AB dene- timiııdc halkı bilinçlendirme komısunda büyük bir seferberlik var." - Dünyadaki üretimin 3/4'ü Afganistan'dade- din. Yagerisi?.. "Gerisi Myanmar'dan (Eski adıyla Burma). Ancak oradaki çahşmalarımul sonuç verdi. Yüz- de 50 azalnıa var. Sonra Laos, Fayland ve Viet- naııı. Oralar da da bitmek ii/eıe... 2004 yılında Afganistan 500 ton eroin ve mor- fin, bin ton afyon ihraç etmiş. Buıuııı yüzde 70'i Pakistan-İran-Türkiye yoluylsı Batı Avrupa pa- zarlaıına, Rusva ve IJkrayna'j a yöneliyor (Geri- si, yeni gelişcn biryol, \l«aııis( iin'dan Orta Asya yoluyla yayıhyor)." Sumru Noyan bir noktays dikkat çekiyor: "Transit geçişin cn yoğun oldugu üç ülkeye bak- tığımızda, yani Pakistaıı-İran ve I'ürkiye'ye; Tür- kiyc'nin ayrıcalıkh bir dıırııınu var. Biz gencllik- lebu transit geçişte,'Uyuşturıi(;unun yüzde 10'u Türkiye, Birleşmiş Milletler'in 2005 yılı Ocak ayı verilerine göre insan ticaretinde hem transit ülke olarak hem de insan ticareti alan ülke olarak göze çarpıyor. Özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinden getirilen kadınlar seks kölesi olarak kullanıhyor. Türkiye'den dışan ise AB ülkeleri, Suudi Arabistan ve îsrail'e yasadışı gidiş yapıhyor. geçit yaptığı ülkede kalır' deriz. Oysa bu, Tür- kiye için doğru değil. Örneğin Iran'da son yıllar- da uyuşturucu bağunlıhğı çok arttı. Resmi sayı- lara göre İran'da 1.2 milyon eroin bağımhsı var... Ama bizde lıayır, aksine azalma var. Ben bunu oto- kontrole,özdenetimeve sağlanı aileyapısına, top- lum ilişküerinin öneminc bağlıyorum." Bunun yanı sıra Türkiye, son on yılda Avru- pa'daki en büyük mıktarda eroin ve morfin ele gcçirme operasyonlarında önemli bir rol oyna- mış. 2003 yılında tüm Avrupa'da ele geçirilen mor- fin ve eroininyüzde 30'unu, 2004 'te yüzde 60'ını Türk yetkilıler sayesinde yakaladıklannı vurgu- luyor tüm raporlar. Sumru Noyan, "Türkiye'nin bir büyük başa- nsı daha var" diyor. "Bizde, anımsayacaksın 70 li yıllarda afyon üretimitümüyleyasaklanmışn. An- cak sonradan Afyon Bolvadin Fabrikası kuru- lunca, her şeyin, her salhanın sıkı dcnetim altın- da tutulduğu ilaç sanayiine yönelik ürea'me geç- tik. Dünyayı zehirlemekten vazgeçip ilaç sanayi- ine yöneldik. Bu açıdan birçok ülkeye örnek gös- teriliyoruz. Bu voldaki başarımızı yazık ki dün- yaya satamıyoruz." Oysa nasıl da ihtiyacımız var bu başarıyı dün- yaya duyurmaya! İnsan ticareti - Çağımızın en korkunç olgulanndan, insan onu- nınu, yaşama hakkını yok sayan vahşetlerindcn biri insan ticareti... Başlıca mağdurlar, kadınlar ve çocuklar... "Uluslararası öyle bir ateşleme, öyle bir insan Rusya Kazakistan Ingiltere - Italya Yunansitan TÜRKİYE • tfazar.-: Âtkh. Turkmenıstan Surıye Türkiye 'ye gelenler Türkiye 'den gidenler Irak -.. ; . Suudi Arabistan-lsrail Iran ticareti ve trafiği ağı var ki içine bir kez düşen bir daha kurtuiamıyor. tnsan trafiği ve yasadışı göç iç içe geçmiş durumda. Hem bu ikisi hem de kü- çük silalı kaçakçılığı, Birleşmiş Milletler'de orga- nize suçlarla mücadele altında yer alıyor. İnsan trafiğinin en yoğun olduğu bölge Güney- doğu Asya. Sonra Afrika, sonra Doğu Avrupa... Güneydoğu Asya'da Myanmar, Tayland başı çe- kiyor. Buralarda Tayland'dan gelen tüccarlar Myanmar'daki köylerde 12-16 yaş arası ne kadar güzel kız varsa toplayıp götürüyor. Güneydoğu As- ya'da HIV virüsünün yaygınlaşmasının başlıca ne- deni de bu. İnsan ticaretinin kaynağında haksız ve kolay para kazanmak istcyen uluslararası ör- gütlenmiş simsar çeteler var. Iş vaadiyle, akuıuza gelebilecek her tür iş teklifiyle özcllikle kadınla- ra ve çocuklara yöneliyorlar. Ev hizmetleri, dadı- lık, dansçılık, revüye katılına, mankenlik, ses sa- natçılığı, hastabakıcılık ve daha akhnıza ne gelir- se... Bu ağa düşenin bundan kurtultnası çok zor." - Türkiye insan ticaretinin neresinde, nasıl du- ruyor? "Kesin sayılarvermekzor. AncakTürkiye, hem transit ülke olarak hem de insan ticareti alan ül- ke olarak göze çarpıyor. Türkiye'den dışan insan ticareti ise daha az... Türkiye've en çok eski Do- ğu Bloku ülkelerinden, Ukrayna'dan, Rusya'dan, Romanya'dan geliş var. Bir başka grup da Mol- dova, Gürcistan, Azerbaycan... Asya'dan İran, Irak, Hindistan ve Filipinler'den... Bunlann çoğu kadın ve çocuk. Geneİlikle seks işçiliği için getir- tiliyorlar ya da başka ülkelere geçiş sağlamak için... Türkiye'nin hem coğrafi konumu hem de çevreülkelereoranlayaşam standardının vüksek- liğL, transit ülke olarak onu cazip kılıyor. Türki- ye'den dışan ise kimi AB ülkelerineve Suudi Ara- bistan'a yasadışı gidiş var." Bilinçli mücadele - BM raporlan, Türkiye'nin uluslararası anlaş- malara katılımıyla, anayasası ve ceza kanunla- rıyla ınsan ticareti konusunda da bilinçli bir mü- cadele verdiğini ortaya koyuyor. BM desteğiyle savcılar, polisler eğıtilıyor. "Ankara'da 1999'da TADOC f lurkish International Acaderm Against Drugs and Organised Crimc), yani Uyuşturucu ve Organize Suça Karşı Uluslararası Türk Aka- demisi'ni kurduk. Uluslararası standartlarda, çok etkili bir eğitim veriyor, bilgi topluyor, bu bil- giyi üye ülkelerle paylaşıyor ve dünyayla işbirliği- ni sürdürüyor. Başarılı işlere imza atan bir mer- kez... Aynca Türkiye, insan ticaretiyle mücadele programına 25 bin dolarlık bir katkıda bulundu. Öte yandan bu konuda sivil toplum kurıılıışlanv- la işbirliği yapma yolunda ilerliyor." Noyan'ı dinlerken yeryüziınün ve insanoğlu- nun acımasızlığı yeniden içimi kanatıyordu. O, Afgaııistan köylerinden Laos tcpelerine, Myan- mar vadilerinden Mekong kıyılarına uzanırken idealleri doğrultusunda dünyanın çirkin yüzüy- le savaşmak üzere, BM'deki görevine, merkeze, Viyana'yadönüyordu. Uğraştığı, kcndini adadı- ğı konuya hâkinıiyetı, birıkimını, bilgisıni kadın duyarlığıyla bütünlemesı, hepsının ötesindc az- mi, okul sıralarındakı a KediSumru"nun, BM'nin "Vijana'daki Demir Leydi"sıne dönüşmesi, ar- tık bcnı hıç şaşırtmayacaktı. DUZYAZI ORHAN BİRGİT I IL'K 'danSuftaDersi! Dünya Çiftçiler Günü töreninde kürsüde veryan- sın ederken kendisine "Gerçekleri konuşmuyor- sunuz" diye laf atan CHP Muğla Milletvekili Gü- rol Engin'in, Başbakan'ı kızdırdığı anlaşılıyor. Tam "Bekâra karı boşamak kolay mı diyeyim. Gerçek- leri konuşalım"öeö\ğ\ anda aldığı bu yanıt üzeri- ne, Erdoğan adeta küplere biniyor. Ve milletveki- lini "Sen sus. Genel Başkanın orda" sözleri ile adeta azarlamaya kalkıyor. 2005 yılında AKP Ge- nel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbaka- nı'ndan birdemokrasi dersi. Genel Başkanların bulunduğu yerlerde, millet- vekillerine, laf atmak bile yasak. Onlar bu tür top- lantılarda birer manken gibi koltuk doldurmalı. Fo- toğraf görüntülerinde malzeme olmalılar. "Nasıl- sınız?" diye sorulursa teşekkür edebilirler. Bu gö- nül alıcı soruyu soran heleSayın Genel Başkan ise teşekkürlü yanıtı, saygılar sunma görevıni ihmal et- mediklerini de ekleyerek tamamlamalılar! Ne de olsa eski Osmanlı terbiyesini temsil edi- yor AKP Genel Başkanı. O geleneksel terbiyeye göre "Su küçüğün, söz büyüğün" değil mi? As- lında bu özdeyiş "Sus küçüğün, söz büyüğün" tüm- cesinin giderek bozulmuş halini yansıtmıyor mu? Marangoz hatası.. 7O'Iİ yıllarda bir Meclis birleşiminde kürsüde o ateşli eleştirilerinden birisini yaparken Çetin Altan, kendisini susturmak isteyen TBMM Başkan Veki- li CKMP'Iİ Ahmet Bilgin'e çıkışmış ve başkanın yüksekteoturmasını "marangozhatası" olarakta- nımlamıştı. Asıl olan milli iradenin temsilciliği yani milletvekilliği ise, o milletvekillerinin kendi araların- dan başkan ya da başbakan seçmelerini bu ka- dar abartarak, ağızlarını bile açmalarına tahammül göstermemenin iki anlamı olmalıdır. Ya siyasi terbiye eksikliği. Ya da tek adamlık tut- kusu. Sayın Erdoğan'ı birinci töhmetten tenzih et- mek durumundayım. Tek adamlık tutkusunda gi- derek mesafe almanın örnekleri ise ne yazık ki ço- ğalıyor. Diyalog yerine monoloğun kullanıldığı rejimin adı demokrasi olur mu? Gazetelerdeki parti haber- lerine dikkat ediyor musunuz? "... Parti Lideri." Siyasi partilerimızin genel merkezlerinden yapılan açıklamalarda, çoğunlukla bu lider sözcüğü kul- lanıhyor. Oysa 21. yüzyılda artık liderleryerlerini ekip başkanlarına bırakmış olmalılar. Çağdaş demok- rasilerde onlar için çoğunlukla, "eşitler arasında bi- rinci" sözcüğüne yer veriliyor. Bir tür yöneten ya da temsil eden olarak anlatma amacı ağır basıyor. Lider, elbette birkaç merdiven basamağı üstten bakan ve hükmeden kimse. Ardına taktığı kitlele- ri sürükleyebilen kişi. Çağımızda bu niteliklerin ta- rihe karıştığını görmüyor muyuz? Buna rağmen bir partınin en üst yönetimine seçilmiş kişi nasıl he- men değişiyor? llla ki, onun dediği dedik olacak. Parti toplantısında yalnız o konuşacak. Parlamen- to grubuna gelirken tüm milletvekilleri ayağa kal- karak bir tür "Padişahım çok yaşa "U muayede (bayramlaşma) törenlerini anımsatırcasına alkışla- yacaklar. O kürsüyü teşrif edecek. Konuşacak. Sonra yine alkışlarla inecek ve ayrılacak. Geçmiş yılların o saatlerce süren tartışmalı, za- man zaman gerginleşen grup oturumları yok ar- tık. Yok, çünkü Genel Başkanlar var tek başına dü- şünen, konuşan... Milletvekili ağzını açacak olur- sa, onları "Sen sus. Genel Başkanın burada. Baş- kanına saygısızlık yapıyorsun" diye azarlayanlar gö- revdeler. Doğaldır bu kadar görevi yüklenmiş oldukları için de, bu yaşlarında unutkanlık hastalığına ya- kalanmaları. Bu yüzden de üç yıl önce 3 Kasım se- çim kampanyası sırasında iktidara geldikleri tak- dirde çiftçilerin borçlarını sileceklerini kürsü kürsü dolaşarak söylediklerini bugün hatırlamak şöyle dur- sun, anımsatmak isteyenleri "Sus" diye azarla- maktan çekinmemeleri. Faks: 0 212 677 08 21 obirgitv/ e-kolay.net Eskişehip'e nakil STÖ'leri kızdırdı • MARDİN (Cumlıuriyet) - Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 12 yaşındaki ilköğretim öğrencisi Uğur Kaymaz ve babasını terörist oldukları gerekçesiyle öldüren 4 polisin yargılandığı davanın Eskişehir'e nakledilmesi, sivil toplum örgütlerince protesto edıldi. İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yal- çındağ operasyonu yöneten Mardin Emniyet Mü- dür Yardımcısı Kemal Dönmez'in, 1. Sınıf Emni- yet Müdürlüğü'ne terfı ettirildiğini anımsatarak "Dava Adalet Bakanlığı'nın isteğiyle Eskişehir'e nakledılmiştır. Bu gelişmelerle laıller cesaretlendi- rilmiştir. Biz insan haklan savunucuları olarak bu davanın takıpçisi olacağız" diye konuştu. KORFEZ ASLIYE HLKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2003/12 Davacı Üpa thtıyaç Madclclerı Üretım Pazaılama AŞ vekıli tarafmdan açılan ıflas davasının açık yargılaması sonucunda vcrılen ara karar uyarınca, Alalar Mahallesi, Baıbaros Caddesı No:4S Körfo/ adresınde faalıyet göstcren 9190003953 vergı numarası ılc Körfez Vergı Daıresi'ııe, 560/222 No'su ıle Körfez licarcl Sıcıl Memurluğu'na kayıtlı bulunan davacı hak- kında ıfla.s davası açıldığından itıraz eden alacaklılanıı tİK'rmn 158/1 ve 166/2 maddelen gcreğınce 15 gün ıçinde ılirazda bulıınabileceklerı, duıuşma günü olan 30.06.2005 günıı saat 09.10'da yapılacak celsede bizzat veya bir vekıl bulundurabıleceklen, duhllenn derlıal ıb- razı gerektığı, gıyaplaıında da karar veulebıleceğı IIMUK. 509 ve 510 nıadde gercğınce ılan vc teblıg olu- nur 28 04 2005 Basın- 22375 İSTANBUL BİRİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2004 15 T I)a\acı Sedel Ircjaat I ıırı/nı Ai> vekıli tarafından dava- lı Rama/an Kuloğlu aleyhıne açılan tcıkın davasında; Da- vacı vekilı dava dilekcesı ıle Isianbul, Beşıkta'j, 2. liölge Vı^ııe/ade Mah. Vıijnezade Canıı ve (,'a\darlı Sokak'la kain 69/71 patia, 689 ada, ^ 1 parsel tuıda kayıtlı müvek- kı! şirkete aıt ta$ınma/ın beyanlar hancsındeki davalı le- hıne olan yoisu/ beyanın sıcılden teıkınme karar verilme- sını talep ve dava elmı^lır. Malıkememi/ee "Vişnezade Canıı Meydanı C, evdarcı Sok. No. 14 Btşiktaş/lsl." adre- sıne leblıgal göndcrılmii» ancak bıla teblig iade edilıp, ad- res lahkıkındcn de bir soııuc alınamadığından ılanen teb- lıgat yapılnıasına karar venlmi'jlır Davalı Ramazaıı Ku- loğlu'nıın durus>ma günü olan 16 06 2004 günü saat I 1.00"de nıahkeınt'de lıa/ır bıılunma.sı, veya kendısını bir vekılle temsil cltırmesı, aksı halde HUMK.'nun 377 ve 212 maddelen geıeğinee yargılamaya yokluğunda devam edileeeğı \e karaı verılcceğı ve cevap siiresınin 10 gün olduğu teblığ makamına kaım olmak üzere ilan olunur. 22. 04.2005 Basın: 22346
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle