18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17MAYIS2005SALI CUMHURİYET Rehber Bir görevi de kaçak turist rehberleriyle mücadele etmek olan Çanakkale Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Özcan Arslan'ın, Gelibolu yarımadasında kaçak rehberlik yaparken yakalandığını biliyor musunuz? Elektronik posta; [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 SAYFA 17 - Başbakan çiftçileri azarlamış... "Ektiğini biçer!" Erdoğan: "Bekâra karı boşamak kolaydır." Başbakana da halkı boşlamak! t Mendil ANKARA'DAN dostumuz Mustafa Yıldırım, Özbekistan'da neler olup bittiğini "Proja Demokratika Asia"ya bakarak yorumluyor: "1980'li yıllarda ABD'nin Eurasia Foundation yanı Avrasya Vakfı ile beslenen operasyonlar ve 1991 yılında Bodrum kıyısında pişirilen ilişkiler öylesine hızlı gelişti ki, hakkında 'din hürriyeti' raporları hazırlanan ve iç muhalefeti açıktan desteklenen Özbekistan'da bile, CIA'nın propaganda aygıtı olarak bilinen Freedom House, işlerini Taşkent'te bağımsız, büyük bir binadan yönetmeye başladı. Türkiye'den bazı 'cemaatler'in açtığı okullarla bu işlerin arasında ne tür bir koşutluk olduğu ise ayrı bir konu. Banker Georges Soros'un örgütü OSI öteki Asya ülkelerinde olduğu gibi Özbekistan'da da kadın ve gençlik örgütleri kurdu, muhalif yayınları destekledi. OSI devlet aygıtıyla ilişkileri sıkı tutmak ve geleceği güvence altına almak amacıyla eğitim alanına daldı; Ozbekistanöğretmen ve öğrencilerle parasal bağlar oluşturdu. Adalet Bakanlığı'nın reform çalışmalarına 123 bin dolar bağışlayan Soros'un Özbekistan'ın açık bir toplum olması için yaptığı katkı 2003 yılı sonunda 22 rnilyon dolara ulaştı. Özbek Devleti Mart 2004'te Soros'un OSI örgütünün çalışma iznini kaldırdı. Bunun üzerine Soros Özbek yönetimini demokrasi düşmanı olarak ilan etti. Bu arada Özbekistan'da bir yandan Islamcı örgütlerin yarattığı bombalı kargaşa sürmekte, öte yandan CIA'nın sivil örgütlenmesi olan NED tarafından ve ABD örgütlerince desteklenen muhalefet partileri ABD'de toplantılar düzenlemeye başladı. Muhalefetin en sertlik yanlısı VVashington'da eski ustalarla içli dışlı ılişkilere girdi, bir öteki Radio Free Europe'tan ayrılmaz oldu. Aynı zamanda ABD örgütleri 'Büyük Ortadoğu ve Asya Projesi' adı verilen yayılma ve açık-gizli işgal planlarını kabul ettirebilmek içın işbirlikçileriyle birlikte yoğun bir çalışmaya girışti. Sivil örümcek ağında yer alan işbirlikçi örgütler hem içeride, hem de VVashington'da konferanslar düzenlemekten gerı kalmıyor. Sovyetler Birliği'nin dağıtılmasının ardından, çok partili bir düzen oluşturma, demokratik kitle örgütleri kurma ve örgütleme deneyimine sahip olmayan ülkeler Batı'dan gelen eğitmenlerin eline düştü. Onların yardakçısı medya ise gerçekleri gizledi, insanlarını eyleme çağırdı! Demokrasi sarhoşluğu giderek bir tür anarşiye dönüştü. Bu dönüşümü parayla, elemanla destekleyenler şimdi avuçlarını ovuşturuyorlar. Uluslar sarhoşlukla bağırırken, onlar doğal kaynaklara sahip olmanın ve kıtaları kolonileştirmenin keyfini sürüyor." Ahmet Mete Apak, "Başbakan işadamlarından Macaristan'a kişi başına altı çift çorap satmasını istemiş. IMF'ye açılan mendillerden de birkaç çift Çek Cumhuriyeti'ne satsınlar! Cazibe Akif Kökçe: "Türkiye, emperyaîist sermayenin cazibe merkezi oldu. Emperyalizm Osmanlı'yı bölge bölge parçalamıştı, Cumhuriyeti sektör sektör parçalıyor!" Avrupa Birligi, Atatürk ve Türkiye SESSİZSEDAS1Z (!) Ato&/*340&mn ' m* V£JJZTTAŞ> I ııı 1_ /V<KXi V \ . _ '//-¥ \ \ iülmsmmm RTÜK'e göre ulusal yayın politikası HAFTA sonu, Istanbul Ticaret Üniversitesi ile Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği "Türkiye'nin Ulusal Yayın Politikası" sempozyumuna dinleyici olarak katıldım. RTÜK'ten bir "müdür" ulusal radyo ve televizyon yayın politikasını anlattı. Türkiye'de ulusal politika olmadığını, iktidar politikası olduğunu anladıktan sonra soru sormak istedim... Paralı yayın platformu Digiturk'un ek ücretli ve şifrelı yayınlarını cinsel yönden tahrik edici bularak durduran RTÜK'ün bu kararını Avrupa Sınırötesi Yayın Sözleşmesı'ne de uydurmasının inandırıcı olup olmadığı sorusunu oturum başkanına yönelterek, bu sorunun yanıtını asla RTÜK müdüründen istemediğimı özellikle belirttim. Ama müdür illa yanıt vermek istedi. Ben "Sizin yanıtınızı istemiyorum" dedikçe o, "Yanıtlayacağım" diye diretti. Mikrofon da önünde. Başladı pornografi uzmanlarının raporlarını sallayarak konuşmaya. Neyse... Sonunda demez mi, Digiturk'teki erotik kanallar dört yıldır test yayını yapıyormuş bugüne kadar onun için denetleyip kapatmamışlar! Pes doğrusu... Bu durumda ayrılıkçı terör örgütünün de dört yıl test yayını hakkı var demektir! Yüksek Yerilim Hattı erdincutkm» yahoo.com Bizde medya "bildiğini okuyor", okuyucuya okuyacak bir şey kalmıyor! İ. GÜRŞEN KAFKAS Avrupa Birliği giriş sürecind(î, ulusal boyutta hazırlanarak, sog- yal, kültürel ve yasal düzenle- melere gidildi. Insan haklarında, toplumsal değerlerde ve etnc- kültürel ayrımları giderici çalış- malara da yer verildi. Bireylerin ve toplumun sosyal gelişimi ve önce insan kavramı önde tutu - du. Konu ile ilgili yoğun eğitirrı programlarının uygulanırlığı dik- kat çekti. Üniversiteler, ortaöĞ- retim kurumları, yerel yönetimler, dernek, vakıf ve sivil toplum ör- gütleri "Avrupa Birliği'ne katıl\- m;"düzenledikleri panel, konf^- rans, seminer, açık oturum v^ forumlarla tartışmaktalar. B(J kültürel çalışmaların gençlerimi- zin ve insanımızın aydınlanmasi, bilgilendirilmesi amaçlı olduğ(j biliniyor. Dünümüz, bugünümüz ve yarınlarda gelişkinliğimiz ir- deleniyor. Nüfusun üçte biri okuma ça- ğında olan genç insanların ülkeh si Türkiye, pazu gücü yerine, be\- yin gücü etkinliğinin önemirji kavradı. Aydınlığa ulaşmanın), ilermenin eğitimle olabileceği b\\- linci yerleşti. Atatürk'le başla^- yan eğitimde gelişkinlik için "Vö> nümüzü Batı'ya çevirerek" Av^ rupa Birliği'ne katılım hedeflenif- yor. "Gençler geleceğimizdiıt Onlara inanıyor ve güveniyoruzi' ve "Elde ettiğimiz bu mutlu so^ nucu büyük bir heyecanla, Türk gençliğine emanet ediyorum*' özdeyişleriyle Atatürk, ulusal gel lişkinliğimizi gençlerimizin so| rumluluğuna bırakıyor. Batı'y$ dönük yüzümüzde "En gerçek\ çi yol gösterici bilimdir" öngöj rüsüyle, bilim kaynaklı bilgi vo teknolojiyi edinme olarak görü- yor. 1950'de Fransa Dışişleri Ba kanı RobertSehuman'ın girişij miyle Almanya ile işbirliğindç kömür ve çelik üretim ortaklığı yapıldı. Tüm Avrupa ülkelerinel açık, yeni bu uluslararası işbirli- ği 1951'de Italya, Belçika, Hol- landa ve Lüksemburg'un katılı- mıyla altılar örgütüne ulaştı. Or4 taklıkların sonraları on beşe eriş4 mesiyle "Avrupa Birliği" kavraJ mı ekonomi, ticaret, sanayi, ula-j şım ve iletişim gibi çıkar ağırlıklj örgütsel gelişmesini yaptı. Doğıj Bloku ülkelerinin katılımıyla yir^ mi beş ülkeye ulaşan topluluk; th cari, ekonomik, eğitim ve iktisa^ di alanlarda öngördüğü düzeni lemeleri koşul olarak ileri sürdü AB kurucu üyesi ülkelerin birçoJ ğunda toplumsal değerde so^ runlar, teröre varan çıkışlar, içl bölünme sancılarının varlığı bi-l linmektedir. Birlik üyeleri kendij sorunları yerine, aday ülkelerin etno-kültürel, mezhepsel, inançj farklılıklarını, ulusal sorunlarınıi kaşımaktadırlar. Kendi ulusal devlet anlaşıylarından, bireysel ve toplumsal bilinçten ödün ver-, mezken, aday ülkelereyaptırım-ı lara, düzenlemelere ve gerekti- ğinde bölünmelere gidilmesi doğrultusunda acı faturalar su- nuluyor. Avrupa Birliği'ne, sosyal gelişmemiz, bilimsel bilgi payla-, şımı ve üretilen teknolojiyi kul-, lanma amaçlı katılmalıyız. A-j maç, insanımızın kültürel, sos- yal, ekonomik ve eğitimsel ge- lişkinliğidir. Bu nedenleen büyük yatırımımızın, insanımızın eğiti- mi yönünde yapılmasıdır. Eğitim kurumlarımızda "Avru- pa Birliği, Atatürk ve Türkiye" konulan gençlerin düzenlendiği forumlarla tartışılıyor. Gençler, gelecekteki sorumluluk bilincini arar gibiler. Sorumluluklarının genişliği ve derinliğini araştırı- yorlar. Üsküdar Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi'nin dü- zenlediği forumda AB'ye giriş süreci, eğitim, kültür, ekonomi, spor ve kurumsal yapı alanların- da gelişkin uzman eğitimcilerin çağrılı olduğu katılımla tartışıldı. 6-7 Mayıs günlerindeki bu sevi- yeli kültürel çalışmada, yol gös- terici saygın öğretmenlerin etkin çalışma ve duruşlarıyla gençle- rimiz yarınlamıza umut olacakla- rını kanıtladılar. Öğrenci merkez- li eğitimin örneklendiği, araştı- ran, sorgulayan, konuşan ve üreten gençler, özlemini düşle- diğimiz katılımcı eğitimi sorgula- dılar. Öğretmenleri Armağan Doğulu, Nurdan Atalay ve Se- rap Şen'in yönlendirici rehber- liği; okul yönetiminin sevgi, hoş- görü ve anlayışla desteği sonu- cunda gerçekleştirilen "Gençlik Forumu" seviyeli bakışın örne- ğiydi. Toplumumuzu ulusal de- ğerlerden uzaklaştıran ve ya- bancılaştırmaya iten programlar yerine, çağdaş, ilerici ve düzey- li sistemlerarayışını gençlerimiz tartıştılar. Ulusal kültürümüzün küreselliğe erişmesi, turizmin et- kinliği, sosyal gelişkinlikte birey- sel ve toplumsal duruşumuz, ulusal bilinç, coğrafi zenginliği- miz, tarihsel uygarlığımızı koru- ma, kollama ve de tanıtma de- ğeriendirildi. Kültürümüzde yoz- laşmanın nedenleri araştırılırken, Türkçemizin kirlenmesi ile ilgili önlemler, genç beyinlerin fırtına- lı dilleriyle aktarıldı. Yazılı ve gör- sel basından örneklerle besle- nen anlatırnlarda konuya uyum- lu oldukları, sorun üretmek yeri- ne sorun çözme heyecanını ta- şıdıkları görüldü. Atatürk'ün eği- tim çalışmaları, ilkelerini, devrim- leri, örneklenerek anlatım zen- ginliğine ulaştı. Eğitimde kalite arayışları, ÖSS çıkmazı, karşı- laştırmalı eğitim, öğretmen eği- timi, Köy Enstitüleri sorgulandı, çözümler üretildi. Çağdaş, ileri- ci, yenilikçi bakışlarla, gençleri- mizin Atatürk devrimlerinin ve la- ik cumhuriyetin yılmaz savunu- cuları olduklarını görmek sevin- diriciydi. Açılış konuşmasını yaptığım bu umut ışığı forumun öğrenci li- derleri Emre Ersöz, Sedef Gür- zoğlu, Oğuz Dervişoğlu, Vil- dan Özgen, Alper Baran, Ba- rış Batuk ve Orkun Uyar'ı ve de katılımcı tüm gençleri, öğret- menleriyle birlikte kutluyorum. Düşünme, algılama ve problem çözmenin güzel birörneğini ba- şarıylasundular. "AB, Atatürk ve Türkiye" kavramlarının seviyeli bir dille tartışıldığı forum, Mar- mara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu. Yeditepe Üniversidtesi'nden Yar. Doç. Dr. Deniz Tasni, Mimar Sinan Üni- versitesi'nden Yar. Doç. Dr. Fir- devs Gümüşoğlu, Bahçeşehir Üniversitesi'nden Evrîm Gü- müş, Metin Sagular, Emin Köksal'ın rehberliği ile olumlu ve yararlı sonuca ulaştı. Böylesi çağdaş eğitim tartışmaları düş- lerimizi gerçekleştirecektir. ÇİZGİLİK KÂMİL MASAKACI kamilmasaracit mynet.com HARBİ SA^y// semihporoycı yahoo.com ^ebrıatDit Uilav'ırı d j l i atuiına... 1 HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BIUGIN hayatepiku: mynet.com BAŞÖRTÜSÜ İSTİVORUM I OTOBÜSTEKİLER KEMAL URG.rENÇ k urgenc(d yahoo.com TARİHTE BUGÜN MVMIAI AIUKAIS 17 Muyıs wusvo.mwmluz-urumn.com p BİR RÖNESANS ÖNCÜSÜıBOmCELU \ 151O'DA BU6ÜN, ÜAJLÜ imLYAN ISESS/İMI SAA/oeo SOTTtÇEUI, < SS Y/IŞiNdA ÖLMÜŞTİİ.SAUATl İLE ftÖNESANS/N "••--- ' CJSİ SAY/l-AN 8OTT7C€LU, EStC/ UST&IAI&PAM FIL/PPO LfPP/'AjM OĞ/eSAJC/CfyDt ARKAİk: DEI//& YU- NAN HEYKELLEK/AJdEAJ MODEt- OLA&AK ÇOK MİŞT7- GEMELLİKİ.E,"İUCSAHA& (SOLOA'y I/E *VEIVÛG'ÜM E/V G/8/ ı'K' OEV l/E SÖL.GESİAJ- LİJLEBDRGAZ ASLİYE (2) HUKUK MAHKEMESİ'NDEN F.sas No: 2004/920 Davacı Schcr Kardaşlar vek. Av. Scval Der\iş tarai'ınclan da\alı Melımet Kardaşlar aleyhiııe mahkememize açılan boşanma davasının yapılan aı;ık yargılanıa sııasında verilen ara kararı gereğınee. 3176 Sokak No1 6 D: I Bozyaka'tznıır adresinde olurıır davalı Mehıııel Kardaşlar, tüm aramalara rağmen bııkınanıadığından ılaneıı tebligat yapılmasına karar \enlmekle adı geçcnın duru^ma günü olan 12 7.2005 larıhmde saat 09.00'da mahkcme- ını/de ha7ir hulunması vcya kendıııı vekille tcmsıl ettırmesı-aksı lıalde yoklugunda karar verılecegi ılanen teblıg olunur. 06.05.2005 B; cın: 22425 GÖRÜŞ BEDRI BAYKAM 'Şeriatçı Gidişe Hayır' Diyenlere Çağrı Iki gün önce "Başörtüsüne Özgürlük" yürüyüşü adı altında sözde demokrasi arayan, özde şeriat- çı rejime geçiş provaları yapan gözü dönmüş yo- bazların provoke ettiği bir kitle, miting yaptı. 10 Mayıs günü de Konya'da yürümüşlerdi... "pekya- kında bileceksiniz", "yesinlerdemokrasinizi" pan- kartlarıyla Türkiye Cumhuriyeti'ne meydan oku- yorlardı. Genç kızlarımızın "karartılmış" kesimde doğan- larının çoğu, bu propaganda ile ergenlik çağların- da tatlı sert baskılarla veya doğal akışla kapatılıyor- lar sonra meydanlara başörtüsü savaşçısı olarak salınıyorlar. önce ağabeylerine ve babalarına, ar- dından kocalarına boyun eğmeye zorlanan, plaj- lardan, kendini özgürce geliştirmekten, hayatın ta- dını çıkarmaktan men edilen ve üzerlerinden siya- set yürütülen bir meta haline gelen bu insanlarımı- zın bir kısmı, bir de kendilerini bu yola itenlerin "de- mokrat" olduğunu(l) sanıyorlar. Işte onların "demokratlıkları": Pek yakında iste- yen polis veya savcının gözünde düşük belli pan- tolon giyip donun görünmesi "teşhircilik" sayılabi- lecek, bu insanlar altı ay hapse girebilecek, gaze- teciler sırf hükümetin "resmi"{^ politikalarını eleş- tirdikleri için içeri alınabilecekler. 20 Mart günü "Mil- li Egemenlik" yılı kapsamında Adana'daki şiir din- letisinde görev alan "mini"(\) etekli kızlar Abdülla- tif Şener orada diye işgüzar yobaz görevliler tara- fından "bacaklan" hırkalarla örtülerek uzaklaştırıl- dılar. Batman'da Vali Haluk Imga, Turizm Haftası kapsamında düzenlenen güzellik yarışmasını en- gelledi. Vakit gazetesi haberi "Körpe bedenlersa- pıklarayem olmaktan kurtuldu, sağduyu kazandı" şeklinde duyurdu! Yine nisan ayında Ümraniye'de "Ey mümin kadınlar, cahiliye dönemi açılıp saçıl- ması gibi açılıp saçılmayın" şeklinde tehditkâr yo- baz pankartlar asıldı. Bu arada geçen hafta RTÜK "porno" olduğunu açıkladığı Digitürk şifreli pake- tindeki kırmızı kanalları kapattığını açıkladı. Bunlar yalnız küçük bir makaleye sığabilen örnekler. Yo- baz "sözde demokratlar", "türbana kamusal alan- da yasak" fikrine şiddetle karşı çıkarken kendileri- ni, 291 alanda yasakçılıklarını ve özgürlük düşman- lıklarını etrafa kin içinde kusuyorlar. Medyamız ise, bu şeriatçılık eğilimlerini seyretmekle yetiniyor hem de artık ona da "dokunulmuş" olmasına rağmen. TBMM Başkanf nın akıl almaz bir şekilde "Ana- yasa Mahkemesi'ni kapatmak"tan söz etmesin- den önce, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcı- sı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cısı Nuri Ok ve Başkanı Osman Arslan, son iç ge- lişmeler ışığında laiklikten ödün verilemeyeceği ika- zını en sert dille yapmışlardı. Kanadoğlu, açıkça "Rejim karşıtı düşünce iktidarda" diyerek duru- mun vahametini, ortaya koymuştu. Arınç'ın Ana- yasa Mahkemesi'ni ve dolayısıyla laik-demokratik rejimi tehdit edip Kanadoğlu'nu haklı çıkarmasın- dan hemen sonra, bu sefer önce TÜBİTAK, ardın- dan Dil Tarih Kurumu, Erdoğan'a bağlandı ve ba- şına getirilecek kişinin "Atatürkçülük konusunda kendini kanıtlamış ve yayınlar çıkarmış" bir insan olma gereği ortadan kaldırılıyor. Dahasaymayagerekyok. 1 Haziran'daYeniCe- za Yasası ile, tek sesli şeriat provaları resmileştiril- meye çalışılmadan önce, acilen tüm demokratik kuruluşları ve Atatürkçüleri bu senaryolara dur de- meye çağırıyoruz. Her türlü yobazlığa karşı çıkan- lara "pornocu", "şarapçı", "televoleci" laflarıyla sataşan örümcek kafalılara karşı, özgürlüklerin bir bütün olduğunu, şifreli erotik kanalları, sendikala- rı, işçi haklarını, alkol içme özgürlüğünü, sanatsal ifade veya kadın haklarını savunmanın bir bütün ol- duğunun bilinciyle, şimdi bir araya gelme, tepki verme zamanı."Taban (Operasyonu) Hareketi"n\ 1993 yazında başlatıp "Sosyal demokrat partiler acilen birleşmezse, Türkiye şeriatçılığa doğru ka- yacak" dediğimizde, birçokaymaz, "Nereden çık- tı bu paranoya" diyebilmişti. Bugün ise her şeyin en kötü yere kaymış olmasından dolayı utanıyoruz. Yakınmak yerine ayağa kalkmamız, medyayı da uyandırarak cumhuriyet kazanımlarını korumamız lazım. En büyük "muhalefet" sizsiniz, biziz. Katkı- larınızı dayanışma ve haberleşme için bu sütuna "Taban Hareketi"ne ulaştırmanız dileğiyle... e-mail: bedbayfrf tnn.net - Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 SOLDANSAĞA: 1/Manisa'nın eski adı. 2/ 1 "K.uzgun — 2 ": Heykelci- 3 miz... Yaldız- lı. 3/ Gelinin başını, kimi zaman da yü- zünii kapa- yan ince ör- tü... Toprağın üstünde mey- dana gelen çorak kat. 4/Kars'ın doğusundaki ünlü antikkent... Mantık. 5/ Inme ya da sakat- 3 lık gibi bir nedenle yataktan kalkama- yan kimse. 6/ Sıtma mikrobunu aşılayan sivrisinek... Bir soru 8 sözü. II Bir yapınm 9 giriş yeri... Bir nota. 8/ Bir tarikat ya da sanatın ilk kurucusu... Çeşitli dans ve oyunlardan oluş- muş, zengin görünümlü sahne gösterisi. 9/Tantal clemcntinin simgesi... "Yârin dudağından getiril- miş / Bir katre — 'dir bu karanfil" (Ahmet Haşim). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/lstanbul'da Kâğıthane Deresi kıyısındaki gezin- ti ve eğlence yerine Lale Devri'nde verilen ad. 2/ Dünya... Eldiven ve giysi yapıminda kullanılan bir tür yumuşak deri. 3/ Küçük kareler biçiminde kesilmiş hamur katlan arasına kıyına konularak yapılan Italyan yemeği. 4/Silifke ilçesinde antik birkent... Harmanyerindeki tahılıntaş veloprak- la karışık kalıntısı. 5/ Lifleri dokumacılıkta kul- lanılan bir bitki. 6/Şöhret... Ilkel birsu taşıtı... Bir nota. 7/DinamitibulanIsveçlibılimadamı... "Ey benim — memesinde cüceler besleyen garip memleketim" (B.R. Eyuboğlu). 8/1613-1917 yıl- ları arasında Rusya'yı yöneten hanedan. 9/Ölen birkimsedenkalanherşey... "Bir'jaripölmüşc'i- yeler / — günden sonra duyalar" (Yunus Emre).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle