Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17MAYIS2005SALI CUMHURİYET
Rehber
Bir görevi de
kaçak turist
rehberleriyle
mücadele etmek
olan Çanakkale Kültür
ve Turizm Müdür
Yardımcısı Özcan
Arslan'ın, Gelibolu
yarımadasında kaçak
rehberlik yaparken
yakalandığını biliyor
musunuz?
Elektronik posta; [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
SAYFA
17
- Başbakan çiftçileri
azarlamış...
"Ektiğini biçer!"
Erdoğan: "Bekâra
karı boşamak
kolaydır."
Başbakana da
halkı boşlamak!
t Mendil
ANKARA'DAN dostumuz Mustafa Yıldırım,
Özbekistan'da neler olup bittiğini "Proja Demokratika
Asia"ya bakarak yorumluyor:
"1980'li yıllarda ABD'nin Eurasia Foundation yanı
Avrasya Vakfı ile beslenen operasyonlar ve 1991
yılında Bodrum kıyısında pişirilen ilişkiler öylesine hızlı
gelişti ki, hakkında 'din hürriyeti' raporları hazırlanan
ve iç muhalefeti açıktan desteklenen Özbekistan'da
bile, CIA'nın propaganda aygıtı olarak bilinen
Freedom House, işlerini Taşkent'te bağımsız, büyük
bir binadan yönetmeye başladı. Türkiye'den bazı
'cemaatler'in açtığı okullarla bu işlerin arasında ne tür
bir koşutluk olduğu ise ayrı bir konu.
Banker Georges Soros'un örgütü OSI öteki Asya
ülkelerinde olduğu gibi Özbekistan'da da kadın ve
gençlik örgütleri kurdu, muhalif yayınları destekledi.
OSI devlet aygıtıyla ilişkileri sıkı tutmak ve geleceği
güvence altına almak amacıyla eğitim alanına daldı;
Ozbekistanöğretmen ve öğrencilerle parasal bağlar oluşturdu.
Adalet Bakanlığı'nın reform çalışmalarına 123 bin
dolar bağışlayan Soros'un Özbekistan'ın açık bir
toplum olması için yaptığı katkı 2003 yılı sonunda 22
rnilyon dolara ulaştı. Özbek Devleti Mart 2004'te
Soros'un OSI örgütünün çalışma iznini kaldırdı.
Bunun üzerine Soros Özbek yönetimini demokrasi
düşmanı olarak ilan etti. Bu arada Özbekistan'da
bir yandan Islamcı örgütlerin yarattığı bombalı
kargaşa sürmekte, öte yandan CIA'nın sivil
örgütlenmesi olan NED tarafından ve ABD
örgütlerince desteklenen muhalefet partileri ABD'de
toplantılar düzenlemeye başladı. Muhalefetin en
sertlik yanlısı VVashington'da eski ustalarla içli dışlı
ılişkilere girdi, bir öteki Radio Free Europe'tan
ayrılmaz oldu. Aynı zamanda ABD örgütleri 'Büyük
Ortadoğu ve Asya Projesi' adı verilen yayılma ve
açık-gizli işgal planlarını kabul ettirebilmek içın
işbirlikçileriyle birlikte yoğun bir çalışmaya girışti. Sivil
örümcek ağında yer alan işbirlikçi örgütler hem
içeride, hem de VVashington'da konferanslar
düzenlemekten gerı kalmıyor.
Sovyetler Birliği'nin dağıtılmasının ardından, çok
partili bir düzen oluşturma, demokratik kitle örgütleri
kurma ve örgütleme deneyimine sahip olmayan
ülkeler Batı'dan gelen eğitmenlerin eline düştü.
Onların yardakçısı medya ise gerçekleri gizledi,
insanlarını eyleme çağırdı! Demokrasi sarhoşluğu
giderek bir tür anarşiye dönüştü. Bu dönüşümü
parayla, elemanla destekleyenler şimdi avuçlarını
ovuşturuyorlar. Uluslar sarhoşlukla bağırırken, onlar
doğal kaynaklara sahip olmanın ve kıtaları
kolonileştirmenin keyfini sürüyor."
Ahmet Mete
Apak, "Başbakan
işadamlarından
Macaristan'a kişi
başına altı çift çorap
satmasını istemiş.
IMF'ye açılan
mendillerden de
birkaç çift Çek
Cumhuriyeti'ne
satsınlar!
Cazibe
Akif Kökçe: "Türkiye,
emperyaîist
sermayenin
cazibe
merkezi oldu.
Emperyalizm
Osmanlı'yı bölge
bölge parçalamıştı,
Cumhuriyeti sektör
sektör parçalıyor!"
Avrupa Birligi,
Atatürk ve Türkiye
SESSİZSEDAS1Z (!) Ato&/*340&mn
'
m* V£JJZTTAŞ> I
ııı 1_ /V<KXi V \
. _ '//-¥ \ \
iülmsmmm
RTÜK'e göre ulusal yayın politikası
HAFTA sonu, Istanbul Ticaret
Üniversitesi ile Türkasya Stratejik
Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği
"Türkiye'nin Ulusal Yayın Politikası"
sempozyumuna dinleyici olarak
katıldım. RTÜK'ten bir "müdür" ulusal
radyo ve televizyon yayın politikasını
anlattı. Türkiye'de ulusal politika
olmadığını, iktidar politikası olduğunu
anladıktan sonra soru sormak
istedim... Paralı yayın platformu
Digiturk'un ek ücretli ve şifrelı
yayınlarını cinsel yönden tahrik edici
bularak durduran RTÜK'ün bu kararını
Avrupa Sınırötesi Yayın Sözleşmesı'ne
de uydurmasının inandırıcı olup
olmadığı sorusunu oturum başkanına
yönelterek, bu sorunun yanıtını asla
RTÜK müdüründen istemediğimı
özellikle belirttim. Ama müdür illa
yanıt vermek istedi. Ben "Sizin
yanıtınızı istemiyorum" dedikçe o,
"Yanıtlayacağım" diye diretti. Mikrofon
da önünde. Başladı pornografi
uzmanlarının raporlarını sallayarak
konuşmaya. Neyse... Sonunda demez
mi, Digiturk'teki erotik kanallar dört
yıldır test yayını yapıyormuş bugüne
kadar onun için denetleyip
kapatmamışlar! Pes doğrusu... Bu
durumda ayrılıkçı terör örgütünün de
dört yıl test yayını hakkı var demektir!
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkm» yahoo.com
Bizde medya "bildiğini okuyor",
okuyucuya okuyacak bir şey kalmıyor!
İ. GÜRŞEN KAFKAS
Avrupa Birliği giriş sürecind(î,
ulusal boyutta hazırlanarak, sog-
yal, kültürel ve yasal düzenle-
melere gidildi. Insan haklarında,
toplumsal değerlerde ve etnc-
kültürel ayrımları giderici çalış-
malara da yer verildi. Bireylerin
ve toplumun sosyal gelişimi ve
önce insan kavramı önde tutu -
du. Konu ile ilgili yoğun eğitirrı
programlarının uygulanırlığı dik-
kat çekti. Üniversiteler, ortaöĞ-
retim kurumları, yerel yönetimler,
dernek, vakıf ve sivil toplum ör-
gütleri "Avrupa Birliği'ne katıl\-
m;"düzenledikleri panel, konf^-
rans, seminer, açık oturum v^
forumlarla tartışmaktalar. B(J
kültürel çalışmaların gençlerimi-
zin ve insanımızın aydınlanmasi,
bilgilendirilmesi amaçlı olduğ(j
biliniyor. Dünümüz, bugünümüz
ve yarınlarda gelişkinliğimiz ir-
deleniyor.
Nüfusun üçte biri okuma ça-
ğında olan genç insanların ülkeh
si Türkiye, pazu gücü yerine, be\-
yin gücü etkinliğinin önemirji
kavradı. Aydınlığa ulaşmanın),
ilermenin eğitimle olabileceği b\\-
linci yerleşti. Atatürk'le başla^-
yan eğitimde gelişkinlik için "Vö>
nümüzü Batı'ya çevirerek" Av^
rupa Birliği'ne katılım hedeflenif-
yor. "Gençler geleceğimizdiıt
Onlara inanıyor ve güveniyoruzi'
ve "Elde ettiğimiz bu mutlu so^
nucu büyük bir heyecanla, Türk
gençliğine emanet ediyorum*'
özdeyişleriyle Atatürk, ulusal gel
lişkinliğimizi gençlerimizin so|
rumluluğuna bırakıyor. Batı'y$
dönük yüzümüzde "En gerçek\
çi yol gösterici bilimdir" öngöj
rüsüyle, bilim kaynaklı bilgi vo
teknolojiyi edinme olarak görü-
yor.
1950'de Fransa Dışişleri Ba
kanı RobertSehuman'ın girişij
miyle Almanya ile işbirliğindç
kömür ve çelik üretim ortaklığı
yapıldı. Tüm Avrupa ülkelerinel
açık, yeni bu uluslararası işbirli-
ği 1951'de Italya, Belçika, Hol-
landa ve Lüksemburg'un katılı-
mıyla altılar örgütüne ulaştı. Or4
taklıkların sonraları on beşe eriş4
mesiyle "Avrupa Birliği" kavraJ
mı ekonomi, ticaret, sanayi, ula-j
şım ve iletişim gibi çıkar ağırlıklj
örgütsel gelişmesini yaptı. Doğıj
Bloku ülkelerinin katılımıyla yir^
mi beş ülkeye ulaşan topluluk; th
cari, ekonomik, eğitim ve iktisa^
di alanlarda öngördüğü düzeni
lemeleri koşul olarak ileri sürdü
AB kurucu üyesi ülkelerin birçoJ
ğunda toplumsal değerde so^
runlar, teröre varan çıkışlar, içl
bölünme sancılarının varlığı bi-l
linmektedir. Birlik üyeleri kendij
sorunları yerine, aday ülkelerin
etno-kültürel, mezhepsel, inançj
farklılıklarını, ulusal sorunlarınıi
kaşımaktadırlar. Kendi ulusal
devlet anlaşıylarından, bireysel
ve toplumsal bilinçten ödün ver-,
mezken, aday ülkelereyaptırım-ı
lara, düzenlemelere ve gerekti-
ğinde bölünmelere gidilmesi
doğrultusunda acı faturalar su-
nuluyor. Avrupa Birliği'ne, sosyal
gelişmemiz, bilimsel bilgi payla-,
şımı ve üretilen teknolojiyi kul-,
lanma amaçlı katılmalıyız. A-j
maç, insanımızın kültürel, sos-
yal, ekonomik ve eğitimsel ge-
lişkinliğidir. Bu nedenleen büyük
yatırımımızın, insanımızın eğiti-
mi yönünde yapılmasıdır.
Eğitim kurumlarımızda "Avru-
pa Birliği, Atatürk ve Türkiye"
konulan gençlerin düzenlendiği
forumlarla tartışılıyor. Gençler,
gelecekteki sorumluluk bilincini
arar gibiler. Sorumluluklarının
genişliği ve derinliğini araştırı-
yorlar. Üsküdar Hüseyin Avni
Sözen Anadolu Lisesi'nin dü-
zenlediği forumda AB'ye giriş
süreci, eğitim, kültür, ekonomi,
spor ve kurumsal yapı alanların-
da gelişkin uzman eğitimcilerin
çağrılı olduğu katılımla tartışıldı.
6-7 Mayıs günlerindeki bu sevi-
yeli kültürel çalışmada, yol gös-
terici saygın öğretmenlerin etkin
çalışma ve duruşlarıyla gençle-
rimiz yarınlamıza umut olacakla-
rını kanıtladılar. Öğrenci merkez-
li eğitimin örneklendiği, araştı-
ran, sorgulayan, konuşan ve
üreten gençler, özlemini düşle-
diğimiz katılımcı eğitimi sorgula-
dılar. Öğretmenleri Armağan
Doğulu, Nurdan Atalay ve Se-
rap Şen'in yönlendirici rehber-
liği; okul yönetiminin sevgi, hoş-
görü ve anlayışla desteği sonu-
cunda gerçekleştirilen "Gençlik
Forumu" seviyeli bakışın örne-
ğiydi. Toplumumuzu ulusal de-
ğerlerden uzaklaştıran ve ya-
bancılaştırmaya iten programlar
yerine, çağdaş, ilerici ve düzey-
li sistemlerarayışını gençlerimiz
tartıştılar. Ulusal kültürümüzün
küreselliğe erişmesi, turizmin et-
kinliği, sosyal gelişkinlikte birey-
sel ve toplumsal duruşumuz,
ulusal bilinç, coğrafi zenginliği-
miz, tarihsel uygarlığımızı koru-
ma, kollama ve de tanıtma de-
ğeriendirildi. Kültürümüzde yoz-
laşmanın nedenleri araştırılırken,
Türkçemizin kirlenmesi ile ilgili
önlemler, genç beyinlerin fırtına-
lı dilleriyle aktarıldı. Yazılı ve gör-
sel basından örneklerle besle-
nen anlatırnlarda konuya uyum-
lu oldukları, sorun üretmek yeri-
ne sorun çözme heyecanını ta-
şıdıkları görüldü. Atatürk'ün eği-
tim çalışmaları, ilkelerini, devrim-
leri, örneklenerek anlatım zen-
ginliğine ulaştı. Eğitimde kalite
arayışları, ÖSS çıkmazı, karşı-
laştırmalı eğitim, öğretmen eği-
timi, Köy Enstitüleri sorgulandı,
çözümler üretildi. Çağdaş, ileri-
ci, yenilikçi bakışlarla, gençleri-
mizin Atatürk devrimlerinin ve la-
ik cumhuriyetin yılmaz savunu-
cuları olduklarını görmek sevin-
diriciydi.
Açılış konuşmasını yaptığım
bu umut ışığı forumun öğrenci li-
derleri Emre Ersöz, Sedef Gür-
zoğlu, Oğuz Dervişoğlu, Vil-
dan Özgen, Alper Baran, Ba-
rış Batuk ve Orkun Uyar'ı ve de
katılımcı tüm gençleri, öğret-
menleriyle birlikte kutluyorum.
Düşünme, algılama ve problem
çözmenin güzel birörneğini ba-
şarıylasundular. "AB, Atatürk ve
Türkiye" kavramlarının seviyeli
bir dille tartışıldığı forum, Mar-
mara Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Kuvvet Lordoğlu. Yeditepe
Üniversidtesi'nden Yar. Doç. Dr.
Deniz Tasni, Mimar Sinan Üni-
versitesi'nden Yar. Doç. Dr. Fir-
devs Gümüşoğlu, Bahçeşehir
Üniversitesi'nden Evrîm Gü-
müş, Metin Sagular, Emin
Köksal'ın rehberliği ile olumlu
ve yararlı sonuca ulaştı. Böylesi
çağdaş eğitim tartışmaları düş-
lerimizi gerçekleştirecektir.
ÇİZGİLİK KÂMİL MASAKACI kamilmasaracit mynet.com
HARBİ SA^y// semihporoycı yahoo.com
^ebrıatDit Uilav'ırı
d j l i atuiına...
1
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BIUGIN hayatepiku: mynet.com
BAŞÖRTÜSÜ
İSTİVORUM I
OTOBÜSTEKİLER KEMAL URG.rENÇ
k urgenc(d yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MVMIAI AIUKAIS 17 Muyıs wusvo.mwmluz-urumn.com
p BİR RÖNESANS ÖNCÜSÜıBOmCELU
\ 151O'DA BU6ÜN, ÜAJLÜ imLYAN ISESS/İMI SAA/oeo SOTTtÇEUI,
<
SS Y/IŞiNdA ÖLMÜŞTİİ.SAUATl İLE ftÖNESANS/N "••--- '
CJSİ SAY/l-AN 8OTT7C€LU, EStC/ UST&IAI&PAM
FIL/PPO LfPP/'AjM OĞ/eSAJC/CfyDt ARKAİk: DEI//& YU-
NAN HEYKELLEK/AJdEAJ MODEt- OLA&AK ÇOK
MİŞT7- GEMELLİKİ.E,"İUCSAHA& (SOLOA'y I/E *VEIVÛG'ÜM
E/V
G/8/ ı'K' OEV
l/E
SÖL.GESİAJ-
LİJLEBDRGAZ ASLİYE (2) HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
F.sas No: 2004/920
Davacı Schcr Kardaşlar vek. Av. Scval Der\iş tarai'ınclan da\alı Melımet Kardaşlar aleyhiııe mahkememize açılan boşanma davasının yapılan aı;ık
yargılanıa sııasında verilen ara kararı gereğınee. 3176 Sokak No1
6 D: I Bozyaka'tznıır adresinde olurıır davalı Mehıııel Kardaşlar, tüm aramalara
rağmen bııkınanıadığından ılaneıı tebligat yapılmasına karar \enlmekle adı geçcnın duru^ma günü olan 12 7.2005 larıhmde saat 09.00'da mahkcme-
ını/de ha7ir hulunması vcya kendıııı vekille tcmsıl ettırmesı-aksı lıalde yoklugunda karar verılecegi ılanen teblıg olunur. 06.05.2005 B; cın: 22425
GÖRÜŞ
BEDRI BAYKAM
'Şeriatçı Gidişe Hayır'
Diyenlere Çağrı
Iki gün önce "Başörtüsüne Özgürlük" yürüyüşü
adı altında sözde demokrasi arayan, özde şeriat-
çı rejime geçiş provaları yapan gözü dönmüş yo-
bazların provoke ettiği bir kitle, miting yaptı. 10
Mayıs günü de Konya'da yürümüşlerdi... "pekya-
kında bileceksiniz", "yesinlerdemokrasinizi" pan-
kartlarıyla Türkiye Cumhuriyeti'ne meydan oku-
yorlardı.
Genç kızlarımızın "karartılmış" kesimde doğan-
larının çoğu, bu propaganda ile ergenlik çağların-
da tatlı sert baskılarla veya doğal akışla kapatılıyor-
lar sonra meydanlara başörtüsü savaşçısı olarak
salınıyorlar. önce ağabeylerine ve babalarına, ar-
dından kocalarına boyun eğmeye zorlanan, plaj-
lardan, kendini özgürce geliştirmekten, hayatın ta-
dını çıkarmaktan men edilen ve üzerlerinden siya-
set yürütülen bir meta haline gelen bu insanlarımı-
zın bir kısmı, bir de kendilerini bu yola itenlerin "de-
mokrat" olduğunu(l) sanıyorlar.
Işte onların "demokratlıkları": Pek yakında iste-
yen polis veya savcının gözünde düşük belli pan-
tolon giyip donun görünmesi "teşhircilik" sayılabi-
lecek, bu insanlar altı ay hapse girebilecek, gaze-
teciler sırf hükümetin "resmi"{^ politikalarını eleş-
tirdikleri için içeri alınabilecekler. 20 Mart günü "Mil-
li Egemenlik" yılı kapsamında Adana'daki şiir din-
letisinde görev alan "mini"(\) etekli kızlar Abdülla-
tif Şener orada diye işgüzar yobaz görevliler tara-
fından "bacaklan" hırkalarla örtülerek uzaklaştırıl-
dılar. Batman'da Vali Haluk Imga, Turizm Haftası
kapsamında düzenlenen güzellik yarışmasını en-
gelledi. Vakit gazetesi haberi "Körpe bedenlersa-
pıklarayem olmaktan kurtuldu, sağduyu kazandı"
şeklinde duyurdu! Yine nisan ayında Ümraniye'de
"Ey mümin kadınlar, cahiliye dönemi açılıp saçıl-
ması gibi açılıp saçılmayın" şeklinde tehditkâr yo-
baz pankartlar asıldı. Bu arada geçen hafta RTÜK
"porno" olduğunu açıkladığı Digitürk şifreli pake-
tindeki kırmızı kanalları kapattığını açıkladı. Bunlar
yalnız küçük bir makaleye sığabilen örnekler. Yo-
baz "sözde demokratlar", "türbana kamusal alan-
da yasak" fikrine şiddetle karşı çıkarken kendileri-
ni, 291 alanda yasakçılıklarını ve özgürlük düşman-
lıklarını etrafa kin içinde kusuyorlar. Medyamız ise,
bu şeriatçılık eğilimlerini seyretmekle yetiniyor hem
de artık ona da "dokunulmuş" olmasına rağmen.
TBMM Başkanf nın akıl almaz bir şekilde "Ana-
yasa Mahkemesi'ni kapatmak"tan söz etmesin-
den önce, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcı-
sı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cısı Nuri Ok ve Başkanı Osman Arslan, son iç ge-
lişmeler ışığında laiklikten ödün verilemeyeceği ika-
zını en sert dille yapmışlardı. Kanadoğlu, açıkça
"Rejim karşıtı düşünce iktidarda" diyerek duru-
mun vahametini, ortaya koymuştu. Arınç'ın Ana-
yasa Mahkemesi'ni ve dolayısıyla laik-demokratik
rejimi tehdit edip Kanadoğlu'nu haklı çıkarmasın-
dan hemen sonra, bu sefer önce TÜBİTAK, ardın-
dan Dil Tarih Kurumu, Erdoğan'a bağlandı ve ba-
şına getirilecek kişinin "Atatürkçülük konusunda
kendini kanıtlamış ve yayınlar çıkarmış" bir insan
olma gereği ortadan kaldırılıyor.
Dahasaymayagerekyok. 1 Haziran'daYeniCe-
za Yasası ile, tek sesli şeriat provaları resmileştiril-
meye çalışılmadan önce, acilen tüm demokratik
kuruluşları ve Atatürkçüleri bu senaryolara dur de-
meye çağırıyoruz. Her türlü yobazlığa karşı çıkan-
lara "pornocu", "şarapçı", "televoleci" laflarıyla
sataşan örümcek kafalılara karşı, özgürlüklerin bir
bütün olduğunu, şifreli erotik kanalları, sendikala-
rı, işçi haklarını, alkol içme özgürlüğünü, sanatsal
ifade veya kadın haklarını savunmanın bir bütün ol-
duğunun bilinciyle, şimdi bir araya gelme, tepki
verme zamanı."Taban (Operasyonu) Hareketi"n\
1993 yazında başlatıp "Sosyal demokrat partiler
acilen birleşmezse, Türkiye şeriatçılığa doğru ka-
yacak" dediğimizde, birçokaymaz, "Nereden çık-
tı bu paranoya" diyebilmişti. Bugün ise her şeyin
en kötü yere kaymış olmasından dolayı utanıyoruz.
Yakınmak yerine ayağa kalkmamız, medyayı da
uyandırarak cumhuriyet kazanımlarını korumamız
lazım. En büyük "muhalefet" sizsiniz, biziz. Katkı-
larınızı dayanışma ve haberleşme için bu sütuna
"Taban Hareketi"ne ulaştırmanız dileğiyle...
e-mail: bedbayfrf tnn.net - Faks: 0212 227 34 65
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6
SOLDANSAĞA:
1/Manisa'nın
eski adı. 2/ 1
"K.uzgun — 2
": Heykelci- 3
miz... Yaldız-
lı. 3/ Gelinin
başını, kimi
zaman da yü-
zünii kapa-
yan ince ör-
tü... Toprağın
üstünde mey-
dana gelen
çorak kat. 4/Kars'ın
doğusundaki ünlü
antikkent... Mantık.
5/ Inme ya da sakat-
3
lık gibi bir nedenle
yataktan kalkama-
yan kimse. 6/ Sıtma
mikrobunu aşılayan
sivrisinek... Bir soru 8
sözü. II Bir yapınm 9
giriş yeri... Bir nota. 8/ Bir tarikat ya da sanatın
ilk kurucusu... Çeşitli dans ve oyunlardan oluş-
muş, zengin görünümlü sahne gösterisi. 9/Tantal
clemcntinin simgesi... "Yârin dudağından getiril-
miş / Bir katre — 'dir bu karanfil" (Ahmet Haşim).
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/lstanbul'da Kâğıthane Deresi kıyısındaki gezin-
ti ve eğlence yerine Lale Devri'nde verilen ad. 2/
Dünya... Eldiven ve giysi yapıminda kullanılan
bir tür yumuşak deri. 3/ Küçük kareler biçiminde
kesilmiş hamur katlan arasına kıyına konularak
yapılan Italyan yemeği. 4/Silifke ilçesinde antik
birkent... Harmanyerindeki tahılıntaş veloprak-
la karışık kalıntısı. 5/ Lifleri dokumacılıkta kul-
lanılan bir bitki. 6/Şöhret... Ilkel birsu taşıtı... Bir
nota. 7/DinamitibulanIsveçlibılimadamı... "Ey
benim — memesinde cüceler besleyen garip
memleketim" (B.R. Eyuboğlu). 8/1613-1917 yıl-
ları arasında Rusya'yı yöneten hanedan. 9/Ölen
birkimsedenkalanherşey... "Bir'jaripölmüşc'i-
yeler / — günden sonra duyalar" (Yunus Emre).