Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 MART 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Iki savcıya
meslekten ihraç
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu (HSYK),
iki cumhuriyet savcısının
meslekten ihracına karar
verdi. HSYK, Adana
Cumhuriyet Savcısı Semih
Üreten ile halen Gölköy
Cumhuriyet Savcısı olarak
görev yapan cski Yapraklı
Hâkimi Hakkı Nazsız'ı
Hâkimler ve Savcılar
Kanunu'na göre meslekten
ihraç etti. Üreten ile
Nazsız bu karara itiraz etti.
ttirazı bir üst kurul olarak
12 kişiden oluşan Itirazlan
tnceleme Kurulu görüştü.
Kurul, Üreten ve
Nazsız'ın itirazını reddetti.
TGS, EFJ'ye
üye oldu
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Sendikası (TGS), Avrupa
Gazeteciler
Federasyonu'na (EFJ) üye
oldu. TGS'den yapılan
yazılı açıklamada, 27-28
Kasım 2004'te
gerçeklcştirilen TGS
Genel Kurulu'nda, EFJ'ye
üyelik için başvuru
yapılmasının
kararlaştınldığı
anımsatıldı. Açıklamada,
başvuruyu bu ayki
yönetim kurulu
toplantısında
değerlendiren EFJ'nin,
TGS'nin üyelik talebini
kabul ettiği kaydedildi.
Avrupa'da 30'dan fazla
ülkede çalışan yaklaşık
280 bin gazeteciyi temsil
eden EFJ, Avrupa Birliği,
Avrupa Konseyi ve Avrupa
lşçi Sendikaları
Konfederasyonu (ETUC)
tarafından Avrupa'daki
gazetecilerin temsilcisi
olarak kabul ediliyor.
Infaz memupu
alınacak
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanlığı taşra
kadrolarında çalışmak
üzere 964 infaz ve koruma
memuru, 21 aşçı ve 20
kaloriferci alınacak.
Alınan bilgiye göre,
başvurular21 Mart2005
Pazartcsi günü başlayıp 1
Nisan 2005 Cuma günü
mesai saati bitiminde sona
erecek. Yapılacak sözlü
sınav ve mülakat sonucuna
göre açıktan atama
yapılacak. Başvurularda
10-11 Temmuz2004
tarihlerinde yapılan Kamu
Personeli Seçme
Sınavı'nda (KPSS), lisans
mezunları için KPSSP3,
ön lisans mezunları için
KPSSP93, ortaöğretim
mezunları için KPSSP94
puan türünden 70 ve daha
yukan puan almış olma
şartı aranacak.
'Müdürünü
dövdii' iddiası
• AKSARAY(AA)-
Aksaray İl Gençlik ve
Spor Müdürlüğü'nde bir
memurun, gece
bekçiliğine getirilmesi
nedeniyle personel şube
müdürünü dövdüğü iddia
edildi. Edinilen bilgiye
göre, memur kadrosuyla
Gençlik ve Spor İl
Müdürlüğü'nde görev
yapan Arife A, yeni
yapılan görev dağılımı
sonucu gece bekçiliğine
getirildi. İddialara göre,
görevinı beğenmeyen
Arife A'nın, Personel Şube
Müdürü Hanıdi Turan'a
önce yumruk attığı sonra
da boynundan tutarak
başını masaya ve duvara
vurduğu öne sürüldü.
Düzeltme ve öziir
• Gazetemizin 9 Mart
2005 tarihli sayısında
CHP istanbul Milletvekili
Şükrü Elekdağ'la yapılan
röportajın "Meclis'ten
Ingiltere'ye Mektup"
başlıklı bölümünde,
Elekdağ'ın 'Mavi Kitap'ın
"birpropaganda
malzemesi olduğu"
yönündeki sözleri
yanlışlıkla, "bir
propaganda malzemesi
olmadığı" şeklinde yer
almıştır. Düzeltir,
özür dileriz.
Eğitim-Sen, 100 pilot okulda uygulanan ilköğretim müfredatmı değerlendirdi:
'Devşirme, sağvegeri'ANKARA(CumhuriyetBü-
rosu) - Eğitim-Sen Genel Baş-
kanı Alaaddin Dinçer, yeni il-
köğretim müfredatının, 198O'lı
yıllardan bu yana uygulanan
neoliberal eğitim politikaları-
nın geldiği noktanın "acı bir
göstergesi" olduğunu söyledi.
Dinçer, "Böylesi devşirme, sağ
ve geri bir programlaeğitim so-
runlarıçözülemez" dedi. Çeşit-
li sivil toplum kesimlerinin fark-
lı görüş, öneri ve değerlerinin
temel alındığı yeni bir müfre-
dat hazırlanması gerektiğini
vurgulayan Dinçer, müfreda-
tın "yaradıüş teorisine" değil,
"evrim teorisine" dayanması
gerektiğini kaydetti.
Eğitim-Sen Genel Başkanı
Alaaddin Dinçer, sendika genel
merkezinde düzenlediği basın
toplantısında, bu eğitim-öğre-
• Yeni müfredatm sağ, liberal ve muhafazakâr kesimin ürünü
olarak ortaya çıktığmı anlatan Eğitim-Sen Genel Başkanı
Dinçer, "Küreselleşmeci neoliberal mantığa dayanan yeni
müfredat, ülkcdcki çeşitliliği ve zcnginliği içermemektedir"
dedi. Dinçer, müfredatın yaradılış teorisine göre değil evrim
teorisine göre şekillendirilmesi gerektiğini belirtti.
tim yılında 100 pilot okulda
uygulanan yeni ilköğretim müf-
redatını değerlendirdi.
Yeni müfredat programının,
Newton eleştirisi üzerinden,
Kuantum felsefesi temelinde
kurulduğunu anımsatan Din-
çer, Kuantum fiziğine göre hiç-
bir şeyin kesin olmadığını kay-
detti. Dinçer, bakanlığın bu dü-
şünceyle bir bilme ve bilgi ti-
pi yöntemi olarak dine yer aç-
ma kaygısı güttüğünü savun-
du. Yeni müfredatın tüm katı-
lımcı, eşit ve çoğulcu savlan-
na karşın sağ, liberal ve muha-
fazakâr kesimin ürünü olarak
ortaya çıktığını anlatan Dinçer,
"KüreseUeşmeci neoliberal man-
tığa dayanan yeni müfredat, ül-
kedeki çeşitliliği ve zenginliği
içermemektedir. Piyasanm ilı-
tiyaçlarına yanıt vermeye çalı-
şan, neoliberal birey modelini
esas alan bireyci değeıieri öne
çıkarmaktadır" dedi.
Müfredatın, daha çok fizik-
sel donanımı, eğitim materyal-
leri, öğretmen kadrosu ve ye-
terliliği genelin üzerinde olan
okullar için hazırlanmış izle-
nimi verdiğini dile getiren Din-
çer, oysa ülkenin birçok köy ve
kasabasındaki okullann temel
gereksinimlerden bile yoksun
olduğunu söyledi.
Yeni ilköğretim müfredatı-
nın, "geneli" değil, "özelT esas
aldığını belirten Dinçer, müf-
redatın kadın-erkek eşitliğine,
farklı kültür ve dillerin varlığı-
na ve ezilenlerin gereksinimle-
rine de "kör kaldığmı" vurgu-
ladı."Yeni ilköğretim müfreda-
tı,teknolojikfetişizmi güçlendi-
recektir" diyen Dinçer, uygu-
lanan eğitim sisteminin çocuk-
lan eğitmek yerine yalnızca ya-
pılacak sınavlara hazırladığını
söyledi.
Dinçer şunlan kaydetti: "Ye-
ni ilköğretim müfredan, 1980'li
yıllardan beri uygulanan neoli-
beral eğitim politikalannın gel-
diği noktanın çok acı bir göster-
gesidir. Böylesi devşirme, sağ
ve geri bir programla eğitim so-
runları çözülemez. Çözüm, çe-
şitli toplumsal kesimlerin fark-
lı görüş,öneri ve değerlerinin te-
mel alındığı yeni bir müfreda-
tin hazırlannıasındadır. Bu nok-
tada yapılması gerekenler, eği-
tim siteminde göstermelik dü-
zenlemeleryapnıak değil; kök-
lü ve radikal değişiklikler ya-
parak sistemin temel sorunlan
için çözümler üretmektir."
SUÇ UNSURU BULUNAMAMIŞ
Bakan Çelik'ten
'Gülen okulları'
savunması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik, Fethullah Gülen grubu
ve bu grupla ilgili ışık evleri ile buralarda
okutulduğu söylenen nur risalelerinde
herhangi bir suç unsuru bulunmadığını
bildirdi. Bakan Çelik, İstanbul Bağımsız
Milletvekili Enıin Şirin'in soru önergesini
yanıtladı. Özel Öğretim Kurumları Yasası
çerçevesinde çalışan bütün özel okul ve
dershanelerin ilköğretim ve bakanlık
müfettişlerince
• Milletvekili
Emin Şirin'in soru
önergesini
yanıtlayan Hüseyin
Çelik, 'ışık evleri,
nur risaleleri,
Fethullah Gülen
cemaati'
konularında
müfettişlerce
yapılan
incelemelerde suç
unsuru
bulunamadığını
bildirdi.
denetlendiğini
anımsatan Çelik,
"Soru önergesinde
belirtilen 'ışık evleri,
nur risaleleri,
Fethullah Gülen
cemaati'
konulannda
şikâyete bağlı
olarak müfettişlerce
incelemeler-
soruşturmalar
yapılmış ancak
itham edilenler
hakkında sübuta
eren herhangi bir
suç unsuru tespit
edilememiştir" dedi.
Son üç yıllık süre
içerisinde bakanlığa bağlı tüm özel öğrenci
yurtlan ile 853 özel dershanenin de
denetlendiğini kaydeden Çelik, "Yapılan
denetimler sonucu soru önergesindeki
konularda inceleme-soruşturmayı
gerektirecek herhangi bir durum tespit
edilmemiştir. Diğer taraftan kanunlarm
öngördüğü şartlan taşımayan kişilerin kamu
kuruın ve kuruluşlannda görev yapmasımn
nıümkün olmadığı bilinmektedir" dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
BÜTÜN y/\ZARLARI,ÇİZERLERI
UyARr/ORUM...KİMSE BU
SINIRIN DIŞINA ÇIKMASIN !
BİR ABDULHAMIT KAFASI !.
musakart@yahoo.com
Türkiye 'nin 'hlam Özel Sektörünün Geliştirilmesi Kurumu 'na üyeliği komisyonda kabul edildi
LslaıııisermayeyeAKP onayıANKARA(CumhuriyetBü-
rosu)-Türkiye'nin sadece "İs-
lanıi esaslara göre faaliyet gös-
teren şirketleri" destekleyen
"İslam Özel Sektörünün Geliş-
tirilmesi Kurumu"na üyeliği-
ni öngören sözleşme, CHP'li-
lerin itirazlarına karşın AKP
oylanyla TBMM Dışişleri Ko-
misyonu'nda kabul edildi.
CHP'li komisyon üyeleri, kre-
di veren kurum ile şirketler ara-
sındaki ihtilafların "şeri hü-
kümlere" göre çözüleceğini
öngören düzenlemenin anaya-
sanın "laiklikveeşitlik" ilkesi-
ne, AB kriterlerine aykın oldu-
• CHP'lilerin "laiklik ve eşitlik ilkesine aykın" olduğu gerekçesiyle muhalefet
şerhi koyduğu düzenleme, sadece "Islami esaslara göre ticaret yapan" şirketlere
ekonomik destek verecek Islam Özel Sektörünün Geliştirilmesi Kurumu'na
Türkiye'nin üyeliğini öngörüyor. Kredi alan kuruluş ile kurum arasında ihtilaf
çıktığında ise çözümün "şeri hükümlere" göre yapılacağı hükme bağlanıyor.
ğunu belirterek muhalefet şer-
hi koydular.
Geçen kasım ayında TBMM
Sanayi ve Ticaret Komisyo-
nu'ndatartışmalarla geçen "Is-
lam Özel Sektörünün Geliştiril-
mesi Kurumu'nu Kuran An-
laşmanm Uygıın Bulunduğu-
na Dair Yasa Tasarısı" dün
TBMM Dışişleri Komisyo-
nu'nda basına kapalı oturum-
da görüşüldü. Türkiye tarafın-
dan 1 Eylül 2003 tarihinde im-
zalanan anlaşma,İslamKalkın-
ma Bankası bünyesinde 2000
yılında kurulan ve merkezi Su-
udi Arabistan'm Cidde kentin-
de bulunan kuruma Türkiye'nin
üyeliğini öngörüyor. Anlaşma-
da kurumun amacı, "lslam ku-
rallanna uygun, İslam Kalkın-
ma Bankası'nın faaliyetierine
ilave olarak mal ve hizmet üre-
ten özelteşebbüslerin kurulma-
sını, büyümesini ve moderni-
zasyonunu teşvikederek üye ül-
kelerin ekonomik kalkuımast-
nı sağlamak" şeklinde ifade
ediliyor. lslam Özel Sektörünün
Geliştirilmesi Kurumu'nun,
MAHKEMENİN BULUNDUĞU İL DIŞINDAKİTANIK 'CANLIYAYINDA' DİNLENECEK
1 Nisanyönetmelikleri hızlandırıldı
İLHAN TAŞCI
ANKARA- Başbakanlık'taki güvenlik
zirvesinin ardından 1 Nisan'a kadar yü-
rürlüğe girmesi benimsenen Ceza Muha-
kemesi Yasası ile ilgili yönetmeliklerin ha-
zırlığına hız verildi. Çalışmalan süren
yönetmeliklere göre, yargılamanın yapıl-
dığı mahkemenin bulunduğu ilin dışında-
ki bir tanık veya bilirkişi, duruşma sıra-
sında görüntülü ve sesli olarak salonda din-
lenebilecek. Bu teknik donanımın nasıl ku-
rulacağı yönetmelikJe belirlenecek. Dü-
zenlemelerden bazılan şöyle:
Bilirkişilcr listeden seçilecek: 11 lerdekı
adli yargı adalet komisyonlan her yıl ha-
zırlayacaklan liste ile bilirkişileri belirle-
yecek. Savcı ve hâkimler, belirlenen bu
listedeki bilirkişilerden seçebilecekler.
Kan hâkinı kararıyla alınacak: Şüphe-
li veya sanığın bedeninin tıbbi muayene-
si, vücudundan kan, cinsel salgı, saç, tü-
kürük ve tırnak gibi örnekler, ancak sav-
cı ya da hâkim karanyla alınabilecek.
Gözalonınincelikleri: Gözaltına alınan
kişinin hangi görevlinin sorumluluğuna
bırakılacağı, sağlıkkontrolünün nasıl ya-
pılacağı, yakalama işleminde uygulana-
cak kurallar tek tek ortaya konulacak.
Canlıyayındayargılama: Yargılamala-
nn bürokratik yazışmalar nedeniyle uzun
sürmesi nedeniyle "canlıyayında" yargı-
lama yöntemi geliştirilecek.
"faaliyet prensiplerini" düzen-
leyen hükümler arasında, "3
kişilik tslam Hukuki Komite-
si'nin tslamagöre uygun bulma-
dığı yatınm kategorisine giren
faaliyetieri gerçekleştirmeyece-
ği" belirtiliyor. Tasannın en can
alıcı noktalanndan birini de ku-
rumun kredi verdiği şirketler-
le "ihtilafa" düşmesi durumun-
da, çözümde "şeriathükümle-
rinin" esas alınması oluşturu-
yor.
Vatan hainliği tartışması
Komisyonda CHP'li Haffl Ak-
yüz, sahipleri Musevi olan Alar-
ko ve Profilo şirketlerini örnek
vererek "Kurum bunlara da
kredi verecek mi" diye sordu.
AKP'liler ise "Onlann bu kre-
diye ihtiyacıolmaz" diyerek kar-
şı çıktılar. AKP'li üyeler ve Dı-
şişleri bürokratlan, Türkiye'nin
sözleşmenin "şeri hükümlere"
ilişkin maddelerine "çekince"
koyduğunu belirterek amaçla-
nanın Türkiye'ye sermaye akı-
şını sağlamak olduğunu ileri
sürdüler. AKP'li Ramazan Top-
rak, "Türkiye'ye sermaye giri-
şini engellemek vatan hainliği-
dir" deyince, CHP'li bazı üye-
ler de "Asıl vatan hainliği laik
Türkiye Cumhuriyeti ilkeleri-
ne karşı anlaşmalara onay ver-
mektir" diye tepki gösterdiler.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Anzak Koyu...
Gelibolu Yarımadası, yaşadığımız coğrafyada ta-
rihe tanıklık eden bir yerleşim birimi...
1915 yılında yaşanan savaşların salt Türkiye
tarihinde değil, dünya tarihinde de önemli birye-
ri vardır...
Mavinin yeşille kucaklaştığı bir doğa cennetidir
oralar...
Hele bu mevsim doğa yavaş yavaş uyanmaya
başlar. Renk renk kır çiçekleri, zeytin ağaçları-
nın çoğaldığı yamaçlara ayrı bir güzellik katar...
Yaşamın vazgeçilmeztadı Gelibolu'dan Çanak-
kale'ye dek uzanır, Kaz Dağı (Ida) eteklerinden Ed-
remit Körfezi'ne iner...
Gelibolu Ulusal Milli Parkı ya da Gelibolu Barış
Parkı yok edilmek isteniyor...
1973 yılında "Milli Park" kapsamına alınan,
1981 'de master planı yapılan Gelibolu Yarımada-
sı'nda neler oluyor?
Son aylarda yol açmak için işbitiricilik mantığıy-
la, bütüncül biranlayışaaykırı parçalı uygulamala-
ra gidilmiş bu tarihi alanda...
Troya Ida Plarformu Başkanı Muzaffer Bayrak-
tar, "Tarih ve doğa yok ediliyor" deyip ekliyor:
"Doksan yıl önce kanla sulanan topraklar, kep-
çelerieyüklenip Anzak Koyu'nda deniz kıyısına dö-
külüyor."
Çanakkale'de demokratik kitle örgütleri ayakta!..
Seslerini duyurmak istiyorlar!..
Anzak Koyu'nda dağ kazılıyor...
Bir kutsal alan, tarihin bilge öğreticiliği, doğanın
güzelliği yok edilmek üzere...
Yol çalışması nedeniyle Anzak Koyu veHainTe-
pe yakınlarındaki genişletme çalışmalarını kim dur-
duracak?..
•••
Tarikatların şemsiyesi altındaki AKP iktidarı ya-
kın tarihimizin kanla sulanmış, tarihe tanıklık et-
miştopraklarını, ogüzelim Gelibolu Ulusal Parkı'nı
gözden çıkarmış...
Bana gönderilen açıklamada onlarca demokra-
tik kitle örgütünün adı bulunuyor...
Saim Yavuz'dan M. Zafer Doğan'a, Muhittin
Kırlı'dan HacerTekin'e dek onlarca kişi, kurum ve
kuruluş çığlık çığlığa:
"Bizlere destek verin!"
1998 yılında düşünce projesi gerçekleştirilen,
2003 yılı sonunda uzun devreli gelişme planı onay-
lanan, 2004 yılından bugüne dek alt planlama ve
yöntem çalışmaları süren Gelibolu Yarımadası'na
sahip çıkalım...
Ege'den Akdeniz'e dek o güzel kıyılarımız, koy-
larımız, büklerimiz yok edildi...
Hazine ve orman alanları yağmalandı!..
Tüm bunlar olurken hep sustuk, tepki gösterme-
dik...
O güzel Kaz Dağı'na, Bergama'ya, Kaçkar-
lar'a, Eşme'ye, Tunceli'ye yabancı altın avcıları yer-
leşti...
Ovalarımızda ürün üretemez olduk, doğayı kir-
lettik...
Şimdi de Gelibolu Yarımadası elden gidiyor, ta-
rih ve doğa yok ediliyor...
Gri bir gökyüzü altında, soğuk mart sabahını
içime çekiyorum. Mavilerin içinde ilkyazın yavaş ya-
vaş sürgün verdiği Gelibolu Yarımadası'nı düşü-
nüyorum...
1994 yılında Gelibolu Yarımadası'nın önemli bir
bölümü yanmıştı...
Doğa yok olmuştu o yıl Gelibolu'da...
Topraklarımız bütüncül olarak neden kullanıl-
maz? Neden hoyratız, neden binlerce yıllık tarihi-
mizi yaşatmak yerine yok ediyoruz?
•••
Biga Yarımadası'nı da "altın avcıları" kuşatmış...
Allianoi ören yeri de (Bergama) Yortanlı Bara-
jı'nın suları altında kalacak yakında..
1800 yıllık bir yerleşim birimi olan Allianoi, Anado-
lu mozaiğinin en güzel parçalarından birisiydi...
Antik çağın termal tedavi merkezini de ortadan
kaldıracağız hep birlikte...
O topraklar ki Prehistorik dönemden başlayarak
Helenistik, Roma, Bizans, Osmanlı ve günü-
müze dek 1800 yıllık tarih ve kültür değerlerimizin
simgesidir...
Bizans dönemindeki metal, cam, seramik atöl-
yelerinin kalıntıları var hâlâ buralarda...
Ege'nin Zeugması olan Allianoi yitip gidecek tıp-
kı Anzak Koyu gibi...
Insanlığın ortak mirasını yok ederken hiç yüreği-
mizsızlamayacak...
hikmet.cetinkaya(/cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
çetlnkaya'nın yaıı dlzlsl
Divriğililerden
gazetemize destek
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Divriğili
yurttaşlar, yazarımız
Hikmet Çetinkaya'nın
Fethullah Gülen'le ilgi-
li yazı dizisinin yayını-
nın durdurulmasının ar-
dından gazetemizin An-
kara Bürosu'na destek
ziyaretinde bulundular.
Divriğilileri temsilen
Muharrcm Diktaş, Ha-
san Polat, Haydar Ka-
rakoç, MahmutToy, Sü-
leyman Gökçe, Bektaş
Enginor, Yakup Kara-
han, Cafer Zaman, Ta-
cinı Büyükimdat, A. Ab-
bas Karaca, Süleyman
Kanbur dün gazetemi-
zin Ankara Bürosu'nu
ziyaret etti. Mahmut Toy,
yayının Fethullah Gü-
len'in kişilik haklarına
saldın gerekçesiyle dur-
durulduğunu, ancak ya-
yımlanan bölümlerde
saldırı niteliği taşıyan
bir unsur bulunmadığı-
nı söyledi. Toy, "Eğer
sonraki bölümlerde sal-
dırı varsa bunu da ya-
yımlanmadan kimse gö-
remez" dedi. Muharrem
Diktaş, Cumhuriyet'in
Gülen'le ilgili bilinme-
yenleri ortaya çıkarma-
sının bazı kesimleri ra-
hatsız ettiğini belirtir-
ken Hasan Polat, "'Ben
insanım' diyen herkesin
bu duruma tepki göster-
mesi gerekir" dedi.
Gazetemiz Ankara
Temsilcisi Mustafa Bal-
bay da, yurttaşlardan ge-
len desteğin gazeteyi gu-
rurlandırdığını söyledi.
Yazı dizisinde Fethullah
Gülen'in sağ kolu Nuret-
tin Veren'in sözleri dışın-
da bir yorunıa girilme-
diğini anlatan Balbay,
"Umutsuzluk yalnızlık-
tan doğar, biz yalnız de-
ğüiz" dedi. >*