22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2005 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN ABD Bunu Hep Yapıyor Sonra Başkasına Kızıyor Türk Amerikan ilişkilerindeki gerginlikte, Was- hington'un psikolojisini iyi anlarsak eğer, "başka- larında da Amerkan karşıtlığı var, ama onlara ses etmiyor da bize kızıyorlar" gibi bazı gereksiz soru- lardan kendimizi kurtarabiliriz. Her şeyden önce, ABD'nin dünyanın egemeni olarak, müttefiklerinden işbirliğini de aşan bir itaat isteme eğilimi içinde olduğunu görmemiz gerekir. Hele hele şu anda egemen olan neo-con Bush ko alisyonunun, Demokratlar ve liberallere oranla da- ha sert, daha herkesi hizaya sokmaya yönelik bir kovboy politikası izlediklerini de düşünürseniz, bu itaat isteğinin hangi boyutlara vardığını kolaylıklaan- layabilirsiniz. Doğrusu Bush yönetiminin, Avrupalı müttefikle- rine de, zaman zaman ölçüyü aşan çıkışlarda bu- lunduğuna tanık olduk. Bir ara, Bush ile Chirac arasında hüküm süren soğuk ve gergin havayı unutmayalım. Ancak, ABD'nin son buluşu olan "embeded" (ek- lemlenmiş) gazetecilerinin de katkısıyla, Türkiye'ye yönelttiği eleştiriler, hatta sitem ve eleştiri dozunu aşan saldırıların yine de öbür müttefiklere reva gö- rülen davranış ile kıyaslanamayacağı da açık birger- çektir. • •• Türkiye'deki yönetime yönelik Amerikan tavrını, yanlış anlaşılmasın haklı bulmak değil, arkasında- ki nedeniyle anlayabilmek için Bush yönetiminin psikolojisini kavramaya çalışmakta yarar var. Bush yönetiminin Irak'a müdahale ve onu da içe- ren GOP politikasını uygulamaya başlamadan ön- ce, ilk attığı adımlardan biri de Türkiye'de zemini temizlernekti. Bunun için Ecevit hükümetinin yıkılması, erken se- çimlerin gerçekleşmesi ve 3 Kasım seçimlerlyle AKP'nin iktidara gelmesi senaryosu yürürlüğe kon- du. AKR ABD ve içerdeki uzantıları tarafından dizayn edilip iktidara gelmesine koltuk çıkılmış bir partidir. Ya da, VVashington haklı ya da haksız olarak (biz- ce çok haklı) olayı böyle algılamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan'ın daha partisinin kuru- luş aşamasında ABD'deki lobi faaliyetlerini, kendi- si milletvekili bile seçilmeden VVashington'da, ayak- larının altına kırmızı halı serilmesi olayını anımsayı- nız. Türkiye bölgede aktif olarak görev yapacak yu- muşak başlı bir ortak olmanın ötesinde, ılımlı Islam modeliyle aynı zamanda örnek oluşturacak ideal bir model olarak görülmekteydi. Doğrusu, biryandan Kemalizmin simgesi oldu- ğu ulusal devlet ve bağımsızlık fikirleri geri plana atı- lacak, bunun için temel taş olarak görülen laiklik tör- pülenecek, öte yandan Türkiye, içerdeki dengele- ri değiştirirken ABD'ye itaat eden bir ülke olarak GOP içinde anahtar rolünü üstlenecekti. ••• Ulusal devletin yıkılması, Kemalizmin tasfiyesi ve laiklik törpülenmesi içerdeki bazı güçlerin de aklı- na yatmakla kalmıyor, kimileri ABD'nin şampiyonu ve simgesi olduğu küreselleşmenin bu yolda en iyi çare olduğunu da düşünüyorlardı. Nitekim Ömer Dinçer bu gerçeği, "ne kadar çok küreselleşme, o kadar çok Islamileşme" diye açık- lıyordu. CIA'nın analizleri ile Anadolu toprakları üzerinde belirli hedeflere yönelenlerin irdelemelerinin birbir- leriyle bu kadar iyi bağdaştığı bir örneğe son alt- mış yılın tarihinde az rastlanır. Ne var ki, çok karmaşık kamuoyu tepkisi, iktida- rın bunu görmezden gelemeyecek duruma düşme- si ve daha başka etkenlerin de eklenmesiyle evde- ki hesap çarşıya uymadı. Durum böyle olunca, ABD için kendi görüşüne göre, fevkalade iyi hazırlanmış ve yürütülmüş bir plan- la, işbaşına getirdiği, ya da öyle olduğunu sandığı bir iktidarın oyunbozanlık etmesi, kabul edilemez bir nankörlük olarak algılandı. Tepkinin temelinde yatan ve boyutunu büyüten nedeni işte budur. Amerikalı yöneticilerin, Türkiye'de kimilerine, "biz bu partiyi bunun için mi dizayn edip iktidara getir- dik?" deyip demediklerini bilmiyorum. Ama bu so- runun dile getirilmediyse bile çok kez akla geldiği kesindir. Ne var ki, Bush yönetimi, ona buna kızmadan ön- ce, kendi planlayıcılarına ve uygulamacılarına kız- malıdır. Çünkü hesap daha CIA masalarından beri yan- lıştı. Birçok kez benzeryanlışlaradüşen Amerikan aklı bunu görmüyor, "olmayacak duaya amin" di- yordu. ABD bunu hep kendisi yapıyor, sonra da kalkıp başkalanna kızıyor. Ne diyelim, Allah akıl versin! Tabii hem onlara, hem de bize... asirmen@cumhuriyet.com.tr Tören Galatasaray Lisesi'nde Coşkun Kırca bugün toprağa veriliyor Istanbul Haber Scrvisi - Öncekı gün yaşamım yitiren Eskı dışışleri bakanlarından, emekli büyükelçi ve yazar Coşkun Kırca (78) için bugün Galatasaray Üniversilesi'nde tören düzenlenecek. Kırca, buradaki törenden sonra Teşvikiye Camii'nde küınacak öğle ııamazmm ardıııdaıı Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Kırca, îstanbul'da solunum ve kalp yetmezliği hastalığı nedeniyle tedavı gördüğü Amerikan Hastanesi'nde hayatını fcaybetmişti. * Galatasaray Üniversitesi'nce yapılan açıklamada, Galatasaray Üniversitesi'nin kuruluşunu öngören, Türk- Fransız anlaşmasuıı ve bunu izleyen kanunun bütün aşamalannda katkıda bulunmuş olan Coşkun Kırca'nın cenazesine çiçek gönderilmemesi istendi. Açıklamada, arzu cdenlerin Galatasaray Eğitim Vakfi'na bağışta bulunabilecekleri belirtildi. Bağışta bulunmak isteyenler 0212/293 43 10 No'lu telefona başvurabilecekler. Mesai saatleri dışında imamlar çocuklarla sohbet ediyor, cuma günleri topluca namaza götürüyor Yurtlarda din eğitimiEMİNE KAPLAN ANKARA - Sosyal Hizmetler ve Çocıık Esırgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı yurtlarda tecavüz ve cinsel istismar iddialanyla ilgili opc- rasyonlar sürerken; son zamanlarda yurtlarda mesai saatleri dışında imam- lann çocuklarla dini sohbetleryaptı- ğı öğrenildi. 4-5 aydır yurtlarda mes- cit açılmaya başladığına dikkat çeki- lirken, bazı yurtlarda da çocuklann toplu olarak cuma namazına götürül- düğü kaydedildi. CHP lzmır Milletvekili Canan Arrt- nıaıı, konuyu soru önergesiyle TBMM gündemine taşımaya hazırlanırken, AKP'nin kendisine arka bahçe ya- ratma çabası içinde olduğunu söyle- di. Arıtman, yurtlara dönük operas- • SHÇEK'in yurtlarında mesai saatleri dışında imamların çocuklarla dini sohbetlerde bulunduğu, son 4-5 aydır yurtlarda mescit açılmaya başladığı belirtildi. CHP Izmir Milletvekili Canan Antman, AKP'nin kendisine arka bahçe yaratmaya yonlann arkasında kadrolaşma ve di- ni eğitim için zemin yaratma amacı- nın yattığını belirtti. CHP İzmir Milletvekili Canan Ant- man, son zamanlarda SHÇEK'e bağ- lı yurtlarda çocuklara mesai saatleri dışında dini eğitim verilmeye başlan- dığını açıkladı. Arıtman, kendisine gelen bilgilere göre yurtlara mesai saatleri dışında imamların geldiğini ve çocuklarla dini sohbetler yaptığı- nı kaydederek, geçen aylarda bazı yurt müdürlerinin Diyanet tşleri Baş- kanlığı'nda birtoplantı yaptığına dik- kat çekti. çalıştığını vurguladı. Çocuklara dın kültürü ve ahlak bıl- gisi dersi verilebileceğini kaydeden Arıtman, "Zatenbuçocuklargündüz okula gidiyorlar ve din kültürü ve ah- lak bilgisi dersi alıyorlar. Bu çocukla- ra mesai saatleri dışında neden din eğitimi veriliyor? Bu sohbetlerin içe- riği ve amacı nedir? Bu yurtlar, önü- ne gelen kişinin mesai saatleri dışın- da gelip çocuklarla sohbet edebilece- ği yerler midir? Bu şekilde dinci terör örgütlerine nıilitan mı yetiştirihnek isteniyor? V'oksa AKP, kendisine ar- ka bahçe mi yaratmak istiyor?" Yurtlarda mescit açılmaya başlan- dığına da dikkat çeken Arıtman, son 4-5 aydır mescitlerin yaygınlaştırıldı- ğını söyledi. Bazı yurtlarda çocukla- nn yöneticilerin arabalarıyla toplu olarak cuma namazına götürüldüğü- nü vurgulayan Antman, son dönem- de yurtlara yönelik yapılan operasyon- ların zamanlamasına da dikkat çek- ti. Bu operasyonlann arkasında kad- rolaşma ve çocuklara dini eğitim ve- rilmesine zemin yaratılnıası amacınm yattığını kaydeden Antman şu gö- rüşleri dile getirdi: "ÖnceHklekadrolaşma harcketinin bir parçasıdır. Birçok atama karan, Danıştay'dan döntiyor. Bu operasyon- larla bunun önü kesilınek isteniyor. Sonraki süreçte SHÇEK'i lağvetmek istiyoıiar. AKP hükümeti, bugüne ka- dar hiçbir iyileştirme çahşması yap- 11liulı, yeterincc kaynak ayıı ınadı, pcr- sonel atamadı. Bu şekilde hu kurunı- lann durunıu daha da kötüleştirildi. Diğer taraftan dini eğitimin altyapısı hazırlanmak isteniyor. 'Bu yurtlarda kalan çocuklar dinsiz, onun için te- cavüz ediyor, ahlaksızlık yapıyor, hır- sızlık yapıyor' inıajı yaraülmaya ça- lışılıyor." Çocuklann masum ve suçsuz oldu- ğuna dikkat çeken Antman, suçlu de- ğil suça yönlendirilen çocuk olabile- ceğini vurguladı. Antman, konuyu soru önergesiyle TBMM gündemine taşıyacağını bildirdi. 'Doktora iğne yaptırmam' diyen Başbakan Erdoğan'a hekimler sert tepki gösterdi: Sevgi iğnesîne ihtiyacı var ANKARA/tSTANBlJL (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'm, "Ben doktora iğne yaptumanı ama henışireye yaptınrım. Çünkü hemşiraıin pratiği yoğun, bir yoklar daman bulur ama doktor bulamaz. İcabında felç de edebilir" sözleri sağlık çalışanlannın sert tepkisine ncden oldu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Füsun Sayek, "Başbakan Erdoğan'ın, SSK. hastanelerinin Sağlık Bakanhğı'na devredilmesiyle oluşan kaos ortamının altında ezildiğini ve bu nedenle "gündemi çarpıtmak" istediğini vurguladı. Sayek, Başbakan'ın, bu kez "Halkla hekimlerin arasıııı açnıaya çalıştığınr söyledi. Erdoğan'ın tavrının kamu yararını zedeleyecek nitelikte olduğuna dikkat çeken Sayek, "Bu, ne kendisine ne de halk sağüğuıa bir iyillk getirir" şeklınde konuştu. Erdoğan'ın konuya, doktorlan hedef alarak "sevgisiz' 1 bir biçimde yaklaştığını belirten Sayek, şöyle konuştu: "Canını Başbakan'a iğne yapmak istiyor. Kendisinin biraz sevgi iğnesine ihtiyacı var." lstanbul Tabıp Odası Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy da, Başbakan'ın hekimlik konusunda pek az bilgi sahibi olduğunu belirterek konuşmadan önce bir kez daha düşünmesini tavsiye etti. Gürsoy, "Enjeksiyon hekimler tarafindan da yapdır, bir tıbbi işlcm olarak kuşkusuz hemşireler tarafindan da yapıhr. Hekimin felce neden olacağı konusundaki ifadc ise hırakın Başbakan'L, diğer yurttaşlann dahi ağzına yakışmayan bir ifadedir" SES Genel Başkanı İsmail HakkıTombul. Başbakan'ın, lstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı döneminde de, futbol oynarken çıkan kolunu kınkçıya düzelttirdiğinı anımsatarak "Başbakan isterse üfurükçüye gidebiUr, kendi tercihidir. Ama insanlann sağlığıyla oynamaya hakkı yoktur" dedi. Başbakan'ın bu açıklamalarını ciddiyetsiz bulan Tombul, açıklamalann sağlık alanında bir haftadır yaşanan karmaşanın sorumlusunun sağlıkçılar gibi göstermek olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: u Sayın Başbakan'ın açıklamalan Türkiye'nin mevcut yönetiminin kimlere teslim edildiğini gösteriyor. Başbakan'ın biümle pratik alanındaki kurduğu bağlanü, sağlık ortamında ve uygulanan ekonomik program sonucunda miryonlarca insanın nasıl mağdur olduğunu açıklıyor." SES lstanbul Şubeleri Başkanı Songül Beydilli ise "Başbakan'ın amacı sağlık personelini birbirine karşı kışkıı lıııak" dedi. İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN \ • TTB Merkez Konseyi Başkanı Sayek, "Başbakan'a sevgi iğnesi yapmak istiyorum" derken, SES Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul da "Başbakan kınkçıya gitmişti, isterse üfürükçüye gidebilir" dedi. Üyelerin seçiminde kurumun hiçbir etkisi kalmayacak Sayıştay'a Sayıştay'sız seçim ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Sayıştay'ınüyeseçimini 1 yıl gecikmeli olarak gerçekleştiren AKP hükümeti, Sayıştay Yasası'nı değiştirerek üye seçimi sorununu kökten çözmek için harekete geç- ti. AKP'nin TBMM Grup Baş- kanvekilleri tarafindan verilen ya- sa önerisiyle, Sayıştay üye- lerinin Plan ve Bütçe Ko- misyonu tarafindan belir- lenerek TBMM'deyapıla- cak oylamayla atanması ön- görüldü. Sayıştay 1. başkanımn adı Sayıştay başkanı olarak de- ğiştirilirken görev süresi ~ de 7 yıldan 4 yıla düşürüldü. AKP'li Grup Başkanvekılleri Sa- lih Kapusuz, Faruk Çelik, Eyüp Fatsa ve Sadullah Ergin ile beş ar- kadaşı, mevcut Sayıştay Yasası'nı yürürlükten kaldıran ve Sayıştay'm güçlendirilerek denetim kapsamı- nın genişletilmesini öngören ya- sa teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Sayıştay'ın asli görevlerin- den olan, adına denetim yaptığı TBMM'ye rapor verme görevini, yasadaki bu göreve ilişkın yeter- siz düzenlemeler nedeniyle gere- ği gibi yerine getiremediği vur- • Yasa teklifine göre Sayıştay Genel Kurulu tarafindan yapılan ilk seçim işlemi kaldınlırken, üyelerin Plan ve Bütçe Komisyonu tarafindan belirlenıp TBMM'de yapılacak gızli oylamayla atanması öngörülüyor. gulanan gerekçede, "Türkiye ulu- sal programında da' kamuda per- formans odakh' denetim sistemi- ne geçilmesi ve Sayıştay'm güçlen- dirilerek denetim kapsamının ge- nişletümesi bir hedef olarakyer al mış ve gerekb' yasal düzenlemele- rin yapıuiıası öngörülmüşrür" de- nildi. Teklife göre, yasadaki "bi- rincibaşkan" unvanı "sayıştay baş- kanı", "savcı" unvanı "başsavcı", "savcıyardımcısı" unvanı da "sav- cı" olarak değiştiriliyor. Teklifle Sayıştay başkanlığı sc- çimine ilişkin de yeni bir düzen- ^ ^ leme getiriliyor. Buna gö- re Sayıştay başkanı, TBMM Genel Kurulu'nca, Plan ve Bütçe Komisyonu tarafindan belirlenecek iki aday arasından gizlı oyla seçilecek. Başkan seçile- bilmek için TBMM üye ~~~~ tam sayısının dörtte bıri- nın bir fazlasından az olmamak kaydıyla mevcut katılmun salt ço- ğunluğunun oyu aranacak. Mev- cut yasada 7 yıl olarak öngörülen Sayıştay başkanımn görev süresi 4 yıl olacak. Bir kişi en fazla 2 kez başkan seçilebilecek. IHD VERİLERİ: Işkence en büyük şikâyet ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan- lık Insan Haklan Baş- kanlığı, 2004 yılında en çok ihlal başvurusunun, işkence ve kötü muame- le, adil yargılanma, mül- kiyet hakkı, yaşam hak- kı, sağlık ve hasta hakkı ve vatandaşlık hakkı ko- nularında yapıldığını be- lirledi. Başbakanlık Insan Haklan Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama- da, geçen yıl toplam 844 kişi 1638 ihlal iddiasıy- la başvuruda bulundu. İhlal iddialannın aylara göre dağıhmı ise şöyle: Ocak ayında, 76 kişi 138 hak kategorisinde ihlal iddiasıyla başvuru- da bulundu. Başvurular- da işkence ve kötü mu- amele, kişi hürriyeti ve güvenliği, adil yargılan- ma konulanndaki iddi- alar ilk üç sırada yer al- dı. Şubat ayında 64 kişi 118, mart ayında 74 ki- şi 177, nisan ayında 66 kışı 134 hak kategorisin- de ihlal iddiası başvuru- sunda bulundu. Nisan'da da ilk üç sırada yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele, kişi hürriyeti ve güvenliği ihlaline iliş- kin iddialar oldu. Mayıs ayında, 48 kişi, 139 ka- tegoride ihlal iddiası baş- vurusu yaptı. Haziran ayında 63 kişi, 110 hak kategorisinde başvuru yaptı. İşkence ve kötü muamele, yaşam hakkı ve adil yargılama hakkı- na ilişkin iddialar çoğun- lukta oldu. Temmuz ayın- da, 71 kişi 143, ağustos ayında 86 kişi 153, eylül ayında 72 kişi 102, ekim ayında 68 kişi 127, ka- sım ayında 66 kişi 108, aralık ayında ise 93 kişi 189 hak kategorisinde başvuruda bulundu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Olcay, Özgür ve Mine Cumhuri- yet gazetesinde çalışıyorlardı. Olcay ekonomi servisinde, Özgür ve Mine dedış haberlerservisindeydi. Üçü de hemen hemen aynı tarihlerde hami- le kaldılar. Mine 25 Haziran'da Def- ne'yi,Olcay5Ağustos'taAMYiğit'i, Özgür de 20 Ağustos'ta Feride'yi doğurdu. Her üçü de doğumlarından birer ay kadar önce gazeteden izin alarak ayrıldılar. Arada bir onları gazeteye geldiklerinde görüyorduk. Çalışa- caklar mı, çalışamayacaklar mı, me- rak ediyorduk. Dün üçü birden ga- zeteye geldiler. Onları bir arada gör- mekten mutlu olduk. Çocuklarını an- latıyorlar, evde nasıl zaman geçir- dikleri konusundaki sorularımızı ce- vaplıyorlardı. Sanırım önümüzdeki günlerde ga- zetede çalışmaya başlayacaklar. Mi- ne başladı bile, zaten ilk o ayrılmış- Doğum Yapan Uç Kadın Gazeteci tı. Üçü de hâlâ bebeklerinin anne sütüyle beslendiğini, ancak ek gı- dalara da geçtiklerini söylediler. Öz- gür, "Gazetede çalışmaya başlayın- ca, burada süt sağıp kurye ile gön- dermeyi dûşünüyorum. Ancak sü- tümü nerede muhafaza edebilece- ğim onu bilmiyorum. Işyerlerinde bu konularda uygun birortam olma- dığı için biz kadınlar çok zorlanıyo- ruz." Yaşadıkları deneylerden sonra on- lara çalışan kadınların sorunlarına ilişkin sorduğum soruları şöyle ce- vapladılar: "Isveç'te kadınlara doğum izni en az iki yıl. Bizde de böyle o/- ması gerekir. Işyerlerinde çocukla- nn bakımı için uygun birortam sağ- lanması şart. Birçok işyerinde kadın- ları işe alırken, doğum yapacak mı- sın, en az iki yıl yapmazsan seni işe alabiliriz, diyorlar. Bu da kadınların birçoğunun eve kapanmasına neden oluyor." • •• Üç kadın gazeteci arkadaşımız, okumuş, yazmış ve de özgürlükleri- ne düşkün insanlar. Kendi haklarını da, kadın haklannı da iyi biliyorlar. Ge- rektiğinde bu haklar için mücadele etmesini de bilirler. Ancak onların doğum serüveninden bu yana ne kadar büyük zorluklar yaşadıklarını görüyorum. Üzülüyorum. Bir ülkede, çalışan kadın sayısının artması, o ülkenin özgürleşmesi ve demokratikleşmesiyle çok yakından ilişkili. Çünkü çalışan kadın, bir öl- çüde ekonomik özgürlüğe sahip olu- yor. Bu da kadın - erkek ilişkilerinde çok önemli. Kadının eve kapanma- sı ise erkek egemen sistemin deva- mı anlamına geliyor. Erkek egemen sistem, ataerkil fikirleri güçlendiri- yor ve kadını ikinci sınıf yurttaş du- rumuna düşürüyor. • • • Olcay, özgür ve Mine, birçok ka- dın çalışan gibi, anne olmanın mut- luluğuyla zorluklarını bir arada yaşı- yorlar. Doğurmak yaşamın bir par- çası. Ancak doğurmak, eğer kadın çalışan için elverişli bir ortam yok- sa, kadının ağır sorunlarla baş etme- sini gerektiriyor. Onlara şöyle dedim: "Gelin siz ça- lışın, kocalarınız çocuklara baksın- lar. Isveç'eyaptığım birziyaretsıra- sında, Eşitlikten Sorumlu Kadın Ba- kan'la sohbet ederken, kocasının işten çıktığını ve çocuklara baktığı- nı söylemişti. Siz de öyle yapamaz mısınız?" İşte bu sözlerim üzerine acı gerçek ortaya çıktı. Eşleri ya onlar- dan çok para kazanıyorlardı ya da iki kişi birlikte çalışmadan geçinmek mümkün değildi. O zaman çocukla- rın sorumluluğu zaten üstlerinde olan kadınlar, ekonomik nedenlerle de önceliği eşlerine vermek zorunday- dılar. Mine, özgür ve Olcay çocuk do- ğurmuş üç gazeteci. Kadın olmanın keyfini, çocuk büyütmenin keyfini yaşamak istiyorlar. Ancak koşullar onların bir an önce işlerine geri dön- mesini gerektiriyor. Zaten bir süre daha evde otururlarsa işe dönmele- ri de iş bulmaları da daha zor olacak. Onlara hoş geldin diyoruz. Şimdi çocuklu kadın gazeteci olarak yaşa- mın güçlüklerini aşmaya çalışacak- lar. Sevgimiz ve desteğimiz onlarla.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle