19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AFkLIK 2005 CUMA CUMHURİYET Jl^JVl^fl 1 U l f d J . ekonomicŞcumhuriyet.com.tr 2095 yılında 160 milyon dolar yatınm yapan topluluk, yabancı seramik devini satm aldı AlmanEngers ınınEcacıbaşı Topluluğu, AJman/a seramik sektörünün np*erkezi konumundakı RheinJand Pfah tölgesinde kurulu, yıllık 2. 3 milyon metrekare üretim k»pasiesine sahıp olan Engers'i 2 O mihon Avro'ya satın aldı. TopluJık Üst Yöneticisi (CEO) , 2008 yılı sonuna 530 milyon dolar yatınm yapacatlannı belirtti. Ekon<mi Servisi - Eczacıbaşı Ya- pı GrubiL, Alman seramik kuruluş- lanndan Engers Keramik GmbHiSCo. KG'yi satın aldı. Ecza- cıh»aşı tolding'den yapılan açıkla- m a d a I* 11 yılından bu yana faalı- yet gösteren Engers Keramik' in ön- cekJ günimzalanan ve gerekJi yasal on3ylann ardından yürürlüğe gire- ceVc anlaama ile satın alındığı bildı- rildi. Engen'in Eczacıbaşı Toplulu- gu "na tor>lam yatınm maliyetinin 20 milycn AVTO civannda olacağı belirtılenaçıklamada. Almanya se- ramik sektörünün merkezi konu- mıuıdakı RheinJand Pfalz bölgesın- de Icuruk Engers'in yıllık 2.3 mil- yon metrdkare üretim kapasitesine Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi Karamercan, yeni yatınmJar peşinde. sahip olduğu kaydedildi. Eczacıba- şı Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) Erdal Karamercan, satın almanın Eczacıbaşı'nın yurtdışı yatınmla- nnda bir kilometre taşı olacağını vurguladı. Karamercan, Eczacıbaşı Topluluğu'nun 2005 yılında 160 milyon dolar olan yatınm tutannın, 2008 yılı sonuna kadar 580 milyon dolara ulaşacağını bıldırdı. Almanya da seramik sağhk ge- reçlerinde yüzde 13'lükpazarpayı- na sahip olduklanna dikkat çeken Karamercan, karo seramik sektö- ründe de son birkaç yıldır etkinlık- lerim arttırdıklarını ve satın almay- la birlikte bu alandaki pazar payla- nnın yüzde 5'e ulaşacağuıı kaydet- ti. Karamercan, Alman üretici ko- numuna gelmenin önemli avantaj- lar sağlayacağına işaret ederek, Ir- landa'da mevcut karo seramik fab- rikası dikkate alındığında Engers'ın satın alınmasının lojistik açıdan da Eczacıbaşı'na büyük güç katacağı- nı vurguladı. Erdal Karamercan, Engers'in alınmasının karo seramiğin büyü- me stratejisinin sadece bir adımı ol- duğunu, başta Rusya olmak üzere dığer yenı projelerin de hayata ge- çırileceğüıi belirtti. 1991 'de yılda 1.5 milyon metre- kare kapasite ile kurulan Vitra Ka- ro 'nun, dış pazarlarda büyüme stra- tejısiyle 2006 yılında yılda 25 mil- yon metrekare üretim kapasitesine ve 200 milyon dolar ciroya ulaşaca- ğını kaydeden Karamercan, Engers markasının kullanımına devam ede- ceklenni, mevcut personel ve yö- netimin tecrübelerinden yararlanı- lacağını vurguladı. EmeJdiye emlak vergisiyok Ekonomi Servisi - Hıç- bır geliri olmayanlarla, emekli aylığından başka geliri bulunmayanlardan brüt 200 metrekareyi geç- meyen tek evleri için gele- cek yıl da Emlak Vergısi altnmayacak. <3aziler, özürlüler. şehitlerin dul ve yetimJen de aynı haktan yararlanacak. 2006'dan itibaren gayrimenkul ser- nııye iradı istisnası tutan 220O YTL olacak. Bü- yücşehir belediyelerinde 3..jOYTL.diğeryerlerde 2.50O YTLye kadar olan yıüık kira bedelleri de ver- gı dışı tutulacak. Ücretlı- lrde vergi ındirimi uygu- lanasında esas alınan ta- n:e de 7.200 YTUnın 3:«OYTL'siiçinyüzde8, aşuı kısmı için yüzde 6; 7J0O YTUden fazlası için İSJ 7 .200 YTL'ye kadar yizde 7, aşan kısım için yizde 4 oldu. Avç muayenesinde grJerDanıştay'da IVKARA (Cumhuri- j« Bûrosu> Anayasa Mıhkemesı'nın, araç mu- ajae istasyonlan hizme- tünr özelleştirilme yo- hyli de\Tİni düzenleyen f.'9> Sayılı Yasa'nın ba- Tihekümlerinin iptalı ve yircrlügünün durdurul- ms istemıni reddetme- sne ılişkin son karannın armdan, ıstasyonlann ûf.T için öncelikle Da- GîEy 8. Daire'de bulu- CEİavanın sonucu bek- lae.ek. Danıştay 8. Da- irîi, Makina Mühen- dıieri Odası tarafindan jhteıin iptali için açılan ûjvabulunuyor. fdkEhnek'ten M'da zmyok Eionomi Servisi - îs- tahıl Halk Ekmek (ffi) A§ Genel Müdü- ıi ömer Bilgiseven, 2<k yılında ekmek sa- tt fvatlarına zam yap- ER" düşünmedilderini bıdrdi. 3ıgiseven, kaliteli ve iıyaı koşullanna uy- puretim yaptıkJanru, scat mevcut satış nok- earyla bunu yansıta- »dııdannı ıfade ederek JOtda sahş noktalannı aıijeyeceklerini de du- vnt. Şu anda Istanbul BBinde 426 satış bü- îç-e hizmet verdikle- mtelirten Bilgiseven, itufeleri modernleş- sdderinı belırttı. Tahincioğlu Holding, hisselerinin yüzde 30'unu yaklaşık 95 milyon dolar karşılığında sattı Kent Gıda'ııın tüıııü Schweppes'te Ekonomi Servisi - Tahincioğlu Holding, Kent Gıda'daki hısselennın yüzde 30'unu Cadbury Schvveppes'e yakJaşık 95 milyon dolar karşılığında satmak için anlaşma ımzaladı. Mart 2006'da gerçekJeşmesı beklenen satış sonucunda, Tahincioğlu Holding'in Kent Gıda'da sadece yüzde 4 hissesi kalacak. Cadbury'nin ısteği üzenne Tahincioğlu Holding Üst Yöneticisi (CEO) Özcan Tahincioğlu'nun, Tahincioğlu Kent Gıda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yüriiteceğı belutilırken, Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mümtaz Tahincioğlu da Kent Gıda Yönetim Kurulu üyesı olarak görev yapacak. Özcan Tahincioğlu, yaptığı açıklamada, Holding'in. kendine ağırlıklı yatınm alanı olarak gayrimenkul-ınşaat, tanm, fınans ve enerji sektörünü belırlediğıni kaydettı. Tahincioğlu Holding, kurucusu olduğu Kent Gıda'nın yüzde 51 hıssesıni 2002 yılında dünyanın en büyük şekerleme, çikolata ve alkolsüz ıçecek üreticilerinden Cadbury Schvveppes'e devrederek bir ortaklık kurmuştu. Ingılız ekonomi gazetesı Fınancıal Tımes da ürünleri arasında 7-üp, Dr. Peper ve Dıary Mılk gibı markalar bulunan Cadbury Schvveppes. ABD'dekı şarap şirketını satarak Türkjye'nın en büyük şekerleme ve şekerleme üreticilerinden birı olan Kent'tekı payını arttıracağını belirtti. ÖİB'DEN DEVRE ONAY Arcelor, Erdemir'e ortak oldu • Oyak Grubu'nun Ereğli Demir Çelik Fabrikası için kurduğu Ataer Holding'in yüzde 41'tne dünyanın ikinci bü>oik çelik üreticisi Arcelor ortak oldu. Arcelor, Erdemir'de yüzde 20 pay sahibi olacak. Ekonomi Servisi - Özel- leştirme Idaresı Başkanlığı (ÖIB), Oyak Grubunun Er- demır için kurduğu Ataer Holding'in yüzde 41'inin Arcelor'a devrini uygun buldu. Erdemır'in devir işlemle- rinin tamamlanmasının ar- dından, en yüksek teklifi ve- ren Oyak yüzde 29.3, Arce- lor da yüzde 20 paya sahip olacak. Erdemir'in yüzde 49 his- sesi ise halka açık olarak borsada işlem görüyor. Dünyanın ikinci büyük çelik üreticisi konumundaki Arcelor, 4 Ekim'de gerçek- leştirilen ihalede 2 miryar 670 milyon dolara kadar teklif vermışti. Oyak ıse Türkiye'nın en büyük yassı çelik üreticisi Erdemır'in yüzde 46.12 hissesinin blok satışı için açılan ihalede en yüksek tekJifi 2 milyar 770 milyon dolarla vermışti. ÖIB, Oyak'ın Erdemır'de hisse satış sözleşmesini im- zalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri- ni yerine getirmemesi halin- de ise Erdemir'deki ıdare hisselerinin 2 milyar 720 milyon ABD Dolan bedelle üçüncü teklifi veren NLMK-Open Joint Stock Company Novolipetsk Iron and Steel Corporation'na satıhnasına karar venldiğıni duyurdu. ÜnJü sanatçı Şener Şen'inde haâr bulun- doğu hologramlı tüp- lerin tamtun toplantı- sında yeni reklâm fû- mi de gösterüdl Ekonomi Servisi - LPG sektörünün önde ge- len fırmalanndan Aygaz, korsan tüplere karşı geliştırdiği hologramlı kapaklan, düzenlediği basın toplantısında kamoyuna tanıttı. Aygaz ve Koç logolarının üç boyutlu olarak kopyalandığı kapaklann taklit edihnesınin son derece zor olduğunu kaydeden Aygaz Genel Müdürü Mehmet AH Neyzt tüplü gazın güven- li bir ürün olduğunu, ancak meydana gelen ka- zalann genelde yanlış dolumdan kaynaklandı- ğını kaydetti. Başlattıklan hologram kapak uy- gulamasıyla hem korsan doluma hem de yan- lış kullanıma karşı önlem aldıklannı söyleyen Neyzi, "Hologram kapaklı tüp u>gulamasıvia tüketicilere güvenli ve tam dotum garantisi ve- rip müşterilere hologramsız Aygaz tüplerini al- mamalannı tavsiyeediyoruz" dedı. Şu an ıtıba- nyla yalnızca 12 kilogramlık ev tüplennde uy- gulanan hologram kapaklan için birkaç milyon dolarlık yatınm yaptıklannı dile gatiren Ney- zi, diğer tüp çeşıtleri içinse hologram uy- gulaması üzennde çalıştıklannı söyledı. MAIİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU pamukm / superonline.com Ülkemizde kayıt dışı ekonominin var- lığı ve vergi politikamız vergi adaletinin gerçekleşmesini engelliyor. Kayrt dıştn- da olan bir kişi milyon dolarlan duvann dibinden giderek kazanıyor, vergi idare- si ile işi yok. Üstelik ekonomiye kazanım sağlayan itibarlı kişi olarak görülüyor ve iltifata mazharoluyor. Oysa yıllarç/an be- ri kurdan büyük zarar gören bir ihracat- çı birfaturadan dolayı icabında inim inim inliyor. ÇalışanlarTürk bütçesini sağlam bir şekilde finanse etmeye devam edi- yortar. Şu böyle devem etmemeli... Türkiye bir sosyal hukuk devletidir. Vergi alınması bu yapıya uygun ol- malıdır. -Türkiye, anayasanın 2. maddesinde yazıldığı üzere bir "demokratik, sosyal, hukukdevleti"dir. Sosyal devlet: Libera- lizmin ve kaprtalizmin doğurduğu ada- letsizlikler ve kân en çoklaştınrken orta- ya çıkan gelirdağılımındaki adaletsizlik- lerkarşısında, refahın adil dağılımı ve is- tismannın önlenmesi, alt gelir gruplan- nın korunabilmesi amacıyla devletin çe- şitli müdahale ve tanzim yollanyla vatan- daşını koruduğu anlayışın ismidir. Yani devlet vatandaşlarının sosyal ve ekono- mik koşullanyla ilgilenen, çnlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamayı ödev bilen Vergi Adaletini Sağlamalıyız devlet olarak tanımlanır. - Hukuk Devleti: Devlet icraatlannda hukukun egemen olması, bütün devlet faaliyetlerinin önceden belirienmiş ve ilan edilmiş, genel eşitlikçi ye geriye yü- rümeyen kuradar çerçevesinde yürütül- mesi ilkesi. Devletin iktidar alanının hu- kukla sınıriandırılması. Hukuk devleti il- kesi liberal demokrasilerin özüdür. Gelir ve servet unsurları, mali gü- cün göstergeleridir. Vergi yükü dağı- lımı bakımından mali güce göre ku- rulan eşrtliğin bozulmaması gerekir... - Yasa onünde eşitlik ilkesi anayasa- mızın 10. maddesinde düzenlenmiştir; yasalann uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmeyecek ve bu nedenlerie eşitsizliğe yo\ açılma- yacaktır. Bu eşitlik ilkesi herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olması an- lamında değildir. Aynı hukusal durum- lann aynı, ayn hukuksal durumlann ayn kurallara bağlı tutulması anayasada ön- görülen eşitlik ilkesini zedelemez. Vergi alımında adil olunmalıdır. - Anayasanın 73. maddesine göre; herkes kamu giderlerini karşılamak üze- re mali gücüne göre vergi ödemekle yü- kümlüdür. Vergi yükününü adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. - Devletin vergilendirme yetkisinin sı- nın, aynı zamanda kişilerin hak ve özgür- lüklerinin de sınınnı oluşturduğundan, bu yetkinin keyfiliğe kaçacak biçimde kullanılmasının önlenmesi hukuk devle- ti sayılmanın gerekleri arasında öncelik- li yere sahiptir. Bu keyfiliğe karşı düşü- nülen ilk önlem, kuşkusuz yasallık ilke- sidir. Ancak vergilerin yasayia getirilme- si, yalnız başına vergilendirme yetkisinin keyfi olarak kullanılarak adaletsiz sonu- cu doğurmasını engellemeyeceğinden, yasallık ilkesi yanında verginin genel ve eşit olması, idare ve kişiler yönünden duraksamaya yol açmayacak belirlilik içerrnesi, geçmişe yürümememesi, ön- görülebilir olması ve hukuk güvenliği il- kesine de uygunluğunun sağlanması gerekir. Vergide genellik ilkesi sağlanmalı. Herhangi bir ayrım yapılmaksızın mali gücü olan herkesin vergi yüküne katılmastnı ve vergi ödemesini ifade eder. Mali güce göre vergilendirme, verginin, yükümlülerin ekonomik ve ki- şisel durumlanna göre alınmasıdır. Bu ilke aynı zamanda vergide eşitlik sağ- lanmasının uygulama aracı olup, mali gücü fazla olanın mali gücü az olana göre daha fazla vergi ödemesini ge- rektirir. Vergide eşitlik ilkesi ise mali gü- cü aynı olanlardan aynı, farklı olanlar- dan farklı oranda vergi alınması esası- na dayanır. Vergi yükü nedir? - Kışıler yönünden,ödedikleri vergile- rin gelirlerine oranıdır. - Gayri safi vergi yükü vergi veya ver- giye benzergelirlerin gayri safi milli ha- sılaya oranıdır. Bu yüke aynı zamanda toplam vergi yükü de denir.. - Safi vergi yükü: Dolaylı ve dolaysız vergiler toplamından devletin yaptığı ma- li yardımlar ve transfer harcamalannın çı- kanlması sonucu bulunan rakamdır. Bu- nun mali bakımından manası devletin an- cak safi vergi yükü kadar şahıslann iktisa- di kaynaklan üzennde tasarruf yetkisine sahip olduğudur. Değerli okuyucular, 2006 yılının vergi adaletini sağlamaya adım attığımız yıl ol- ması dileğı lîe yeni yılınızi kutluyorum. Dünya yollarında yeni standart: Diamond Class TEM( -OMaBlt dıhı tfHT NOTDEFTERÎ ZEKERHA TEMİZEL fthal Damat Bu köşeyi ızleyenter yılın bu son yazısını yadır- gayabilirler. Bugün "Not Defteri"n\n konusu ne ekonomik sorunlar ne de siyaset; bir sosyal felaket. Boyut- ları giderek büyüyen, ağına düşürdüklerine büyük acılar çektiren bir olgu. Üzerinde mutlaka durul- ması ve önlenmesi gereken, önlenemiyorsa etki- lerini azaltacak, insanların ruh sağlığını koruyacak çalışmalan gerektiren bir sosyal sorun. önce bu konu nereden çıktı, onu anlatayım: • • • Almanya'dayım. Trenle Münih'e gidiyorum. Dı- şanda tipıden göz gözü görmüyor. Tren, karfırtınasından adını okuyamadığım birıs- tasyondadurdu, kalktı. Azsonra, tek başımaotur- duğum kompartımana soğuktan morarmış, giysi- lerinin her parçası, saçı ve bıyıklarıyla ben Türküm diye bağıran biri girdi. Yaşını kestirmekzordu. Yüz ve gövde otuzlannda birinindi, ama gözlerde elli yaşın yorgunluğu ve hüznü vardı. Selam verdi, çok kötü bir Almanca ile "hava ber- bat", dedi. Sonra da özür dılercesine, Almancası- nın kötü olduğunu söylemeye çalıştı. "öyleyse sen de Türkçe konuş!" dedim. Şaşır- dı, heyecanlandı, makineli tüfek gibi konuşmaya başladı. Sanki yıllardırkonuşmuyordu. Içındek/le- ri dökecek, boşalacak birfırsat bulmuştu, sonuna kadar kullandı. "Abi ben ithal damadım" diye söze girdi. '77a- ni içgüveyisı var ya, ben onun Almanya'ya ithal edileniyim. Almanya'da yaşayan akrabalanmdan biri kızını benimle evlendırmek isteyince, deliye döndüm. Hem evlenıyordum, hem de Almanya'ya gidiyordum. Eğıtimımi tamamlayacaktım. Işim olacaktı, evım barkım, arabam olacakîı. Kısacası rüyalarım gerçek olacaktı." Konuşurken sesi dalgalanıyor, elleri titriyor, bir- den ayağa fırlayıp sanki bir şeyleri düzeftir gibi ha- reketleryapıyordu. "Işim olmadı. İşi kim kaybetmişti ki ben bula- caktım. Bir an önce çalışmam istendiği için dil okullanna da gidemedim. Oturduğumuz kasaba küçük, konuşacak kimse yok. Evde kaynana ile karşılıklı birbirimizi yiyoruz. Akşam işten dönen- lehe kahveye çıkalım diyoruz, bu defa karım izin vermiyor. Karım bizim oralann kızlanna hiç ben- zemiyor. Davranışlan farklı, istekleri farklı. Çocuk istiyorama çocuğumuz olmuyor. Bırakın çocuğu, kocalık görevlerımi bile yapamaz hale geldim. Ar- kamdan söylenenlere dayanamıyordum. Sonun- da kapının önüne kondum. Ne yapacağımı bilmi- yorum, hayatımı yeniden kuracak yaşı da geç- tim." Trenden indikten sonra Almanya'daki en şans- sız ve en sorunlu vatandaşımıza rastladığımı sa- nıyordum. Ancak olayı anlattığım, bu konularda uz- man da olan arkadaşlarım; konunun hiç de mün- ferit bir olay olmadığını, belki de sorunlan en hafif olan birisine rastladığımı, bu tür olaylann giderek yaygınlaştığını ve sosyal boyutlannın büyüdüğü- nü söylediler. Bu sorunlar herkesin bildiği, ancak variığını ka- bul etmediği sorunlardı. • • • Almanya'ya gelen birinci kuşak çoktan dede ol- du. Bu kuşak, çocuklannı çoğunlukla Türkiye'de- ki yakınlanyla evlendirdi. Gelin ya da damatlar Al- manya'ya alındı. Evlilikler, akrabalan Almanya'ya götürmek için en iyi araçtı. Bu nesilde pek fazla sorun yaşanmadı. Çünkü çocuklannı evlendirenler de, evlendirilen kız ve er- kekler de henüz misafir olduklan ülkeye uyum sağ- layamamış, kendi ülkesine yabancılaşmamıştı. Gelenlerkendilerinden farklı olmayan akrabalan ile aynı sorunlan yaşadılar, hep birlikte aynı uyum so- runlannı çektiler. Şimdilerde ikinci kuşak da büyükbaba ya da bü- yükanne olma aşamasında. Onlar da, başta din- sel motifler olmak üzere, değişik nedenlerie çocuk- lannı ülkelerinden evlendirmek istiyorlar. Ancak şu anda evlenme çağına gelenler bu ül- kelerde büyüdü. Bulunduklan ülkenin dilini anadil- lerinden daha iyi konuşuyorlar. Alışkanlıklan değiş- ti. Meslek edindiler. Bulunduklan ülkeye uyumlu, kendi ülkelerine de yabancı oldular. Şimdi bu gençler dedelerinin davranışlarına sa- hip gençlerle evlendiriliyor. Damat ya da gelin ola- rak gelenlerin birlikte uyum sorunu yaşamalan söz konusu değil. Sorunun tamamını rthal gelin ve da- matlar yaşıyorlar. Hem ülkeye hem de eşlerine uyumda büyük sorunlaryaşıyorlar. Üçüncü kuşak, ülkesinden biri ile evlendiğinde yabancı biri ile ev- lenmiş gibi oluyor. İthal gelinlerin sorunlan çok daha büyük. Evden bile çıkmaya cesaret edemeyen bu insanlar tam bir köleye dönüşüyor. Ruh sağlıklannı yitiriyortar. Üstelik sorunlar ilk yıllarda değil de yıllar sonra ortaya çıkjyor. Sadece psikiyatrlann gayreti ile çö- zülecek bir sorun da değil. Bu soruna kayıtsız kalınamaz. Sorunu, göç kabul eden ülkelerin sorunu olarak görmek ise yanılgının büyüğü olur. • • • Tüm Cumhuriyet Dostlannın Yeni Yılı Kutlu Olsun. temizeKu cumhuriyet.com.tr MUHASEBECİNİN EL KİTABI Muhasebecilere başucu krtabı Ekonomi Servisi - Yeminli mali müşavır Yaşar Kızılkum'un hazırladığı 'Muhasebecının El Kıtabı' stajyerlerden serbest muhasebecılere kadar tüm ekonomi çevrelen için kaynak kitap değeri taşıyor. îlkbaskısı 1994 yılında yapılan kitabın 6. baskısı Alfa Basım Yayım tarafindan kıtapçılarda iatışa sunuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle