Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2005 ÇARŞAMB'
8 HABERLERİN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
_Y 15 Sinop B 14 Adana PB 16
Y 14 Samsun PB 13 Mersın PB 17
Kocaeli Y 16 Trabzon PB 12 Diyarbakır S 7
Çanakkale Y 16 Giresun PB 13 Şanlıurfa B 10
ızmir Y 15 Ankara
Manisa _Y 12 Eskişehir
6 Mardin
6 Siirt
Aydın _ Y 1 5 Konya
Denlzli Y 12 Sıvas
Zonguldak Y 15 Antalya
_5 Hakkân
2 Van
Y 15 Kars
Yurdun kuzey, ıç ve
doğu kesımlen parçalı
çok buİLFtlu, Marmara,
Ege. Batı Akdenız ıle ak-
şam saatlennden sonra
Iç Anadolu'nun kuzey-
batısı ve Batı Karade-
nız'ın batısı yağışlı dığer
yerter az bulutlu ve açık
geçecek Yurdun ıç ve
doğu kesımlennde sa-
bah saatlennde kuvvet-
lı buzlanma ve donla bır-
lıkie sıs görulecek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
K
K
K
K
K
K
-b
-2
-1
2
0
-3
-3
-2
Münih K -2 Zürıh
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
K
K
Y
K
Y
Y
Y
Y
-2
3
9
0
7
10
12
19
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
PB
K
Y
PB
Y
PB
B
-10
7
-4
5
7
5
-4
18
K -4 Şam B 13
0 Açık ı bulutlu Sısiı Buiutlu k Çok bulutlu • Yağmuriu k GĞK gürûttûlü
G U N C E L c f NEYT ARCAYÜREK
I Baştarafi 1. Sayfada
örnek. Bu iktidar giyimden eöitime kadar hemen
her alanda çağdaş türkiye'yilslam kurallannı be-
nimseyen bir ülke konumuna dönüştürme çaba-
sında.
YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı'nın imam hatiplile-
rin üniversitelere girişini kolaylaştıran yönetmeli-
ğin iptafi için Danıştay'a dava açarken başvuruya
yazdığı gerekçede, devrim yasalannın çiğnendi-
ğini" vurguladıktan başka, bu yöntemle "Cumhu-
riyet öncesi eğitime gidildiğinin" altını çiziyor.
Haksız mı?
• • •
Canan Arıtman milletvekili. Ana muhalefet
partisi üyesi. AKP'li günlerdeki belirgin özelliği la-
ik Cumhuriyetin çağdaş bireyi olması.
96 kez yurtdışına çıkan RTE'ye yönelttiği öner-
gede, beraberinde götürdüğü tesettürlü türban-
lı eşinin, bakanlann tesettürlü türbanlı eşlerinin
"yurt gezilerinde kılık kıyafetleriyle çağdaş Türk
kadınının imajını bozarakyanlış tanıtıma" neden
olup olmadığını sordu.
Onergeyi geri çeviren TBMM Başkanı Bülent
Annç'ın gerekçesi hayli eğlenceli. "özelyaşama
ilişkin yonımlara yer verilmemesini" emreden bir
kural varmış, Arıtman'ın önergesi bu kurala ay-
kınymış. Bu nedenle işleme koymuyor.
Canan Hanım, TBMM Başkanı'nı zor durum-
dabırakıyor. Bakın neden: Başbakan'ın, bakan-
lann, milletvekili eşlerinin çağdaş Türk kadını kı-
yafeti içinde olmalanndaki gereği, hatta zorun-
luluğu anımsatırken... TBMM Başkanı Arınç'ın
muhterem eşlerinin baştan aşağı kapalı, türban
taktığını ve bu kılık kıyafeti Bay Başkan'ın gön-
lüyle, inançlanyla onayladığını, hatta cansipera-
ne üslupla hemen her hafta bir vesile savundu-
ğunu.. eşini dış gezilere Antman'ın eleştirdiği ta-
nıtım kıyafetleri içinde beraberinde götürdüğünü
dikkate almamış görünüyor.
• • •
Bülent Annç'ın göreneklerine göre, tesettür, tür-
ban vs. "özel yaşamın" gerekleri ve fakat resmi
dış geziler, adı üzerinde "resmi", "devlet adına"
yapılan ziyaretler. örneğin Meclis Başkanı eşiyle
dış ülkeye gidiyor. Bu geziler beyefendileri ve ha-
nımefendileri için özel değil. özel tercihler kulla-
nılsın diye programlanmış geziler hiç değil.
Devlet gezileri bunlar. Devleti temsil eden ge-
ziler!
Resmi gezilerde devlet neyi kabullenmiş, yasa-
laştırmış ise ona uyulmalıdır, -Başbakan kim ise ne
ise, Meclis Başkanı kim ise ne ise-... Bakanlar, mil-
letvekilleri devlet kurallanna uymak zorundadır.
LaikTürkiyeCumhuriyeti'nintemelkurallanna,
çağdaş görüntüsüne aykırı davranmak... Bu bir
çeşit devletin temel kurallarına karşı çıkmak an-
lamına gelmiyor mu?
Bay Başkan, çağdaş Türk kadınını TBMM'de
temsil eden Canan Arıtman'ın soru önergesini
geri gönderebilir. Ne ki, belleklerdeki başka bir
olay ve Başkan'ın tutumu hâlâ canlı.
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlan
TBMM Başkanı Annç'ın türbanlı eşi ile düzenle-
diği resmi kabullere gelmeyeceklerini açıkladılar
ve bu kararı uyguladılar.
Bugün türbanlı kıyafetleri aslanlar gibi savu-
nan, eleştirici içerikteki onergeyi geri çeviren Bay
Başkan bu olayı sindirdi. Komutanlara kırgın ol-
madığını kanıtlamak için Genelkunmay'a resmi zi-
yaretlerde bulundu ve... Türbanlı eşiyle resmi
çağrılardan vaz-geç-ti!
Bir soru önergesi, içeriğinde biri diğerinden
özde de, anlamda da farklı, birbiriyle ters düşen
iki tutumu sergiliyor.
Olayın odak noktasında ise birbirine ters dü-
şen iki değişik tutumuyla Bay Başkan duruyor.
2 astsubay ve 6 er gözaltında
Habur'da operasyon
DÎYARBAKIR / EDtRNE (Cumhuriyet)
- Kapıkule Gümrük Kapısı'ndaki rüşvet skan-
dah, Şımak'ın Silopi ilçesine sıçradı. Habur
Sınır Kapısı'ndaki rüşvet soruşturmasında 2
astsubay, 6 er ve 1 de köy muhtanrun gözaltı-
na alındığı bildirildi. Iddialara göre son dö-
nemlerde kamyon şoförlerinin giriş çıkışlar sı-
rasında bazı görevlilerin kendilerinden rüşvet
__ aldığını öne sürmesi üzerine Habur Gümrük
Kapısı'nda gizli bir operasyon başlatıldı. Bir
süre görevlileri izleyen operasyon ekibi, yapı-
lan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına adı ka-
nşan kamu görevlilerini belirledi. Ardından
adlan açıklanmayan 2 astsubay, 6 er ile Kava-
közü Köyü Muhtan Çetin Ayan gözaltına
alındı. Yetkililer, operasyonların devam ettiği-
ni belirttiler. Kapıkule Gümrük Kapısı'ndaki
operasyon kapsamında aranırken Edirne Adli-
yesi'ne gelerek teslim olan gümrük muayene
memurlanndan E.K, tutuklandı. Dün teslim
olan E.K'ye önce kendisine ait gizli kamera
görüntülerinin izlettirildiği bildirildi.
Yargıtay hükümeti uyardı
Başbakanlık'agönderilenyazıda kuvvetler aynlığı ükesine dikkatçekildi, Kamu Personeli
Kanun Tasansı Tasansı Taslağı ile anayasaya aykırı düzenlemelergetirildiği vurgulandı
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Yargıtay Başkanlığı,
Başbakanlık'a gönderdiği yazıyla
Kamu Personeli Kanun Tasansı Tas-
lağı ile anayasaya aykın düzenleme-
ler getirildiği ve kuvvetler aynlığı-
nın zedeleneceği uyansında bulun-
du. Hâkim ve savcüann yürütme gü-
cündeki memurlarla aynı statüde de-
ğerlendirilmesini eleşriren Yargıtay,
yargının yürütmenin denetimine so-
kulamayacağını vurguladı.
önceki gün Anayasa Mahkemesi
Başkanı Tülayluğcu,Yargıtay Baş-
kanı Osman Arslan ve Danıştay
Başkanı Ender Çetinkaya'nın bir
araya geldiği değerlendirme toplan-
tısının ağırlıklı bölümünü hâkim ve
savcılann "düz memur" statüsüne
getirilme girişimi oluşturdu. Yargı-
tay Başkanlığı, Başbakanlık'a gön-
derdiği yazıyla Kamu Personeli Ya-
sası Tasansı TaslağYnın anayasaya
aykınlıklan ve yaratacağı sorunJar
konusunda iktidan uyanrken sert
eleştirilerde bulundu.
'Çelişki yaratılacak
1
Taslakta, hâkim ve savcılann "di-
ğer kamu görevlileri"nden sayıl-
ması eleştirildi. Yargıtay'ın yazısın-
da, şöyle denildi: "Anayasanın
140/3. maddesinde açıkça 'Hâkim
ve savcılann nitelikleri, atanmalan,
aylık ve ödenekleri, meslekte ilerle-
meleri, görevlerinin ve görev yerle-
rinin geçici veya sürekli olarak de-
ğiştirilmesi, haklannda disiplin ko-
vuşturması açılması ve disiplin ce-
zası verilmesi, görevleri ile ilgili ve-
ya göreyleri sırasında işledikleri
suçlardan dolayı soruşturma yapıl-
ması ve yargılanmalanna karar ve-
rilmesi, meslekten çıkarmayı gerek-
tiren suçluluk veya yetersizlik hal-
leri ve meslek içi eğitimleri ile di-
ğer özlük işleri mahkemelerin ba-
ğımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslanna göre kanunla düzenlenir'
denilmiş olduğundan, hâkim ve
savcılann kısmen dahi olsa genel
nitelikli personel kanununa tabi
rurulmaları anayasaya açıkça ay-
kın düşmektedir."
Anayasada açıkça devletin fonk-
siyonunu yasama-yürütme-yargı ol-
mak üzere üç ana erke ayırarak kuv-
vetler aynlığı ilkesine yer verildiği
anımsatılan yazıda, bunlar arasında
bir üstünlük sıralaması olmadığı
kaydedildi. "Hâkim ve savcıların,
yûriitme erkine ait genel personel
kanununa tabi, mali ve sosyal
haklar yoluyla yûriitme gücünün
denerim ve takdirine bağlı turut-
FRATİK
ARAPÇA
KI'RSi:
OkullardaArapça kurs ilanı
tstanbul Haber Servisi - Avcılar'daki ilköğretim
okullannın panolanna ve camlanna asılan "Arap-
ça kursu verilir" ilanlan velilerin ve öğrencilerin
tepkisine neden oldu. Okul panolanna ve camlan-
na asılan ilanlan, "Türkiye'yi Iran'a dönüştür-
me çalışmalan" olarak değerlendiren veliler, bu
uygulamalann AKP ikridannın ürünü olduğunu
vurguladılar. Öğrenci velileri, okullarda Türkçe
dahi iyi bir şekilde öğretilmezken ve "Arapça
kursu verilir" ilanlannın öğrencileri Osmanlıca
ve Arapça dillerini ögrenmeye teşvik etmeye yö-
nelttiğini söylediler. Bu ilanlann "anlamlı" oldu-
ğunu belirten öğrenci velileri. "Türkçevi bile
doğru düriist kuUanamayan yöneticiler, çocuk-
larımıza Arapça veya Osmanlıca öğretmek için
kurs düzenliyor. Bu nasıl zihniyet, anlayama-
dık" dediler. Veliler, "Arapça kursu verilir"
ilanlannın Avcılar Kaymakamlığı ve Ilçe Milli
Eğitim Müdürü'nün talimatıyla ilçedeki ilköğre-
tim okullanna asıldığuıı söylediler. Öğrenci veli-
lerinin tepkisi üzerine asılı bulunan ilanlar, Milli
Eğitim Müdürü'nün talimatı ile indirildi.
ması hukukun genel kurallarına
ve anayasamızın açık prensipleri-
ne aykırı" düştüğüne işaret eden
Yargıtay, "Kaldı ki, hâkim ve sav-
cılann mali ve sosyal haklarım da
düzenleyen Hâkimler ve Savcüar
Kanunu varken ve bu kanunda
değişiklik yapan bir yasa tasarısı
halen Meclis gündeminde bulun-
maktayken, böyle bir geri dönüş
yasama organı bakımından da çe-
İişki yaratacaktır" görüşü iletildi.
Performans ödemesine eleştiri
Yargıtay, taslak ile anayasa ve ev-
rensel hukuku tamamen zedeleye-
cek şekilde hâkim ve savcılar için de
performans ödemesmin gefirilme-
sini eleştirdi. Hâkim ve savcılann
çahşmasının herhangi bir perfor-
mans ölçütüne bağlanamayacağı
belirtilen yazıda, "Çünkü bunlar,
'Türk milleti adına yargı görevi' i-
fa etmektedirler. Ne baktıklan
davalar birbirine eşittir, ne de ça-
lışma koşullan aynıdır. Böyle bir
değerlendirme, halkın yargıya
olan güvenini sarsacak, yargıç te-
minatını ve bağımsızlığını zedele-
yecek uygulamaiara, davramşla-
ra ve sonuçlara neden olacaktır"
değerlendirmesine yer verildi. Per-
formans ödemesinin Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu'nun yetkı-
sine buzkılmasma ilişkin olarak ise
şöyle denildi: "Yargı mesleğinde
HSYK'ye de bağb olmayan, onun
üzerinde bulunan yüksek yargıç-
lar vardır.Yüksek mahkemelerin
başkan, üye ve başsavcıları H-
SYK'ye tabi değUdir. Yüksek
Mahkeme mensuplannın ilk de-
rece mahkemesi hâkim ve savcı-
lan gibi performans değerlendir-
mesine tabi tutulması ve bu yet-
kinin kendi kurullanna değil, da-
ha ait bir kurula verilmesi yargı
sistemimizi altüst etmektedir."
Taslakta, istisnai kadrolar sayılır-
ken müsteşarlann da amldığı anım-
satılan yazıda, "Bunların hiçbir
kayıt ve koşula bağlı olmaksızın
hükümerin arzu ve tericihine gö-
re atanabilmesinin yolu açüıyor.
Hâkimlik mesleğinden olmayan
ve bu statüde bulunmayan bir ki-
şinin Adalet Bakanhğı müsteşar-
lığına atanabilmesi anayasaya
açıkça aykın düşecekrir" denildi.
Eski Gümrükler Başmüfettişi Can, Kapıkule'de tutuklananlann serbest kalacağını savundu
Gümrüklerde rüşvet örgütienınesi
ECEVİT KILIÇ
Eski Gümrükler Başmüfettişi
Necati Can, gümrüklerde mafya
tarafindan organize edilen büyük
bir "rüşvet örgütlenmesi" bulun-
duğunu belirterek "Bu örgütlen-
me içinde, milletv ekilleri, siyaset-
çiler, yargı mensuplan ve emniyet
görevlileri var" dedi.
Sadettin Tantan'ın îçişleri Ba-
kanlığı döneminde gümrüklerde
çok sayıda yolsuzluk operasyonu
gerçekleştiren Can, Türkiye'nin en
önemli 3 sırur kapısı olan Kapıku-
le, Habur ve Gürbulak'ta yoğun
olarak kaçakçılık yapıldığuıı söyle-
'di. Hakkâri'deki Esendere kapısı-
nın uyuşturucu ticaretinde kullanıl-
dığım ifade eden Can, Iran ve Irak
sınınndaki gümrüklerde kaçakçılık
gerçekleştiren organizasyonlann
başında aşiret reislerinin bulundu-
ğunu savundu. AKP'nin yolsuzluk-
lan önleme çabası ohnadığım vur-
gulayan Can, Devlet Bakam Kür-
şad Tüzmen'e bağlı olan Gümrük
Müsteşarlığı'nda bürokratlann
gruplara aynldığım söyledi. Can,
"Müsteşarlıkta 3 grup yer alıvor.
Birincisi AKP'nin ekibi, ikincisi
Tüzmen'e bağlı olan bürokratlar,
üçüncü grup ise eski bürokrat-
lardan oluşuyor. Hükümet ile
Tüzmen arasında anlaşmazlık
var. Bu nedenle büyük kapışma
Tüzmen'in ekibi ile AKP ekibi
arasında yaşamyor" dedi.
'AKP soruşturma geçiren
isimleri görevde rutuyor'
Gümrükler Müsteşan ve Güm-
rükleri Muhafaza Genel Müdü-
rü'nün bulunmadığını, görevde
olan isimlerin vekaleten atandığını
anımsatan Can, bu durumun büyük
bir boşluk yarattığını söyledi. Bu
boşluktan da kaçakçılık organizas-
yonlannın yararlandığım vurgula-
yan Can, bu organizasyonlann çok
etkin. olduğunu, siyasetçilerin ve
güvenlik görevlilerinin yanı sıra
yargıyı da denetim altına aldıklan-
nı vurguladı. AKP Hükümeti'nin
mafya içinde yer alan ve bu neden-
le soruşturma geçiren isimleri gö-
revde tuttuğunu ve hatta daha etkin
görevlere getirdiğini savunan Can,
"Hükümerin gümrüklerdeki yol-
suzluklan önleme gibi bir niyeti
yok. Bütün şaibeli isimler görev-
de. Ankara'da taşralardaki dü-
rüst memurlann destek alabile-
ceği merkezi bir güç yok" dedi.
Türkiye tarihinde kaçakçılık
olaylannın en çok bu dönemde ya-
şandığım anlatan Can, 28 Şubat dö-
neminde ise hayali ilıracatta patla-
ma yaşandığını ifade etti. Geçen
hafta rüşvet operasyonun yapıldığı
Kapıkule Gümrüğü'nün de bağlı
olduğu Trakya Gümrük Müdürü
olarak uzun yıllargörev yapan Can,
bu gümrükte kaçakçılık olaylannın
yoğun olarak yaşandığını ifade et-
ti. "Kapıkule'de ortaya çıkartı-
lan şebeke çok para götürdü.
Rüşvet havuzunda çok para bi-
riktirdiler. Bu paradan şimdi tu-
tuklanan sanıkların avukatları
belki de daha sonra bilirkişiler
yararlanacak" diyen Can, bu ne-
denle Kapıkule'de tutuklanan güm-
rük ve polis memurlanmn kesınlik-
le beraat edeceğini savundu.
"İktidar ve yargı
içinde örgütlüler'
Kapıkule'deki operasyonu ger-
çekleştiren Edirne Emniyet Müdü-
rü Hanefı Avcı'mn AKP'li isimle-
rin de içinde bulunduğu akaryakıt
kaçakçılığmı ortaya çıkardığı için
buraya sürgüne gönderildiğini sa-
vunan Can, şöyle devam etti: "An-
cak Avcı burada da operasyon
gerçekleştirdi. Rüşvet örgütlen-
mesini gerçekleştiren mafya
gruplannın üsrüne ancak medya
gidebiür. İktidar ve yargının ope-
rasyon gerçekleştirmesi müm-
kün değil. Çünkü buralarda ör-
gütlüler. Tek korkulan, medyanın
oluşruracağı kamuoyudur."
• Baştarafi 2. Sayfada
68'li kuşağın toplumcu kavgası her
büyük asamada olduğu gibi bünyesine;
provokatörlerin, serüvencilerin, iç ve
dış karanlıklann da sızmasuıı önleye-
memiştir. Şimdilerin gerici-liberal ya-
yın organlaruıda kalem oynatan, "Ka-
ren Fogg" belgelerinde dizi dizi boy
gösteren bunlardır. 12 Mart ve 12 Ey-
lül'ün girdaplanndan kazasızca geçip
bugünün AB-ABD saflarında veya bö-
lücü-mozaik etnik seslendiricilikte gö-
rünenler de bu affedilmezlerdir.
Tarih, kendi ulus ve ülkesine ihanet
edenleri çok görmüştür. Güya top-
lumcu çizgide bulunduktan sonra, ge-
çen yıllar içinde kimliklerini sergile-
Toplumculuktan Dönekliğe...
yenlerin bu ülkede şimdilerde söyleyip
savunduklan, ancak yüz kızartıcıdu'. En
saldırgan, en pervasız ve dışa en bağım-
lı tavırlannı, dönekliğin iç bunalımıyla
abartarak silahşorluk olarak sunmakta-
dırlar. Öyleyse dıyecek odur ki; top-
lumcu olmanm onurlu cephesindeki in-
sanlan aldatıp yanılttıktan sonra döne-
rek emperyalızme yanaşanlann bağış-
lanıcı yanlan yoktur.
Aklın alamadığı: fnsan önemli bir
varlıktır. Önce kendisine özsaygınlığı
olmalıdır. Ülke ve ulusuna bağlılığı ise
yaşamının bir gereği saymalıdır. Yüksek
değerleri, bireysel tutku görmelidir.
Sapmamalı, kandırmamah ve hainlik
yapmamahdır. Geçmişte toplumcu gö-
rünüp de sonradan saflarmı bırakarak,
örneğin Türkiye'de rastlandığı üzere;
Lozan'a düşman, Sevre yandaş çık-
mamalıdu-. İç ve dış kara para tüccarla-
nnın sermaye beyinleri olmamahdır.
AB-ABD "muhibi" görunüp kişilikle-
rini pazarlamamalıdır. Geçmişlerini
"çılgınlık yüları" göstererek gerici-li-
beral cephede sığınma yeri aramamah-
dır. Insan aklının alamayacağı bir dü-
zeyle Cumhuriyet ve devrimin tüm ka-
zanımlanna hınçla saldıranlann başlıca
dostlan eskinin dönekleridir. Şu anda
sığmdıklan gerici-liberal şemsiye,Türk
ulusu ve yurduna başkaldıran kutuptur.
Ne yazık ki, maddesel olanaklar ve sı-
yasal iktidarlar onlann yanmdadır. Ata-
türk'ü en katı şekilde hedef alanlann, ül-
ke bölünmesine omuz verenlerin, dış
sarkmalara dayanak olanlann başını dö-
nekler çekmektedir. Utanç dolu bir ya-
şamın tam ortasuıdadu-lar. Onlar öyle-
sine pervasızdırlar ki; dava arkadaşlan-
nın yaşamlannı yaktıktan sonra kendi-
lerini kurtaranlardır. Onlar; halkçı-dev-
letçi siyasetlerden sıynldıktan sonra ül-
ke bölücülüğüne yönelenlerdir. Onlar;
ulusalcı ve toplumcu örgütlerde nasılsa
yer ettikten sonra gerçek yüzlerini gös-
tererek emperyalizmin savunuculuğu-
na soyunanlardır. Onlar ki; itibarsız ve
dışlanmayı hak etmiş öğelerdir.
Sonuç: Toplumculuktan dönekliğe
giden yol; bilün ve aklı dışlama yolu-
dur. Maddesel yararlanmalar peşinde-
ki çabadır. Bir zamanlar içlerinde
inançsızca yer aldıklan safın; ihbarcı-
lan ve inkârcıları da yine onlardu-.
Türkiye'de; toplumsal huzur ve banşı
bozan, Kemalizmi yadsıyan, emper>'a-
lizmle köprü kuran, vahşet dolu libera-
üzme yönelen adımlarda döneklerin var-
lığı söz konusudur. Onlar; Derviş Vah-
deti'lerin, Ali Kemal'lerin, Damat Fe-
rit'lerin vârisidir. Onlar; Washington ve
Brüksel'in oyunculan, Tîirk varlığının
düşmanlandır. Cumhuriyet ve devrimin,
1923'lerden beri karşırı olanlann doğal
"müttefikleri" günümüzde yine dönek-
lerdir. Selam olsun, dönmeden ve sap-
madan onurla yolunda yürüyenlere!..
rMİLLÎ EĞÎTÎM BAKANI
YÖK'e
art niyet
suçlaması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Eğitim Bakam Hüseyin Çelik,
YÖK'ün Mesleki Liseler Yönetmeliği
için Danıştay'a dava açmasma, "Her
işin altında art niyet aramak ente-
lektüel derinliğe yakışmıyor" sözle-
riyle tepki gösterdi.
Çelik, Ankara Sanayi Odası'nda dü-
zenlenen Istihdama Hazırlama Eğitim-
leri Projesi ile ilgili toplantıya katıldı.
Toplantıda konuşan Çelik, Açıköğretim
Lisesi Yönetmeliği ile ilgili tartışmala-
ra değindi. Mesleki eğitimi AB ölçütle-
rine göre yeniden düzenlediklerini sa-
vunan Çelik, bu konuda sosyal taraflar-
la her türlü işbirliğine açık olduklannı
ifade etti. Çelilc, şöyle devam etti:
"Yapılan her işin altında mutlaka
bir art niyet aramak aslında bize, en-
telektüel derinliği olan insanlara ya-
laşmaz. Türkiye bazı lasır tartışma-
lardan kendisini artık soyutlamahdır.
Bazılan. Açıköğretim Lisesi Yönet-
meliği'nin adını İmam Hatip Lisesi
Yönetmeliği koyuyor, sonra bizi
imam hatipler üzerinden siyaset yap-
makla suçluyor. Biz türban üzerin-
den, imam hatipler üzerinden siyaset
yapmayı küçüklük kabul ederiz, ba-
sitlik kabul ederiz. Bizi bununla it-
ham eden insanlar aslında bize karşı
bunun üzerinden muhalefet yapıyor-
lar. Bazı basın yayın kuruluşları, bazı
muhalefet partileri bunlan kuilana-
rak bize karşı muhalefet yapıyoriar."
Öğretmenevi tartışması
Çelik, öğretmenevleri ile ilgili yönet-
melikte yapılan düzenleme ile buralara
türbanla girilmesi yolunun açüdığı yö-
nündeki haberlerin anımsatılması üze-
rine Türkiye'de 833 öğretmenevi bu-
lunduğunu belirterek şunlan söyledi: •
"Ankara Başkent Öğrermenevi'ni
gözünüzün önüne getirin, burada
kim gelir de kalır? Bütün eğitim çalı-
şanları, kamu çabşanlan ve diğer va-
tandaşlar bu hizmetten yararlanabi-
lir. Şimdi öğretmen emeidi olmuş, ra-
bat bir kıyafetiyle öğretmenevinde
onırmak istiyor... Biz orada toplantı-
lar yapıyoruz. Öğretmenevinde be-
nim yaptığım bu toplantıya, orada
devlet memurlarının sahip olması
gereken kılık kıyafet şartını koydu-
ğunuz zaman, bu gazeteci arkadaşla-
nn büyük bir kjsmı oraya giremez.
'Efendım türban için yapıldf diyorlar.
Oraya sadece türbanlı eşini getirip
de kapıdan çevrilen öğretmen yok ki.
Zaten bunun bu manada bir uygula-
nıası yok. Uygulaması olmayan şeyi
kâğıdın üzerine yazarak kendi ken-
dinizi niçin kandınyorsunuz."
ORTAK AÇIKLAMA YAPILDI
Planın
son aşaması
'ÇerçeveBelge'
tstanbul Haber Servisi - Atatürkçü
Düşünce Deraeğı (ADD) Avcılar Şubesi
öncülüğünde bir araya gelen siyasal
partiler ve demokratik kitle örgütleri, 3
Ekim tarihli Avrupa Birliği Müzakere
Çerçeve Belgesi'nin, Türkiye Cumhuri-
yeti'nin bütünJüğüne yönelik saldın pla-
nının son aşaması olduğunu açıkladılar.
ADD Avcılar Şubesi'nde ortak bir
açıklama yapan CHP, DYP, ANAVA-
TAN, Saadet Partisi ve İşçi Partisi ilçe
yöneticileriyle, Türk Kadınlar Birliği,
Avcılar Çevre Derneği ve Avcılar Şoför-
ler Odası başkanlan, "Zaman, birlik ve
beraberlik zamamdır. Ulusalcı güçleri
bir arada toplanmaya çağuiyonız"
dediler. Ortak meme imza veren tüm
parti ve örgütler adına açıklama yapan
ADD Avcılar Şube Başkanı Fikri Mu-
rat Demir, AB diye peşinden koşulan
devletlerin, Sevr'de yanm kahmş heves-
lerini 85 yıl sonra bile gerçekleştirmek
istediklerine işaret etti. Demir, Müzake-
re Çerçeve Belgesi ile Türkiye'nin "ol-
mazsa olmazlarından" büyük ödün
verdiğini belirterek "Türkiye izleyece-
ği hiçbir poütika ile ulus birliği ve ül-
ke bütünlüğünü tehükeye atamaz.
ABD ve AB emperyaUzminden güç
alan içteki ve dıştaki kimi çevreler, ül-
kemizin bütünlüğünü ve birtiğini boz-
nıaya çabşmaktadır" diye konuşru.