23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AMLIK 2005 CUMA CUMHURİYET SAY Bozgıın. Mehmet AJi ^ Kılınç: "Savaş gemimizi vurdu, as'erimızin başına çu.al geçirdi, caıtanmızı katleden hajnıleri kolladı boojfmadı da, Iran'ı vurj»rsa ABD ile ilişki niy? bozulsun!" Sektronik posta: <fere2somecumhtB7yeLcon1.tr Tel; 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Imam hatiplerin önü açılmış... "Çünkü arkaları sağlam!" Ercoğan: "Türkiye'yi cafıa büyük syak iizerine ınşa ediyoruz." Bifokın bu ayaklan! Cografya Hamza Saykan: "Başöakan iktisat, coğrafya, tarih anayasa bilmeden ülke yönetmekle eleştriliyor. Diğerlerini bılmern, ama coğrafyasını geljştjimek içın yoğun çaba harcadığı be/li." Garabet Akif Kökçe: • "Ganp ülkeyiz vesselam! CIA Türkıye'deneler yapıyor; CIA postıı niye Tijrkiye'ye serdi; CIA Turkiye'den nıçın grtmiyor dıye değil de, CIA şefi Türkiye'ye diye kafa patlatıyoruz!" VAN'DA Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın tutuklandıktan iki ay sonra önceki gün çıkanldığı mahkemede yaşananlan, gazete haberlerinden deriersek: "Yargılamanın başlamasıyla aralannda ihbarcı Prof. Dr. Nurhan Akyüz ve Prof. Dr. Necmettin Tozhı'nun da bulunduğu müdahillerin davaya 'müdahale' talepleri görüşüldü. Mahkeme, bire karşı iki oyla müdahillik taleplerinin kabulüne karar verdi. Daha sonra şikâyetfe bulunarak davanın açılmasını sağlayan müdahiller Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden Abdurrahman Üner ve Memur- Sen'den Davut Topçu, reddi hâkim taJebinde bulundu. Müdahillerin talebi jet hızıyla kabul edilerek davanın açılmasına karşı çıkan ve dolayısıyla iddianamenin ve tutuklanma gerekçelerinin delile dayanmadığını savunarak Aşkın'ın tahliyesini Derlemeisteyen hâkim Ferhat Erbaş değiştirildi. Uygulamada ender rastlanan bir hızla Erbaş'ın yerine hâkim Vahit Baftacı atandı. Baltacı'nın katılımıyla duruşma, hâkim Muharrem Ballı ve mahkeme heyeti başkanı hâkim ilhan Kaya ile devametti." "Müdahillerin avukatlığını, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne türban başvurusu yapan Leyla Şahin'in avukatı Hüsnü Tuna ile El Kaide davasının avukatlanndan Necati Ceylan yaptı." "Savunması alınan ve hakkındakı iddialan reddeden Aşkın, duruşmadan vareste tutularak ambulansla hastaneye gönderildi. Ambulans ve güvenlik araçlan caddeden geçerken bir grup rektörü yuhaladı. Duruşmayı izledikten sonra Adliye'den ayrılan CHP milletvekilferi de yuhalandı." "Cumhuriyet Savcısı Sezgin Kaçmaz, suç niteliğinin değişme ihtimali, delillerin toplanması, kaçma şüphesinin olmaması, ifadesinin alınması ve sağlık durumu karşısında Aşkın'ın tahliyesini talepetti." "Mahkeme ender rastlanan bir karara imza atarak savcının tahliye talebini reddetti." "Erbaş'ın yerine heyete giren Baltacı, sanığın savunmasının alınması ve gözJenen sağlık durumuna göre tahliyesinin gerektiğini savunurken, Mahkeme Başkanı İlhan Kaya ve üye Muharrem Ballı, suç/amalann ve durumun devamı, suçun vasıf ve mahiyetine göre tutukluluk halinin devamını karariaştırdı." Sanınm bu kadar derleme yeter. Gerisini hukuk fakültelerinde ders konusu olarak deriesinler! SESSİZSEDASIZ(!) THY'ninlepy flighrta'balance'tekniği TÜRK Hava Yollan'nın Boeıng'e ısmarladığı uçaklardan bırini teslim almak için aralannda milletvekillerinin de olduğu tam 56 kişilik bir heyet ABD'ye gıtmişti ve Amerikalılar bile bu işe şaşınp kalmıştı ya... Bir kaptan pilot dostumuz olaya "teknik" yönden bakarak şöyle diyor: "Hatırlarsanız, Turgut Özal'lı ANAP zamanında Uzakdoğu seferleri başladığında da milletvekillerinin hemen hemen tümü ve onların akrabayı taallukatlan yeme, ıçme ve yatması Türk Hava Yolları'ndan olmak üzere sefer açılan bu yerlere gider, bilgi ve görgülerini arttınriardı. Bu hükümet de aynı şeyi tekrarlıyor. Ama Allahları var, bunlar bir işe yanyorlar. Nasıl mı? Şöyle; yeni alınan bir uçak, Amerika'dan Türkiye'ye boş gelecek yani içinde yolcu ve yük olmayacak. Havacılık deyimi ile bu uçuşlara 'fery flight' deniyor. Bu uçuşlann kalkış, iniş ve uçuşu esnasında çeşrtli teknik nedenlerden dolayı ihtiyaç duyulan 'balance' yani denge konusunun çözümü için boş uçaklann içine genellikle kum torbalan gibi safra tabir edilen ağırlıklar konur. Şimdi gördünüz mü boş uçağı doldurmanın ne işe yaradığını!" Yüksek Yerilim Hattı efdincutku ı yahoo.com Fetthullahçılaria Doğan Gnıbu, Cumhuriyet'e saldınyor Al tak/yye verkülah! Söylev ve Çimento MERİÇ YEIİDEDEOĞLU Atatürk'iin 1927 yılı Ekim ayının 15'inden 2O'sir»e dek al- tı gün süreyle topluma ulaştır- dığı yapıtı Söylev'in (Nutuk) kendine özgü bir yazgısı var: Söylev'i okumadıklan halde okurnuş gibi davrananların bolluğu. Söylev'i okumuş olduğu sa- nısını uyandırmak isteyenlerin arasında kimleryokturkı, ama bunların içırtde Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nu en üzenle- rin, ünıversıte öğretim üyeleri olduğunu, kendisi Söylev ça- lışmasına yazdığı önsözde be- *tir. ' Yapıtın ikinci yazgısı diyebi- leceğimiz bir tutum da, içer- mediği kimi konulann, Söy- lev'in içinde yer aldığının ileri sürülmesidir. Buna örnek, bir öğretim üyesinin Atatürk'ün Samsun'a giderken Padişah Vahdettin ile vedalaşmasının aynntılaria Söylev'de yer aldığını yazma- sı ve bunu televizyon söyleşi- lerinde rahatlıkla dile getirme- sidir. Oysa Söylev'i şöyle ele alıp kanştırmakla böyle bir sahne- nin bu kitapta yeralamayaca- ğı görülebilir, Şimdi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. partısinin bir temel görüşünü Atatürk'e mal edip, bunun Söylev'de gecti- ğini, Söylev'de okuduğunu, göğsünü gere gere söylüyor. "Dın milletin çimentosudur" savının Atatürk'ün Söylev'inde yer aldığını ileri sürmek büyük bir yanlışlık, daha doğrusu tek bir sözcükle uydurmadır. Aynca bu öyle bir savdır ki, insana sonradan yanıldığını söyleme fırsatını da vermez. Çünkü Söylev'in ilk sayfa- sından son sayfasına dek hiç- bir satınnda böyle bir görüşe yer yoktur. Dahası Atatürk'ten böyle bir saptamayı beklemek, Ata- türk'ü "zerre" kadar anlaya- mamanın bir göstergesidir. Bilindiği gibi, Atatürk'ün di- ne saygı üzerine, dinin değeri hakkında pek çok deyişi, söy- lemi vardır; bunlar birçok ko- nuşmasında, seslenışınde yer almıştır. Ama Söylev'de daha çok di- nin dünyasal yaşam alanın- dan, siyasal yaşamdan ayn tu- tulması gereğinden özellikle söz edilir. Atatürk, Cumhuriyetin ila- nından az önce Izmit'te gaze- tecilerle yaptığı bir konuşma sırasında, "Yeni devletin dini olacakmı" sorusuna henüz is- tediği yanıtı verememenin kendisini ne denli üzdüğünü, hele 1924 Anayasası'nın ikin- ci maddesinde yer alan "Tür- kiye Devleti'nin dini, Islam di- nidir" tümcesini ne denli an- lamsız bulduğunu aynntılı bir biçimde anlatır Söylev'de. (s.523) Aynca halkı da görevlendi- rerek bu saptamanın anaya- sadan çıkanlmasını şöylece is- ter: "Ulus, anayasamızdan bu gereksiz terimi ilk elverişliza- manda kaldırmalıdır!" (s. 524) Dini milletin çimentosu ola- rak gören bir lider, dinin ana- yasadan çıkanlmasını ister mi? Bilindiği gibi bu isteği yakla- şık altı ay sonra 10 Nisan 1928'de gerçekleşecek, ulu- sun temsilcileri TBMM'de bu maddeden "Devletin dini, Is- lam dinidir" tümcesini çıkara- caklardır. 5 Şubat 1937'de de bu ikin- ci maddeye laiklik" ilkesi gi- recektir. Bu, Atatürk'ün varmasını is- tediği temel hedefti; yapılan devrimleri birbirine bağlayan ilkeydi laiklik; dolayısıyla halkın dünyasal yaşamının dokusuy- du yani çımentosuydu laiklik. 1923 Devrimi'ni bu doruk noktasına doğru adım adım yürüten bir önderin, dini, mil- letinçimentosu olarak görme- si nasıl düşünülebilir? Söylev (Nutuk), TürkDil Kuru- mu Yayınlan, 1974, 6. baskı. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak(ayahoo.com.tr j ÇİZGİLİK KÂMİLMASARACI kamilmasaraci • mynet.com BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI bulutbebekin hotmail.com HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA BÎLGÎN hayatepikıo mynet.com ŞtŞLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Savı- 2005 2180 Da\acı Umran Demırat tarafından açılan vası tayını davasının yapılan açık yargılaması sonunda- Sıvas ılı, Snas Merkez ılçesı. Yıgıtler köyü cılt no: 38 hane no: 8"de nüfusa kayıtlı bulunan Mehmet Aü ve Munıre'den olma 26 06 1924 doğumlu Ahmet Demırat, hastalığı nedenı ile vesayet al- tına alınarak kendjsme aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan Memet Raşıt ve Münvet"ten olma 02 09 1930 doğumlu eşı Ümran Saadet Demırat \ası olarak tayın edılmiştır Ilanolunur 13 12 2005 Basın 59413 İSTANBUL1. tFLAS DAİRESİ'NDEN İFLASEV KAPAITLDIĞINA DAİRILAN Dos>aNo 2004 12 tstanbul Aslıye 6 Tıcaret Mahkemesı tarafından 2003 1249 Esas sayı ile 18 05 2004 tanhınde ıflasına karar venlen müflıs tasfiye halınde Kına- cı tnşaat Sanayı ve Tıcaret Ltd Ştı. hakkındakı karar aynı tıcaret mah nın 01 12 2005 tanh. 2005 276 Esas. 2005-843 sayılı karan ile JJK'nun 254 maddesı eereömce kapatılmıştır IIK'nun 166 maddesı gereğınce ılan ve teblıgolunur 14.12 2005 Basın 59456 ABD ELCtLîSlNDEN BtR HEYET, AKP7E "ÎÇKÎ YASAÖI'NI SORMUŞ: TARİHTE BüGÜN MÜMTAZARIKAN lûAmUk ınctcmumtaz-arikan. com [ADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2005 389 Vas Tayını MaWcememızce venlen 22 11.2005 tanh \e 2005 389 E 2005 864 K sayılı karar ıîe Mehmet ile Zehıa oğlu 1913 doğumlu Hüsmen Emıroğlu T\1K 405 maddesı gereğınce vesayet altına alınarak kendısıne oğlu 7.6.)951 doğumlu Abdullah Saım Emıroğlu vası olarak tayın edılmiştır J2 11 2005 Basm 59608 SAINT-SABNS'IN MÜZ/ĞI 1321'tf£ BUGÜfJ ÜMLÛ &ZAUSIZ eeSTSCİSİ CAMILLS 36 H4ŞTA/M ÖCbÜ. SAtNr-SABUS, SeÇ &/& A/taz/KÇ(y& AMA, oe&iuuisi otAu PGK AZ SAY/CA yAPtT- l/eKMiÇTİ. VE8JMLİ 8İfZ 8ESTBCİ OC AA4DOÎ " Of>0iAS( ODA KARNfi VAU " iSE ÖLÛMÜMOEtJ SOA1ISA Ptf£İLEBıL.MlŞT/- Samson ile. Oabfa BAKIŞ AÇISI GÜKBÜZ ÇAPAN İmkânsızAşkların Hüziinlü Sonu... Kadına uygulanan şiddetin ne kadar yaygın oldu ğunu her geçen gün yeni bir vesileyle daha iyi anfr yoruz. Yalnızca Istanbul'da 2005 y?lı içinde 2 bir 941 kadın şiddete uğradığı için valiliğe başvurmuş Töre cinayetleri, aile karan ile öldürülen genç kızlan- mız yanında kamuoyunun bildiği isimler de bir bir açıklıyor şiddete uğradığını. Şıddeti içselleştirmişiz... Bazı kadınlanmız tek çareyi kadın programlanna sı- ğınmakta buluyor. Televizyon programlannın sonra- sı ise daha büyük bir trajediye dönüşüyor. Şöhret- li kimselerin yaşadıkları şiddet, şiddet olgusunu bi- raz magazinleştirse de "Ya benimsin, ya toprağın" türünden bir ilkelliği topluma yayar aynı zamanda. Oysa Nâzım, "Sen elmayı seviyorsun diye, elma da seni sevmek zorunda değil" der. Ne yazık, Nâ- zım'ın bu felsefesi değil de "Ya benimsin, ya toprâ- ğın" ilkelliği yaygındır bizde. Yaşamın pek çok alanı da bu anlayışa göre biçimlenmiştir. Ya benimsin, ya toprağın sözü acaba nereden ge- liyordiyedüşünürken aklımaDaphne ileApollon'un öyküsü geldi. Efsaneye göre; Zeus'un oğlu Işık Tannsı Apollon, Peneios Irmağı'nın kenannda genç ve güzel bir kız görür. Bu eşsiz güzelin adı Nmphyaiı Daphne'dir. Bu güzel kız, Apollon'un içinde arzular uyandınr. Onun- la konuşmak ister.Ama Daphneerkeklerlebirfikte ol- mak istemediğinden Apollon'un niyetinı anladığında ondan kaçmaya başlar. O kaçar, Apollon kovalar. Çapkın tann birtaraftan seni seviyorum, diye bağınr. Daphne ise tannlarla sevişen kadınlann başlanna neier geldiğini bildiği için korkuya kapılır ve kaç- maya devam eder. Apollon'a gelince, bu güzel peri- yi mutlaka yakalamak istemektedir. Aralanndaki me- safe gittikçe kısalır ve bir an gelir ki Daphne, Apol- lon'un sıcak nefesini saçlannın arasında duyar. Artık kurtuluş imkânı kalmadığını anlayan Daphne, birden durur ve ayağı ile toprağı kazıyarak şöyle bağınr "Tannm beniağaç et!" • • • Bu içten yalvanşın ardından Daphne organlannın ağıriaştığını, odunlaştığını hısseder. Göğsünü gri bir kabuk kaplar, kokulu saçlan yapraklara dönüşûr, kollan dallarhalinde uzar, körpeayaklan kök olup top- rağın derinliklerıne dalar, bir defne ağacı oluverir. Bu manzara karşısında şaşıran Apollon, Daph- ne'nin ağaç oluşunu hayret ve üzüntü ile seyreder. Sonrada sanlır ve sert kabuklan artında hâlâ çarp- makta olan kalbinin sesini duyar ve şöyle seslenir - Daphne, bundan sonra sen, Apollon'un kutsal ağacı olacaksın. Osolmayan vedökülmeyen yaprak- lann, başımın tacı olacak. Değerli kahramanlar, sa- vaşlarda zafere ulaşanlar, hep senin yapraklannla alınlarını süsleyecekler. Şarkılarda, şiirierde adımız yan yana geçecek. SonuçtaDaphne,Apollon'un ofmaz, toprağın olur. Bir tannya karşı koyamayacağını düşünen Daphne, trajik bir biçimde ağaca dönüşür, ama ağaç olduk- tan sonra da yine Apollon'un kutsal ağacı olmaktan kurtulamamıştır. Yapraklan Apollon'un tacını süsle- miş, zaferler defne dalıyla ödüllendirilmiştir. "Ya benimsin, ya toprağın" anlayışı ya da histe- ri hali, kuşkusuz yalnızca kadın-erkek ilişkilerine ege- men değil. Bu anlayışın başka pek çok alanda teza- hürü var. Siyasette, medyada, yaşamın hemen her alanında. Bazen mücadele gücünü kendinde bula- mayanlar Daphne gibi suskunluğu seçiyorfar. Işte kokulu ve solmayan yapraklanyla defne ağacı, bana bu çaresizliği ve hüznü anlatır. Birbaşka hikâye: Kadiri tarikatında büyümüş, der- vişlik makamına ulaşmış Velid, Gürcistan'da Müslü- manlığı yaymaya gider. Gürcü kralının kızı Tamara'ya âşık olur. Tamara kılığını kıyafetini beğenmez dervi- şin. Bizimki de saçı sakalı keser, kıyafeti düzettir. Ço- banlıkyapmayabaşlar. 5-6 yılsonraşeyh haberala- mayınca 4 derviş yollar. Gelirler ki bizimki tebdil-i kı- yafet. Dervişlik de bitmiş. "Şeyh seni çağınyor..." derier. BizimkiTamara'dan aynlamaz. KafDağı'nın en yüksek yerine çıkar, "Ya Allahü Kebir, canımı al, yâ- rimialma..." diye başlaryalvarmaya. Tamara'yla ku- caklaşırlar ve o yalvanşla taşa dönerler. Allahüekber Dağlan ismini buradan alır. O taş heykel hâlâ orada durur. ölümde bile aşkın ölümsüz anıtıdır. Aşklan ar- şa yükselirken bedenleri taşa dönüşür. İmkânsız aşkJar taşa ve ağaca dönüşmüşler. Defne dikin bahçenize, heykel yaptınn... Hüznünüzü içinize, sevdanızı yele verin! gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 7379 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDA.\ SAĞA: 1/ Kestane ya da findık çu- buklanyla örü- o len iki kulplu sepet 2/Dövül- müş et, bulgur ve soğanla ya- pılan ızgara köfte... Doğu ve Güneydoğu 8 Anadolu'dako- nar-göçerlerin kıl çadırlanndarı olu- şan yayla yerleşmesi 3/ "Güzel güzeldir" 2 örneğinde olduğu gibi, aynı içeriği aym an- lamdaki türlü sözcük- lerle anlatma. 4/ Tarla sııun... Afrika'da bü- yükbaş hayvanlarda görülenuykuhastalığı. 8 5/ Izmir'in Kemalpaşa 9 üçesinın eski adı... Islamlıktan dnce Kâbe'de duran üç puttan bıri. 6/Mersın ilınin eski adı... Radyum elemen- tininsımgesi. 7/"Bizkimseye--tutmayız/Kamuâ]em birdir bize" (Yımus Emre)... Trabzon ilinde bir yayla. 8/Yat lımaru. 9/Bırinin ardından gelip onun yerine ge- çen kimse.. Kuyruksokumu. YUKARIDAN AŞAĞfiA: 1/Üzerinde ikiden fazlafindıkbuJunan dal. 2JDûşünü- lenin tersini söyleyerek yapılan ince alay... Kinaye 3/ Adıyaman'ın bir ilçesi.. Bir müzik parçasrnın son bö- lümü. 4/Bilgisayarda, üzeri tıklanan küçük simgelere verilen ad... Birnota 5/Dolambaçh, eğri büğrü, çapra- şık. öf'Kımuzı mercımelde yapılan bir türçorba. 7/Al- tay Türklennde şarkı, hirkü... Sıgırlarda göriilen bula- şıcı bir hastalık. 8/ "Geceyse ay hemen tazeler —'leri" (Cemal Süreya). 9/Tantal elementinir^simgesi... Sac^s- tünde pişen yufkayı çevirmeye yarayan yassı araç.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle