19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MUKİYET SAYF 1] Yeni Milliyetcilik... TYasan Cemal'in anılannı okudum. Cumhuriyet JLM. gazetesinin dünyasına ilişkinfazla bilgisahibi olmadığım içîrt yazdıklannı değerlendirmek bana düşmez. Ama bir hissimi ifade edeyim: "Armut dibine düşer" diye bir atasözümüz var. Bu kitap sanki o sözün abidesL Hasan Cemal, biliyorsunuz İttihad Terakki'nin üç sacayağtndan biriolan merhum Cemal Paşa 'nın torunu. Paşa 'nın hatırattnı okuduğunuzda da onurt nasıldışlandığını anlattığınt, Enver'den ve falat'tan yaka silktiğinigörürsünüz- Özet: "Oradaydım ama »nlardan sayılmam "dır. Paşa tttihatçı çekirdeğin kendisini içe •Jndiremediğini, iyi şeyleryapmak istediğini ama '.jtgellendiğini, olan kotü şeylerde de dahli olmadığım söyler. *=tadikal- 14Aralık2005) YAĞMUR ATSIZ Hasan Cemal, Dany Le Rouge ve Sair Hususa Dair TTayır, Hasan 'ın kitabmı görmedim ama ilginç oldu- i i ğundan eminim. Benim dikkatimiçeken nokta, belirli bir mekanizma bir düğmeye basar basmaz nasıl bütiin çarkların aynı amaca hizmeten dönmeğe başladığu Bâbı- âli tuhafdır. Bitmeden yerdiği gibigörmeksizin övmek de mahirdir. "Görülen lüz.ûm üzerine ve ikinci bir emre ka- dar"derken bunu kastediyorum, Hasan acaba "Cumhu- riyet "in Genel Yayın Yönetmeni olarak 1981 de benigazete- den kovduğunu da anlatmış mı,yoksa es migeçmiş? Belki bilen birkaç dinozor hâlâ kalmışdın 12 EylüVden sonra Der Spiegel'de yazdığım Evren Cuntası'nın Kemalist memalist olmadı- ğına, çiinküAtatürk 'ün askeri aktifpolitikadan kesinlikle menetti- ğine dair bir makaleden ötürü Mütegattibe Generaller'in verdiği emir üzerine işimden atıldım. Bu emri bana tebliğ etmek de biçare Hasan 'a düştü. (Halka ve Olaylara Tercüman - 9 Aralık 2005) UMUR TALU Gazeteci Amları / 'nsan, geçmişteyaşadığını, tanık olduğunu, yapıpyap- madığını "ytllar sonra"hangi zaviyeden hatırlayabilir? Insan, "putları "nı kırarken, kendini nasıl zeytinyağı gibi çıkartabilir; "anıtlar"ını parçalayıp "anılar" halindepa- zarlarken, kendini "aktif aktör"olmaktan çıkanp nasıl "objektifgö'zlemci"diye tayin edebilir. Ve en önemlisL. İn- san yahutgazeteci-insan, "bir zamanlar doğru buldu- ğu "nu yahut doğru bulmasa bile "boyun eğdiği"ni veya boyun eğmese bile "açık ve kesin itiraz etmediğV'niyıllar sonrayerin dibine battrırken, kendini o çamurun içinden tertemiz nasıl çıkanp atabilir? Genel veyaygın bir tavır, "özeleştiri"adı altında "kendigeçmişi"ile hesaplaşırgibiyapar- ken, astında "başkalan"na geçirir. "Geçirmek" amiyane oldu ama, yerindedir. O "geçirilmis geçntiş" iistünden de, aslında bu- gün de "kendisigibi olmayanlar"aşeyyapar. Çiinkü, geçmişte, iş- te gençlikfîlanfılan birazyamlan kendisi, bugün nihayet ve çok- tandır ii doğrular"ı bulmuştur. (Sabah - 7Aralık2005) 4/ımetTan'agöreHasan Cemal'in Idtabıyaztnakiçinyülarca beklemesinin nedeni: Bu kez gelen, gefçekten ilham! imdı ioruyorlar: - Hasan Cemal'in, Ahmet Tan'a en küriik bir dokundurması yok... Sana le oluyor? Dognı Bir tek yerde o da başkasına söyleftığı do- lylı bir yalanfcanç,bana en küçük bir saldı- sı yok. (Onur -da tek taşla YaJçın Doğan'ı a vurmak ûzeır, son anda "katjalaruu esir- emeyen" sevjilı yazı müdürü arkadaşı ta- rfındarı eklendgı anlaşılıyor.) Zaten kıtapta bendenızden de çok şükür alih Rıfkı Atgy'dan, Vehbi Koç'tan veya tauf Denktaş an bahseder gıbı söz ediyor. lelkı de beıu fnlâ mılletvekilı, hâlâ "doku- ulmazlık sah±»i" falan sanıyor. Malum, Cemd'ırı herkesçe bılınen özelli- i af ırlığıdır Bana olan şu; Bu gazetede muhabır olarak çalışmaya aşladığımda 2i yaşındaydım O günlerde dcğıl Cumhuriyet'te muhabir larak çalışanlai, okuyanlan bile punduna etinp çıvıli sopa ile dövüyorlardı. Genç ve ı d e ^ i z olanlar her kanlı olayda Anado- j'ya göndenlnordu. Günlerce aılelenyle aberieşemıyorîırdı. Ben de onlardan bıny- inı. Hasan ıse > yıllarda Pembe Konak'ın ölgeande, ması başında başlık atıyor, ha- er özrtliyor ve lelli ki Cumhunyet'ın genel ayın müdürü olacağı günlenn hesabını ya- ıyordu. Şiroiı dalgasm geçtiği Şeker Abilerine, nlanı eşlenne şrrin göriinerek, onlann söz- e "açıklanm-zıaflannı" haber yazar gibi ünlüçüne kaydcdıyordu. Hayıtında hıç nuhabırlık yapmamıştı. Bu aınlükler sayesınde muhabırlik alıştır- oası \apıyordu. Gerçek muhabirlığe geneJ ayrn nüdürii veköşe yazan olduktan sonra aşlad ••• Cunhunyet'ıneksıkleri çok. Birtere,artık onun gibi yazarlan yok. ,\IK en temel eksıği şudur: Gaz;te olarak, ahır zaman gazeteciliğıne ır \vfû uyum sağlayamadı, Ovs günümüzde o bıçim magazin haber- bır realıte var; ki çok sattınyor. ftğın, kameıalı cep telefonu ile uygun- uz bıcmde gündeme gelen manken kızımız «am2 Özçelik'ın haberlerinı Cumhunyet ep audı. Ge& romancırmz Tuna Kiremitçi ile kö- ?ya2îiîclâlAydın'ın "ileri derece" diye çıkJaian arkadaşIıkJannı hiç haber yapma- ı O\sıbu gazete Sanat - Edebiyat habercı- ğındBabıâli'nın öncüsüdür. .\iB.bır kitapla patlak veren bu "aşk"a da iyıtakalamazdı. Çijraij bu da bir aşk ilişkisi... ÖteÜerden tek farkı biraz çarpık, bıraz plaıriı fazlaca takıntıh olmasıydı. Estfc falan katiyen kusur sayılmaz. "defosu" var: Bin.trli... Vtair. elinde biiyiiyüp yetıştiğı ınsanla- kaı-çapık duygular, hisler sergılemenın takcbu. tiji^ığine göre aşk 32 yıl önce başla- j U,ı önce bitmışti. Ama bütiin çarpık t "aşklar" gibi hâlâ devam ediyor- 4 0 günlerde değil Cumhuriyet 'te muhabir olarak çalışanları, okuyanları bilepunduna getirip çivili sopa ile dövüyorlardu Genç ve kıdemsiz olanlar her kanlı olaydaAnadolu 'ya gö'nderiliyordu. Günlerce aileleriyle haberteşemiyorlardu Ben de onlardan biriydim. Hasan ise o yıllarda Pembe Konak'ın gölgesinde, masa başında başlık atıyor, haber özetliyor ve belliki Cumhuriyet'in genel yayın müdürü olacağı günlerin hesabını yapıyordu. Şimdi dalgasını geçtiği Şeker Abilerine, onlann eşlerine şirin görünerek, onlann sö'zde u açıklannı- zaaflarını" haber yazar gibi günlüğüne kaydediyordu. Hayatında hiç muhabirlikyapmamıştu Bu günlükler sayesinde muhabirlik alıştırması yapıyordu. Gerçek muhabirliğe genel yayın müdürü ve köşeyazan olduktan sonra başladu cx:uklar, kâgıt mendıle yönehnese- sLcbi gazete satsalar sokaklarda şöy- sğp;eklerdi: kfrc<x)r...Hasan Kaya Cemal'in - Cum- \m huriyetgazetesiyle olan aşkını yazıyooor!.... Her ıçine kapanık âşık gibi o da, derdıru ummana değil, günlüklerine dökmüş. Yazı yazmayı, röportaj yapmayı tam bece- rememiş, yardım istemış.. Yardım etmışler ama arkasından alay da etmışler. O da pen- ceresız odasına kapanıp kaydettikçe kaydet- miş Ak akçe kara gün için ıse, kara kaplı gün- ce ne ıçin, hangi gün içın!... Beklemış beklemış... Nihayet "G" günü gelmiş. Kendisini "sevdiği ile baş başa bırakma- yan", bir tiirlü huzur vermeyenler tek tek öl- meye başlamışlar. Başını ağntanlar başta Nadir Nadi, Berin Nadi, arkadan Uğur Mmncu... Aradan koskoca 13 yıl geçmiş. Bakmış kı, Ilban Selçuk'un da, canını sı- kan ötekılenn de öleceği falan yok. Vakit de ılerlıyor. Kendi yaşı da geldı geçiyor. Önümüzdekı Ocak ayının 28'ınde 62 yaşına basacak. Çıkarıyor kara kaplı gunlükJerinı, bır bilet alıp koşuyor Hint Okyanusu'nun en cennet köşesı diye anılan Maldiv Adalan'na... Içınde, ıçın içın tam 32 yıldan beri kavrul- duğu cehennem ateşıni söndürmek içın bun- dan daha ıdeal yer olamaz. Cehennem ateşı onun için hep anahtar söz- cük oldu. Kıtabına da zaten kendini en iyı tanımla- dığına inandığı bır sözle başlıyor: ".... Cehennem ateşini bir kova suyla söndûrmeye çalışan bir melek..." Bu "meleğe" elbette bır ko\a su yetmeye- cek! "Cumhuriyet'i çok sevdiğini" anlatmak içın Hint Okyaqusu'na koşması bundan... O günlerde kameralı cep telefonu keşfe- dilmemişti. Bu yüzden Cemal'in günlükleri görüntü- süz. Gazetenin Başyazan NadirNadi 'nin ame- liyatlardan ve geçydığı felçten sonra kullan- dığı "plasrik çiş kabı'''nı da, gazetede kımin kiminle "fingirdediği"nı de, ya da aşk yu- vası olarak Başbakanlıkta kımın evının kul- lanıldığıyla ilgili üst düzey gazetecılık bılgi- lerini maalesef Cemal'in kamerasından de- ğil kalemınden öğreniyoruz. An şu Japonlar, keşke ellennı çabuk tuönu^ olsalardı.. Meydan Gökhan'lara kalmasaydı Asansörkapısında, perde arkasında, sade- ce ikı kişınin bulunduğu odalarda kaydettığı sahnelerle süslü "... çok sevmiştim!.." kıta- bı şimdi CD veya DVD ile satışa sunulabıl- seydı. Yemin edenm kı, "Cemal - Cumhuriyet Aşkı" Gamze - Gökhan beraberlığinden da- ha da $enlikÜ olacakü. Ama yine de fena sayılmaz. Internet âle- minin sicilini tutan Google'a "Hasan Ce- mai - Cumhuriyet" diye gırenler tam 87 bin 500 ayn yerde bu sözcüklerle karşılaşacak- lar. "Manken kızımız Gamie - ile eski bas- ketçi Gökhan "la ilgili kayıt sayısı ise sade- ce 14 bin 400'de kalmış. Dgide tavan yapmak böyle olur. ' t • • • Yine de Cemal'in ıleride yazacağı anı ki- taplardan umudu kesmemek gerek. "Hasan - Sabah beraberüğinin gizleri" ile "Hasan - Milli\et birlikteliğinin esra- n " Bu iki gazetenin başı kel mi7 Yen gelmişken önemlı bır hususu da ışa- ret etmekte yarar var. Gizlı kameralı Gökhan Demırkol'un a\Tikatlan, bızım Cemal'in ki- tabını emsal göstenrlerse ılk duruşmada mü- vekkillerini beraat ettireceklerdir. Bütün mesele, sayuı avukatlann bıraz ce- za ıçtihat karan kanştırmalanna bağlı. "Gizli güncecilik" ıle "gizli kameracıJık" arasında eylemın özü bakımından bir fark bulunmadığmı mah- keme mutlaka kabul edecektır. Bılındiğı üzere ceza hukuku, fiilin bıçıminden çok failin "niyeti"nı dikkate alır. Kalemle yapılan "hince tasvirler" kamerayla yapılan "ince kayıtlar" arasında kanun bir fark gözetmeyecektir. •*• Şimdi Hasan'ın seveni sevmeyeni sorup duruyor: - Bir ınsan 19 yıl nasıl düzenli olarak gün- ce tutar? Bu soruyu meşruhatlı olarak Hür- nyet'te meslektaşmıız Ayşe Arman da "o Uk gün" Hasan'a sordu: - Berum bıldığım, sadece hamıle kadınlar- la, genç kızlar günlük tutar. Pekı sız neden tuttunuz? Sız hıç hamıleliğı 19 yıl süren bınnı duy- dunuz mu? Ya da genç kızlığı 19 yıl artı 13 yıl devam eden bırini gördünüz mü? Peki, neden 19 yıl ve üstüne de 13 yıl bek- ledi? Bu olsa olsa bir yazarhk hazırlığı olabılır. Artık Tann'mn hıçbir kulu veya Babıâh'nin herhangi bir kurdu çıkıp da Hasan'm kitabmı da başkası yazdı diyemez Bu kez gelen, gerçekten ılham! Işın tuhafı, aynı ılham bana da gelmiş bu- lunuyor... YARIN: Hasan kaçtı mı, terk mi etti? Ben Hasan Cemal'i Hep SevdimL HINCAL ULUÇ Cumhuriyet'i sevmiştim" dıyor Ha- san Cemal ve daha kıtabının adıyia ar- tık sevmedigını. bıraz kanştınnca da nefret ettığını anlıyorsunuz Nefret neden 0 Hasan Cemal Mülkıye de bızden küçük ama, Gagann Hasan adıyia okulun popülerlennden Tanışınz. Gazetecılık mesleğı daha yakınlaş- mamıza sebep oldu Yıllar önce llhan Ağabey ve Oktay (Kurtböke), onu Cumhunyet'ınAn- kara temsılcısı yapınca ıyıce bır araya geldik. Ben her salı, cuma Cumhunyet'e yazıyonım. Hasan, ışe başladığınuı haftasında benı bir köşeye çektı "Hıncal" dedı "Oktay'asöy- le.. Benim hedefinı bir gün Cumhunyet'e Genel Ya>ın Müdürü olmak. Ama Oktay o makamda oldukça, aleyhine tek barekerim olmaz. Bunu bilsin. O bırakfığı gün hareke- te geçerim.." Oktay'aanlamm Yüzünde bır tebessüm be- lirdı, bır şey demeden Oktay aynldıgene yıllar sonra Ve Hasan he- definı buldu Cumhunyet'eGenelYayın Müdü- rü oldu Nefretın sebebı bence bu. Oynarken bozduğu oyuncağı elınden aluıınca öfkelendı Öfke gıderek nefrete donüştü. Anılannı yazarken hırslanna, öfke ve nefret- lenne mağlup olmasını Hasan'a yakıştırama- dım Hele hele bugun hayatta olmayanlan, ce- vap verme şansı bulunmayanlan da sıraya sok- ması ayıp Doğan Grubu kıtabı bahane edıp savaş açtı, Cumhunyet'e ve llhan Ağabey'e Bır yerden emır almış gıbı Kıtaba asla yanıt vermeyeceğinı daha ılk gün açıklayan llhan Ağabey, bu "Bir yerden emir almış gibi" saldırının üzenne gittı Kendi sıfatı Cumhunyet'uı imtıyaz sahıpli- ğı idı Doğan Grubu'ndakı muhatabı da doğal olarak, grubun patronu Aydın Doğan olacak- tı Ona hıtaben bir açık mektup yazdı Bıryerden emır almış gibi hareket eden grup gazete ve yazarlan hemen ağlamaya basladılar. "Bizi patronumuza şikâyet ediyor" diye Oysa hem usul (patrondan patrona) hem de esas olarak doğruydu, llhan Ağabey'ın Aydın Doğan'ı muhatap seçmesı Cumhunyet ve llhanAğabey'ın üzerine tüm grup ve destekçilerinın a>Tiı günde saldınya geçmesındekı esrar çözülemedı. (Sabah-13Aralık 2005) Hasan cemal'in kaleminden T^ TadirBey aradı telefonla (21 Ha- /%/ ziran 1987). Dünkügazetenin JL T tepesindekifotoğrafı çoksevmiş. "Gerçekten çok anlamhydıfotoğraf.İki serseriyiAtatürk'ün altına koymuşsun" dedl NadirBey 'in serseridediğiikikişi, Türk veİran Başbakanlan Özalile Mu- savi'ydl Bu iküiyiEsenboğa Havalima- m 'ndakiAtatürk resminin altında otu- rurkenyakalamıştıRıza Ezer. Fotoğrafin altında, İran Başbakanı'mnAnıtkabir'i ziyaret etmediğidebelirtilmişti ÖZÜR - Cumhuriyet'in dünkü 11. sayfasında Yalçın Doğan'ın çaiıştığı gazete Hürriyet yerine Milliyet olarak çıkmıştır. Düzeltir özür dileriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle