19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2005 CUMARTESİ İNSANHAKLARI Prof. Fincancı, tüm dünyada 'terörle savaş' adı altında kötü muamelenin yasallaştığını söyledi 'îşkence meşrulaştınlıyor'HİLALKÖSE Bugim Insan Haklan E\Tensel Bil- dirgesi'nin kabulünün 57. yıldönümü. Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fa- kültesı Adli Tıp Anabilimdah Başka- nı Prof. Dr. ŞebnemKonır Fincancı, ABD'nin işgal hareketlenyle birlik- te, bütün dünyada ve ülkelerde ınsan haklan ihlallerinin olağan hale gelme- ye başladığını söyledi. îşkencenin, "terörle savaş" adı al- tında çıkanlan yasalarla meşnılaşh- nldığına, uygulama alanlannın de- ğiştiğine dikkat çeken Fincancı, tn- giltere'de gözaltı sürelerinin uzadığı- nı, baa yöntemlerin işkence kapsa- mında sayılmayacağı yönünde açık- lamalann yapıldığına işaret etti. Türkiye'de, gözaltı sürelerinin kı- salnlması, adli muayenelerin daha et- kin hale gelmesi gibi görece iyileşme- lerin olduğunu söyleyen Fincancı, "Ama bunlann dışındald alanlarda • Dünya însan Haklan Günü, her yıl olduğu gibi yine savaşlann, işkencelerin gölgesinde buruk bir şekilde kutlanıyor. ÎÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilimdah Başkanı Prof. Fincancı, ABD'nin işgal hareketlenyle birlikte tüm dünyada insan haklan ihlallerinin arttığına dikkat çekti. Fincancı, AKP hükümetinin insan haklan konusunda içten ohnadığını ve dışa bağımlı bir politika izlediğini kaydetti. hak ihlallerinin çok daha ağır boyut- larda sürdüğünü bflhuruz" dedi. Fin- cancı, yasal, toplantı ve gösteri hak- kını kullanan insanlann şiddete ma- nız kaldıklannı, bu uygulamanın da devlet şiddeti olarak göz önünde ol- duğunu kaydetti. TOPLUMSALLAŞMA ÇABALARI ARTTIRILMALI1 Postmodernist bir dönemde herke- sin, her şeyin mümkün olduğunu dü- şünmeye başladığını, bireyci bir yak- laşımla dünyayı değerlendirdiğini vur- gulayan Fincancı, şöyle devam etti: "Dünyada son dönemde çıkan ara- ba modelkri bile insanın toplumsal iüşkisini, kimüğini tannnlayKi nitetik- te. Opel'in çıkanuğı bir model var. Arabanın içine sadece bir kişi sığabt- B>or. Park yeri sorununu çözsün diye Avrupa'da yaygm kuDanılıyor. Bence İnsanin m» kariaryahıiTİaştınMıgının, atomize edikliğinin bir göstergesi" "tnsanlann, böyle atomize edihp tek başma bırakümışken ve bumı bir erdem sayarken topyekûn bir saldın fle başa çıkabilmeleri ne kadar müm- kün ohır? Bu yüzden kaygüryım" di- yen Fincancı, yeniden bir toplumsal- laşmaya gereksinim olduğunu, bu- nun için uğraş verilmesi gerektiğini kaydetti. Fincancı, *Epe\ skmühbirdönem- deyiz. 21. yüzyîl bunlan aşmaya çab- şacağımızbiryüzydolacak" dedi. Tü- ketimi özendiren, her alanı "kâr ala- m" olarak belirleyen sistemin, insan- lan yalnızlaştırmasının, onlan ele ge- çirmek için bulunmaz bir nimet ol- duğunu dile getiren Fincancı, "O ka- dar çok cephe var kL. İnsanlann bu- na karşı tek tek ayakta durmalan da oianakh değfl. Var olan birtakun de- ğerleri\enidenanınısatmakgerekiyorr ' diye konuştu. Türkiye'de ciddi sorun olan işken- ce konusunda görece bir iyileşmenin olduğunu buna karşın işkence uygu- lama alanlannın değiştiğini ifade eden Fincancı, "Sokakönemti bir alan ha- Kne dönüştü. Başka yöntemler kulla- ıuhyor_ Bu suç hâlâ cezasız kahyor.tş- kenceyi yapanların yanında, o emri verenlerin de orta>açıkanhp yargılan- masıgerekir'' dedi. Adli rapor düzen- lenme sayısındaki artışın işkencenin önlenmesinde büyük öneminin olu- ğunu dile getiren Fincancı, işkence uy- gulamasmda gerekirse bakanlıklar düzeyinde suç duyurulannın yapd- masının, sorumlulan ortaya çıkarma- sı açısından önemlı olduğunu kay- detti. ' AKP CÖSTERMELİK DÜZENLEMELER YAPIYOR' AKP hükümetinin insan haklan konusunda içten ohnadığını, dışa ba- ğımlı bir politika izlediğini söyleyen Fincancı, "AB insan haklan konu- sunda ne kadar içten degflse Türki- ye'deki hükümet de içten değiktir. Sa- dece göstermeKk düzeniemeier yap- maktadır. Ama o düzenlemelerin bi- zim yaraıianabileceğinıiz özellikleri de vardır. O düzenkmelerden de )*a- rarlanmalrvTz'' diye konuştu. Cumhurbaşltanrndan mesaj Sezer: İnsan hakkımı saygı uygarlık ölçütu • Sezer, İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin, tüm insanhğın taşıdığı ortak onunın başkasına devredilemeyecek haklarla güvence altına alınmasının, dünyada sağlanmaya çalışılan adalet ve kalıcı banşın temel öğesi olduğunu anımsattı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanı Ahınet Necdet Sezer, insan hak- lanna saygının, anayasada cumhuriyetin değiştirilemez nitelikleri arasında sayıldı- ğını belirterek "Cumhuriyetiıniz, insan haklanna saygı temelinde yükselnıekte, Türkiye'nin demokratikgelişimi ve hukuk düzeni, evrimini bu temel üzerinde sürdür- mektedir" dedi. Sezer,"Dünyatnsan Haklan Günü" ne- deniyle bir mesaj yayımladı. Sezer mesajında İnsan Haklan Evrensel Bildir- gesi'nin, tüm insanhğın taşıdığı ortak onu- run başkasuıa devredilemeyecek haklarla S u v e n c e a ' t m a alınması- nın, dünyada sağlanmaya çalışılan adalet ve kalıcı banşın temel öğesi olduğu anlayışından hareket etti- ğine işaret etti. Çağımız- ' da bir ülkenin "uygarhk . derecesi''nin insan hakla- ı nna karşı gösterdiği saygry- ^" I la ölçüldüğüne işaret eden J Sezer. insan haklannın, ar- j | tıktümçağdaşdemokrasi- lerin temelinde yer alan üstün değerler sistemi ol- duğunu ifade etti. Sezer, şöyle devam et- ti: "Çoğuku demokrashi benimseyen herül- ke gibi TürJdye de, bu süreçte ortaya çıka- bilecek eksikliklerini, yurttaşlanna daha iyi bir yaşam sağjama ülküsü doğrultusun- da hızla gklenneye kararbdır. Üikemizde in- san haklannın korunması ve getişririlmesi konusunda şimdiye kadar yapdan anaya- sal ve yasal çahşmalar, bu haklann daha da genişİetilebilmesi içüı gerekli demokratik ortamın güçlendirümesini hedefkmiştir.** Cumhurbaşkanı Sezer, mesajında insan haklan ve demokrasinin egemen olduğu ay- dınlık bir gelecek diledi. Avukat Hallt Çelenke ödül A. Necdet Sezer. TIHAK'tan etkinlikler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki- ye tnsan Haklan Kurumu (TtHAK), însan Haklan Haftası çerçevesinde bugün bir di- zi etkinlik gerçekleştirecek. Ankara Serbest Muhasebeciler Mali Mü- şavirler Odası 'ndald (ASMMO) etkinlikler saat 10.30'da TlHAK'ın Insan Haklan Gü- nü Bildirisi'nin okunması ile başlayacak. TÎHAK Başkanı VecihiTîmuroğlu'nun açış konuşmasıyla birlikte, avukat HaütÇeknk'e İnsan Haklan Ödülü verilecek. Etkinlikler kapsamında düzenlenecek açık oturumlarda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, gazetemiz Imtiyaz Sahibi tlhan Sel- çuk, Prof. Dr. Alpaslan Işıkh, Cumhuriyet Kadınlan Derneğı Başkanı Şenal Sanhan ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Bal- baydakonuşmacı olarak katılacak. TİHAK, Halit Çelenk'in yaşamöyküsüne ilişkin bir broşür ile Erdost'un "Şemdmli Röportajrnı konu alan birer broşür de yayımlayacak. îşkencenin istisnası olmaz' Dünya Insan Haklan Günü çerçevesinde Cenevre'de ortak açıklama yapan 33 BM uzmanı, insan haklannın "devredilemez haklar" olduğunu hükümetlere hatırlatarak"işkence yasağının istisnasının olamayacağını" bildirdiler. ABO, Guantanamo başta olmak üzere ülke dışındaki CIA sorgu merkezlerinde tutsaklara işkence yapmakla suçlanıyor. BM uzmanlan, ekonomik, kültürel, siyasal alanlan da kapsayan bütün insan haklarınm, bireyin başkalanna devredilemez haklan olduğunu belirtti. BM uzmanlan "hükümetlerin bu haklan, işlerine gelmeyince bir kenara atamayacakianna" dikkat çekti. 4 Kötü ıııuaıııele kayıt dışında 9 JİHV'nin işkenceyle ügili hazırladığı raporu açıJdayan Bakkalcı, kendilerine başvuran mağdurlann yüzde 91 'inin siyasi nedenlerden dolayı işkence gördüMerini söyledi StBEL BAHÇETEPE Türk Tabipleri Birliği 2. Baş- kanı ve Türkiye tnsan Haklan Vakfı (TİHV) Tedavi ve Reha- bilitasyon Merkezi Koordinatö- rü Dr. Metin Bakkalcı, 20O4'te TtHV'ye işkence gördüğü iddi- asıyla 898, bu yıl ise 635 kişi- nin başvurduğunu belirterek "Rakamlarda görülen düşüş, iş- kencenin azaldığuu göstermez. tşkence arük kayıt dışı yerlerde y'apıhjor'' dedi. TTHV'nın "2004 TedaviveRe- habilitasvon RaporuT 'nu açıkJa- yan Bakkalcı, anayasada ve ya- salarda yer alan bütün önlerrile- re rağmen Türkiye'de işkence ve insanhk dışı, aşağılayıcı muame- lenin veya cezalann hâlâ ciddi bir sorun olarak gündemde yer al- dığını kaydetti. Bakkalcı, rapo- ra göre, merkezlerine başvuran- lann yüzde 91.2 'sinin siyasi ne- denlerden, yüzde 8.6'sının da adli nedenlerden dolayı işkence gördüklerini söyledi. SOKAKTA GÖZALTI Aynca raporda, işkence gör- dükleri iddiasıyla başvuru ya- panlann, yüzde 58.5'inin sokak- tan veya başka açık bir alandan, yüzde 32.9'unun da evden gözal- tına alındığına dikkat çeken Bak- kalcı, şöyle devam etti: "Sokaktan veya açıkalandan gözaltma ahna oraıunın yiiksek- Bğiyle UgUi dene>imlerimiz, bu türuygulamalannkayitdışıgö- zalüna ahna uygulamalarun ko- laylaştırdığını göstermektedir. Başvuranlann son yaşadıklan işkencenin yapıldtğı yerin dağı- tamma baJaküğmda ise Istanbul, Adana,Izmir,DH'arbakır\«An- kara ilk siralarda yer ah>or. Gö- zalünda işkence görenlerin bü- yük çoğunluğunu erkekleroluş- rururken 19-25 yaş arası grup yaklaşık yüzde 50'lik bir dihmi oluştunıyor. Raporda gözaltma aluıan kişilerin davak. hakaret, göz bağL, öldürme tehdidi, soy- ma, uvTirmama, hücrede tehdit soğuk ortamda beklefme, ba- sınçh soğuk su, elektrik, tuvalet ihthacının engeDenmesi, cinsel taciz gibi işkencelere maruz kal- dıklan ortaya çıkü." AA'nın Strasbourg çıkışlı ha- berinde Avrupa tşkenceyi Ön- leme Komitesi (AİÖK) 16-29 Mart 2004'te îzmir, Aydın ve Gaziantep bölgelerindeki ceza- evi ve karakollarda yaptığı in- celemelerle ügili raporu dün ya- yımladı. Rapora göre de, Türkiye'de cezaevi ve karakollardaki işken- ce ve kötü muamele iddıalanna üişldn, önceki yıllara oranla azal- ma oldu. Raporda, Türk yetki- lilere bir dizi önerilerde bulunul- du. Raporda, "İşkence ve kötü muameleyi önlemek için genet- geler yaymılamamn dışında, il- giB personetin eğhimine de önem verflmesi" ısteniyor. İZMİR'DEKİ MESLEK ODASI VE STK'LER ' Yaptıklanyla kalıyorlar' tZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - tzmir Tabip Odası, Türkiye tnsan Haklan Vakfı Izmir Temsilciliği (TİHV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve tnsan Haklan Der- neği (tHD) tzmir Şubesi ta- rafından yapılan ortak açıkla- mada, insan haklanna yöne- ük yapılan değişikliklerin içe- rik açısından yetersiz olduğu ve uygulamaya yansımadığı belirtildi. Temsilciler adma açıklamayı yapan tzmir Tabip Odası Başkanı Zeki Gül, AKP hükümetinin "sıflr tolerans" söylemine ve TCK'de yeni düzenlemeye karşın işkence- nin insan haklan ihlallerinin başında geldigini söyledi. Gül, "20O5 yıhnın ilk 11 aymda tHD tzmir Şubesi'ne de, 260 Jdşi gözaltı sırasmda,21 Idşide cezae\inde işkence ve kötü muameleye uğradığı savıvla başvuru yapmışOr. Cezasız- hk hâlâ işkenceyle mücadele- de en önemB engeldir. 2005 yı- onda da işkence ve kötü mu- ameleden sorumlu pek çok kamu göreviisi, haklannda hiç dava açıhnaması, dava açüsa da beraatla sonuçlanması, ce- zalann erteknmesi va da da- va sürecinin kasıüı olarakuza- ühnası sonucu zamanaşmn- nauğramaagibinedenleriece- zasız kalnuşür'* dedi. ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ Tarhan serbest bırakılsın' Haber Merkezi - Uluslara- rası Af Orgütü, askerlik gö- revini yapmayı reddettiği ge- rekçesiyle cezaevinde bulu- nan Mehmet Tarhan ın ser- best brrakıunasını istedi. Af Örgütü'nden yapılan açıklamada, emre itaatsizlik suçlamasıyla Sıvas Askeri Cezaevi'nde tutulan Mehmet Tarhan'm sağlık ve güvenli- ğiyle ilgüi derin endişe duyul- duğu ifade edildi. Mehmet Tarhan'ın cezaevinde kötü muamele gördüğüne dair id- dialar bulunduğuna dikkat çeken Uluslararası Af Örgü- tü, Tarhan'ın itaatsizlik suç- lamasıyla iki kez yargılana- rak cezalandınlmasının, Tür- kiye 'nin de taraf olduğu me- deni ve siyasi haklar sözleş- mesine aykın olduğunu sa- vunuyor. Açıklamada, Tar- han'ın zorla fiziksel muaya- neye tabi tutuhnasuıdan en- dişe duyulduğu da belirtildi. Örgüt 9 Aralık'ı Mehmet TarhanTa dayanışma için 'uluslararası eylem günü' ilan etti ve Mehmet Tarhan'ın koşulsuz serbest bırakıhna- suıı istedi. Af Örgütü, vic- dani reddin yasalarla tanın- masını, askerlik hizmeti yap- mayı reddedenler için alter- natif sivil hizmet sağlanma- sını da talep etti. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Hasan Cemal Solcu muydu? 1967 yıhnın güz aylanndan birinde, Trabzon'daki Pi- yade Alayj'nın girişinde, Tuzla'da eğitim dönemini ta- mamlayarak yedek subaylık görevine başlayan asteğ- rnenler arasında ben ve Hasan Cemal de vardık... Bu ilk tanışıklığı unutmam olanaksız. Elinde W. Churchill'in anılannın Ingilizce orijinalinin kalın bir cil- di bulunan yakışıklı bir genç adam... Siyasal Bilgileröğ- renimi görmüş, bunlann yanı sıra da sportmen, futbol- cu... Almanca bildiğini de yine bu ilk tanışıklık sırasın- da öğrenmiş olmalıyım... İlk karşılaşmamızdan bende çok da sıcak izlenimler kaldığını söyteyemem. Aynı yaşlarda olmamıza ve 196O'lı yıllann fırtınalı günlerini Ankara'da yaşamış olmamıza karşın onunla o günlerde karşılaşmamıştık. "Dönü- şüm" dergisini çıkardığımızda "karargâh "ımız SBF kan- tiniydi. Bütün üniversitelerden bütün devrimci öğren- ciler birbirimizi tanırdık. Hasan (Kaya) Cemal aramızda yoktu. Bende kalan ilk izlenimler, onun iyi eğrtim gör- müş, fakat öğrenimini sanki tümüyle başka ülkelerde yapmış biri gibi kendi ülkesine yabancı bir kuşaktaşım olduğuydu... Bir süre piyade alayının bir yatakhanesinde birlikte kaldık. Okumaya sonsuz merakına orada da tanık ol- dum. Sonra o kolordu komutanlığı emir subaylığına atanarak, yani kollanarak, bizlerden aynldı... O günler- den anımsadığım, bir iki kez Türkiye îşçi Partisi Trar> zon ll Merkezi'ne üniformalanmızla girdiğimiz ve bir 30 Ağustos töreninde de başlanmızda miğferler, sıkı bir si- yasal tartışma yaptığımızdır... Konu tam olarak neydi, şimdi anımsamıyorum; fakat yanlış ya da eksik anım- samıyorsam eğer "sol" kavramıyla (ve belki dünyada- ki kimi uygulamalanyla) ilgili birtedirginlikyaşamaktay- dı. (Malazgirt'e sürgün edıleceğim emrinin Kara Kuv- vetleri Komutanlığı'ndan Kolordu'ya geldigini, sabahın erken bir saatinde bembeyaz bir yüzle evime gelerek bana haber verişi bugünmüş gibi gözlerimin önümde- dir...) O günlerin Hasan Cemal'i, benim için, okuyan, dü- şünen, fakat ülkenin sorunlanndan daha çok kendisiy- le, gelecekteki kariyeriyle meşgul biridir... • • • Temisten sonra Ankara'da karşılaştık. Onu Doğan Avcıoğlu'nun "Devrim"dergisinde çalışır gördüğüm- de şaşırmış, "Bedenine dedenin ruhu mu girdi?" di- yerek de takjlmıştım... Bence orada çalışması da bir inanç ya da ideoloji olgusundan çok, bir kariyer konusuydu. Gazeteci olmaya karar vermiş, belki de rastlantıyla "Devrim" dergisinde başlamıştı... Çünkü Trabzon'da- ki konuşmalanmızda Avcıoğlu'nun ("Devrim"der\ ön- ceki "Yön" hareketinin) yaklaşımına ilişkin herhangi bir eğilimi söz konusu değildi. Daha doğrusu, sol ideolo- jiye ilişkin, sözünü ettiğim muhalif ve tedirgin konumu dışında herhangi bir siyasal eğilimi olduğu söylene- mezdi. Şimdi damdan düşergibi "Devrim "ci olmuştu. Daha sonra da, bana kalırsa yine pek de beklenmedik biçimde "Cumhuriyet" gazetesinin tepesine oturmuş ya da oturtulmuş olması gibi... • • • önemli bir bölümü benim yurtdışında bulunduğum sürelere rastladığı için Hasan Cemal'in "Cumhuriyette- ki yöneticiliği konusunda fazla bir şey söyleyemem. Sadece, duyduğumda, tıpkı Avcıoğlu'nun dergisinde karşılaştığımızdaki gibi şaşırmıştım. O ne bir ideolog, ne gerçek anlamıyla meslekten bir gazeteci, ne dr "Cumhuriyetin mutfağında yeterince pişmiş olduğu söy- lenebilecek biriydi. Hangi birikimiyle, hangi donanımıy- la bu çapta ve değerde bir gazetenin en üst yönetici- lerinden biri, hattaen üsttekı yöneticisi olabilmişti? Ha- san Cemal'in bugünkü konumunun doğru bir değer- lendirilişi için, bu sorunun da açıklıkla yanıtlanması ge- rektiği kanısındayım. Hasan Cemal, kanımca, (yakın akrabası, değerii ya- zar Ahmet Cemal'in de "Yanlış Verilen Bir Hesap" başlıklı yazısında pek güzel belirttiği gibi) hak etmedi- ği bir yere çıkanldı ve oradan indirilişını (ya da inmek zorunda kalışını) olgunlukla ıçine sındiremeyişinin bir ne- deni de bunun bilincinde oluşudur. • • • "Milliyet"teki yazılan hiçbirzaman solcu olmamış bi- rinin yazılandır. Hasan Cemal'in neden gazeteci ve kö- şe yazan olması gerektiğini de anlayabilmiş değilim. Bel- ki öğrenim gördüğü alanda, güncel siyasetin dışında iyibiraraştıncıyazarolabilirdi. Fakat insanıanlamakko- lay değil. Herkesin içinde, dışandan görülemeyen nice tutku fırtınalan kopuyor olabilir. Hasan Cemal olgusu, tipiktir. Son kitabına kadar, onu yine de benzerlerinden farklı bir yerde görmeye çalışıyordum. Fakat (gazete- Ierdekı alıntılardan, kendisiyle yapılan söyleşilerdeki söz ve tavırlanndan sonra okumak konusunda en ufak bir istek duymadığım) son kitabıyla, "Milliyet"teki ya- zılannın da ötesine geçerek sadece "Cumhuriyet" ga- zetesinin değil Türkiye Cumhuriyeti düşmanlannın ek- meğine yağ sürmüş oluyor. llhan Seiçuk, Uğur Mumcu gibi Türkiye aydınlan- ma tarihinde en şerefli yere sahip düşünce önderleri- ne çirkef atma çabalanna gelince, buna ne onun, ne de medyada çöreklenmiş başkaca düşündaşlannın gücü yeter. Bu gibi kimselerin aydınlanma tarihimizdeki yerleri ise, sınırlı yetenekleri ve olumsuz kimlikleriyle, en fazla ve ancak, sahiplerine ne yazık ki hiç de onur getirmeye- cek bir dipnot olabilmektir. ataol [email protected] Faks:(0212)513 85 95 Emniyet sözcüsü çalışkan AİHM'ye491hak Malibaşvurusuyapıldı ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Emniyet Genel Müdürlüğü Söz- cüsü tsmail Çalışkan, Türkiye'de insan hakla- n ihlallerinin azaldığıru bildirerek konuyla ilgili olarak Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne 1977 yılından bugüne kadar 491 başvuru ya- pıldığını söyledi. Çalışkan, düzenlediği haftalık bilgilendirme toplantısında, Dünya tn- san Haklan Günü nede- niyle kurumda insan hak- lanna yönelik yapılan ca- lışmalan anlattı. Çalış- kan, "Yapriançahşmala- ra rağmen bazı göreviile- rimizin münferit de olsa bazı hak UüaDerinde bu- lunduğu görütanektedir. Bu davranışlan ile teşld- lanmızın prensipvepo- Htikalanna a> kın hare- ket eden görevhierimizin hakkmda adlive idariso- ruşturmalar yapılmak- ta,suçjubulunaniarceza- landırdmaktadır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle