Katalog

3 O KASIM 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET TiİV t 11\ I IIVII [email protected] Başbakan Erdoğan, kurumlarda 10, gelir vergisinde 5'er puanlık indirime gidileceğini açıkladı Vergi oranlanndaindirimANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Yayyip Erdoğan. kurunılar vergisınin yüzde 30'dan yüz- dBe 20"ye, gelır vergısinde alt dfclimin yüzde 20'den yüzde L 5'e, üst dilimin de yüzde 4W)'tan yüzde 35 "e indınlece- g^*inı açıkladı. Yatınm indınmi i«stisnası uygulaması da kaldı- ımlacak. Erdoğan. kurumlar v^ergisindeki indinmin. "çev- r c ülketerte rekabet ve küresel sıermaye olarak adlandınlan dboğrudan yabancı sennaye y-aonmlannı teşvik etmek a^nacryla" yapıldığını belırt- tâ- Kurumlar vergisı 2005 yıh bssşında da yüzde 33"ten 30'a iodirilmişti. Maliye Bakanı KemaJ Una- l o t a n da, TBMM "de gazeteci- yaptığı açıldamada yeni 7 Ocak 2006'dan itibaren yürürlüğe girecek yeni vergi oranlanna göre kurumlar vergisi yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilecek. Karar, "Türkiye'yi yatınmJar için bir cazibe merkezi haline getirmek, yabancı yatınmlan hızlandırmak" amacını taşıyor. Tr\^"urumlar vergisi içinde yer alan / y yatınm ındirimi istisnası -»• ^ - uygulaması kaldınlacak. Gelir vergisinde dilim sayısı 5'ten 4'e düşürülecek. En düşük oran yüzde 15, ikinci dilim yüzde 20, üçuncü dilim yüzde 27 olacak, en yüksek oran yüzde 40'tan yüzde 35'e indirilecek. / ndirim, kurum kazançlan üzerindeki vergi yükünün Türk yatınmcılar için yüzde 44'ten yüzde 34'e, küresel sermaye için yüzde 37'den yüzde 28'e düşürülmesini hedefliyor. Erdoğan, "Bundan sonra kayıt dışı kalanlar, en ağır şekilde cezalandınlacak" dedi. oranlaruı 1 Ocak 2006 tarihin- den itibaren uygulamaya ko- nulacağını bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, dün partisinin grup toplantısında yeni vergı oran- lannı açıkladı. 2004 yılında kurumlar ver- gisi beyannamesi veren mü- kelleflerin yüzde 60 "ının kâr, yüzde 40'ının ise zarar beyan ettiğini vurgulayan Erdoğan, 8.9 katrilyon liralık kurumlar vergisi beyanının yüzde 58'ininyalnızca lOOmükelIef tarafindan yapıldığını, bunla- nn 19'unun ise KİT olduğunu söyledi. Erdoğan, "Yalnızca 19KtT toplam verginin yûzde 31'ini beyan etmektedir. Be- vanname veren mükeOeflerin sadece binde 5"i toplam ku- rumlar vergisinin yüzde 82'si- ni oluşturan 7.4 katrilyon lira beyan etmişlerdir. Buna karşı- hkbeyanname vereıuerin yüz- de 46'suıa tekabül eden 210 bin mükeOefvergi beyan etme- miştir. Bu durum mükeOefle- rin büyük ölçüde kayıt dışı ca- hştığını ortaya koyuyor" dedi. Yapılacak değişiklikle ücret gelirleri ile diğer gelirler için uygulanan tarifenin teke, ge- lir vergisi dilimlerinin de 5 'ten 4'e indirileceğini belirten Er- doğan, "Bu sayede hem ücret geürlerinin tarife yapısı dünya uyguiamalanna daha uygun hale getirilmekte hem de be- yanname veren mükelkfler için vergioranındaki bütün di- Hnuere 5 puanlık bir indirim sağlanmaktadır'' dedi. Erdoğan, vergi oranlarmın indirilmesi ile kurum kazanç- lan üzerindeki vergi yükünün Türk yatınmcılar için yüzde 44'ten yüzde 34'e, küresel sermaye için yüzde 37'den 28'e düşürüldüğünü kaydetti. Erdoğan, "Yapdanbuiyfleş- tirmelere rağmen, kayrt dışı çahşmaya devam edecek olan mükellefler dehiç kusura bak- masnüar, en ağır şekflde ceza- landuılacaktır. Bu indirimin aym /anıanda psikolojik bir etkisi de olacakür. Boş beyan- name verenleri ve vergi öde- meyenleri de vergi öder hale getirecektir. Amacımız, hem vergisini ödeyen müresebbis- lerin uğradığı haksızhğı orta- dan kaldırmak, hem de devle- tin getirierini arttırmakür." Hükümete '•borcu borçla döndürüyoriar" eleştirisinin yöneltildiğini kaydeden Baş- bakan Erdoğan, "Doğru ama bizden öncekilerparayı yüzde 701e,biziseparayı yüzde 14'Je saün abyoruz. Biz ucuza mal ediyoruz. Finans yönetimi bu- dur" diye konuştu. THYye protesto İST4NBUL (AA) - Türkıye SİVTI Havacılık Sendikası (Hava-lş), Türk Hava Yollan'ndan (THY) 355 çalışanın zorla emekli edilmek istendiği gerekçesıyle THY Geuel Müdürlüğü önüne protesto için siyah çelenk bıraktı. THY Genel Müdürlüğü öniinde toplanan yakiaşık 50 'sendika temsilcisi, **tşçi krVHiuna son" yazılı siyah çelengi bir süre taşıdıktan sonra genel müdürlüğün girişine koydu. 2 TOPLANTI DAHA Asgari ücret bölgesel olmayacak ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Asgari Ücret Tespit Komısyonu'nun, 1 Ocak 2006'dan itibaren geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere dün gerçekleştirdiğa ilk toplantıda, bundan sonraki 2 toplantının Türk-İş ve Türkiye îşveren Sendikalan Konfederasyonu'nda yapılması kararlaştınldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlık Bakanı Murat Başesgioğhı ise gazetecilerin sorulınnı yanıtlarken "Topianüda bölgesel asgari ücret konusunda bir çalışma olmavacağuu hükümet adına ifade etmek istiyorum " dedi. ONURAIR'EYASAK Hollanda 'mn gerekçesiyok A3ISrERDAM(AA)- Uluslararası Havacılık Bürosu (IBAı, Hollanda hükümetimn geçer. mayıs ayında Türk özel havavolu şirketi Onur Air için koyduğu uçuş yasağının geçerli nederlere dayanmadığı görüşüne vardı. EBA, Onur Air'in isteği üzerine yaptığı areştırmada. Hollanda hüoimetinin gerekçe gösterdiği akaklıklann yasak koymayı gerelcırmediğini belirledi. Orur Air'in avukatı Frans VreetK de, Onur Aır'e haksız davranıldığını kanıtlamak için Laney'de idari mahkemeye baçvurduklarını bildirdi. Fly Havayollan, Erbil ve Süleymaniye'nin ardından Şam seferlerine de başlayacak K. Irak'a ilk sivil uçuş haftaya • Fly Havayollan, haftada 3'er kez karşılıklı olarak Irak'a sefer düzenleyecek. ANKARA/SAMSUN (AA) - Fly Havayollan Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Meh- met Hasançebi, uçuş noktalanna önümüzdeki günlerde yeni istas- yonlan da ekleyeceklerini belirte- rek, aralık aymın ilk haftasında Kuzey Irak'a uçuşlarının başlaya- cağını bildirdi. Türk özel havacılık şirketleri arasında ilk kez bu uçuşlan Fly'ın düzenleyeceğini ifade eden Ha- sançebi, 6 Aralık'ta Erbil, 14 Ara- lık'ta SülevTnaniye'ye uçuşlara başlayacakJannı, bu seferlerin haftada 3 'er kez karşılıklı olarak gerçekleştirileceğini söyledi. Ha- sançebi. daha sonra Şam uçuşla- nnın da olacağını belirtti. Sektörde yaşanan haksız reka- bete dikkat çeken Hasançebi, "FV yatlara bir taban konması lazun. Bu hem kaütevi düşürüyor. hem de şirketleri mali olarak sıkmoya sürüklüyor. Şu anda man\etieri- mizin yüzde 40'ının aiünda saob- yorbileder" dedi. Fly Havayolla- n filosuna önümüzdeki günlerde 2 adet Embraer 145, yaz aylann- da da 2 adet Boeing uçağının da- ha katUacağını açıklayan Hasan- çebi, gelecek yıl 150 milyon YTL ciro hedeflediklerini belirtti. 'ffypgs.com Teslimatlan 2008 *de başlayacak uçaklar için 800 milyon dolar ödenecek. egasus, Boeing'den 12 yeni uçakalıyor Kısa bir süre önce iç hat uçuşla- rına başlayan Pegasus, dünyanm en büyük uçak üreticilerinden biri olan Boing'den 12 uçaksatm alıyor, Ulaş- tırma Bakanı Binalı Yıldınm ve Bo- eing Company Başkan Yardımcısı Martin B. Dailey nin de katıldığı ım- za töreninde konuşan Pegasus Hava- yollan Yönetim Kıınılu Başkanı Ali Sabancı, sözleşmenin, altı uçağın kesin siparişi, geri kalan altı uçağın da satın alma hakkını kapsadığım dile getirdi. Uçaklann ortalama fı- yatlanmn 70 milyon dolar, sözkonu- su anlaşmanın toplam yatırımımn 800 milyon dolar olduğunu belirten Sabancı, şırketolarakverdikleri söz- leri tutmaya devam edecefderini ve filolannı yeni ve güvenli tutacakla- rını belirtti. Fiyatların 55 YTL oldu- ğunu ve zamamnda kalkrna oranının yüzde 97 ile Avrupa ortalamasının üstünde olduğunu ifade eden Saban- cı, yaşadıkları doluluk oranından memnuniyet duyduklannı söyledi. Türkiye 'deki ticarihavacıhğın Avru- pa da en hızlı büyüyen havacılıksek- törü olduğunun altını çizen Oailey, "Pazar durum raporlarımıza göre, Türk havacılık sektörü 10 yıl içinde 180 yeni uçağa ihtıyaç duyacak ve bunîarın çoğu 737 tıpi yeni nesil uçaklar olacak " diye konuştu. Bakan Yıldınm da, Türk sivil ha- vacıltğının son 2 yıldır büyük gelişmegösterdiğini, 2015 'te 55 mil- yon olarak tahmin edilen yolcu sa- yısının yıl sonu itibarıyla 59 milyo- na ulaşacağını söyledi. TİM, e-GÜVEN'E ORTAK OLDU Ihracatta kaşeye vekâlete son Basm toplanüsına Faruk Eczacıbaşı ve Oğuz Sancı kaüldı. Ekonomi Servisi - Türkiye îhra- catçılar Meclisi (TÎM), bünyesinde faaliyet gösteren ihracatçı birlikleri aracılığıyla Türkiye Bilişim Vak- n'nın (TBV) iştiraki olan Elektronik Bilgi Güvenliği AŞ'ye (e-Güven) ortak oldu. tki kurum arasında im- zalanan anlaşmayla, Telekomüni- kasyon Kurumu tarafindan elektro- nik sertifika hizmet sağlayıcısı ola- rak yetkilendirilen e-Güven şirketi- nin bir kısım hissesi, TlM bünye- sinde faaliyet gösteren ihracatçı bir- liklerine devTedildi. Düzenlenen ba- sm toplantısında konuşan TBV ve e- Güven Yönetim Kurulu Başkam Fa- ruk Eczacıbaşı. "e-Güven şirketi- miz, elektronik hizmet sağlayıcı şir- ketsrfaüyia, ihracatçuanmıza'elekt- ronik imza sertifikası' ile "elektronik imza' atmaJarmı sağlavacak" dedi. TlM Başkam Oğuz Saûcı da şöy- le konuştu: "E-imza yokken vekâ- letle kaşe, faks yoluyla imza gibi iş- lerle uğraşün ordu. E-imza, sağladı- ğı kola)uklann yanmda en azmdan şimdiki hacker'lann, hakkmdan ge- İemeyeceği güce sahip." İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK [email protected] Brüksel'deyiz. Türkrye-AB Karma Istişare Konseyi'nin (KİK) açılış toplantısında yine her zaman olduğu gibi Türki- ye'nin başta ınsan haklan ve ifa- de özgürlükleri olmak üzere "olumsuzluklan" gözler önüne seriliyor: Coplanan öğretmen- ler, dövülen kadınlar, yargılanan yazarlar... Toplantının ardından söz alan eskı Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, Avrupa Ko- misyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri OIH Rehn konuşmasının ardından hemen aynldığı için Türkıye-AB Karma Parlamento Komitesı Başkanı Joost Lagendijk'e bir soru yö- neltiyor: "Tamarn, insan hakla- n, ifade özgürlüğü... Bunlarbi- zim de sorun olduğunu bildiği- miz konular. Ama işin bir de ekonomiyönü var. Ekonomide- ki otumlu gelişmeler. Neden buna hiç değinilmiyor da sü- rekli siyasi konularda eleştirip durvyorsunuz?" Lagendijk'in verdiği yanıt şöyle: "Alman Hınstiyan De- mokratlann lideri ve Başbakan AB Yohında Tartışmayı Oğrenmek... Angela Merkel, mutlaka eko- nomik gelişmelerin ne denli iyi olduğundan bahsedecektir. Çûnkü böyle konuşmak 'imti- yazlı ortaklığı savunan' onlann işine gelir. Oysa imtiyazlı ortak- lıkla hakiki ortaklık arasındaki sorun, siyasi sorun. Biz hakiki üyeliği savunduğumuz için si- yasi sorunlan gündeme getiri- yoruz, bunlann dûzelmesini is- tiyoruz." Toplantı salonundaki sıralar- dan bir ses daha: "Hep eleşti- riyorsunuz Bizimyapıcı eleşti- riye de ihtiyacımız var..." Süre bittiği için kapanış konuşması- na son noktayı Ekonomik ve Sosyal Komite'nin Başkan Yar- dımcısı Dimitrios Dimitriadis koyuyon "Tartışmayı nasıl ya- pacağınızıbilmenizlazım. Ken- dinizi kızgın hissedebilirsiniz. Kızmayın. Biz her şeyi tartışı- yoruz." Işte, önceki gün Brüksel'de 40 kadar bas/n mensubunun katılımı ile gerçekleşen Türkiye- AB Karma Istişare Konseyi'nin açılış toplantısında da yaşandı. Yöneltilen eleştıriler... "Aslında doğru ama..." diye yapılan sa- vunmalar... Yunanlı başkan yar- dımcısının dediği gıbı, tartışma kültürünü bilmediğimiz çok açık. Bir diğer önemli zayıf hal- ka ise sivil toplum örgütlerinin hâlâ emekleme döneminde ol- ması. Karma Istişare Komitesi'nin Türk tarafı 12 milyon nüfusun temsilcisi. Yanı 24 milyonluk ça- lışan Türkiye nüfusunun yarısı. Işçı ve işveren sendikalan, tüke- ticı örgütü. Tarım kesiminin temsilcileri, kadın örgütlen ve çeşitli sivil toplum örgütlerinden oluşuyor. Aslında ciddi bir güç. Üstelik yeni keşfettiklerıni söy- ledikleri bir önemli gelişme da- ha var "Uzlaşmayı öğrenmişler." TOBB Başkanı ftifat Hisar- cıkiıoğlu'nun "10yıldırtoplanı- yoruz. Meğerse uziaşma kültü- rünü kazanmışız. Bunu yeni farkettik" sözleri ılginç. 12 mil- yon gibı önemli bir nüfusu tem- sil eden ve üstelik uzlaşmayı ve diyalog kültürünü kazandığını iddiaeden böyle bir gücün, Tür- kiye içinde yalnızAvrupaüıyı de- ğil hepimizi rartatsızeden olum- suzluklar karşısında tavır alma- sı ve bunu belli etmesi "önem- li bir başlangıç" olmaz mı? Sizi bilmem, ama ben "öğ- retmen edasıyla konuşan ve eleştiren" bir Avrupa Birliği ve onun karşısında "heranazarla- nacağını bilen ve sürekli savun- ma halinde duran çocuk" görü- nümündekı Türkiye tablosun- dan çok sıkıldım. Gururum kın- lıyor, acı duyuyorum. Coplanan öğretmenler, dö- vülen kadınlar, sömürülen, ta- ciz edilen çocuklarAvrupalıdan çok bizim için önemli. Hükü- metie kurduğu ılişkınin zedelen- mesinden ürkmeden tüm bun- lara tepki verebilen, her ikisinı bırbirinden ayırabilen bir sivil toplumun "toplu" gücünü hıs- setmeye bu ülkenin ihtiyacı var. Şöyle bir senaryo düşünüyo- rum: KİK toplantısında Rehn, Lagendijk ve dığerierının ko- nuşmalarının öncesi ya da son- rasında Türkiye tarafının "Tüm bunlann biz de farkındayız ve sizden çok daha rahatsızhk du- yuyoruz. Sivil toplum kuruluş- lan olarak tam bir 'uzlaşı' için- de tepkimiziyazılı ve sözlü ola- rak ilettik" sözlennın karşı taraf üzerindeki etkisı çok daha fark- lı olurdu sanıyorum. Ve bu, Tür- kiye'nin sivil toplumunun bir ka- zanımı olurdu. Avrupalı üyelerin söyleyecek fazla bir sözleri kalmazdı. Top- lantının geri kalanı, öğretmen ve çocuk ilişkisi yerıne, karşılıklı bir diyalog ve tartışma ortamında sürerdi. Ne dersiniz? Bunu "Avrupa- lıya beğendirmek' için değil" kendımiz için, Türkiye'nın ken- di iradesi ve kazanımlan için yapmaya hazır mısınız? WA43O lastik Tekerlekli Yükleyici 0216 340 74 44-45 EKONOMİ POLtltK ERİNÇ YELDAN Yakın Geçmişimizden Anımsadıklarım... IMF geçen hafta başında gecikmeli olarak Tür- kiye Üike Raporu'nu yayımladı. Bugünkü yazım- da, aslında 26 Nisan 2005 tarihini taşıyan rapor- dan bazı önemli bölümlerin attını çizmek ve konuy- la ilgili diğer bazı yazılardan anımsatmalar yap- mak istiyorum. Dolayısıyfa bugünkü yazımın kur- gusu biraz eklektik ve parçalı görünse de işlenen konunun iktisat siyasası gündemini korumakta o\- ması bakımından bu tarz bir okumanın sizleri yor- mayacağını düşünmekteyim. • • • "Program boyunca güçlü ekonomikperforman- sa rağmen önemli sorunlar hâlâ çözüm bekle- mektedir. Kamu borcundaki gerilemeye rağmen borç düzeyi hâlâ yüksektir ve kısa vadeli olması itibarıyla döndürülmesinde risklerbulunmaktadır. Makroekonomik koşullann çok daha güçlü gö- rünmesine karşın yüksek cari işlemler açığı kısa vadeli dış borç yükünü arttırmakta ve ülke için önemli bir risk oluşturmaktadır. Yatınmcı davra- nışlannda ani bir değişim, döviz kuriannda ve 1a- iz hadlerinde ani bir düzeltmeye yol açabilir. Bu da enflasyondaki düşüşü tersine çevirebilir, bi- lançolarda bozulmaya yol açabilir ve kamunun borç yükünü derinleştirebilir. Büyük çaplı gerile- meye rağmen reel faiz hadleri hâlâyüksekseyret- mektedir ve dolarizasyon eğilimleriyaygındır. Ay- nca finansman sorunu da önemini korumaktadır. önümüzdeki üç sene boyunca hükümetin 40 mil- yar dolardan fazla dış borç ödemesiyapması ge- rekmektedir; bununyansı IMF'ye ödenecektir. Dı- şardan ek bir finansal destek olmazsa, rezervler hızla gerileyecektir. Son olarak, hızlı büyümeye karşın işsizlikyüksek düzeyini korumakta ve doğ- rudan yabancı sermaye girişi de çok düşük sey- retmektedir." IMF, Turkey Country Report, 26 Nisan 2005. (Yayım tarihi 18 Kasım 2005: www.imf.org/ex- temal/country/TUR/index. htm) "Yabancı sermaye Türkiye'ye büyük bir hızla akıyor, bu ekonomik büyümeyi besliyor ve birçok yatınmcı ve analizci Türkiye'nın politikalannı ve reformlannı takdir ediyor. (Oysa) Genişlemeye dı- şardan gelen sermayedeki bir büyümenin yol aç- tığı gözlenmekte. Dışardan gelen finansal serma- ye 2003'te 7.1 (2005'in ilk 9 ayında ise 22.4) mil- yar dolardı. Bunlar, çok büyük oranda spekülatif, kısa dö- nemli gırişlerdi.(...) Bu yabancı para akışı kesildi- ği takdirde, Türkiye ciddi bir ekonomik daralma yaşama tehlikesine çok açık durumdadır. Spekülatif para akışı aynca Türk Lirası'nı aşın değerlendirmiş bulunuyor. Bu da patlamayı bek- leyen bir sabun köpüğüdür. Spekülatif para giri- şi, ithalatı yapay olarak ucuzlatarak, tipik olarak emek yoğun olan geleneksel Türk sanayilerini olumsuz etkilemekte, böylece işsizliksotvnunu da ağırlaştırmaktadır. (öte yandan) IMF borçlan idare etmek için Tür- kiye'yi yüzde 6.5'lik bir faiz dışı fazla sürdürmeye zoriuyor. Aşın derecede yüksek olan bu oran (Ar- jantin içinyüzde 3.0 ve Brezilya içinyüzde 4.25 ol- duğunu hatıriayın), hükümetin insan sermayesi ve altyapıda gerekli yatınmlan yapmasını engelliyor. Kısaca, politika belirieyicilerbir sabun köpüğü- nün üzerinde işleyen bir ekonomiyarattılar. Bu tür- den küresel spekülatif sermaye girişlerinin tersi- ne dönme huylan var, tıpkı 1997'de Asya'da böl- gesel bir depresyonu başlattıklanndakigibi. Böy- le durumlarda, yatınmcılar en sonunda böyle bir kredi ve borçlanmanın sürdürülebiliriiğinden en- dişe duymaya başlıyor(ve) birçok dışsal olay Tür- kiye'den böyle bir sermaye kaçışını tetikleyebilir konumda." Erinç Yeldan ve Mark Weisbrot, Intemational Herald Tribune, 4 Aralık 2004 Pazar. • • • "Son üç aylık dönemde çalışabilecek insan sa- yısıgeçenyıla göre 994 bin kişiartarken çalışmak isteyenlerin sayısında 46 bin kişilik azalma dikkat çekiyor. (...) Demografik eğilimlerde bir değişim yokken önceki dönemlerde ortalama 700 bin ki- şiartan çalışmakisteyenlerin sayısında bu ani dü- şüş ancak krizlerde olabilir. (...) Bunlar bize bu yıl yeni bir metodolojiyle toplanıp yayımlanan istih- dam verilerini geçen yılla karşılaştırmanın çok da anlamlı olmadığını ve bu verilerte ilgili olarak bir saydamljk sorunu daha yaşadığımızı gösteriyor." Faik Öztrak, Milliyet, 28 Kasım 2005. ••• "Ekonomik gelişmelerde de görüldüğü gibi program son derece iyi işliyor. Programın kur ça- pası, sıkı bütçe ve yapısal reformlardan oluşan üç ayağından hiçbirinin değişmesi gerektiğini dü- şünmüyorum." CottareUi, IMF, 13 Eyfül 2000. "Türkiye geçen yıl sonunda yaşanan krizden hızla çıktı." Stanley Fischer, IMF, 27 Ocak 2001. "Devalüasyon beklentilerinigaripsiyorum... Kri- zin etkisi yumuşatıldı, program sürüyor." Gazi Erçel, TCMB Başkanı, 21 Şubat2001 (Er- tesi gün program çöktü ve dalgalı kura geçildı). Çimentoda sanayici, fiyat • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) înşaat ve Yapı Meslek Komitesi'nin çimento ve hazır beton fiyatlannı miUetvekillerine ş3câyeTetmesi ve konuyla ilgili araştırma komisyonu kurulmasını istemesi, çimento sektörü temsilcilenni kızdırdı. EBSO Înşaat ve Yapı Meslek Komitesi'nin TBMM Başkanlığı ve tüm miUetvekillerine gönderdiği mektupta, çimento fiyatlannın kabul edilebilir düzeye indirilmesi istendi. Mektup, EBSO'nun önceki akşam yapılan meclis toplantısında tarrışmalara neden oldu.