Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2004
HABERLER
DU1VIADABUGUN
AIİ SİRA1EN
Akfa Açılan Pencere ve
Hcdandıpılntış Tren
"Aşağıdakı fıkranın siyasetle ilgisı yoktur...
Adamcağızn birinin gözü ağndı. Bana ilaçyap
diye oaytara gitti. Baytar dört ayaklılann gözü-
ne sûrdüğü şeyden onun gözüne de çekti,
adarr kör o'du. Davayı kadıya arz ettiler. O da
'Baytar n hiç de diyet vermesi gerekmez' dedi.
Çünkü adarn eşek olmasaydı baytara gitmez-
dı. "Yukandakisatırlar, Melih Aşık'ın "AçıkPen-
cere'den 2QO0'li Yıllar" kitabından alınma. Di-
lerseriz bır fkra daha aktarayım: "Siyasi Olma-
yan Frkra". Kasaban/n semercisi ölmüş. Yeni
gelen seme'ci işin acemisıymiş. Yaptığı kötü
semerleryüzünden bütün eşeklerin sırtı yara ol-
muş. Eşekler başlamış semercinin ölmesi için
dua etmeye. Sonunda duaları kabul olmuş. Se-
merci ölmüş. Ne var ki yerine gelen daha da ace-
mlymiş. Eşekler yeniden duaya başlarken biri de-
miş ki: "Yahu arkadaşlar anlaş/ldı ki semercinin
iyisi gelmeyecek... Semerci ölsün diye dua et-
menın anlamı yok..."
- Peki ne yapalım?
"Tann'ya bizi eşeklikten kurtarması için dua
edelim." Hızlandınlmış tren katliamının ertesi
günü, Melih Aşık'ın "Açık Pencere"den derle-
melerden oluşan kitabında anlattığı bu iki öykü-
ye tekrar baktım. Cellatla kurbanın, bıçakla ya-
ranın, davalıyla davalının birbirine karıştığı Tür-
kiye'de sorumlular zincirini tamamlamamıza yar-
dım edip durumu daha açıklıkla kavramamızı sağ-
layacak iki ibret öyküsü...
• • •
Melih Aşık, ilk kez 1982 yılında Güneş'te baş-
ladı akla bir pencere açmaya. 0 zamanlar sü-
tununadı, "ArkaPencere"idi. 1986'da, Milliyet'e
geçtiğinde, "Arka Pencere", "Açık Pencere"
ye dönüştü. Eğer yurtdışında değilsem ya da çok
istisnai haller dışında yıllard/r "Açık Pencere"y\
aksatmadan okurum. Bana göre akla açılan,
okurları olduğu kadar yöneticileri, siyasileri de
akla çağıran bir sütundur Melih'in bu küçük ga-
zetesi. Haber, yorum ve mizahın elbirliği ile Me-
lih Aşık'/n kaptanlığında ekip çalışmasıyla oluş-
turulan bu köşeye katkıları bulunan Ercan Ak-
yol ve Fahrettin Fidan'ı da yakından tanırım.
1-11 Eylül, Savaş ve Yalanlar, 2- Mizah, Fıkra,
Tebessüm, 3- Yollar, Yolsuzluklar, Hortumcular
bölümlerinden oluşan, hemen hepsini dahaön-
ceden okuduğum yazıların derlendiği kitap, yi-
ne de bende sanki yeniden okuyormuşum izle-
nimini uyandırdı. Birinci bölümü okurken yeni-
den Irak Savaşı, Bush yönetiminin tam bir go-
rüntüsü çıktı ortaya, ikinci bölümde "Güldüm,
ağlanacak halimize", üçüncü bölümde Türki-
ye'dekiyolsuzluklann, hortumculann mükemmel
bir listesi çıktı ortaya. Insan belleğinin unutkan-
lıkla zedelendiği özellikle Türkiye gibi ülkelerde
bu tür yapıtları alıp her zaman kolayca erişebi-
leceğiniz biçimde el altında tutmakta yarar var.
Arada bir açıp bölüm bölüm okurken öfkelen-
diğinizde hemen mizah, fıkra, tebessüm bölü-
müne geçip hem öfkenizi bir tebessüm ya da
kahkaha ile tatlandırmak hem de nahak yere
kabahati hep başkalarına atmak ahmaklığından
kurtulup olanlarda kendi sorumluluğumuzu anım-
samak fırsatını buluruz bu sayede.
• • •
Melih Aşık'ın "Açık Pencere'den 2000'li Yıl-
lar" kitabından yukanya aldığım iki fıkra neden
yıllardır böylesine koyun gibi yüzüldüğümüzü,
hangi yollara düzüldüğümüzü, neden yolsuzluk-
lar karşısında tepkisiz kalıp sadece üzüldüğü-
müzü, hangi gerekçelerle nice hortumun kurba-
nı olduğumu2u, neden yıllardır olmayacak du-
aya canı gönülden "amin" dediğimizi çok açık
biçimde koyuyor ortaya. Bütün suçlularının, so-
rumlulannın birinci ve ikinci derecede faillerinin
gözümüzün önünde bulunduğu son katliam da
birkaç gün sonra unutturulacak, cinayetler bir
süre sonra kader olarak algılanacak, eğer dok-
toryerine baytarı seçersek. Bütün selamete çık-
ma yakarışlarımız boşa gidecek, eğer eşeklik-
ten kurtulma yerine hâlâ yeni semerci niyaz
edersek dualarımızda. Çok merak ediyorum,
büyük bölümü seçmen, yaşı tutmayanlar da
seçmen çocuğu olan vatandaşlarımız son ka-
zadan sonra hâlâ devam edeceği açıklanan hız-
landınlmış trene itibar edip binecekler mi aca-
ba? Kuşku yok ki hızlandırılmış tren ismen de-
vam edecek, cismen ise 4 Haziran'dan önceki
hızında gidecek. Ama uzmanlar, bu altyapı ve
üstyapısıyla hızlandırılmamış trenlerin bile teh-
like oluşturduğunu açıklıkla söylemiyoriar mı? Ger-
çi, "herşeyin Allah 'tan"olduğunu söyleyip kat-
liamın sorumluluğunu Hak Taala'ya fatura eden
TCDD Genel Müdürü, hiçbir tehlike olmadığını
söylüyor ama acaba halkımız bir kez daha bun-
lara inanmaya devam mı edecek, yoksa bu kez
aklın ve bilimin sesini mi dinleyecek? Acaba in-
sanlarımızın çoğunluğu, bütün suçu iki garip
makiniste yükleyen çok etkili ve de yetkili, çok
vicdanlı vesorumlu kişilerin masallarına mı ina-
nacak, yoksa onlara karşı hakkını mı arayacak?
Eğer bu soruların ikinci şıkkı doğru çıkarsa Me-
lih'in akla bir pencere açma çabası da boşa git-
memiş olacak. Yoksa o yine azınlıkta kalacak ve
abesistanda akla pencere açmaya çalışan öbür
ahmaklara benzeyecek. Evet, ayıptır söyleme-
si diyarı hamakatta, akla pencere açmaya ça-
lışmak da bir tür ahmaklıktır ve bunları haddini
aşmakla suçlayanlar da aslanlar gibi etrafta ne
kadar dolaşsalar sezadır.
Sezer'den 2 yasaya onay
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. 5226 sayılı
"Kültür ve Tabıat Varlıklannı Koruma Yasası ile
Çeşitli Yasalarda DeğışikJık Yapılması
Hakkındaki Yasa" ve 5233 sayılı "Terör ve
Terörle Mücadeleden Doğan Zararlann
Karşılanması Hakkında Yasa"yı onaylayarak
yayımlanmak üzere Başbakanlık'a gönderdi.
Delegeler, Ecevit'in işaret ettiği ismi başkan seçti, muhalifler ise henüz lider seçimi yapılmadığı düşüncesind<
DSP'deZeki SezerdönemiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Bülent Ecevit aktıf sıyaseti bırakır-
ken DSP'de Zeld Sezer dönemi baş-
ladı. Sezer dün Arutkabır'i ziyareti
sırasında özel deftere "Cumhurivetka-
zaıumlaruugeriye götürmek ve hatta
yok efmek isteyen aynıazlar var. Bu-
na kûnseniıı gücü vetmeyecektir" di-
ye yazdı. Sezer, "gölge genel başkan
olmayacağnu" vurgularken bazı mu-
halif gruplar, "DSP delegesi, Ecevit-
ler'in son isteğini yerine getirdL Asıl
yanş, bundan sonraki olağanüstü ku-
rultayda''' mesajı verdi DSP Partı
Meclisi nin ılk toplantısında genel
sekreterlığe Tayfun İçB, genel say-
Baykal'dan
Ecevit ve
Sezer'e
mesaj
AAKARA (Cumhuriyet BÛIDSU) - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP Genel
Başkanlığı'na seçilen Zeki Sezer'i
kutlarken Bülent Ecevit'e "her zaman
saygıyla aıulacağı" mesajını gönderdi.
Baykal, önceki gün yapılan DSP 6.
Olağan Kurultayı'nda genel başkanlığa
seçilen Sezer'e başanlar diledı, Ecevit'e
de mesaj gönderdi. Baykal. Ecevit'e
gönderdiği mesajda şu görüşlere yer
verdi: "Türkije'nin laik, demokratik bir
topium olarak geüşmesine > öneük
çabalannız, siyasal tarihimizde size
mümtaz bir yer kazandırmışâr."
manjığa da Harun Oztürk seçildi.
DSP'nin 6. olağan kunıltayındapar-
tide yeni bir dönem başlatıldı. Bülent
Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit siyaset-
ten çekilırken destekledikleri aday Se-
zer, 576 oy alarak ilk turda genel baş-
kan seçildi. Ecevit'in Tavsiyesinede-
ğfl öğretisine itibar edilmesinT iste-
yen Şükrü Sina Gürel 239 oy aldı.
Atilla Mtıtman 20 oyda kalırken Ay-
dın Tümen 5 oy alabildi. Sezer'ın 60
kişılik PM ve 7 kişilik Merkez Disip-
lin Kunılu listesi de seçildi. PM liste-
sındeki tüm adavlar 574 ov aldı. PM
listesınde 30 il başkanı ile 17 eskı mil-
letvekilı yer aldı. Kurultay dıvan baş-
kanlığını yapan Masum Türker ile es-
ki bakan ve millenekillerinden .\hmet
Tan, Tayfun İçlı, Melda Bayer, Emre-
han HaJjcL Hasan İVIacit Mıtstafa \'u-
ral, Süfcyman Yağız gibi isimJer hste-
•BÜLENT BEYİ UOURLARKEN'
Gülen'den
BülentEcevit'e
ilanlı uğurlama
ANKARA (Cumhu-
met Bürosu)-ABDde
yaşayan Fethullah Gü-
len, aktif sıyasete veda
eden BülentEcevit'i ga-
zete ilanıyla "uğurla-
dı". Zaman gazetesin-
de "Bülent Bey'i uğur-
larken" başlığıyla ya-
yımlanan ilanında Gü-
len, "Onuruyla yaşa-
yan, onuruyla aynlan
devief adamına..." ifa-
delerine yer verdi.
Türkiye'de yaşadığı
dönemde zaman zaman
görüştügü Ecevit'e,
onursal başkanı olduğu
"Gazeteciler ve Yazar-
larVakfl"nca deger gö-
rülen "Hoşgörü Ödü-
lü"nü kendi eliyle veren
Gülen"in. siyasete ve-
dasında da Ecevit'i ga-
zete ilanıyla uğurlama-
sı dikkat çekti.
Zaman gazetesınde
dün yayımlanan ilanın-
da Gülen, Ecevit'in "si-
yasi yaşama atüdığı an-
dan itibaren hep inan-
dığı gibi N'asadığını. için-
de buhınduğu siyasi or-
tanun hususiyetini her
zaman aksettirdiğinF
vurguladı. Ece\it'in son
zamanlarda "uluorta
sorgulanan \z saygısızea
teca>Ü2 edilen milü de-
ğerlere hep saygılı oldu-
ğunu" kaydeden Gülen,
yeni DSPGenel Başka-
nı Zeki Sezer'e de me-
saj vermeyi ihmal etme-
di. Gülen'in ilanı, *O,şa-
şırtılmak istendiğinde
bile etini masa>a \ıırup
"Ben bunlan doğru bul-
muyorum' demesini bfl-
dL Onun ahlakiliğinin
hafefleri tarafindan da
olduğu gibi temsil edile-
ceği ümidiyle..." ifade-
leriyle son buluyor.
Ecevit ile Gülen'in
üişkıleri her zamam tar-
Oşma konusu oldu. Ece-
vit, laik ve demokrat
kesimlerden bu ilişkiler
nedeniyle gelen tepki-
lere karşı çıkarak Gü-
len'in "i\i bir shil top-
lum faah'yeti yürüttü-
ğünü" ileri sürdü. Gü-
len'in özellikle yurtdı-
şında yaptırdığı okul-
lardan övgüyle söz eden
Ecevit, Gülen'le maka-
mında görüşüp "dtai^
febefi" sohbetler yapa-
cak kadar yakın diyalog
kurdu.
Anıtkabir
özel
defterinde
Ecevit'e
övgü
Sezer dün PM
üyelemie biıükte
Anıtkabir'i ziyaret
etti. Sezer, Anıtkabir
özel defterine yazdığı
mesajda da Ecevit'i
övdü ve "DSP'nin
yeni vöneticileri
olarak sana söz
veriyomz. Hiç künse,
senin, yüce Türk
ulusuyla birlikte bize
armağan ettiğin
kazanunlannı geriye
götüremeyecektir"
dedL(Fotöğraf:A.\)
de yer aldı. Kurultay öncesi Sezer'ı
kampanyasuıa katılmayan ve aday o
mayacağını bildıren Tayfun îçli'nı
kurultaya akşam saatlerinde oykullar
mak için gelmesi dikkat çekti.
PM üyeleriyle birlikte Anıtkabir'i zı
yaret eden Sezer, Anıtkabir özel def
terine "Biz, ulusalcı demokratik so
Atatürkün vohıdur, diyen ve onurli
viirüttüğü yaklaşık yannı asuiUcgöre-
vini en demokratik bir seçimle bizt
devreden bilge sh'aset ve deviet adanıı
Ecevit'in önderi olduğu DSP'nin men-
suplamız. DSP'nin yeni yöneticileri
olarak sana söz veriyoruz. Hiç Irîmse,
senin. yüce Türk ulusuyia birlikte bi-
ze armağan ettiğin kazanımlaruu ge-
me götüremeyecektir" diye yazdı.
Kurultaykonuşmasuıı tamamen *ve-
Haht" yönetimıyle partinin büyüye-
meyeceği mesajı üzerine oturtan Gü-
rel. seçim başansızhğında dış etken-
Jenn yanı sıra parti yönetimindeki za-
yıflıklann etkili olduğunu sa^ındu.
Gürel, "Eğer partimiz kuruhışunda-
ki kaühmcıhğı koruvabilmiş oka>du ör-
gütümüz parti politikasının oluşnıası-
na kablabilsevdi ve bu pofitikanın hü-
kümerteki temsilcilerimiz tarafindan
uygulanısını denetievebilsev di. komp-
k) ve kötü nhetbize bu kadar zararve-
rebitir mi)'di" diye sordu.Sonuçlann
açıklanmasından sonra Sezer, Ece-
vit e "DSP, size layık olduğunu göste-
recek" diye seslendi. "Halkçı Ecevit"
sloganlan arasında kürsüye gelen Ece-
vit, "Sonuca saşırmadıgını" söyledı.
'Genei başkan seçüdi ama..'
DSP içindeki bazı gruplar kurulta-
ya katılmamayı yeğledı. Eski bakan-
lar Zekeriya îemizel, Hikmet Ulug-
ba>, Erdoğan Toprak gibi ısimlenn
kurultaya katılmaması dikkatı çekti.
Uluğbay, katılmama gerekçesini,
"detegelerin özgür iradeleriyle ov kui-
landığı bir kurultay olmamasına"
bağladı. Kurultaylann programlann
da yanştıgı bir platform olması ge-
rektiğine işaret eden Uluğbay, önceki
günkü kurultayda böyle bır ortamın
yaratılamadığına dikkat çekti. Uluğ-
bay, "Eğer programlar tartışılsavdı,
hiçbir aday işaret edümeden. delege-
ler özgür iradelerini yansıtabilsevdi
kurultav da hem genel başkan hem de
lider secilmişolacaktr dedı. DSP ku-
rultayına katılmayanlar, "Delege, B-
derimizin isteğini yerine getirdL Ge-
nel başkan seçildi, ancak lider seçile-
medi Artık bizde olağanüstü kurul-
taylar dönemi başlayacak" dediler.
Suat Çağlavan, "Genel başkan seçtik,
lideri daha sonra en geç 6 ay. 1 yıl için-
de toplanacak olağanüstü kurultayda
sececegE" dedi.
tanun hususıyetmı ner teisetr sohbetler yapa- K r j - - ^ B ^ P * " ^ B r
/
\ ^ ^ ^ B İ H l
h a z a m m i a n ı u
8f
m e
Hderidaha sonraen geç 6ay, lyüiçin-
zaman aksettirdiğiıu"' cak kadaryakındiyalog M f k ^ ^ B İ ^ ^ ^ K Ü ^ ^ M ^ ^ ^ ^ H | götüremevecektir" detoplanacak olağanüstü kurultavda
vurguladı. Ecevit'inson kurdu. | ^ K J H H k M a a H L â H H H L j t f H H L J dedl (Fotoğraf: A.\) sececegE" dedi.
Urla'da 5 öğrencisi boğulan kursun tarikat bağlantısı araştınlıyor. CHP de konuyu TBMM gündemine taşıyacak
Kaçak Kuran kursuna soruşturmâlZMtR(Cumhurryet Ege Bürosu)
-Beş öğrencisi Urla'da boğulan Es-
kiizmir'deki kaçak Kuran kursu so-
ruşturuluyor. Soruşturmanın Izmir
Cumhuriyet Savcılığı'yla birlikte
yürütüldüğünü kaydeden Urla Sav-
cılıgı yetkilileri, kursun tarikat bağ-
lantısının araştınldığını söylediler.
Öte yandan CHP îzmir Milletveki-
li Türkan JVIiçooğuIlan. Başbakan
Recep Taj'jip Erdoğan ın yanıtla-
ması istemiyle önerge vererek "Cum-
huriyetm temel nitenkkrivte bağdaş-
mayan butür organizasy onlan engel-
lemekiçin ne gibiönJemİeralmavı dü-
şünüyorsunuz" diye sordu.
Eskiizmir'de bulunan birKuran kur-
• tzinsiz Kuran kursunda yatılı eğitim alan öğrencilerden beşinin Urla'da boğulması ikerine
başlatılan soruşturmada organizasyonu yapan kişilerin tarikat bağlantılan da araştmlacak. CHP'li
Miçooğullan da Erdoğan'm yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, olayın meydana geldiği Böğürtlen
Koyu'nu tarikatlann kullandığı şeklindeki şikâyetler konusunda ne gibi işlemler yapıldığını sordu.
sunda yatılı olarak egitim aldığı bil-
dirilen 20 kişilik öğrenci grubu, ge-
çen çarşamba günü, kurs tarafindan
Urla Böğürtlen Koyu'nda denize gö-
türülmüşlerdi. Burada arkadaşlann-
dan a>n olarak yüzdüğü belirtilen 6
genç kızdan 5'i boğularak yaşamını
yitirmişti. Olayla ilgili olarak hem îz-
mir hem de Urla'da soruşturmalar sü-
rüyor.
Urla Savcılığı yetkilileri, kendile-
rinin boğulmalann nedeni hakkında
araşhrma yaptığını, otopsı sonucu-
nun ise henüz gelmediğini söylediler.
Yetkililer, "Ne tür bir gruptur, nasıl
bir çerçe\iede bir arava gehnişlerdir?
Tarikat bağlanosı var mıdır? Kurs,
tzmir'deolduğu için çahşmalar ortak
yürütühı>'or. SorumlulartespitediHn-
ce gereken vapdacakür" dediler.
Ote yandan, olaydan kurtulan ve
Urla Deviet Hastanesi'nde tedavi gö-
ren Fatma Küuıç'ın durumu iyiye gi-
diyor. Psikiyatr desteği gören Kılınç'ın
konuşmaya ve etrafıyla ilgilenmeye
başladıgı belirtildi. Fizüd sağlığı iyi olan
Kılınç'ın önümüzdekı günlerde tabur-
cu edilebileceği bildirildi.
Tarikat koyu
Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle
önerge veren Türkan Miçooğullan
da kursun yasallığının araştınlıp araş-
tınlmadığını sordu. Bogulma olayı-
nın olduğu Böğürtlen Koyu'nu tari-
katlann kullandığı şeklindeki şikâ-
yetler konusunda ne gibi işlemler ya-
pıldıgının yanıtlanmasını isteyen Mi-
çooğullan, önergesinde şu görüş ve
sorulara yer \ erdi:
"Görgü tanıklannın verdiği bevan-
lar doğrultusunda, \ardim taiepleri-
ni 'erkek olmalan' gerekçeshle geri
çeviren, karanhk ortaçağ zihniyetini
taşryan düşüncelerivie küçük yaştaki
çocuklann öhımlerine sebep olanlar
hakkında ne gibi işlem yapümıştır?
Cumhumetin temel nitelikleriDe baf
daşmavan yaşam şekUlerini, küçük
yaştaki çocukîara benimsetmek için
başvurulan bu tür organizasyonlan
engeflemekiçmnegibiönlemleramıayı
duşünüyorsunuz? "
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Adalar'da festival büyük bir keyif-
lesürüyor. Festivalin anateması "çok
kültüriüyaşam". Adalar, yok olan di-
ni azınlıklann son sığınağı. Aslında
en eski sığınaklarıydı aynı zamanda.
1900'lerin başına kadar Marmara
adaları, eski adıyla Prens Adalan, ba-
lıkçılann ve daha önce de Bizans sa-
ray sürgünlerinin yaşadığı gözden
ırak yerlermiş. Buharlı gemilerin ça-
lışmasıyla birlikte Adalar, Istanbullu-
lann sayfiye yeri haline dönüşmüş. Yi-
ne de çoğunluğu, Rum olan ıstanbul-
lular ya da yaz-kış Adalar'da kalan
Rumlar oluşturuyormuş.
Türkiye'de 2 bin civarında Rum,
50-60 bin civannda Ermeni, Sürya-
ni, 25 bin civannda da Musevi kaldı.
Bunlann tamamına yakını Istanbul'a
sığınmışdurumda. istanbulhâlâkoz-
mopolit havası, farklılıklara yatkın kül-
türüyle azınlıklann huzur bulduğu bir
şehir. Adalar, yazları azınlıklann en
çok itibar ettiği sayfiye yerlerinden.
Adalar'da festival düzenlenince de
tabii ki bu çok kültürfü yaşam öne çı-
kıyor.
Büyükada'nın Güzel Kadınlan
Pazar günü benim de katıldığım
söyleşinin başlığı "Dünden Bugüne
Adalar'üı Mario Levi, Mıgındıç Mar-
gosyan ve Dimitri Mandacıoğlu ile
birlikte Adalar'ıngeçmiştarihineyol-
culuk yaptık. Söyleşiyi de yazar ar-
kadaşımız Gündüz Vassaf yönetti.
Büyükada Kültürevi'ndeki toplantı-
ya ilgi oldukça fazlaydı. Aslında dört
adada yapılan tüm etkinliklere ilgi çok
fazla. Adalılar Rumlann gitmesinden
bu yana belki de ilk kez bu kadar ka-
labalık bir şekilde bir araya geliyor, de-
ğişik kültürlerin ürünü sanat etkinlik-
lerini izliyorlar.
Büyükada Anadolu Kulübü'ndeki
açılış konseri çok etkileyiciydi. Vedat
Sakman'ın şarkılarıyla başlayan ge-
ce, Ari Edirne, Şirak Şahrikyan,
Hadas Pal, Yarden, Anna Nikitiadi,
Giorgos KaraveJantzis, Atanassis
Verdellis'le sürdü. "Nargilemin Mar-
pucu"türküsünülstanbul'daoyıllar-
da yaşayan azınlıklann dilinden de
dinlemek keyif vericiydi.
•••
Festivalden bir hafta önce Büyüka-
da'da Emre Aracı'nın yönettiği fstan-
bul Oda Orkestrası ve CihatAşkın eş-
liğindeki Osmanlı'ya ait klasik müzik
parçalannın çalındığı konser de etkile-
yiciydi. Emre Aracı'nın Avrupa'daki mü-
zik arşivlerini ve kütüphanelerini tara-
yarak uzun çabalar sonucu ortaya çı-
kardığı parçalan Büyükada'da Özlem
Kolay'ın evinde, çam ağaçlannın altın-
da dinledik. Georg Philipp Tele-
mann'dan Ludvvig van Beethoven'a.
Gaetano Donizetti'den Sultan V. Mu-
rad'a kadar birçok bestekârın beste-
leri tarihin derinliklerinde Türklerin kla-
sik Batı müziği ile bağını dile get/riyor-
du.
"Dünden BugüneAdalar" söyleşisin-
deki konuşmanın birbölümünü de Bü-
yükada'nın kadınlanna ayırdım. 100-
150 yıl önce Büyükada kadınları nasıl
giyiniyor, nasıl yaşıyorlardı. Istanbul'a
gelen Avrupalı yazarlann bir kısmı Bü-
yükada'ya da uğramış, izlenimlerini
yazmışlardı. Güzin Yılmaz'ın "Büyü-
kada'nın geçmişteki güzel hanımlan"
başlıklı derlemesinde bakın neler an-
latılıyordu. 1900'lü yıllann hemen ba-
şında Istanbul'u ziyaret eden Fransız ya-
zar Gaston Deschamps, Büyükada-
lı kadınlan şöyle anlatmıştı: "Bizans'tan
bütün arta kalanlar, Pera 'nın bütün
zenginleri, eskiden olduğu gibi, sıcak
sezonda gelip bu serin bannağa sığı-
nıyoriar... Iskelenin yanındaki kafeye
yerieştim, kitaplan kollannın altında sı-
rayla geçmekte olan buranın güzelle-
rinigönlümce seyrediyorum. Pera 'nın
güzelhanımlan, Faust'un Salzburg Ki-
lisesi'nden çıkarken gördüğü sanşın
ve tatlı Marguerite'nin romantiksure-
tinianımsatıyortar. Çekiciliklerimuzaf-
fer, egemen ve birazkaygı verici... Bu
güzel kadınlar ordusu, fethe çıkmış
gerçek bir tabur. Bu ateşli şıklığın atıl-
ganlığı bir savaş ilanına, karşı cinsiza-
yıftarafindan vuımayayöneliköfkelibir
karariılığa benziyor..."
Geçmişteki Büyükadalı kadınların
güzelliğine tanık olmuş bir diğer kişi de
Baudelaire tarafindan "kusursuz şa-
ir", "yazı sihirbazı" olarak nitelenen ün-
lü Fransız şairTheophileGautier. 1852
yılında, yani bundan tam 152 yıl önce
Büyükadalı kadınları şöyle anlatıyor-
du: "Akşam, Ermeni ve Rum hanım-
lar, evlerle sahil arasındaki daralanda
gezinmek için şıklıkyarışına girmişler-
di: en kalın ve en ağır ipekli elbiseler
genişpililenyle ortaiığayayılıyor. ay ışı-
ğında elmaslarpanldıyordu; çıplakkol-
lar, Istanbul'a özgü birziynet olan o ko-
caman sıra sıra zinciraltın bileziklen
doluydu. Saçlann üzerindeki başlıklar,
dekoltegöğüsler, bugezintiye biraçık
hava balosugörünümü veriyor, aradar,
birkaç Parisli şapka da boy gösteri-
yordu. Madrid'in Prado'sundaki gibi,
ama az sayıda."
Adalar'da festival ay sonuna kadaı
devam ediyor...
Not Yarın bir yolculuk nedeniyle biı
gün yazamayacağım...