Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SSAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2004 PERŞEMB
ENERJI
Eaerji Bakanı: Türkiye'de nükleer santral kurulması için TAEK ve EÜAŞ'ye yetki verilecek
Güler'den özel sektöre yeşil ışıkEBFüTOKTAR
AVKARA-Enerji ve: Tabii Kaynak-
lar Btkanı Hilmi GüKer, Türkiye"de
*nüüe«renerji *e teknotoji programT
öngcıduklenni vurguJayarak "Olay
sadeee bir santrahn ihaalesi ya da itha-
BdegF'dedi. Güler, Ba^bakan'ın Fran-
sa'yEyaptığı "nükleer enerjideişbir-
fiğp rıerisini de değerllendırdı. Fran-
sa'nn nükleerde büyiisk bir teknolo-
jik bmkime sahip oldiütunu, bu yüz-
den de işbiriigine gidilefcileceğını kay-
deden Güler, "Üretid SDceterden bü-
yük bir ilgi var projemize. Bu konu,
Fransa'da değil birçok yerde de gün-
deme gelebffir" dedi.
Hükümet, nükleersantrala ilişkin ha-
zırlıklannı hızlandırdı. Yürütülença-
lışmalar konusunda Cumhuriyet'e
bügi veren Enerji Bakanı Güler, özel
sektörün nükieer santral kurmasına
da yeşil ışık yaktıklannı açıkladı. Gü-
ler, ilk aşamada devletin santral yap-
mak için ihaleye çıkacağını belirtir-
ken "Şu anda TAEK çahşmalan yü-
rütüyor. Nükleer santrahn kurucusu
iseEfektrikÜi¥tiınAŞ(EÜAŞ)oiacak,
Yani çabşmalan Enerji Bakanhğı yü-
rütüyor, ama özel sektöre de açık ola-
cağız" dedi. Bu noktada yenı bir ça-
lışma yaptıklannı söyleyen Güler,
"Özelsektörün de nükleersantralknr-
masını arzu ederiz. Yani bizim yapö-
ğunız çahşma oldukça geniş kapsam-
h" diye konuştu.
Güler. nükleer enerjiyi bir bütün
olarak ele aldıklannı, "radyasyondan
korunma, nükleer giivenük" konu-
sunda bağımsız olarak denetleme ve
düzenleme yapacak birimlenn güçlen-
dinlmesini hedeflediklerini açıkJadı.
Kısa dönemli eylem planı hazırla-
dıklanıu, yakında Bakanlar Kuru-
lu'nun nükleersantral kurulması için
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TA-
EK) ve EÜAŞ'ye yetki vereceğini bil-
dıren Güler, "Biam çok beffi bir prog-
ram içindetakvimi ortaya konulan bir
çanşmamızvar" dıye konuştu. Güler,
nükleer santraldan elde edilen radyo
izotoplann tanm, hayvancılık, mü-
hendislik ve tıptaki kullanım alanla-
nna dikkat çekti.
Güler, santralın "halkarağmende-
ğihalkiçinoiacağını" vurguladı. Nük-
leer santralda yerii hammadde kulla-
nılacağını belirtirken Türkiye'dekı
zengin toryum yataklanna işaret eden
Güler. "Bu kontıda AR-GE çabşma-
lan yürütüyoruz. Önemli aşamalar
elde ettik" dedi. Güler, nükleer sant-
ralın yapılacağı yerlere ilişkin etüt ça-
lışmalarının sürdüğünü, kendilerini
Akkuyu ile sınırlamadıklannı belirtir-
ken Türkiye'deki deprem haritasını
dikkate aldıklannı vurguladı. Çahşma-
lara göre en az 2-3 santrala gerek-
sinim olduğunu bildiren Güler, bu
konuda da etüt yapıldığını açıkladı.
Dünya vazgeçiyor,Türkiye
ısrarediyor AKP hükümeti en az üç nükleer santralyapümasını
isterken ABD başta olmak üzere Kanada, Almanya
gibi ülkeler santralları kademeli olarak kapatıyor
H
ükümetin, nükleer
tasanlan geri getirerek
çevreyi, insanlan ve
Türk ekonomisini tehlikeye
attığını vurgulayan çevreciler,
nükleer atıklann hâlâ sorun
olduğunu vurgulayarak
bunlardan bazılannın 250 bin
yıl daha var olacağına dikkat
çekiyor. Türkiye koşullannda
nükleer atıkları yok etmenin
çok zor olduğunu vurguiayan
çevreciler, rüzgâr, güneş,
hidrolik gibi yenilenebilir
enerji kaynaklan açısından
zengin olan Türkiye'nin, bu
potansiyeli kullanması
gerektiğini söylüyor.
Çevresel, ekonomik ve toplumsal maliyeti
ço< yüksek olduğu için dünyanın vazgeçmeye
başladığı nükleer enerji santrallan, AKP
hikümeti tarafindan yeniden Tüıkiye gündemine
soculdu. Hükümet en az 3 santral yapılmasını
istrken başta ABD, Kanada, Almanya olmak
üzere pek çokülke nükleersantrallannı kademeli
olaak kapatıyor. Rüzgâr, güneş, hidrolik gibi
yeıilenebilir enerji kaynaklan açısından zengin
olaı Türkiye'nin, bu potansiyeli kullanılamıyor.
jüvenli ve temiz teknolojiJer sıraiamasının
bajinda gelen hidrolik, termik teknoloji ve
rüıgâr santrallan açısından Türkiye oldukça
zeıgin bir potansiyele sahip. Ancak bu
ka/naklara dönük hiçbir çahşma yapılmazken
ri&li teknolojiler arasında birinci sırada yer
alaı nükleer santrallar, 30 yıh aşkın bir süredir.
ererji açıklan bahane edilerek ülke gündemine
tasnıyor. Elektrik Mühendisleri Odası Istanbul
Şıbe Başkanı Erol Celepsoy, Türkiye'nin
eıerjiyle ilgili hiçbir politikası olmadığını
vınjulayarak "Hükümetlerin enerji poütikalan,
br yCTİeri birilerine peşkeş çekmekten ibaret
Tırkive bir an önce antinükleer poütikayı
beıimsemeir dedi.
ENERJI SIKINTISI YOK
Fürkiye'nin, elindeki alternatif enerji
k&nakları dururken nükleer teknolojiye
gçmemesi gerektiğine dikkat çeken Celepsoy,
tün kayıplara ve kullanılamayan kaynaklara
krşm Türkiye'nin şu an enerji sıkıntısı
yşamadığmı ifade etti. 1999 yılında Ödtelli'de
ysanan Cobalt 60 kazasını anımsatan Celepsoy,
şc/le devam etti:
'Cobalt 60 izotopuyla baş edemeyen Enerji
BkaıüığL TAEK, nükleer santralla nasıl baş
eecek? Nükleer aûklan yok etmek Türkiye
şrüannda çok zor. Her hükümet döneminde
nkieersantrallar mudaka gündemegetir. Önce
a sık elektrik kesintileri yaşanır. Ve 'Enerji
vaniyor, nükleer santrala ihtiyaç var' denir.
Qatürkiye'nin nükleersantrala ihtiyacı yok.
B konu gündeme geidiğine göre, önümüzdeki
gnkrde>inedektrikkesnüleri yaşanzherhalde*
de konuştu. Celepsoy, önümüzdeki süreçte
tnçevreci oda, dernek, vakıf veplatformlarla
Akuyu Nükleer Santrah'na karşı yürüttük-
lâne benzer bir antinükleer kampanya
(slatacaklannı söyledi.
ÇEVRE TEHLİKEYE ATILIYOR
jieenpeace Basın-Iletişim Sorumlusu Ertan
fcfcinsoy dahükümetin, nükleer tasanlan geri
gnerekçevreyi, insanlan ve Türk ekonomisini
dikeye attığını vurguladı. Keskınsoy, nükleer
adann hâlâ sorun olduğuna dikkat çekerek
hlardan bazılannın 250 bin yıl daha var
ccağını ifade etti. Enerji Bakanlığı'nın 2020
m baz alarak nükleer santrallan gündeme
tdıgıru anlatan Keskınsoy. "Bakanlık. somut
«itrsunmuyor. Düm adaki durumu gözönüne
fs»k 2020 yıhnda nükleer enerji tamamen
•dan kalkacak gibi görünüyor. Avrupa bu
«•lojiden vazgeçtLBirkaçAsya ulkesidtşında
ıdterteknok>ii'sipariaveren \ük'"dıve konuştu.
- V-w
f *^L "V" ~*£2î^:Â
tngiltere'nindoğusundakiCaster'da rüzgâr enerjisiyieelektrik üretenyeldeğinneııleri yenidençabşünldL
Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklannda da rüzgâr ilk sırada. Ama kullanıfanıyor. (AP)
Alternatif enerji
çok kuHanan yok
riirkiye'nin, enerjiihtiyacını "gü-
venli" birşekilde karşılayabilmesi
için sonsuz, tükenmeyen, temiz ve
dışa bağımlı olmayan, yenilenebilir enerji
kaynaklanna yönelmesi gerekiyor.
Türkiye 'deyenilenebilir enerji kaynaklan
potansiyeli açısından rüzgâr birinci sırada
yer alıyor. İşletme maliyeti sıfır olduğu için
en ekonomik enerji kaynağı olan rüzgâr
enerjisinin Türkiye'de potansiyeli yıllık 83
bin megavat Bu, yıllık 300 milyar kilo-
vat/saatlik kapasite anlamına geliyor. Veri-
ler, Türkiye'deyılda tüketilen elektriğin en
az iki katının rüzgârdan karşılanabileceği-
ni gösteriyor. Izmir, rüzgâr elektriği gücü-
nünyüzde 54'ünü bünyesinde banndınyor.
İzmir 'iyüzde 18 ile Balıkesir, yüzde 12 ile
Çanakkale, yüzde 9 ile Manisa izliyor.
GÜVENLÎKIÇÎN ALTYAPI YOK
Insanlığın
kâbusu
nükleer
santral
1950,
CüNES ENERJİSİ
Türkiye 'de birim alana düşen güneş
enerjisi, 1500 kilovat/saal Bu rakam, Avru-
pa ortalamasının iki katından bilefazla.
Ancak dışa bağımlıpolitikajar nedeniyle bu
potansiyel kullanılamıyor. İsveç gibi güneşi
çok az gö'ren bir ülkede bile sıcakhk -4 de-
receyken güneş toplayıcısından 70 derece
su elde edilebilivor. 4
HiDROLİK SANTRALLAR
Türkiye 'nin 125 milyar kilo-
vat/saatlik hidrolik potansiyelinin
sadeceyüzde 30'u kullanılabiliyor.
Türkiye, yenilenebilir enerji kay-
naklan arasında sadece suyu ciddi
biçimde kullanabüiyor.
BîYOKÜTLE ENERJİSİ
Organik atıklar ne enerji olarak
ne de gübre olarak ciddi bir şekilde
kullanılabiliyor. Türkiye, yüksek
düzeyde biyokütle rezervine sahip.
Ülke topraklarının yüzde 20 'si ço-
rak ve yüzde 35 7yüksek erozyon riski altın-
da. Bu alanların bir bölümü bitkilendirile-
rek biyolojik kökenli enerji elde edilebilir.
J E O T E R M A L ENERJİ
Elektrik enerjisi olarak yarar-
lanılabilecekjeotermal potansiyelimiz, 2
bin 450 megavat, yani 16 milyar
kilovai/saat Bunun ancakyüzde 2.97'si
kullanılabiliyor. Türkiye 'de Denizli, Kütah-
ya, tzmir-AHağa benzeri bölgelerdejeoter-
mal enerji kaynaklanndan konut ısıtma ve
elektrik üretimi verceklestirilebHivor.
l e r d e
lemeyecekkadar ucuz" slogan-
lan ile tanıtılan nükleer eneni, bugün insanlı-
ğın kâbusu haline geldi. Soğuk Savaş dönemi-
nin sona ermesiyle nükleer silah teknolojisi ge-
rilemeye başlayınca atıklar ortada kaldı. Dev-
let, atıklan satın almaktan vazgeçince radyoak-
tif atıklann güvenli bir şekilde depolanması
sağlanamadı. Ortada kalan nükleer aüklar, fe-
laketin en önemli boyutunu oluşturdu. Özellik-
le 1986'da yaşanan Cemobil faciası da nükle-
er karşıtı harekete ivme kazandırdı.
KuRTULMAK DA ZOR
Elektrik Mühendisleri Odası Istanbul Şube-
si'nce hazırlanan rapora göre riskleri, radyas-
yon ve aük sorunlan, geri dönüşü olmayan ka-
zalan bir tarafa bırakılırsa nükleer santral, dün-
yanın enpahalı teknolojisi. "Geüşmekteoianül-
keteri baöran enerji tercihi" olarak nitelenen
nükleer santrallar ıçın kâğıt üstünde hesaplanan
ve tekliflerde düşük gösterilen enerji birim fı-
yatlan hiçbir zaman gerçekleşemedi.
Dünya Bankası uzun inşaat süreleri ve güven-
lik sisteminin kurulma maliyetleri nedeniyle
Türkiye'de kurulması planlanan nükleer sant-
rallara kredi vermedi. Bu maliyetlere Cemobil
reaktöründe yaşanan kazadan sonra, lisanslama
maliyetleri de eklendi. Nükleer santrallara lisans
almak için alınacak önlemlerin maliyetleri, en
az santralın maliyeti kadar tutuyor. ABD'deki
Maine-Yankee reaktörünün kuruluş maliyeti
280 milyon dolarken sökülüp bertaraf edılme-
sinin maliyeti 2 milyar dolar. Yani bir nükleer
santraldan kurtulabilmek için kuruluş maliye-
tinin sekiz katıru ödemek gerekiyor.
DüNYADA DURUM
Türkiye"ye nükleer teknoloji satmaya çalışan
ABD'de 1978, Almanya'da 1982, Kanada'da
da 1978 yılından beri nükleer santral inşa edil-
miyor. Fransa 1997 yılından itibaren 2010 yı-
lına kadar olan nükleer programını askıya aldı.
Ispanya, yapmayı
planladığı 56 nük-
leer santraldan sa-
dece 8 tanesini bi-
tirip geri kalanını
iptal etti. 1984'te
hükümet yüksek
maliyetli olduğu
için projelendiri-
len 5 santrah dur-
durdu. Italya'da
1987 yıhnda yapı-
lan referandum so-
nucunda 3 santral
kapatıldı. Isveç,
1980'de yapılan
ÇernobilhâlâunutulamadL referandumla
2010 yıhndan son-
ra nükleer santrallannı tasfiye etme karan al-
dı. Ingiltere, Cemobil kazasından sonra yapı-
nu süren 3 santrah iptal etti. Isviçre, 15 yıldır
hiç nükleer santral yapmadı. Almanya'da yapı-
lan kamuoyu araştırmalanna göre halkın yüz-
de 69'u nüİdeere karşı. 1986'dan sonra 4 sant-
ral kapatıldı. PlanJanan bir santraldan vazgeçil-
di. Avusturya ve Filipinler, tamamlanmış olan
nükleer santrallannı çalışürmıyor. Avustralya,
Izlanda, Irlanda, Danimarka, Norveç, Portekiz
ve Yeni Zelanda antinükleerpohtika uyguluyor.
PERŞEMBE
ORHAIN BURSALI
Yeter Söz Milletin!
Şüphesiz çok iyi bir gazete köşe başlığı olabilir bı
"logo", Nitekim Yalçın Bayer, Hüniyet'te bu başlığı ta-
şıyan köşesinde. basındaki bir geleneği başanyla sür-
dürüyor. Okurun, halk/n eleştirilertne, dileklerine, dü-
şüncelerine... yer vererek okura nefes alacağı bir alar
açıyor ve gazete-okur ilişkisini canlı tutuyor.
Fakat "YeterSöz Milletin!" sloganı, esas siyasal içe-
riğiyle köşemize misafir bugün: "Tutucu" yazariar, re-
jim tercihlerini, genellikle bu sloganla yüceltryorlar.
Aynca yine bu sloganla, hem Mustafa Kemal Cum-
huriyeti'ni (1938'e kadar!) hem de Cumhuriyetçi de-
mokratJan siyasal ve toplumsal olarak "alt etmeye"
çalışıyorfar.
"Yeter Söz Milletin" ile neyin kastedildiği belli: Oy!
Sandıktan çıkan! Oradan ne çıkarsa bahtına! Bu, De-
mokrat Parti'nin sloganıydı! Şimdi de AKP'ye yama-
nıyor. Türban üzerine tartışmalarda da "Söz milletin"
deniyor...
Millet böyle istiyor, deyince akan sular durmalı, dağ-
lar yıkılmalı, deprem hattı kent sınırlan dışına çıkanlma-
lı!
• • •
"YeterSöz Milletin!" sloganında iki önemli öğe var.
Biri açık seçik: Millet öğesi... Diğeri ise gizli: Sandıkta-
ki sonuç.
Millet, yani burada oy veren kesim. Bu, nasıl bir mil-
let?
Türkiye manzarası, hem düzenin hem ulusun nite-
liksel durumunu gözler önüne senyor Töre cinayetle-
ri, aşiret düzeni, yıllarca işsiz milyonlar, okula gönde-
rilmeyen kızlar, aşiret reislerinin kulluğunu aşamamış
yüz binlerce köylü... ekmegini yüzlerce mafyanın ya-
nında çalışarak kazanan başka bir büyük kitle. Üniver-
siteye giremeyen 1 milyon öğrenci. Adam başına mil-
li geliri 2 bin dolartarda seyreden bir ülkenin yurttaşla-
n.
Soruyorum: Ülkemiz seçmenlerinin kaçta kaçı Bl-
REYolabilmiş durumdadır? Bu soru, oy kullanan seç-
menin niteliği konusunda bir fikir verir. Modern devle-
tin (ulus devletin yani!) en belirgin özelliği, bence,
yurttaşının gerçek anlamda bırey olabilmişliğidir.
Birey olabilmek ne demektir?
Şu kjstası koyabılirmiyiz: Siyasal, sosyal, ekonomik
ve kültürel olarak kendi başına karar alabilecek özerk
kişilik geliştirebilme ve bu kişiliğe göre özerk davrana-
bilme?!.
Birey olabilmek, ülkemiz ınsanının yüzde kaçına na-
sip olmuştur? Örneğin, erkekleri, kocalan, babalan,
erkek kardeşleri ve çevreleri tarafindan başlan türban-
lanan kadınlar "birey" olabilmiş midir?
Aşiret reislerinin etegi altındaki yüz binler, bu anlam-
da "birey" midir?
Yoksulluk sınınnda yaşamaktan anası bellenmiş olan
ve seçim zamanı kendisine yapılan yüklü yardımlann,
oylannın rengini belirtediği milyonlar, "birey" midir?
Işsizlikten ve yoksulluktan biyolojik variığını sürdü-
remeyecek kınlma noktasında bulunan milyonlar, si-
yasal şarlatanlann peşine takılsa, onlar "birey" midir?
Biıieşmiş Milletler'in "Insani Kalkınma Raporu"na
göre, Türkiye 88. sırada! Bu rapor, ülke insanlannın ge-
lişmişlik düzeylerini dikkate alıyor.
Aslında bu rapordaki kriterler, bence tam da birey
olabilmenin, uluslann bireyselleşebilme düzeyinin öl-
çüleri sanki: Ülke insanlannın "Eğitim düzeyi", "Sağ-
lıkhizmetlerindenyararianma olanaklan", "Yaşam sü-
releri", "Cinsiyetlerarasındaki eşitlik derecesi", "Kişi
başına düşen milli gelir"...
Insani gelişmişlik durumumuz, Bulgaristan'dan ge-
ri!
"Milletin Durumu" raporudur bu.
Bence, Türkiye ulusunun önemli birkesimi henüz ulus
olmayı tamamlayamamış, yani bireyliğini kazanama-
mıştır.
Işin acıklı yönü, ulusu oluşturan fertlenn birey olma-
sının engellenmiş olmasıdır... Acaba bu engelleyici-
ler kimlerdır? Hangi tarihsel, siyasal çizgiyi savunan-
lardır?!.
• • •
Burada "Yeter söz milletin"d\ehn iki paradoksu
var:
Birisi günceJ: Bu nitelikteki "ulusun" karanna "ta-
pınmalan"
Diğeri ise tarihsel: Ulusun özerk bireyler olarak
ortaya çıkmalannı bizzat kendilerinin engelleme-
leridiri
Yani, alçakça bir çevrim (hayat döngüsü) kurulmuş
durumda. Milletin mümkün olduğunca geniş kesimi-
nin gelişmişlik düzeyini en alt düzeyde, kul-köle aşa-
masında tutan polrtikalar izle... Sonra da "Yeter Söz
Milletin!" diye afra tafra sat!
• • •
Ben buna paradoks maradoks dedim...
Aslında düz konuşup muhafazakârlığın siyasal ah-
laksızlığı mı demeliydim, bilmiyorum...
Okurum, daha iyi bir tanımlama yapabilir!
obursalif a cumhuriyet.com.tr
Nükleer santral rüsvet olmaz!
Çevreciler
harekete geçti
EMREDÖKER
İZMİR - Başbakan
Erdoğan'ın Fransa te-
maslanndagündemege-
tirdiği nükleer santral ya-
pımı, nükleer karşıtlan-
nı yeniden hareketlen-
dirdi. Duyarlı kesimler,
ülke kaynaklannın Avru-
pa ülkelerine peşkeş çe-
kiÜTiesine izin vermeye-
ceklerini vurgularken
AKP'nın de iktidara gel-
meden önce verdiği söz-
leri unuttuğuna dikkat
çektiler.
Elektrik Mühendisle-
ri Odası (EMO) Genel
Başkanı Kemal Ulusa-
ler. "Şuan nükleersant-
ral siparişi veren çok az
ülke var. Dola>isıyta pa-
zar sıkıntısı var. Türki-
ve'ye baskı yapıyorlar.
İhtnaçolmamasına kar-
şuı bunu yapıjorlar" di-
ye konuştu. Nükleer
santral lobisinin sık sık
Enerji Bakanı HifaniGü-
ler'in "Yerfi kaynaklar
2020'de yetmeyecek"
sözlerini kullandığını
beürten Ulusaler, ''Ener-
ji Bakanı Güler, bir ay
öncesine kadar bir nük-
leersantralaçacagmı sö\-
lüyordu. Şimdi birkaç
firma dahaortavaçıkm-
ca' Üç tane açacağız' de-
meye başladı" dedi.
Greenpeace Akdeniz
Enerji Kampanyası Sf
rumlusu Ozgür Gürbüz
de, AB 'den "evçt" almak
için 70 milyon kişinin
yaşamını tehlikeye at-
maya kimsenin halda ol-
madığım söyledi.
EMO Genel Merkez
üyesi Arif Küner de.
AKP'nin AB'ye girmek
için artık her yolu dene-
di|ini söyledi. 3