17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 TEMMUZ 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER van'da sicandal SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk 48 kilo eroin kayboldu Haber Merkezi - Van Emnıyet Müdürlüğü'ne aît bLnadan kaçınlan Ha- mit Bavram kayıplara ka- nşırken, polisin, alıcı kı- lığında anlaşma yaptığı 48 Jdlo eroinın izınin kay- bedildiği iddia edildi. NTV'denAdnanGer- ger'in haberine göre, Em- niyet Genel Müdürlü- ğü'nce göre\ lendirilen iki polis başmüfettişinin Vân'daki incelemeleri de- vam ederken olayla ilgili ilginç aynntılara ulaşıldı. Hamit Bayram'a yönelik operasyonlar, Malatya Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'nın bilgisi ve iznıyle başlatıldı. Malatya Em- niyet Müdürlüğü, piyasa- ya çok miktarda uyuştu- rucu sürüleceği istihba- ratı üzenne harekete geç- ti. Polis timleri alıcı kılı- ğtna girerek Hamit Bay- ram'la temas kurdular. Po lisler, 10 gram eroin ve afyon sakızı getiren Ha- mit Bayram'la, 48 kilo da- ha eroin saun alınması ko- nusunda anlaşma sağla- dı. Pazarlık sırasında Bay- ram, 100 kilo eroin daha bulabileceğini söyledi. Hamit Bayram bunun üzerine gözaltına alınır- ken, polis, 48 kilo eroinin tesliminin yapılacağı Van'a hareket etti. Ekip- ler. eroinin teslimatını beklerken Hamit Bay- ram'ın Van'da Emniyet'e ait binadan kaçınlması olayı gerçekJeşti. Bu sıra- da 48 kilo eroinin izinin kaybedıldığı iddia edildi. Emniyet Genel Müdür- lüğü'nden yapılan yazılı açıklamada ise uyuşturu- cunun kaybolduğu iddi- alannın gerçek dışı oldu- ğu savunuldu. SANSÜRÜ YOĞUNLAŞTIRDI. Zehir mafyasmın önde gelen isimlerinin öldürülmesi ve tutuklanmasıyla 'piyasa' el değiştirdi Uyuşturacuda tasfiye dönemi En kafobahk koro rekonı • ZONGULDAK (AA) - Zonguldak'ın Ereğli ılçesinde düzenlenen "11. Ulus- lararası Sevgi, Banş, Dostluk, Kültür ve Sanat Festivali" kapsamında "En Kala- balık Koro" rekor denemesi yapıldı. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Brezilya'ya ait 88 bin kdşilik dünyanın en kalabalık korosu rekorunu kırfnak için çalıştıkJarını belirtti. 'Yasa, hayvanlar için tuzak' • İSTÂNBUL (AA) - Sultanahmet Meydanı'nda toplanan Istanbul Çevre Konseyi üyeleri ve bir grup hayvansever adına, ceset torbasına giren 2 kişinin ya- nında basın açıklaması yapan Doğa ve Sokak Hayvanlannı Yaşatma Derneği (DOSHAYAD) Başkanı Süsen Erkuş, "Hayvanlan Koruma Yasası, sokakta yaşayan hayvan dostlanmız için yaşamı değil, ölümü meşrulaştıran tuzaklarla dolu bir yasa olarak geçti" dedi. Erkuş, Hayvanlan Koruma Kanunu'ndabulu- nan olumsuzluklann düzeltılmesini iste- yerek aksi takdirde AlHM'ye başvura- cakJannı bildirdi. tşcinsel Onur Haftası' • Istanbul Haber Senisi - Lambdais- tanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi, "Eşcinsel Onur Haftası" etkinlikleri kapsamında basın açıklaması yaptı. Be- yoğlu'ndaki Galatasaray Lisesi önünde toplanan grup adına açıklama yapan Serdar Soydan, eşcinselliğin her geçen gün daha da çok konuşulan ve üzerinde fürir yürütülen bir konu haline geldiğini söyledi. Soydan. TBMM Adalet Ko- misyonu üyelerini de eşcinsellere yöne- lik aynmcılığı durdurmak için önerilen- ni TCK Tasansı'na eklemeye çağırdı. 'Sinema kârh degiT • ANKARA (Cumhuriyet Buro) - Ankara, Konya ve Bursa'da Armada, Movıepol, Metropol. Megapol, Anka- pol, Koru, Moviecity gibi 8 adet sine- ma kompleksinin sahibi olan Tüze Grup Yönetim Kurulu Başkam Ab- dullah Tüze, sinema sektörüne ilk ya- ünm yaptıklan yıllarda sektörün çök- müş bir durumda olduğunu belirtti. Ticari olarak bakıldığı zaman sinema sektöriinün çok kârh bir sektör olma- dığını belirten Tüze, Türkiye'de son yıllarda yapılan yarınmlarla sinema salonu kalitesinin Avrupa seviyesinin bile üstüne çıktığı söyledi. ECEVtTKILIÇ Uyuşturucu piyasasını 19801i yıliardan beri kontrolleri altında tutan önemli isimler tasfiye edildi Urfı Çetinkaya, Abuzer Uğurlu, Hüseyin Baybaşin tutuklanırken Behçet Cantürk ve Savaş Buldan gibi Kürt mafya liderleri öldürüldü. Bun- lann yerini çocuklan ve uluslararası mafya orga- nizasyonunda daha etkin rol alan isimler almaya başladı. Afganistan ve Pakis- tan'daki haşhaş tarlala- nndan Paris. Londra ve Nevv York sokaklanna uzanan uyuşturucu piya- sasında mılyarlarca dolar dönüyor. Bu trafiğin bü- yük bir bölümünü kont- rolünde tutan Türk uyuş- turucu piyasasında tas- fiye süreci yaşandı. 199O'lı yıllann başında uyuşturucu piyasası Kürt mafya liderlerinin hâkimi- yetindeydi. Kumar ve fu- huş alanlannı ele geçiren ülkücü mafya, uyuşturu- cuyu da kontrol altına al- maya çalıştı. Devletin de desteğini alan bu çeteler Kürt mafya liderlerini tas- fiye etmeye başladı. Uyuşturucunun etkili isimleri olan Behçet Can- türk. Adnan Yıldınm ve Savaş Buldan Susurluk skandalı sürecinde öldü- rüldü. Ülkücüler, Türki- ye'deki uyuşturucu pazan- nı ele geçirdi. Ancak, Av- rupa'da dağıtımın tamamı- nı yapan Kürt mafyası, ül- kücülerle işbirliğine git- medi. Böylelikle ülkücü mafya uyuşturucu piyasa- sında etİtinliğini sürdüre- medi. ZEHİRDE ETKİLİ İSİMLER A vrupa ve Türkiye'de uyuşturucu pi- yasasına yönelik düzenlenen ope- rasyonlarda yakalanan ve ceza alan uyuşturucu piyasasının bazı etkili isimleri şöyle: Hüseyin Baybaşin: 1995 yı- lmda Akdeniz'de Lucky S gemisin- de yakalanan 14 ton uyuşturucunun sahibi olarak arandı. Hollanda'da düzenlenen operasyonla 27 Mart 1998"de yakalandı. Yargılama so- nucu 18 yıl ağır hapis cezasına çarptınldı. Yaşar Öz: Susurluk hükümlü- sü olan Öz, 20 Haziran 2000'de uyuşturucu ticareti yapmak suçun- dan 15 yıl hapis cezası aldı. Hurşit Han: Uyuşturucu piya- sasının "Escoban" olarak bilini- yor. 10 Ekim 2001'de Istanbul DGM tarafından 24 yıl hapis cezasına çarptınldı. Abuzer Uğurlu: Sürekli ön planda olan Uğurlu, DGM'Ce 25 yıl hapis cezasına çarptınldı. Nejat Daş: Uyuşturucu ticare- tinde tutuklu bulunduğu sırada ce- zaevinden kaçtı. Birçok kez rutuk- lanan Daş, en son Ispanya'da dü- zenlenen operasyonla yakalandı. Aynı ülkede tutuklu bulunan Daş, Ispanyol polisinden dayak yediği ge- rekçesiyle Türkiye'ye iadesini is- tedi. Urfi Çetinkaya: Son dönem- lerde piyasanın en etkili ismi olan Çetinkaya, 2000 yılında düzenle- nen "Matador" operasyonuyla ya- kalandı. 3 yıl tutuklu kaldıktan son- ra serbest bırakıldı. Birkaç ay son- ra düzenlenen "Son Tango" operas- yonuyla yeniden tutuklandı. Tedavi olanaklanndan yararlanamayan engelliler toplumsal yaşama da katılamıyor Acımak yerine paylaşın Hava Harp Okulu öğrencileri kampta Hava Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanh- ğı, 2003-2004 eğirim ve öğretim yıh uçuş ve kamp eğitinıi için İstanbul'dan törenle Yalo- va'ya girti. Yeşüyurf taki okuldan otobüslerle DrvanOteli'ninönüne gelen 1024 öğrenci, da- ha sonra bando eşüğinde Taksim Cumhuriyet Anıü'na kadarvürüdü. Taksim'deki tören- den sonra Kabataş'a geçen Hava Harp Oku- lu öğrencileriTDİ Şehir HarJan İşletmesinin "Fenerbahçe" adh vapuruna bindi. Hava Pi- lot Kıınnay Albay İsmail Taş'ın koımıtasında 3TSİ misafir ülkelerden toplam 1024 öğren- cinin kablacağı Yalova'daki uçuş ve kamp egi- timL, 14 Ağustos'ta sona erecek. Kampta öğ- rencflere, tnuharebe, mekanik nişancüık ve aüş, güvenük, hayaü idame. göğüs göğüse mu- harebe ve planörün yanı sıra bu yıl ilk kez de- nizparaşütüeğitimideverilecek.(Fotoğraf: AA) DEMOKRASİNİN KOSULU LAİKLİK İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ayvahk Cumhunyet Okurlan (CUMOK) tarafindan dü- zenlenen "CumhuriyetveDemokrasi" konulu söyleşi Cunda (Alibeyl Adasfnda gerçekleş- tirildi. Alparslan Berktay. Ahmet Yorulmaz ve gazetemiz Izmir Temsildsi Serdar Kmk' ın ko- nuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, laikliğin demokrasinin vazgeçilmez koşulu olduğu vur- gulandı. Söyleşide, demokrasiyi, laiklikliğin ortadan kaldınlması için araç olarak gören güç- lerin bulunduğu anımsatılarak cumhuriyet ka- zanımlanndan yana aydınlığı savunan kesim- lerin bütünlük içinde hareket etmesi gerektiği belirtildi. Etkinlikte konuşan Berktay, ülkenin zaman zamani içine düştüğu durumlarda umut- suzluğa düşülmemesi gerektiğini kaydetti. Ser- dar Kızık ise Cumhuriyet gazetesinin "cumhu- riyefle birlikte anıldığını anımsatarak medya- nın içine düştüğü durumda "bağunsız" gazete olarak yaşamsal önemi olduğunu dile getirdi. r a Po r u n ( ian çıkan çaq)icı sonuç, toplumun yüzde 1.5'ininevindebakmakla yükümlü olduğu bir engelliyi çevresinden saklayacağını söylemesi. tstanbul Haber Senia - Devlet îstatistik Ensritüsü'nce (DtE) yapılan bir araşhrma, zihinsel özürlülerin yüzde 54.08'inin tedavisinin yapılmadığım ortaya koydu. Uzmanlar. Türkiye'de zihinsel engellilere daha çok acmdığını, ancak onlarla yaşamı paylaşmak gerektiğini belirttiler. DtE'nin verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 12.29'unu özürlüler oluşturuyor. Özürlülerin yüzde 0.48'lik bölümünde yer alan zihinsel engellilerin yüzde 54.08'inin tedavisi yapılmıyor. Konsensus Araştırma \e Danışmanlık Firmasrnca hazırlanan Türkiye Engelliler Araştırmasrnda ise özürlülüğe sosyolojik bakış açısına göre çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor Engellilere acınıyor 14 ilde 2004 kişi iJe yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen araştırmaya göre toplumun yüzde 56.1 'i engellilere acıyor. Araştırma için görüşülen kişilerin yüzde 1.5'i evinde bakmak durumunda olduğu zihinsel engelli biri olsa, onu çevresindekilerden saklayacağını söylüyor. Bu kışilerin saklama gerekçelerinde, "Çevreden zarar geür". "Utandığmdan" "Çevreye rahatsızuk verir" şeklinde ifadeler yer alıyor. Bakmakla yükümlü zihinsel özürlü yakını olması halinde "Evde saklanm" diyen kişilerin gehr ve eğitım seviyelerinın yüksek olması dikkat çekiyor. Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narh, engellilere acımak yenne onlarla yaşamın paylaşılması gerektiğini \oirguladi. Türkiye'deki zihinsel engellilere devlet tarafindan yeterli kaynak aynlmadığını belirten Narlı, "Bu çocuklarai toplumdan sovutlanmalan değil topiuma kazandınlmalan gerektiği için devlet, engeüi vatandaşlann eğitimine yönefik kajnak a>ırmah" dedi. AYDINLANMA EMRE KONGAR ABD, llımlı Islam ve Türkiye Sevgilı okurlarım anımsayacaklar, gecen hafta, Clinton'un My Life (Yaşamım) adh kitabından Tür- kiye ıle ılgilı önemli bölümleri çevirerek aktarmıştım. Bu bölümlerden çıkan sonuçları şöyle özetleyebi- lirim: 1)- ABD, Balkanlar'da oluşturduğu banşın ekono- mik meyvelerini toplamak istemektedir. 2)- Türkiye'yı, yirmi birinci yüzyılı etkileyecek önemli ülkeler arasında ve gelişmekte olan on eko- nomi içinde görmekte, ekonomık çıkarian açısından Türkiye pazannı önemsemektedir. 3)- Türkiye'nin laik, Müslüman ve demokratik kimliğini önemsemekte, yani laikliği vurgulamakta, Ortadogu. Islam radikalizmine teslim olduğu takdir- de, istikrarlı ve demokratik bir Türkiye'nin Avrupa için bir "savunma mevzii" olacağını düşünmekte- dir. Görüldüğü gibi, Clinton dönemınde ABD, Türki- ye'yi laik ve demokratik bir Müslüman ülke ola- rak görmekte ve bu kimliği ile Ortadoğu'daki radikal siyasal Islam ile Avrupa arasında bir "tampon" oluşturduğunu düşünmektedir. Değişen Amerikan Polrtikası Busb yönetimi iktidara gelince, preemptive pre- eminence (öncelikli üstünlük) adını verdiği, Türkçe- de "önleyici müdahale" anlamını taşıyan bir yakla- şımla yenı bir dış polıtika oluşturdu. Buna göre Amenka, "küresel tehdft" algıladığı yerlere, bu tehdit oluşmadan önce de müdahale edecekti. Yenı muhafazakârlann (neo-conservative) oluştur- duğu bu politika, küresel teröre karşı, ABD'nın 6ün- ya hegemonyasını öngören bir yeni stratejiyi ifade ediyordu. Bu dış politika değişikliği, Türkiye'ye biçılen rolü de etkiledı: Türkiye artık Batı ile klasik Ortadogu bölgesi ara- sında bir "savunma mevzii'', "bir tampon" değil, "Genişletilmiş Ortadogu" için, yanı Kuzey Afrı- ka'dan Çın sınınna kadar kapsanan bir geniş bölge- de, ABD'nın bir "saldırı üssü" olacaktı. Nitekım bu politika değışıklığınin somut sonuçlan Irak savaşı sırasında Türkiye'de bütün ağııiığıyla ya- şandı. Daha da yaşanacak. llımlı Islam: Amerikancı Islam Türkiye'nin rolü, bir savunma ülkesi konumundan bir saldın üssüne doğru değiştirilınce, radikal siya- sal Islamı tecrit etme açısından, devletin nitelikleri de yeniden gündeme geldi. Tam bu noktada, ABD'nin radikal siyasal Islama karşı bir silah olarak kullanacağı Türkiye, karşı taraf- tan daha az tepki çekecek bir kimliğe kavuşturul- mak istendi ve ıçendeki siyasal oluşumlann da des- teğiyle ortaya llımlı Islam modeli çıktı. ABD'yi "şeytan" olarak niteleyen, Ortadogu kay- naklı ve Iran destekli klasik radikal siyasal Islama karşı, ABD ile birlikte hareket edecek bir Islam, "llımlı Islam" olarak ortaya atıldı. ABD'nin bu stratejı değişikliğinden kaynaklanan ve Türkiye'ye empoze edilmek ıstenen "llımlı Islam modeli", hıç kuşkusuz, laik bir düzenden geriye gı- dişi gerektiriyordu. Bu eğılim, Türkiye ıçındeki Islamcı (şeriatçı) eği- lımlerle de buluştu ve ABD ile Türkiye içindeki bazı siyasal grupların ittıfakı, llımlı Islam olarak ortaya çıktı. Oysa bu ittifakın ıkı büyük engeli vardı. Birinci engel, "llımlı Islam" anlayışının, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan (ve AB ile de uyum içinde olduğu son AİHM karan ile saptanmış olan) laiklik ilkesi ile çatışma halinde oluşuydu. Ikinci engel ise ister laik olsun, isterse llımlı Islam, Türkiye ıle ABD'nın, Genişletilmiş Ortadogu Projesı bağlamında gerçekleştırecekleri saldırı ortaklığının Islam âleminde yaratacağı tepkiler ve Türkiye'deki Islamcıların bu tepkiler karşısında savunmasız kala- caklan gerçeâiydi. Yani llımlı Islam modeli, ABD'nin sandığının ter- sine, Islam âlemi açısından da Türkiye'nin iç dina- mikleri bakımından da, ABD'nin çıkarian ve stratejisi bağlamında olumlu bir sonuç vermeyecekti. Nitekim vermiyor da! Ama, ABD bunu ne zaman görecek, bilmiyorum doğrusu. ekongar ' cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org çalışma Bakanı Başesgioğlu: Sokak çocuklanmn aîlelerine iş verildi ANKARA (ANKA)- Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Murat Başesgioğlu. çalışan ve sokakta yaşayan çocuk- lann ailelerinin istihda- mına yönelik olarak baş- latılan proje kapsamın- da, 91 aileye sürekli ge- lir sağlandığını ve söz konusu çocuklann ça- lıştınlmalannın önlen- diğini bildirdi. Başesgioğlu, CHP Adana Milletvekili Ne- vin Gaye Erbatur'un, sokak çocukJannın iş- siz ailelerinin istihda- mına yönelik çalışma- larla ilgili soru önerge- sıne verdiği yanıtta, ça- lışan ve sokakta yaşa- yan çocuklann aileleri- nin istihdamına yöne- lik olarak Izmir'de seçi- len sınai meslek dalla- nnda başlatılan "Çocuk tşgücünün En Kötü Bi- çimlerinin Sona Erdiril- mesiProjesi r 'nin sürdü- ğüne işaret etti. Türki- ye Tekstil Hazır Giyim Deri Sanayi Teknoloji ve Tasanm Araştırma Geliştirme Vakfı ile ya- pılan işbirliğiyle açılan konfeksiyon işçüiği kur- suna 113 kişinin katıl- dığını ve bunlardan 73'üne istihdam olana- ğı sağlandığını dile ge- tiren Başesgioğlu, Peh- livanoğlu Marketçilik ile yapılan işbirliğiyle de açılan kasiyerlik, re- yon görevlisi ve şarkü- teri görevlisi kurslanna katılan 60 ldşıden 18'ine de istihdam olanağının sağlandığını kaydetti. Başesgioğlu, Ayak- kabıcılar Odası'yla iş- birliği çerçevesinde de sayacılık kursuna 14 ki- şinin katıldığını belirt- ti. Başesgioğlu, söz ko- nusu kurslar sonunda başanlı olan 91 katılım- cının işe yerleştirildiği- ni bildirirken, işçilerin ailelerine sürekli gelir sağlandığını ifade etti. Başesgioğlu, AB'nin hibekatkılanylaîŞKUR tarafından oluşturulan Aktif Işgücü Projesi kapsamında, hedef kit- leye yönelik kurslann açılmasının beklendiği- ni dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle