17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 TEMMU2 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J j j J v t ^ l l t-JlVJLİ [email protected] 13 DPT, Türkiye'nin yatınm teşviklerinde bugüne kadar niçin başansız olduğunu araştırdı Yatınmcı neden gelmiyor?EBRLTOKTAR ANKARA-Devlet Planlama Teşkı- latı (DPT). bugüne kadar yapılan dev- let yardımlanru mercek altına aldı. Devlet yardımlanndaki çok başlılığa işaret eden DPT, devletın yatınm teş- viklerine yönelik yardım sistemini de- ğıştirmesi halinde sanayinin daha da gelişebileceğini ortaya koydu. Bu aınaçla hazırlanan DPT raporunda; kalkınmada öncelikli bölgelerde yapı- lacak yatınmJara bedelsiz arsa tahsisi- ni, vergi teşviklerini, enerji desteğini, sıgorta priminde indirim ya da ertele- melerini öngören 4325 sayılı yasanın da başanlı olamadığı ortaya konuldu. Raporagöre; 1998-2002 yıllan ara- sında Teşvik ve Uygulama Genel Mü- dürlüğü toplam 15 bin 936 yatınm teş- vik belgesi verdı. Yine aynı dönemde, Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü Bedelsiz arsa tahsisi yapılan yerler, sanayiden uzak. • Yatınm kredisinde hayvancılık ve dokiıma sektörü yok. %/ Ar-Ge'ye aynlan pay az. ^ Devlet yardımlan çok başlı 25 milyar dolarlık yatınm için 1274 belge verdi. Ar-Ge için ise bugüne kadar destek- lenen 1125 projeye toplam 147.3 mil- yon dolar ödeme yapıldı. Enerjı desteğı yapılan Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu'daki voltaj düşük- lüğüne işaret edilen raporda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile özel sektöre ait dağıtım şırketlerinın sorun yaşadığı ifade edildı. Raporda, GAP bölgesine yatınm yapanlara tahsis edilen bedelsiz arsa- lann çoğunlukla mera olduğu, altya- pıdan yoksun bulunduğu ve sanayi- nin yoğun olduğu merkezlere uzak kaldığı vurgulandı. Bölgesel gelişmeye yönelik yatınm kredisinde hayvancılıkla dokuma-gi- yim sektörünün kapsam dışı olması eleştirilen raporda. 4325 sayılı yasa- nın rekabeti bozucu nitelikte olduğu. komşu iki ilden birine uygulanan teş- viklerin. diğer ilin gelişmesini olum- suz yönde etkiledığı şikâyetlen de di- le getirildi. Ar-Ge sorunu Raporda, Ar-Ge yatınmlanna yö- nelik teşvikleregenişyeraynldı. "Ye- ni bir üriin getiştirümesi, ürün kalite- sinin vükseftUmesini ve veni bir tekno- lojinin ülke koşullanna uyumunun sağlanmasınT amaçlayan Ar-Ge yatı- nmlannın TÜBlTAK'ın görüşü alına- rak. Hazıne'ce uygulandığı anlatıldı. Raporda Ar-Ge yatınm miktannm 400 milyar Türk Lirası ile sınırlı tutul- ması, bir şirketin doğuşundan dünya çapında bir şırket haline gelmceye ka- darki süreci kapsamaması eleştirildi. 800 milyon dolarhk Ar-G€ hacmi Raporda. bugüne kadar 800 mılyon dolar büyüklüğünde Ar-Ge hacmi ya- ratıldığı vurgulandı. Ar-Ge harcama- lannın Gayri Safi Yurtiçı Hasıla için- deki payının bınde 64 olduğuna dik- kat cekilen raporda, Ar-Ge'ye ağırlık veren firmalann başan öykülennden şu örnekJer verildi: • Arçelik 53 projeyle en çok Ar-Ge yardımı için başvuruda bulunan fir- ma. 9O'lı yıllarda kurumsallaştırdığı AR-GE anlayışı ve 127 patenti ile Türkiye'de birinci durumda. Arçelik, bugün yüzde 80'i AB ülkeleri olmak üzere 55 ayn ülkeye ihracat yapmak- tadır. • Ar-Ge çalışmalannda edindiği yetenekle TV pazannda Avrupa'da ikinci konuma gelen ve bırçok tekno- lojisini kendi üreten VESTEL sürek- li gelişiyor. • FORD Otosan'ın geliştirdiği ve Avrupa"da yılın ticari aracı seçilen FORD Transit Connect de önemh bir örnek. • Tasanmına TOFAŞ'ın katkıda bulunduğu FIAT Doblo da bır diğer örnek. ÎSTtHDAM VE YATIRIM KOŞULLAR1YUMUŞATILDI Bedava arazi bile yabancıyı çekemedi AYŞE SAYEV ANKARA - AKP hükümetinüı ya- bancı sermayeyi teşvik savıyla ge- çen yıl çıkardığı "lOOldşiyeistihdam ve en az 25 milyon dolarhk yaönm" koşullu Hazıne arazısı tahsisi öngö- ren yasa, tam bir fiyaskoyla sonuç- landı. Bu koşullan taşıyanlara yasal harçlan ödemesi durumunda Hazine arazisi tahsisi öngören uygulama için tek bir yatınmcının başvuruda bulunmadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine hükümet gelecek hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşül- mesi beklenen yeni "vergiaffi" tasa- nsma koyduğu bir maddeyle koşul- lan iyice yumuşattı. AKP hükümetinin ekonomiye kaynak sağlama gerekçesiyle kamu arazilerini ve kurumlannı yerli ve yabancı sermayenin adeta "talanı- na" açan uygulamalan teker teker hüsranla sonuçlanıyor. Milletvekili lojmanlannın ve kamuya ait sosyal tesislerin satışını başaramayıp "vi- raneye" dönmelerini sağlayan AKP hükümetinin. "yabancı yatınmcı çekme" hevesı de sonuçsuz kaldı. Bu çerçevede çıkanlan. en az 100 kişi- lik istihdam ve 25 milyon dolarhk sınai yatınmı yapma koşuluyla ya- bancı yatmmciya Hazine arazisi tah- sisinı öngören uygulama da rağbet görmedi. Hükümet bunun üzerine gelecek hafta TBMM Genel Kurulu'nda gö- rüşülmesi beklenen vergi affı pake- tıne. koşullan daha da esneten bir hüküm koydu. Komisyondaki görüş- meler sırasında da hükümet yetkili- leri, mevcut yasaya göre yapılacak tahsis için hiçbir yatınmcmın baş- vuru yapmadığı itirafında bulundu- lar. Hükümet, başvuru olmamasının gerekçesinı "yaünrn tutan ve istih- dam edüecek kişi sayısının yüksek ol- masuıa" bağladı. Bu kapsamda, tasanyla mevcut ya- sadayeralan "25milyondolarvelOO kişilik istihdam" koşulu, 10 mılyon dolarhk yatınm ve 50 kişilik istih- dam olarak aşağı çekildı. Yeni dü- zenleme yasalaşırsa. yatınmı yap- mak isteyen yabancı yatırımcılara, yasal harçlan ödemek kaydıyla en az 10 milyon dolarlık yatınm ve 50 kişiyi istihdam etmeleri koşuluyla Hazine arazisi tahsis edilecek. İzin alan çok, gelen yok Ekonomi Servisi - Yabancı serma- ye, Türkiye'ye beklenen ilgiyi hâlâ göstermıyor. Makro ekonomık gös- tergelerdeki iyıleşmeye karşın bu yıl da Türkiye yabancı sermaye çekeme- di. Bu yılın tümünde 2.4 milyar do- lar olarak öngörülen doğrudan ya- bancı sermaye girişi, yılın ilk dört ayında 461 milyon dolarda kaldı. Ilk dört ayda gerçekleşen net ya- bancı sermaye girişi. geçen yılrn eş dönemindeki 116 milyon dolarlık tu- tara göre yüksek olmakla birlikte, yı- lın tümü için öngörülen hedefle uyumlu seyretmedi. Yabancı Serma- ye Derneği'nin (YASED) verilerine göre, 6 bın 280 yabancı şirket, 20O2'de 2 milyar 243 milyon dolar- lık yaünm için izin aldı. ancak fıili gj- riş yıl geneli için l milyar 42 milyon dolarda kaldı. Geçen yıl da bu tablo değışmedı; 1 mılyar 208 milyon do- larlık yatınm için izin alınmasına kar- şın doğrudan yatınm haziran ayı iti- banvla 150 milyon dolarda kaldı. Bürokratik engekrin de etkisiyle denizkrde bahk yetiştiriciliği çok zor gelişiyor. (Fotoğraf. ARŞİV) Açık denizde yetiştirmek için yatınm izni alma süreci uzun Balıkta bürokrasi iki yıl ANKARA (AA) - Türkiye, balık yetiştiriciliği için, ekilen tanm ara- zisinden daha fazla deniz alanına sahıp olmasına karşın bürokrasi başta olmak üzere çeşitli nedenler- le bu potansiyelı değerlendiremiyor. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre iç sulan ve de- nizleri ile birlikte 25.8 milyon hektar (258 bin kilometrekare) balık yetiştiriciliğine elverişli alanı olan Türkiye'de. bu po- tansiyel değerlendirilemiyor. Yıllık 600 bin ton civanndaki balık üretiminin yüzde 90'ı avla- ma yöntemi ile elde edilirken bü- rokratik engellerin de etkisiyle de- nizlerde balık yetiştiriciliği çok zor gelişiyor. Bu kadar geniş bir yatınm alanı potansiyeline karşın şimdiye ka- dar, 1100'ü iç sularda olmak üze- re toplam 1650 balık yetiştiriciliği tesisi belge alabıldı. Bunlann top- lam üretim kapasitesi ıse 85 bin ton. Üretim rakamını 100 bın-150 bin tona. 20-25 yılda da 500 bin to- na çıkarmanın mümkün olduğu • Türkiye'nin 500 bin tonluk potansiyeli bulunuyor ancak yeterli yatınm yapılmadığı için 60 bin ton üretim gerçekleşiyor. vurgulanıyor. Balık yetiştincilığine getirilen desteğin, yeni yetiştiricilik yatınm- lannı özendirmekten çok, mevcut yatınmcılan kapasite arttırımına yönelttiği belirtıliyor. izin sürecinin uzun sürmesi ne- deniyle sektöre ilgi duyan yaban- cı yatınmcılann da doğrudan yeni yatınm yapmak yerine. mevcut ya- tınmlan satın alma ya da kiralama yoluna gittiği kaydedüdi. Verilen bilgiye göre iç sularda balık yetiştiriciliği konusunda izin alrnak, denızlere göre daha ko- lay oluyor. Ancak. Kültür ve Turizm, Tanm ve Köyişleri, Çevre ve Orman, Maliye, Sağ- lık bakanlıklan, Denizcilik Müsteşarhğı, özel çevre koru- ma kurullannı ılgilendirmesi nedeniyle denızlerde yetiştiricilik için yatınm izni almak 2 yıla ka- dar sürüyor. Dünyada ortalama 15 kg, AB'de 22 kg. olan kişi başına yıllık balık tüketimi, Türkiye'de 8 kg'a kadar iniyor. DÜNYA EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA [email protected] Geçen hafta Demokratların başkan adayı John Kerry, senatör John Ed- wards'ı başkan yardımcısı adayı olarak açıkladı. Cumhuriyetçilerin kampın- daysa Bush'tan, Başkan Yardımcısı Dick Cheney'yi değiştirmesini isteyen- lerin sesi giderek yükseliyor (VVashing- ton Post, 07/07). Siyasette ikinci adamların, çok ender konjonktürlerde yön belirleyici etkileri oluyor. Bu ABD başkanlık seçimleri de, Bush yöneti- minde Cheney'nin belirleyici rolünden dolayı, bu ender konjonktürlerden biri- ni oluşturuyor. Yorgun ve yaşlı Bu seçimlerin bir özelliği daha var. Prof. Michel Scvvartz'a göre, ABD se- çimlerinde, geleneksel olarak seçmen, iktidardaki başkan yeniden aday ol- muşsa oyunu, ya ondan yana ya da ona karşı kullanıyor; seçim sonuçlannın belirlenmesinde de rakip adayın özel- likleri ikincil bır rol oynuyor (Znet, 2 Temmuz 2004). Bu açıdan bakınca da Bush'un ekibi, özellikle Başkan Yardım- cısı Dick Cheney, yorgun ve yaşlı bir görüntü sunuyor. Dahası, Bush ekibi, seçmenin karşısına yeni bir projeyle çıkmak yerine zamanının, parasının bü- yük bır kısmını, uygulamakta olduğu projenın (terorizme karşı savaş, Ortado- ğu politikası, Irak'ın işgali, Irak'ın yö- netilmesi, işkence skandallan vb...) ba- şansızlıklannı açıklamakla, rakibine kar- şı "negatifkampanya"yürütmekle har- cıyor ama, bir türlü kamuoyu yoklama- larında reytingini yükseltemiyor. Böyle- ce kimı gözlemcilere, örneğin Centre for Strategic and International Stu- dies'dan James Mann'a göre "artık tükenmiş bir yönetim" izlenimi veriyor Bush ve Thermidor-lll (İkinci Adamlar) (Financial Times, 07/07). Bu yorgunluğu, tükenmişliği ise en iyi Dick Cheney temsil ediyor. Yaşı ve kalbinde bir pille yaşamakta olması bir yana, Cumhuriyetçi Parti içinden bir- çok önde gelen isım, Cheney'nin, Hal- liburton, Enron bağlantılarının, seçmen üzerindeki kutuplaştırıcı etkisınden ya- kınmaya başladılar. 11 Eylül komisyo- nunun aksi yönde bulgularına rağmen Cheney'nin hâlâ Saddam ile El Kaide arasında ilişki olduğunu iddia etmeye devam etmesi, gerçeklikten kopmaya başladığını, senatoda bir başka sena- töre "S'tir" çekme örneğinde olduğu gibi sinirlerine hâkim olamaz bir nokta- ya geldiğini düşündürüyor. Muhafaza- kâr Washington Times'ın da geniş yer verdiği bu eleştirilerde, örneğin Bruce Bartlett, ["Cheney Altematives" 07/07), James P. Gannon (Wall Stre- et'in eski raportölerinden ve lowa eya- letinin en büyük gazetesi Des Monies Register'in editörü), Arnold Beichman (Hoover Insitute), B. Scovvcroft ve J. Baker (baba Bush'un ekibi), Che- ney'nin çekilmesinin parti için daha ha- yıriı olacağını vurguluyorlar (Asia Times, 09/07). Plnamik ve Cenç Siyaseti ve kadroları açısından tü- kenmiş izlenimi veren bir başkana kar- şı yanştığının bilinciyle olacak, Kerry, bugüne kadar, belirgin bir siyasi prog- ram sunmak yerine Bush'un hataları üzerine gitmeyi tercih ettı; geçen hafta da başkan yardımcısı adayı olarak genç, dinamik, ateşli bir konuşmacı olarak bilinen Edvvards'ı seçti. Kerry'nin bu taktiği, geçen pazartesi değindiğim "Thermidor" konjonktürüne çok uy- gun. Dikkatle bakıldığında, Kerry'nin, muhafazakâr çevrelerde "Bush devri- mi" olarak da bilinen "imparatorluk stratejisini" özü itibanyla benimsediği, ancak uygulama düzeyinde eleştirdiği görülür. Kerry'nin sürekli bir "değişim" mesajı verirken, aynntılara girmemeye özellikle dikkat etmesi de bundan. Irak'ın işgalini de desteklemiş olan Kerry'nin dış politika kadrosu, terorizmden daha çok terorizmin kay- nağıyla ilgilenmekten yana; kaynak ola- rak da "başansız devletleri" saptıyor- lar. Jonathan Freeland'ın işaret ettiği gibi, bu daha uzun soluklu, uluslarara- sı ittifakları da göz önüne alan bir em- peryalist proje anlamına geliyor (The Guardian, 09/07); bir kopuşu değil, ABD'nın olanaklanyia uluslararası ko- şullara daha uygun birsürekliliği, Irak'ta daha uzun ve derin bir biçimde kalma- yı içeriyor. ABD'de böyle bir uzun so- luklu projeyi sürdürülebilir kılmak için de, bu yolu açmış olmasına karşın hem ülke içindeki sınıfiar arası hem de ulus- lararası alanda ABD ile diğer büyük güçler arasındaki konsensüsü yıkan, şimdı daha ileri gitmeye engel oluştu- ran bir kadronun tasfiyesi gerekiyor Kerry'nin 51 yaş/ndaki Edvvards'ı baş- kan yardımcısı adayı olarak açıklaması da bu mantığa uygun. Bir fabrika işçisi- nin oğlu, yerel devlet okullannda oku- duktan sonra, genelde işçi sınıfından in- sanlan, büyük şirketlere ve doktorlara karşı tazminat davalannda savunarak milyoner olan Edvvards, adeta "Ameri- kan riıyasının" yaşayan ömeği. Çok zen- gin, eski bir Boston ailesinin çocuğu olan •Kerry ise, eğitimini en pahalı özel okui- arda, hatta bir ara Isviçre'de yapmış, Tiavikanlı", "SkullandBones" kulübü- nün üyesi bir Yale mezunu. Edwards ba?ka ne getlrlyor? Kerry ve Edwards, birlikte ABD'nin geleneksel ülke içi konsensüsü, onun merkezi söyleminin fantezisini temsil eden bir simge oluşturuyorlar. Kerry ve Edvvards'ın ilk birlikte göründükleri or- tamda, "ABD'nin uluslararasısaygınlı- ğını, liderliğini restore etmekten" (Fi- nancial Times, 07/07) söz etmeleri de ABD ile diğer büyük güçler arasındaki ilişkilerın restorasyonuyla ilgiliydi. Ker- ry'nin Israil'e, "Batı Yakasına" dikilen duvara verdiği destekteki, kasıtlı ola- rak yaratılmış gibi görünen belirsizlikle- ri de (Gadi Decher, UPI07/07) sanınm bu bağlamda yorumlayabiliriz Edvvards, Kerry'nin kampanyasını üç alanda daha güçlendirebilir. Birincisi, Cheney'nin Halliburton ve Enron'lakir- lenmiş imajının aksine, Edvvards, "ser- vetini büyük sermayeye karşı mücade- le ederek kazanmış bir avukat". Üste- lik artık yorulmaya başlayan Che- ney'den çok daha dinamik, özellikle kü- çük kasaba ve taşra dinleyicisine hitap etmeyi iyi bilen bir konuşmacı. Ikincisi, daha önce de değindiğim gibi, bu se- çimlerde kararsızlan kazanmak kadar, rakibin çekirdek oylannı etkılemek de önemli. Bu yüzden, Güneyli biri siyaset- çi olarak Edvvards'ın, Cumhuriyetçile- rin kalesi olduğu varsayılan oylan etki- leme, hatta bu cephede kimi çentikler açma şansı var. Üçüncüsü, Edvvards, kendi kampanyası sırasında sürekli, zengin-yoksul "iki Amerika", Afrikalı Amerikalılann haklan, gibi konulardaet- kileyici konuşmalaryapıyordu. Bu özel- liklerıyle Edvvards, hem Kerry'nin plat- formuna bir iç politika boyutu ekliyor hem de bağımsız aday Nader'e gide- bilecek sol oylann bir kısmını tutma şansı yaratıyor. özetle, Cumhuriyetçi kampın gittik- çe daha görünür olmaya başlayan za- aflanna karşılık, Demokrat Parti'nin adaylan, "seçim makinesi" gittikçe et- kisini arttırıyor. Bunu, Kerry'nin hızla bü- yümeye devam eden, son tahlilde ser- maye sınıfının desteğinin de bir ölçüsü olan kampanya kasasına bakarak da görmek olanaklı. Kerry'nin kasasında- ki paranın, daha şimdiden, Bush kam- panyasının benimsediği hedef miktar olan 175 milyon dolara ulaştığı bil- diriliyor (Boston Globe, 6/07). ANKARA PAZAR1 YAKUP KEPENEK 'Kandeş Kanıyla' mı? CHP Kurultayı'nın üzerinden bir hafta geçti; an- cak, yankılan devam ediyor. Bu bağlamda, ileriye dönük olarak kimi noktaların altı çizilmelidir. Kurultaya giden süreç, yerel seçimler için aday saptanması sırasında yaşanan sıkıntılarla başla- dı. Seçimlerde alınan sonuçlar, yeterince derinle- mesine incelenmedi; sonuçların, başarılı ya da başansızlık durumlarına göre nedenleriyle birlik- te, soğukkanhlıkla ele alınması sağlanarnadı. Bu somut durum ve daha genelde partinin po- litika üretiminde yaşanan yapısal sıkıntılar şu so- nucu doğurdu: Benim de içlerinde bulunduğum 40 dolayında milletvekili, 18 Mayıs'ta yaptıkları "CHP'nin Iktidar Yürüyüşü" çağrısı yaptı; ilk iş olarak da tüzüğün değiştirilmesini istedıler. Tüzük değişikliği isteği, partinin kurumsal yapı- sının daha katılımcı ve demokratik işleyiş kazan- ması; organ ve örgütlerin daha etkin çalışması için gerekli düzenlemelerin yapılması; üye haklannın güçlendirilmesi, parti içi seçimlerin güvence artı- na alınması; kadın ve gençlik kollannın, katılımcı bir anlayışla geiiştirilmesi ve örgüt çalışmalan ara- sında etkinliği güçlendirecek eşgüdüm sağlan- ması noktalarında toplanıyor. CHP'yi, politika üretiminde güçlendirmeyi amaçlayan "Iktidar Yürüyüşü " çağrımız, en az tü- zük değişikliği kadar önemlidir. Cumburiyetin, la- ik, demokratik ve sosyal hukuk devleti nrtelikle- riyle çağdaş sosyal demokrasinin özgüriük, eşit- lik ve dayanışma önermelerinin bireşimi olan CHP'nin, bu düşünsel gizil gücünü çok daha güç- lü bir biçimde sergilemesı gerekiyor. Çağrı, CHP'nin kuruluşundan bu yanaasıl nite- liği olan Cumhurıyet'in değerierine sahip çıkma, demokratikleşme ve ekonomik gelişme alan- lannda ilerici öncülüğünü yeniden kazanması; 12 Eylül kalıntısı yasal ve kurumsal yapılann de- mokratikleşme yoluyla değiştırilmesi; küreselleş- me sürecinde ulusal çıkarlann korunması amacıy- la gerekli politika seçeneklerinin sergilenmesi; başta işsizlik olmak üzere sosyal demokrat poli- tikalar üretilmesini içeriyor. Gücünü, toplumun, demokrasi, ilerici ve üretici güçlerinden alan ve on- larla birlikte davranacak bir siyasal güç olarak CHP'nin, ülkenin geleceğinin biçimlenmesinde öncülük etmesi isteniyor. Kısaca, toplumun her kesiminden gelen istek- lerin özümsenmesi ve içselleştirilerek somut po- litika önermelerine dönüşmesi CHP'nin iç işleyi- şinin temelini oluşturmalıdır. Ek olarak kazanılan belediyelerin, sosyal de- mokrat ilkeler doğrultusunda, saydam, katılımcı, dayanışmacı bir anlayışla nasıl yönetileceğinin ta- sarımı, bır an önce hazırianmalıdır. Yapılan kurultayda Iktidar Yürüyüşü çağnsının gündeme getirilememesi, tüzük değişikliğinin adı- nın bile anılamaması var olan yetersizliklerı orta- dan kaldırmryor. • • • Kurultaydan sonra, muhalefeti izlemek üzere Merkez Yönetim Kurulu içinden beş kişilik bir ko- misyon kurulması yoluna gidildi. Ne denir? Bu du- rumu, Nâzım'ın, Şeyh Bedreddin Destanı'ndaki sözleri çok güzel betimliyor: öz kardeşi Musa 'yı ok kirişiyle boğup yanibiraltın leğende kardeş kanıyla aptes ala- rak Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi Çelebi hünkâr idi amma Yalnız üyelerinin değil taraftariarının da sayısını arttırmak, hem de çok arttırmak zorunda olan CHP'de, disiplin sürecinin nasıl işleyeceği bellidir. Eğer yeni komisyonlar kurulacaksa bunlann, "Ik- tidar Yürüyüşü" komisyonlan olması gerekir. Başta milletvekilleri olmak üzere tüm CHP'lile- re düşen temel görev, bırakıp gitmek değil, tam tersine, partinin, eksiklerini gidererek güçlenme- si için, her koşulda emek vermektir. [email protected] Nüfus kayıtları yeniden düzenlendi SSK ödemelerine yeni yönetmelik ANK4RA (Cumhurivet Biirosu) -SSK'lilere ödemelerde esas alınacak nüfus kayıtlannı düzenleyen Sosyal Sıgortalar Kurumu Sosyal Sıgorta İşlemleri Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik Resmi Gazete'de yayımlanarak yüriirlüğe girdı. Buna göre, iş kazalanyla meslek hastalıklan sigortasından sigortalı ve hak sahiplerine bağlanacak gelirlerle sigortalılara ödenecek sermayelerin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastahğının hekim raporu ile ilk defa tespit edildiğı tarihte, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalannda sigortahlann yürürlükten kaldınlmış 5417 sayılı Ihtiyarhk Sigortası Kanunu ve 6900 sayılı Maluliyet, Ihtiyarlık ve Ölüm Sigortalan Kanunu veya 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak ilk defa çahşmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınacak. Sigortahlann yaş tahsisi durumlannda, iş kazalanyla meslek hastalığı ve malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalanndan gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değeri hesabmda iş kazasınm olduğu veya meslek hastahğının hekim raporu ile ilk defa tespit edildiği veya sigortahlann 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak ilk defa çahşmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle