Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMH'JRİYET 10 TEMMUZ 2004 CUMARTE
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
Zonguldak
B
B
B
B
B
B
B
B
B
30
35
30
33
36
37
39
38
25
Sinop B 27 Adana PB 36
Samsun PB 25 Mersin PB 33
Trabzon PB 25 Dıyartoakır B 35
Giresun
Ankara
PB 25 Şanlıurfa B 38
B 31 Mardin B 33
Eskışehir B 32 Siirt B 35
Konya B 31 Hakkâri
Sıvas B 25 Van
Antalya B 38 Kars
talya ^ CJ.Adana ) '
m
<£2:
Yurdun doğu ke-
amlen parçaıı bulutlu,
Doğu Karadenız ıle
Doğu Anadolu'nur do-
ğusu sağanak ve gök-
gurtıttulü sağanak ya-
ğışlı. dığeryerier az bu-
lutlu ve açık geçecek
Hava sıcaklığı yurdun
doğu kesımlerınde bı-
raz azalacak, dığer
yerterde önemlı bır de-
ğışıklık olmayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsırtkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Briiksel
Pans
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
16
19
18
18
19
18
20
18
Münih Y 19 Zürıh
Beriın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
PB
Y
PB
PB
B
B
10
27
30
22
30
32
29
35
B 19 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahıre
PB
PB
Y
PB
Y
PB
Y
B
26
37
23
37
25
33
13
38
B 38
0Açık Bulutlu ^ Çok bul-Jtlu ı Yağmurtu Sulu kar »Gok gunıltûlı
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
lerin kat/lacağı Bağdat'a bağlı özel bir statüyü uy-
gun gördüklerinı açıkladı. Elbette temennı edilir; bu
görüş, Genelkurmay'ın görüşü olarak kalmaz, as-
kerle Dışişleri arasındaki tarihsel ilişki çerçevesin-
de gündemde hükümet politikası olarak yerini mu-
hafaza eder.
Bilinen göriişlerin tam tersini içeren çeşitli uygu-
lamalar gördüğümüz için böylesi bir yargıyı anım-
satmak zorunlu oluyor.
Bu hükümetin kamuoyuna duyurduklannı, Milli
Güvenlik Kurulu'ndaki kararları bir gün içinde satı-
şa çıkardığına tanık olduk. Yarınlarda bir gün AB-
D'den gelen dayatmalar, Kürt aşiretlerinin Bağdat
içindeki oyunları -Genelkurmay'ın açıkladığı- Ker-
kük polıtıkasını satmayacağından emin olabilir mi-
yiz?
Orgeneral Başbuğ'un açıklamalarındaki sıcağı
Kürt aşiret reısi Talabani öne sürdüğü görüşlerle
(daha doğrusu Kuzey Irak Kürtlerinin politikasını
açık/ayarak) aynı gün soğuttu.
Hemen her tarakta bezi olan, Ingiltere'de majes-
telerinin, Amerika'da Beyaz Saray'/n hizmetindeki
Talabani de Kerkük'e özel statü verilmesine yanlı
görünüyor. Ancak sonrası için daha değişik bir pla-
nı simdiden tezgâhlıyor.
özel statünün uygulanmasından bir süre sonra
Kerkük'ün yönetimine "halkın karar vermesini" ısti-
yor, "vereceğini" söylüyor.
Ikiyüzlü Kürt'ün söylemek istediği açık; özel sta-
tü işlediği sırada Kerkük'ün demografik yapısı (nü-
fus) Kürtler lehine değiştirilecek, halkoylamasında
ağır basan Kürt oylarıyla Kerkük yönetimi doğrudan
Kürtîere geçecek!
Plan basit bir ilkeye dayanıyor: Kerkük'e egemen
olmak ya yarın ya da yarından da yakın!
Zira Kuzey Irak Kürtleri Kerkük'ten asla vazgeç-
meyecekler.
Demografik yapının Kürtler lehinde değişmesini
sağlayacak girjşimler çoktaan başladı. Nüfus hare-
ketlerini planlayan komisyonun başında bir Kürt bu-
lunuyor. Saddam'ın sürdüğü, yerine Arapları getir-
diği savıyla 4 bin (Kürtlerden) başvuru uygulamaya
girmek üzere.
Kerkük'teki nüfus hareketlerini "yakından" ızle-
mek iyi de, aslında bu konuda ne yaptığımız önem-
li. Orgeneral'in sdylediği gibi Geçici Bağdat Hükü-
meti'nin Kerkük'teki demografik (Kürtler lehine)
olaylara müdahale etmesini bekliyorsak... açık be-
yanlarda evet bizı doyuran resmi açıklamalar izle-
nebilır ama... sonuçta atı alan Kürtlerin çoktaaan
Kerkük'te yönetimi elegeçirdiklerine tanık olmamız
olasılığını yabana atabilir miyiz?
•••
Bir başka duyarlı konu; kuşku yok, Kuzey Irak
dağlannda yerleşik, sürekli silahlanan PKK/Kongra
Gel'le ilgili açıklamalar. Genelkurmay bir kez daha
"silahlanyla birfikte teslim olmadıklan sürece orada-
ki vartığımızın süreceğini" açıkladı. Bu, bilinen nok-
ta.
Ikinci bilinen Amerika'nın PKK konusunda verdi-
ği sözleri tutmad/ğı. Üçüncü ve yeniden umutlan-
dıran açıklama ABD'nin kayıtsızlığı karşısında "Tür-
kiye kendi iç güvenliğini ne zaman tehlikede görûr-
se gerekeni yapmak TC Devleti'nin hakkıdır" diyen
Orgeneral Başbuğ'dan gelıyor.
Oysa biz düne kadarTürkiye'nin ABD'nin PKK'ye
karşı girişeceği askeri harekâta katılmayı önerdiği-
ni, ABD'nin TSK'nin kendi başına yapmayı planla-
dığı Kuzey Irak operasyonlarını engellediğini içeren
söylemler dinliyorduk.
ABD yönetimleriyle içli dışlı bir profesör, -kimliği
kamuoyumuzun malumu- Henri Barkley'ın dün bir
gazetede yayımlanan özel demecinde, "ABD'nin,
Türk askerinin Kandil Dağı'nda operasyon yapma-
sını da engellediği söylenir" sorusuna yanıtı şöyle:
"Ben, Türk askerinin 'Kandil Dağı'nda operasyon
yapalım' diye bir talebinin Amerika'ya iletildiğini bil-
miyonım. Benim aldığım bilgilere göre, Türkiye, bu
operasyonun Amerika tarafından yapılmasını isti-
yor."
Irak'ta ülkenin üniter yapısından sonra duyarlı ol-
duğumuz iki konu; Kerkük ve PKK!
İyi ama, duyarlılık yetmiyor. Köprülerin altından
sular akıyor, akıyor... Akan suyu tersine çevirmek
olanağı dayok!..
Türbanlı öğrenciler
AÎHM'den davalarını
çekmeyi tartışıyorlar
ANKARA (ANKA)-
Leyla Şahin davasmda
türban yasağını onayla-
yan karar üzerine, Avru-
pa Insan Haklan Mah-
kemesi'nde (AİHM)
başvurulan bulunan
300 "ün iizerindeki tür-
banlı öğrenci, bu başvu-
rulannı geri çekmeyi
tartışmaya başladı.
Leyla Şahin dışında
AİHM'de doğrudan tür-
banla ilgili, "öğrenim
özgürlüğü", "düşünce
ve ifade özgürlüğîi" ve
•'onur kıncı muamele"
şikâyetleriyle kişisel
başvurulan bulunan 300
öğrenci arasında, bu da-
valannı gen çekme tar-
tışması açıldı.
Çoğunluğu Marmara
Üniversitesi'nden ol-
mak üzere üniversitele-
rin ilahiyat fakültesi öğ-
rencileri, Şahin davasın-
daki karardan sonra
AİHM'den farkh bir ka-
rar çıkmayacağı görü-
şünde birleşri. AİH-
M'nin karannı hukukçu-
larla değerlendirme ka-
ran alan türbanhlann,
Başbakan Erdoğan ın
"bedel ödeme" sözle-
rinden hareketle Türki-
ye'de geniş bir kampan-
ya yüriitmeyi düşündük-
leri öğrenildi.
Antalya'da izinsiz dlni eğitim
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Antal-
ya'nın Yeniköy beldesi, Akpet Sitesi'nde yapılan
aramalarda, ilköğretim çağîndaki 15'i kız olmak
üzere toplam 17 çocuğa; Çığlık beidesinde yapılan
aramalar sonucunda ise iki katlı inşaat halindeki
binada 20 kız çocuğuna izinsiz dini eğitim verildiği
tespıt edildi. Eğitımlerin finansmanırun Süleyman-
cı Tarikatf na bağlı kişıler tarafindan sağlandığı
kaydedilirken. 6 kışi hakkında soruşrurma açıldı.
Hükümet geriyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan. 3 Tem-
muz'dan bu yana türban ve imam hatipler ko-
nusundaki görüşlerini ortaya koyarken gide-
rek sertleşen bir üslup kullanıyor. Imam ha-
tiplerin önünü açacak düzenleme için "bedel
ödemeye haar olmadığı" sözleriyle tartış-
ma başlatan Erdoğan, şımdi de kamusal ala-
nın kapsamını gündeme getirdi. Erdoğan. hü-
kümetin yeni bir kamusal alan tanımı yapa-
cağı ve türbana ilişkin yasağın özel üniversi-
teler üzerinden delineceği mesajını verdi.
Erdoğan. 3 Temmuzcia katıldığı Birlik Vak-
fi'nm "Meseleler-Çareler" başlıklı toplan-
tısında yaptığı açıklamalarla lcamuoyunda bü-
yük tartışmalara neden oldu.
'Bedel ödettirmem'
Imam hatip liselilennin üniversite sınavla-
nnda istediği üniversiteye gidebilmesıne ola-
nak sağlayan yasanın Cumhurbaşkanı Ahmet
\ecdet Sezer tarafından veto edilmesıni eleş-
tiren Erdoğan, "Biz hükümet olarak bu be-
deli ödemeye hazır değiliz. Çünkü daha ön-
ce ödenen bedeller var" dedi. Erdoğan, be-
del ödeme sözünün yarattığı tepki üzerine, 7
Temmuz'da sözlerini düzeltmeye çalıştı. Er-
doğan, Bulgaristan dönüşünde yaptığı açıkla-
mada, "Ben bu ailelere. çocuklara bedel
ödettirmem dedim. Bu 'Bedel ödemem' di-
ye algılandı" dedi.
Erdoğan, önceki gün katıldığı Teke Tek
programında ise hükümetin türban yasağına
karşı yeni yönelimler içinde
olduğu mesajını verdi. îmam
hatiplere üniversite yolu açıl-
ması konusunda kamuoyun-
dan beklediği desteğı göre-
mediğı için konuyu zamana
bırakmayı uygun bulduklan-
nı söyleyen Erdoğan, devletm
en önemlı görevlerinden biri-
nin de halka dıni eğitim ver-
mek olduğunu belirtti.
'Yasağı delmek için iJk
adım özel okuIJar'
Erdoğan Teziç, YÖK'ün bahçesinde kurul çalışanları, öğrenciler ve gazetecilere kokteyl verdi. (AA)
Ilk yanıt Teziç'ten• Baştarafı 1. Sayfada
nelik eleştilere de, "Vasanın ve
anayasanın Cumhurbaşka-
nı'na tanıdığı yetkinin meşru-
iyeti tartışılmaz" sözleriyle ya-
nıt verdi. fezıç, YÖK'ün bahçe-
sinde kurul çalışanlan, öğrenci
konseyi temsilcileri ve gazeteci-
lere kokteyl verdi. KokteyldeTe-
ziç'eyöneltilen sorularveyanıt-
lan şöyle:
- Başbakan'ın vakıf üniversi-
telerinde türbanla ilgili sözleri-
ne katılıyor musunuz?
YÖK Yasası devlet üniversite-
leriyle vakıfüniversitelerini aynı
tanım içerisine alıyor. Üniversi-
teler kamu tüzelkişileridir. YÖK
Yasası 'nın tanımla ilgili üçüncü
maddesindeki üniversite tanımı-
m okuduğunuz zaman bu açık,
tereddüde yer vermeyecek ifade-
yi siz de görmüş olacaksımz. Bu
bakımdan devlet üniversitesinde
dinsel simge biçimine dönüşmüş
olan giysi biçiminin vakıf üni-
versitelerinde hukuken olması
mümkün değildir. Hukukun çiz-
diği çerçeve içinde bir değerlen-
dirme yapabilirim. Hukuk da bu-
nu böyle söylüyor. Beğenelim,
beğenmeyelim ama bizi bağlıyor.
- Bu konuda bir yasa deği-
şikliği yapılabilir mi?
Kanun değişikliği olursa sorun
çözülmüş olur mu? Anayasanın
130. maddesınde, vakıf üniversı-
telennın de devlet üniversiteleri-
nin tabi olacağı yasaya bağlı ola-
cağı yazıyor. Yasa değişıkliğinin
de bir çözüm getirebileceğini,
anayasa karşısında bir çözüm
olacağını santnıyorum
- Başbakan imam hatiplerle
ilgili olarak 'bedel ödemeye ha-
zır değiliz' dedi. Bu bedel ne
olabilirdi?
Başbakan. bedeli politik açı-
dan değerlendirmiş olabilir. Bu-
rada Cumhurbaşkanı'nın geri
göndermesinden sonra ısrar ede-
rek bu yasayı imzaya taşımak,
yeni bir hukuk sürecı başlatacak-
tı. Bu hukuki süreç. siyası çoğun-
luğun tercihinin gerçekleşmesine
fırsat \erir miydi \ermez miydi
o açıdan değerlendirmek lazım.
Belki ondan sonra anayasa yargı-
laması deATe>'e gırecekti. Başba-
kan herhalde onıı kastediyordur.
Yoksa bu konu 'Seçmenlerimin
arzularını yerine getirdim, ge-
tirmedim' taıtışmalannın dışın-
da. Burada yeni bir hukuki süreç
bir sonuç almayı zorlaştırabilir-
di. Siyası iktidar bir çıkış da bu-
lamayabilirdi. Konu biraz bu çer-
çevede değerlendirilirse söyle-
nen sözler de bir çerçeveye oru-
rabilir.
- 28 Şubat'ın benzeri bir du-
rum ortaya cıkabilir miydi?
Hukuki süreç içerisinde sorun
çözülürdü.
- Rektör atamalannı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bız nasıl takdır yetkimizi kul-
landıysak, Cumhurbaşkanı tak-
dır yetkısini kullanmıştır. Cum-
hurbaşkanfnın işlemleri yargı
denetimine de tabi değildir.
- Sistemi demokratik bulu-
yor musunuz?
Seçimin olduğu yerde muhak-
kak bir demokratik mekanızma-
nm olduğunu söyleriz ama, içyü-
zünü ünıversitelerde üyeierin ne-
ye göre oy verdiğinin değerlen-
dirmesini yapamam. Nihayet or-
taya çıkan ıradeye de biz üniver-
sitenin iradesi olarak bakanz.
- Alamalara ilişkin Cumhur-
başkanı'na bilgi verdiniz mi?
Hayır hiçbir bilgı sunmadık.
Yalnızca üniversitelerdeki oyla-
ma biçımiyle ilgili kendilerinin
önerileri vardı.
- Cumhurbaşkanı'nın bu ko-
nudaki önerisi nedir?
Cumhurbaşkanı, seçimde 6 a-
day seçilecekse birden 6'ya ka-
dar istenen isımlerin oy pusula-
sına yazılabilmesi gerektiğini
söyledi. Bunun için yasa değişik-
liği olması lazım.
Erdoğan. "Dini eğitimin
işin ehli uzmanfar tarafın-
dan verilmesinden sonra
herkesin kendi yolunu seçe-
bilme özgüıiüğüne sahip ol-
ması" gerektiğini kaydede-
rek "Ben senin gibi yaşama-
ya mecbur muyum karde-
şim?" dedi.
"Devlet okuluna sokmu-
yorsun hiç olmazsa özel
sektörün üniversitelerine
gitsin. Gelin bunun önünü
açaüm. Burada bir dayanış-
ma hazıriığı yapıldığı anda,
bir defa buna hazır bir hü-
kümet var" diyen Erdoğan.
şu anda zorlama yapamaya-
cağını aksı halde toplumun
gerildiğini \ıırguladı.
Erdoğan, türbanlı kesimi
"sessizçoğunluklar" olarak
nitelerken "Tamam devlet-
te iş verme ama bırak üni-
versiteye gitsin" dedi.
Kamusal alan
çarpıtması
Kamusal alan tanımına
karşı çıkan Erdoğan, "Park-
lar bahçeler her yer kamu-
sal alan olur. Bunun açıiı-
mını tam manasıvla yap-
mak gerekir" diye konuşru.
"tşi kurcalamak, karış-
tırmak istemiyorum. Şunu
vatandaşıma duyurmanın
gerekliliğine inanıyorum.
Artık bunları aşmamız ge-
rekir" diyen Erdoğan, yurt-
taşlann seçimde tercihini or-
taya koyduğunu belırterek
şunlan söyledi;
" Niçin birbirimizi dışlı-
yoruz? Ben başı açık olan
kardeşimi sahiplenip onun
hukukunu korurken başı
örtülü olan kızımm, karde-
şimin hukukunu da bir baş-
kası korumuvor?"
AKP'nin türban taktiği Başbakan'asuçduyurusu
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Tabanın imam
hatip ve türban konusundaki
beklentilerini karşılayamayan
AK? hükümeti, "kamusal
alan" tammını tartışmaya
açarak tepkileri azaltmayı he-
defliyor. AKP Genel Başkan
Yardımeısı Dengir Mir Meh-
met Fırat, Türkiye'de kavram
kargaşası yaşandığını belirte-
rek "Her önüne gelen kamu-
sal alan konusunda ferva ve-
riyor. Bunlann yerine otur-
tulması lazım. üniversiteler,
bilim adamları ve hukukçu-
ların bu konuda bir çalışma
yapması gerekiyor" dedi.
unam hatiplerle ilgili yasal
düzenlemeden geri adım at-
mak zorunda kalan, türban
konusunda da AÎHM'nin ka-
ranyla hayal kınklığına uğra-
yan AKJ» tabandan gelen tep-
kileri göğüsleyebilmek için
formül anyor. Her girişimin
ardından "biz yapmak iste-
dik ama izJn vermediler" di-
yerek tabana mesaj veren
AKP hükümeti, bu kez de
"kamusal alanı" tartışmaya
açarak puan kazanmaya çalı-
şacak.
Başbakan Tayyip Erdo-
ğan, "Dolmabahçe Sarayı
kamusal alan değil, ben is-
terdinı ki tabii böyle olma-
sın. Ama sabretmemizin ge-
rekü olduğuna inandım. Ge-
lişmiş ülkelerde böyle bir
anlayış yok. Bu konunun
açılımının tam yapılması ge-
rekiyor" diyerek bu konuda
ilk adımı attı' AKP Genel Baş-
kan Yardımeısı Dengir Mır
Mehmet Fırat, Türkıye'de ka-
musal alanı belirleyen bir ya-
sa olmadığını belirterek
"Herkes Meclis kamusal
alan, şurası kamusai alan di-
ye ferva veriyor. En büyük
kanşıklıklardan birisi bu.
Park. yol kamusal alandır,
hukukçu olarak öyle algıb-
yorum. Kamuya ait ortak h-
tifade edilen yerler kamusal
alandır. Bir kavram karga-
şası yaşanıyor. Bunlann ye-
rine oturtulması gerekiyor.
O bakımdan öncclikle üni-
versitelerin. bilim adamları
ve hukukçulann neresi ka-
musal aiandır' diye bir çalış-
ma yapması lazım" diye ko-
nuştu. Türbanın AKP'nin so-
runu olmadığını ileri süren Fı-
rat, "Bu toplumun sorunu-
dur. işsizlik gibi türban da
toplumsal sorundur" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Pir Sultan Abdal
Kültür Derneği (PSAKD),
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan hakkında Birlik Vak-
fi 'nda yaptığı konuşma nede-
niyle suç duyurusunda bu-
lundu. PSAKD Genel Başka-
nı Kazım Genç "Başbakan-
hk, halkı sokağa davet nta-
kamı değildir" dedi.
PSAKD Genel Başkanı
Genç, Ankara Adliye Sarayı
önünde yaptıf ı açıklamada,
Erdoğan'ın 3 Temmuz'da
Birlik Vakfı tarafından dü-
zenlenen "Meseleler ve Ça-
reler" konulu toplantıda,
"aralarında imam hatip li-
selerinin de bulunduğu
meslek liseüJerin ailelerinin
hükümeti destekJemedikJe-
rini" söylediğini anımsattı.
Yalnızca siyasi yandaşlannın
görüşleri ve istemleri yönün-
de yasal düzenlemeler yap-
manın Başbakanlık göreviy-
le "bağdaşmayacağını"
vurgulayan Genç, "Başba-
kanlık makamı, devletin te-
mel ilkelerine muhalefet
makamı olmadığı gibi, hal-
kı sokağa davet makamı da
değildir"dedı
"Bizler, denıokrasinin
Erdoğan için nihai hedefi-
ne ulaşmak için bir araç ol-
duğunu duyanlardanız, bi-
lenlerdeniz" diyen Genç,
şunlan kaydetti: "Erdoğan,
görsel ve yazılı basın yolu
ile halkı tahrik etmektedir.
Yanlaşlanna, 'Sizler için
yapmak istediklerime karşı
çıkanlara, siz de sokağa çıka-
rak, karşı durunuz' diyerek,
halkı biririne karşı kıştırt-
maktadır. Üstelik bu kış-
kjrtmayı basın yayın yolu
ve tüm ülkeye yönelik ola-
rak yapmaktadır. Ceza Ya-
samızm311 ve312.madde-
lerinde düzenlenmiş olan
halkı din ve mezhep farkı
gözeterek kin ve düşmanlı-
ğa tahrik eden Erdoğan'ın
cezalandırılması için P-
SAKD olarak suç duyuru-
sundafoulunuyoruz.Suçun
basın yolu ile işlenmiş ol-
ması nedeniyle de TCY'nin
311. maddesinin 5. bendi
gereğince cezanın ağırlaştı-
nlmasını talep etmiş bulun-
maktayız."
Açıklamanın ardından
Genç ve beraberindeki der-
nek üyeleri, suç duyurusu di-
lekçesini, Ankara Cumhuri-
yet Başsavcılığı'na verdiler.
GUNDEM MLSTAFA BALBA\
I Baştarafı 1. Sayfada
1 - Amerika'nın geliştirdiği "Global Defense Pos-
ture", Türkçe anlatımla Küresel Savunma Konum-
lanması adını verdiği yeni strateji, adında "savun-
ma" sözcüğünü barındırsa da özünde saldırı
amaçlı. Amerikalılar da bunu kabul ediyor ama,
başına birsözcük daha ekliyor:
Onleyici saldırı!
2- Bu strateji çerçevesinde artık eski "üs" kav-
ramı ortadan kalkıyor. Bunun yerine hızlı hareket
edebilecek, ani saldınlar için eğitilmiş, çok daha
küçük ölçekte askeri yapılar öngörülüyor. Ameri-
kalılar sözcük oyunu yaparak ABD'nin Türkiye'de-
ki hedefleri arasında "üs" adı geçince, "Hayır, bi-
zim Türkiye'denüsistemimizyok, buhaberierya-
tan" diyorlar.
Haklılar, üs istemiyorlar, "ileri operasyon alan-
lan" istiyoriar!
3- Bu yöndeki istemlerini Türkiye'ye de ilettiler.
Ankara'daki değerlendirmeler sürüyor. Bunlar
gerçekten "ileri" istemler. Ankara ne kadannı, han-
gi koşullarda kabul edebilir, önümüzdeki aylarda
göreceğiz.
ABD Türkiye'den istemlerini sıralarken bunlann
eski anlaşmalara dayalı olmasını istiyor. Böylece
"1 Mart sendromu" benzeri durumlarfa karşılaş-
mak istemiyor. örneğin bizim elimizdeki 12 Mart
2004 tarihli Amerikan belgesinde, Türkiye'den is-
teneceklerin "taslağı" yer alıyor. Taslakta, önceki
yıllarda yapılan şu anlaşmalara gönderme yapılı-
yor
1951 NATOAnlaşması, 1954ABD'yeAyrıcalık-
lar Anlaşması, 1980 Savunma ve Ekonomik Işbır-
liği (SEİA) Anlaşması ve ekleri, 1987 SElA'ya ek-
lenen Konya'nın Kullanımına İlişkin Değişiklik,
1996 Uygulama Anlaşması, 1997 Konya Protoko-
lü.
ABD bu anlaşmalara dayalı yeni işbirliği ister-
ken, en kapsamlı anlaşma olan SEİA'ya ekler de
koymayı amaçlıyor. Bizegöre, önümüzdeki döne-
min en kritik noktasını bu oluşturuyor.
Ankara ne yapacak?
4- ABD ile sürdürülen mevcut işbirliği iki ülke
yetkililerinin sürekli diyaloğuna ve karşılıklı izinle-
re daya/ı. ABD bunu da sürdürmekten yana gö-
rünmüyor. Şunu istiyor;
Sen bana asker bulundurma izni ver. Bir de ki-
mi önemli noktalarda malzeme bulundurma ola-
nağı tanı. Bunlar denız kıyısı ya da havaalanı ya-
kını olabilir. Senin bölgene yakın bir yerde operas-
yon yapmak istediğimde ben hemen gerekli sa-
yıda askerimi yola çıkarayım. Senin izin verdiğin
"ilerioperasyon alanına" gelsinler, operasyon ge-
reksinimlerini alıp yola devam etsinler. Giriş-çı-
kışlarda özel izindi, koşuldu, bunlarla uğraşmaya-
lım.
Yeniden altını çizelim; bunlar ABD'nin istemi,
Türkiye kabul edecek mi etmeyecek mi henüz
belli değil.
5- Ankara ne yapacak?
Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral llker
Başbuğ, önceki gün düzenlediği basını bilgilen-
dirme brifinginde, Dışişleri ile Genelkurmay'ın or-
taklaşa değerlendirmesinin sürdüğünü açıkladı.
Bizim öngörümüz şu:
Hükümet, olabildiğince toz kaldırmadan bu
alandaki işlerin askerden askere sürmesini istiyor.
Böylece kendi çekirdek tabanından herhangi bir
eleştiri gelirse, "Kardeşim askerier istedi, biz de
olur dedik. Ülkenin gûvenliği için gerekli ise hayır
mı deseydik" demek istiyor.
Askerier, ABD ile bu tür ilişkilerin daha çok NA-
TO kapsamına alınmasının daha anlatılabilir oldu-
ğunu düşünüyor.
6- ABD'nin 21. yüzyıl yapılanmasına bakınca
akla ilk şu saptama geliyor:
Amerika bütün dünyayı kendisine ait eyaletler
gibi görijyor, ona göre adımlar atmaya girişiyor.
"Eyalet" görünce de hangi ülkeyle masaya otur-
sa, ilk seslenişi şu oluyor:
Ey alet!
ankcum(a cumhuriyet.com.tr
Türkkonsofosadava
• PARİS (AA) - Fransa'da faaliyet gösteren
"Ermeni Davasını Savunma Komitesi"nin
(CDCA), sözde Ermeni soykınmını internet site-
sinde reddettiği gerekçesiyle Türkiye'nin Paris
Başkonsolosluğu aleyhine dava açtığı bildirildi.
Bir intemet sitesinde yayımlanan açıklamada, Pa-
ris Başkonsolosluğu'nun internet sitesinde, sözde
Ermeni soykınmının inkâr edilmesine yönelik
Fransız halkına yayın yapıldığı gerekçesiyle
mahkûm olmasını talep ettiği kaydedildi.
Çankaya'da sağlk taraması
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya
Belediyesi Veteriner Müdürlüğü ekipleri tarafın-
dan 116 sokak hayvanına yapılan sağhk taraması
sonucunda kuduz veya herhangi bir salgın hastalı-
ğa rastlanmadı. Veteriner Müdürlüğü ekipleri, baş-
ta kuduz olmak üzere salgın hastahklarla mücade-
le kapsamında bölgede başıboş dolaşan sokak ha>-
vanlannı periyodik olarak sağhk kontrolünden ge-
çiriyor. Çankaya Belediyesi tarafından yapılan
açıklamada. mayıs ve haziran aylannda 116 sokak
hayvanının toplandığı ve yapılan laboratuvar çalış-
malan sonucunda kuduz vakası veya herhangi bir
salgın hastahğa rastlanmadığı bildirildi.
Yaşamın vazgeçümezi: Oyun
• Haber ^Vlerkezi - Buğday Ekolojik Yaşam Der-
gisi temmuz-ağustos sayısını "Oyun" dosyasma
ayırdı. Dr. Uygar Özesmi, "Yaşamın Vazgeçilmez
Parçası; Oyun" başlıklı yazısında bir davTanış biçi-
mi, sosyal ilişki, hatta bilinç düzeyi olarak tamm-
ladığı oyunun insanı yaşama hazırlayan bir araç
olduğunu belirtti. Tiyatrocu Nihal Geyran Koldaş,
yaratıcılığın desteklenmesi ve eğitici olması açı-
sından oyunlann özelliklerini anlatırken Metin
Deniz oyun kavramının değişen yüzünü inceleji.