Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2004 CUMARTESİ
6 HABEKLEK
Greenpeace'in anketine göre, Türk kamuoyu banş zamanmda silahsızlanmadan yana
'Nükleersilahistemiyoruz'EMREDOKER
İZMİR - Türkiye'de yaşayanlann,
NATO \e ABDye ait nükleer silah-
lann ülkede bulunmasuıa büyük ço-
ğunlukla karşı olduğu bildirildi. Gre-
enpeace'in, araştırma kurumu InFak-
to'ya yaptırdığı ankete göre, Türk ka-
muoyunun yüzde 57'si ülkenin nük-
leer silahlardan annmasım isterken
yüzde 80'i Türkiye'nin nükleer süah-
sızlanmaya öncülük etmesi taraftan.
Istanbul'da gerçekleştirilen NATO
zirvesinın hemen öncesinde yapılan
animarka, Norveç ve İspanya'nın topraklarındaki NATO
silahlarının kaldınlması isteminde bulunduğu
anımsatılarak "barış zamanlarında topraklarında nükleer
silah bulundurmama" karannın Türkiye için de örnek olması gerektiği vurgulandı.
araştırmaya katılanlann yüzde 72 si
Türkiye'nin nükleer silahlardan ann-
dınlmış bölge olması çabalannı des-
tekliyor. Greenpeace'in verdiği bilgi-
lere göre. NATO üyesi altı ülkede.
ABD tarafuıdan NATO bünyesinde
kullanım ıçin sağlanan 150 nükleer
bomba bulunuyor. Italya, Almanya,
Hollanda. Belçika ve tngiltere'nin ya-
nı sıra Türkiye'de de Incırlik'te bilin-
meyen sayıda nükleer silah olduğu
bildiriliyor. Greenpeace Enerji Kam-
panyası Sorumlusu Ozgür Gürbüz,
Danimarka. Norveç ve tspanya'nın
topraklanndakı NATO silahlarının
kaldınlması isteminde bulunduğunu
anımsatarak "banşzamanlarındatop-
raklarında nükleer silah bulundur-
mama" karannın Türkiye için de ör-
nek olması gerektiğinı vurguladı. Gür-
büz, "Hükümetintekyapnıasıgereken,
halkuı sesini dinleyip bu istegi NA-
TO'da bulunan diğer ülkclerin temsO-
cflerine iletmek. Türkhe'nin nükleer
silahsızlanma için diğer ülkelere öna-
yak ohnasını istiyoruz" diye konuştu.
Gürbüz, araşhrmadan çıkan diğer bir
ilginç sonucun da nükleer silahlann
sahipliği konusunda olduğunu belirt-
h. Gürbüz şunlan kaydetti:
"Araşürmaya karılanlann yüzde
46'sı Türkiye'de nükleer silah bulun-
duğunu söyJerken bunlann yaklaşık
yansı süahJarm Türkiye'nin denetimin-
de olmatuğmı düşünüyor. Onlan, der-
haJ banş ve nükleer silahsızlanma is-
teyen sıradan insanlarla konuşmaya
çağınyoruz."
HÎSSEDAR ONAYI ALINMADI
Sit alanında
usulsüz yıkım
Eminönü'nde bulunan bir bina,
belediyenin bütün uyarılarına
karşın yıkıldı. Sit alanı içinde
bulunan binanın yıkılmasının çevresi
için tehdit oluşturduğu bildirildi.
İstanbul Haber Servisi - tstanbul Adliyesi'nin
karşısındakı Babayani Sokak'ta Ferhat Otel
Turizmcilik tarafindan yıkılan bina, çevresini
tehdit ediyor. Eminönü Belediyesi Imar
Müdürlüğü Yapı Denetim Bürosu'nun aksi
yöndeki karanna karşın yıkılan bina, aynı
zamanda sit alanında bulunuyor.
Inşaat Mühendisleri Odası Istanbul Şubesf nce
usulsüz yıkım çalışması hakkında yapılan
şikâyet üzerine Eminönü Kaymakamlığı bir
inceleme başlattı. tnceleme sonucunda
Binbirdirek Mahallesi Babayani Sokak'taki 2
No'lu ve Terzihane Sokak'taki 7 No'lu
binalann tek parselde bulunduğu, bu nedeniyle
yıkım ruhsatı alınması safhasında tüm
hissedarlann onayının alınması, yapılann
tamamının nüfus ve eşyadan tahliye edilmesi
gerektiği belırtildi. Hissedarlann onay
işlemlerinin tamamlanmaması ve tahliyelerin
sağlanamaması nedeniyle yıkımın yapılmasma
kesinlikle izin verilmeyeceğinin Eminönü
Belediyesi tarafindan bildirildiği ifade edildi.
Belediyenin bu yazısına karşın Babayani
Sokak'taki bina geçen günlerde yıkıldı.
Terzihane Sokak'taki yan bınada yaşayan
Fatma Tan, yıkılan binanın arsasında pay
sahibi olmasına karşın onayının alınmadığına
dikkat çekerek "Yaşadığun binayı da yıkmak
istiyorlar. Zaten diğer binanın yıkımı sırasında
beni binamda çok ciddi çatiaklar oluştu. Burası
benim tapulu malım, düzeninü bozmak
istemiyonım. Ama benim para koparmak için
çıkmadığunı sanıyoriar" dedi. Tan, cumhunyet
savcılığmın yıkımla ilgili başlattığı soruşturma
çerçevesinde dün ifade verdiğini de anlattı.
ÇODUR: TESİSLERÇALIŞIYOR
ÎSKİ, deniz
konusunda ısrarlı
İstanbul Haber Servisi - Bilim adamlan,
Istanbul sahillerinden denıze gırmenin
sakıncalı olduğu uyansında bulunurken
ÎSKİ hâlâ kentte denize girilebileceğini
savunuyor. ISKİ Genel Müdürü Dursun AH
Çodur, kurumlannm sadece deniz suyunda
ölçüm yaptıklannı, kıyıdaki katı atıklann
sorumluluklan dahilinde olmadığını söyledi.
Uzmanlann ISKl ve İl Sağlık
Müdürlüğü'nce ayn ayn hazırlanan ve
birbirleriyle çelişen 2 raporun da güvenilir
olmadığı yönündeki eleştirilenni yanıtlayan
ISKl Genel Müdürü Çodur, "tsteyen güvenir
isteyen güvenmez- Avrupa ve Anadolu
yakalanndan toplam 11 arrtma tesisimiz var
ve kesintKİz olarak çaflşryoıiar" dedi. Deniz
suyu ölçümlerinin ancak riskli bölgelerde
her gün yapılabileceğini ifade eden Çodur,
kentte bu denli riskli noktalar bulunmadığını
savundu. tl Sağlık Müdürlüğü'nün yaptığı
ölçümlerin İSKJ'den farklı çıkmasına da
değinen ISKl Genel Müdürü Dursun Ali
Çodur, "Onlann ölçüm yaptığı noktada
anhk bir kirlenme olmuştur. Bu yüzden
sonuçlar farklıdır. Artık işbiıüği yapma
karan aldık. Aynı noktalardan birlikte
numune ahp kendi laboraruvarianmızda
analiz edeceğiz. Farkh sonuçlar çıkarsa
nedenlerini araşüracağız'* diye konuştu.
HALÎÇ VE ADALAR DA UYCUN
ISKl'nin tarafindan yapılan son yazılı
açıklamada, Istanbul'da 78 noktadan denize
girilebileceği kaydedildi. Daha önce kentte
65 noktadan denize girilebileceğini
açıklayan İSKİ, hazırladığı son rapora
Adalar ve Haliç'i de ekledi. ISKl'nin ölçüm
sonuçlanna göre Kınalıada'nın 3 ayn
yerinden, Heybeliada'nın 2 ayn yerinden,
Büyükada'nın 6 ayn yennden; Sedef Adası,
Burgazada, Galata, Unkapam, Camialtı,
Eskı Köprü, Haliç Köprüsü, Eyüp-Sütlüce,
Adalar arası, adalar sonrasından da
denize girilebilir.
HORONDAN
ROCK'A...
Artvin
Kafkasör,
Kültür, Turizm
ve Sanat
Festivali,
boğa
güreşlerinin
ardından bir
yandan
akordeon,
tulum, davul,
zurnayla
çekilen
horonlarla
sona erdi...
Kafkasör Şenliği'nde tulum sesi, Teoman ve New York-New York...
Yaylalar horona durchı
GÜLŞAHDURAK
ARTVİN' - Gürcüler gezmek, dolaşmak
kelimeleri yerine "artur"derler... Tarihi
MÖ 8 binli yıllara dayanan ve adı
"artur"dan gelen Artvin de Karadeniz'in
gezilesi, görülesi yörelerinin başında
gelıyor. Topraklannın yansından fazlasının
ormanla kaplı olduğu kenttekı yaylalar yaz
aylanyla birlikte festivallerle şenleniyor.
YAYLADA SAFARİ
Her yıl temmuz ayı başında düzenlenen,
kentin en ünlü festivali Kafkasör Şenlikleri
için günler öncesinden hazırlıklar yapıldı.
Arrv in Gazeteciler Derneği (AGD) ile
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nce bu yıl
24'üncüsü düzenlenen festival Hükümet
Konağı önündekı Atatürk Anıtı 'na çelenk
sunulmasının ardından kortej yürüyüşüyle
başladı. Bu sırada cip \e motosiklet
sürücüleri, kent merkezınden yaylaya doğru
safanye çıktı. Sürücüler Kafkasör
Yaylası'na vardığında, bir yandan horonlar,
diğer yandan Frank Sinatra'nın New York-
New York'u çaldı... Cnlü Yusufeli
dönerinin kokusu ise ilk saatlerden itibaren
heryanı sardı.
Karçal Dağı'nın keskin virajlarından
Karadeniz'in görülmesi
gereken yörelerinden
Artvin'in yaylalan, yazla birlikte
şenlendi. Kentin en ünlü
festivali Kafkasör Şenlikleri için
günler öncesinden hazırlıklar
yapıldı. Festivaldeki kalabalık,
kentin geleceğini turizmde
gören yetkilileri de
umutlandırdı...
1850 metre yükseklikteki Genya Dağı'na
ulaşıldığında, yüzlerıni karla kaplı
Kaçkarlar'a yöneltenler akordeonlar
eşliğinde horona başladı...
RENCÂRENK ÇADIRLAR ...
Kafkasör Yaylası'nda sabah erken
saatlerde rengârenk çadirlar kuruldu, piknik
sepetleri açıldı. Artvin. Gaziantep, Gölcük
ve Gürcistan'ın İmedi halk oyunlan ekiplen
gösterileriyle alanı şenlendirdi. Akşam
saatleri yaklaştığında ise özellikle genç
kızlar heyecanlıydı. Alanda horon tepen
gençler, güreş alaruna atla giren rock
şarkıcısı Teoman'ı gördüklerinde çığlık
çığlığa bağırdı. Yaklaşık 2 bin kişi bir
ağızdan şarkılara eşlık ederken çadırlarda
rakı sofralan kuruldu, Artvin'in köylennden
gelen sevgıliler. en hızlı şarkılarda
romantızmı yaşadı, yaşlı nineler konseri
örgüörerekızledi...
Ertesi gün ise alanda büyük heyecan vardı.
Yayla yolunda trafık sıkıştı. çadırlann sayısı
ıki katına çıktı. Yaklaşık 20 bin kışının
ızlediği, "deste", "ayak", "küçük orta",
"büyük orta", "başartT ve " baş" kategon-
lerinde toplam 68 boğanın katıldığı güreşler
heyecan yarattı. Ağaçlann ardında bahısler
oynanırken alandan kaçan boğalar paniğe
yol açtı. Baş kategorisinde birinci olan
boğanın sahibi Yusufeli Belediye Başkanı
YüsufSağlam ise alandan gururla ayrıldı.
CoŞKULU SON...
24. Artvin Katkasör, Kültür, Turizm ve
Sanat Festivali, boğa güreşlerinin ardından
bir yandan akordeon, tulum, davul, zurnayla
çekilen horonlar ve coşkuyla sona erdi.
Festivaldeki kalabalık, kentin geleceğini
turizmde gören yetkilileri de umutlandırdı.
ÇHP'Ii Artvin Belediye Başkanı Emin
Ozgün, yaylalarda ev pansiyonculuğunu
gelıştirmek için çalışmalara başladıklannı,
Borçka Gölü ve Muratlı'da turizm master
planı oluşturduklarını söyledi.
ANADOLU'NUN ÇİÇEKLERİ PARİSTE AÇTI
• • • \
Istanbul Haber Servisi - Türkiye'nin doğal endemik
çiçeklerinin fotoğraflan Pariste sergileniyor. Çok sayıda
doğa belgeselinin yapımcılığını gerçekleştiren Fatih
Orbay'ın 6 yıllık çalışmasının ürünü olan sergi, zengin
florası olan Türkiye'nin tanrbmına katkıda bulunacak.
Türkiye Kültür ve Bilgi Merkezi'nde önceki gün açılışı
yapılan sergide, Istanbul Kardeleni'nden Anzer
Gelinciği'ne, Laz Gıvışganı'ndan Uludağ'ın Yoğurtotu'na,
Likya Orkidesi'ne kadar yalnızca Türkiye'de yetişen 44
doğal çiçeğin fotoğrafı var. Türkiye'nin bitki çeşitliliğini
konu alan "Yaşayan Hazine" adlı belgeselin devamı
niteliğini taşıyan sergi, çevre dostlan tarafindan 17
Temmuz'a kadar gezilebilecek. Sergi ekim ayında da New York'ta açılacak.
BîTKİ TURUNDE ANADOLU ÖNDE
TEMA Vakfı'ndan yapılan açıklamada, dört mevsimin yaşandığı Anadolu'nun biyolojik
çeşitlilik açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasında olduğu kaydedildi.
Türkiye'nin Avrupa'da bulunan bitki türlerinin yüzde 75'ini barındırdığına dikkat
çekilen açıklamada, "Kıtasal ülkeler arasında biyoçeşitlilik zenginliği anlamında
ülkemiz dokuzuncu sırada yer alıyor. Florasının yüzde 33'ü endemiktir. 163 bitki
familyası ise 9 bin türü ve 1225 cinsi kapsamaktadır" denildi.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Bin Halk KültÜPÜ
Şöleninden
Düziçi Karacaoğlan Köyü'nden Karacaoğlan uzma-
nı 81 yaşındaki Mehmet Koç (Ispir Onbaşı) sahne-
de Karacaoğlan'ı anlatıyor...
Sahne dediysem. yeni ilimiz Osmaniye'nin hemen
bitişiğindeki Çardak Köyü'nde kurulmuş bir açık ha-
va sahnesi bu. Ama her şey yerii yerinde, ses düze-
ni mükemmel.
Ispir Onbaşı mikrofunu ele geçirmiş, sahneden ine-
cek gibi değil.
Yüksekçe sahnenın aşağısına dizılmiş sandalyeler-
de yüz kadar izleyıciyiz.
Çardak köylülen, Osmaniye ve çevresinden gelmiş
aydınlar, öğretmenler, Çukurova Üniversitesi'nden
uzmanlar, yöre köylerinden âşıklar, destancılar... Is-
tanbul'dan çağnlı olarak da ben ve Afşar Timuçin
vanz...
Sağımızda yemyeşil bir tepe ve geride Amanos
Dağları... Solumuzda, uzaklardaki aynı dağ dizisiyle
(belki de Toroslar'ın bir koluyla) kuşatılı engın bir ova..
Çukurova'dayız... Karacaoğlan'ın, Dadaloğlu'nun
yurdunda... Ve elbette Yaşar Kemal'in, Orhan Ke-
mal'in, Yılmaz Güney'in...
Ispir Onbaşı, ulu bir çınar gibı, başında kalpağım-
sı bir başlık, göğsünde destancılığına armağan bir ma-
dalya, elinde mikrofon, bir sandalyeye oturmuş, Ka-
racaoğlan'ı anlatıyor...
Bir nice sözden sonra, "Karacaoğlan elli metre
gittı..." diye bağlıyor konuşmasının bir bölümünü...
Bir soluklanıp yeni bölume geçmeden önce...
Şu satırlan yazdığım sırada Istanbul'a yaz henüz
gelememışken, sözünü ettiğim 11-12-13 Haziran
günlennde Çukurova cayır cayır...
Neyse ki güneş dağlann gerisinde kaybolmak üze-
re ve ispir Onbaşı alkışlaria sahneden iniyor...
Onun ardından, günün ve sempozyumun son ko-
nuşmacısı olarak çıktığım sahnede, konuşmamın ilk
cümleleri yaklaşık olarak şöyle:
"Karacaoğlan üstüne söylenecek söz elbette bit-
mez... Üç yüzyıl öteden yürüyüp geliyor..."
• • •
Her şey, 68 kuşağının onemli isimlerinden Ibrahim
Çenet'in telefonuyla başladı.
Çenet, Çardak Köyü'nün ünlü bir ailesinden.
Bin beladan geçtikten sonra şu anda aynı zaman-
da Isveç yurttaşı ve yaşamını haJk kültürü araştırma-
cılığına adamış.
Savı çok yalın: Büyük Macar bestecisi ve müzik bi-
limcisi Bela Bartok'un 1936 yılında Atatürk'ün is-
teğıyle Türkiye'ye gelerek Adnan Saygun ve Cemal
Reşrt Rey gibi büyük Türk müzisyenleriyle Anado-
lu'da ve özellikle de Osmaniye (Çardak) ve çevresin-
de folklor derlemeleri yapması, tıpkı ilk Dil Kurultayı
ya da izmir iktisat Kurultayı gibi kültürümüz bakımın-
dan tarihsel bir başlangıçtır... öyleyse bu tarih, öte-
ki kurultaylann tanhi gibi, her yıl anımsanmalıdır...
Çenet bu nedenle de, düzenlediği bu toplantıyı, "2.
Şiir-Müzik-Kültür Kurultayı" olarak adlandırmış.
Kaçıncı oluşuna bir diyecegim yok, ama sadece de-
ğerli halk kültürü bilimcılerinin bildiriler sunduğu bir
kurultay değil; destancılarla, halk oyunlanyla bir halk
kültürü şöleniydi yaşadığımız...
• • •
Sunulan hemen her bildiride değinilen ana konu,
halk kültürterınin yitip gitmekte olduğu ve bu kaygı
verici olguda "küreselleşme"r\\r\ olumsuz etkisiydi.
Osmaniye valisi Isa Küçük. bir bürokratın forma-
lite gereği konuşmasının çok ötesinde ve üstünde,
seçkin bir kültür insanı kımliğini yansıtan açış konuş-
masında. bu sorunun altını önemle çizdi.
Halk kültürümüzün değerlerini yok olmaktan nasıl
kurtarabilir, nasıl koruyabiliriz?
Ispir Onbaşılann, başkaca halk âşıklannın, masal
ve destan anlatıcılarının yenileri nasıl yetişecek?
Osmaniye Valiliği'nce yayımlanan "Osmaniye Folk-
loru ve Halk Kültürü Sempozyumu" başlıklı kitap,
tıpkı katıldığımız kurultay gibi, bu soruları araştınyor,
yanıtlar arıyor.
Halk kültürümüzün değerlerini gün ışığına çıkarmak-
tan; yayınlarla, bilimsel toplantılarla irdelemekten, şö-
lenlerle toplumsal ve kışisel yaşamlarımıza katmak-
tan geri kalmamalıyız.
özellikle de toplumumuzun geçmekte olduğu bu
zorlu, sarsıntılı dönemde.
Halk kültürü, dilıyle, şıiriyle, ezgisiyle, masalıyla,
kimliklerimizin temel taşıdır çünkü.
• ••
Oradaki konuşmamda da söyledim, gelmiş geç-
miş şaırlerimizin belkı de en büyüğü, klasiklerimizin
en ölümsüzüdür Karacaoğlan...
Onun özellikle sevda üstüne, tensellik üstüne şiir-
leri, asık yüzlü bağnazlığın her türüne karşı halkın ya-
şam dolu yanıtıdır...
Osmaniye-Çatak'ta bu yıl başlatılan şölen-kurul-
tay gerekli desteğı bularak sürdürülebilirse hem çev-
re için büyuk kazanç olacak hem de halk kültürümü-
zün bugünlere örnek olması, bugünleri düşündürüp
utandırması gereken özgür kimliğini, evrensel değe-
rini, (Bartok adının sağlayacağı olanaktan da yarar-
lanarak) uluslararası ilgi alanlanna taşıyabilecektir...
Zorunlu biraçıklama: Internette dolaşan 'Ata-
ol Behramoğlu'nun Duası' başlıklı garip yazının 5e-
nimle herhangi bir ilişkisi bulunmadığını okurlan-
ma duyururum. Hukuksal bakımdan ne yapılabi-
leceğini de araştmyorum. Bunca saçmalık arasın-
da birbu eksikti. A.B.
ataolb(a cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)513 85 95
Doğum yapan anneler eğitilecek
Sağlıklı bebek
için bilinçli anne
İstanbul Haber Seni-
si-Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, Türkiye'nin do-
ğu bölgelennde eğitım-
sizlik nedeniyle anne ve
bebek ölümlennin fazla
olduğunu belırterek "Öğ-
renimi olmayan kadın-
lann yüzde 32.5'inin ço-
cuğunu kaybetmesine
karşın, ortaokul ve üze-
ri öğrenimi olan kadınla-
nn sadece yüzde 1.9'u
çocuk ölümü ile karşı
karşıva kalrvor" dedi
Sağlık Bakanhğı,
UNICEFvePrimaişbir-
hği ile hayata geçirilen
"Bilinçli Anne Sağlıklı
Bebek" projesi başladı.
2009 }ilına kadar devam
edecek proje, doğum ya-
pan annelerin, hastane
personeli ve Pnma tara-
findan eğirilen personel
tarafindan bılinçlendiril-
mesi ile gerçekleştirile-
cek. Proje ile her yıl 1
milyon anne ve bebeğe
ulaşılması hedefleniyor.