23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2004 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MIMTAZ SOYSAL Ulkemizde Demokrasi Yoktur!.. 2-2'LER FUTBOL tarihinin en ilginç olaylarından biri, son günlerin NATO, BOP, !rak ve Bush hayhu- yunda kaynadı gıtti. Oysa, uluslararası sıyaset sahnesınde olanlara da o olay ışık tutabılirdi. Olay, Avrupa Futbol Şampiyonası'nın grup maçlarından İsveç-Danimarka karşılaşmasının 2-2 beraberlıkle bitmesi ve böylece her ıki ulu- sal takımın da çeyrek final oynamaya hak ka- zanmasıydı. "Ne yaröuncfa?"diyebilirsiniz. Oy- sa, çok şey vardı: Aynı gruptaki Italya'nın tur at- lamaması ve iki Iskandinav takımının çeyrek fi- nale çıkması için aralarındaki maçta tamamı ta- mamına ikişer golle berabere kalmaları gereki- yordu. öyle de oldu. Ne var ki, böyle olacağı ve "dürüst" Kuzeyli- lenn şıke yapacakları çok önceden söylenmek- teydi. Sonuç söylenen gibi çıkınca, kuşkular büsbütün arttı. Gelgelelim, ilk bakışta maçta şikeye benzer bır görüntü yoktu. Danimarkalı Dahl Tomas- son harıka iki gol atmış, Isveçlilerin beraberlik golünde de açık şike kokan bir şey yoktu. Nite- kim, şike yapıldığına inanan Italyanlar bile "Is- patlanması çok zor" demekteydiler. Tam kanıya varabilmek için, maç filmi kane kare, teker teker incelenmeli. Ustalıklı şikeler- de, tek olay değil, olayların tümünü etkileyen ni- yet önemlidir. Şimdi, Kuzey Irak'ta olanlara bakınca "Ame- rika Kuzey Irak'ta bağımsızKürt devleti kur- duracak;Ankara 'dakilerde askerin nûfuzunu kır- ma çabalannda ABD'ce desteklenmek veAB'nin de hoşuna gıdip tam üyelik koparmak için bu- na göz yumacak" dendığı zaman kimse inan- mıyor ama, olup bitenlerin tümü bu konuda ABD, AB ve AKP arasında gizliden gızliye bır an- laşma olduğu kuşkusunu uyandırmıyor mu? Görünürde, İsveç-Danimarka şıkesı gibi, so- nuçta ister ıstemez Türkiye'nın güneydoğusu- nu da etkileyecek böyle bir niyet üzerinde üçlü bır anlaşmaya vanldığını gösteren pek açık bir belirtı yok. Uç taraf bırden "Irak'ın toprak bü- tünlüğüne saygılıyız" demekte. Kimse bağım- sız bir Kürt devletinin kurulmasından söz etmiş değıl. Oysa, son bırkaç yılın olayları teker teker ın- celendiğınde o yöne doğru gelişen ortak bır niyet çızgisini yakalamak çok kolaydır. VVashıngton'un Ankara'yı Irak savaşına sü- rüklemek isterken bile Türk askerini Kuzey'in dı- şındatutmak ıstemesi, PKK'nin üzerine yürümek- ten çekinip sanki onu ilerideki devlet için kullan- mak istediği izlenimini vermesi, Kerkük konu- sunda Barzani-Talabani ıkılisine göz yumu- şu... AB'nin "tarih" için zorladığı koşulların genel- likle Kürt ağırlıklı oluşu... AKP'nin Kürt "federe" devletiyle başlayan ge- lişmelere yeşil ışık yakışı... Hepsı bır araya gelince, iç ve dış nıyetler ara- sında "be/abe/-"yürütülen sinsJ birşikenin kokusu gelmıyor mu burunlara? Prof. Dr. Çetin YETKİN B ır ulkede "de- oyu eşit sayılmalıdır. Oylar mokrasPnınvar- savılırkenherseçmerunoyu lığından söz ede- 1 olarak değerlendırilmelı- bılmek ıçın, bu dır. Başka bırdeyışle,öme- ır ulkede "de- mokrasPnınvar- lığından söz ede- bılmek ıçın, bu rejımı ortaya çıkaran öğe- lenn (unsurlann) yaşama geçınlmış olması gerekır Bu öğelerden bınnın yok- luğu durumunda demokra- sıden söz edılemez Başka bır deyışle, demokrasıye varlık kazandıran her bır "öğe", demokrasının on- suzolmazkoşuludur Örne- ğin: Seçim: Bır ulkede seçım- Jeryapılmıyorsa, ıktıdarse- çım sonucu behrlenmıyor- sa, orada demokrasi de yok- tur Bugerçek,hıçbıraçık- lama gerektırmeyecek ka- dar ortadadır Gerçekten, bır ulkede se- çımler yapılmıyorsa, o ül- kede demokrasi de yoktur ama, tek başına seçımler, demokrasınin yalnızca bır öğesidir; şimdi belirtılecek öteki öğeler/koşullar orta- da yoksa, seçım yapılıyor olması, hiçbir anlam ve de- ğertaşımaz. Ömeğın, Sov- yetler Bırhğı 'nde seçım ya- pıhyordu, bugun îran 'da da seçım var ama bu ıkı rejı- me de -demokrasi" demek olanaksızdır O nedenle, Başbakan'ın ülkeyı gön- lünce yönetmesıne kımı anayasal kurumlann karşı çıkmasına kızarak "O hal- de seçimkr neden yapıb- yor?" gıbılerden yakınma- sı ya da bır seçımle ıktıda- rageldıklen ıçın dıledıkle- nnı yapabılecekJen tıiriin- den savlan, ancak demok- rasi konusundakı bılgı ye- tersızlığımn sonucudur. Gendoy: Tüm ergm yurt- taşlann seçımlerde oy kul- lanma hakkına sahıp bu- lunmalan bır başka koşul- dur Oy kullanma hakkı, servet ya da toprak sahıbı olmak, belırlı bır oranda vergı vermek. eğıtım dü- zeyı, cınsıyet gibi neden- lerle kısıtlanmamış olmah- dl r Eşit oy: Her seçmenın ğın ılkokul çıkışlı seçmenın oyu 1 olarak degerlendın- lırken ünıversıte bıtırmış olanın oyu sözgelimi 5 sa- yılmamahdır. Yine bunun gıbı, çok vergı ödeyenle az vergı ödeyenın oyu aynı ağırlıkta olmalıdır. Yuka- ndakı ıkı koşulun var ol- masına karşılık ulkemızde- kı sıyasal sisteme eşit oy açısındanbakıldığmda, Tür- kıye'de demokrasının bu öğesının gerçekleşmediğı görülur. • Gerçekten de, feodal yapının aşılamadığı yerler- de, orta yere ıstendığı ka- dar seçım sandığı konul- sun, demokrasi yalnızca bır aldatmaca olur. Çünkü, ora- da tankatlar vardır, toprak ağalan (feodal beyler) var- dır Bır tarıkat şeyhının ne kadar mundı varsa, o, o ka- dar da oy sahıbıdır. Bır top- rak ağasına bağlı olanlann oylannı, o ağanın buyruk- lan dışmda kullanmalan soz konusu olamayacağı ıçın o ağanın da sahıp ol- duğu oy sayısı, adamlannın sayısı kadardır. Bunun ıçın değıl mıdır kı, sıyasal par- tılenn lıderlen şeyhlenn ve ağalann peşinden koşup duruyorlar 1 • Türkıye'de eşit oy üke- sı, seçım sıstemı yüzünden de bulunmamaktadır. Çün- kü, yürurlükte olan sıstem nedenıyle, Doğu ve Güney- doğu ıllenmızde 20 bın, hatta 15 bın seçmen 1 mıl- letvekılı seçerek Meclıs'e gönderebılırken, Batı ılle- nmızde 1 mılletvelali seçe- bılecek seçmenJerin sayısı katlanarak artmakta, örne- ğın Istanbul'da ancak 80 bın seçmen 1 mıHetvekıh seçebılmektedır. Bu durum, seçmenlenn oylarırun bir- bınne eşit olması ılkesıne tümüyle aykındır. Kaldı kı, bellı bölgelerde daha yo- ğun olarak bulunan kımı etnık kökenlılere TBMM'de temsılde ayncalık/ustunluk tanınmaktadır. Bilinçü seçmen: Seçım demek, seçmen demektır. Seçmenler vereceklen oy- larla yalnız kendılennın de- ğil, ülkelerinin de yazgısı- nı belırleyeceklerdır. Bu- nun ıçın de kendısının ve ül- kesının çıkarlannın ne yön- de olduğunun ayırdında ol- ması gerekır. Eğer, bunun ayırdında değılse, demok- rası, kişinın ve ülkenın öz- gürlüğünü ve mutluluğunu sağlamak şöyle dursun, tü- müyle ters sonuç venr. • Kuşkusuz. seçmenı bı- lınçlı kılmarun ılk yolu eğı- tımden geçer. Eğıtım, her- kesı kapsamalı ve bılımsel olmalıdır Eğıtımde, "fir- sat" eşıtlığı gerekır. Türkı- ye'de buaçıdan durumun ne olduğu ıse bır açıkJamaya gerek göstermeyecek bı- çımde gözler önünde bu- lunuyor. • Hergenel seçım döne- mınde ülkemızde yaklaşık 2 mıryon yenı seçmen oy kullanma hakkını elde et- mektedır. Bu, Türkiye'nın genç nüfus yapısına sahıp olmasının bır sonucudur Bu yenı ve genç seçmenler, ıktıdann belırlenmesınde ağırlıklı etkendır Ne var kı, bunlann bır bölümü eğı- timden paylannı alamayan- lardır. Bu şansı yakalayan- ların önemlı bır bölümü ımamhatıplılerdır Genka- lanının ıse nasıl bır eğitım karmaşası ıçınde yoğrul- dukJannı bılıyoruz. Şu ka- dannı söyleyeyım kı, ünı- versıte gınş suıavını kaza- narak ünıversıtede okuma- ya hak kazanmış olan öğ- rencılenn önemlı bır bölü- münün 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül'de ne olduğun- dan haberlen bulunmadıgı gıbı, CelaJ Ba>ar, Adnan Menderes,KenanEvren gı- bı kişılen bile tanımayan- lar da ıçlennde çok sayıda- dır. Eğer, bır stadyumda 22 kışının bır topu ayaklanv- la tekmeledığı bır ayakto- pu karşılaşmasından sonra a>TU zamanda hemen tümu de "seçmen" olan izleyıcı- ler stadyumlan yıkıyorlar, bırbırlennı dövup bıçaklı- yorlar, sılahlarpatlayıp ın- sanlar öldürulüyor, cadde- ler ve sokaklar savaş alanı- na ya da bayram havasına bürünüyor ama bunca ulu- sal sorunumuz karşısında a\Tu kıtleden çıt çıkmıyor- sa ülkemızı çok acıklı bır son beklıvor demektır Özgiir/bağımsıziktisim: Iletışımın özgür ya da gü- dümlü^kısıtlı olması de- mokratık ve antidemokra- tik rejımlen bırbınnden ayı- ran bır başka olçuttur Bu açıdan bakıldığmda, ozgür \ e bağımsız ıletışım de, de- mokrasıye varlık kazandı- ran koşullardandır. Kaldı kı, seçmen, bağımsız. özgür ve doğru iktişim savesinde "bihnçli" olabüecektir. Turkıye'de "med>ı a"nın ne durumda olduğu bellıdır. Çoğulcu yapı: Değışık ınanç ve düşunce sahıple- n, çeşıtlı etnık kökenden gelenler, ıktıdar karşıtlan vb sayılan ne olursa olsun, sıstemde aynı hak, ozgur- lük ve yetkılere sahıp ol- malıdırlar. Aralannda bu açıdan eşıtlık bulunmalı- dır. Bunlardan bınne ayn- calık tanınır, bır ötekısıne kısıtlamalar getırilırse, de- mokrasıden soz edılemez • Bunun ölçütü, tüm va- tandaşlann iktklar. \ asalar. hak ve görevlerde eşit o^ tnaJandır. Türkıye'de bu koşul, ör- neğın Alevıler yok sayıla- rak zorunlu dın derslennın Sunnı ıdeolojıye göre oku- tulması, atamalarda partı- zanlık yapılması gıbı uy- gulamalarla çığnenırken şımdı bu olumsuzluklara bır de Türk'ten başka ve TurkJer zaranna otekı et- nık kökenlılere tanman ay- ncalıklarla yok sayılması eklenmıştır. Çünkü, değışık epıık kökenlılere Turk va- tandaşı olmanın ötesınde YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ HÜKUK FAKÜLTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt: 1 Sayı : 1 Yıl: 2004 PROF. DR. ASLAN GUNDLZ'LN ANISINA Prof Dr Haluk Kabaalıoflu. LL.M (Columbıa), LL.M (Bnıssels). Yeduepe Umversıtesı Hukuk Fakultesı Dekanı KAMU HUKUKU YARGIMN SORUNLARI VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI Dr Eraslan Ozka\a, Yargıtav Bınncı Ba^kanı KLRESELLEŞME SURECINDE BIR GENEL DEĞERLENDIRME Prof Dr Mehmet Akad Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı eskı oğretım uyesi YARGITAY KARARLARIIŞIĞINDA "KAMLLAŞTIRMASIZ ELKOYMA Yard Doç Dr Salıh Şahınız Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım Ujesi ANNAIM PLAN AND THE CYPRUS CONFLICT Prof Dr ClemenlDodd. Londra Unı\ersıtesı, SOAS. Yedıtepe Unıversıtesı Konuk Oğretım Üyesi ANNAN PLANI VE KIBRIS SORL'NU Prof Dr ClementDodd, Londra Unjversıtesı, SOAS, Yedıtepe Unıversttesı Konuk Öğreüm Üyesi Çevın: Araş. Gor. Ceren Su. Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı SOME CRITICAL ASPECTS REGARDING THE UN SECRETARY GENERAL'S PROPOSAL FOR A COMPREHENSIVE SETTLEMENT OF THE CYPRUS PROBLEM Prof Dr Perer Pernthaler, Innsbruck (Jmversıtesı Hukuk Fakultesı KIBRIS SORUNUNA FEDERAL VEYA KONFEDERAL ÇOZL"M Prof Dr Peıer Pernthaler. lnnsbruck Umversıtesı Hukuk Fakultesı Çevın: Araş Gor Semın Toner. Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı IS A SETTLEMENT IN CYPRUS STTLL POSSIBLE? Anthon\ Pearce, Professor of European Affaırs at Rouen School of Management. CYPRIS'S EU ACCESSION AND EU-TURKEY CONVERGENCE Prof Dr Hemz-Jurgen A.\l / Prof Dr Nanette \'euwahl Duısburg-Essen Unıversıtesı / Montreal Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Jean Monnet Kursusu 4 CRITIQUE OF THE EU'S POLICY TOWARDS THE CYPRUS ISSUE Yrd DOL Dr Harun Arıkan, Kahramanmaraş Sutçu Imam Unı\ersıtesı Uluslararası Ilışkıler Bolumu THE EU ENL \RGEMENTAND THE POLITICAL CRITERI\: THE CASE OF TURKEY Araş Gor Ceren Su, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı ÖZEL HUKUK ACIZ HÂLI - BORCA B ATIKLIK KAVRAMLARININ FARKI VE BL YONDEN YENI M.K. METINIMN DUŞTLĞL BIR YANLIŞLIK (M.K. ra. 60S f.II, 618) Prof Dr Bılçe Umar, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakullesı Oğretım Uyesı ALACAKLI TESELSULU VE BUNA ILIŞKIN BAZI DUŞUNCELER Prof Dr \bdutkadır Arpacı. Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım Uvesı BIREYSEL EMEKLILIK SISTEMI NELER GETUUYOR? Prof Dr A Can Tuncay, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı eskı oğretim uyesı TRAFFIC LIABILITY (A COMPARATIVE ANALYSIS) Prof Dr ErhanAdal, LL M.(Columbıa) Yeduepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Dekan Yard AVUKATLIK KANUNU'N'UN 2. MADDESINE GORE AVUKATIN BILGI VE BELGE İSTEME YETKİSI Doç Dr Ali Cem Budak, LL.M. (Loodon); Dr. Iur (Bemen) Yedıtepe Unjversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım Üyesi HUKUKÎ VE TİCARÎ KONUXARDA DELILLERIN ELDE EDILMESİNDE ÜYE DEVLETLERİN MAHKEMELERIAR-ASINDAIŞBİRLİĞINEILIŞKINAVRUTA BIRLIĞI KONSEYTÜZÜĞÜ Doç. Dr. Nuray Ekşı, Marmara Üniversıtesı ve Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı İÇTİHAT KRONİĞJ ANAYASA MAHKEMESİNİN, HUMK m^7'DEKI, "MUDDEABİHINISLAH YOLLTLA ARTTIRILAMAMASI" KURALINIIPTAL EDEN 20.7.1999 GUNLU KARARI (RG 4.1U000, No.24220) UZERINE Prof Dr. Bılge Umar, Yedıtepe Unıversitesı Hukuk Fakultesı Oğretım Üyesi PAYLIMÜLKTYET KONUSU BİR TAŞINMAZIN PAYDAŞLARINDAN BIRISİ. TMK m.69A/ni'E GORE TEK BAŞINA KOMŞU TAŞINMAZ MALHONDEN ZORU>XU GEÇIT TALEBINDE (TMK m.747) BULUNABILIR MI? - YARGITAY HUKLK GENEL KURULU'NTJN 7.05J002 TARIHLI VE E.2002/3187, KJ559 SAYILI KARARI UZERINE BIR INCELEME - Yard Doç Dr M Alper Gümuş, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım U\ esı MEVZUAT KRONİĞİ 1.1.2000'DEN BAŞLAYARAK, 1.9.2002'YE KADAR GEÇEN DONEMDE YURURLUĞE KONAN YENI MEVZUAT IÇINDE MEDENÎ YARGILAMA HUKUKU VE ICRA-IFLAS HUKUKUNUILGILENDIREN DEĞIŞIKLIKLER Prof Dr Bılge Umar, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım Uvesı ESER INCELEMELERİ BAKTIR / TAYLAN / TUTUCU / BINGOL / BOZKURT'UN 'TÜRK TICARET KANUNU VE ILGILI MEVZUAT" BAŞLIKLI ESERINININCELENMESI" Prof Dr Hasan Nerad, LL M.(Columbıa) Dokuz Ejlul Unıversıtesı Işletme Fakultesı Ticaret Hukuku Anabılım Dalı Başkanı KURU/ARSLAN/YILMAZ'IN "MEDENİ USUL HUKUKU" DERS KTTABININ 13. (GENIŞLETILMIŞ) BASIMI UZERINE Prof Dr Bılge Umar, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakullesı Oğretım Uyesı Tum Kıtapçılardan veya Yedıtepe Unıversıtesı Kıtap Satış Burosundan temın edılebılır Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı, lısans. vuksek lısans ve doktora programlan ıçın bkz yeditepe.edu.tr de haklar ve ayncalıklar ta- nınmaya başlanmıştır • Öte yanda AKP ikti- dannıruben çoğunlukpar- tisiyim, düediğimi yapanm yaklaşınu. bu koşulun yok sayılması demektir. Temsil edilebilme: Top- lumdakı tüm sıyasal akım- lar, toplumsal sınıflar, güç- leri oranında Meclıs'te tem- sil edılebılmelıdır Türkıye 'de bugün bu ko- şul tumden kalkmıştır • Seçim sistemi nedeniy- le,halkın büyükçoğunluğu TBMM'de temsil edileme- mektedir. AKP ıktıdan. kayıth seç- menin yüzde 20 sınden bi- raz fazla bir oyla, kendısı- ne oy vermemış olan yuz- de 80"e yakın halk çoğun- luğu uzennde egemendır. (Seçımde AKP'nin yüzde 35 dolayında oy aldığını öne surmek bır aldatmaca- dır Bu oran seçıme katılan seçmenler göz önune alına- rak hesaplanmaktadır Ka- yıtlı seçmenlerden oy kul- Ianmamış olanlann AKP'ye oy vermedıklen açık bır gerçektır.) Bu durumun demokra- sıyle uzak yakın bır ılgısi yoktur • Bugün Türkiye'de si- yaset, varsıl kişflerin uğraş alaıudır. Halkın büyük ço- ğunluğunu oluşturan yok- sul sınıflann siyasete aül- ma, seçflmeolanaklan yok- tur. TBMM'de asgari üc- retle \ aşanıav a çabaiayan- lann. açhk sınınnda yaşa- yanlann. üç ayuı sonunu ge- tiremev en emekt dul ve ye- timlerin. özeileştirme \üzü- nden işsiz kalanlann. tek bir tenısikisi bilebulunma- maktadır. Bır ulkede demokrasının varlığından söz edebılmek ıçın, başka koşullann da bulunması gerekır Örne- ğın, seçılebılmekte fırsat eşıtlığı, partı ıçı demokra- si, anayasal guvenceler, yar- gı bağımslzlığı vb. bunlar arasındadır Kısa bır yazı çerçev esınde bunlara da de- ğınmek olanağı bulunmu- yor. Ancak, tüm öğele- nn/koşullann üstünde olan bır başka koşul daha var kı, son olarak ona değınmek gerekıyor. Başbakan'ın da sıkça dı- le gerırdığı gıbı demokrasi demek, her şeyın ötesınde, "miDetin iradesTnın ('^nfl- ü irade"nın "ulusal is- tenç"ın) egemenlığı demek- tır. (Başbakan'a, yüzde 20 dolayında bır oyla mıllet ıradesım nasıl temsil ettığı- m sormak gerekır) Iktıdar -yukanda belırtılen koşul- lar çerçevesınde- ulusun ıs- tencuu yaşama geçırecek- tir, onun uygulayıcısı ola- caktır. Başka bir deyışle, demokrasıJerde iktıdar, ulu- sun buyruğundadır Ama eğer, bır ıktıdar ve onu göreve getıren meclıs, dış güçlerden bujruk ala- rak bunlann gereğını yen- ne getınyorsa, örneğın Av - rupa Bırhğı öyle buyurdu diye ve bir de üstelık onun verdıği talcvime göre yasa- lar çıkanyorsa, artık orta yerde "mflH irade" değıl, "gaynmifli irade" vardır Açıkçası bağımsızhktan v e- nlen her ödün, demokrası- ye ındınlmış öldürücü bır darbedır. O nedenle, demokrası- nın en başta gelen koşulu. bağımsızlıktır Bağımsız- lığı kısıtlanan, gıderek or- tadan kalkan bır ulkede de- mokrasi. yalnızca ortülu bır ışgalı gozlerden saklayan bır aldarmacadır Hemen belırtmek gerek Kalkıp da, mılletımrz oyle ısrıyor, onlar oyle ıstedığı ıçın bız böyle yapıyoruz, demesınler Bu,_vanaçya- n tok yaşamayı aylığına zam yapılmamasım, emek- lılık yaşının ölüm yaşına kadar uzatılmasını, ozel- leştırmeler yüzünden işsiz kalmavı, şehıtlennın katıl- lenmn >-uce katlarda itibar görmesını ulusumuzun ken- dısmın ıstedığini öne sür- mek demektır1 Kısacası, Türkıye'dekı rejıme ne ad koyarsanız ko- yun, ama "demokrasi" dı- yemezsınız < H3lçarşi''daha çok yakışır. », PENCERE Kaba ye Çirkin Bir Dünya Politikası... Eskiden dünya çapında dış polıtika konularına akıl erdırmek uzmanlık işi sayılırdı, uluslararası ıliş- kılerın anhasını mınhasını bılmek ınce zenaartı, günlük hayatla bunlann bir ılışkısi yok sanılırdı... Televızyon büyük çapta durumu değiştirdı, Irak savaşı kanı revan ıçınde odalanmıza ginnce, ev- deki çoluk çocuk bile uyanmaya başladı: - ABD'nin Bağdat'ta ne işı var?.. - Bu kadın kurt köpeğini niçin Iraklı adamın üs- tüne salıyor?.. - Talıban neden Korelının boğazını kesıyor?.. Bush Istanbul'a gelecek diye zora sokulan in- sanlar sormaya başladılar: - NATO neden istanbul'da toplanıyor?.. • NATO 'Kuzey Atlantik lttıfakı'd\r; peki, Asya'da ne işi var?.. "Komünizm tehlikes/"ne karşı kurulan bu örgüt, Sovyetler yıkıldıktan sonra ışsız kalmıştı... Irak'ta başı derde gıren Bush, tek başına bu be- lanın ıçınden sıynlamayacağını anlayınca, Bırleş- mış Mılletler örgütü ve NATO gibi kuruluşları des- tek gücü olarak kullanmaya bakıyor... "Sokaktaki adam"\n ya da "sıradan insan"\n, aklı artık bu konularla al takke ver külahtır; kahve- lerde televizyon haberleri çay kahve arasında iz- lendikçe, uzmanlar ortaya çıkıyor, işin ıçıne Müs- lümanlar da kanştıkça, ilgi daha da sıcaklaşjyor, soh- betler koyulaşıyor, eskiden dış politika dışlanırdı, artık ıçleniyor. • Televızyonda bir kadın görünüyor, zincirini elin- de tuttuğu kurt köpeğini bir Iraklı esirin üstüne sa- lıyor.. Kım bu kadın?.. Bir Amerikalı!.. Ya kurt köpeği?.. Oda Amerikalı!.. 'Ziverbey Işkence Köşkü'nde bıze verdiklen ye- meğın tabağında USA damgası vardı; yatağa ge- tınp üstüme saldıklan eğ/tılmış kurt köpeği de Ame- rıka'dan ithal edılmişti... Yaman devlet bu ABD!.. Kuzey Irak'ta PKK'yi tasfiye etmiyor, Türkıye'ye karşı kullanmak için elinde koz olarak tutuyor.. Fethullah Gülen'ı Amerika'da niçin özellikle ba- nndırıyordersınız?.. Sırasında koz gibi kullanmak için.. Kuzey Irak'ta PKK terör örgütü.. Amerika'da Fethullah Efendı.. Şimdi gelın de dış politikanın ınce bir zenaat ol- duğunu söyleyın bakalım.. Kaba bır zenaat bu!.. • Türkiye'de bir bunaltıcı rüzgâr esiyor, ınsanlar bır kıskacın kapandığını, daraldığını, kenetlendığini, bırtehlikenıntehdidedönüştüğünüduyumsuyor... Istanbul'da NATO tıyatrosu kuruluyor... NATO'nun üyelerı arasında, halkı Müslüman olan tek devlet Türkıye... Sovyetler yıkılıncaABD vaktiyle kendi ellenyle ye- tıştırdığı gericı islam örgütlerıyle karşı karşıya kal- dı... NATO'nun Istanbul toplantısı bu hedefe dönük nışan tahtasını Istanbul'a taşıyor. Prof. Dr. EDİBE BALLI Hocamızı, aramızdan aynlışfnın dokuzuncu yılında sevgi ve saygı ile anıyoruz. İ.Ü. Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Elemanları KOOP-C'den DUYURU Cumhunyet Mahallesı Spor Tesıslen, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali ŞAHlN'ın de katılımıyla 27 Hazıran 2004 Pazar günü saat: 11 .OO'de törenle açıhyor. Törene katılacak kooperatif ortakJan ve mahalle sakınlen için: OTOBÜSHAREKETSAATLERl: Saat: 0830 Kadıkö} Belednesi Yanı Saat: 09.00 Mecidijeköj Karakolu yanı Saat: 0930 BaktrkövOmürÖnü KULTUR • SAHAT 1EM BAŞL K\ASLAR IÇ1N rT VLiANCA'uın yenetmenınden ^y/ILBUREK İSTİYO AnkaraArmada 219 1600 1145-14 15-16 45-19 15-2145 Ankara Kızılırmak 425 53 93 11 30-14 00-16.30-19.00-21 15 Ankara Metropol 425 74 78 12 15-14 30-17 00-19 15-2130 Ankara Tuze On 215 34 00 12 00-14 20-16 40-19.00-21 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle