Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2004 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MIMTAZ SOYSAL
Ulkemizde Demokrasi Yoktur!..
2-2'LER
FUTBOL tarihinin en ilginç olaylarından biri,
son günlerin NATO, BOP, !rak ve Bush hayhu-
yunda kaynadı gıtti. Oysa, uluslararası sıyaset
sahnesınde olanlara da o olay ışık tutabılirdi.
Olay, Avrupa Futbol Şampiyonası'nın grup
maçlarından İsveç-Danimarka karşılaşmasının
2-2 beraberlıkle bitmesi ve böylece her ıki ulu-
sal takımın da çeyrek final oynamaya hak ka-
zanmasıydı. "Ne yaröuncfa?"diyebilirsiniz. Oy-
sa, çok şey vardı: Aynı gruptaki Italya'nın tur at-
lamaması ve iki Iskandinav takımının çeyrek fi-
nale çıkması için aralarındaki maçta tamamı ta-
mamına ikişer golle berabere kalmaları gereki-
yordu. öyle de oldu.
Ne var ki, böyle olacağı ve "dürüst" Kuzeyli-
lenn şıke yapacakları çok önceden söylenmek-
teydi. Sonuç söylenen gibi çıkınca, kuşkular
büsbütün arttı.
Gelgelelim, ilk bakışta maçta şikeye benzer
bır görüntü yoktu. Danimarkalı Dahl Tomas-
son harıka iki gol atmış, Isveçlilerin beraberlik
golünde de açık şike kokan bir şey yoktu. Nite-
kim, şike yapıldığına inanan Italyanlar bile "Is-
patlanması çok zor" demekteydiler.
Tam kanıya varabilmek için, maç filmi kane
kare, teker teker incelenmeli. Ustalıklı şikeler-
de, tek olay değil, olayların tümünü etkileyen ni-
yet önemlidir.
Şimdi, Kuzey Irak'ta olanlara bakınca "Ame-
rika Kuzey Irak'ta bağımsızKürt devleti kur-
duracak;Ankara 'dakilerde askerin nûfuzunu kır-
ma çabalannda ABD'ce desteklenmek veAB'nin
de hoşuna gıdip tam üyelik koparmak için bu-
na göz yumacak" dendığı zaman kimse inan-
mıyor ama, olup bitenlerin tümü bu konuda
ABD, AB ve AKP arasında gizliden gızliye bır an-
laşma olduğu kuşkusunu uyandırmıyor mu?
Görünürde, İsveç-Danimarka şıkesı gibi, so-
nuçta ister ıstemez Türkiye'nın güneydoğusu-
nu da etkileyecek böyle bir niyet üzerinde üçlü
bır anlaşmaya vanldığını gösteren pek açık bir
belirtı yok. Uç taraf bırden "Irak'ın toprak bü-
tünlüğüne saygılıyız" demekte. Kimse bağım-
sız bir Kürt devletinin kurulmasından söz etmiş
değıl.
Oysa, son bırkaç yılın olayları teker teker ın-
celendiğınde o yöne doğru gelişen ortak bır
niyet çızgisini yakalamak çok kolaydır.
VVashıngton'un Ankara'yı Irak savaşına sü-
rüklemek isterken bile Türk askerini Kuzey'in dı-
şındatutmak ıstemesi, PKK'nin üzerine yürümek-
ten çekinip sanki onu ilerideki devlet için kullan-
mak istediği izlenimini vermesi, Kerkük konu-
sunda Barzani-Talabani ıkılisine göz yumu-
şu...
AB'nin "tarih" için zorladığı koşulların genel-
likle Kürt ağırlıklı oluşu...
AKP'nin Kürt "federe" devletiyle başlayan ge-
lişmelere yeşil ışık yakışı...
Hepsı bır araya gelince, iç ve dış nıyetler ara-
sında "be/abe/-"yürütülen sinsJ birşikenin kokusu
gelmıyor mu burunlara?
Prof. Dr. Çetin YETKİN
B
ır ulkede "de- oyu eşit sayılmalıdır. Oylar
mokrasPnınvar- savılırkenherseçmerunoyu
lığından söz ede- 1 olarak değerlendırilmelı-
bılmek ıçın, bu dır. Başka bırdeyışle,öme-
ır ulkede "de-
mokrasPnınvar-
lığından söz ede-
bılmek ıçın, bu
rejımı ortaya çıkaran öğe-
lenn (unsurlann) yaşama
geçınlmış olması gerekır
Bu öğelerden bınnın yok-
luğu durumunda demokra-
sıden söz edılemez Başka
bır deyışle, demokrasıye
varlık kazandıran her bır
"öğe", demokrasının on-
suzolmazkoşuludur Örne-
ğin:
Seçim: Bır ulkede seçım-
Jeryapılmıyorsa, ıktıdarse-
çım sonucu behrlenmıyor-
sa, orada demokrasi de yok-
tur Bugerçek,hıçbıraçık-
lama gerektırmeyecek ka-
dar ortadadır
Gerçekten, bır ulkede se-
çımler yapılmıyorsa, o ül-
kede demokrasi de yoktur
ama, tek başına seçımler,
demokrasınin yalnızca bır
öğesidir; şimdi belirtılecek
öteki öğeler/koşullar orta-
da yoksa, seçım yapılıyor
olması, hiçbir anlam ve de-
ğertaşımaz. Ömeğın, Sov-
yetler Bırhğı 'nde seçım ya-
pıhyordu, bugun îran 'da da
seçım var ama bu ıkı rejı-
me de -demokrasi" demek
olanaksızdır O nedenle,
Başbakan'ın ülkeyı gön-
lünce yönetmesıne kımı
anayasal kurumlann karşı
çıkmasına kızarak "O hal-
de seçimkr neden yapıb-
yor?" gıbılerden yakınma-
sı ya da bır seçımle ıktıda-
rageldıklen ıçın dıledıkle-
nnı yapabılecekJen tıiriin-
den savlan, ancak demok-
rasi konusundakı bılgı ye-
tersızlığımn sonucudur.
Gendoy: Tüm ergm yurt-
taşlann seçımlerde oy kul-
lanma hakkına sahıp bu-
lunmalan bır başka koşul-
dur Oy kullanma hakkı,
servet ya da toprak sahıbı
olmak, belırlı bır oranda
vergı vermek. eğıtım dü-
zeyı, cınsıyet gibi neden-
lerle kısıtlanmamış olmah-
dl r
Eşit oy: Her seçmenın
ğın ılkokul çıkışlı seçmenın
oyu 1 olarak degerlendın-
lırken ünıversıte bıtırmış
olanın oyu sözgelimi 5 sa-
yılmamahdır. Yine bunun
gıbı, çok vergı ödeyenle az
vergı ödeyenın oyu aynı
ağırlıkta olmalıdır. Yuka-
ndakı ıkı koşulun var ol-
masına karşılık ulkemızde-
kı sıyasal sisteme eşit oy
açısındanbakıldığmda, Tür-
kıye'de demokrasının bu
öğesının gerçekleşmediğı
görülur.
• Gerçekten de, feodal
yapının aşılamadığı yerler-
de, orta yere ıstendığı ka-
dar seçım sandığı konul-
sun, demokrasi yalnızca bır
aldatmaca olur. Çünkü, ora-
da tankatlar vardır, toprak
ağalan (feodal beyler) var-
dır Bır tarıkat şeyhının ne
kadar mundı varsa, o, o ka-
dar da oy sahıbıdır. Bır top-
rak ağasına bağlı olanlann
oylannı, o ağanın buyruk-
lan dışmda kullanmalan
soz konusu olamayacağı
ıçın o ağanın da sahıp ol-
duğu oy sayısı, adamlannın
sayısı kadardır. Bunun ıçın
değıl mıdır kı, sıyasal par-
tılenn lıderlen şeyhlenn ve
ağalann peşinden koşup
duruyorlar
1
• Türkıye'de eşit oy üke-
sı, seçım sıstemı yüzünden
de bulunmamaktadır. Çün-
kü, yürurlükte olan sıstem
nedenıyle, Doğu ve Güney-
doğu ıllenmızde 20 bın,
hatta 15 bın seçmen 1 mıl-
letvekılı seçerek Meclıs'e
gönderebılırken, Batı ılle-
nmızde 1 mılletvelali seçe-
bılecek seçmenJerin sayısı
katlanarak artmakta, örne-
ğın Istanbul'da ancak 80
bın seçmen 1 mıHetvekıh
seçebılmektedır. Bu durum,
seçmenlenn oylarırun bir-
bınne eşit olması ılkesıne
tümüyle aykındır. Kaldı kı,
bellı bölgelerde daha yo-
ğun olarak bulunan kımı
etnık kökenlılere TBMM'de
temsılde ayncalık/ustunluk
tanınmaktadır.
Bilinçü seçmen: Seçım
demek, seçmen demektır.
Seçmenler vereceklen oy-
larla yalnız kendılennın de-
ğil, ülkelerinin de yazgısı-
nı belırleyeceklerdır. Bu-
nun ıçın de kendısının ve ül-
kesının çıkarlannın ne yön-
de olduğunun ayırdında ol-
ması gerekır. Eğer, bunun
ayırdında değılse, demok-
rası, kişinın ve ülkenın öz-
gürlüğünü ve mutluluğunu
sağlamak şöyle dursun, tü-
müyle ters sonuç venr.
• Kuşkusuz. seçmenı bı-
lınçlı kılmarun ılk yolu eğı-
tımden geçer. Eğıtım, her-
kesı kapsamalı ve bılımsel
olmalıdır Eğıtımde, "fir-
sat" eşıtlığı gerekır. Türkı-
ye'de buaçıdan durumun ne
olduğu ıse bır açıkJamaya
gerek göstermeyecek bı-
çımde gözler önünde bu-
lunuyor.
• Hergenel seçım döne-
mınde ülkemızde yaklaşık
2 mıryon yenı seçmen oy
kullanma hakkını elde et-
mektedır. Bu, Türkiye'nın
genç nüfus yapısına sahıp
olmasının bır sonucudur
Bu yenı ve genç seçmenler,
ıktıdann belırlenmesınde
ağırlıklı etkendır Ne var
kı, bunlann bır bölümü eğı-
timden paylannı alamayan-
lardır. Bu şansı yakalayan-
ların önemlı bır bölümü
ımamhatıplılerdır Genka-
lanının ıse nasıl bır eğitım
karmaşası ıçınde yoğrul-
dukJannı bılıyoruz. Şu ka-
dannı söyleyeyım kı, ünı-
versıte gınş suıavını kaza-
narak ünıversıtede okuma-
ya hak kazanmış olan öğ-
rencılenn önemlı bır bölü-
münün 27 Mayıs, 12 Mart
ve 12 Eylül'de ne olduğun-
dan haberlen bulunmadıgı
gıbı, CelaJ Ba>ar, Adnan
Menderes,KenanEvren gı-
bı kişılen bile tanımayan-
lar da ıçlennde çok sayıda-
dır.
Eğer, bır stadyumda 22
kışının bır topu ayaklanv-
la tekmeledığı bır ayakto-
pu karşılaşmasından sonra
a>TU zamanda hemen tümu
de "seçmen" olan izleyıcı-
ler stadyumlan yıkıyorlar,
bırbırlennı dövup bıçaklı-
yorlar, sılahlarpatlayıp ın-
sanlar öldürulüyor, cadde-
ler ve sokaklar savaş alanı-
na ya da bayram havasına
bürünüyor ama bunca ulu-
sal sorunumuz karşısında
a\Tu kıtleden çıt çıkmıyor-
sa ülkemızı çok acıklı bır
son beklıvor demektır
Özgiir/bağımsıziktisim:
Iletışımın özgür ya da gü-
dümlü^kısıtlı olması de-
mokratık ve antidemokra-
tik rejımlen bırbınnden ayı-
ran bır başka olçuttur Bu
açıdan bakıldığmda, ozgür
\ e bağımsız ıletışım de, de-
mokrasıye varlık kazandı-
ran koşullardandır. Kaldı
kı, seçmen, bağımsız. özgür
ve doğru iktişim savesinde
"bihnçli" olabüecektir.
Turkıye'de "med>ı
a"nın
ne durumda olduğu bellıdır.
Çoğulcu yapı: Değışık
ınanç ve düşunce sahıple-
n, çeşıtlı etnık kökenden
gelenler, ıktıdar karşıtlan
vb sayılan ne olursa olsun,
sıstemde aynı hak, ozgur-
lük ve yetkılere sahıp ol-
malıdırlar. Aralannda bu
açıdan eşıtlık bulunmalı-
dır. Bunlardan bınne ayn-
calık tanınır, bır ötekısıne
kısıtlamalar getırilırse, de-
mokrasıden soz edılemez
• Bunun ölçütü, tüm va-
tandaşlann iktklar. \ asalar.
hak ve görevlerde eşit o^
tnaJandır.
Türkıye'de bu koşul, ör-
neğın Alevıler yok sayıla-
rak zorunlu dın derslennın
Sunnı ıdeolojıye göre oku-
tulması, atamalarda partı-
zanlık yapılması gıbı uy-
gulamalarla çığnenırken
şımdı bu olumsuzluklara
bır de Türk'ten başka ve
TurkJer zaranna otekı et-
nık kökenlılere tanman ay-
ncalıklarla yok sayılması
eklenmıştır. Çünkü, değışık
epıık kökenlılere Turk va-
tandaşı olmanın ötesınde
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
HÜKUK FAKÜLTESİ
HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 1 Sayı : 1 Yıl: 2004
PROF. DR. ASLAN GUNDLZ'LN ANISINA
Prof Dr Haluk Kabaalıoflu. LL.M (Columbıa), LL.M (Bnıssels).
Yeduepe Umversıtesı Hukuk Fakultesı Dekanı
KAMU HUKUKU
YARGIMN SORUNLARI VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Dr Eraslan Ozka\a, Yargıtav Bınncı Ba^kanı
KLRESELLEŞME SURECINDE BIR GENEL DEĞERLENDIRME
Prof Dr Mehmet Akad Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı eskı oğretım uyesi
YARGITAY KARARLARIIŞIĞINDA "KAMLLAŞTIRMASIZ ELKOYMA
Yard Doç Dr Salıh Şahınız Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım Ujesi
ANNAIM PLAN AND THE CYPRUS CONFLICT
Prof Dr ClemenlDodd. Londra Unı\ersıtesı, SOAS. Yedıtepe Unıversıtesı Konuk Oğretım Üyesi
ANNAN PLANI VE KIBRIS SORL'NU
Prof Dr ClementDodd, Londra Unjversıtesı, SOAS, Yedıtepe Unıversttesı Konuk Öğreüm Üyesi
Çevın: Araş. Gor. Ceren Su. Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı
SOME CRITICAL ASPECTS REGARDING THE UN SECRETARY GENERAL'S
PROPOSAL FOR A COMPREHENSIVE SETTLEMENT OF THE CYPRUS PROBLEM
Prof Dr Perer Pernthaler, Innsbruck (Jmversıtesı Hukuk Fakultesı
KIBRIS SORUNUNA FEDERAL VEYA KONFEDERAL ÇOZL"M
Prof Dr Peıer Pernthaler. lnnsbruck Umversıtesı Hukuk Fakultesı
Çevın: Araş Gor Semın Toner. Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı
IS A SETTLEMENT IN CYPRUS STTLL POSSIBLE?
Anthon\ Pearce, Professor of European Affaırs at Rouen School of Management.
CYPRIS'S EU ACCESSION AND EU-TURKEY CONVERGENCE
Prof Dr Hemz-Jurgen A.\l / Prof Dr Nanette \'euwahl Duısburg-Essen Unıversıtesı / Montreal
Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Jean Monnet Kursusu
4 CRITIQUE OF THE EU'S POLICY TOWARDS THE CYPRUS ISSUE
Yrd DOL Dr Harun Arıkan, Kahramanmaraş Sutçu Imam Unı\ersıtesı Uluslararası Ilışkıler
Bolumu
THE EU ENL \RGEMENTAND THE POLITICAL CRITERI\: THE CASE OF TURKEY
Araş Gor Ceren Su, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı
ÖZEL HUKUK
ACIZ HÂLI - BORCA B ATIKLIK KAVRAMLARININ FARKI VE BL YONDEN YENI
M.K. METINIMN DUŞTLĞL BIR YANLIŞLIK (M.K. ra. 60S f.II, 618)
Prof Dr Bılçe Umar, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakullesı Oğretım Uyesı
ALACAKLI TESELSULU VE BUNA ILIŞKIN BAZI DUŞUNCELER
Prof Dr \bdutkadır Arpacı. Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım Uvesı
BIREYSEL EMEKLILIK SISTEMI NELER GETUUYOR?
Prof Dr A Can Tuncay, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı eskı oğretim uyesı
TRAFFIC LIABILITY (A COMPARATIVE ANALYSIS)
Prof Dr ErhanAdal, LL M.(Columbıa) Yeduepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Dekan Yard
AVUKATLIK KANUNU'N'UN 2. MADDESINE GORE AVUKATIN BILGI VE BELGE
İSTEME YETKİSI
Doç Dr Ali Cem Budak, LL.M. (Loodon); Dr. Iur (Bemen) Yedıtepe Unjversıtesı Hukuk Fakultesı
Oğretım Üyesi
HUKUKÎ VE TİCARÎ KONUXARDA DELILLERIN ELDE EDILMESİNDE ÜYE
DEVLETLERİN MAHKEMELERIAR-ASINDAIŞBİRLİĞINEILIŞKINAVRUTA BIRLIĞI
KONSEYTÜZÜĞÜ
Doç. Dr. Nuray Ekşı, Marmara Üniversıtesı ve Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı
İÇTİHAT KRONİĞJ
ANAYASA MAHKEMESİNİN, HUMK m^7'DEKI, "MUDDEABİHINISLAH YOLLTLA
ARTTIRILAMAMASI" KURALINIIPTAL EDEN 20.7.1999 GUNLU KARARI (RG
4.1U000, No.24220) UZERINE
Prof Dr. Bılge Umar, Yedıtepe Unıversitesı Hukuk Fakultesı Oğretım Üyesi
PAYLIMÜLKTYET KONUSU BİR TAŞINMAZIN PAYDAŞLARINDAN BIRISİ. TMK
m.69A/ni'E GORE TEK BAŞINA KOMŞU TAŞINMAZ MALHONDEN ZORU>XU GEÇIT
TALEBINDE (TMK m.747) BULUNABILIR MI? - YARGITAY HUKLK GENEL
KURULU'NTJN 7.05J002 TARIHLI VE E.2002/3187, KJ559 SAYILI KARARI UZERINE
BIR INCELEME -
Yard Doç Dr M Alper Gümuş, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım U\ esı
MEVZUAT KRONİĞİ
1.1.2000'DEN BAŞLAYARAK, 1.9.2002'YE KADAR GEÇEN DONEMDE YURURLUĞE
KONAN YENI MEVZUAT IÇINDE MEDENÎ YARGILAMA HUKUKU VE ICRA-IFLAS
HUKUKUNUILGILENDIREN DEĞIŞIKLIKLER
Prof Dr Bılge Umar, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı Oğretım Uvesı
ESER INCELEMELERİ
BAKTIR / TAYLAN / TUTUCU / BINGOL / BOZKURT'UN 'TÜRK TICARET KANUNU
VE ILGILI MEVZUAT" BAŞLIKLI ESERINININCELENMESI"
Prof Dr Hasan Nerad, LL M.(Columbıa) Dokuz Ejlul Unıversıtesı Işletme Fakultesı Ticaret
Hukuku Anabılım Dalı Başkanı
KURU/ARSLAN/YILMAZ'IN "MEDENİ USUL HUKUKU" DERS KTTABININ 13.
(GENIŞLETILMIŞ) BASIMI UZERINE
Prof Dr Bılge Umar, Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakullesı Oğretım Uyesı
Tum Kıtapçılardan veya Yedıtepe Unıversıtesı Kıtap Satış Burosundan temın edılebılır Yedıtepe Unıversıtesı Hukuk Fakultesı, lısans. vuksek lısans ve doktora programlan ıçın bkz
yeditepe.edu.tr
de haklar ve ayncalıklar ta-
nınmaya başlanmıştır
• Öte yanda AKP ikti-
dannıruben çoğunlukpar-
tisiyim, düediğimi yapanm
yaklaşınu. bu koşulun yok
sayılması demektir.
Temsil edilebilme: Top-
lumdakı tüm sıyasal akım-
lar, toplumsal sınıflar, güç-
leri oranında Meclıs'te tem-
sil edılebılmelıdır
Türkıye 'de bugün bu ko-
şul tumden kalkmıştır
• Seçim sistemi nedeniy-
le,halkın büyükçoğunluğu
TBMM'de temsil edileme-
mektedir.
AKP ıktıdan. kayıth seç-
menin yüzde 20 sınden bi-
raz fazla bir oyla, kendısı-
ne oy vermemış olan yuz-
de 80"e yakın halk çoğun-
luğu uzennde egemendır.
(Seçımde AKP'nin yüzde
35 dolayında oy aldığını
öne surmek bır aldatmaca-
dır Bu oran seçıme katılan
seçmenler göz önune alına-
rak hesaplanmaktadır Ka-
yıtlı seçmenlerden oy kul-
Ianmamış olanlann AKP'ye
oy vermedıklen açık bır
gerçektır.)
Bu durumun demokra-
sıyle uzak yakın bır ılgısi
yoktur
• Bugün Türkiye'de si-
yaset, varsıl kişflerin uğraş
alaıudır. Halkın büyük ço-
ğunluğunu oluşturan yok-
sul sınıflann siyasete aül-
ma, seçflmeolanaklan yok-
tur. TBMM'de asgari üc-
retle \ aşanıav a çabaiayan-
lann. açhk sınınnda yaşa-
yanlann. üç ayuı sonunu ge-
tiremev en emekt dul ve ye-
timlerin. özeileştirme \üzü-
nden işsiz kalanlann. tek
bir tenısikisi bilebulunma-
maktadır.
Bır ulkede demokrasının
varlığından söz edebılmek
ıçın, başka koşullann da
bulunması gerekır Örne-
ğın, seçılebılmekte fırsat
eşıtlığı, partı ıçı demokra-
si, anayasal guvenceler, yar-
gı bağımslzlığı vb. bunlar
arasındadır Kısa bır yazı
çerçev esınde bunlara da de-
ğınmek olanağı bulunmu-
yor. Ancak, tüm öğele-
nn/koşullann üstünde olan
bır başka koşul daha var kı,
son olarak ona değınmek
gerekıyor.
Başbakan'ın da sıkça dı-
le gerırdığı gıbı demokrasi
demek, her şeyın ötesınde,
"miDetin iradesTnın ('^nfl-
ü irade"nın "ulusal is-
tenç"ın) egemenlığı demek-
tır. (Başbakan'a, yüzde 20
dolayında bır oyla mıllet
ıradesım nasıl temsil ettığı-
m sormak gerekır) Iktıdar
-yukanda belırtılen koşul-
lar çerçevesınde- ulusun ıs-
tencuu yaşama geçırecek-
tir, onun uygulayıcısı ola-
caktır. Başka bir deyışle,
demokrasıJerde iktıdar, ulu-
sun buyruğundadır
Ama eğer, bır ıktıdar ve
onu göreve getıren meclıs,
dış güçlerden bujruk ala-
rak bunlann gereğını yen-
ne getınyorsa, örneğın Av -
rupa Bırhğı öyle buyurdu
diye ve bir de üstelık onun
verdıği talcvime göre yasa-
lar çıkanyorsa, artık orta
yerde "mflH irade" değıl,
"gaynmifli irade" vardır
Açıkçası bağımsızhktan v e-
nlen her ödün, demokrası-
ye ındınlmış öldürücü bır
darbedır.
O nedenle, demokrası-
nın en başta gelen koşulu.
bağımsızlıktır Bağımsız-
lığı kısıtlanan, gıderek or-
tadan kalkan bır ulkede de-
mokrasi. yalnızca ortülu bır
ışgalı gozlerden saklayan
bır aldarmacadır
Hemen belırtmek gerek
Kalkıp da, mılletımrz oyle
ısrıyor, onlar oyle ıstedığı
ıçın bız böyle yapıyoruz,
demesınler Bu,_vanaçya-
n tok yaşamayı aylığına
zam yapılmamasım, emek-
lılık yaşının ölüm yaşına
kadar uzatılmasını, ozel-
leştırmeler yüzünden işsiz
kalmavı, şehıtlennın katıl-
lenmn >-uce katlarda itibar
görmesını ulusumuzun ken-
dısmın ıstedığini öne sür-
mek demektır1
Kısacası, Türkıye'dekı
rejıme ne ad koyarsanız ko-
yun, ama "demokrasi" dı-
yemezsınız <
H3lçarşi''daha
çok yakışır. »,
PENCERE
Kaba ye Çirkin
Bir Dünya Politikası...
Eskiden dünya çapında dış polıtika konularına
akıl erdırmek uzmanlık işi sayılırdı, uluslararası ıliş-
kılerın anhasını mınhasını bılmek ınce zenaartı,
günlük hayatla bunlann bir ılışkısi yok sanılırdı...
Televızyon büyük çapta durumu değiştirdı, Irak
savaşı kanı revan ıçınde odalanmıza ginnce, ev-
deki çoluk çocuk bile uyanmaya başladı:
- ABD'nin Bağdat'ta ne işı var?..
- Bu kadın kurt köpeğini niçin Iraklı adamın üs-
tüne salıyor?..
- Talıban neden Korelının boğazını kesıyor?..
Bush Istanbul'a gelecek diye zora sokulan in-
sanlar sormaya başladılar:
- NATO neden istanbul'da toplanıyor?..
•
NATO 'Kuzey Atlantik lttıfakı'd\r; peki, Asya'da
ne işi var?..
"Komünizm tehlikes/"ne karşı kurulan bu örgüt,
Sovyetler yıkıldıktan sonra ışsız kalmıştı...
Irak'ta başı derde gıren Bush, tek başına bu be-
lanın ıçınden sıynlamayacağını anlayınca, Bırleş-
mış Mılletler örgütü ve NATO gibi kuruluşları des-
tek gücü olarak kullanmaya bakıyor...
"Sokaktaki adam"\n ya da "sıradan insan"\n,
aklı artık bu konularla al takke ver külahtır; kahve-
lerde televizyon haberleri çay kahve arasında iz-
lendikçe, uzmanlar ortaya çıkıyor, işin ıçıne Müs-
lümanlar da kanştıkça, ilgi daha da sıcaklaşjyor, soh-
betler koyulaşıyor, eskiden dış politika dışlanırdı,
artık ıçleniyor.
•
Televızyonda bir kadın görünüyor, zincirini elin-
de tuttuğu kurt köpeğini bir Iraklı esirin üstüne sa-
lıyor..
Kım bu kadın?..
Bir Amerikalı!..
Ya kurt köpeği?..
Oda Amerikalı!..
'Ziverbey Işkence Köşkü'nde bıze verdiklen ye-
meğın tabağında USA damgası vardı; yatağa ge-
tınp üstüme saldıklan eğ/tılmış kurt köpeği de Ame-
rıka'dan ithal edılmişti...
Yaman devlet bu ABD!..
Kuzey Irak'ta PKK'yi tasfiye etmiyor, Türkıye'ye
karşı kullanmak için elinde koz olarak tutuyor..
Fethullah Gülen'ı Amerika'da niçin özellikle ba-
nndırıyordersınız?..
Sırasında koz gibi kullanmak için..
Kuzey Irak'ta PKK terör örgütü..
Amerika'da Fethullah Efendı..
Şimdi gelın de dış politikanın ınce bir zenaat ol-
duğunu söyleyın bakalım..
Kaba bır zenaat bu!..
•
Türkiye'de bir bunaltıcı rüzgâr esiyor, ınsanlar bır
kıskacın kapandığını, daraldığını, kenetlendığini,
bırtehlikenıntehdidedönüştüğünüduyumsuyor...
Istanbul'da NATO tıyatrosu kuruluyor...
NATO'nun üyelerı arasında, halkı Müslüman olan
tek devlet Türkıye...
Sovyetler yıkılıncaABD vaktiyle kendi ellenyle ye-
tıştırdığı gericı islam örgütlerıyle karşı karşıya kal-
dı...
NATO'nun Istanbul toplantısı bu hedefe dönük
nışan tahtasını Istanbul'a taşıyor.
Prof. Dr.
EDİBE BALLI
Hocamızı,
aramızdan aynlışfnın dokuzuncu
yılında sevgi ve saygı ile anıyoruz.
İ.Ü. Astronomi ve Uzay Bilimleri
Bölümü Elemanları
KOOP-C'den DUYURU
Cumhunyet Mahallesı Spor Tesıslen,
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı
Sayın Mehmet Ali ŞAHlN'ın de katılımıyla
27 Hazıran 2004 Pazar günü
saat: 11 .OO'de törenle açıhyor.
Törene katılacak kooperatif
ortakJan ve mahalle sakınlen için:
OTOBÜSHAREKETSAATLERl:
Saat: 0830 Kadıkö} Belednesi Yanı
Saat: 09.00 Mecidijeköj Karakolu yanı
Saat: 0930 BaktrkövOmürÖnü
KULTUR • SAHAT
1EM BAŞL K\ASLAR IÇ1N rT VLiANCA'uın yenetmenınden
^y/ILBUREK İSTİYO
AnkaraArmada 219 1600 1145-14 15-16 45-19 15-2145
Ankara Kızılırmak 425 53 93 11 30-14 00-16.30-19.00-21 15
Ankara Metropol 425 74 78 12 15-14 30-17 00-19 15-2130
Ankara Tuze On 215 34 00 12 00-14 20-16 40-19.00-21 20