19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA -1- CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2004 PERŞEf DİZt DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, lideregemenliğinin solun toplumsal desteğini azalttığını söyledi: P E R Ş E M B E 'Partiiçidemokmsi şart' D EBRl'ERDOĞAN İSK Genel Başkanı Süley- man Çelebi, yerel seçimier- de sol partilerin, büyük kent- lerin tamamına yakıııını kaybettiği- ni anımsatarak, solun Anadolu'nun büyük bölümünde ve kentlerin yok- sul kesimlennde de kitle desteğini yi- tirdiğını söyledi. Yerel seçim sonuç- lanna bakıldığında, sol partiler açı- sından ortaya çıkan tablonun "başa- nsızhk" olduğunu dile getiren Çele- bi. bunun önlemının bir an önce alın- ması gerektığıni belirtti. Türkıye'deki mevcut siyasi siste- mın, antidemokratik seçim ve siya- si partileryasalanna dayandıgını kay- deden Çelebi, partilere bakıldığında da liderlere ve etrafindaki ekibin oto- ritesıne dayalı bir yönetım anlayışı olduğunu söyledi. 'Pers çıkarmak gerek' Ciddı bir seçım yenilgısi olmadık- ça, partiJerdeki lider değişiminin ger- çekleşmediğinı ifade eden Çelebi, 1 üleyman Çelebi, ciddi bir seçim yenilgisi olmadıkça, partilerdeki lider değişiminin gerçekleşmediğini belirtti, Çelebi, "Sağ partilerde lider egernenliği ve parti içi demokrasinin olmaması bilinen bir olgudur. Ancak bu olumsuz durumun sosyal demokrat partilere de sirayet etmiş olması, diğer etmenlerin yanı sıra solun toplumsal desteginin günden güne zayıflamasının önemli nedenlerinden biridir" dedi. Sol ını arıvoru Sağ partilerde Bder egemenliği ve parti içi demokrasinin olmaması bi- linen bir olgudur. Ancak bu olumsuz durumun sosyal demokrat partilere de sirayetetmiş olması, diğer etmen- lerin yanı sıra solun toplumsal deste- ginin günden güne zayıflamasının önemli nedenlerinden biridir.Bu du- rumdan genel olarak sol partilerin. özeldei$esoldakien büyükpartiolan CHP'nin açık ve net bir ders çıkar- ması gerekmektedir" diye konuştu. Sosyal demokratlann, artık büyük düşünmesınin ve iktidan hedefleme- sinin önemine değinen Çelebi, önce- likle "N'asıl bir sosyal demokrasi?" ve "Nasıl bir parti?" sorusuna yanıt bulunmasının önemine değindi. 'Parti mesaj vermell' Tüm partilerin, parti içi demokra- si istemesı gerektiğini vurgulayan Çelebi, "Sol, demokrasi, özgüriük, adalet ve refab kavramlan iizerinde yer ahr. Bu anlanıda topluma verdj- ği mesajlann partilerin içinde varol- ması,yaşaüiıyorolmasıgerekmekte- dir. Bugün hemen tüm partilerde, parti içi demokrasi konusunda şikâ- yederbulunmaktadır. Bövlesişikâyet- lerin hiç olmavaeağı veya en az ola- cağı partiler, sol partiler olmandır" dedı. Türkiye'de yıllardan beri sağ par- tilerin alternatifinin, yine sağ oldu- ğunu dıle getiren Çelebi, son yerel seçımlerde MHP ve DYP oylannda- ki artışın da bunu gösterdiğini söy- CELALETTÎN CAN: 'Toplum değişim istiyory ' 8 lıler Birliği Vakfi Girişimi Başkanı / Celalettin Can, toplumun yumuşak geçişlı, / kavga etmeden, uzlaşarak, birlik ve beraberlık içinde sağlanacak değişimlere ıhtiyacı olduğunu söyledi. Halkın değışimı günlük yaşamında hissetmek istediğmin altını çizen Can, sol hareketin ortak paydada birleşmesinin can ahcı önemde olduğunu belirtti. Solun yerel seçımlerde başansız olmasını, seçime birlik içinde girmemesine bağlayan Can, yalnız sosyal demokratlann değil, sosyalıstlerin de katılacağı bir birliğin önemine dikkat çekti. Toplumun değişim ve yenilik istediğine dikkat çeken Can. "Sol hareket, son seçünlerde, toplumun değişim arzusunu vakalayıp uygun davranış kalıbı geüştiremedL Solun toplunıdaki farkh eğüimleri kucaklama ve ona yönelik sosyal ve siyasi çizgryi geliştirme şansı zaten yoktu. Çünkü bu sorunlar, hayat içinde karşılaştıkça çözülebilir. Fakat sol içinde asgari müştereklerde anlaşüabUseydi, seçim sonucu farkh olurdu" dedı. AKP'nın sol tarafından, genel seçimlerden önce eleştirilmeye başlandığını anımsatan Can, iktidar partisi için "Türkiye'nin geleceğüü kararuyor" denılmesine karşın, bu tehlike karşısmda bir araya gelinmemesıni eleştırdi. Solun önemli zaaflanru, "Her birinin diğerinin zaytf noktalaruu bibnesi ve tüm partilerin kendi çevresinde bir birtik yarahna çabalan" olarak değerlendiren Can şunlan söyledi: "Son seçimlere nesnel olarak bakıldığında CHP'nin birleşme önünde engel oluşturduğunu görüvorum. Gerek sosyal demokratlann diğer kanatlan. gerekse Kürt hareked birtik istemesüıe karşın, CHP bunlara mesafeü durdu. SHP'nin birtik için çahşmalan olsa da CHP'nin uzak durması karşısında etldsiz kaldı. Bu seçhnlerde de sol hareket. toplumun değişim isteginin derinliğini ve yakıcıhğını aniayamadı, toplumu kucaklayamadı." Toplum esktyi istemtyor' Değişen dünya ve Türkiye'de halkın artık eski partilere güveninin kalmadığını dile getiren Can, "Toplum aruk eski partilerle uğraşmak istemivor. Aruk bu partilerin öncülük yapamayacağuıı, hatta geçmişte de bunu yapamadıldannı anhyor ve yeni bir harekete ihtiyaç duyuyor'" diye konuştu. Sol hareketin geçmişte yaşadıkJannı göz önüne alarak, haksızhk yapılmaması gerektiğine de işaret eden Can. yıllarca önünün kesikniş ohnasının da hem sol, hem de toplum açısından olumsuz olduğunu söyledi. Solun geleceği açısından. gelinen noktada, demokrasi mücadelesinin önemine değinen Can, sol hareketin kendi hak kavgasını verebilmesinin, demokrasinin getireceği eğitime bağlı olduğunu belirtti. Can "Ulkede öncelikle demokrasi olmah. Solcular, çağdaş toplum mücadelesi vermelL Demokrasi içindefikirierortaya çıkabüir, tarnşılabilir ve fîkirierin doğruluğu ya da yanhşuğı anlaşılabilir. Bu şekilde işçiler, köyiüler, emekçiler kendi kendilerini eğjtebiÜr" dedi. Can. sol hareketin or- takpaydada birieşme- sinin can ahcı önemde olduğunu beürttL Solun köken olarak, yoksul halk kesinüeri ve emekçilerin siyasi tnücadelesinden doğduğunun alb- ru çizen DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, bugün solun, öz damaıianndan söyledi ledi. Çelebi, "Mevcut iktidannpo- Btikalan. ana muhalefeften çok virje yeni bir sağ alternatife kapı açmak- tadır" diye konuştu. somut proje Isteğl Solun ekonomik ve sosyal alanda somut projeler üretmesinin önemi- ne dikkat çeken Çelebi, emekçiler ve yoksullarla organik bağlann ku- rulması gerektiğini söyledi. Solun köken olarak, yoksul halk ke- sirnleri ve emekçilerin si- yasi mücadelesinden doğ- duğunun altını çtzen Çe- lebi, bugün solun, öz da- marlanndan uzaklaştığını dile getirdi. Solun kendi kimliğinden kopuşunun, hem ideolojik, hem de ör- gütsel anlamda kendini gösterdiğini anlatan Çele- bi şöyle konuştu: "Sol vıe sosyal demokrat partile- rin, berkesin partisiolmak kktiasnla,ideoiojik meva- sinigevşettiğinde, bekledi- ğülgrvigöremediöinetanık okhık.Son secimlerbunun açıkkanıüdır.Sol,topluma, solun evrensel değerieri üzerinden bir proje sunma- h ve başta yoksul halk ke- simleri, emekçiler ohnak üzeretoplumun büyükço- ğunluğunu bu proje etra- finda örgütievebilnıelidir. Sol, kadnılann ve gençle- rin örgütienmesine,yöne- tim kadenıelerinegelmele- rine, toplumiçindehaket- tikleri konumayükselme- lerine katkı verilmelklir." Örgüttenme Köyden kente emekçi- lerin tümünün örgütlen- diği bir ülkede, sol parti- lerin, iktidann en önemli adaylan haline geldiğini kaydeden Çelebi, solun, sosyal hukuk de\ leti an- layışını sa\-unan, ekono- mide büyümeyi, istihda- mı, refahı ve adaletli pay- laşunı temel alan politika anlayışı içinde olması gerektiğmi de sözlerine ekledi. 68'liler Birliği Vakfi Başkanı Gökalp Eren: Ulusal politika üretilmedi 6 Sol emek dünyasma dönmelf ± b ""erel seçimlerde solun beklenen desteği almadığının açık olduğunu belirten 68'liler Birliği Vakfi Başkanı Gökalp Eren, IMF ve Dünya Bankası (DB) teknokratlarmın halk desteği alamayacağını söyledi. Solun ciddi bir parti örgütü yaratamadığmı ifade eden Eren, "IMF ve Dünya Bankası adına emek düşmanı, halk düşmanı politikalan uygulayan teknokradan paylaşamavan sol parti ve politikacdann bekientisi olamaz" dedi. Solun, halk kesimleriyle, siyaseten birleşemediğine işaret eden Eren, sol partilerin, kitleselleşmeyi gerçekleştirecek örgüt içi dinamizmi yaratamadığmı dile getirdi. Eren, "Halkın talepleriyie parti programlan, seçim program ve çahşmalan arasında güçlü üiskiler kuramamış partilerin başan kazanmalan sürpriz olurdu" dedi. 12 Eylül darbesi ile yeniden düzenlenmek istenen siyasi dengelerin, darbecilerin ve tarafı olduklan dış güçlerin lehine gelişmiş ohnasının sol açısından ilk belirleyici etken olduğuna değinen Eren, 'sosyafet blok'un da yıkıhnasmın ardmdan solun, gelişen olaylan doğru değerlendiremediğini anlattı. Uluslararası sermayenin, dünyanın tümüne hâkim olmak istemesi noktasmda solun kendi ulusal politikalannı üretemediğini belirten Eren, bu ülkelerin, krizlerini çevre ülkelere yayarak, kendilerini koruma politikalannın, 'globalizmin kaçuuunaz sonucu' gibi görüldüğünü söyledi. 'Halkçı poltttkalar bentmsenmedt' Tüm bunlan, ıletişim ile teknoloji ile açıklama yollanna sapıldığına dikkat çeken solun halk kesimleriyle siyaseten birleşemediğine işaret eden Eren, sol partilerin, kitleselleşmeyi gerçekleştirek örgüt içi dinamizmi yaratamadığmı söyledi. Eren, uluslararası sermayenin, dünyanın tümüne hâkim olmak istemesi noktasmda solun kendi ulusal politikalannı üretemediğini vurguladı. Eren, "Sol bu noktada, halkın çıkarlannı esas alan halkçı politikalan üretmede gerekli yeteneği gösteremedi. Sadece poutika üretmek yetmiyor, onu uvguiavacak kunımian oluşturmada, birüktelikleri inşa etmekte de başan gerekiyordu, olamadı. Birçokfirsatzaman içinde heba edildi" dedi. Dünyayı yeniden şekillendirmeye çalışanJann, sola da sağa da aynı reçeteler sunduğunu dile getiren Eren, yüzyılın kazanımı olan ulus-devletin tasfiyesi girişimlerinin bazı akımlarca demokrasi olarak görüldüğünü, sol hareketinin de bundan etkilendiğini ifade efti. Yüz yıllık siyasi gerçeğin tersyüz edildiğini anlatan Eren, Avnıpa Solu ile Avrupa'ya ya da ABD'ye bağımlı ülkelerin solunun ulusal program ve hedeflerinin aym olamayacağım vurguladı. Ezen ülke solunun, ezilen ülke solu ile program ve eylemde birleşmeye çalışmarun ilen, çağdaş bir adım olamayacağmı söyleyen Eren. "Bu. tersine kendi ülkesinin problem ve çözümlerinden uzaklaşmaktır. Bu yoiu seçenler kendilerince çok pariak bir vizyona ulaşmış olabüirler. 'üçüncü dünya solculuğu'undan uzaklastiklaruıı düşünerek hafifleyebilirier. Fakat gerçek şu ki IMF ve Dünya Bankası'nm, daha doğrusu uluslararası fınans kapitalin sol kanadı' olmaktan öteye gidemezler" diye konuştu. Eren, solun, ait olduğu emek dünyasına geri dönmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: "SoL komşulanmızı kasıp kavuran emperyalist saldırganiığuı önünün kesümesi için gereken çabayı ve beceriyi gösterebilmelidir." YARIN: KESK Cenel Başkanı saml Evren, Avcılar Belediye Başkanı Selami DeğirmencJ neler diyorlar? ORHAN BURSALI Kapitalizmin Mezar Kazıcısı Kim? Teori, kapitalizmin mezar kazıcısı olarak 'pı letarya'yı, yani işçi sınıfını işaret eder. Marx, iı sınıfının çok geçmeden, hem de Avrupa'da iktic n ele geçireceğini varsaymıştı. Fakat, işçi sınıfı (1 bii ki adına, sosyalist aydınlar) kapitalizmin çevr sinde, yan köylü, yan feodal Rusya'da devrimle i tidara geldi (*). Hikâyenin sonrasını biliyoruz: Sovyetler Bir)i< işgal ve devrim ihracatı ile Doğu Bloku ülkeleri sosyalistleştirdi. Sovyetler Birliği sistemi, kapit; lizmle mücadele edemeyerek çöktü ve kapağı k< pitalist kampa attı. Kapitalizmin üstünlüğü, bence, her şeyin yar£ tıcısı olan insanı, onun girişimciliğini, yaratıcılığın merakını, buluşçuluğunu, özetle esas olarak inss noğlunun enteiektüel sermayesini veya kapasite sini temel almasında, bunun yanı sıra pratikliğin de ve gerçekçiliğinde yatıyordu. Şüphesiz, çöken Soyvet sistemi, salt "kolektı ruhu" ile; bireyeyabancılaşan, bireyi yabancılaş tıran ve dışlayan anlayışı ile, aranan ve arzulanar değildi. • • • Sovyetler sisteminin çökmesi, kapitalizmin ak- lanması, doğrulanması demek değil. Şüphesi2 bireye ve serbest pazar ekonomisine dayanması onu güçlü kılıyor, ancak dünyada yarattığı tablo- dan, belki ABD'yi tamamen dışında tutarsak, kim- se memnun değil. Bu tablodan, parmağı olan AB ülkeleri bile önemli ölçüde rahatsız. özellikle 1980'den sonraki neokonservaöf (Re- agan-Thatcherizm) ve neoliberal ekonomik, top- lumsal ve sosyal politikalann gelip dayandığı nok- ta, daha sefil, daha rezil, daha aç, daha büyük zenginlikler ve daha büyük yoksulluklar, daha sa- vaşçı, daha güvensiz, daha parçalanmaya doğru giden, daha ulusçu, daha ırkçı, daha dinci bir dün- ya... Burada tek aykın durum veya belki umut, AB'nde ekonomik ve siyasal bırliğe doğru atılan sürekli adımlar... • • • Kapitalist sistem 1800'lerden bugüne büyüye- rek geldi ve dünyayı küresel küçük bir köye dö- nüştürdü. Sıstemin belkemiğini, sürekli büyüme oluşturuyor. Büyüme ve rekabet.. Bu iki olgu, sür- dürülebiliriiğin temel taşları. Sistemin altından "büyüme "y\ çekin, veya "re- kabet"\ durdurun, veya "pazartan" bu aşamada kıs- men "kapatın", sürdürüfebilirlik durumu ortadan kalkacaktır. Küresel sistem, şüphesiz bir hegemonya de- mektiraynı zamanda. Yani sistemi kim, hangi güç- ler küreselleştirdi ise küreselliğin sahipleri de on- lardır. Küreselleşmede payı olan, küreselleşmeden de payı kadar alacaktır, orada payı kadar etkili ola- caktır. Bu, olayın doğasında vardır. Ancak küresel kapitalizm ve sahipleri (Tabii esas ABD!), henüz tam küreselleşmeyi sağlayabilmiş değil. Kontrol ve yaygınlıklarının önünde henüz "kapalı aianlar" vardır. Ortadoğu ve birçokAfrika ülkesi, Çin tam kont- rol edemedikleri alanlardır. ABD'nin ortaya attığı, Türkiye'nin de Başbakan Erdoğan ile "demokratik ortak" olarak temsil edildiği ve eşbaşkanlığa getırildiği Ortadoğu ve Afrika ülkelerini kapsayan "reform" isteği, tama- men bu "kapalı alanlan açma" girişimidir. Bu tür bölge ve ülkelere karşı başlıca silah da "insan hak ve özgüriükleri ile demokrasi"ü\r. "Insan haklan ve demokrasi" silahlannın, "ka- palı alanlan" açacak en güçlü araçlar olduğunu kabul etmek gerekir. ABD ve insan haklan? Yan yana asla gelemeyecek ve birbirine yakış- mayan iki terim... ABD, insan haklan ve demokra- si konusunda tam bir ikiyüzlüdür (En son Irak ve orada yaşananlart). Bu ikiyüzlülükte, şüphesiz Av- rupalılann da payı büyüktür. Çrn'dede ABD'nin "cfemofaas/"silahı, 1980'ler- den sonra servise konulmuş, Tıenanmen meyda- nı kana bulanmıştı. Geçen haftaki yıldönümünde, baktım, Amerikan basını bu olayı ön plana getir- miş! Aslında "demokrasi", "insan haklan" silahlan ile Çin yönetimi ve rejimi çökertilebilseydi, bugün Çin tamamen ABD'nin kontrolünde, bugünkü si- yasi ve kalkınma gücüne ulaşamamış, ABD'ye ra- kip de olamayacak bir ülke konumuna getirilecek , ti. Çinlilerin haklan mı! Canlan cehenneme! Şimdi Büyük Ortadoğu vb. politikasıyla, Ortado- ğu kapalı alanı açılmaya çalışılıyor. • • • Kapitalizmin mezar kazıcısı olarak proletaryadan en azından şimdilik ve çok uzun bir süre daha söz edilemeyecek olan dünyamızda, bu rol, belki de potansiyel olarak Ortadoğu'da yatıyor!? Şaşırmayın! Devamını izleyin... (*) Bu devrim bizim aileyi de etkilemiş; Bursa'dan Kafkasya'ya ipek vb. ticareti yapan ve Rize'yi üs olarak kullanan dedelere, böylece Kafkasya yolu kapanmış, bizimkilerde Rize'ye yerleşmiş, Bursa- lıoğullan diye anılmaya başlanmışlar!) obursali ' cumhuriyet.com.tr Ülkemizin kültür ve sanat hayattna her zaman ilgi ve destek göstermiş, türlü güçlükler karşısında varlığuıı hep yanımızda hissettiğimiz, dostumuz, arkadaşımız, Nâzım Hikmet sevdalısı, IzmirBü\"ükşehirBelediyeBaşkanı AHMET PİRlŞTİNA'yı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Ardında bıraktığı güzelliklerle birlikte anısı hep yüreklerimizde yaşayacak. NÂZIM HİKMET Kültür ve Sanat Vakfi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle