Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2004 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bunlar Hep Yaşandı,
Yaşanıyor!
Otuz bın şehiti On bınlerce yaralı, sakat! Yas için-
de bınlerce aıle! öksüz, yetim kalan sayısız ço-
cuk!..
Son çeyrek yüzyılda Güneydoğu kanlı olayların-
da, çarpışmalarında yaşananlar, unutulur gibi de-
ğil... Kürt sorununu çözdük derken işte yeni saldı-
rılar, yeni şehitler!
Ya hâlâ hapislerde yatanlar, hâlâ işkence acısı çe-
kenler, ölüm oruçlannda yaşamını yıtiren yüzlerce
genç insan!..
Hepsı biryana itilecek, hepsı geçmişte kalacak,
öyle mi?
"Size ilk mektubu yazdığımda 17 yaşındaydım.
Şimdi 47yaşındayım." Bu, hapishaneden gönde-
rilen uzun bir mektubun girişi!.. Otuzyıl geçmiş, hiç-
bir şey değişmemış... Ne yapmış, ne etmiş ki yıl-
larını cezaevinde geçırmiş, geçirmekte?..
"özgür ve bağımsız ülkemin gökleri altında ra-
hat birsoluk almayı öyle özledim ki, ölmek için hiç
acelemyok, ama birşeylerin yapılması için çokace-
lem var. Vatan toprağı ayaklanmızın altından ipek
bir şal gibi kayıp gıderken, kendi ülkemde esir gi-
bi yaşamakbu kadarağrıma giderken, bin kere öl-
mek bundan daha çok daha onurludur.. Siz, yıllar
önce kulak verdiniz, ağız oldunuz. Yine böyle ola-
cağından hiç kuşkum yok. Ya sizler de olmasanız.
lyi ki varsınız."
Şu anda cezaevlerinde günlerıni sayan kimbilir
kaç ınsanımız var. Acılar çekmiş, işkencelerden
geçmiş...
İşte bir cezaevi mahkûmu daha, E. tıpi bir ceza-
evinde yatan bir genç ınsanımız... Her şeyi yazmış,
ama her şeyi! Sayfalarca, bir öykü anlatır gibi. 'Ve
artık korkuyorum, çok konuştum yine" diyor... Iş-
kenceleri anlatıyor, hele birinı!.. "Yakışıklı" diye
anılanı...Çokçekmışlero "Yakışıklı"6av\. Sonra bir
gün, bir de bakmışlar kı o "Yakışıklı" tv ekranında,
hem de günün büyüklerinın yanında!..
İşkenceci İnsan mı?" başlıkh yazımı okuyunca
almış kalemi, ince ince dökmüş içini.. gerçeğini
acısını...
"Hanı siz demişsınizya 'Hiç işkenceci gördünüz
mü? Uzaktan sizin gibi birisidir'. Bu bahsettiğim iş-
kenceci de öyle bin... Herkes 'Yakışıklı' diye tanır
onu... Hakkında açılmış onlarca işkence davası
var. Tabii ki sonuçlanmamış! 3 Kasım seçimlehne
kadar sekiz yıl görünmedi ortalıkta... Derken bir de
bakiıkJYde..."
Dünkü işkenceci, değişiyor, ortaya yeni kişilikle
çıkıyor. Geçmiş, geçmişte kalıyor! Dıyorum ki biri
çıksa araştırsa, ışkencecilikten daha nerelere tır-
mananları tanıtsa, tanıtabilse...
Cezaevlerinde, işkenceler altında yıllannı geçiren-
ler, sınır boylannda vatan için canlannı, bacaklan-
nı, gözlerini, kollarını verenler, ölüm oruçlarında
kendi istekleriyle ölmeyi seçenler!..
Hepsi yaşandı, yaşanıyor, yaşanmakta...
Sonra kalkıp, barışı getirdık, işkenceyi yok ettik,
AB'ye hazırız, artık düşmanlık yok, dostluk var, ın-
sanlık var demiyorlar mı.. meydan okumaya kal-
kışmıyorlar mı, ozaman!..
Evet işkenceci, işkencecilik hep var! Ama za-
man zaman yeni bir yüzle karşımızda! Ne yazık ki
o bir insan, sizin gibi, bizim gibi!.. Ama başka tür
bir insan!
ACIKAYBIMIZ
İzmır'ın aydınlık, çagdaş yüzü,
AHMET
PİRİŞTİNA'y!
\ ıtırmenın denn uzüntusunu \ aşıyoruz
Aılesine. dostlanna ve İzmır halkına başsağlığı dılenz.
Atatûrkçü Düşûnce Derneği
Borno\aŞubesi
Değerli Başkanımız
AHMET
PÎRİŞTtNA
İzmir Kenti ve Körfezi'ne verdiğiniz
hizmetleri ve sizi asla unutmayacağız!
Dokuz Eylül Üniversitesi
Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü
BAŞSAGLIGI
Izmirimıze. demokrasi kültürüne ve üretime
katkısı yadsınamayacak. daha uzun süreler
beraber çalışmayı umduğumuz
BmükşehirBelediye Başkanımız
AHMET
PİRİŞTİNAyı
kaybetmenin hep birlikte üzüntüsünü
yaşıyonız. Kederli ailesine. yakınlanna ve
tüm İzmirlilere başsağlığı dileriz.
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
IZMİRŞUBESİ
Bilgi Edinme Hakkı..
Eğer bilinçli yurttaşlar tarafmdan yasanın olanaklan sıklıkla kullanılırsa
bilgi edinme temel hakkı geri dönülmez olarak kökleşecektir. Aynca,
yürütme erkinin denetiminde yurttaşlann da katkısı bulunacaktır. Böylece
siyasal ve demokratik özekinin (kültür) kökleşmesinde yurttaşlann da etkin
olabileceği görülecektir.
Dr. Cengiz ABBASGÎL Hukukçu
B
ilgi edinme hakkı nihayet kütü-
ğe geçti (tescil edildi). Her ne
kadar anayasada ad olarak sa-
yılmamışsa da bundan böyle
yurttaşlann kamu kurum ve ku-
ruluşlanndan öğrenmek istedıği bilgileri al-
ma olanağı hayata geçirildi. Bundan böyle
kişilerin bilgı edinme hakkı da temel haklar
arasında yenni aldı. Yurttaşlara yeni çev-
renler (ufiiık) açacak bu yasa yazık kı sessiz
sedasız bir bıçımde yürürlüğe girdi. Belkı de
çoğunluk kamuoyunun böyle önemli bir ya-
sadan haberleri bıle olmamıştır. Bu neden-
le yasanın kamuoyunca bilinmesı bakımın-
dan kısaca değınmekte yarar ummaktayız.
Yasa 4982 sayı ile 9 Ekım 2003 'te kabul
edılmiş, bundan altı ay sonra da yani şu ge-
çen günlerde yürürlüğe gırmiştir.
Yasanın amacı kendi anlatımı ile saydam
yönetimın gereği olan açıklık. eşitlik, taraf-
sızlık ılkelerine uygun olarak kişilerin bilgi
edinme haklannı düzenlemektır. Kapsam
olarak da kamu kurum ve kunıluşlan ile ka-
mu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşla-
ndır. Yani bilgi edinmek isteyen bir kışi, sa-
yılan kuruluşlara başvurabilecektir. Pfeki bu
kuruluşlardan neler istenebilecektir? Onlar
da yasada bilgi ve belge olarak belirtilmış-
tir. Bilgi, kapsamdaki kuruluşlann sahip ol-
duğu her türlü veriden oluşmaktadır. Belge-
ler ise yasada belirtildiği gıbı "yazıh, basılı
m a çoğakünuş dosya,evrak, kitap. dergi. bro-
şür,etüt,mektup,program,taimat,kroki,pian,
film, fotoğraf, teyp ve \ideo kaseti, harita.
elektronikortamda ka\ dedilen her türlü bil-
gi, haber ve veri taşrucılannı" kapsamakta-
dır. Görüldüğü gibi bilgı ve belge epeyce kap-
samlı olarak belirlenmiştir. Böylece bilgi
edinmek isteyen kişiye baş\r
urusunda ken-
disıne belgenin kopyası, olanaksız durum-
larda ise bilgiyi inceleyerek not alması ve-
ya içeriğini görmesi ve dinlemesi olanakla-
n tanınmaktadır. Hemen belirtelim ki kişian-
latmunda tüzelkişiler de anlaşılmabdır.
BaşMirulann on beş iş gününde yanıtla-
nacağı, yanıt için ek bir çalışmayı gerekti-
ren durumlarda bu sürenin otuz iş günü ol-
ması öngörülmüştür. Böylece haklanna sa-
hip olma bilincindeki yurttaşlara geniş çev-
renler (ufuklar) açılmış olmaktadır.
Ancak bilgi edinme hakkının bazı durum-
larda sınırlandınlacağı da yasada belırtil-
mıştir. Bu sınırlandırmalar, devlet sırn bilgi
ve belgeler, ülke ekonomik çıkarlan ile ilgi-
li bilgi ve belgeler, ıstihbarata, adli kovuş-
turmaya ilişkin bilgi ve belgeler, özel haya-
tın ve haberleşmenin gizliliği, tıcari sır, ku-
rum içı düzenlemeler kapsam dışı bırakıl-
mıştır. Doğaldır ki kapsam dışı bırakılan ko-
nulann anlaşılabilir gerekçeleri vardır. An-
cak bu gerekçe ve nedenkr bahane edilerek
kunımlann, yasanın uygulanma olanağmıor-
tadan kaldıracak dmranışlardan kaçınma-
lan gereklidir. Yoksa yasa gösterişten ileri bir
anlam taşıyamaz.
Eğer bilinçli yurttaşlar tarafından yasa-
nın olanaklan sıklıkla kullanılırsa bilgi edin-
me temel hakkı gen dönülmez olarak kök-
leşecektir.
Aynca, yürütme erkinin denetiminde yurt-
taşlann da katkısı bulunacaktır. Böylece si-
yasal ve demokratik özekinin (kültür) kök-
leşmesinde yurttaşlann da etkin olabilece-
ği görülecektir. Yeter kı bilgisine başvuru-
lacak kuruluşlar sıyasi erkı elinde bulundu-
ranlann etkisinde kalmasuılar ya da kapsam
dışı konular bahane edilerek bilgi ve belge-
yi vermekten kaçınmasınlar.
Babam Suphi Karaman...
Suay KARAMAN
2
7 Mayıs 1960 Devrimi'nin
önderlerınden, Milli Bir-
lık Komıtesi üyesı, emek-
li Topçu Kurmay Albay, eski
Cumhuriyet Senatosu Tabii
Üyesi, Işçi Partisi Genel Baş-
kan Yardımcısı Suphi Kara-
tnan'ı 15 Nisan 2004 tanhın-
de yıtırdık.
15 Ocak 1941 tarihınde Ka-
ra Harp Okulu'ndan mezun
olan Karaman, 1942 yılında
Topçu Okulu'nu bitirdi. 1950
yılında Kara Harp Akademi-
sı'nden mezun olarak kurmay
sınıfına geçtı ve 1955 yılında
Yiiksek Komuta Akademisi'ni
bitirdi. Çeşitli bırlik ve karar-
gâhlarda başarıyla görev ya-
pan Karaman, 27 Mayıs Dev-
nmı'ni planlayan ve örgütle-
yen dört kişilik çekirdek kad-
ronun içinde yer aldı.
27 Mayıs'tan önceki görevi
Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Personel Başkanlığı Kurmay
Şubesi Müdürlüğü ıdi. Bu gö-
revde ıken, 27 Mayıs'ın kilıt
ısimlerinin önemli yerlere atan-
masını sağladı. Daha sonra Mil-
lı Birlık Komitesı'nı oluştura-
cak olan "merkez komite"nın
en önemli elemanlanndan bın
oldu.
Milli Birlık Komitesi üyesi
olarak ülke yönetiminde ve Si-
lahlı Kuvvetler'in yeniden ya-
pılanması çalışmalannda etkin
görev aldı. Kurucu Meclis'te.
Anayasa Karma Komisyonu
üyesi olarak, 1961 Anayasa-
sfnın yapılmasuıa büyük kat-
kılar sağladı.
25 Ekim 1961 tarihinde kur-
may albay rütbesiyle Türk Sı-
lahh Kuvvetleri'nden emekli
olan Karaman, Cumhuriyet Se-
natosu'nda Mıllı Birlık Gru-
bu'nun tabii üyesı olarak yasa-
ma çalışmalannı sürdürdü. 20
Arahk 1961'de "Yön Bildiri-
sTne ımza koyan üç MBK üye-
sinden birisi olan Karaman,
milli demokratik devrim hare-
ketıne katıldı.
Tabii senatör olarak yürütru-
ğü mücadele boyunca daima
Türkiye de\Tİmcilennin yanın-
da yer aldı. 1964 yılından son-
ra Cumhunyet gazetesinde çe-
şitlı tarihlerde yazıları yayım-
landı. 1969 ile 1970 yıllan ara-
sında dönemin devrimci der-
gisi
u
TürkSolu"nda genellik-
le antiemperyalist konularla il-
gılı başyazı yazan Karaman,
1961 ile 1980 yıllan arasında,
TBMM ve Cumhuriyet Sena-
tosu'nda siyasi, hukuki, sos-
yal. eğitim ve ekonomi konu-
İarında Kemalist devrimlerin
savunuculuğu üzerine pek çok
konuşma yaptı.
12 Eylül karşıdevriminden
sonra 1983 yılında siyasal par-
tilenn yeniden kunıluşu sırasın-
da Sosyal Demokrasi Parti-
sı'nın (SODEP) Ankara'da ku-
rucu il başkanlığını yaptı. SO-
DEP ve Sosyaldemokrat Halk-
çı Parti'de (SHP) üç yıl merkez
karar ve yürütme kurulu üye-
liğinde bulundu. 1989 yerel se-
çimlerinde SHP Çankaya Ilçe
Seçım Komitesi Başkanlığı,
1991 mılletvekili genel seçim-
lennde SHP Genel Merkezı Se-
çim Komitesi Başkanlığı yap-
tı.
1995 yılı sonlannda. zama-
nın Cumhuriyet Halk Partisi
(CHP) yönetıcilerinin yanlış
tutum ve davranışlan üzerine
CHP'den aynldı. Aynı tarihler-
de Işçi Partisi Genel Başka-
nı'nın "Samsun''aÇılana''çağ-
nsına yanıt vererek Işçi Partı-
si'ne katıldı.
1997 tarıhinden sonra Işçi
Partisi Başkanlık Kurulu üye-
si ve genel başkan yardımcısı
olan Karaman, büyük tarihsel
deneyımi ile Türkiye'nın ya-
kın geçmişinin en önemli tanık-
lanndan ve 20. yüzyılın en bü-
yük devrimci simalanndan bi-
n olarak yaşama gözlerini vum-
du.
27 Mayıs 1960 Devrimı'nden
başlayarak daima kendini ye-
nileyen, kendini aşan babam,
bizlere ulusallığı, Kemalizmi
ve devrimciliği hayatın normal
akışı içinde uygulamalı olarak
öğretti. 1964 yılında Ankara'da
Zafer Meydanı'nda yaptığı akı-
cı konuşma sırasında, kürsü-
nün altında babamın ayakkabı-
lanyla oynamamı, 1966 yılı ya-
zında Burhaniye-Ören'de Tür-
kiye ile ilgili sıcak sohbetleri,
1968 yılında Türkiye Öğret-
menler Sendikası (TÖS) toplan-
tılannı, 1971 yıluıda Orta Ana-
dolu ve Akdeniz bölgelennde
Halkevlerini denetleme gezi-
sindeki coşkusunu, 1973 yıluı-
da işkenceye karşı unurulmaz
çıkışlannı, 1979 yılında Bal-
kan Dağlan'nda babamın Mus-
tafa Kemal ile özdeşleşmesini
unutmak olanaksız. Harp Oku-
lu'nda okurken Mustafa Ke-
mal'e ve yaptığı devrimlere im-
renerek kendisınden önceki
devrim kuşagını aşmayı hedef-
leyen babam, "Kırk yıl önce
dünvaya gelseydim, Samsun'a
ben de çıkardım" diyebilecek
kadar cesaretli. atılgan ve ku-
sursuz bir devnmci kışilığe sa-
hipti. 27 Mayıs devrimini ger-
çekleştu"diği zaman, ben on ay-
lık bir bebektim. Ülkesini, içi-
ne düştügü kargaşadan kurtar-
mak ıçın geleceğını ve hayatı-
nı ortaya atmaktan, yakınlan-
nı bir yana itmekten, devrim
yoluna baş koymaktan çekin-
meyen babam, 27 Mayıs'ın
amacını "Atatürk devrimleri-
ni yeniden yaşama geçirmek ve
demokrash i tekrar sağlamak"
olarak özetlemiştir.
Ölümünden bir gün önce Kıb-
rıs konusunu tartıştığımızda,
güçlü belleği, tanh bılgisi ve
ulusal bilinciyle, banşa evet,
ancak Annan Planı 'na niçin ha-
yır demek gerektiğini gerek-
çeleriyle ortaya koyarak dev-
rimci kişiliğini son kez konuş-
turmuştur.
12 Eylül karşıdevriminin pa-
şalan lüks içinde ve devlet ko-
ruması altuıda yaşarlarken 27
MajTsdevrimcilerigibi babam
da korumasız sade hayatını,
onurlu ve dürüst bir şekilde sür-
dürmüştür. "Benim halktan
korkacak bir şeyim yok ki ko-
runıam olsun. Bizden sonra yö-
netime el koyanlar hep koru-
malarla dolaşü,aranuzdaki far-
kı anlamak isteyen bunu dü-
şünsün" dıyerek tanhe not düş-
müştü.
27 Mayıs devrimcisinin ço-
cuğu olarak, canım babamı hep
özlemle, sevgiyle ve onurla
anacağım. Babamın ve devrim-
ci arkadaslannın bize verdiği bu
büyük onuru ve ülkemize ka-
zandırdıklan değerleri, her za-
man daha ilenye götürmek için
çahşacağım.
Başta ülkemizi aydınlatan 27
Mayıs 1960 Devrimi'ne katkı
veren devrimciler obnak üze-
re, tüm Türkiye 'nin başı sağol-
sun anısı Türkiye'nin devrim-
ci yoluna ışık saçsın.
2000-2001-2002 doğumlular ig
ön kayıtlar başlamıştır
2004-2005 öğrer-TJ vılında
Eyüboğlu Koşuyolu Anaokulu
Eyüboğlu Ataşehir Anaokulu
Eyüboğlu
Eğitim Kurumlan
PENCERE
Piriştina'nın Hayatı
Hepimize Ders...
Ahmet Piriştina'yı ne zaman tanıdım, anımsa-
mıyorum, Cumhuriyet'in İzmır Bürosu 'müdavim'\e-
rindendi, gepegençti, solcuydu...
Herkesin sevdiğı insandı; hani kimileri için "Bun-
da şeytan tüyü var" denir ya, öyleydi...
Vakitsiz ölümü üzerine duygusal bir yazı yaz-
mak isterdim, bu kapsamda söylenecek çok şey
var, ama bir başka eğilim içindeyim; düşündüm ki
Piriştina kısa hayatıyla hepimize, öncelikle solcu-
lara, büyük bir ders vermiştir.
•
Dersi
Genç Ahmet Piriştina solculuğun en belalı oldu-
ğu günlerde Sadun Aren, Behice Boran, Aziz
Nesin ve benzerleriyle birlikteydi; hepsini izmir'e
geldiklerinde ağııiar, evinde yatınrdı; Türkiye Işçi Par-
tisi'ne girdi, DSP'den sonra CHP'ye geçti.
Bundan çıkan ders ne?..
Tüm sol ayrımlar günün bu vaktinde yapaydır;
solcular birieşmelidir; Piriştina gibi bir adam vic-
dan rahatlığıyla bu üç partide çalışabilmiştir.
Ders 2
Piriştina son yerel seçimde Izmir'den yüzde 41
oy alarak Belediye Başkanı oldu; halk bu oyları
gözleri mavidirdiye Piriştina'ya vermedi; daha ön-
ce yaptığı hizmetler nedeniyle güven tazeledi.
Demek ki koşullar ne kadar olumsuz olursa ol-
sun halka hizmet verebilmek olanağı vardır; bunun
için iş bilmek ve özveriyle çalışmak gerekir.
Ders 3
Ahmet Piriştina çalışıp iş üretecek yerde sol ke-
simin iflahını kesen çatışmaların, dedikoduların,
kulislerin içine gırmedı..
Ne Ecevit'çi idi ne Baykal'cı.
Partı liderleriyle değil, halkla bütünleşmeye yö-
neldi; gözlennitavanadegil; tabanaçevirdi; doruk-
la değil, eteklerle kaynaştı; adamla değil işle uğ-
raştı; bu hali sol partilerin altına değil, üstüne de
derstir.
Ders 4
Ahmet Piriştina olmasaydı, bir sağcı belediye
başkan adayı Izmir'i perişan edip kentin canına
okuyacaktı; karayolları körgüdüsünün çıkarcılığına
şehrı teslım edecektı; İzmir gibi bir körfez kentin-
de denizyollarına trafikte öncelik sağlayan Ahmet
Pirıştina'nın verdiği şehircilik dersi, dileriz ki sağın
da kulağına küpe olur.
Ders 5
Çok partili rejimden bu yana ülke yönetiminde
işbılır ve başanlı olabilmek için 'yemek ve yedir-
mek' gereği beyınlere aşılanmıştır; bu yöntem yol-
suzluk kapılarını ardına kadar açar.
Piriştina örneğinde ise bu yöntem reddedildiği
halde başan kazanıldı.
Ders 6
Piriştina solcularta, aydınlarla, sanatçılaria, sos-
yalistlerle, komünistlerle tüm yaşamında iç içe ya-
şamakla birlikte, sıyasette iş dünyasına ve halk ta-
banına ayaklarını dayayabilmiş gerçek bir politika-
cı ve lider kimliğiyle örnek oluşturdu.
•
önümüzde bir örnek var...
Ve bu örnekten kaynaklanan umut, acıyla biriik-
te geleceğe dönük yol haritası gibi Ahmet Piriştı-
na'nın bıraktığı mıras...
Sol Piriştina'nın tabutunun çevresinde toplandı-
ğı gibi bütünleşip birteşebilse..
Piriştina ne kadar sevinir...
'Sevinir' sözcüğünü özellikle kullandım; çünkü
Ahmet 'öldükten sonra da yaşayanlar' sınıfına gir-
mışgüzel bir insan...
*M
EftömKunmtan üandMfirtfrtiJO Mam4Kem*Mahafes..Or RisUmEyOboğfcjSok* Ho8(knvvfe34762Hanbul W W W . e y u b < > 9 İ U . k 1 2 . t r
BAŞSAĞLIĞI
Çağdaş, katılımcı, aydınlık yüzü ve sevdalandığı
îzmir'e bıraktıklan ile, kalbimızde yaşayacak değerli
insan
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Sayın
AHMET
PİRlŞTlNA'yı
bızler \e Izmıı halkı hiç unutmayacak.
Ailesinin. yakınlannın, çalışma arkadaslannın
ve tüm Izmırlılerın başı sağ olsun.
MimarTBTİKTOZKOPARAN
İzmir'in aydınlık yüzü,
çağdaş, demokrat,
güzelinsan
Sayın
AHMET
PÎRİŞTİNAyı
yitirdik...
Ailesinin ve Izmirlilerin
başı sağ olsun.
Acımız sonsuzdur.
SONUÇ DERSHANESİ
ÇALIŞANLARI