Katalog

HAZİRAN 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Taman' ekibi üzgün • istanbul Haber Senisi - Ali Özgentürk'ün yönet- menliğini yaptığı "Zaman" adk fılmde rol alan oyuncu Arda Kanpolat'ın intihan film ekibini üzüntüye boğdu. Filmin yönetmeni Ali Özgentürk ise göğüs ağnsı şikâyetiyle hastaneye yatınldı. Özgentürk daha sonra taburcu edildi. İstanbul'da operasyon • İstanbul Haber Senisi - Terörle Mücadele ve tstih- barat Şube Müdürlükleri'ne bağh ekipler, El Kaide terör örgütü ile irtibath olan Kuzey Irak merkezli Ensar El Islam (îslamın Destekçileri) adlı terör örgütüne yönelik ortaklaşa gerçekleştirdikleri operasyonda, 3 kişiyi gözaltına aldı. Bu kişilerin, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki sorgu- lannın sürdüğü öğrenildi. İki kişîye 225 milyar lira • ANKARA (AA) - Şans Topu'nun bu hafta- ki çekilişinde kazanan üst kolon numaralan " 1, 2, 17,26,28",altkolon numarası ise "13" olarak belirlenirken 5 artı 1 bilen 2 kişi, 225 milyar 411 milyon 850 biner lira ikramiye kazandı. Çekilişte, 1 artı 1 bilenler 1 milyon 250 biner, 2 artı 1 bilenler 2 milyon 800 biner, 3 bilenler 1 milyon 650 biner, 3 artı 1 bilenler 9 milyon 250 biner, 4 bilenler 14 milyon 650 biner, 4 artı 1 bilenler 194 mityon 750 biner, 5 bilenler ise 1 milyar 727 milyon 300 biner lira ikramiye kazandı. SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Siyasal İslam, Toplumsal Yapı, Takıyye (I) Fincancı ve Koç'un görevden alınması protesto edildi 'Gerçeği söyleyene ceza'İstanbul Haber Servisi - Istan- bul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlan Prof. Dr. Şebnem Korur Fuıcana ve Prof. Dr. Ser- met Koç"un görevlennden alınma- sı, meslek odalan ve bazı sivil top- lum kuruluşlan tarafindan protes- to edildi. tstanbul Eczacılar Oda- sı'nda düzenlenen toplanöda ko- nuşan istanbul Meslek Odalan Bir- liği, Ünıversite Öğretim Üyelen Derneği (ÜÖD), Adli Tıp Uzman- lan Derneği (ATUD) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendi- • istanbul Eczacılar Odasf nda toplanan 15 Örgütün temsilcisi, Prof. Dr. Fincancı ve Prof. Dr. Koç'un görevden alınmasını "'bir skandaT olarak niteleyerek olaym ünıversite demokratikliği açısından kabul edilemez olduğunu söylediler. kası (SES) temsilcileri "gerçeği söyledüderi»çin cezalandınian mes- lektaşlannuı derhal görevlerineia- de edilmesinT istediler. ÜÖD Baskanı KadirErdin, 2004 Türkiyesi'nde -bjtmezvçtükenmez anudemokraukuygulamalannbir örneğini tarnşmakiçin*" toplandık- lannı belirterek "Üniversiteler bi- lim üretim merkezleridir ve üret- tiklerini. bilim dünyasına ve toplu- ma aktarmak durumundadıriar. Bunun kanallannı kapanrsantz bu- gün gelinen noktada olduğu gibi üniversiteyi toplum dışına itmiş olursunuz" dedı. Erdın. "İstanbulÜniversitesibu olaydaünhersitecamiasıiçin, yük- seköğretim sistemiiçin onanlamaz boyutlarda yara almışür. Biz bu ol»ışiddettekııuw)na,görevlerige- reğL, demokrat tavuian, özgüriük anlayışları gereği. sadece doğruyu söylemekten çekinmeyen meslektaş- lanmızuı görevlerinin iadesini ta- lep ediyoruz" dıye konuştu. İstan- bul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy da üniversitede se- çimle gelen tek demokratik kurum olan anabilim dalına seçilrrüş iki ki- şının anabıhm dalı başkanlıklann- dan alınmasını "bir skandal" ola- rak nıteledi. Geçen yazımda; değerli arka- daşım Av. Atilla Coşkun'un kale- me aldığı, "Siyasal İslam, De- mokrasi ve AKP" başlıkh önemli çalışmadan yola çıkarak bu önemli makalenin bana çağnştır- dığı kimi konular üzerinde dur- muştum. Bu yazımda da aynı ko- nuya devam etmek istiyorum. • • • Geçen yazımda; halkının ço- ğunluğu Müslütnan olan toplum- ların, azgelişmiş olmalarmın ne- denini dine bağlayamayacağımı- zı; din kurumunun da toplumsal yapıdaki değişim ve gelişimlere uygun olarak "esnediğini", söyle- miş ve bugün İslam toplumların- da yenileşmeye karşı direnmele- rin benzerinin, bir zamanlar Hıris- tiyan toplumlarda da göründüğü- ne işaret etmiştim. Hatta aynı şe- yin, tarihsel sürecin her aşama- sında görüldüğünü vurgulamış- tım. Bugün, "din kurumundaki" es- nemenin, başka örneklerini ver- mek istiyorum. • • • Din kurumunun, kendine ina- nanlann yaşamlarının her yönünü denetlemek istediğini; fakat top- lumsal yapı değiştikçe, dinin de bu değişime ayak uydurduğunu söylemiştim. Bunun çok ilginç ve anlamlı örneği "faı'z"dir. Günümüzde bağnaz Müslü- manlar, "faizin haram olduğunu" (haklı olarak) ileri sürmekte ve banka sistemini mahkûm etmek- tedirler. Acaba bu tutumlan, ne kadar sürebilir? Aynca faizin ve kumann ve aynı zamanda piyan- gonun haram olduğunu iddia edenler arasında; "Milli Piyan- go", "Sayısal", "Spor Toto" vb. gibi talih oyunlanna itibar edenle- rin sayısı çok fazladır. Zaten, eğer bu türden talih oyunlanna itibar edenlerin Müslümanlıktan uzak- laştıklarını düşünürsek memle- kette Müslüman kalmaz. Fakat, benim üzerinde durmak istediğim konu bu değil. Faiz, Müslümanlıkta "ha- ram"d\r ama, Hıristiyanlığın pek çok yorumunda faiz "günah"tır. Yüzyıllar boyunca, Engizisyon'un mahkûm ettiği ve çoğu kez yaktı- ğı binlerce ve binlerce "tefecinin" tek suçu, faiz karşıhğında para vermekti. (Belki biraz haindiler ve sıkışan insanlardan aşırı faiz al- maktaydılar ama, günümüz ban- kerlerinden ve bankalanndan hiç- bir farklan yoktu.) • • • Zaman içinde ticaretin yaygın- laşması, burjuva sınıfının ortaya çıkması, banka ve kredi kurumu- nun zorunluluk haline gelmesiyle kilise, toplumun gerisinde kaldı. Papalık'tan ilk kopan kilise, In- giltere Kilisesi oldu. Gelişmekte olan Ingiltere burjuvazisinin ge- reksinimlerini karşılayamayan ve tam tersine "ayak bağı" olan Ka- tolik Kilisesi'ne karşı bayrak açan 8. Henri, Ingiltere'nin ulusal kili- sesini, Anglikan Kilisesi'ni kurdu- ğunu ve Papalık'tan ayrıldığını ilan etti. Kimi itirazlar olduysa da, bunlan kanh bir biçimde bastırdı. Daha sonra, özellikle Kuzey Avrupa'da ticaretle zenginleşen bölgelerde, yeni bir Hıristiyanlık anlayışı ortaya çıktı: Protestanlık. Katolikler ve Protestanlar, kanh kavgalara giriştiler, inanılmaz de- recede kan döküldü. Bu arada; ayaklarının altından toprağın kaydığını hisseden "Pa- palık", bir bildiri yayımladı. "Faiz günahtır" dediler. Fakat eğer bir kişi bir başkasından borç para alır ve borç aldığı bu para ile para kazanırsa; kazandığı paranın bir kısmını, borç aldığı kişiye verebilir ve bu faiz değil, 'kâr payı 'dır."! (Bugün Papalık banka işletiyor)... Günümüzde, "faizsiz kazanç" diye isimlendirilen sistem, faizden başka bir şey mi? • • • Atilla Coşkun, bu önemli maka- lesinde "Siyasal Islamın temel amacı toplumu Islamlaştırmaktır" diyor. Çok doğru. Fakat, Islami- yetten anlaşılan şeyler arasında farklar olabilmektedir. Nasıl çok farklı demokrasi anlayışları varsa; aynı şekilde, Islamiyet anlayışları arasında da farklar vardır. Islamiyetin Sünni-Hanefi mez- hebinin, "Takıyye" denilen kuru- mu "meşru" ve "gerekli" gördüğü konusunda yoğun tefsirler vardır. Ve "ıhmlı" bir Islamiyet manzarası çizenlerin, takıyye yaptıklan konu- sunda da yaygın bir anlayış vardır. Doğrusu; bu konuda, kuşkula- rım var. Modernleşmeye sıcak baktıklannı ifade eden "ıslamcıla- nn" bir kısmının takıyye yaptıkları- na eminim. Fakat bu konuda sa- mimi olanlar da olabilir. Bunu zaman içinde göreceğiz... BAŞSAĞLIĞI îzmir'in, Ege'nin, Türkiye'nin gündemini projeleriyle değiştiren, kocaman yürekli ve büyük ideallerin insanı Saym AHMETPMŞTlNA'yı yitirmenin derin acısı ve hüznü yüreklerimizi dağlıyor. 0nun hizmetleriyle yaktığı meşale sönmeyecek, elden ele, ilden ile, gönülden gönüle dolaşacaktır. Ailesine, yakmlarma, dostlarına, îzmirlilere ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum. MUZAFFERERYILMAZ Çankaya Belediye Başkanı