25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2004 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE lâanbul PB 23 Stnop PB 19 Eiıme B 25 Samsun PB 21 Kacaelı PB 24 Trabzon Y 18 Çanakkale B 22 Giresun fznr B 26 Ankara Y 18 PB 23 Maiısa B 30 Eskışehır Y 25 A\dın B 30 Konya B 24 Denızlı B 29 Sıvas PB 19 Zcnguldak PB 20 Antalya B 29 Kars Adana Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıırt Hakkâri Van B B Y PB Y Y Y Y 29 27 25 30 26 25 20 17 Y 15 Doğu Karadenız Doğu Anadolu'nunku- zey ve doğusu, Guney- doğj Anadou'nun do- ğusu Kjzey Ege'n n ıç kesımlen ıle Eskışehir, B'iecık. Bolu ve Düzce çevrelerı sağanak ve gok gurultulü sağanak /ağışlı dığeryederpa'- çafı ve az ooıutlu geçe- cek. Hava sıcaklığı tum yurtta artacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y Y PB PB Y B 20 18 15 22 23 24 24 29 Münıh B 20 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina B Y Y Y Y Y Y PB 21 21 25 20 23 22 23 24 PB 21 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tifüs Kahire B B A PB PB Y Y A 20 32 27 30 25 24 12 33 B 32 Parpalı bu'utlu Bulut'L YağmurL Gok guruftuld G L N C E L CfNEYT 4RCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada yikelçılığı. Aynı gün, Dışişleri Bakanlığımız da üs- tel k büyükelçiliğin yalanlamasına dayanarak ya- larlama kervanına katıldı: "ABD'nin Ankara Bü- yükelçiliği'nce deyapılan basın açıklamasında söz konusu haberin yalanlandığı anlaşılmaktadır" di- yerek... Genelkurmay'ın başta laiklik, ulusal sorunlarüze- rindekı görüşlerıni yineleyen Genelkurmay ikincı Başkanı Orgeneral llker Başbuğ; gazetecılerin so- rularını yanıtlarken, yalın ifadelerle yalanlamaları. yalancıları yalanladı. Büyükelçilik yazılı yalanlamalarında "ABD'nin Tür- kiye'den yenı askeri üs ya da askeri tesislerkurmak arayışı yoktur" diyordu. Orgeneral Başbuğ, ABD'nin yeni taleplerini doğ- rularken ayrıntıya girmedi; "Onlaria ilgili şimdikonuş- mamız uygun olmaz. Görüşmelerzaten bitiyor. Gö- rüşümüzü ilgili makamlara ileteceğiz" dedi. ABD'nin yeni isteklerini duyuran haber üzerine sadece yalanlamalarla yetinen, doğruluğunu araş- tırmak ıçın parmağının ucunu oynatmayan holding medyamız; Orgeneral Başbuğ'dan sonra bu kez Balbay'ın haberindeki içeriği, Amerika'nın Karade- niz'de uç lıman ve kimi navaalanlarını us olarak kul- lanma ısteğını birincı sıraya aldı. • • • Genelkurmay Ikinci Başkanı, Cumhuriyet'te ya- yımlanan Incirlik Üssü'yle ilgili ABD isteklerini doğ- rularken, ancak -Savunma ve Ekonomik Işbirliği- SEİA anlaşması çerçevesinde olanların uygun gö- rülebileceğini söyledi. ABD, Incirlik'ten çektiği 48 savaş, 10 tanker uça- ğını yıne konuşlandırmayı, Konya'yı eğitim sahası olarak kullanmayı, Incirlik'e daha genış "çalışma alanlan" sağlamayı öneriyor. Amerikan istekleri doğrulandı ya; medyanın ufku açıldı. Gazetelere (dünkü Milliyet'e) göre; -yalanla- nacak mı acaba- ABD, U-2'lerin Türk hava sahala- rını kullanmasını, bu uçaklara acıl durumlarda incir- lik'e iniş için izin verilmesini istiyor. U-2'ler radara takılmayan, sessiz uçarak ayrıntılı fotoğraflar çekebilen özellikte uçaklar. 1960'larda Sovyetler, casus uçuşu yapan U- 2'lerden son de- rece rahatsızdı. U-2'lerden bırini düşürmüş, pilotu- nu canlı ele geçirmiş ve dünya çapında bir olay ya- ratmıştı. Ismet Inönü'nün başbakanlığı sırasında Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında başlayan iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerini 1965'te tek başına iktidara ge- len Adalet Partisi hükümeti de sürdürdü. Başbakan Kossigin, Ankara'yı ziyaretinde "dost ve komşu ülkenin" havalarında uçan, o ülkeyi göz- leyen U-2 casus uçaklarının Adana'da konuşlandı- nlmasına, Türk hava sahalannı kullanmas/na izin ver- memizi yadırgadıklarını Başbakan Demirel'e ilettı. Ikili görüşmelerden bir süre sonra Turk hüküme- tinin U- 2'leri yasaklamayı kararlaştırdığını kamu- oyuna -o günlerde Hürriyet'te manşerten çıkan- ha- berimduyurdu vetabiiözellikleAmerikayönetimin- de büyük yankılar uyandırdı. ABD, bu uçuşlardan bir türlü vazgeçemiyor. De- mirel'in yasaklamasından sonra başbakanlığa ge- len Ecevit'ten de ABD. U-2'lere eski olanakları ta- nımasını ıstedi; ama -o zaman dayatmalara baş eğ- meyen hükümetler vardı Türkiye'de- sonuç alama- dı. Habere göre, Türk tarafı "istihbaratın ortakpayla- şılmasını" istiyor. U-2 marifetiyle ABD hangi ülkeleri gözleyecek; sadece Kafkaslar'ı mı, yoksa Rusya'yı mı? • * • Şimdi başımızdaki kudretli, ıstikrar ıçindeki hükü- metın sergilediği manzaraya bakalım: Asker ABD is- teklerini doğruluyor. Dışişleri Bakanı SEİA çerçeve- sinde "bazı önerilerden'' söz edıyor. Başbakan be- yefendi ise, söz konusu ısteklerden haberi olmadı- ğını söylüyor. Yalancılann (yalanlamaların) mumunun yatsıya ka- dar yanacağı bir kez daha doğrulandı. Bir soru ge- çerliliğini koruyor: Yalancılar tükürdüklerini yalayacaklar mı.. ya da nasıl? BalkaıılarVla kriz olasıhğı büyüyor BARIŞ DOSTER/SERTAÇ EŞ Avrupa Birliği nin (AB) eko- nomik aktör olmanın yanında, giderek daha dışa dönük, hırsh, istekli ve yetenekJi bir güç ol- maya yöneldiğı vurgulanarak bırliğın gündemindeki en önemlı sorununun, önümüzde- kı dönemde cazibesinin sürdü- rüp sürdürmemesı olduğu belir- tildi. Genelkurmay Başkanhğı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezı (SAREM) tarafından düzenlenen u Türkiye, \ATO ve Avrupa Birliği Perspekti- finden Kriz Bölgelerinin İn- celenmesi ve Türkiye'nin Gü- venliğine Etkileri" konulu sempozyumun ikmci gününde Avrupa konusu ele alındı. Çek Cumhurıyeti'nde uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı ve Ge- nelkurmay Başkanlığı'nda gö- rev yapan Doç. Dr Jan Eichler, eskı Doğu Bloku ülkelerinin ço- ğunda etnik millıyetçiliğin ge- lıştiğini anımsatarak bu süreçte NATO'nun genışlemesinin çok olumlu bir ışle\ gördüğünü söy- ledi. Eskı Doğu Bloku ülkelen- nın NATO ve AB ıle işbirlığı yapmasının. başlangıçta Rus- ya'yı endışelendırdığinı anlatan Eichler. "AB. yakın gelecekte her türlü ekonomik ve siyasal sorunu çö/ümlemek zorunda kalabilir" dedi Ülkesını uzun yıllarbüyükelçi olarak temsil e- den Avusruryalı uzman Albert Rohan da Balkanlardaki soru- nun. tarihi, sıyasi, dini, etnik ne- denlerden çok, "eski usul siya- setten" kaynakJandığıru vurgu- ladı. Rohan, askeri müdahalelerin bazen kaçınılmaz olduguna dık- kat çekerek "Diplonıasinin ye- rine bazen güç geçer. Müda- hale ne kadar erken olursa in- san ve para kaybı o kadar az olur" dıye konuştu. Balkan- lar'da her an knz patlayabıiece- ğıne işaret eden Rohan, "Bal- kan ülkelerinin hepsi AB'ye üye olunca barış ve istikrar sağlanır. AB bu konuda Bal- kan ülkelerine net bir vizyon vermeüdir" dedi. Finli öğretim üyesi Dr. Han- na Ojanen ise AB için genişle- menin sürekli gelişen, derinle- şen ve boyut kazanan bir süreç olduğunuanlattı. Genişlemenin, birliğin en önemli dış politika aracı olduguna değinen Ojanen, şunlan söyledi: "Genişleme birliğe etki kazandırıvor. Ama bu genişlemenin yöntemi de önemli.AB yakın işbiriiği için, üyelik dışı seçenekler anyor, İyi komşuluk ilişkilerini çok önemsiyor. Çünkü her yeni üyeyle birlikte yeni yeni kom- şular da ediniyor. AB'nin artık daha özerk davranması ve askeri gücünü zaman zaman devreye sok- ması lazım." Başbuğ, Atatürk milliyetçiliğine Avrupa'dan yöneltilen eleştirilere yanıt verdi: Milliyetçiliğimiz etnik temele dayanmaz SERTAÇ EŞ İSTAıNBUL - Genelkurmay tkıncı Başkanı Orgeneral tlker Başbuğ, Atatürk milliyetçiliği- ne yöneltilen eleştınlere sert çık- tı. Eleştirilere Atatürk'ün sözle- nyle yanıt \eren Başbuğ. Avru- pa'dayapılanbutür yorumJanta- lıhsızlik olarak nıtelendırdı. Baş- buğ. "Atatürk'ün milliyetçilik anlayışını kendi sözleriyle en iyi şekilde açıklayan Türkı\e Cumhurıyetrnı kuran Turkıye halkınaTürk mılletı denir" sözü- nü hatırlatmakta yarar oldu- ğunu düşünmekteyiz" dedi Orgeneral Başbuğ, îstanbul Harp Akademıleri Komutanlı- ğfnda düzenlenen sempozyu- mun toplantı bölümünün kapa- nışında yaptığı konuşmada, ulus- lararası terorizm \ e Atatürk mil- liyetçilıği konusuna değindı. Içinde bulunulan küresel ortam ve bunun karmaşıklığı nedenıy- le ulusal gmenliğin. terorizm bağlamında, uluslararası gü\en- lığe doğrudan bağımlı olduğunu belirten Başbuğ, "Bu gerçeği kabul ediyorsak bu konunun uluslararası çözümünde iize- rinde durmamız gereken ku- rumların başında BM olmalı- dır" dedi. Başbuğ, Îsraıl-Fılıstin, Irak ve Afganistan'ın acil \e önemli kriz bölgelen olduğunu belirterek Türkjye'nın, Atatürk'ün "•Yurt- ta Sulh Cihanda Sulh" ilkesı doğrultusunda uluslararası gü- \enlığe yönelık üzenne düşenı yaptığını anlattı. Başbuğ, "An- cak bu husus sağlıklı bir ulusal güvenliğe sahip olmayı da zo- runlu kılmaktadır. l lusai gü- venliğimiz ise Türkiye Cumhu- riyeti'nin üniter yapısının ve devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünün vazgeçilmez te- mei taşlarını oluşturan laiklik veAtatürk milliyetçiliğine doğ- rudan bağlıdır" dıye konuştu. Eleştirilere yanıt Başbuğ. konuşmasında, bazı Avrupa ülkelerinde Atatürk mil- liyetçiliğine yönelik yapılan eleştirilere de yanıt verdı. Baş- buğ şöyle konuştu: "Atatürk milliyetçiliği, bi- linçli vey a bilinçsiz olarak özel- likle bazı Avrupa ülkelerinde yanlış yorumlanmaktadır. Bu yorumlar Atatürk milliyetçili- ğinin etnik temele dayandığını ve harta Türkiye'nin önünü tı- kadığını dahi iddia edecek ka- dar talihsiz noktalara götürül- mektedir. Bu yorumu yapanla- rı Atatürk'ün milliyetçilik an- layışını kendi sözleriyle en iyi şekilde açıklayan Türkiye Cumhunyetfni kuran Türkiye halkına Türk mılletı denir" sözü- nü ve anayasamızın 66. mad- desinde yer alan 'Türk Devle- ti'ne vatandaşhk bağı ile bağlı olan herkes Türktür' ifadesini hatırlatmakta yarar olduğunu düşünmekteyiz. Görüldüğü gi- bi Türkiye Cumhuriyeti Dev- letinin milliyetçilik anlayışı et- nik ve dini temele dayanma- maktadır. Bu milliyetçilik an- layışını değiştirmeye veya aşın- dırmaya yönelik her türlü dü- şünce ve girişimlerin üniter devlet yapımıza karşı olduğu şüphesizdir." HollandaPrensimemnun ayrüdı Hollanda \eliaht Prensi VViIlem Alexander. Türkiye'de çok güzel 3 gün geçirdiklerini belirterek "Buradan ülkcniz hakkında çok iyi intibalar edinmiş olarak ayrılacağız" dedi. Prens Aleıander ile eşi Prenses Ma\ima. dün Sultanahmet Camii'ni. Verebatan Sarnıcı'nı \e Ayasofya Müzesi'ni zivaret crfilcr. Daha sonra Hasköy "deki Rahmi M. Koç Müzesi'ne giden çift, burada. aralarında Cumhurivet'in de bulunduğu 5 basın kuruluşuna özel demeç verdi. Ankara'da ciddi ve iyi görüşmeler gerçekleşrirdiğini dile getiren Hollanda Prensi, "Daha sonra Kapadokya ve Kayapınara girrik. Buradaki gczimiz, Hollanda'ya gelen Türk göçmenlerin eskiden nasıl yaşadıklannı anlamak bakımından vardımcı oldu" dedi. KÜLTÜK • SANAT (02121 293 «9 7* YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN İTALYANCA'nr/ı yönelmtmndef ALICE üiutlu bir aiie istiyor. HARBOUR yaşamak istiyor WILBURÖLMEK İSTİYOR Biürmek isrediği yaşam başlamak ıızereydi... K.Maraş ve İran'da deprem Haber Merkezi - İranın başkenti Tahran'da dün akşam 17.15'te 6.2, Kah- ramanmaraş'ınAndınn ilçesinde ise dün öğle saatlennde 4.2 büyüldüğünde dep- rem meydana geldj. Yetlaliler, ılk belir- lemelere göre depremde can ve mal kay- bı olmadığını, araştırmalann sürdürül- düğünü söylediler. îran"da ülkenin kuzey ve batı bölgele- nni etkıleyen depremin Tahran'da da et- kıli olduğu ve insanlann panik halinde dışanya kaçmalarına yol açtığı bildiril- di. ABD Jeolojik Araştırmalar Merke- zı'nın internet sitesinde, fran"ın kuzey kesiminde meydana gelen ve merkez üs- sü henüz tespit edilemeyen depremin bü- yüklüğunün Richter öîçeğıne göre 6.2 olduğu belırtıldı. Deprem sırasında tünellerin çökmesi ve toprak kayması sonucu seyir halinde- ki araçlarda bulunan 16 kişinin öldüğü. çöken evlerin altında kalan 97 kişinin de yaralandığı bildirildi. İran resmi haber ajansı ÎRNA'nın ha- benne göre, yerel saatle 17.15'te meyda- na gelen ve 10 saniye sürdüğü belirrilen deprem, başkentte daha çok yüksek bi- nalarda hissedildi. İRNA, aynca depremin merkez üssü- nün Hazar Denizı 'ne kıyısj olan Mazerı- daran eyaletinde olabileceğini, eyalet başkenti Sari'nin de sarsıldığıru bildirdı. Deprem. Tahran yakınındaki Islamşehr, Nobatkerim ve Kerec'de de hissedildi. Birçok fay hattının bulunduğu İran, en son geçen yıl büyük bir depremle sar- sılmış ve 26 Aralık 20O4'te Tahran'ın 1000 kilometre güneydoğusundaki tari- hi Bem kentinde meydana gelen, kimi kaynaklara göre 6.3, kimine göre ise 6.7 büyüklüğündekı depremde en az 26 bin kişi ölmüştü. _ _YOĞLU MAJEST1K IO2T2) 2/U 97 07 12 00-14 15-16 30-18 45 21 15 KADIKOY BROOWAY 0216J 316 14 81 11 30-13 30-15 30-1 7 30 1 9 30 2' 30 ANKARA KIZILIRMAK [0312 425 53 93) 12 00-14 15-16 30-18 45-21 OC BeyogluATUS N » r » MOVIEPLH KadtolUHKÖY Afcmzs* CAPTTOL SPECTRUM14 252 85 7 6 12-30- 2190960 11 337-O3 1- SÎÎ53: -4 •5 15- 3) el 1415 1<<5 13 45 I-1630- • 1 6 1 5 - ••630- • 6 ' 5 119-00 •5«- 1900- 21 tr. •i2130 2 1 1 5 - C C « 2 3 1 5 213C ZARA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No 2000 10 K.arar Nc 2003 58 Da\acı Onnan Genel Müdürlüğü tarafından da\a!ı Amil \ ıldınm mırasçılan aleyhıne mahkememi- ze açılan kadastro tespıtının ıptalı \e tescil da\asının vapılan açık duruşması sonunda, mahkememız- ce da-vanın kabulune. kadastro tespıtı sırasında Sı\as ılı. Zara ılçesı. Kevenlı Kövü, Pınararkası me\- kıınde kaın. 931 7 8 m2 mıktannda. 1IS ada. 99 parsel olarak 2125 61 mıktanndâ 118ada. 112parsel olarak tespıt gören taşınmazın orman vabfı ıle hazıne adına tapuva ka\ıt \e tescılıne karar verılmış. ancak dahıli davalılar i- Mehpare Yıldınm. Ebubekır kızı. 133" d lu. Kevenlı KÖ>TI. Zara. 2- Emıne Yıldınm. Amil kızı. 193" 7 d.lu. Adamfakı Kö>-ü. Zara. 3- Abdulkadır Yıldınm. Amıl oğlu, 1941 d.lu. Kcenlı Kö>ü. Zara. 4- Hasan Yıldınm. Amıl oâlu. 1945 d.lu. Ke\enlı Kö\ü. Zara. 5- Rabıa Yıldınm (Eser). Amıl kızı. 1945 d.lu, Sogutluağıl K.ovu. Zara. 6- Sultan Yıldınm (Esen, Amıl kızı. 1949 d.lu. Soğütluağıl Ko\ü. Zara. 7 - Ve\sel Karanı Yıldırım. Amıi oğlu. 1956 d.lu. Kevenlı Kövü, Zara. 8- Su- dı\e> ıldınm. Amıl kızı. 1959 d lu. Günev Mahallesı. Yalova. tüm aramalara ragmen bulunamamiş \e- rılen karar kendılerıne tebliğ edılememıştır 7201 Sa> 1J1 Teblıgat Kanunu'nun 29 maddesı geregınce yukanda ısmı belırtılen dahıli da\alılara ılanen leblıgat vapılmasına karar \enldığınden, hüküm oze- tının %aymıı lanhınden ıtıbaren (15) gün sonra teblığ edı/mış savılacağı ılan olunur. Basın: 18206 GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ğı gerekçelere, sağduyulu, hükmetmeye değil de hizmet etmeye gelmiş hiçbir iktidar kulaklarını tı- kayamaz. AKP ne yapar, ona bakalım... Hükümetin 4. denemesi de istediği biçimde so- nuçlanmadı. Bundan sonrasını görmekaçısından önce ilk 4 denemeyi bir kez daha anımsatalım... 3 Kasım 2002 seçimlerinın ardından kurulan hü- kümetin Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, par- ti tabanından da gelen istemleri dikkate alarak YÖK Yasası'nda ne yapılabılir, sorusuna yanıt ara- dı. Kısa bir incelemeden sonra şu karara vardı: Bu konuda yapılacak değişiklikleri genel bir uz- laşma aramadan gerçekleştirmek çok zor! Mumcu'yadoğal olarak parti tabanından veya- banından tepkiler geldi. Birincı raunt daha başla- madan bitmiş, gelirgelmez estinlmek istenen rüz- gâr etkisini yıtirmişti. 2. raunt, Erdoğan'ın elbırliğiyle Siirt'ten mıllet- vekili seçilmesinin ardından başladı. Mumcu ile görevleri ve külahları değişen Hüseyin Çelik, da- ha koltuğunu ısıtmadan YOK'ün suyunu ısıttı. Ge- ce gündüz, sabah akşam hazırlık yapıp ortaya komple bir ürün çıkardı. Iş pazariamaya kaldı. Tıp- kı bu yıl olduğu gibi geçen yıl da yapılacak deği- şiklikleri üniversite sınavlarına yetiştırmek için ga- za basıldı. Aynı dönemde konu Milli Güvenlik Ku- rulu'na geldi. Erdoğan, değışiklikte ısrar etmeyi "zamanh" bulmadı. Hazırlık rafa kalktı. Çelik, sonbaharı iple çekiyordu. Meclis'in açıl- masının hemen ardından 7 Ekim'de Irak'a asker gönderme tezkeresi kabul edildi. Bunu da YÖK Yasası'ndaki hazırlık izleyecekti. Tam işler ısıtıla- caktı kı Genelkurmay Karargâhı'nda düzenlenen Irak konulu basın toplantısında, bu çabayı anla- manın zorluğuna dikkat çekildi. Böylece 3. raunt da tamamlanmıştı. Geldik mayısa... Hükümet ilk 3 denemeden sonra yeterli gücü elde ettiğine inanıyordu. Ne pahasına olursa olsun bunu gerçekleştırecekti. Yola çıkış hızı da bunu gösteriyordu. Askerden üniversitelere bütün açıklamalan göz ardı eden Er- doğan, "bu olacak" dedi. Oldu. Mechs'ten geçti, Köşk'e çıktı. Dün olmadığı anlaşıldı. Demokratik yasama süreci Bundan sonra ne olacak? Bugüne kadar olan olacak... AKP acele etmekten yana görünmüyor. Büyük olasılıkla Erdoğan'ın Ingiltere dönüşü sonrasında yeni bir durum değerlendirmesi yapılıp şöyle de- necek: "Cumhurbaşkanı 'nın iade gerekçeleh incelendi. önümüzdeki sonbaharda geniş çaplı anayasa de- ğişikliği sırasında konu tam olarak çözüme kavuş- turulacak." Bir başka deyimle AKP, kafasındaki değişiklik- ten vazgeçmedi. Şu aşamada daha ileri gitmeyi uygun görmüyor olabilir, o kadar. AKP'lilerin şöyle bir kaygısı daha var: "Eğer değişiklikte ısrar edersek konu Anayasa Mahkemesı'ne gidebilir. Orada tıpkı türbanda ol- duğu gibi imam hatiplerde de hedeflerimizin tam tersi bir karar çıkabilir. Meslek liselerinin salt mes- leki eğitimle ilgili yüksekokula gitmesi kararlaştın- labilir." AKP'lilerin bir başka kaygısı da "AB istedi" nu- marasının açığa çıkacak olması. Kendi işlerine gelen her değişikliğin başına AB kartvizitini ilişti- ren AKP'liler, Kopenhag kriterterinin orasında bu- rasında ışe yarayacak bir madde arıyorlar. AKP adına en etkileyici değerlendirmelerden birini Bakan Çelik yaptı: "Demokratik yasama süreci devam ediyor..." Bunun Türkçesı şu: "Biz her fırsatı değerlendireceğiz... Zorlayabil- diğimızyere kadar zorlayacağız." Son sözümüz şu; AKP'lilere Sezer'in gerekçe- lerinı dikkatle okumalarını öneriyoruz. ankcum " cumhuriyet.com.tr 'Hükümet hukııka uymuyor TR\BZON-AKPTı- lerin kamu kurum ve ku- ruluşlannda kadrolaşma çabalan sürerken, Da- nıştay Cumhuriyet Baş- savcısı Harun Çctinte- mel hükümetin, idare mahkemelen ve Danış- tay 7 ın >'ürütmeyi durdur- ma ve göreve iade karar- lanna uymadığına dik- kat çekti. Çetintemel, hukuk devleti ile bağdaş- mayan bu durumun dü- zeleceğini umduklannı açıkladı. îdare Mahkemesi, Bölge tdare Mahkemesi veVergi Mahkemesi"nin denetimi için Trabzon"da bulunan Başsavcı Çetin- temel, yönetimin atama kararlan ve bunlara kar- şı açılan davalar konu- sunda açüdamalarda bu- lundu. Çetintemel, mahke- melerin göreve iade ka- rarlan vermelerine kar- şın, yönetimlenn çeşitli gerekçeler öne sürerek yenıden görevden alma ya da görevlendirme yo- İunu turtuğunu belirtti. Kamu çalışanlanmn de- falarca gıdiş-geliş trafıği yaşayabildiğini anlatan Çetintemel, bunun hu- kuk devleti ile bağdaş- mayan durumlar yarattı- ğını söyledi. Harun Çe- tintemel, şöyle konuştu: "tdare mahkemesi ve Danıştay kararlarımn uygulanması konusun- da geçmiş hükümetler dönemindeki hukuka aykırılıklar sürüyor. Bunlar hukuk devle- tinde olmaz. Üstelik Türkiye, AB'ye uyum süreci yaşıyor. Bu süre- cin en önemli ayakla- rından biri hukuk dev- letidir. Hukuk devleti- nin tam olarak gerçek- leştirilmesini bekledi- ğimiz ortamda, ne ya- zık ki AKP hükümeti de eski hükümetlerden farklı bir tutum sergi- lemiyor. Memurlar hakkında bakanlar ka- rar veriyor. Soruşrur- malar sonuç vermiyor. Hukuk devleti ile bağ- daşmayan bu durumun bir an önce rayına oturmasını bekliyoruz. Urtıanm düzelir." Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. GÖRKEMARKAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle