22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab(a cumhuriyet.com.tr 11 Annan'uı son planına göre Türkler devlet statüsünü, Rumlar da eski mülklerini kazanıyor şteyeniKıbnsdevleti AÇIKÇA Son plana göre, Türkiye'ye tek yanlı müdahale hakkı kazandıran 'Garanti Antlaşması' kalıyor. Kıbns Türk devleti resmen BM tarafından tanınıyor. Türk tarafının siyasi kazanımlanna karşılık, Rum göçmenlerin hemen hepsi, eski mülklerine dönme olanağı buluyor. Rum tarafı aynca Tiirk askerinin 2018'e kadar adadan çıkmasını sağlamışoluyor... REŞATAKAR LEFKOŞA - Birleşmiş Mılletler Genel Sekreteri Kofi Annanın, Is- viçre'de son şeklıni verdiği Kıbns'la ilgilı çözüm planı, Türk ve Rum top- lumu arasındaki bazı dengeleri ko- rumak amacıyla al-ver mantığına dayanıyor. Plan, Türk tarafinın özel- likle siyasi ve ekonomık alandakı bazı ciddi endişelerini ortadan kaldınrken. ortaya koyduğu bazı koşullan ise karşılamı- yor. Plan uyannca adada ıki topluma ve iki dev- lete dayalı bir ortaklık kuruluyor. Böylelikle, bir Rum devleti görüntüsünde olan Kıbns Cumhuriyeti ortadan kalkıyor, yerine Türk ve Rum devletlerinin katılımıyla yeni bir ortak- lık devleti kuruluyor. Kıbns Türk devletı ılk kez Birleşmiş Milletler tarafından resmen ta- nınmış oluyor. Ortak devletin senatosunda eşit- lik hakkı elde eden Türk devletinin ayn ya- sama, \Tiriitme ve yargı organlanna sahip olması. Türkçenin AB dili olarak kabul edıl- mesi, Başkanlık görevini 40 ay Rum, 20 ay da Türk'ün yapacak olması da önemli siya- si kazanımlar arasında yer ahyor. Rum tarafı ise, halen dünya tarafından ta- nınan Kıbns Cumhunyeti'nin sahiplığinden vazgeçme karşılığında, 1974 banş harekâtıy- la birlikte Türk kontrolüne geçen mülklennin çok büyük bir bölümünü geri alma şansını yakalıyor. Böylelikle Rum liderliğinin 1974'ten beri sürdürdüğü "Tümgöçmenlerevierinedön- metidir" sloganı hayata geçırilmiş oluyor. Rum tarafının, göçmenlerin yanı sıra ana ko- şullanndan biri olan Türk askennin adadan çık- ması da. planda takvıme bağlanıyor. Buna gö- re. adadaki 39 bin 350 kişilik Türk asken \ar- hğı çözümden sonraki ilk 2 yıl içinde 6 bıne, 2011 yılında sonra da 3 bine düşüyor. Takvitn uyannca 2018'den itibaren adada sadece 650 Türk askeri, 950 de Yunan askeri kalıyor. Annan Planı'nın 24 Nisan'da gerçekleşe- cek referandumda onaylanması halinde yeni Kıbns Devleti'nin organlan için ilk seçimler ürgenstock takı gorüşmelere katılan KKTC, Türldye, Güney Kıbns Rum Kesimi ve Yunanistan heyetleri basına birlikte poz vermişlerdi. (AA) ANKARA (Cumhuriyet) - Türkıye, Annan Planı gereğince yerlerinden edilecek yaklaşık 80 bin kişinin transfer maliyetinin en az 2 milyar dolar tutacağını hesaplıyor. Plana göre yaklaşık 50 bin Türk yerlennden edilerek Kuzey Kıbns'ın iç bölgelerine taşınacak. Rum kesıminden de yaklaşık 60-65 bin kişı kuzeye geçecek. Rumlann 1974 öncesindeki konutlanna dönmeleri planlanırken bu konutlann mevcut kullanıcılan ve yerlerinden edilecek yaklaşık 30 bin Türk yurttaşı için de yeni evlerin PLANIN MALİYETİ 2 MİLYAR DOLAR inşa edilmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalara göre bunun maliyeti 2 milyar dolan bulacak. Zlrveden 1 milyar dolar Dışişleri'nden bir yetkili. bu hesabın inşaatlann Türk müteahhitlik firmalannca karşılanmasına göre yapıldığını kaydetti. Güney Kıbns'takı yapılandınlma çahşmalannda Türk müteahhıtlenn devreye girebileceklerini bildiren yetkili, "Rumlar düriist ihaleler açarlarsa Türk fırmalara çok iş çıkabilir. Ama ihalelerin en önemli kıstası dürüstlükleri olacakör" dedi. Bu maliyeün önemli kısmının 15 Nisan'da Brüksel"de yapılacak donörler toplanhsında karşılanması öngörülüyor. Dışişlen, buradan en fazla 1 milyar dolara yakın para çıkabileceğini, geri kalanınsa Birleşik Kıbns Cumhuriyeti bütçesinden karşılanacağını belirtiyor. 13 Haziran'da Avrupa Parlamentosu seçimle- riyle birlikte yapılacak. Avrupa Parlamento- su'na 4 Rum, 2 de Türk millervekilı seçılecek. Seçimlerde. devleti yönetecek olan 6'sı Rum 3'ü Türk Başkanlık Konseyi üyelerinin yanı sıra senatoda görev yapacak 24'er kişilik tem- silciler de belirlenecek. Yeni hükümetin res- men göreve başlayacağı 1 Temmuz 2004 ta- rihine kadar (13 Haziran-1 Temmuz) Rum li- deri Tasos Papadopulos geçici başkan, KKTC Başkanı Mehînet AliTalatda geçici başkan yar- dımcısı olarak görev yapacak. Merkez Ban- kası, başkan ve başkanvekili, 5 yönetim ku- ruhı üyesinin yanı sıra para politikasını belir- leyecek 7 kişilik bir komiteden oluşacak. Ge- çerli para binmi halen Rum yönetımi tarafın- dan kullanılan Kıbns Lırası olacak. Türk tarafı ne kazandı? Annan Planı'nın son şekline göre Türk ta- rafının önemli kazanımlan şu başhklar altın- da toplanıyor: 1- Yeni Kıbns Cumhuriyeti Türk ve Rum or- takhğına dayalı 2 devlet tarafından kurulu- yor. Türk devleti BM ve AB tarafından resmen tanınıyor ve AB üyeligi kazanıyor. 2- Türkçe AB dili oluyor. 3- Senatoda 24+24 tam eşitlik sağlanıyor. 4- Devlet Başkanlığı anlamına gelen Konsey Başkanlığı'm 40 ay Rum, 20 ay da Türk üstleniyor. 5- Başkanlar Konseyi 6 Rum. 3 Türk üyeden oluşuyor. Bunlardan sadece 6'sının, yani 4 Rum, 2 de Türk üyenin oy hakkı bulunuyor. 6- Bakanlar kurulunda AB ba- kanlığı Rum'a. Dışişleri Türk'e veriliyor. Böylelikle 1960'ta ol- duğu gibi Rum Cumhuriyeti gö- rüntüsü ortadan kaldınhyor. 7- Geçiş dönemi 3 yıldan 3.5 yı- la çıkanlıyor ve yerinden oynayacak Türklerin rehabilitasyonu için daha uzun bir süreç yakalanıyor. 8- tkı kesimlilik. ayn yasama, yü- rütme ve yargı olmasıyla kuvvet- lendiriliyor. Türk devleti ulusla- rarası statüye sahip oluyor. 9- Toplam 45 bin Türk vatanda- şı adada kalıyor. Bunun için isım listesınin 10 Nisan'a kadar An- nan'ın elinde olması gerekiyor. 10- Federal devlette görev yapa- cak 6 bin kişilik kamu kontenjanı- nın 2 bin 500'ü Türklere veriliyor. Annan Planı'nın son şekline gö- re Rum tarafının önemli kazanımlan şu baş- hklar altında toplanıyor: Rum tarafı ne kazandı? 1- Rum göçmenler, 1974'te terk ettikleri ev, bahçe ve işyerlerinin büyük bir bölümüne geri dönüyor. İlk 3.5 yıl içerisınde Türklerin boşaltacağı 64 köy Rum idaresine geçıyor ve yaklaşık 100 bin Rum'un bu köylere yerleş- tinlmesi öngörülüyor. Türk devletınde kala- cak Rum mülklerinın üçte bin de sahibine ge- ri venhyor. Mülkünün tamamını alamayan Rum'a yüzde 66'lık mal kaybı karşılığında bono veriliyor. Bono sahibı, Türk bölgesın- den mülk alma hakkı kazanıyor. 2- Akdeniz'in en görkemli tunzm bölge- lennden bin olan kapalı Maraş kenti 30 yıl- dan sonra Rum idaresine geçiyor. 3- Türk askeri 14 yıl içinde tamamen ada- dan çekilmiş oluyor. (650 kişilik sembolik birlik hariç.) 4- Adada yaşayan Türk vatandaşlannın ya- nsı geri gönderiliyor. 5- Kıbns, AB'ye bir bütün halinde girmiş olacağından, sınır ihlalleri ve kaçakçılık en- dişesı ortadan kalkmış oluyor. 6- Serbest dolaşım tamamen serbest oluyor, Türk devletınde ikamet hakkı ise yılda 150 gü- ne çıkanlıyor. 7- Merkez Bankası'nın yönetiminde Rum çoğunluk egemen oluyor, Kıbns Lırası geçer- li para bınmı oluyor. 8- Rum ürünleri 70 milyonluk Türkıye pa- zanna açılıyor. İ.İLE 5/DE AYNI ŞEYLER tSTENİYOR Denktaş planı kabul etmediLEFKOŞA (AA) - KKTC Cum- hurbaşkanı RaufDenktaş, "Annan Planı ne kadar iyileştirilmiş olur- sa olsun. olduğu şekliyle kalırsa kabul edilemeyeceğini" söyledi. Cumhurbaşkanı Denktaş, KKTC'den yayın yapan Avrasya Radyo Televizyonu' nda (ART) ya- yınlanan Kamuoyu' programında. 1. .Annan Planı'nda ne istendiyse 5. Annan Planı 1 nda da aynı şeyle- rin ıstendiğini belirterek. "Benim görüşlerim aynıdır. Bu plan, ol- duğu şekliyle kabul edilemez" dedi. İsviçre görüşmeleri- nin, "Türkiye'nin 'Ben vanm. hala de- vam edebılirim' de- mesi, YunanistarTın geri çekilmesi ve Rumlann hayır ol- maz" demesi açısın- dan diplomatik ba- şan olduğunu" kay- deden Denktaş, şöyle devam etti: "Ama sen bu ba- şarıyı niçin kullana- caksın. Planı kabul ettirmek için, refe- randumda 'evet' de- dirtmek için kulla- nacaksan, o zaman bu plana. di- ğer açıdan bakan, egemenlik açı- sından. derogasyonlann kalıcı olup olmadığı açısından, Türk askerinin Ada'da devam edip et- meyeceği açısından bakan biz- ler için başarı sayılmaz." Rauf Denktaş, "dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görülmedi- ğini, referandumlarda tek sorunun sorulduğunu. ancak 24 Nisan'da yapılacak referandumda "Anlaş- mavı kabul edivor musunuz, ek- KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş planın referandumda 'evef dedirtmek için kullanılmasınm başan sayılmayacağıni söyledi. lerini kabul edivor musunuz, ya- salarını kabul edivor musunuz, iki tarafın anayasasını ve müşte- rek devletin anayasasını kabul edivor musunuz ve bütün bunla- rın neticesinde AB'ye de girme- yi istiyor musunuz?" diye iç içe geçmiş sorular sorulacağını anlat- tı. Yasal açıdan bunun yapılama- yacağını ve A\Tupa'da bir Avrupa- îı'ya bunun yapılamayacağını ifa- de eden Denktaş. "Mümkün de- gil. isyan çıkar. Burada bize ya- pıyorlar" dedi. Cumhurbaşkanı Denktaş. bir soru üzenne. BM Ge- nel Sekreteri Kofi An- nan'ın 9 Nisan'a kadar garantör ülkelerden is- tediği taahhütlerin veril- memesi halinde refe- randuma gıdilmeyece- ğini söyledi. Türki- ye'nın bu imzayı vere- bilmesi için Meclis'ten yedd alması gerekebi- leceğini kaydeden Denktaş. şunlan söyle- di. "1960 anlaşmala- rını değiştirecek olan, Türkiye'nin 'tanınm' dediği ve bunca yıl ta- nıdığı ve kurtuluşu için de şehitler verdi- ği bir devleti ortadan kaldıra- cak olan bir anlaşmayı Meclis'ten yetkisiz imzalayabilirler mi, im- zalayamazlar mı, ben Türk ka- nunİanm bilmediğim için bir şey söyleyemem." Denktaş, başka bir soruya karşılık, Kıbns konusunun görüşüleceği Türkiye Büyük Mil- let Meclisi Genel Kurulu'nda ko- nuşma yapması için resmı bir da- vet alması halinde gitmenin ken- disı için görev olduğunu da belirt- ti. l Kırmızı çizgiler aşındı BM Genel Sekreteri'nin sunduğu plan, Türk tarafı açısından olumsuzlar içeriyor; 'olmazsa olmaz' olarak tanımlanan bazı koşullar planda yok TSKplanı inceliyor SERKAN DEMtRTAŞ ANKARA - Kıbns'ta "larnuzı çizgUer" aşındı. Isviçre'dekı gö- rüşmeler öncesinde geliştinlen ol- mazsa olmazlar tam olarak karşı- lanamadı. Kıbns Türk ve Rum yurttaşlannı karşı karşıya getıre- cek mülkiyet ve yenıden yerleştir- me konulan komisyonlara havale edilirken Türk tarafının sınırlann düzleşririlmesi, Güzelyurt'un Türk tarafinda kalması gibi istemleri ka- bul görmedi. Planda, Türk tarafının istediği siyasi eşitlik bir ölçüde karşılanır- kenkurucu devletlerin Kıbns Türk Devleti ve Kıbns Rum Devleti ola- rak tanımlanması kazanım olarak görülüyor. AKP hükümetinin "ohımhı" olarak gördüğü Annan Planı'nın oluşum sürecinde Türk tarafının gündeme getırdiği olmaz- sa olmazlann karşılanmadığı dik- kat çekiyor. Bunlar arasında önem- li noktalar şöyle: • Rumlara bırakılacak toprağın düz bir hattan verilmesini güven- lik nedenleriyle dile getiren Türk tarafının istemi gerçekleşmedi. Rum lider Tasos Papadopulos'un doğduğu Paşaköy'ün. Kıbns Rum Devleti sınırlanna bırakılması için yapılan girişim sayesinde Rum sı- nırlan Türk devletinin içlerine ka- dar uzanıyor. • Sukaynaklanna sahip olan\e önemli bir narenciye üretim mer- kezi olan Güzelyurt, son haritay- la Rum kesimine bırakılıyor. • Türk tarafı, iki kesimliliğin güçlen- dirilmesi için kuzeye dönecek Rumla- nn oranının Türk nüfusunun }aizde 12 'si- nı geçmemesini istıyordu. Plan ise bu rakamı yüzde 18'de tutuyor. Önceki planda bu rakam yüzde 21 olarak belir- lenmişti. Aynca 65 yaşını geçmiş kişi- ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - Kıbnsta BM Genel Sekreteri'nin taraflara sunduğu 9 bin sayfalık son metin Türk Silahlı Ku\"vetleri Komuta (TSK) heyeıince inceleniyor. Genelkurmay Karargahı'nda Kıbns Şubesi bu hafta sonu tatil yapmayacak. Metin aynntılanyla incelendikten sonra TSK'nin tavn Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) sunulacak. Komutanlar, MGK öncesi Genelkurmay Karargahı'nda toplanarak bir ön değerlendirme yapacak. TSK komuta heyetınin incelemede özellikle dikkat ettiklen konular sınır hattının durumu, güvenlik açısından stratejik bölgeler, asker varlığı ve kıta sahanlığı gibi düzenlemeleri içeriyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, ku\-\ et komutanlan. Jandarma Genel Komutanı, MGK Genel Sekreteri ve Genelkurmay Karargahı'nda biraraya gelecek. Toplantıya Genelkurmay'daki "J başkanlarT, Kıbns ve Yunanistan Daire Başkanı Tuğamiral Mücahit Şişüoğlu. bu lerin eski yerleşim bölgelerine dönüşü- ne de sınırlama getirilmedi. Bu durum- da kuzeye dönecek Rumlann sayısı 58 bine çıkabilir. Bu rakam da Türk nüfu- sunun yüzde 30'una denk geliyor. • 65 köyden yaklaşık 50 bin Türk yerlerinden olacak. • Plan, mülkiyet sorunlannın birey ba- zında çözümlenmesini öngörüyor. daıre bağh Kıbns Şubesi yetkilileri katılarak metin hakkında bilgi verecek. Genelkurmay'ın taraflara sunulan metni, özellikle daha önce de TSK sözcülerinin dile getırdiği çekinceler çerçevesinde inceleyeceği, bu kapsamda Türkiye'nin Akdeniz'deki güvenlıği ve Kıbns Türk halkının güvenliği açısından değerlendirmeler yapacağı bildirildı.Orgeneral Özkök ve diğer yetkili sözcülerin daha önce dile getirdikleri konularda sınır hattı ön plana çıkıyor. Genelkurmay, adada iki toplum arasındaki sınırlann olabildiğince düz bir hat oluşturacak şekilde oluşturulmasını, bunun sınınn korunması açısından da her iki taraf için avantaj oluşturacağını bildirmişti.Adada Türk tarafinın elinde bulunan ekonomik ve askeri açıdan stratejik noktalann tamamen elden çıkanlmaması yönündeki Genelkunnay görüşü dile getiriknişti. Aynntılı incelemede bu ölçüte göre de değerlendirme yapılıyor. 1963'ten bu yana kendi iradeleri dışın- da evlerinden edilmiş olan ve mülki- yetlerini kullanamayan kişilerin sorun- İannı da bir Mülkiyet Kurulu çözecek. • Türk tarafı, bulunacak çözümün ileride delinmemesi için AB müktese- batının birincil hukukunu oluşturması gerektiğini ifade ediyordu. Plana göre AB. birincil hukuk yolunu açmıyor. ŞÜKRÜ SİNA GÜREL Kıbnsta Son Nokta - III Annan sürecinin bir aşaması daha geçen gece yarısı Isviçre dağlarında bitirildi. BM Genel Sekre- teri'nin yanı sıra, heyet başkanları da kendi açık- lamalarını yaptılar. Türkiye Cumhuriyeti Başbaka- nı, sanki uluslararası bir müzakere süreci başarıy- la sonuçlandırılarak ortaya bir uzlaşma metni çı- kartılmış gibi, "alınan sonuç"a katkıda bulunan- lara teşekkürler etti. Denktaş ın adını anmadan. Böylece, Tayyip Erdoğan, Türkiye adına, ken- disinin bile bilmediği, oluşmasına Türk tarafı- nın ya da karşıdakilerin hiçbir katkısı olmadan oluşturulmuş bir "pakete" yandaş olmayı seç- ti. Referandum sürecinde nasıl birtutum izleyece- ğini belli ederek Annan'dan çok Annancı oldu. Oysa Yunanistan Başbakanı Karamanlis, ger- çekçi bir değerlendirme yaparakgörüşmelerin ba- şarısızhkla sonuçlandığını bildirdi. Aynca, bu pa- ketin referandumasunulması sorumluluğunun Kıb- ns Rum hükümetinde olduğunu söyleyerek refe- randumda taraf olmama özenini de gösterdi. Daha önceki yazılanmızla, Annan'ın dördüncü pa- ketini aynntılanyla değerlendirmeye başlamıştık. Be- şinci paket, eskisinden farklı değil. Şimdi artık, ay- rıntılara saplanıp kalmadan bir toplam değerlen- dirme yapmak gerekiyor. Çünkü, sonda değil baş- ta söylenmesi gereken şu: Ortada referanduma sunulması gereken bir anlaşma yok! Olsa ol- sa, dayatılan ve açıldıkça sorunlara sorun ka- tacak bir paket var. Yeniden yöntemden söz etmek belki de fazla ama kısaca belirtmeliyiz ki uluslararası ilşkıler tarihinde eşine, benzerine rastlanmayan bir yönteme New York'ta razı olunmuştu. Ancak süreç, üzerinde an- laşıldığı gibi yürütülmedi. Kararlaştınlan, önce Lef- koşa'da ikili, sonra isviçre'de dörtlü görüşmelerle bir "anlaşma" oluşturulması ve bunun eksik yan- larının, üzerinde uzlaşılamayan noktalarının An- nan tarafından "doldurulması "ydı Ne görüşme oldu ne de eksiklikleri giderilebilecek bir uzlaşma taslağı ortaya çıkarttldı. Annan, kendi planını ya- nına alıp Isviçre'ye geldi, taraflara bunu empoze etti. İki tarafın direndikleri bazı küçük hususlar An- nan tarafından değiştirildi. iyi ki hiçbir belge imza- lanmadı, ama Türk Başbakanı'nın açıklaması, Tür- kiye'de ve KKTC'de "sevindiriklik" yaratmak için yapılmış oldu. Şimdi, Annan bu planı BM Güven- lik Konseyi karanna dönüştürüp böylece meşru- iyet kazandırarak tarafların referanduma sunma- larını bekliyor. Dördüncü Annan Planı'nda, eskiye göre Türk- ler lehine bazı düzeitmelenn yapıldığını ama bun- lann karşılığında ödünler de istendiğini belirt- miştik. Beşincide bu konuda esaslı bir ilerle- me veya geriye dönüş yok. Ancak, bu pakette Kıbns Türk halkı lehine yapılan bütün düzeltmele- ri anlamsız kılan iki husus, sürecin son bölümün- de kesinleşti: 1. Planda Kıbrıs Türk halkını ko- ruyucu istisna ve sınırlandırmalar, sürekli de- ğil geçici kılındı. 2. Bu geçici derogasyonlann bile AB birincil hukuku haline dönüştürülme- yeceği AB tarafından kesinleştirildi. Böylece, zaten geçici bir süre için tanınan haklar, bu geçici süre dolmadan önce de eriyip gidecek. Yani Annan Planı "bize çok şey verdi" diye se- vinmek yersiz çünkü verilenler kısa bir süre içinde elimizden alınmaya mahkûm. AB Komisyonu Başkanı Prodi, Kıbns'ta öngö- rülen geçici derogasyonların dahi birincil hukuk haline getirilmesinin mümkün olmadığını bildirdi. Annan Paketi'nde yer alan "Uyum Senedi", AB'de ancak üçüncül hukuk oluşturur. Bunun anlamı, Kıbns Türkü'nün elde ettiği bütün hak- lann ve koruyucu önlemlerin iptal davası ko- nusu olabileceğidir. Türkiye'nin adada bırakabi- leceği düşünülen 650 kişilik sembolik kuvvet bile, sonunda AB Hukuku karşısında tutunamayacak- tır. Şimdi, Kıbns Türk halkı referandumda, Türk halkının temsilcileri de TBMM'de, neyi oylaya- caklar? Zaten Garanti Antlaşması'nın yeni duruma uy- durulmasını öngören Protokol, paketin ana unsur- larından biridir ve TBMM'de onaylanması gerekir. Bu konuda yeterli müzakere yapılmış, üzerinde düşünülmüş müdür? Bu planla 1960 Garanti Sis- temi'nin içi boşaltılmakta ve işlevsiz hale ge- nrilmektedir. Buna karşılık, BM Banş Gücüyet- kilerle donatılmaktadır. Kısa bir süre sonra Türk askeri tamamen adadan çıkarblacak, Tür- kiye'nin adanın bütünü üzerinde söz söyleme hakkı elinden alınarak Kıbrıs'la bağlan kopar- tılacaktır. Pakette yer alan yüzlerce yasa vardır. Bun- lar Lefkoşa'da teknik komitelerde hızla ele alı- nırken Türkler için pek çok sakınca içerdiği ve Rumlann AB'ye katılımlan için kendi devtetle- ri için hazırianmış olduklanndan "üniter devlet" yapısı öngördükleri belli olan yasalardır. Şimdi Kıbns Türk halkmdan, kendi temsilcileri tarafından hazırianmak şöyle dursun, görülmüş bile olmayan bu yasaları referandumla kabul etmesi bekleniyor. Bu kadar da değil: Kıbns Türk halkı, referandum- da "evef" derse, aynı zamanda son Annan Pla- nı'na konan "Kıbns Türk Devleti Anayasası"nı da kabul etmiş olacak. Bu anayasayı kim, hangi yetkiye dayanarak Kıbns Türk halkı için hazır- lamıştır? Bu anayasayı gören kaç Kıbrıslı Türk vardır? Denktaş, dün yaptığı değerlendirmede, "bize Afrika kabilelerine davrandıklanndan da- ha kötü davranabileceklerini sanıyoriar" der- ken, özellikle bu noktaya işaret etmişti. Bu halde yeni bir "durum"a başlayacak olan Kıbns Türk halkı, kimliğini, kişiliğini koruyabilir mi? Annan Paketi, son biçimiyle Rum göçmen- lere geri dönüş hakkı vermekte, Kuzey Kıbrıs'ı tamamen Rumlara açmakta, iki bölgeliliği su- landırmakta ve iç içe yaşamayı getirmektedir. Belli bir süre sonra Rumlann adanın bütünün- de varlıklannı güçlendirmelerinin ve Kıbns Tür- kü'nü eriyen bir azınlık haline sokmalannın önü açılmaktadır. Bu koşullar altında bile eğer Rum tarafinda re- feranduma ilişkin kaygılar öne sürülebiliyorsa, bu onların istediklerinin hepsini ve hemen almatela- şındandır. 24 Nisan'a yaklaşırken hava değişecek, Rumların çoğunluğu bu plana evet diyebile- cektir. Şimdi, "Rumlar hayır diyecekler, biz evet diyelim" diye bir söylem tutturup, bu planın Kıbrıs Türkü için iyi olduğunu yaymaya çalış- mak, en hafrf nitelemeyle saflıktır. Ancak bunu yaparakTürk halkını yanıltmak isteyenlerin hepsi- nin "saf" olmadığını da bilmeliyiz. ssinagurel@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle