19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
f O NİSAN2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA JİiJvUJ^I U l V L l [email protected] 13 Ekonomikgöstergelerdeki iyileşme sokağayansımıyor. Bunıın somut örneklerinden biri de Türkiye'de lokomotif sektör olarak kabul edilen ve yaklaşık 8 milyon kişiyi istihdam eden tekstil ve konfeksiyondaki durum: Son biryıl içinde îstanbuVdaki konfeksiyon atölyelerinin yüzde 30 'u kapandı, Denizlide son üç ayda yaşanan küçülme yü- zünden 3 bin kişi işinden oldıı, Antep'te de işten çıkarmalaryoğunlaştı. Bursalı üretici ABDpazarını kaybetme- nin endişesini yaşıyor. 'Finansman krizi'' yaşayan Güneydoğu kentlerinde de durum farklı değil. Atölyelerkepenk indiriyorLEYLA ÇEVİK Tekstil \e hazırgiyim ihracatı re- k o r üstüne rekor kırarken ihracatçı- lara fasor olarak iş yapan küçük atölyeler ior günler geçiriyor. Son bir yıl ıçnde İstanbul'da bulunan atölyelerin yüzde 30"u kapanırken büyük bir kısmının da b o r ç bata- ğında olduğu belirtiliyor. Istanbul Tekstil ve Konfeksiyon Fasoncuları Derneği Başkanı Yrt- maz Kocaoğlu, ihracatçıların, dö- viz kurunda yaşanan yüzde I7'lik düşüşü kendilerine yüzde 30 ola- rak yansıttığını belirterek "Mahyet- lerimiz diışmediği halde fiyatlan- mın yüzde 30 düşürmek zorunda kaldık. Atölye sahipleri kiralannı ödeyemez duruma geldi" dedi. Is- tanbul "da yaklaşık 70 bin atölye bu- lunduğunu ifade eden Kocaoğlu "Bu atöhelerin yüzde 30'u kapan- dı. Böyle devam ederse kep«nk ka- patnıalar sürecektir. İşsizler ordu- suna da yeni üyeler eklenecektir" diye konuşru. Emek yoğun üretimin ağırhklı ol- duğu konfeksiyon sektörü niteliksiz işgücü istihdam etmesi açısından önem taşıyor. Ancak sektörün kayıt dışı istihdam konusundaki karnesi bir hayli kötü. Yılmaz Kocaoğlu'na göre tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde ülke genelinde 7 mılyona yakın kişi istih- dam edılıyor. Bunun ıçınde kayıtlı işçi sayısı sadece 650 bin. Kocaoğ- lu, sektördeki kayıt dışılığı azaltmak için bir proje başlattıklarını dile ge- tirerek "Tekstil ihracatın dörtte biri- ni yapryor. Bunun içinde fasoncula- nn payı ise yüzde 26.4. Devlet bu ala- na daha fazla önem vermeli. Biz pa- rasal yardım istemiyoruz. tstihdam üzerinde vergi yükü raldplerimizle a>iu seviy eye insin" dedi. 2005 'te ko- taların kalkacağını hatırlatan Koca- oğlu, bu durumdan en çok fasoncu- lann zarar göreceğinın altını çizer- ken önlem alınmasını istedi. Teşvik Yasasfnın lstanbuPdaki atölye sa- hıplenni Anadolu'ya çekemeyece- ğını öne süren Kocaoğlu, "Hükü- metin Çin'e karşı aldığı tek örüem bu ama onlar da bunun bir işe yara- mayacağuun farkında" dedi. BURSA 'ABD pazarını kaybediyoruz1 LEVTNTGENCELLİ BlfRSA - Tekstilin atardamarlanndan Bursa, Çin korkusuyla sarsılırken tekstil ve konfeksiyonda kıtlesel işçi kıyımlan beklenıyor. İhracattaki w padama"nın dolar kuru nedeniyle sanayıciye yansımadığını bildiren kaynaklar, Türkıye'nin tekstildeki büyük pazan ABD'yi kaybetmeye başladığını bildiriyorlar. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez, "Hiç kimse bana 'Çin zarar veremez' edebiyaü yapmasın. En iddialı ürünlerimizden bornozda ABD'deki pazar payımız >üzde 33'ten yüzde 18'e inmiş. Çin'in payı ise yüzde 3'ten yüzde 25'e çıkmış bulunuyor" dedi. Celeceğimiz Karardı' Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Genel Başkanı İbrahim Yaşar da, tekshlde kur politikası ve işçi maliyetlenndeki artışlar nedeniyle çok zor bir dönemin başladığını, kitlesel işçi çıkarmalann an meselesi olduğunu söyledi. Çin'deki ucuz işçiliğı \ e maliyeti öne süren yabancı tedarikçilerin tekstil sektörüne "fiyan düşürün" baskısı yaptığını ıfade eden Yaşar, " Sanayicüer büyük panik içinde işçi çıkarmaya gidiyor. Yabancı tedarikçilerin baskısuıa asgari ücretteki arüş eklendi Temmuz ayında yeniden arûş düşünülüyor. Geleceğuniz adeta karardı"' diye konuşru. Sektörde binlerce işçinin ışsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildiren Yaşar, tekstilde büyük çaplı ücretsiz izinlerin başladığını, aşama aşama çıkışlann da olduğuna dıkkat çekerek "tşçi boyutunda başlayan çıkışlar, ilerteyen zamanda yönetim kadrolanna serayacakör" dedi. DENİZLİ Sanayici kan ağlıyor SEDATKUKT Çalışma süresinin 12 saate çıkanldığı Gaziantep'te durum kritik 5 bin işçi işten atıldı BEKİRŞAHİN GAZİANTEP- Gaziantep"te 30 bin işçinin çalıştığı tekstil sektörü kan kaybederken, işten çıkanlan işçi sayısının 5 bine ulaştığı ıfade edildı. DtSK Tekstil Sendikası Bölge ve Tekstil Sendikası Şube Başkanı Mu- zaffer Subası. son iki aydan bu yana Gaziantep'teki tekstil sektöründe 5 bin işçinin işten çıkanldığını belirt- ti. Çalışma süresinin de 12 saate çı- kanldığını belirten Subaşı şunlan söyledi: "Tekstil sektöründe 50'nin üzerin- de fabrikada 8 saat yerine 12 saat ça- hştınlmakta. Bunlann çoğu sendi- kasız işçi çalıştıran fabrikalar. Sek- törde çalışanlann büyük bir kısnıı sigortasız. Vani Gaziantep'te tekstil sektöründe kayıt dışı çahşanlann oranı yüzde 80. Bu durumu Çalışma Bakanlığı'na. SSK Genel Müdürlü- ğü'ne, Maliye Bakanlığı'na. Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne bildiroik. Ama bugüne kadar hiçbir müfettiş göreviendirilmedi. Bundan şunu an- tay oruz, hem işçinin ezilmesine. hem de kayıt dışı çahşmasına göz yumul- makta." Çalışmayla ilgili çıkan yasalann özellikle tekstilde uygulanmadığını belirten Subaşı, "tşverenler, kendi koyduklan kurallan uyguluyor. Kor- karun bu da ileride çahşnıa banşuu bozar. Endişeüyim" dedi. Türk-lş Sendıkası'na bağlı Teks- til İş Sendikası Şube Sekreteri Nuri Bay da işverenlerin işçi çıkarma se- bebi olarak, "Elimizde stok var. Sa- tamıyoruz. Çin mah iplikler bizimki- ne göre daha uygun olduğu için da- ha çok pazar buluyor" gerekçesinı ileri sürdüklennı belirtti. DENİZLİ - Döviz kurlarındaki düşüşle ekonomik sorunlar yaşayan Denızlılı tekstilci. hükümetin aldığı bir dızı kararla birlikte batağa sürüklenmekten korkuyor. Denizlili ihracatçılara, önce gelişmede öncelikli olan illere yönelık teşvik, ardından THY'nın yaz tarifesi sonra da Dış Ticaret Müsteşarlığı'mn hammadde ithalatına getirdigi sınırlama ile darbe \ııruldu. Özellikle tekstilde dünya şehn olan Denizli'de yalnız tekstil sektörü değil, mermer ve bakır filmaşın sektörlerinde de dertler aynı. Kentte son 3 aydır SSK kayıtlanna göre 3 bin tekstil işçisinin çıkanlması. "kapıdaki kriz" olarak yorumlanıyor. Teşvlk mağduru AKP, geçen ay mılli geliri 1500 dolann altındaki illere yönelik bir dizi teşvık getirmiş, Denizli, kapsam dışı bırakılmıştı Bu durum sanayicileri, ülke içi haksız rekabet nedeniyle sıkıntıya soktu. Denizlili sanayici, uygulamanın iller değil sektörler bazında ele alınmasını isterken Denızlı Sanayi Odası Meclis Başkanı Süleyman Ögeri, "Teşvik, Denizn'yi sıkınnya soktu" dedi. *Teşvik,en azuıdan sektör bazında uy gulanmah. Denizli; tekstil. mermer ve bakır konusunda kendini ispat etmiş bir U. İstihdama dayalı bir sektörün temsücisiyiz. Sigorta kayTÜanna göre 3 bin işçi çıkanldı. Önümüzdeki günlerde \ aünma dayalı teşviklerin azaunası nedeniyle bu rakanüar artacak" diye konuşan Hgeri, kapıdaki krize dikkat çekti. Öte yandan Denizli Ticaret Odası Başkaru Nail Kalemci. Türk Hava Yollan'nın sabah yapılan Îstanbul-Denizli, Denizli-İstanbul seferlerini öğleden sonraya almasını eleştirdi. • • • GUNSİAD: Sermaye yetersizliği nedeniyle firmalar kapanıyor Güneydoğu'da finansman krizi• Bir yere teşvik verince diğer illerdeki gelişmelerin önünün kesilmesini istemediklerini dile getiren GÜNSİAD Başkanı Karaboğa. "Güneşli günlerde şemsiye tuttular ama yağmurlu günlerde şemsiyeyi elimizden alıp bizi ıslattılar" dedi. BAŞAK SEZEN Güneydoğu da yer alan 10 ilin SİADTanndan so- nımlu olan Güneydoğu Anadolu Sanayici ve İşa- damlan Derneği (GÜNSİ- AD) Genel Başkanı Bedret- tin Karaboğa, bölgenin cid- di bir işletme sermayesi ye- tersizliği ve finansman so- runu yaşadığını söyledi. 16 yıl boyunca terör olay- lan nedeniyle ciddi bir dep- rem geçiren bölgenin mali kaybı 100 milyar dolar ola- rak ifade ediliyor. Mevcut siyasi hükümetlerin "Çabş- ma süreci sona ersin. huzur asayiş gelsin, yatırım yapa- cağız" diyerek yola çıktıkla- nnı ifade eden Karaboğa, "Son 6-7 yüdır bölgede çok M. ciddi bir huzur ortamı var, siyasi istikrarsızhk ortadan kalkü ama ekonomik istik- rardan bahsetmeksözkonu- su olamaz"* dedi. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun 1988 ve 1992 yıllan arasında reel sektör- İe buluşmaya başladığını ama şu anda binlerce tesisin işletme sermayesi yetersiz- liğinden kapandığını ve pro- jelerin yanm kaldığını söy- leyen Karaboğa. "İşletmele- rin bu durumu ortada olun- ca diğerlerine de örnek teş- kil ediyor ve yaOnmcılar gel- miyor. Güneşli güzel günler- de şemsiye tuttular ama y ağ- nıurlu günlerde şemsiyeyi elimizden alıp bizi ıslatülar" diye konuşru. Mardin Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) var olan 80 işletmeden 20-25 tanesi- nin çalıştığmı belirten Kara- boğa, dığerlerinin işletme sermayesi yetersizliğınden ardin Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 80 işletmeden sadece 25 tanesi çahşabilirken Diyarbakır'da da yaklaşık 40 proje finansman eksikBğinden hayata geçirilemedi. makine ekipmanını tamam- layamadıklarını söyleyerek "Diyarbaku- OSB'nin yüz- de 70'i bitti. 20-25 tane fab- rika çahşıyor, 30-40 tanesi proje halinde: çünkü kredi alanuyorlar. Şanlıurfa OSB'de 6-7 tane tekstil fab- rikası yapıhyor ama yüzde 70'e yakmı kendi öz kaynak- lanyla yapıyor. Pek çokyatı- nm, kredi alamadığı için ya- nm kaldı. Şu-nak, Adıya- man va da Batnıan'da ise hiçbir şey yok" dedi. Çıkanlan 5084 sayılı Teş- vik Yasası'nın da mevcut haliyle bölgeye bir faydası olamayacağıru ifade eden Karaboğa, hâlâ yatırım yap- mak için kimsenin gelmedi- ğini belirtti. 3 dev tesis Osmaniye'ye gitti Yasanın illerin ekonomik envanterine göre, sektörel bazda verilmesi gereğini di- le getiren Karaboğa, "Biz yasaya karşı çıkmca teşvik alan illere karşı öMuğumuzu düşünüyorlar ama asla böy- le bir şey yok. Bizim isteği- miz bir yere teşvik verince diğer illerdeki gelişmelerin önü kesilmesin. Gaziantep'e vermeyip 160 knı. ötedeki Osmaniye'ye verince doğal olarak vatınnıcılar oralara gidecektir. İlleri bazı sektör- lerde markalaşürmak için çanşmalaryapümahydı" di- ye konuşru. Karaboğa, ayn- ca yasadan sonra Adıya- man'da yüzde 60-70 inşaatı bitmiş 2-3 tane dev tesisin kaldınlıp Osmaniye'ye gö- türüldüğünü, Erzurum'da otelleri bulunan büyük bir işadamının yatınmlannı Düzce'ye götürme karan al- dığını söyledi. Hammadde sıkıntısı büyük DENİZLİ (Cumhuriyet) - 30 nu- mara ve altuıdaki iplik çeşitlerinin, ıt- halat izin belgesi kapsamı dışında bı- rakılması Denizlili tekstilcilere bir darbe daha indirdi. Çin'in dünya pazanna ucuz mal sokması nedeniyle ihracatta büyük yara alan Denizîıh sanayiciler, şim- di de 30 nunıara ve altındaki iphk çe- şitlerinin ithalatının yasaklanması ile sarsıldı. Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İh- racatçılan Birliği Başkanı RaşitGün- taş, konu ile ilgili Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ile görüştüğünü ve yasanın geri çekilmesinı ıstediğini söyledi. Güntaş, bu durumun ihracat yapan fırmalan olumsuz yönde etki- İeyeceğini belirterek, "Ahnmakiste- nen bu karar sadece Denizli'de değil, bürün Türkiye'de konfeksiyon ve tekstil ihracatı yapan kunımları etki- leyecektir. Şu an 30 numara ve altuı- daki iplik ithalaü, rüm iplik ithalaü- nuı ytizde 5 - 7'sini (92 bin 500 ton) kapsamaktadır. Ancak DenizM'nin ih- racat için büyük miktarda tükettiği ipliğin 30 numara ve altında olması büyük oranda ilimizi etkikmektedir. Bu iplik çeşidinde karann alınmaya çalışümasımn belli çevrelerin çıkar- lan için y apılmak istendiğini düşünü- yorum" diye konuşru. İŞÇMNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İnsanlık İflasta Ruanda'da 1 milyon insanın katledilmesinin 10. yıldönümü etkinliklerinde bile uygar(!) Ba- tı'nın ağırlığı yoktu. Fransa'nın desteklediği Hu- tu iktidannın Tutsiler ve muhalefete yönelik kat- liamına dünyanın seyirci kalmış olması ile ilgili Batı basınında yer alan sınırlı haber ve yorum- larda, Ruanda'nın zengin kuzey iktidarları için stratejik değerinin oknamasının altı çiziliyor. BM barış gücü askerlerinin güvenlikten sorumlu ol- duğu, BM'nin tarihinin en büyük başarısızlığı, 100 gün süren katliamlara, ABD, AB ülkelerinin seyirci kalmalannın, "Gözden çıkanlmış, ilgilen- meye değer doğal kaynaklan olmayan toprak- lar, insanlar" olgusu ile olan doğrudan ilişkisi açıklanıyor. Irak, Ortadoğu, hem petrol hem de stratejik konumu ile zengin kuzey ülkelerinin ilgi odağın- da. ABD'nin Irak işgalinin yıldönümüne rastlayan kanlı çatışmaları, gelişmeleri, dünya nefesini tut- muş izliyor. ABD işgaline doğrudan destek ve- renler, suç ortaklığına katkıda bulunanlar dışın- dakiler (dünyanın her yerinde gerçekleştirilen ancak iktidarlar için caydırıcı güç niteliğine ula- şamayan savaş karşıtı etkinlikleri saymazsak) BM, dünya hâlâ sadece izliyor. Işgal gerekçele- rinin yalan olduğunun ortaya çıkmış olması, bir yılda yaşanan insanlık suçları, son katlıamlarla tepkilerin artmasını gerektirirken uygar(!) Ba- tı'dan gelen sesler daha cılız. Zengin kuzey, ABD'nin Irak'ı pervasız işgaline, ABD şahinler politikalarına tam suç ortaklığı ile katılmamış ol- sada ABD'nin Irak'tayenilgisinden, kendi çıkar- larına, ekonomilerine olumsuz yansımalarından, dünya dengelerinin bozulmasından korkuyor. Göruntülerde boynuna pala dayanmış Japon rehine Allah adına secdeye zorlanıyor. Japon Hükümeti Irak'a işgalci ABD gücünün yanına gönderılmiş askerini geriye çekmeyeceğini açık- lıyor. ABD askerieri cami bombalamakta hiçbir sakınca görmüyor. Bush iktidarı daha acımasız, katliamcı olabileceğinin mesajlarını veriyor. ABD 2. Vietnam'ı yaşadıklarını itiraf noktasına geldi. Havadan bombalarla kolay işgalin acı bedeli, ış- gal altındaki topraklarda ABD çıkar iktıdarını kur- ma aşamasında çıkıyor. Yıne de ölen ABD para- lı askerlerinin saklansa bile sayıldığı, ölen Iraklı- ların ise sayılamadığı, eşitsiz olduğu ölçüde il- kel, kanlı, çaresiz savaş durup durup alevleniyor. Savaşlar yeni dünya sömürü düzeni, zengin kuzey-yoksul güney çıkar ekseninde yaşanıyor. Ancak dünya çapında kanlı hesaplaşmaların, bi- limsel teknolojik devrim çağında bu boyutta acı- masız ınsan haklan ihlallerinin boyutu, biçimi ka- dar ürkütücü olanı ırk ve din maskeli olması. Zengin kuzeyin, dünya sermayesi, para gücünün ABD jandarmalığında dünyayı ele geçırme ope- rasyonu gündemde değil. Gündemde Irak'taki halklar ve mezheplerin iktidar için çatıştırılmala- rı var. Gündemde tıpkı Israil-Filistin çatışmasın- da olduğu üzere güçlünün devlet terörünün maskelenmesi, yoksul, çaresiz, yoksunların, kendilerini de bomba gibi kullanarak terörle ya- nıt vermeleri var. Ister yoksulluğu paylaşmamak gibi bir güdü ile olsun. isterse işgal edilmiş topraklarına, kaynak- lanna sahip çıkmak, hakkını aramak gibi bir ne- denden kaynaklansın, sonuçta yoksullar ve yok- sunlar, ya din ya da ırk kimliklerine, hatta mez- heplerine, aşiretlerine ayrılmış olarak çaresizlik- lerine ancak terörist reflekslerle çözüm arıyoriar. Tuzak ışe yanyor. Tarihin ilkel çağlanna gömül- müş olması gereken ırklar ve dinler kanlı hesap- laşması, bilimsel tekonoljik devrim çağına, terör, kuralsız düzenin kuralsız savaşları olarak dam- gasını vuruyor. Uygarlıklar çatışması olarak pazarianan düşmanlıklara kök salınıyor. Irak'taki son gelişmeler karşısında AKP ikti- dannın, büyük sermaye, medyamızın, yıldızyo- rumculannın tepkilerini merakla izlemeye çalışı- yorum. Irak ganimetlertnden pay alacaklar ara- sında olabilmek üzere Türkiye'nin savaşa gir- mesi, tezkere için ter ter tepinmiş olanlar koro- su suskun. Savaşa, Irak'ta ABD işgalcilerinin ya- nında yer almaya karşı çıkanlan hainlikle suçla- yanlar, Irak bataklığında Türkiye'nin bugün ne hallerde olabileceğinin açıklaması üzerine ko- nuşsalarya... Başbakan Erdoğan, Dışişleri Ba- kanı Gül, TÜSİAD, büyük medyayıldızları bugün hangi saftalar? ABD'nin cami bombalaması, si- vil halkla her gün boyutları büyüyen kanlı çatış- ması gerçeği karşısında, ABD Türkiye'den yeni- den asker isterse ne yapacaklar?.. BM. ABD, AB, Irak'ta, Filistin'de Ruanda'da in- san haklartnı, uluslararası hukuku, halkları, hak- larını katledecek taraf ya da suç ortağı, en hafi- fi ile seyirci konumundalar. Artık hiçbir yerde, hiçbir konumda, insanlık adına söyledikleri söz- lerin, dayatmalannın inandırıcılığı yok. [email protected] Ticaret hacminde hedef yüzde 20 İslam ülkelerinden ortak tavır GURSUKUTVT ANTALYA - İslam Konferansı Teşkilatı Cye Ülkeler Arasında Tercüıli Ticaret Sıstemı Çerçeve Anlaşmasrrun ilk toplantısı Antal- ya'da sona erdi. İslam ülkelen arasındaki tica- retin kolaylaştınlması ve arttınlmasını hedef- leyen toplantıda, taraf ülkelerin tarifelerinin düşürülmesı, ithalatta lısans verme, kontrol bölgeleri isteme gibi ta- rife dışı engellerin kal- dınlmasına yönelik gö- rüş bırhğıne vanldı. 3 gün süren toplantı so- nunda basına bilgi ve- ren Dış Ticaret Müste- şan Anlaşmalar Genel Müdürü TevfikMengü, bir yıl ıçınde konuyla ilgili rüm çalışmalann bitirilmesi karan alın- dığını belirtti. Anlaşmaya ilişkin Türkiye'nin ev sahipli- ğinde 3 toplantı daha yapılacağını belirten Mengü, "Dünyaticare- ti içinde birbirleriy le ti- cari ilişkileri yüzde 8 olan üye ülkelerin, ter- cihli ticaret sistenıi çer- çevesinde ticaret oran- lannın ilk hedefte yüz- de 20'lere çıkanlması planlanryor" dedi. Toplantıya, anlaşma- yı onaylayan 13 ülke- nin yanı sıra, gözlemci konumunda da 13 ül- kenin temsilcısi katıl- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle