27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J ^ U J_j 1. U 1 \ kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Birecik Barajı'nın sularında kalan Halfeti, 'yeniden doğuşun' umutları içinde Fırat yine 'hür'kılacakHepimizi hüzne boğan o "veda" günlerindeki bir Halfeti ziyaretımiz- de, GAP mühendislennin "işte tam burada su seviyesi dizlerinize ka- dar yükselecek..." dedikleri yerde durdum... Tarihi caminin önünde, Fırat'ın tam kıyısında... Sular ayaklanma bile değmiyor; ama, artık bır avluda değiî, adeta "nhtımda" gibıyim... Eğer, o mühendısin dediği gerçek- leşseymiş, eskı, tonozlu dükkânlar belki de şimdi birer "kayıkhane" gibi olabilirlermiş... Gözümün önü- ne Alanya'dakı Kale'nin altında bu- lunan "Selçuklu Tershanesi" gelı- yor... Tıpkı onun gıbı, suyla koyun koyuna ve içı ıçe... Acaba, Halfe- ti'nin de "yeni yaşamında" böyle- si özgün ve kıyı karakterini değer- lendıren mekânlar yaratılamaz mı?... 'Fırat'ın huzurunda...' "Yeni Halfeti" denen ve eskinin güzelim uygarlık değerlenne hemen hiç dönüp bakmadan davranmanın en çarpıcı, en kişiliksiz ve en çırkın ömeğıni oluşturan "Karaotlak" yerleşmesini geçtıkten sonra. o muh- teşem Fırat görüntüsünü armağan e- den tepede durduk... Arkadaşlar fotoğraf çektıler, ben de bır kayaya çöndüm; "Fırat'ın huzurunda" yazılması gerekenlen bir karta karaladım... Halfetı'de büyük yanlış yapılmış- tı... Inanıyorum ki herkes pişman- dı... Bağışlayacak olan ise sadece yi- ne Fırat tı... Nitekim ışte aşağıda Halfeti, yıne Fırat sayesinde yaşa- mını sürdürüyor.. Hem de yeni umutlarla ve hem de onca güzelim kıyı dokusu ıle yalı mimansının gü- zel örneklerini de baraj sulanna terk ederek; ama kalan tüm zarafetı ve görmüş geçırmışlığıyle... Karta bunlann bendeki karşıhkla- nnı yazdım... Kımi zaman "piş- manlıklar" kahredici de olabılır. A- ma onarmak, yeniden yaratmak, ye- niden yaşatmak... Uygarlık tarihi de bu değıl mıdir?.. ..Ve Fırat, işte bu "yeniden yarat- manın" binyıllardır anası, babası her şeyı. Halfeti'yı de yaşamın bun- dan sonraki umutlan ve kazanımla- rıyla buluşturacak; tarih boyunca "hür kıldığı" gıbı yann da aynı "bereketini" buraya armağan ede- TATLF VE BOL SULARIN GÜVENCESİNDE... - Halfetinin henüz sular altında kalmadığı günlerde, Fırat'ın belgeseli için çaüşan TRT eld- bi çekinı yaparken (üstte, solda). Kıyı boyunca uzanan zümrüt bağlannı ve en bereketli sebze, meyve bahçelerini de sular altına terkeden şimdi- ki Halfeti (üstte, sagda), Fırat'ın yarattığı tarihsel mimari, yine Fırat'ın koynunda ama bu kez eski komşularını özleyerek yaşayacak (altta). cek... Anadolu ile Mezapotamya'yı yaşam bağlarıyla nasıl birleştir- diyse, Halfeti'yi de aynı bağlann en güzel halkalarından biri yapa- cak... Yeter kı Halfetıliler ve ilgili her- kes, Fırat'ın sesını ve duygulannı dınleyebilsinler... Zaten "bir duya- bilseler", yine tüm geçmişı, bugü- nü ve yannlannı eskisinden de çok daha fazla ve yürekten sevebilecek- ler... 'Anlamı'nın derlnllfll... Fırat Halfeti'yi nasıl yeniden ya- şatacak; nasıl yeni umutlarla dona- tacak? Bu sonınun yanıtı içın, bır arkada- şım "önce sözcük köklerine ve an- lamına bakalım..." dedi. Araştır- dık. Arapçadaki söylenişi" Al Furat"; Sümerce'de Bu - ra - nu ; Asurcada Purattu; Süryanicede Perath; tngi- lizcede Euphrates... En eskisi olduğu için, Sümerce- sinden hareket edip nerelere varaca- ğımızı, bu konudaki onursal lideri- miz Muazzez tlmiye Çığ'la konuş- tuk. "Bu - ra - nu" deyimi aslında Sü- merden bile daha eski zamanlarda- ki varlığı saptanan kültürlerden ge- liyor... Irak'ta El Übeyt'de yapılan son kazılarda ortaya çıkartılan Sü- mer öncesi kültürlerden, Fırat'ın dünyada insanı ilk "yerleşik düze- ne" kavuşturan akarsu olduğu anla- şılıyor... Nehre özel bir ismin veril- miş olması bile bunun kanıtıdır... Çünkü bu kadar eski bir akarsu "adı"ba§kayok... Arapçası için de Istanbul Üniver- sitesi Edb. Fak. Arap Dilleri Ana Bi- lim Dah'ndaki öğretim üyelerine başvurduk. "Al Furaf'ın sözcük anlamı; "Tatlı" ve "bol" su... An- cak, buradaki "tatlı", "çok tatlı, şi- rin, bal gibi" demek... "BoP da; "çok bol, bereketli, tükenmeyen, sürekli çoğalan" gibi anlaşılması gereken bir bolluğun karşılığı.. Ana Bilim Dalı Başkanf nın "so- yadı"nın da "Furat" olması, bu araştırmada en heyecan verici rast- lantı oldu. Prof.Dr. Ahmet Suphi FURATın eklediklenne göre, Fı- rat'ın tathlığı ve bolluğunun çok önemli bir nedeni daha var. Arapçada her sözcüğün kök aldı- ğı deyimler, bu gibi meraklar için yol göstencı de oluyor... "Furat" da "Ferete" kökünden gelıyor. Ferete ıse "hür yaşamak", "hür yaşamayı sağlamak", "hür kıl- mak" vb. gibi anlamlar taşıyor. (Acaba, Tngilizcedeki "fre- edom"="özgürlük" sözcüğünün de Ortadoğu dillerinden gelen kö- keni gibi olabilir mi? ) O halde Fırat, yani dünyanın en eski "insan yerleşimlerine" neden olan, bu nedenle en eski "özel isim konulmuş" akarsuyu sayılabilecek bu büyük bereket kaynağı, bal gibi tatlı ve sürekli çoğalan sulanyla, kendisine sığınanlan "hür kılan" bir büyüklüğün adı... 'Carlban bir maflrur' Nitekim işte Halfeti'yi bile tüm "gariban mağrurluğu"yla yeniden kucaklıyor... Yaşamını yıtırdi deni- len bır anda daha da çoğalan sulany- la en tatlı iklıminı ve en şefkatli su- lannı ona armağan ederek bu güzel yerleşmeyi tüm GAP bölgesinin bel- ki de "en gizemli tarih, kültür ve turizm merkezi" yapmak istiyor... Halfeti Kaymakamlığı da işte bu isteği fark ederek kollan ilk sıvayan- lar arasında... Örneğin, bölgenin ef- sanevı çıçeğı "siyah gül" adını ta- şıyan bir tekneyle, aynı vadideki başta ünlü Rumkale olmak üzere "uygarlıklara geziler" başlamış... Halfetıliler, konuklannı ağn-lamak için kendilerine düşeni yapmaya ha- zırlarama devletin de desteğini bek- liyorlar... Gaziantepli mimarlar, ay- dınlar ve sanatçılar da Halfeti'yi yal- nız bırakmamak için geziler ve kül- türel etkinlıkler düzenliyorlar... Siz de ne yapıp edin, bir an önce Halfeti'yle buluşun ve "Fırat'ın huzuruna" çıkarak, onun tüm düş- lennızi gerçek kılabilecek büyüldü- ğünü kutlayın, insanhk adma teşek- kür edin... 21. Uluslararası Ankara Müzik Festivali 16 ülkeden 600 sanatçıyı ağırlıyor Müzik keyfine dans coşkusu kanşacak 'Piyanist' filmindeki sihirli ellerin gerçek sahibi Janusz Olejniczak 8 Nisan'da konser verecek. NİHAT AKKAYA 16 ülkeden 600 sanatçıyı ağırlayacak olan 21. Uluslararası Ankara Müzik Fes- tivali, 4-30 Nisan tarihleri arasında ger- çekleştirilecek. Festivali düzenleyen Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Koordinatörü Elif Başman, çoksesli müziğin Türkiye'de tamnması ve benimsenmesi amacıyla düzenlenen festı- valin dünya, bilet fiyatlannın ise Ankara standartlannda olduğunu söylüyor. Baş- man, "Bu festival son on yıldır A\Tupa festivaller üyesi olup cumhurbaşkanı- nın korumasında gerçekle- şir. Uluslararası isimlerin başkente getirilmesi çok maliyetli bir şey. Ama biz her yıl biraz daha deneyim kazanarak 21. festivale ka- dar geldik" diyor. Bu arada, Türkiye'nin ikinci, Anka- ra'nın ise birinci büyük kon- ser salonu olan MEB Şûra Sa- lonu'nun teknik yetersizlikle- rinin giderilmesi için düzenle- nen koltuk kampanyası da sü- rüyor. Cumhurbaşkanhğı Senfo- ni Orkestrası ile Devlet Çok- sesli Korosu'nun konseriyle 5 Nısan Pazartesi akşamı başla- yacak olan festival, 30 Ni- san'da Ukrayna Senfoni Orkestrası'nın konseriyle sona erecek. Festivalde çocuk- lar için de bir etkinlik düzenlendi. 23 Ni- san'da, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay- ramı nedeniyle Ispanya Dans Tiyatrosu bir gösteri yapacak. Sürprlz sanatçı Janusz Olejniczak Festivalin bu yılki sürpriz konuğu ise Ja- nusz Olejniczak. 'Piyanist' filmindeki si- hirli ellerin gerçek sahibi, 'Uluslararası Chopin Piyano Yarışması' ödüllü Olej- niczak, 8 Nisan'da Ankaralı sanatseverler- le buluşacak. Chopin yorumlannın yanı sıra çağdaş müziğe de repertuvannda bü- yük yer veren Olejniczak, caz müzığine olan ilgisini ise 2002 'de triosuyla birlikte verdiği caz konserinde kanıtlamış. Günümüzün en başanlı Alman korolan arasında yer alan, çeşitli dönemlerden bes- tecilerin yapıtlannı. yapıtın döneminı yan- sıtan stil ve atmosfer içinde seslendiren I Vocalisti'nin Hans-Joachim Lustig yö- netimindeki konseri 10 Nisan Cumartesi akşamı MEB Şûra Salonu'nda. ladanza Dans Tıyatros 11 Nisan akşamı Bilkent Akademik Sen- foni Orkestrası, Rengim Gökmen yöneti- mindeki, Türk bestecilerin yapıtlanndan oluşan konserinde genç ve parlak besteci- lerimizden Mahir Cetiz'in yanında Say- gun ve Tüzün gibi önemli Türk bestecile- rinin yapıtlannı da seslendırecek. Türkiye'yi Avrupa'da başanyla temsil e- den piyanist Ufuk-Bahar Dördüncü kar- deşler, Cenevre Vurmalı Sazlar İkilisi ıle 17 Nisan Cumartesi akşamı buluşacak. Ül- kelerinden geniş bir çalgı takımıyla gele- cek Cenevreli ikili ile Dördüncü kardeşle- rin bu ortak dinletisi çağdaş müzikte yep- yeni sesler duymamızı sağlayacak. 24 Nisan Cumartesi akşamı yapılacak 21. Yüzyıl Bale Yıldızları gösterisinde Avrupalı, Rus ve Türk, farklı kültürlerin dansçılan, yine farklı bestecilerin farklı müzikleri eşliğınde 'uluslararası1 festival için bir arada dans edecekler. Oğluyla birlllcte çalacak Gülsin Onay, ızleyicisinin karşısına 20 Nısan Salı akşamı oğlu Erkin Onay ile çıkacak. Erkin Onay son zamanlarda sıklaşan solo konserle- nyle dıkkatleri üzerine çekmeyi başarmış. halen Prof. Suna Kan'ın öğrencisi olarak yükse- köğretimini sürdüren bir yetenek. Flütçü Manuel Casel ile gita- rist Carlos Bernal, 27 Nisan ak- şamı ustahklannı sergileyecekle- ri konserde, Güney Amerika mü- ziğinden seçme yapıtlar sunacak- lar. Arjantin tangosunvın günumüz- deki sayılı bandoneon ustalann- dan Juan Jose Mosalini ve Bü- yük Tango Orkestrası ise 25 Ni- san akşamı verecekleri konserde Astor Piazzola'dan L. Bernste- in'a birçok tanınmış bestecinin yapıtını seslendirecekJer. Müzikseverler ayrıca, Barcelona Gu- itar Quartet, Al Di Meola World Sinfo- nia, Artifact. Les Solistes Français Oda Orkestrası, orkestraîmodern, Chi- co&The Gypsies, I Solisti Aquilani Oda Orkestrası, Milla Edelman, Laterna Magica Dans Tiyatrosu, Arcaladanza Dans Tiyatrosu, Triology, Dave Young Quintet ve Ukrayna Senfoni Orkestra- sı'nı izleme olanağı bulacaklar. (Bılgi: 0312-466 44 27/Jilet: Biletvc) ODAK NOKTASI AHMET CEMAL 'Salı Ziyapetlepi 1 , ya da Kiiçiik Faşizmlerin Sonu... Uzun zamandır Tiyatrokare'de sergilenmekte olan "Salı Ziyaretleri"n\ (özgün adıyla "VisitingMr. Green"), ancak geçen pazartesi akşamı izleme olanağını bulabildim. Jeff Baron'ın yazdığı oyun, Nedim Saban'ın usta rejisiyle sergileniyor. Erol Keskin ve Yıldıray Şahinler somut bir oyunu oy- namanın yanı sıra seyircilere "işte, tiyatro budur!" dedirten biryetkinliği temsil ediyorlar. Erol Keskin ise tüm oyunuyla, günlük dilimizde çok kullandı- ğımız "yıllann birikimi" deyişinin ne anlama gel- diğini, böyle bir birikimin sanatta ne kadar değer- li olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. Bu arada Duygu Sağıroğlu'nun nefis sahne tasarımının "Salı Ziyaretleri"n\ tiyatro kılmaktaki başarısını da özellikle belirtmek gerekiyor. Geçen haftaki "Tiyatro ve İnsan" başhklı yazı- ma şu cümlelerle başlamıştım: "Şimdiye kadar çok sorulmuştur insanın tiyatroda ne aradığı, ne- yi aradığı. Bu soruya belki de bir başka soruyla ya- nıt vermek, daha açıklayıcı olabilir: Tıyatronun ta- rihi boyunca insan tiyatroda insandan, yanikendi- sinden başka bir şey aramış mıdır." "Salı Ziyaret- leri"n\ bu yazının çıkışından hemen sonra gör- mem, ilginç bir rastlantı oldu; daha önce görmüş olsaydım, yazımdaki örneklerin arasına hiç kuş- kusuz bu oyunu da katardım. Çünkü "Salı Ziya- retleri" de katıksız bir insan arayışını dile getiren bir oyun. Bu oyunda insan, topluma egemen tür- lü bağnazlıklann acımasız ağlan arasında aranıyor. New York'ta yalnız başına yaşayan, 86 yaşındaki Yahudi kökenli Mr. Green, dininin kurallarına as- lında her dinin amacının insanı daha bir insanca kılmak olduğunu unutacak kadar bağnaz bir kör- leşmeyle bağlı bir Rus göçmeni. Bu anlayış, onu insanlan sevmekyerine, Yahudi olmayan bir Ame- rikalıyla evlenen kızını reddetme noktasına kadar götürmüş. Arabasıylayaptığı kaza sonucu Mr. Green'in ha- fif yaralanmasına neden olan ve bu yüzden mah- keme tarafından üç ay boyunca her salı Mr. Gre- en'i ziyaret edip onun ihtiyaçlanyla ilgilenme 'ce- zasına' çarptırılan genç Ross ise dışlanmanın acı- larını Yahudiliğinden ötürü değil, eşcinsel oluşun- dan ötürü çeken biri. Ona evlenmeden söz açan Mr. Green'e eşcinselliğini açıklamasıyla birlikte başlayan süreç, başlangıçta bu bağlamda pek u- mut vermez gibi gözükmesine karşın, oyunun akı- şı içerisinde insanı insandan koparan, insanlığın- dan eden bağnazlıklardan, insanı her şeyden ön- ce insan oluşu nedeniyle kabullenmeye götüren bir yola dönüşüyor. Ross'un, insanların neden salt kendilerinin se- çimi olmayan konumlar nedeniyle başkalarınca mahkûm edildikleri yolundaki sorusu, aynı zaman- da bu oyundan kaynaklanan ve her türlü faşizmin temeline atıfta bulunan bir saptama niteliğinde. Oyunun yazan Jeff Baron, Yahudi soykınmını artık alışılmış bir klişe gibi kullanmaktan dikkatle kaçınmış. Ross'un ağzından, Hrtler'in ölüm kamp- larında yalnız Yahudilerin değil, fakat eşcinselle- rin de yok edildiklerinin dile getirilmesi, olup biten- leri yalnızca ırk aynmıyla sınırtandtımanın ötesine geçip, her devirde varolmuş toplumsal cinsiyet aynmına uzanan bir tavır niteliğini kazanıyor. Bu yapısıyla "Salı Ziyaretleri", son derece politik bir oyun. ikinci perde boyunca gence karşı takındığı ka- tı tutumdan vazgeçmeye başlayan Mr. Green, bu yolla bir zamanlar kızına takındığı tutumu da yu- muşatmaya başlıyor. Zaten insanı arayış ve ona yeniden vanş noktaları da bu yumuşama süreci- ne koşut olarak gelişiyor. Oyunun bütününe müthiş bir denge egemen. Gerek rejide, gerekse oyunculann üsluplarında her türlü aşırılıktan, abartıdan dikkatle kaçınılmış. Bu denge, bıçak sırtında sayılabilecek kimi konu- ların seyirciye sıradan bir anlatımla değil, ama dü- şünmeye kışkırtan nedenler olarak geçmesini sağ- lıyor. Bazı eleştiri yazılannda övgü niteliğinde olmak üzere kullanılan "hoşgörü" sözcüğünü ben bilinç- li olarak kullanmayacağım; çünkü hoşgörü, aslın- da "hoş görülmemesi" gereken bir durumu bağış- lamak gibi bir anlam içeriyor. Oysa "Salı Ziyaret- leri"ndek\ insan arayışı, bağışlanması değil, fakat anlaşılması gereken durumları içeriyor! e-posta: ahmetcemalw superonline.com acem20 < hotmail.com Koç Üniversitesi Dans Festivali • Kültür Servisi - Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Koç Üniversitesi Dans Festivali, bugün Rumelıfeneri Kampusu Sevgi Gönül Oditoryumu'nda yapılacak. Koç Üniversitesi Dans Kulübü'nün düzenlediği festivalin bu yılki konusu 'Akdeniz' olarak belirlendi. Sloganı 'Köklerinize Geri Dönün' olan festivale îstanbul'dan birçok üniversitenin dans kulüpleri katılıyor. Sabah saatlerinde başlayacak festival, akşam saat 19.00'da yapılacak olan dans gösterisiyle son bulacak. (0 212 338 16 90) IVlavi Müzik Geceleri' • Kültür Servisi - Efsane dörtlü Depeche Mode'un 24 yıllık kla\yecisi Andy Fletcher DJ seti ve dâhice keşfi 'Clienf ikilisiyle yann ve 3 Nisan günü Babylon'da 'Mavi Müziİc Geceleri'nin konuğu olacak. Dijital dünyanın en gelişmiş teknikJerini melodiler, keskin 'elektro' ve geleneksel şarkı yazarlığıyla bütünleştiren Client, tarzına 'porno pop' adını veriyor. Özellikle Avrupa'da büyük yankı uyandıran ikili, mekanik 'beat'ler, süslü tuşlular, 'kirli' ama yine de saf melodiler üzerine giydirdiği bıkkın vokallerle retro elektroyu yaşatıyor. Konserlerin başlama saatı 23.00. (0 212 292 73 68) BUGÜN • BABYLON da 21.30'da Riccardo Tesi & Bandtitalianan ve 23.00te Yannistan & Friends konserleri. (0 212 292 73 68) • tFSAK'da 19.30'da 'Saydam' dalında düzenlenen 'doğa' konulu 'A>in Yarışması'. Seçici: Yalçın Savuran. (0 212 292 42 01) -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle