18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2004 SA 14 JVUJLiJ. U i C [email protected] TİYA TRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN YAZL ODASI Birkitap: Tiyatrodamekânve insanTiyatro sana&cısı \ihal G. Koldaş ta- raftndan yazılaj» 'Tîyatroda Mekân ve însan' tiyatrorauzun önde gelen isim- lerinden Metim Denizin sahne tasa- nmcıst ve yöne*nen olarak gerçekleş- tirdiği çalışmajLar üzenne bir incele- me. Kitap. Metzin Deniz'in tiyatro sa- natına bakışını ~ve tasanmlannı belge- lemenin ötesiru«ie Türk tiyatrosunun pek çok açıdan en parlak yıllarını da kapsıyor. Düşünsel altryapı Bu özellıklerinin ötesinde. 'Tiyat- roda Mekân ve İnsan' sahne tasanm- cısının metinle, ı-nekânla, mekânın açı- hmlanyla, dönemle kurdugu yoğun ilişkımn düşünc^ ve duyguyla beslen- mesinın kaçmıbraazlığını vurguluyor Bu açıdan bakıldığında kitap, tasanm- cının ele aldığı yapıtın düşünsel alrya- pısını irdeleyen, tartışan yaklaşımına yönelik birincelemedir aynı zamanda. Metin Denız. "Tiyatro, sınırlan çizü- miş bir boşiukta seyirci ile oyuncunun buluşmasıdır. B u sınırlan çizen de dü- şünsel anlamda mıetin, fıziksel anlam- da rnekândır" derken mekânı (yaratı- Jan alaru yeri) me*ıi destekJeyen bir un- surdeğil, bütünün birparçası olarak de- ğerlendirir. Bu dunım, sanki metrun me- kâna/mekânda ya-zılımıdır. "(Tasanm- cı) Elde ettiği buhgulan oyunun ve reji- nin ana düşüncesinin gerektirdiği bir biçimde elemeye. yorumJamaya ve so- yutfamaya tabi nuttuğunda elde edile- cek görsel tasanm, oyunla bûiikte ne- fes alıpveren, oyuuıcıilann aksiyonu ile bütünkşen,kendi başına bir kinıliği ve armosferi olan bLr mekâna dönüş.ür.*' Tiyatro mekân ı, sahnede yer aiacak mimari tasanmlau-dan önce, düşünce- de oluşan bir mekândır. Düşüncenin uzantısıdır. "Hayaön o mekânlardaki anlatımı gerçek hayata uygunluk gös- terirken üç boyutJu gerçek bir mahke- moı olduğu gibi yansrtmayı amaçla- dıgim ve 'sahte' biradaletmekanizma- snıngösteriJdiğifc>ir mekân 'dekor'du. Peter Ustinov öldüCENIVRE (AA) - Oscar ödüllt İngiliz oyuncu Sir Peter tstinav (82) öldü. Ünlü oyuncanun bir yakın arkadaşı, Ustinov'un, pazar gecesi yıllardır yaşadığı İsviçre'de hayata gözlerini yumduğunu söyledı. Ancak, Ustinov'un nedenöidüğü konusunda bilgı \erilmedi. Ustinov, bir Rus sanatçı anne ile bir gazeteci babanm tek çocuğu olarak Londra'da 16Nisan 1921 *<fe dünyaya geldi. İngiliz dışında Isviçreli, Etıyopyalı, îtalyan ve Fransız kanı taşıdığmı ıddia eden Ustinov; 16 yaşında okulu terketn. Ustinov'un 19 yaşındiyken ılk oyunu Londra'da sahnelendi. Ustina.. 60 yılhk sanat hayatırda 'EmperorNero' ve 'Hercule Poirot' gibı çeşitli filmlerie rol aldı. Peter Ustino. 1960'lıyıllarda 'Spartjcus' ve 'Topkapı' fılmlerndeki yardımcı erkek rollerİAİe Oscar ödülü lcazanct BM Çocuklara Yardırr.Fonu'nun (UNICEF) iyi nıyet elçisi olan t'stino\ yakın zamanda 'Loreraıo'nun Yağı' Filminıceki doktor rolünü oynarmıştı. 1• "Tiyatro, sınırlan çizilmiş bir boşlukıa seyirci ile oyuncunun buluşmasıdır. Bu sınırlan çizen de düşünsel anlamda metin, fıziksel anlamda mekândır." Zemberek'te yansıtmayı amaçladı- ğını ana düşünce buydu. Bu ne kadar seyircıde karşıbğını buldu bümiyorum, anıahâlâbutasanmıheyeeanmkibu- luyonım." Malzeme kullanımı ve teknolojl Yoğun bir araştırma ürünü olan ki- tapta, Nihal G. Koldaş sahne üzenn- de lcullanılan malzemenin oyuncu ile ilişkisi üzerinde durur ve bu ilişkinin teatral alanı oluşturduğunu belirtir, Metin Deniz'in malzeme kullanımına dıkkat çeker ve bunu 'nesnelerin ko- lajı' olarak nitelendirir. Metin Deniz. tiyatroda akJa gelebilecek her türlü malzemeyi kullanan bir tasanmcıdır. "Tiyatroda mekân tasanmında üç önemli şey vardır ki tiyatro nerede ve hangi koşullarda vapılırsa yapılsın bu üç temeJ taş kuDanılnuştır: Bez, ip, ma- kara. Isterklasik İtahan sahneandekul- lanılsuı,isteraçıkalanlarda, bu üç mal- zemefleseyirciyi her defasında şaşırt- mak ve yaratıcı kılmak mümkün. Bez çok değişken bir malzeme. tp de onun değişikliğine yardımcı. Makara iseca- zibedir. büvüdür. Denizciliğin de ana malzemesidirbunlar... Uzun deniz yo(- culuklan bu üç malzemenin kuUanıl- dığı tekniklere dayanılarak > apılırdı... Tiyatro da bir yolculuk... ve onun da kendine özgü riskleri \ar..." Metin Deniz'in tiyatroda teknolo- jiyi de biryorum biçımi oiarak düşün- mesi özellikle günümüz tiyatrosunda gözlemlenen farklı yaklaşımJar açısın- dan önemlidir. Taıih boyuncatiimsa- natlan hiçbirkompleks du\7naksıztn, korkusuzca kullanabilen tiyatronun çağdaş sanata ya da teknolojiye sırn- nı dönmesi düşünülemez. Asn insan oian bu sanatkohuıun en kökhi güven- cesi, izleyicisinin jaratıcıbğı \e yaran- cılığa gereksüıimidir. Çağdaş fekno- lojiKyaşama bağunhhknasıl insan için \'azgeçilmez boyutta ise thatro için de teknoloji a>nı ölçüde vazgccilnıez bo- vuttadu". Ancak bu teknoloji, riyatro- yu oluşruran birimJer tarafindan bir anlatirn adına secilebilir ya da redde- dilebiür." Yönetmenllk Tiyatroda Mekân ve Fnsan'da Me- tin Deniz'in yönetmen olarak yaptığı çalışmalara da yer \erilır. Yorumlan arasında 1975"teŞehırTiyatrolan'nda sahneye koyduğu "Galile'nin Yaşamı' •çokiddialı birproje' olarak öne çıkar. Bu yapıt, 'Sezuan'ın Ki lnsanı'ndan sonra Şehır Tıyatrolan'nda sahneye konulan ikincı Brecht o>ıınudur Bu- nun ötesinde. başanlı yorumu. bu yo- rumla örtüşen sahne tasanmı \ e oyun- culuklardaki tıtız performansla da akıl- larda yer eden bir yapıttır 'Galile'nin Vaşamr Çünkü "Bugüne kadardene- nen Bertolt Brecht yapırJanndan bize kalan en büyük miras. tiyatro politika- sına incecikbir iple bağü kocaman bir değirnientaşındânbaşkabirşe> değil- ÖL Önce bu ağır taşı oradan indirip öylesürdürüldü bu çahşmalar. Oyunun deneme süresüıde cmek. akıl >e yete- neklerimiz içerisinde esirgenmedi..." 'Tiyatroda Mekan \e İnsan' Metin Deniz'in tasanmlanndakı düşünsel altyapının, temel hareket noktalannın: insanın ınsanla. ınsanın mekanla, mekanın zamanla ılişkisinin altını çizen ve bunu yaparken okuyucuyu tiyatro sanatının zengin dünyasına çeken bir kitap. OSCAR ÖDÜLLÜ OYUNCU Almula Merter yeni mekana, farklı projelerle kültür merkezi niteliği de kazandırmayı amaçlıyor Çığır Sahne 2 Nisan'da açıhyor SELCENAKSEL Almula Merter \e kurucusu oldu- ğu Thatro FU, 2 Nisan "dan başlayarak ÇığırSahne de seyircisiyle buluşacak. Bir buçuk yıl önce Merter tarafindan kurulan ve farklı çızgideki oyunlany- la gündeme gelen topluluk, yeni oyun- lan Hamam la sahnenin açılışını ya- pacak. Bugüne dek İstanbul'da çeşitli sa- loniarda oynayan topluluğun kalıcı sahnesı olacak Çığır Sahne'nın ise ye- niden seyirci ve topluluklan ağırla- mak için hazırlıklan sürüyor. Daha önce HakJun Dormen Tîyatrosu ve İdil Sineması olarak hizmet verilen binayı devralan Merter'ın bu kararı almasının nedenleri birden fazla, ama- cı yalnızca kendi tıyatrosunu kurmak değil İlk iki ONIUIU, Vajina Monolog- lan \e Dövme'yi başta Hadi Çaman Tiyatrosu olmak üzere çeşitli sahne- lerde oynadıklarını hatırlatan Merter. yaşadığı sıkıntılar nedeniyle \ e sanat adına gerçekleştirmek istedıkleri doğ- rultusunda kendi tıyatrosunu kurma- ya kararverdiğiru söylüyor. "SaJonki- ralıyor.başka tryiatrolardangünaJnor- dum. .\ma sıkıntılar yasamıyor değtf- dim. Yaıthma oisalar da doğal olarak, herkesin kendine göre kurallan ve programı var. Eski Haldun Dormen Tivatrosu hakkında bilgim \ardi. lo- sa süreöetoparlanabiiecek haldeoidu- ğunu gördüm. Bunun üzerine hemen bir anlaşma yaptım bina sahibi>Je ve uzun süreüğine kiraladım." Bir kültür merlcezi... Merter'ın amacı, yalnızca birtiyat- ro salonu oluşturmak değU. "Orası bir "külür merkezi" olacak" diyor... Ba- bası, tiyatrocu FerdiMerter'in de yıl- lar öncesinden beri böyle bir merkez kurmaja istemiş olduğunu, böyiece onun da gerçekleştirmek ıstediİderi- ne ulaşabileceğinı sö>'lüyor. Böylesi bir gırişimin birçok zorluğu olduğu bilse de, insanın bü>-ük hayallenn pe- şinde olduğunda, ayru ölçüderiskal- ması gerektiğini de iyi bilıyor Mer- ter. "Tüm zoriuklara rağmen bu pro- je benim için çok önemli olduğundaa, hiç düşünmeden girijtinı. Bana des- tek olan kişiler oldu, kültür merkezi fikri de oldukça ilgi gördü. Beni çok mudu eden bir yönü de eski Haldun Dormen sahnesi olması ve açümasıy- la biriikte binanın 50. sanat yılına gi- recek olmasj." Çığır Sahne'nin, özellikJe yeni isim- Lopluluk, ekim ayından başlayarak saat 24.00 'teki temsillerde, 'korku tiyatrosu 'nda Agatha Chhstie 'den oyunlar sahneleyecek. Yîne mevsim başında, üç yeni oyunun daha hazırhklarının tamamlanmış olacağım, bu kez ikisinin kadın odakh oyunlardan seçilmeyeceğini belirtiyor Merter. Almula Merter ve Ferdi Merter Çığ Sahne'de biriikte çahşacaklar. lere genç oyunculara açık olduğunu be- lirtiyorMerter. "Farkhprojeleredeaçık olacağı/, özellikle yeoi insanlarü çaJış- makKthonun, çünkü önleri çoğunluk- la kesühor. Denevimli, \ ıllarını bu sa- nata vermişolanlar,yeni mezun olan ti- yafrocular. okullu olnıasa da tiyatro yapmak istevenler™ Tiyıatromu kirala- mak iste>enler._ Benim yaşadığını so- runlarla, kimse karşılaşmasın istho- rum." Önyargısız yaklagmak Nisan ayında Çığır Sahne'ye 'kül- tür merkezi' kimliğini kazandıracak olan etkinliklerden ilk ikisi başlıyor. 'Ses ve Beden Dfli' ve 'Dans' atölye- leri. Yine çok yakın zamanda, mayıs ayında da konservatuvar giriş smav- larına hazırlanmak ısteyenler için ça- lışmalara başlanacak. Topluluğun repertuvannda da yeni- Iikler söz konusu olacak. Ekim ayın- dan başlayarak saat 24.00'teki temsil- lerde. topluluk "korku tiyatrosu'nda Agatha Christie"den oyunlar sahnele- yecek. Yine mevsim başında. üç yeni oyunun daha hazuiıklannın tamam- lanmış olacağım, bu kez ikisinin kadın odaklı oyunlardan seçilmeyeceğini be- lirtiyor Merter. 680 kişilik salonuyla. farklı boyut- larda olanakiar sunan bir merkeze dö- nüştüreceği Çığır Sahne "de, o>-un izle- meye gelen ana-babalan düşünerek bir de "çocuk odası' hazırlanıyor. Dene- yimli bir 'ablanın' gözetıminde ola- cak çocuklar ıçın. ilgılerini çekecek çizgi fıim gösterimi gıbi etkinliklere yer verilecek. "Amacım hiçbir zaman salt günde- me geonek.gişe başansıolmadı. Oyıın- larunı seçerken de bu geçeriiydi." Önyargılardan annmış bir yaklaşı- mı tercih ettığıni vurgulayan Merter, görüşünü paylaşan \ e bu oluşumun içindeyeralmak ısteyen kışilerle ça- lışmanın kendisıne mutluluk verece- ğinin altım çizıyor. Akbank piyano günleriKültür Servisi - Akbank Kültür Sanat Merkezi'nin mart ayı boyunca gerçekJeştirdiği 'Piyano Günleri' kapsamında bugün saat 20.00'de Zevnep Üçbaşaran'ın konsen yer alıyor. Yükseköğrenimirü Budapeşte Franz Liszt Müzık Akademisi'nde tamamlayan Üçbaşaran, konser sanatçısı diploması aldıktan sonra 1994 yılına kadar lisansüstü çalışmalannı Almanya'da sürdürdü. Çeşitli yanşmalarda ödüller alan Üçbaşaran. solist olarak Türkiye dışında Macaristan, Almanya, Mısır, Slovenya ve ABD'de resitaller verdi. 2002 yılırun araldc ayında Mısır'ın İskenderiye kentindeki Yeni Kürüphane ve Kültür Merkezi'nde verdiği resıtalde Schubert ve Liszt'in yapıtlannın yanında Adnan Sa>gun'un yapıtlannı da seslendirdi. 2002 ve 2003 yıllannda kaydettiği 'Santa Barbara Liszt Albüm've '\lrtuozo Schubert'adh CD'lerı hem ABD, hem de Avrupa'da çok olumlu eleştinler aldı. Zeynep Üçbaşaran'ın son CD'sı 'Liszt/Sonata in B-nünor' Eroica Classical Recordings tarafindan 2003 yılı sonunda yayımlandı. SELtM İLERİ 'Gülen Ada' Halikarnas Balıkçısı'nm öykülerini, rornanlar nı, söyleşilerini okudunuz mu? Okumadım diyorlar, özellikle genç edebiyatse verler. Edebıyattarihçileri, eleştırmenler, zaman zama; tersini ileri sürse bile; Halikarnas Balıkçısı. Türk ede bıyatınrn en büyük üslupçulanndan biriydi. Dü- şüncelerini, savlannı tartışabiliriz. Üslubu ise do- kunulmazlığını, hatta erişilmezliğini koruyor. Düzyazıda gizli bir şair... Mavi Sürgün'de erden bir deniz kıyısı kasabası olarak gördüğü, betimlediği Bodrum, bugünkü cinnetinden ıylce uzak, eski bir Bodrum. O eski Bod- rum'u galibayalnız Halikarnas Balfkçısı'ndan oku- yabıliriz. Sürgüne gönderilen sanatçı, ta tepelerden. ka- sabayı ve kıyı şeridini görünce, yeni hayatının baş- lamak üzere olduğunu hemen duyumsar. Renkler, bildiğı renkler değildir. Bu renk cümbüşü coğrafyayı baştan sona tılsım- la donatmıştır. Sonra ses bir öğe olarak belirir: Ses, Halikarnas Balıkçısı'nm edebıyatında canlı bir organizma sayılrnalıdır. öyle hikâyelerinı hatıriıyorum kı, biryandan renk- lerle büyülenirken, bir yandan da denızın, rüzgâ- nn, dalganın, uğultunun, kuş kanadının çıkardığı sesın sesleriyie donanmışımdır. Bir kitabına adını veren "Gülen Ada " handiyse üç boyutlu bir hikâyedir. Üstelik bu küçük ada canlanır, konuşur, kahkahalar atar, asrî bir zengı- ni horlar, toprağından kovar, Deli Davut'la sevı- şir... 'Çevre korumacılık' konusunda gerçekten du- yarfı davranılsa, "Gülen Ada" bir manifesto gıbi yüksek sesle okunacak bir metindir. Yazıldığı tarih göz önüne alındığında, bir keha- net sayılabılir. Hiç olmazsa, o zamanlar, ktyıtar. denız serpintı- sı adalar henüz bunca asrîzenginın, kapkaçç/nın, yapsatçının elıne geçmış değildı. Ama Halikarnas Balıkçısı 'köşeyı dönen bu kışilenn ancak yağma- cılara yaraşır gözü dönüklükle doğayı yok edecek- lerini algılıyor, çok incelikli bıröyküyle aktanyordu. "Gülen Ada" umutla noktalanır. Çünkü doğa kendinı savunmuştur. Bu şairce ıncelik, gerçek hayatta yazık kı solu- yamıyor. Doğa, yağmacı çapaçulcunun eline ge- çınce, hepi topu otuz kırk yıl ıçinde yok ediliyor. Şımdı, git gıt kirienen denizı, soluk alınamaz kı- yılarıyla o şerit ve uzantısı, koylar, tepeler, her yer bir konut mezarlığı, cınnet beldesı, eşı görülme- dik bir kâbus yöresi. Okullanmızda okutulan ders kitaplan, gömdü- ğümüz değıl, yaşadığımız hayata açık olabilsey- di, "Gülen Ada" seçkin bir metin olarak okutulur, genç insana doğa sevgisi aşılayabilirdı. Halikarnas Balıkçısı, bazı ders kitaplanna ancak kıyısından köşesinden girebilmiş, biriki sayfaya hap- sedilmiş, eseri günümüze açılamamış bir yazar... Halikarnas Balıkçısı'nm savlan demiştim: Ana- dolu uygarlığını çok uzak bir geçmişe bağlama is- teği. Zamanında olumsuz yönde eleştirildi. Bugün o savlar da şairce geliyor bana, incelikli geliyor. Yaşadığımız toprağın tarihi çevresıni ko- rumak adına hayli anlamlı. Edip Cansever çok sevdiğım bir şiirini bu us- taya adamıştır Şiırde flamalar uçuşur ve gökyüzü uçsuz bucaksızlık vadisidir. Nıhayet sonrasız bir ba- rış ve dinginlık belirir. Işte, Halikarnas Balıkçısı, Anadolu uygarlığını en eski, çoktanrılı dönemlere bağlarken, belki de ekınsel birikimin insanoğlunda barış, erinç, son- suz duyarlık yaratacağına inanıyordu. Yazarlarımızı bugünün gereksinimleri ve istem- leriyle okusak, dünlerden seslenseler bile, bize gün içın nice sırlar söyledıklerini fark edeceğız. Halikarnas Balıkçısı'nm eseri de okurlar-okurlar bekliyor! Öneriler: Kitap / Huckleberry Finn'in Serüvenleri, Mark Twain, Nihal Yeğinobalı'nın çevırisi. Can Yayın- lan. Ratfyo'dan Nâzım'ın odasına • Kültür Servisi - Radyo. hayatımıza 19401ı yıllarda girdi. O sıralarda Nâzım Hikmet 12 yıl sürecek tutukJuluğunun henüz ılk yıllannı yaşıvordu. Açık Radyo'da her pazar saat 20.00'de yayımlanan Sadanüvis adlı programda ikı haftalık özel bir yayınla Nâzım Hikmet'in radyo yıllanna yer venliyor. Geçen hafta yayımlanan ilk bölüm, Nâzım'ın mapushanede geçirdiği yıllarda dinlediği şarkılara aynbnıştı. Bu hafta ise Nâzım'ın yine aynı dönemde sözlerini yazdığı opera aryalan ve film şarkılannın taş plak kayıtlan dinlenebilecek. Cemal Ünlü'nün hazırlayıp sunduğu program. taş plaklan, 45'likJeri, bestecileri, yorumculanyla Türk ses kayıt tarihini günümüze taşıyor. ffes Dark Roxy Müzı'k Günleri' • Kültür Servisi - Müzik dünyasına yeni yetenekler kazandırmak amacıyla düzenlenen Efes Dark Roxy Müzik Günleri yanşmasına katılacak amatörlerden gelen istek doğnıltusunda son başMuaı 9 Nisan tanhine kadar uzatıldı. Efes Dark'm desteği ile gerçekJeştirilen ve birincisıne Elec-Trip Records tarafindan albüm yapılacak olan yanşmaya katılacakların, parçalannı 1 Nisan 2004 tanhine kadar demo CD, MP 3 veya kaset olarak katılım formu ile biriikte Roxy'ye göndermeleri gerekiyor. 9. Efes Dark Roxy Müzik Günleri fınalistleri 26 Nisan 2004 tarihinde açıklanacak ve 10-13 Mayıs 2004 tarihleri arasında her gece ön elemeyi geçen 3 topluluk sahneye çıkacak. Yanşma seçıci kurulu Dinç Toğrol (EMI), Mehmet Tez (Istanbul Life), Melis Danışmend (Radikal). Şafak Ongan (Dream T\). Burçin Acer (Radio Hot), Ömer Ahunbay (Elec-Trip Records), Murat Hasan (müzisyen). Güven Erkin Erkal (Radyo D), Alper Alsan (Bağdat Avenue), Ergin Özler (Deneyevı), Kaan Yüceil (Roxy Club) ve Taner Öngür'den (Moğollar) oluşuyor. (0 212 249 13 01)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle