Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
»MART -2004PA2AR CUMHURİYET SAYFA
19
M J
w
'
2
S
a
{^fsota'da yine
h^rkes birbirine
girdi:
Kiisova!
D E N İ Z S O M
Etektrotıik posta: denizsMn§cumhuriyetcom.tr wwwMtanzsom.com Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Hindistan'dan iyiymişiz...
"Evet. Hint fakirterinden
hallicevizr
llıntlıAkif K&kçe: ABD,
Ortado ğu'da
'llımlı Islam
Devleti ' kurmadan
önce A^merika'daki
vahşi k^apitalist devlet
yerine "llımlı Kapitalist
Devlef kursun..."
Üç grup
Ayşegü&l Tokatlı "Siz
hangi gruptansınız"
diye so> rarak Murray
Butler'a n sözünü
anımsartıyor. "Dünya
üç grup insandan
oluşur: işleri yapan ve
sonuçlsan ortaya
çıkaran küçük bir
seçkin grup.
Olupbrfceni seyreden
oldukç^ büyük bir
grup. V « nelerin
olupbitrtiğini
bilmeyen
muazzam bir
kalabaİJk." Jİ
-
itabın kapağındaki karikatürü Semih Po-
roy çizmiş. Rakı masasında oturan iki ki-
şi, karşılıklı kaldırıyor. Fakat masadaki iki
kişi aynı kişi: Aydın Boysan... Bilgi'den çı-
kan "Neşeye Şarkı" kitabında Aydın Boysan, gül-
mece dünyasında yeni bir yolculuğa çıkıyor:
"Bir kişinin bilgisizliğinden yararlanarak onu zor
duruma düşürmek, dolandırıcılığın tarifidir.
örnek aramaya kalkışırsak, herkes birkaç isim
sayabilir belki. Ama uzağa gitmeye ne hacet? Tüm
dünya erkekleri dolandıncıdır. Hem de anadan doğ-
ma.
Zavallı kadınların gönlünü çalmak, onlann duygu-
lcirını dolandırmak için yemedikleri halt kalmaz.
Üstelik de duygu dolandırmak yetmiyormuş gi-
bi, bir de kendilerine nazik, zarif, jantiy, centilmen
gibi yakıştırmalar yaparlar. Bu üçkâğıtçılığa, krallar
ve başbakanlar da önayak olur.
XIV. Louis ünlü güzellerden birini dansa davet
Neşeye Şarkıederek onurlandırdı. Bu zarif hanım da, krala iltifa-
tı borç bildi. 'Majesteleri bütün kendinden önceki-
leri karanlıkta bıraktılar' dedi. Kral hemen karşıladı:
'Şüphesiz haklısınız madam. Onların hiçbiri sizinle
dans etmemişti'.
Disraeli ile Gladstone, Ingiltere'yi yönetmekte
ömürleri boyu rakip oldular. Kraliçe Victoria ise,
açık açık Disraeli'den yana olurdu. Bunu nasıl sağ-
ladığını sorduklannda Disraeli derdi ki: "Çok basit.
Rakibim, kraliçeye hükümdar muamelesi yapıyor.
Ben ise kadın.'
Düşes du Maine'nin salonlannda, şununla bunun
arasındaki fark nedir gibilerinden bir oyun oynanır,
böylece katılanlar da neşelenmeye çalışırlardı. Bir
keresinde düşes, kardinal Polignac'a, 'Benimle bir
saat arasındaki fark nedir' diye sorup şu cevabı al-
dı: 'Madam! Saat zamanı hatıriatır, siz ise unutturu-
yorsunuz!'
Maurice Chavalier, temsiline yetişmek için ge-
ce ekspresi ile Marsilya'ya gidiyordu. Çok yorgun-
du. Uyumak da istiyordu. Ama karşısında oturan ka-
dının güzel gözleri ona tatlı tatlı baktıkça da uyu-
ması söz konusu olamıyordu. Sonunda yalvardı:
'Matmazel! Lütfen gözlerinizi kapayınız da uyuya-
yım!'
Centilmenlik Ingilizlere vergidir, değil mi? Işte buy-
run örneğini; Yaşlı bir lord, doktora gitti ve frengi
hastalığına yakalanmak istediğini söyledi. Doktor
kulaklarına inanamadı ve nedenini sordu. Lord açık-
ladı:
Ben hastalanırsam kanma geçiririm. Ondan da
şoförümüz alır. Şoför karımın oda hizmetçisine aşı-
larsa, papaz da hastalandı demektir. Işte o papaz,
bunu hak etti."
MUİİU
Çin atatsözü: "Bir gûn
mutlu olmak istiyorsan
içki iç. Bir hafta mutlu
olmak istiyorsan tatile
çık. Bir ay mutlu olmak
istiyors-an evlen. Bir
ömür b>oyu mutlu
olmak istiyorsan
toprakla uğraş. Bir
ömür b>oyu mutsuz
olmak istiyorsan
insanla uğraş!"
SESSÎZ SEDASIZ (!) Dünyadaki feministler karar almış
Fıkrayı gönderenin imzası yoktu; kim
gönderdiyse teşekkürierle:
Dünya feministler kongresinde,
Amerıkan delegesi hanım kürsüye
gelmış:"Geçen yılın kararlannı
aynen uyguladım. Eve gider gitmez
kocama, 'Bundan sonra temiz
çamaşır istersen kendi çamaşınnı
kendin yıka. Işte makine orada'
dedim. llk gün bir şey görmedim.
Ikinci gün bir şey görmedim. Üçüncü
gün bir baktım, makinenin başında
sadece kendi çamaşıriannı değil,
benimkilen de yıkıyor."
Alman delegesi söz almış:
"Ben de kararımız gereğince
kocama, 'Bundan böyle sofrada
temiz tabak istiyorsan kendi
bulaşığını kendin yıkayacaksın. Işte
makine orada' dedim. Birinci gün bir
şey görmedim. Ikinci gün bir şey
görmedim. Üçüncü gün baktım,
bulaşık makınesinin başında sadece
kendinınkileri değil, benim
bulaşıklanmı da yıkıyor."
Üçüncü konuşmacı olarak
Türkiye'den gelen delege hanım
kürsüye çıkmış:
"Geçen yılki kongreden sonra
Türkiye'ye döner dönmez karanmız
gereği kocamla konuştum. Ona,
'Bundan böyle bu evde yemek
yemek istiyorsan, kendin pişirmen
gerekecek. Işte mutfak orada'
dedim. Birinci gün bir şey görmedim.
Ikinci gün bir şey görmedim. Üçüncü
gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu,
hafıften görmeye başladım."
Yüksek Yerilim Hatt
Yerh filmlenmizde bıle esas oğlan
hep Amerikah!
erdincırtku ı yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKINCI
Serdar Bilgili'nin Yanıtı
Beşiktaş Jimnasrik Kulü-
bü'nün (BJK) kendısine ema-
net edilen İnönü Stadyu-
mu'ndaki kaçakveözensiztri-
biin kapatma ınşaatına karşı
>apının mımarlanndan Fazıl
Aysu tarafından gönderılen
mektubu 18 Şubat 2004 günü
yayımlamuştım...
Fazıl Aysu bu eserin bir
"cumhuriyet mirasT olduğu-
nu da anımsatarak özellıkle
mimarisı konusunda özetle
şunlan vıırguluyordu: "En
önemli özeDiği, Dolmabahçe
vadisi içinde topoğrafyaya,
fcentsel peyzaja ve doğal çevre-
sLne en uyumlu bir şekilde yer-
kşebilmesi yönündeki mimari
hassasiyettir.. Bu nedenle, hem
görünümiinü hem de kütlc ya-
ptsını bozan böyiesi ölçüsüz bü-
yüklükteki bir çelik kafes tri-
bün kapatması bizler için ka-
bul edilemez»"
Mimann serzenişlerine
BJK'nin vereceği yanıtın da
bu köşede yayımlanacağını
makta ve bakımııu, onanmını
yapmaktadır... Üstelik artan
seyirci sayılan ve gereksinme-
lere rağmen bu stad terk edil-
memiş ve başka bir modern s-
tad yapmaya gücümüz olması-
na rağmen, bu esere hayat ve-
rilmeye devam edilmiştir~
Bu açıklamalannuz ve uya-
rüannız ışıgında, İnönü Stadı
için çevresel veri ve etkileri de
düşünür şekilde bütüncül bir
projeyi gündeme aldık.- Temel
yönlendiricimiz mimar Fazıl
Aysu olmak üzere, yasal ve etik
gerekleryerinegetirilerekveil-
gin kurumlar ik de tarüşarak
görüş. geliştirmek istiyoruz™
İşte bu aşamada, eleştiri ko-
nusu olan uygulamalar yeni-
den deöerlendirilebilir, değişti-
rikbihr, çok zorunlu ise yıkda-
bilir düşüncesindeyiz~ Ancak
tnönü Stadı fonksiyonunu sür-
düreceğine göre, bu bütüncül
proje hedeflerimiz arasında
bazı bölümlerin restore edilme-
si, bazı bölümlerin venilenme-
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak a turk.net
ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARİCI kamilmasaraci a mynet.com
Dolmabahçe vadisinde bir mimari zarafet simgesi...
hıyurduğıım yazıma 4 Mart
2004 tarihınde bir açıklama
jeldi...
Daha doğrusu, BJK Yöne-
i m Kurulu Başkanı Serdar
Silgüi'nın Fazıl Aysu'ya gön-
lerdiğı ve benim eleştirilerim-
ien de söz eden bir mektubu.
3İlgim olsun diyerek ilettiler...
1903 'te kurulan ve geçen yıl
süyük törenlerle haklı olarak
100. yaşuu kutlayan bu köklü
tulübümüzün kendi geçmişi
tadar •'İstanbuTun değerleri-
»«" de bağlılık göstermesini
iilediğim görüşlerime yanıt
>luşturan nektuptan bazı bö-
lûmlen kısaltarak aktanyo-
nım.
Centilmeoce bir itiraf
"BJK han A\Tupa ve dün-
y-adaki yeni standartlara uy-
makhemdekuHamcuun kon-
fior aravışlanna yanıt vermek
üzere İnönü Stadı'nda bazı
müdahalekre zorunlu kalmış-
tır™ Bununiçin yanhşhklar ya-
pıkuysa özûr dileriz, ancak biz
J e sizkrle a>ıu hassasiyetler
Öte yandan BJK 50 yıh aş-
kındır İnöoü StaaYıu koru-
si, sınırh da olsa kapasite artu-
nlması ve konfor koşuDarmm
i>ifcştirilnıesi yer almaktadır~"
"Istanbullu" olabilmek...
Serdar Bilgili'nın bu mek-
tubu. Fazıl Aysu'ya yeniden
"yardımcı olmasr davetiyle
sonlanıyor...
Başlangıçtaki olumsuz dav-
ranışlan da yasal açıdan olma-
sa bile "kent kühürü" adına
onarmaya başlayan bu yakla-
şunlanndan ötürü ben de BJK
yönetimine teşekkür ediyo-
rum.
Çünkü milyonlann gönlün-
de yer alan bu gibi kurumlan-
mızın, spordakı başanlan ka-
dar sporun temelındekı "yaşa-
ma ve insana saygı" anlayışını
da toplumda güçlendirici tu-
tumlar izlemeleri çok önem-
li...
BJK gerçekten "tarihe du-
yarsız" değil. "geçmişin tüm
degerlerine saygrfı" bir Istan-
bullu olmalıydı ve Bilgili'nin
imzasını taşıyan mektup, bu
yöndeki beklentilerimiz için
de umut \erici bir gelişmenin
göstergesi oluyor...
oekinci <; cumhuriyet.com.tr
H A R B I SEMİH POROY
*
semihporoycı yahoo.com
X
HAYAT EPİK TÎYATROSU MVSTAFA BÎLGI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA\ 28 Mart ıctcıc.mumtaz-arikan.com
BOYUYLA ILGfLI ŞAKALARf YASAKlADf!.
t9J4 'TE
', Boyo k
4M/çrr.' çoz K/s/ı BOYLU OLOUGV 'Ç/A/
VV//V KÜÇÜt: NAPOLYONll"DIYE 4O4y EP/LEAt
OOLLFUSS', 1332 'DEN B£Kl /llfCJ£Tül£y/l BAŞ6AK4MLI-
ğı ~>>4PMAKTAYC>/ (/£ B/'/P Y'£-CV/Ç DİKT74TÖGCS L/YGU-
Lj4MAtA/Sfytj4 DİKKArf Ç£'/e/yO/SCXJ. O SfG4L4/S
yÂYf EG£M£MÜĞ/M£ <4LM'Ş OLAA
)J// KARLANA&4K K£M£>f ÛLAZ£S/fiJDE DE
BrR VOMETlM tOJÜMA ÇASASf/V/} GrGMffTT-
sos>*u./srz-£/? "
8U KOMUOA
EYCMMLEgtUl £NG£U.tYEM£MlŞTl.k
G//V PÜZENLED/ĞI B/Z SatXXST£ parf-i ktırntafHl..
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
"Ya Taksim, Ya Öliim!'
Yıl 1953, Kıbns Başpiskoposu Makarios Amerika
Birleşik Devletleri'nı üç aydır kent kent dolaşıyor, "Kıb-
ns c/avas/"nı anlatıyor, "Kıbns için halkoylaması" öne-
riyordu. Makarios, 100 bin kilometretuttuğusöylenen
turunu tamamlamasından birkaç gün sonra Atina'ya
gidecek, Yunanistan Başbakanı Alexander Papa-
gos'la görüştükten sonra 3 Mart 1953 günü şu açık-
lamayı yapacaktı: "Yunan hükümetı Kıbns konusun-
da kendısine düşen görevi mutlaka yerine getirecek-
tir. Kıbns halkının bundan hiç şüphesi olmasın. Yu-
nanistan'a güvensinler. Kıbns konusu yalnız Kıbns
halkını değil, bütün Yunan halkını ilgilendiren birme-
seledir." Aynı yılın 16 Haziranı'nda Yunanistan Baş-
bakanı Türkiye'ye beş günlük bir ziyarette bulunmuş,
fakat "Kıbns konusu" Türkıye tarafından bir "sorun"
olarak gündeme getirilmemişti.
1954 Şubatı'nda Başpiskopos Makanos, Yunanis-
tan'dan "Kıbns konusunu Birieşmış Milletler'e gö-
tünvesini" istedi. Biz ise sanki tüm bunlar Türkiye'yi
hiç ilgılendirmezmişçesine suskunduk. Biz sustukça
karşı taraf bir adım daha atıyordu. 11 gün sonra Ati-
na'da Kıbns için gösteri yapan Yunan gençleri Ingiliz
bayrağını yaktılar. 25 Mart günü ise Yunan pariamen-
tosunda Kıbns için gösteriler yapıldı. Biz ise hep su-
suyorduk. Statükodan, Ingiliz Sömürge Yönetimi'nin
sürmesinden yanaydık; Kıbns konusunda, o yıllarda
ilişkilerimizin oldukça iyi olduğu Yunanistan'ı değil,
adadaki Ingiliz Sömürge Yönetimi'ni "muhatap" alı-
yorduk. Geliştirdığimiz bir "Kıbns politikamız" yoktu.
12 Mayıs 1954 günü Kıbns Türk Kurumlan Federas-
yonu'ndan yedi kişihk bir heyet Ankara'ya geldi. Fe-
derasyon Başkanı Faiz Kaymak'ın "adaya özeriik ve-
rilmesinin olaylara neden olacağını" söylemesi de bu
politika yoksunluğunun bir kanıtıydı. Nihayet 1 Ağus-
tos 1954 günü Kıbns'ta on binlerce Türk'ün katıldığı
bir mrting yapıldı ve dünyaya "Kıbns'ın Tün<iye'nin bö-
lünmez birparçası olduğu" duyuruldu. Bu mıtingin te-
mel sloganı "Kıbns Türirtür, Türk kalacatıri Kahrolsun
Makarios!"tu. Yunanistan bu mitinge 20 Ağustos'ta
karşılık verdi. Atina'da yapılan mitinge 100 bınin üze-
rinde insan katıldı. Türtciye hükümetini derin uykusun-
dan uyandıran da bu miting oldu.
28 Ağustos günü Başbakan Adnan Menderes, Is-
tanbul'da "Kıbns Türktür Komitesi" ile bir görüşme
yaptı ve sonrasında, "Yunanistan Kıbns'ıaslaaJama-
yacaktır!" açıklamasını yaptı. Bu arada Kıbns'ın Yu-
nanistan'a ılhakı için Birleşmiş Milletler'e yaptığı çağ-
n üzerine, Türk hükümetınin, tüm büyükelçiliklere Kıb-
rıs'la ilgili "Tün\ fez/"ni dünyaya tanrtmalan yolunda
emir verdiği basına duyuruldu. Fakat bu "fez"in ne ol-
duğuna ilışkin somut bir yanıt alamadı gazeteciler.
"Tez", 1955 başlannda yavaş yavaş miting meydan-
lannda seslendirilmeye başlanan "Ya taksim, ya
ölüm!" sloganıyla birlikte muamma olmaktan çıktı. Ne
var ki o mitinglerin bizı olduğumuz yere mıhlamaktan
öteye hiçbir yaran olmayacaktı. 15 Ağustos 1960 ge-
ceyansı, ikitoplumlu, ömrü 1974Temmuzu'nakadar
sürecek Kıbns Cumhuriyeti ilan edildi. 1974 yılında
Kıbns Cumhurbaşkanı Makarios'a karşı girişilen dar-
be sonrası başlattığımız askeri harekâta, kuzeyde ku-
rulan yeni bir Türk devletine, verilen onca şehide, har-
canan onca emeğe, dökülen onca paraya karşın bu-
gün de 50 yıl önce mıhlandığımız noktanın pek uza-
ğında değiliz ne yazık ki. Kıbns Türkiye'nin bölünmez
bir parçası mıydı, adanın tümünü topraklanmıza mı
katmak istiyorduk, yoksa ada taksim mi edilmeli, bir
parçası Yunanistan'ın, bir parçası da bızim mi olma-
lıydı? Ya da Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti, varlığını
ilelebet sürdürsün mü istiyorduk? Adanın iki toplum-
lu bağımsız bir Cumhuriyet olmasından yana olanlar
da vardı. Her kafadan bir ses çıkıyordu kısacası. Ke-
sin bir karara varamadığımızdan dönüp dolaşıp 50 yıl
öncekı mıhlanma noktamıza geri gelmiştik. Ama bu
arada atı alan da Üsküdar'ı geçıyordu, geçmişti.
istanbul Üniversitesı Rektorü Sayın Kemal Alem-
daroğlu, "Gerekirse Güneydoğu'da verdiğimiz 35
bin şehidin yanına 135 bın şehit daha vererek Kıb-
ns '/ da, Yunanistan'/ da alınz" diyerek Rumlan, Yunan-
lan korkutmaya çalıştığı konuşmasında bir zamanla-
nn o "Ya taksim, ya ölüm"\ü mitinglerine katıldığını
söylüyor. Mesleğı insan yaşamını korumak olan birtıp
profesörünün, öğrencilerini, öğrencilerinin 135 bin ya-
şıtını ölüme göndermeyi düşündürtecek kadarçileden
çıkartan da herhalde dönüp dolaşıp yeniden o mıh-
lanma noktasına gelinmiş oiması, diye düşünüyorum.
Ama ben Sayın Rektör'ün yerinde olsaydım, gene de
almazdım o ölüm çağnsını ağzıma. Atina Üniversite-
si Rektörü'nün misillemesinden korktuğumdan değil,
çocuklanmıza ölümü yakıştıramadığımdan...
(e-posta: dkavukcuoglu <• superonline.com)
(Faks:0212-23468 73)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2
SOLDANSAĞA:
1/ Müziği Ferit
Tûzün'e ait
olan tek perde-
likbale.2/Göz-
>oıvannın pıg-
mentvekanda-
marlan ıçeren
katmanı.. Bir
riyatro oyuncu-
sunun. sankı di-
ğer oyuncular
du\Tauyoraıuş
gibi konuşması
ya da düşunmesi. 3/
Asalakbirbocek.tlgi. 1
4/ Öğütülmüş tahıl... 2
Keman yapımıyla ünlü o
bir İtalyan ailesi 5/
Kansızlık 6/Bilgıçlik
taslayan kımse... "Ba-
şını taştan taşa \nrup
gezer avare —'" (Fuzu-
h).7/Çeşıtliağaçlardan 8
elde edilen bir cins re- 9
çıne . AvTupa'da bir ırmak. 8/ ""Beni — diye yerme /
Mevlam yaratmış hor görme" (Karacaoğlan)... Franz
Kafka'nın tanınmış bir romanı. 9/Üretilen mal değerle-
rinın iniş çıkışına göre saptanan ücret ödeme ölçümü.
YUKARIDAN AŞAĞIY4:
1/ Ankara'run bir ilçesi.. Tecrübeli, usta. 2/ Bir şe>in
içindeki öz... Alanya ilçesi yakınındaki ünlü plaj. 3/Türk
müziğinde bır makamı kendi perdelennden daha tiz ya
da pes perdelerde çalma işi. Oküz yemliği. 4/Eski dil-
desu .. Sermaye S'tşe.eylemedayanan. ^Ortaoyunun-
da Rum riplemesine verilen ad . Bir nota. 7/ lradesizlik-
tenıleri gelensürekli cansızlık.. Tann. 8/Haydut... "Ben
gelmedim dava için / Benim işim — için" (Yunus
Emre). 9/Karakter.. "Kemal —" Ovımcumuz. ,