14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2uSMART 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA INCELEME ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK Yurttaş ve seçmen eğilimini yönlendirici çabalann hüküm sürdüğü bir süreç yaşanıyor Anket -etiktartışmasının gölgesindebirseçimGeçen hafta, bu vazı hazırlanırken 2H Mart 2004yerel seçimlerine toplum ve siyasalpartiler alışılmıştan daha sakin bir ortamda gidiyor gibiydi. Geniş yurttaş kesimlerindeki sessizlik, hareketsizlık, aslında büyük ölçüde önceden bir hesap yapmış olmanın kararhhğımyansıtsa da, ikı ana parti liderinin kamuoyu önünde biraz atışmalan dışında genel bir sessizliğe tanık olunuvordu. Sonra geçen hafta içmde televizyon kanallannca bazı seçim araştırma sonuçları ilan edildiği ve bunlann yoğun tartışma plarformlan oluşturduğu görüldü Belli bir ciddiyet görüntüsü sergilediği kabul edilen NT\"de arka arkava gelen ve vönlendirici olduğu hissini veren vavınlar. bu kanalın sınırlı bir ızleyıcisi olmasına karşın patırtı kopardı. Seçim araştırmasının ilan edilen bulgulan. mevcut iktidann hamleli bir gelişme halinde olduğunu göstermesi dolavısnla AKPçığırtkanı basın. bu kopartılan tepkiselgüriiltüvüyansıtmamavı ustahkla becerdi. Siyasal eğilimleri belirleme yolunda araştırmalar, anketsel soruşturmalar dünyamn heryerinde başvurulan yöntemlerdir. Seçim dönemlerine yaklaşıldığında bunları biraz daha sıklaştığı ve kamuoyu ilgisine daha sık sunulduğuna tanık olunur Ancak, geçen akşam \T\' ekranlanndan yapılan eksiksiz mizansenli sunuşun bir benzerine bizım demokrasi tarihimizde rastlanmamışhr. Bu tiir kurgulara, yabancı ülkelerdekiyayın ve medya organlannca da başvurulduğunu hiç sanmıyoruz. Çünkü olayın kökünde yurttaş ve seçmen eğilimini ustaca vönlendirici bir arayışın hüküm sürdüğü izlenimi kuvretle öne çıkmıştır. "Toplumsal etik değerlerin "e sa\gı gösterilen ülkelerde, bu durumun çok şiddetli tepki çekeceği ve dolavısnla birgavri resmi izinsizlik dunımu ortaya çıkacağı aşikârdır. Yönlendirici anket sonuçları ilan etmekgibi. Belki ucuz kurnazhk düzeyine varmadığı halde, bir başka tür etik bozukluğuna karşılık gelen bir sosyo-politık kandırmacılığın tuzağına düşen tspanva da olupbitenler belleklerden henüz silinmemiştir. Orada. toplum. etik bozukluğu olarak algıladığı bir davramş kusurunu şiddetle cezalandırmıştır. Burada ise bir başka türlü etik kusuru işlenmiştin Ama, kimsenin umurunda değildir. ERHAN KARAESMEN • ktidar, bilindıği gibi, müthiş çekici bir / olaydır, bir durumdur. Bir ülke ıktıdan- nı, henüz yurttaş katılımı söz konusu de- ğılken. yönetım kademelerine seçimle belirleme yöntemi yerleşmemişken. ülke- nin ve toplumun geleceğını güç dengeleri için- de ıktıdara oturmuş ya da onu sahıplenmiş kişi- ler \e gruplar götürürlerdı. Aydınlanma arayış- lanru izleyen çağdaş toplumsal eğilimler içinde güç dengelerinin oluşmasında, yurttaşa izleyi- ci, ırdeleyıcı ve sonuç olarak katılımcı görevler düşmeye başlamışür. Ilkel ve vahşi güçlenn yurt- taş bilıncini ve özleminı bazen dikkate almayan bazen de etkin biçimde şekıllendiren arayışlan- na karşın demokrasi bir toplumsal araç olarak ve seçim denen o tatlı ve ilginç oyun da bunun lokomotifliğıni yaparak çağdaş yaşama damga- sını basmıştır. Yerel demokrasi dahayeni bir kavramdır. "Ül- ke çıkarlaı>\urttaşlık duygusu" bağlantısıntn paralelinde "kent\eyöreçıkarlanvehemşerilik konumu iç içeBği ön plana çıkmaya başlamışür. Kentsel nüftısun dün>ada çokartısu büyük kent- lerin, hatta orta boy kenflerin" çevTeleriyle bir- likte karmaşık sosyal ve teknık sorunlannın or- taya çıkmaya başlaması. yöreye sahıplik duygu- sunu dolayısıyla hemşen kimliğini ön plana çı- karmaya başlamıştır. Saraylardan ve şatolardan yönetiİen toplumlarda kentlerın belli bir boya ve güce ulaşması ve bugünkü burjuva anlayışının öncülüğünü yapan kımı toplum gruplannın bu yörelerde yoğunlaşması şatoya karşı belediye binası oluşumunu ortaya çıkarmaya başlamıştır. 0 dönemlerin kent soyluluk arayışlarının ıçın- de. güçlü yerel demokrasi arayışından çok pres- tijli ve görkemli bir yerel-yöresel yönetım bina- sında simgeleşmış bir yeni kentlilik potansıyeli yaratma düşüncesı egemendır. Ancak, burjuva devrimlenyle bugünkü yerel kent demokrasisi anlayışı ortaya çıkmıştır Osmanlı dönemi kent yönetimi ve belediyecilik anlayışırun da, 18. yüzyü sonlanndan itibaren alabildiğine öykünül- tneye başlamış olan Batı ülkelerindeki gelışme- lerden esinlendiği bilinegelır. Ancak, bizdeki bu çekirdeksel yerel yönetım anlayışı, bilındiği gi- bi. tt sultan""ın belirleyici tercihleri çerçevesinde yiirümüştür. Toplumsal gelişme çizgimizde pek vokyenilikçi ilke doğurgan biçimde temel oluş- tumıuş, ılk Cumhuriyet dönemlerinde gerçek demokratik yerel yöne- tin anlayışının ancak Fılızlenmeye başladığı iöylenebilir. Yerel yönetimde, bi- lirdiği gibi, politik ikti- darın merkez gücünü temsil edenve onunla sı- kı bağlantılı bir valilık kırumu ile gerçek de- rrDkratik bir oylamanın scnucu belirlenen bir tnlediye başkanı kişili- giyan yanadır. Beledi- yde, seçimle gelmış bir bnşkan ve onu çevrele- yaı belediye meclis üye- îeimevcuttur Valılik'te d* yine seçimle gelmiş br il genel meclisi var- dr; ama bu durum sıkı dmokratik sarmalama yıratmaz Bugün yürürlükte oan sıstem göz önünde oytan dotayısıyia buradaki oraniann topiam %100'e ulascnaktadır) © 1950-1979 sol olaytan a». 1950-1979 sağ olayian tutularak, >apılacak onümuzdekı 28 Mart se- çimlerinde, bilindiğı gibi belediye başkanlan, belediye meclis üyeleri ve ıl genel meclisi üye- lerinin seçımi yapılacaktır. Ülkemizdeki beledı- ye ve anakent beledıyesı sistemlen komşuluğu içinde, aynca küçük beldelere kadar da uzanan küçük yöre belediye başkanhğı yaygınlığı için- de 3 bin 2OO'ü aşkın belediye bınmiyle ılgili başkan ve meclis seçımi yapılması söz konusu- dır. İl genel mecis üyelikleri seçimi ise sadece 81 il için söz konusudur. Ancak, bu seçimler bir ilde yaşayan tüm yurttaşlann katılımıyla yapı- lacağı için yöresınde belediye örgütü bulunma- yan kırsal kesim yurttaşlan da aynı gün sandığa gidip il genel meclisi üyeleri için oy kullanacak- tır. Bu durum, ıl genel meclisi seçimi denen, as- lında sosyal demokratik platformda ikıncil bir önem taşıyan olaya anlamlı bir gösterge boyutu getirmektedir. Ülkede bir önce yapılmış olan genel seçimin Sağdald erhne AKP^ııiıı ayantajı oldu f ağda AKP'yi ek olarak bes- leyecek yeni taban oluşum- lan da mevcuttur. Sağ kü- melenme ıçinde yer alan Saadet Partısi, Anavatan Partisi çok cid- di bir erime içinde gözükmektedir. MHP'de de açık bir aşınma. tüm bu sağ partilerin en zindesi gibi gözüken DYP'de de belli bir geri- leme gözükmektedir. 2002 Kası- mı'nda sözü edilen bu dört parti- ye oy vermış topiam seçmen sayı- sı 8.5 milyondüzeyindeydi. Bunun halen yandan biraz fazla bir kayıp ve erime ile 4.0 milyon düzeyine ınebüeceği gözlenmektedir. Bu oy- lann AKP'yekaymaşansıyüksek- tir. Öte yandan, HADEP-DEHAP gelişme parabolünün 2004 seçim- lerinde kesintiye uğraması da AKP için bir şanstır. Güneydoğu Ana- dolu'da epeyce yörede DEHAP destekli aday seçim kazanma san- sına sahiptir. Ancak. ıl genel mec- lisi seçimlerinde AKP'ye oy kay- ması beklenebilir. Tüm bu olgular AKP'nin 2002 yıhndan beri de- vam eden şans dozajı çok yüksek çizgisinin birdevamını oluşturacak gibidir. Dolayısıyla bu seçimierde kullanılabileceğı kestırilen 32 mil- yon oyun yaklaşık 16.5 - 17 mil- yon kadannın AKP'de yoğunlaş- ması şaşırtıcı olmayacaktır. CHP cenahına gelince 2002 ge- nel seçimlerinde hatırlanacağı gi- bi merkezden hafıfçe daha solda- ki ve sosyal demokrat çizgideki partilerin topiam oy oranı yüzde 22"de kalmışü. Buna daha soldaki küçük parti- lerin oylan da katıldığında topiam yüzde 23"ü ancak aşabilen bir oy oranı söz konusu olmaktaydı ve bunun büyük parçası da yüzde 19.4 ile CHP'ye aitti. Türkiye genel se- çimleri tarihinde ulaşılmış bu en dü- şük topiam sol oylar oranı, endişe vericı bir tablo sergilemekteydi. (Burada sözü edilen yüzde 23 mer- tebesi içinde DEHAP oylan yer almamıştır.) Oysa 14Mayıs 1950"denbuya- sonuçlanyla karşılaştınlma şansına sahıp tek ye- rel seçim türü ıl genel meclisi seçımleri olmak- tadır. Slyasal eğilim değl$imlne bakış Ilk sayısal analitik düşünceleri il genel mecli- si seçımlerinın tahminı sonuçlanna yönelik ola- rak geliştirmekte yarar vardır. AKP iktidan bir buçuk yıhnı tamamlamak üzeredir. Toplumdaki kimi kesimlere göre, eko- nomik \e politik başanlarla dolu geçmiş bir dö- nemdir, bu. Bunakarşılık, toplumun birdiğer yurt- taş ve seçmen sayısı düzeyinde bakıldığuıda da- ha tenha kesunınde büyük hoşnutsuzluk ve kuş- kulu bir bekleviş gözlenmektedir. Ekonomik be- ceri ve başan adıyla yurttaşlara hap gibi yuttu- rulmaya çalışılan bu oluşumlann toplum varlık- lannın yok pahasına satış fiyaskolan ise Irak ve Kıbns'ta gösterilen akıl almaz performans dü- şüklüğü ulusal-ulusalcıtoplumdeğerlerinin ayak- lar altında çiğnenmesi şeriatçı arayışlann sinsi ve hızh biçimde uygulama düzlemıne geririlişi ise üstüne tüy dikmektedir. cumhuriyet değerle- rinden ve Atatürkçülük kavTamından ısrarla uzak- ta kalınması, kuşku ortamını daha da yoğunlaş- tırmaktadır. Ancak, soğukkanlı bir şekilde vnrttaş eğilım- lerindeki akışa bakıldığuıda AKP önümüzdekı seçimlere "şansh biçimde" gitmektedir. (Aslın- da AKP'nin iktidara hazırlanış. geliş ve toplum- devlet işleyişine el koyuş dönemlerinde sürekli biçimde şans olgusunun yanuıda olduğu hatır- lanmalıdır. Enflasyon dahil olmaküzere ekono- mideki bazı kıpırtılar, 2002 yılının krizden çık- mış arayışlan döneminde fılizlenmeye başla- mıştı. 1999-2002 döneminin talihsiz ıktidan Av- rupa Birliği'ni hoşnut blacak çağdaş sosyal çer- çe\eli yasal önlemleri almaya zaten başlamıştı. Uç kuruşa satılmaya hazu 1 bir medyayı kendine ram etme mekanizması ise AKP'nin becerisidir.) Performans etklli olmayacak 2002 sonu - 2004 bahan AKP olgusu, ilginç biçimde 1983 -1984 ANAP'ının gelişme çizgi- sini andırmaktadır. AKP daha darbir alanda kal- makla bırlikte hepsi kendı geleneksel yandaşı ol- mayan bir voırttaş kesimının 2001 -2002 ekono- mik krizinden nasip al- mışlığına tepki olarak bir değişim ihtiyacına gir- mesinın sonucu olarak bugünkü konumuna var- mıştır. Bir genel seçimin üze- rerinden yeterince zaman geçmeden yapılacak bir yerel seçimde iktidara ge- tirdiği partiye oy vermiş yurttaşlann aradaki o kı- sa dönemde performan- sının iyı ya da kötü ol- masına bakmaksızın, bu desteklerini sürdürme eği- lıminde olmalan bir ölçü- de kaçınılmazdır. Dola- yısıyla AKP 2002'de san- dık başına gidenlerin ara- sından, kendisini destek- lemış bulunan 10.5 mil- yon bir tabanın büyük bö- lümünü koruyabilme du- rumundadır. na yapılan tüm seçimlerde orta sol ve zaman içinde buna, 1960'lann TİP'i durumunda gözlenmiş ol- duğu gıbı. daha sol oylann katıl- masıyla Türkiye'de hep yüzde 35- 40 dolaylannda dolaşan bir orta- dan solda kalan oylann toplamı oranına ulaşılmıştı. Bu düşüşün 2004 gerçeğinde de kendini sürdür- mesi, maalesef gene söz konusu- dur. Topiam sol oylann gerileme- sinde epeyce de hayali bir özlem olarak zaman zaman da değinilen solun işbirliği yapamaması, sanıl- dığından daha küçük bir etkendir. Olay sol ve orta sol kesimin büyük gücü CHP'nin güç kaybetmesin- den kaynaklanmaktadu-. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Anayasa Mahkemesi 'Dur' Dedi Ama... Anayasa Mahkemesi'nin 20 Mart 2004 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan iptal karan ve karar yürürlüğe girene kadar geçecek süre içinde verdi- ği yürürlüğün durdurulması karan seçirn hayhuyu içinde neredeyse kaynayıverdi. Karar, Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandır- maveDogalVarlıklanKonjmaVakfı'nın(TEMA)de- ğişiklik söytentileri çıktığından sonra açtıgı kampan- yanın.SayınCumhurbaşkanı'nınyasayıilkçıktığın- dayeniden görüşülmek üzere lade etmesınin, Cum- huriyet Halk Partisı'nin (CHP) görüşmeler sırasın- da karşı çıkmasının haklılığını da gözler önüne ser- dı. Anımsanacağı gibi Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidan, kızılağaç aşılı kestane alanlannın yağmalanmasına kolaylık getirecek biryasa deği- şikliğine niyetlenmiş ve bütün uyarılara karşın oy sayısına dayanarak gerçekleştirmişti. Bu köşede de açılan kampanyaların ve karşı gö- rüşlerin haklılığı dile getirilmiştı. (Kızılağaçlara Kıy- mayın/10.02.2003) Işte Anayasa Mahkemesi, Orman Yasası'nda degişiklik yapan 4999 sayılı yasanın kimi madde- lerinde yer alan "Kızılağaçlarile aşılı kestanelik" iba- relerinın ve bu ibarelerle bağlantılı fıkranın iptaline 17 Mart 2004 günü karar verdi. Hem de oybirliğiy- le. Iptalle de yetinmedi, yürürlüklerini de durdurdu. Durdurma gerekçesinde de şöyle dedi: "Bu sözcükler ve fıkranın, uygulanmasından do- ğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız du- rum ve zaraharın önlenmesi ve iptal kararının so- nuçsuz kalmaması için karann Resmi Gazete'de yayımlanacağı güne kadar yürürlüklennin durdu- rulmasına..." Anayasa Mahkemesi'ne 18 Kasım 2003 günü Sa- yın Cumhurbaşkanı, 21 Kasım 2003 günü de ana muhalefet partisi olan CHP'nin Meclis Grubu baş- vurmuştu. Başvurularda degişikliğin anayasanın 2,11, 35, 44 ve 169'uncu maddelerine aykın olduğu belirtil- miş ve yürürtüğün durdurulması da istenilmişti. Anayasa Mahkemesi'nin karanyla kızılağaç ve aşt- lı kestane alanları dolayısıyla da doğa kurtarılmış oldu. Çünkü yalnızca kesimi, alımı, satımı kolay- laştınlmak istenen kızılağaçlar 650 bin dönümü koru nrteliğindekı 1 milyon dönümlük bir orman ala- nı oluşturuyordu. Anayasa Mahkemesi karan herkesı ve her dev- let kesimini bağladığı için yeniden benzer bir yasa yapılmasına da olanak kalmadı. özetle AKP ikti- dannın niyetleri bir kez daha kursağında kaldı. • • • Kızılağaçlıklarla kestanelikler kurtuldu ama yer- leşim yerlerine yakın ormanlar, seçim eğik düzle- mine girilmiş olmasının getirdiği geleneksel hoş- görü ve bunun körüklediği cesaret nedeniyle yağ- malanıyor. Açılan alanlara da hâlâ yanlış olarak ge- cekondu diye nitelenen binalar konduruluyor. Hat- ta o kadar uzağa gitmeye hacet yok. Istanbul'un içi sayılan yerieşim yerlerinde; Küçükçekmece'de, Florya'da, Beyoğlu'nda bir yandan yeni binalar ya- pılıyor, bir yandan da eskilennin üzerine kaçak kat- İar çıkılıyor. Seçim hummasına kapılmış belediye başkanla- n ile adaylar da engellemek bir yana belki de çak- tırmadan destek oluyorlar. Galiba, her şeyi yapabileceğine inanan başba- kan bile çaresiz kalmış. "Yapmayın. Sonrayıkaca- ğız" demekle yetiniyor. Oysa kendisinden beklenen, yürütme erkinin ba- şı olarak emrindekilere "Yaptırmayın" demesiydi. Ne yazık ki 1957 seçimlerinden bu yana ben de kıdemli yurttaşlar gibi aynı manzarayı izliyorum. Yerel yönetimlerle politikacılığımızdaki atılımlar(!) "eski tas eski hamam" deyişini bu kez de kanıtla- ma niyetlerine bağlanmış. oerinc(g cumhuriyet.com.tr. 1970lerden 2000lere Sol vesağönce bölünüpsonra birleşti u bulgulann geriye dönüşlü daha genişçe bir yorumu şöyle de yapılabilir. 1970 ortalannda başlayan çok partili ve kendi içinde bölünmeli sağ kavramının çok az sayıda partınin kontrollü biçimde ancak katılabıldiği bir 1983 askeri disiplinli seçımmde tek partililiğe doğru yönelme eğilimı göstermişti. Benzer şekilde orta sol oylannda tek bu partide toplanmasuıa mecburen tanıklık edılmişti. Ancak, 80'lerin ikinci yansmda ve 1990'lar boyunca her iki kesimde de çok partililiğe yönelindi. Ve bunun sonucu olarak da I99l'den itibaren ülke sadece koalisyonlarla yönetildı. Türkiye'nin siyasi idari biçiminden bağunsız olarak insanuıın genel uyanıklığı ve yeni koşullara uyum sağlayabılme yetisi ortadayken. siyasal iktidarlar bu potansiyelin amacmı ve ruhunu yakalayabilse topiam olarak herhalde biraz daha farklı yerlerde olunabilirdi. Toplumun gelişme özlemleri ile politik güçlerin hırslı beklentilennin paralel düşemeyişı yurttaşlarda, geniş kıtlelerde belli bir tedirginlik yaratmaya başlamış iken 2000Tİ yülara ekonomik krizle girihnesı yurttaşlardaki kuşkulu bekleviş psikolojisine kaçmılmaz olarak yeni boyutlar getirmiş gibidir. Sağdaki bölünmüşlüğün resmen adını koyarak önünü alma yolu bulunmadan, orada hiç belli etmeden bir varlık oluşturan, bir taze ku\Ar etin sağın güçlü temsilcısi konumuna ulaşmasmda pragmatik yarar gören. yan umutlu, yan çaresizlik dolu beklentiler, AKP olgusunun kavııağmı yaratmıştır. AKP. l950"hlenn Demokrat Partisini andınr biçimde sağın güçlü ana partisi olma yoluna girmiştir. CHP'ye gelince kendi adını taşıyan l950Tilerin şanlı muhalefet partisiyle kıyaslandığında sönük ve durgun bir varlık gösterişiyle solun ve orta solun tek ama yetersiz temsilcisi olma gibi bir görüntü yaratmıştır. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle