Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S MART 2004 PERŞEMBE
kultur(& cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt
Dy almak için gösterilen hizmetler arasmda artık 'kültürel mirası korumak' da var
Tarihikentler seçimlerdeHer yerel seçim. aynı zamauıda
îeride kalan dönemin o kent içiaı ne
ınJaıra geldığını de değerlendurme
îiuıleri cluyor . Beledıye başkcan-
lan. yenıden aday olsalar da oLma-
salarda. 5 yıllık hızmetlerinin top-
luca tanıtımı ve belgelenmesi için
en soa \e en görkemh yayınlannı
yapıyorlar.
Bu hizmetler arasında ise genel-
likle yol yapımlan, kaldınm yeni-
lemeİer. betonlama ya da asfaltla-
ma miktarlannın artması, kavşak-
lar, otoparklar ve yanı sıra çocuk
bahçelerı. park \e refüj düzenle-
melerı. pazaryerı denetımleri, imar
ışlen ve planlamalan vb. gıbi - he-
men her kentte yınelenen çahşma-
lar, seçım öncesı broşürlenn, der-
gılenn sayfalannı "çağdaş şehir-
leşme" ya da "yarınlara da hiz-
met" vb. gibi söylemlerle yer alı-
yor...
Oysa, özellikle ülkemız ıçın he-
men tüm kentlerin yüzlerce v e hat-
ta bınlerce yıllık "geçmiş yaşan-
nnşlıkları" dabulunuyor.O ken-
tin "kimlikli" gelışmesını sağlaya-
cak ve kent halkını da her zaman
"hemşeri" kılacaktemel degerler,
ashnda işte o tanhten gelen "" anı"
ve "bellek" hazıneleri...
Bu nedenle yerel yönetim gorev-
leri arasında uygarhk ve külriir mi-
rasının korunarak yaşatılmasının
da bulunması, bir bakıma "saygın
ve görmüş geçirmiş bir çağdaşlı-
ğın" önkoşulu...
'Rant beledlyeclllğl'
Yıllardır süregelen ve kültürel
mırastan asıl sorumlunun "merke-
zi hükümet" olduğu ve bu görevvn
de Kültür Bakanhğı'nca üstlenil-
diğı yönündekı egemen anlayış, be-
ledıyeleri bu alandan daha da uzak-
laştmnca "tarih" ve "•geçmiş" ye-
rel yönetimlenn gündeminde pek
yer almadı.
Kimi az sayıdaki duyarlı bele-
diye başkanlarının, kendilerine
yardımcı olan yine az sayıdaki
özverili uzmanlarla birlikte ser-
giledikleri çabalar da kişisel kal-
dı, kurumsallaşamadı...
TÜM ÇAĞLARI KUCAKLAYAN
ÇAĞDAŞLIK - Yılda 4 kez değişik yörelerde
gerçekleşen buluşmalarda antik kcntlerden
tarihi sokaklara kadar tüm çağlarm tanıkları
bugünün belediyecileriyle buluştular (yanda)...
Tarihi Kentler Birliği, sık sık belediye
dergilerine de kapak konusu oldu (üstte).
Buna, 1985 lerden sonraki arsa
ve arazi rantı üleşimıne dayalı ımar
ve planlama hukukuyla birlikte, sa-
dece kentın yenı ımar kararlanyla
ilgili yetkılerin bılimsel denetım-
den de yoksun olarak yerele devre-
dilmesi eklenince, kısaca "rant
belediyeciliği" denebılecek bir yö-
netim anlayışı, "varoluş değerle-
rini gözden çıkartan kentlerimi-
zi" yarattı...
îşte böylesı bir süreçte, kültürel
kimliğinı imar rantı kentleşmesıne
artık kurban etmek istemeyen 50
kadar belediye yönetimıyle 2000
yılında kurulan Tarihi Kentler
Birliği (TKB), bugün 120'yı aşkın
üyesiyle yerel seçimlere hazırlanı-
yor...
TKB belediyelerinin geçen 5 yıl-
lık çalışmalan ıle gelecek 5 yıla ait
hedeflerı arasında, "kültürel ve
kentsel mirasın yaşatılmasına"
yönelik proje ve uygulamalar belir-
gin bir şekilde öne çıkıyor...
Edırne'den Kars'a, Bursa'dan
Antakya'ya. lzmir'den Diyarba-
kır'a, Antalya'dan Akçaabat'a ka-
dar sayılan 120'yı aşan TKB bele-
diyelerinin "seçim yayınlarına"
bakıyorum. .
Uygarlık hlzmetlerT
Hemen tümünde, geçen dönem
içinde başlanan, tamamlanan ya da
en azından proje ve yatınm prog-
ramlarına ahnan restorasyon, eskı
sokak düzenlemelen. konıma
amaçlı imar planlamalan, tanhı do-
kunun yaşatılmasına yönelik kent-
sel tasanm çahşmalan, kültür ve
sanat etkınlikleri, bunların kahcı
olabilmesı için gerçekleştırilen te-
sisler, antık kentlerle ilgili tanıtım
çalışmalan ve daha birçok "uygar-
lık hizmetleri"... bu yayınlarda
yer almakla kalmıyor, "en başlar-
da" veriliyorlar...
Dahası, kimi belediyelerde de
TKB üyelığiyle birlikte oluştunı-
lan; "tarihi çevre koruma birim-
leri" tanıtılıyor ve Maliye'nin on-
ca kadro kısıtlamasına rağmen ay-
nı birimlerde hızmet veren mımar.
plancı ve dahası sanat tarihçisı gı-
bi uzmanlardan "işte kadroları-
mız" denerek de övgüyle söz edı-
lıyor...
Diğer belediyelerde de artık göz-
lenen ama hâlâ "nadiren" denebi-
lecek bır oranda tanık olduğumuz
bu uygarlık dalgasının özellikle
TKB üyesi yerel yönetimlerde ka-
bardıkça kabarması, acaba hangı
özlemin ve hangı heyecanlann ürü-
nü?..
Her bıri değişik siyası partiler-
den olan belediye yönetımlerinın,
sankı tümü yıllardır aynı davanın
ortak milıtanlanymış gibi "kültür
ve kimlik" etrafında kenetlenme-
len, nasıl sağlanabildi?
Bu sorulann yanıtı, TKB'nin ta-
nıtımı için hazırlanmakta olan ki-
tapta, "tarihsel buluşma" olarak
verilıyor...
Çünkü TKB örgütlenmesınde, ül-
kemızde ilk kez yerel kamu görevi
üstlenen beledıyelerle. aynı göreve
duyarlı sivil toplum kuruluşlan ve
ilgili meslek odalan, ortak bir he-
def etrafında bır araya gelmenın
ötesinde, "buluştular"...
'Tiırklye'yi buluşturdular'
Bu nedenle, TKB'nın 2000 yılın-
dan bu yana yılda en az 4 kez deği-
şik kentlerde ve farkh temalarda
düzenledığı, bilim, kültür ve bir
araya gelme etkinlıklennin genel
adı da "buluşmalar'' olarak anıl-
dı...
Bu bır araya gelişlerde ise sade-
ce ülkenın dört bir yanından yerel
yöneticıler değil, tanhçılerle bele-
dıyeciler, kamu görevhlen ıle hükü-
met dışı kesımler, merkezı yönetim
temsılcılen ile kentın ve kent hal-
kının sözcüleri, siyasetçilerle aka-
demısyenler ve geçmışten geleceğe
kültürel bırıkimlerin taşınmasına
yönelik tüm çevrelenn yurt düze-
yindeki ılgılıleri, her seferinde da-
ha da genış katılımlarla ve daha da
ıçtencoşkularla "buluşmuş" oldu-
lar...
İşte bu küçük kucaklaşmanın yi-
ne TKB yayınlanndaki deyimi ise
"Türkiye yeniden buluşmuş ol-
du" şeklınde özetlendi ve eklendi:
"Ülkenin kimlikli, gururlu, özgü-
venli ve kişilikU geleceğinin temel
kaynaklan olan kültür, tarih ve
uygarlık değerlerimizi hep bir-
likte yaşatabilmek için..."
Şımdı her kentte ve kasabada ol-
duğu gıbı, TKB üyesı belediyeler-
de de 28 Mart 2004 seçımleriyle,
yenı yönetim dönemi başlayacak...
Bu beledıyelenmizdeki kentin "öz-
benliğine" değer veren hizmetlerin
süreklılığini ise yerel halkın karan
belirleyecek...
Inanıyorum ki tüm seçmenler, iş-
te bu coşkunun devamına güvence
verenleri seçeeekler ve TKB de ye-
nı dönemde çok daha kararlı olarak,
uygarlık yürüyüşüne aynı buluşma-
lannı genişleterek devam edecek...
ÖYLEŞÎ VE OYUNLAR
Her
yönüyle
tiyatroKültür Servisi - Mımar Sınan Güzel
Sanatlar Ünıversitesi Devlet
Konservatuvan Sahne Sanatlan
Bölümü Tiyatro Anasanat Dalı,
Dünya Tıyatrolar Günü'nü 3 gün
sürecek etkinliklerle kutluyor.
Bugün, yann ve 27 Mart günü
gerçekleşecek etkinlik dizisi,
söyleşi ve oyunlardan oluşuyor.
Bugün saat 12.00'de MSÜ
Oditoryumu'nda Aylin
Ahveren'ın yöneteceği
'Günümüzde oyun yazarhğı,
üretim ve yazma süreci,
sahneleme aşamasında oyun
ve yazar' başhklı söyleşıye
Özen Yula, Turgay Nar,
Ülkü Ayvaz, Behiç Ak ve
İlker Köklük katılacak.
Naz Erayda, Kemal Yiğitcan,
Yakup Çartık ve Barış
Dinçel'ın yann saat 12.00'de
Sibel Arslan Yeşilay' ın
yönetımınde katılacaklan
söyleşi 'Oyun rejisinde
dekor. kostüm ve ışık
konsepti' başlığını taşıyor.
Kerem Karaboğa'nuı
yöneteceği 27 Mart'taki
'Oyunculuk: Türkiye'de ve
yurtdışında oyunculuk, sinema
oyunculuğu-tiyatro
oyunculuğu' söyleşısınin
konuklan ise Derya Alabora,
Meltem Cunıbul, Okan
Bayülgen, Emre Kınay,
Ragıp Savaş olacak.
Söyleşilerın ardından, Tiyatro
Anasanat Dalı öğrencılerinin
kendı seçtiklen ve yönetiminden
dekoruna. ışığından kostümüne
kadar kendı çabalanyla
hazırladıklan. toplam 20 kısa
oyun, uç gün boyunca saat
15.00"te seyirciyle buluşacak.
1ö 212 26010 50)
A. dana'da
bu yıl altıncısı
düzenlenen
Devlet
Tiyatrolan -
Sabancı
Uluslararası
Tiyatro
Festivali
27 Mart günü
Ankara Devlet
Tiyatrosu'nun
sahneleyeceği
'Kuru Gürültü'
oyunuyla
başlayacak.
lkyazla gelen festival...SAVAŞ KÜRKLÜ
ADANA - 6. Devlet Tiyatroları-Sabancı
Uluslarası Tiyatro Festivali. 27 Mart- 28 Ni-
san tarihlen arasında yapılacak. Festıvale yur-
tiçinden 10, Japonya, Almanya. Sırbıstan Ka-
radağ. Rusya ve Avustralya'dan da birer tiyatro
topluluğunun yanı sıra, Ankara De\ let Opera ve
Balesi de katılıyor Adana De\ let Tiyatrosu'nun
oynayacağı 'Kuru Gürültü' ıle başlayıp Anka-
ra Devlet Tiyatrosu'nun sahneleyeceği 'Kom-
şu Köyün Delisi' ile sona erecek festival için,
Adana Devlet Tıyatrosu Müdürü Mustafa Kurt
şunlan söyledi: "Festival, sanatın, ülkeleri ve
halkları birbirine nasıl yakınlaştırdığını ve
kaynaştırdığını göstermesi açısından çok
önemli bir gösterge. Biz de bu göstergeyi iyi
ev sahipliği yaparak yükselteceğiz."
Yurtdışından gelenlerin yanı sıra 5 devlet tı-
yatrosu ıle 5 de özel tiyatronun katılacağı fes-
tıvalin bu yıl daha görkemlı geçmesı ıçın hazır-
lıklann sürdüğünü belırten Kurt. sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Açıhşı Adana Devlet Tiyatrosu 'Kuru Gü-
rültü' ile yapacak. Konuk Japonya'nın "Ka-
bukı-Rakugo", Almanya'nın 'Crash Boom
Clıck", Sırbistan Karadağ'ın 'Hamlet' oyun-
larının ardından tiyatroseverler, 'Arşın Mal
Alan' ile Ankara Devlet Opera ve Balesi'ni,
' Yedi Kocah Hürmüz'le de tstanbul Büyükşe-
hir Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nı izleyecek.
Dostlar Tiyatrosu'nun Fay Hattı', Semaver
Kunıpanya'nın 'Murtaza', Ak Sanat Gru-
bu'nun 'Fernando Krapp Bana Mektup Yaz-
mış" adlı oyunlarının ardından da, İznıir
Devlet Tiyatrosu 'Sokrates'in Son Gecesi'ni,
Kenterler Aşk Çemberi'ni, Erzurum Devlet
Tiyatrosu da 'Scapin'ın Dolaplan'nı oynaya-
cak. Rusya'dan Hakasya Topluluğu'nun
Jackop Jackobson'u, Istanbul Devlet Tiyat-
rosu'nun 'Kamyon'u, Avustralya ekibinin de
Bır Macbeth Masah'nı sunmasıvla sürecek
festivalin kapanışını ise Komşu Köyün Deli-
sı" ile Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncuları
yapacak."
Kurt, 28 Nısan'a dek hemen her gün 'per-
de' denılecek festivalde. yerel seçimlenn ya-
pılacağı 28 Mart ve ara verilecek 12 Nisan dı-
şındaki günlerde tüm tıyatroseverleri, ovunla-
n izlemeye bekledıklerını söylerken "Özel-
likle yabancı topluluklarla yerli tiyatrolan-
mızı buluşturan, kaynaştıran ve sanatsever-
lere bir doyum sağlamanın yanında sanat
aracılığıyla komşuluk, dostluk ilişkilerini
pekiştiren bir etkinlik geçirnıeyi umuyoruz.
Tiyatroseverlerin festival boyunca izleye-
cekleri oyunlardan büyük zevk alması bizi
de mutlu edecek" dedı.
Sabancı Kültür Merkezi'nde 27 Mart-28 Nı-
san tanhleri arasında sahnelenecek oyunlann
başlama saatının 20.00 olduğunu anımsatan
Kurt, bılet satışına başlandığını da sözlenne
ekledi.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Tiyatro ve İnsan...
Şimdiye kadar çok sorulmuştur insanın tiyat-
roda ne aradığı, neyi aradığı. Bu soruya belki
de bir başka soruyla yanrt vermek, daha açık-
layıcı olabilir: Tiyatronun tarihi boyunca insan
tiyatroda insandan, yani kendisinden başka bir
şey aramış mıdır?
Bir türlü -bazen bir yaşam boyu- tam bula-
madığı ben'ine kavuşmak; tam bulur gibi oldu-
ğu anlarda da yeniden elinden kaçırdığı, bazen
de bulduğu halde bulduğundan bir türlü emin
olamadığı ben'liğini aramak - insan, tiyatroyla
başkaca bır şeyı hiç amaçlamış mıdır?
Belki de tüm tragedyalar çağı boyunca an-
tikçağ insanı da, gelenekte ve görünüşte tan-
rıların ve kaderin belirledikleri bir dekor veya
senaryo ıçersinde, yine de insanı aradı. Akhil-
leus, Antigone, Ödipus, Elektra - tragedya ya-
zarlarının onların köşe bucağına sıkıştırıverdik-
leri insanca öz çıkarıldığı takdirde, bütün bu ad-
lardan geride klişelerden başka ne kalabilir?
Sofokles, Antigone'y neden bır yabancının
ölüsünü değil de, ağabeysinin ölüsünü göm-
me savaşımının içine atmıştır? Ya da, aklına
fazla güvenmesinden ötürü trajik noktaya va-
ran ödipus - yalnızca insana özgü, insandan
kaynaklanabılecek en öncesiz ve sonrasız ça-
tışkılardan birinin odak noktasını oluşturmaz
mı?
Büchner'in "Danton'un ölümü", hep Fran-
sız ihtilalı'nın gölgesindedir. Gelgelelim Dan-
ton ve Robespierre arasındaki çekişme, de-
ğişik insanı ozler arasındaki çekışmeden baş-
ka bır şey değildir. insanlığını yadsıma paha-
sına kendını ilkeye dönüştürmüş olan Robes-
pierre karşısında Danton, ihtilallerin ancak in-
sandan yana olabildikleri ölçüde anlam taşıya-
bilecekleri savının sözcüsüdür.
Durum, modern zamanların tiyatrosunda da
farklı değildir. "Godot'yu Beklerken"\r\, ınsan-
lıklarını neredeyse tümüyle yitirmiş yaratıkları,
tüm beklentilerini yönelttikleri Godot'nun ola-
sı gelişiyle, yalnız ve yalnız yeniden insanlıkla-
rına kavuşabilmeye umut bağlamtşlardır. Ne
var ki, bu umudun gerçekleşebilmesi, Bec-
kett'in kurgusu içersinde, artık çok güçtür.
Çünkü oyunun kişilerıni artık insan dıye adlan-
dırılmalan neredeyse olanaksız yaratıklara dö-
nüştüren yıkımlar, onlara aynı zamanda insanı
insan kılanları da unutturmuştur.
Beckett'in eleştirilebilecekyanı, bu durumu
neredeyse değişmez bir insanlık durumu, bir
tür yazgı kesinlığiyle sahneye getirmesidir.
Çünkü artık insanlıklarına dönmeleri olanaksız
yaratıklarca sürdürülecek bir hayat, yaşanma-
ya değer bir hayat olmaktan çıkacaktır. Ve
Sokrates'in dediği gibi; "Üzerinde düşünül-
meyen bir hayat, yaşanmaya değer bir hayat
değil"se eğer, o zaman hayatın üzerinde dü-
şünmenin hedefi asla onu hiçlikle özdeşleştir-
me olmamalıdır.
Sanatta insan, kendine hep başkaları üzerin-
den, başkaları aracılığıyla ve başkalarının ay-
nasında ulaşmaya çalışır. Kendinin bilincine,
"o-ben" karşıtlığı ve farklılığı içersinde varma-
ya çabalar. İnsanı insana doğnıdan insan ara-
cılığıyla sergileyen tek sanat olan tiyatronun
sahnesini bu "o-ben" karşılaşmasından yok-
sun kılmak, kendini bütünüyle kendi eylemiy-
le kopyalayabilecek bir insana inanabılmek ka-
dar yapay bir tutumdur.
İnsanı insana -sözcte sanatsal biçimler ara-
cılığıyla- yabancılaştırmak, insanı soyutlaştır-
ma bahanesiyle yaşam gerçekliğiyle ilintisiz in-
sanlar(!) türetmek, böylece tiyatronun seyirci-
sini de insan-olanda bulunması veya bulunma-
ması gerekenler yerine, insan-olmayanın ola-
mayacak kimiiği üzerinde düşünmeye itmek,
temel malzemesi etiyle, kemiğiyle ve ruhuyla
insan olan tiyatronun işlevi sayılamaz.
İnsanı tanıma, onu var olduğu kültürden kay-
naklanma tüm koşulları ve ilişkileri içersinde
kavrama uğruna çaba harcamayı binncil hedef
saymayan bir tiyatro anlayışı, sahnede hiçbir
karakteri ya da tipi somutlaştıramaz. İnsanı ti-
yatroda bu anlamda kavrama ve anlamanın
tek yolu ise, tiyatronun günümüzde insanı bi-
reysel ve toplumsal konumu içersinde açıkla-
mayı amaçlayan tüm bilim dallarından yoğun
biçimde yardım almayı başarabilmesidir.
e-posta: ahmetcemal <! superonline.com
acem20« hotmail.com
BUGLN
• CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONU'nda 19.30'da Akbank Oda
Orkestrası konsen. Şef: Cem Mansur.
Solist: Yuri Gandelsman (keman).
(0 212 252 35 00)
• BABYLON'da 21 30 da Trans-Global
Underground konsen. (0 212 292 75 68)
• ATATÜRKKİTAPLIĞI'nda 18.00'de
seramik sanatçısı Gül Erali'nin katılacağı
'plastik sanatlar atölyesi'.
(0 212 249 38 19)
• YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER
SALONU'nda 18.30'da 'Tiyatronun Tanığı
Metin: Sabahattin Kudret Aksal Tiyatrosu'
adh söyleşi. (0 212 252 4^ 00)
• İFSAK'ta 19.30da Hakan
Kızılcıkoğlu'nun 'Çiçeklerle Bale' adlı
saydam göstensi. (0 212 292 42 01)
• AKBANK KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ'nde 18.30'da 'Bana Old and
VVis'i Çal', 'Dalgalar', 'Ejakülasyon' ve
'Sınav' adh kısa fılmlenn gösterimi.
(0 212 252 35 00)
• YAPI KREDİ TURKCELL BİNASI'nda
18 30daGüneşKarabudaBelgeselleri
Dünya Mirası Serisi 2. Dört Bölüm'ün
göstenmi. (0 212 252 47 00)
• BtLGİ ÜNİVERStTESÎ DOLAPDERE
KAMPUSU'nda 14.30'da ve 19.00'da 'Frida',
17.00'de ve 21.30'da 'Saatler' adlı fılmlerin
gösterimi. (0 212 293 50 10)