23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1MART2004 PAZARTESİ + CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishabacumhuriyet.com.tr 11 IRBD'den cömert yardm taahhüdû • LEFKOŞA(AA)- .*ABD Dışişlen Bakanlığn Kıbns Özel Koordinatöni Tıomas Weston. Kıbrıs'ta iki taraf arasında bir an- laşmaya vanlması duru- rnunda ABD'nin cömert yardımda bulunacağını scyledi. Müzakere süretri- ne ılişkin temaslarda bu- lıumak amacıyla Kıbns Rum kesımine gelen Weston, Rum ve Türk k c - simleri arasında adanın yenıden bırleşme görüş- melerinde bır anlaşmaya vanlması durumunda, bıı- nun maliyetını karşılama konusunda Washington yönetirninin cömert dav- ranacağıru ifade etti. Ladin için anlaşma iddrası • NEWYORK(AA)- ABD'nin, terör örgütü El Kaide'nin lıden Usame bin Ladin'i yakalamak için Pakıstan'la anlaşmaya vardığı ıleri sürüldü. New Yorker dergisi. Amerikarı istihbaratından bir yetkilJ- nin açıklamalanna daya- narak verdiği haberde, Bin Ladin'ın Pakıstan'da. gizlendiği sanılan bölgede bahar aylannda Amerikan askerlerince yakalanması için Pakis- tan'ın izin verdığıni yazdı. İsrail mahkemesi duvara dup' dedi • KUDÜS(AA)-tsrail Yüksek Mahkemesi, hü- kümetten, "güvenlik du- varTnın Kudüs'ün kuzey- batısındakı 8 Filistin kö- yünü çe\Teleyen bölü- münün inşaatının bır haf- ta durdunılmasını istedi - "Duvara Karşı Halk Ko- mısyonu'nun avukatı Muhammed Dahla, duva- nn çevreleyeceği köy ve kasabalarda yaşayan 30 bin Filistinlinin evlerinde hapsolacağını belirtti. E>u- vara karşı çıkan İsrailli ve Filıstınlıleri temsil eden komisyon, bölgede inşa- atın durdurulması için mahkemeye başvurmuştu. Gazze'de İslami Cihad'a saldırı • GAZZE(AA)-îsraıl helikopterinin önceki ge- ce Gazze'de bir araca dii- zenlediği fuze saldınsında 3 islami Cıhad üyesinin öldüğü bildirildi. Arala- nnda çocuklann da bu- lunduğu 15 yaralının kal- dınldığı hastanede örgüt mılitanlan tekbır getire- rek intikam sloganlan at- tılar. Filıstınli Bakan Saib Erekat, sivillerin ycğun olduğu bölgelere yönelik saldınlaraıı kına- dıklannı belirtti. Irak'ta anayasa kabul edilemedi • BAĞDAT(AA)-lrak Geçici Yönetim Konseyi (GYK) üyelen, geçici aıayasa metnini çarşam- bıdan önce resmen imza- lanamakaran aldı. tşgal yinetimi ile GYK arasın- dı 15 Kasım 2003 'te van- laı anlaşmaya göre, CYK'nın geçici anayasa- y önceki gün kabul etme- s gerekıyordu Ancak czellikle. '"îslamıntop- lunsal hayattaki rolüne iışkin\asal düzen- lmeler' ıle 1 Temmuz'da yönetimi devralacak dan Irak hükümetine iişkin görüş amlıklan yaşamyor. Endonezya'da şeriat gösterisi • CAKAKTA(AA)- Dünyanın en lalabalık Müslüman ül- iesi olan Endonezya'da linlerce kişi, şeriat ;asalannın uygulan- nası istemiyle gösteri aptı. Göstericiler tek- ıir getırirken "Şeriatı ,abul edin" yazılı pan- cartlar taşıdılar. jöstencilerden, 5 'Jisan'da yapılacak »arlamento seçimlenn- Le sadece şeriatı des- ekleyen adaylara oy • ermelen istendi. T ^ Tezkere görüşmelerini yürüten Lino, Washington-Ankara ilişkilerini değerlendirdi ürkiyehâlâ ortağımız'NtLGÜN CERRAHOGLU Onu hep sabahın erken saatlerin- de Dışişleri Bakanlığı'na girip çı- karken, boynundaki atkılaraıın içi- ne gömülmüş halde gördük. An- kara'nın sert kışından korunmak için kat kat boynuna sardığı atkı- lan "zffhı" gibiydi. Deniz Bölük- başı ile yürüttüğü "tezkere miiza- kereleri" sırasında tek bir demeç. tek bir söyleşi vermedi ABD'li diplomat Marisa Lino. Bir yıl son- ra, şimdi ilk kez konuşuyor... Temmuz sonunda dışişleri kari- yerine veda eden Büyükelçı Lino. dekanlığını yaptığı Johns Hopkins Cniversitesi'nin Bologna merke- zi için Istanbul'a öğrenci seçme- ye geldi. Türk öğrencilerle yaptı- ğı mülakat seanslan arasında yaka- ladık onu. Dışişlerindeki görevini ge- ride bırakmış olsa da hâlâ bir "diplo- mat üshıbuybr konuşuyor Lino. Özen- le seçtiği sözcükler ve cümleler arasın- dan çıkan net mesajlar şunlar: 1. Tezkere anlaşmasının geçeceğin- den yalnız biz değil, Türk hükümeti de emindi. 2. Ancak Türk politikası karmaşık. Farklı iktidar merkezleri var. Hangi hamlelerin, hangi gerekçelerle yapıl- mış olduğu ilerde anlaşılacak. 3. Türkiye-ABD ilişkılen özünde değişmedi. Bir hayal kınklığı ve öf- ke.. yaşandı. Ama bugünün somut şartlan farklı. Pentagon'la ıhşkılere mesafe girse de tezkere anlaşması sağlanamadı diye Türkiye'nin strate- 1 MART DÜŞ KIRIKLICI YARATTI 1 Mart'ın en büyük ve kalıcı hasan ne oldu sizce? LEVO: Bir hayli önemli bir düş kınklığı yaşandı... Öfke? LENO - Bazı çevrelerde öfke de vardı, ama son tahlilde ilişkinin özde çok da fazla değişmediğini düşünüyorum. Kalıcı hasar ne oldu? LİNO - Belli bir zaman için Pentagon'la ilişkiler biraz daha mesafeli ve isteksiz olabilir. Dis.is.leri Bakantağı ve Beyaz Saray'la hasann büyük ölçüde tamir edildiğini söyleyebilir miyiz? Erdoğan kısa süre önce Beyaz Saray'daydı... LINO-"Öyle. Çok zaman geçti ve bugünün somut şartlan geçen yıla göre çok farklı. ABD hükümeti Türkiye'nin ittifaktaki yerini korumasını istiyor. Emekli ABD'li diplomat Marisa Lino, iki ülke arasında yaşanan tezkere krizi yüzünden Ankara'nın stratejik öneminin değiştiği kanısında olmadığını söyledi. Lino, anlaşma sağlanamamasının kendisini şaşırttığını belirtti. jik önemi değişmez. Büyükelçi Lino, 1 Mart 2003 gecesi Türk parlamentosunun "hayır" oyu verdiğini öğrendiğinizde kendinizi na- sıl hissettiniz? MARİSA LENO - Washington'day- dım. Artık Ankara'dan aynlmıştım. ttiraf etmek gerekirse şaşırdım ve bi- raz da sıkıldım. Savaşa farklı yaklaştık Neden böyle oldu? Sorun nerden kaynaklandı? LİNO - Bu sorunun yanırını Türk tarafinda aramak gerekır. Çünkü bız işi- mizi bitiımiştik ve fiilen anlaşmayı yapmıştık. Ama parlamentodan geçir- mek için yeterli oy sağlanamadı. Sorunun bir nedeni iki müttefikin Irak savaşı konusunda farklı görüşler, öncelikJer \ e hedeflere sahip olnıası de- ğil mivdi? ABD'nin hedefı Saddam'ı devirmek ve rejimi değiştirmek; Tür- kiye'nin ki de Kuzey Irak'ta Kürt dev - letine yol açabilecek gefişmeleri engel- lemektL. LİNO - Türk hükümeti göç soru- nunun yanı sıra savaşm diğer başka sonuçlanyladailgiliydi. Savaşın eko- nomik sonuçlanndan \ e ilk Körfez Sa- vaşı'nın etkılerini yeniden yaşamak- tan korkuyordu Türkiye. Ama evet tabiı, iki farklı yaklaşım söz konusuy- du. Bu da normal. iki farklı hüküme- tın soruna farklı açılardanyaklaşma- TÜRK HÜKÜMETİ TEZKERENİN TBMM DESTEĞt ALACAĞINDAN EMTJVDt' Ankara'da yürüttüğü tezkere müzakereleri su-asında tek bir söyleşi vermeyen emekli diplomat Marisa Lino, yazarımız Nilgün Cerrahoğlu'nun sorulannı yamdadı. Lino, "Benim izlenimim şöyleydi: Hükümet anlaşmanın geçeceğinden emindi"' diyor. Marisa Lino'ya göre Türk siyasetinin yapısı çok karmaşık 'Farkh iktidar merkezleri var9 Geriye dönüp baktığınızda NVashington'da bazılanıun ileri sürdüğü gibi siz de "Kuzey cephesi iyi ki de açılmamışr diyebüir misiniz? LJNO - Buna bir asır sonra tarihçiler karar %erebilir... Bunu bizden çok daha iyi yapabilirler. Fazlasıyla yakın tarihte olmuş bir şey bu. Kuzey cephesinin açılmış olup olmamasının gerçekten de büyük fark yaratıp yaratmayacağım bilemiyorum şimdi. Bilmiyoruz. Büyük ihtimalle de uzun zaman bilemeyeceğiz. Filmi geri sarma imkânı olsaydı. farkh yapmak isteyeceğiniz bir şey var mı? Tezkerenin parlamentodan geçmesi ve kuzey cephesinin açılabihnesi için hükümetinize verebfleceğiniz farkh bir tavsiye var mı? LİNO - Olaylar olup bittikten sonra geri dönüp bakmak her zaman kolaydrr. Hiçbir şeyi daha farklı yapmak isteyeceğimi düşünmüyorum. Ekibim ve ben, biz, bize verilen görevi yerine getirdik. Tezkerenin geçmesi için yeterli oyun sağlanması konusunda bazı endişeler olsa da anlaşmanın geçmeyeceğini düşünmek için somut bir neden yoktu. Ve o zamana geri dönersek, ABD'nin yapmış olduğu hiçbir şeyin iyileştirilebıleceğini, mükemmelleştirilebileceğini düşünmüyorum. Soruna yani bir anlamda Türk tarafi saplandı diyorsunuz. LİNO-Türk tarafı yapması gerektiği gibi konuyu parlamentonun önüne getirdi. Parlamenter siyaset içinde bundan sonra hükümet bunu nasıl yönetti... Bu konuda gerçekten de bir yorum yapma yetkim yok. Türk politikasını iyi bilmiyorum çünkü. Süreç içinde Türk politıkasının hayli karmaşık olduğunu öğrendım. Bu, sanınm herkesin karıldığı bir değerlendirme. Ileriden geriye dönüp bakıldığında hangi hamlelerin, hangi Türk hükümetine net bir şekilde birliklerin sadece geçiş amacıyla geleceklerini söylemiştik. ABD tarafı böylesine derin bir kaygmın varlığını algılamamıştı.' gerekçelerle yapılmış olduğu anlaşılacaktır diye düşünüyorum. "Türk politikası karmaşık" derken karar venne konumunda farkh iktidar merkezlerinin buhınduğunu mu kast edrvorsunuz? LİNO - Evet Öyle. Siz bu değerlendirmeye katılmıyor musunuz? Evet kesinlikle. ABD'nin meselenin temeUnde olan 'güvensizfik' sorununu ortadan kaldırmak için bir şe\1er > apmış olnıası gerektigini düşünmüyor musunuz? Türk tarafinda derin bir 'güvensizfik' vardı_ Birliklerin kalmayacağı söylendi LINO-Özelliklebu ziyaretim sırasında bunun hakkında çok şey söylendi bana. Amerikan birliklerinin Türkiye'de kalıcı olmasından korkuluyormuş. Evet, çünkü söz konusu olan sayılar devasaydı. Çok büyüktü. LİNO - Amerikan tarafinda böyle bir kaygının varlığına dair bir algı yoktu. Gerçekten inanmıyorum buna. Bunlar Türk basuuna yansımışn. Çok yazıldu.. LENO - Türk hükümetine biz çok net bir şekilde, buraya gelecek birliklerin sadece geçış amacıyla geleceklerini ve burada kalmayacaklannı söylemiştik. Birlikler bir kez Irak'a girdikten sonra Türkiye'de yanlız yakıt, mal ve hizmetlerin ulaşımından sorumlu lojistik personel kalacaktı. Basında yazılmış olsa da Amenkan tarafı katiyen. böylesine denn bir kaygının varlığını algılamamıştı. Türk tarafindaki güvensizligin bir başka nedeni de Birinci Körfez Savaşı sırasında verilen ve yerine getirüme\en sözlerdL Wolf(mitz bizzat itiraf etti bunu_ LİNO - O ayn bir mesele. sı normaldir. Her zaman bu böyle olur. Bu arada Dışişleri Bakanlı- ğı'ndan a>Tildığım için ABD hükü- meti adına konuşmadığımı da belirt- mem gerek. Kişisel nedenlerden ötürü buradayım bu kez. Taraflann ağaçlardan ormanı gö- remedigini de söytemek mümkün de- ğfl mi? Mesela bir noktada Amerikan ordusunun Türkiye'de saün alacagı mallann katma değer vergisini mü- zakere edhordunuz. Türkrye'nin des- teğjnden bu kadar emin miydiniz ki bu deta> lara girdmiz? LİNO - Son derece de teknik bir anlaşma üzerinde müzakere ediyor- duk. Askeri operasyonlan her yö- nüyle kapsayacak bir anlaşmaydı bu. Üs incelenmesi ve modernizasyo- nundan oluşan (site preparation) ilk aşama onaylanmış olduğu için ikin- cı aşamanın, askeri operasyonlann da onaylanacağı düşünülüyordu. Çok da makuldubu... Bir askeri operasyonun gerektırdiğı detaylara girmemizi fevkalade makul kılıyordu. Hükümet emindi Türk tarafmnı destegini alacaguuz- dan emindiniz yani™ LCN'O - Evet. Böyle olduğunu dü- şünüyorum. Hatta Türk tarafı da par- lamento destegini alacağından emin- di diye düşünüyorum... Öyle mi? Gül hakkında mesela ne düşünüyorsunuz? Gül sizce *Kuzey Cephesi'ni gönüllü biçimde destekii- yor muydu? LINÖ - Bunu Sayın Gül'e sormanız lazım. Sayın Gül'le karşılaşmadım. Ben Dışişleri Bakanlığı'na mensup şahıslar- la görüşüyordum. Sayın Gül'ün gerçekten de neler düşündüğü- nü bilmiyorum. Ama benim iz- lenımün şöyleydi: Hükümet an- laşmanın geçeceğinden emindi. Wolfowitzln qörü$ü... AnlaşmanırL,paıiamento ona- >ma sunuhnasmdan ikigün ön- ce tamamlannuş olduğunu söy- lüyorsunuz değil mi? Anlaşma inızalannuş olsaydı nihai sonuç farkh olabilirdi. Tamam oldu- ğu halde anlaşma neden imza- lanmadı? LEVO- Nihaı sonucun fark- lı olabileceğinden pek emin de- ğilim. Son birkaç noktayı yüz yüze konuşmamıştık. Ama an- laşma bütünüyle hazırdı. Niye imzalanmadı... Bunu Türk ta- rafına sormanız gerekecek. YVölfowitz krizin arkasmdan Türk ordusunu sorumlu tuttu. Hatayı Türk ordusunun lider- lik eksikfiğine yükledi. Ve stra- tejik ortakhğuı, bu nedenle as- keri ayaktan sivil ve demokra- tik güçlere kaydığını söyledi Bu VV'ashington'da geniş kabul gören bir görüş mü? Kişisel bir değerlendirme mi? LEVO - Bu görüşün Bay Wol- ftmitz ve yakın çevresi tarafın- dan paylaşıldığını düşünüyo- rum. Washington da herkes bu görüşe katılır mı, bilmiyorum... Türkiye'nin stratejik öneminin değiştiği kanısında değilim ben. Irak operasyonunda üslenn kul- lanımını sağlayacak anlaşma yaratılamadı ve belli bir konu- da anlaşmazlığa düşüldü diye bu önem değişmez. Coğrafi pozisyonu krltik öneme sahlp Hâlâ 'stratejik ortak mıyız' biz? Çünkü bazılanna göre 'stratejik ortak' ya da 'strate- jik ortakhk' tanımı bir mitos. Bu görüşte olanlar ABD'nin yalnız Bd stratejik ortağmın ol- duğunu savunuyorlar: İsrail ve İngiltere... LEVO - Buna katılmıyorum. NATO içinde çok güçlü bir or- takhğımız var. Bunun gerirdi- ğı tüm sonuçlarla beraber biz NATO ortağıyız. Mesele biraz da "stratejik ortakhgı" nasıl tanımladığmıza bağlı. Ben, NATO müttefiklerimizin hep- sinin kesinlikJe "stratejik or- taklanmız" olduğunu düşünü- yorum. Bazılan diğerlerinden daha da çok "stratejik ortak". Tür- kiye'nin coğrafi pozisyonu bu anlamda kritik öneme sahip. Türkiye aynı zamanda Kafkas- lar ve Türki halklar gibi başka bölgelere açılan kritik bir ara- cı. Dolayısıyla hayır buna tam anlamıyla katılmıyorum. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Venlmiş K*msın Davası Hocam, milli davamız Kıbns ne oldu? Biraz ko- nuşabilir miyiz, söyleşi yapabilir miyiz diyen gaze- teciler, televizyoncular, radyocular... Kendilerine söylemeye dilim varmıyor; artık bu- nun davası mı kaldı, sözlerçoktan verilmiş bile. Her şey baştan halledilmiş, ABD'ye ve AB'ye "Merak etmeyin, istediğiniz şekilde halledeceğiz demiş- ler". Onun için artık bunun davası mavası olmaz; baştan vereceğiz demişler. Verdikten sonra dava- sı mı kalır? Hem de "milli dava" diyoriar, ne milli- si, bunlann topu gayri milli. Gayri milli sermaye ile Cumhuriyet karşıtlan ar- kalanna Brüksel'i ve VVashington'u almışlar haraç mezat satıyorlar: - Kıbns, Ege, Güneydoğu her alanda istenenle- ri karşılıyorlar. - Tütün, pamuk, pancar, çay, madenler, TÜPRAŞ, Tekel hepsini veriyorlar. - Ulusal toplum yerine "federal topluluk" diye- rek köktendinci, aynlıkçı ve sömürgeleştirilmiş bir düzeni altın tepsi içinde sunmaya çalışıyorlar. - Ulusal yönetim yerine eyalet yönetimini getir- mek için yasaları degiştiriyorlar. - Sosyal ve güçlü devlet yerine zayıf ve çözül- müş bir topluluk istiyoriar. Çünkü bunlar ulusal bakmıyortar, gayri milli ba- kıyorlar. Etnik ve dinsel ayrımcılığın esas alındığı gayri milli ve köktendinci bir düzen istiyoriar. Aynı amaçları güden dış odaklar ve şirketler ile beraber çalışıyoriar. Beraber çalışmak ne söz, on- lann dediklerini yapıyorlar; onlann taleplerini kar- şılıyorlar. Işte Kıbrıs'ı bu yüzden vermek istiyoriar. Daha dogrusu Annan'a havale ettiler. Kıbns'ı Annan ma- rıfetı ıle verecekler. - Kendileri vermiş olmayacak, Annan boşlukla- rı dolduracak. - Bizim, "olmazsa olmaz" dediklenmize Annan, "olur olur, işte böyle olur" diye dolduracak ve biz de "dolduruşa" gelmiş olacağız. - Bizi dolduruşa getiren Annan kim? ABD'nin ve AB'nin adamı; Atina ve Rumlarla "çok özel para- sal ilişkiler içinde olan biri". - Işi Annan'a havale eden kim? Bizim bazı siya- sıler. - Kıbrıs'ı biz değil, Annan vermiş gözükecek; dava, Annan marifeti ile halledılecek. Işte bu nedenle radyolardan, gazetelerden, te- levizyonlardan "Erol Hoca, milli dava ne oluyor" diyenlere "Artık Kıbns 'ın davası mı kaldı? Bizim si- yasiler işi Annan'a, Annan da AB'ye (ve Rumlaraj havale etti. 'Yorgan gitti kavga bitti' misali, 'Kıbns gitti, dava bitti" diyorum. Bizim gayri milliler Tür- kiye'nin sırtından kazananlar; halktan, Cumhuriyet- ten, ulusal çıkarlardan hile ile çalıp yabancılara ve- renler hep bunlar. - Kıbns'ı, Ege'yi verenler... - Cumhuriyeti, Kemalizmi çalanlar... - Köylüden tütünü, fındığı, pamuğu, çayı, pan- carı götürenler... - Ulusal tesisleri yabancılara peşkeş çekenler... Bunlar hep aynı çevreler; gayri milli büyük ser- maye çevreleri ve köktendinciler. Bu gerçeği an- lamadan "Kıbns davasını" anlamaya imkân yok- tur. Dava özünde Türkiye davasıdır; en sonunda, Türkiye'nin de davası kalmadı; hepsi de Batı'nın istediği biçimde çözüldü dedirtmek istiyoriar; bu sona doğru götürmek niyetindeler. - Siyasiler Annan'a vermiş... - Annan AB'ye götürmüş... - Yunanistan AB içinde... - Ama Türkiye AB dışında kalmış... Uçtu uçtu kuş uçtu oyununu oynayabilirsiniz... Inek dağa kaçtı tekeriemesini yapabilirsiniz... Ama Kıbns davası ne oldu sorusunu artık sora- mazsınız. Çünkü baştan verilmiş bir Kıbns'ın da- vasının da olmayacağı açıktır. Bu, işin birinci per- desi, gayri milliler işleri yürüttükçe daha çoook ba- nş kutlamaları yapacaklar. Eskiden insanlar daha namusluymuş; Osman- lı'da önce verir, sonra da yas tutariarmış... Girit'te olduğu gibi... Şimdi hem veriyorlar hem de yaşasın diye çığ- lık atıyoriar, tam bir kepazelik... Bir de Kıbns davası demezler mi: Neyin davası... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali ÎNGÎLÎZ OBSERVER GAZETESÎ 'Komutanlar Irak savaşına karşıydı' • Observer gazetesi, tngiliz komutanlann savaşın yasallığından son ana kadar kuşku duyduğunu yazdı. Dış Haberler Servisi - ingiltere'de yayımla- nan The Observer ga- zetesi, silahlı kuvvetle- rin komuta kademesi- nin, Irak'ta savaşın baş- lamasına bır iki gün kala, bu savaşın yasal- lığı konusunda hâlâ kuşkulu olduklarını öne sürdü. Komutanlann sava- şın yasallığı konusunda duyduklan bu kuşku yüzünden neredeyse "savaşmayı reddetme" noktasına geldiklerini belirten gazete. "Bu ve buna benzeyen bazı çok hassas aynnülar, casus Katherina Gun yargı- lansaydı, o >argdama sı- rasında ortava çıkacak- ü" ıddiasında bulundu. Gazete, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Ingiliz casuslar tarafın- dan dinlendiğini öne sü- ren ilk kadın casus Gun hakkındaki davanın düşmesinin ardında da bu durumun bulundu- ğunu ima ederken ko- mutanlann son ana ka- dar askeri cepheye gön- dermek için Başsavcı Lord GoJdsmim'ten ge- lecek yasal görüşü bek- lemekte ısrarcı oldukla- nnı kaydetti. The Observer, Golds- mith'in de son ana ka- dar Başbakan Tonj - Bla- ir'e ikinci bir Birleşmiş Milletler karan ahnma- dan savaşm başlatılma- sının yasal olmayacağı yönünde görüş bildir- diğini öne sürdü. Ingiliz kamuoyu son günlerde Irak savaşmı yeniden tartışmaya başlamış ve Golds- mith'in kendilerine yazdığı resmi görüşü kamuoyuna açıklama- sı için çağnda bulunu- lan Blair, "bunuyapa- ma\-acağuu" söylemiş- ti. İngiltere Savunma Bakanlığı ıse komu- tanlann Irak'ta savaşa karşı çıktıklanna dair iddialan yalanladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle