Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1MART2004 PAZARTESİ
+
CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishabacumhuriyet.com.tr 11
IRBD'den cömert
yardm taahhüdû
• LEFKOŞA(AA)-
.*ABD Dışişlen Bakanlığn
Kıbns Özel Koordinatöni
Tıomas Weston. Kıbrıs'ta
iki taraf arasında bir an-
laşmaya vanlması duru-
rnunda ABD'nin cömert
yardımda bulunacağını
scyledi. Müzakere süretri-
ne ılişkin temaslarda bu-
lıumak amacıyla Kıbns
Rum kesımine gelen
Weston, Rum ve Türk k c -
simleri arasında adanın
yenıden bırleşme görüş-
melerinde bır anlaşmaya
vanlması durumunda, bıı-
nun maliyetını karşılama
konusunda Washington
yönetirninin cömert dav-
ranacağıru ifade etti.
Ladin için
anlaşma iddrası
• NEWYORK(AA)-
ABD'nin, terör örgütü El
Kaide'nin lıden Usame
bin Ladin'i yakalamak
için Pakıstan'la anlaşmaya
vardığı ıleri sürüldü. New
Yorker dergisi. Amerikarı
istihbaratından bir yetkilJ-
nin açıklamalanna daya-
narak verdiği haberde,
Bin Ladin'ın Pakıstan'da.
gizlendiği sanılan
bölgede bahar aylannda
Amerikan askerlerince
yakalanması için Pakis-
tan'ın izin verdığıni yazdı.
İsrail mahkemesi
duvara dup' dedi
• KUDÜS(AA)-tsrail
Yüksek Mahkemesi, hü-
kümetten, "güvenlik du-
varTnın Kudüs'ün kuzey-
batısındakı 8 Filistin kö-
yünü çe\Teleyen bölü-
münün inşaatının bır haf-
ta durdunılmasını istedi -
"Duvara Karşı Halk Ko-
mısyonu'nun avukatı
Muhammed Dahla, duva-
nn çevreleyeceği köy ve
kasabalarda yaşayan 30
bin Filistinlinin evlerinde
hapsolacağını belirtti. E>u-
vara karşı çıkan İsrailli ve
Filıstınlıleri temsil eden
komisyon, bölgede inşa-
atın durdurulması için
mahkemeye başvurmuştu.
Gazze'de İslami
Cihad'a saldırı
• GAZZE(AA)-îsraıl
helikopterinin önceki ge-
ce Gazze'de bir araca dii-
zenlediği fuze saldınsında
3 islami Cıhad üyesinin
öldüğü bildirildi. Arala-
nnda çocuklann da bu-
lunduğu 15 yaralının kal-
dınldığı hastanede örgüt
mılitanlan tekbır getire-
rek intikam sloganlan at-
tılar. Filıstınli Bakan
Saib Erekat, sivillerin
ycğun olduğu bölgelere
yönelik saldınlaraıı kına-
dıklannı belirtti.
Irak'ta anayasa
kabul edilemedi
• BAĞDAT(AA)-lrak
Geçici Yönetim Konseyi
(GYK) üyelen, geçici
aıayasa metnini çarşam-
bıdan önce resmen imza-
lanamakaran aldı. tşgal
yinetimi ile GYK arasın-
dı 15 Kasım 2003 'te van-
laı anlaşmaya göre,
CYK'nın geçici anayasa-
y önceki gün kabul etme-
s gerekıyordu Ancak
czellikle. '"îslamıntop-
lunsal hayattaki rolüne
iışkin\asal düzen-
lmeler' ıle 1 Temmuz'da
yönetimi devralacak
dan Irak hükümetine
iişkin görüş
amlıklan yaşamyor.
Endonezya'da
şeriat gösterisi
• CAKAKTA(AA)-
Dünyanın en
lalabalık Müslüman ül-
iesi olan Endonezya'da
linlerce kişi, şeriat
;asalannın uygulan-
nası istemiyle gösteri
aptı. Göstericiler tek-
ıir getırirken "Şeriatı
,abul edin" yazılı pan-
cartlar taşıdılar.
jöstencilerden, 5
'Jisan'da yapılacak
»arlamento seçimlenn-
Le sadece şeriatı des-
ekleyen adaylara oy
• ermelen istendi.
T
^ Tezkere görüşmelerini yürüten Lino, Washington-Ankara ilişkilerini değerlendirdi
ürkiyehâlâ ortağımız'NtLGÜN CERRAHOGLU
Onu hep sabahın erken saatlerin-
de Dışişleri Bakanlığı'na girip çı-
karken, boynundaki atkılaraıın içi-
ne gömülmüş halde gördük. An-
kara'nın sert kışından korunmak
için kat kat boynuna sardığı atkı-
lan "zffhı" gibiydi. Deniz Bölük-
başı ile yürüttüğü "tezkere miiza-
kereleri" sırasında tek bir demeç.
tek bir söyleşi vermedi ABD'li
diplomat Marisa Lino. Bir yıl son-
ra, şimdi ilk kez konuşuyor...
Temmuz sonunda dışişleri kari-
yerine veda eden Büyükelçı Lino.
dekanlığını yaptığı Johns Hopkins
Cniversitesi'nin Bologna merke-
zi için Istanbul'a öğrenci seçme-
ye geldi. Türk öğrencilerle yaptı-
ğı mülakat seanslan arasında yaka-
ladık onu. Dışişlerindeki görevini ge-
ride bırakmış olsa da hâlâ bir "diplo-
mat üshıbuybr konuşuyor Lino. Özen-
le seçtiği sözcükler ve cümleler arasın-
dan çıkan net mesajlar şunlar:
1. Tezkere anlaşmasının geçeceğin-
den yalnız biz değil, Türk hükümeti
de emindi.
2. Ancak Türk politikası karmaşık.
Farklı iktidar merkezleri var. Hangi
hamlelerin, hangi gerekçelerle yapıl-
mış olduğu ilerde anlaşılacak.
3. Türkiye-ABD ilişkılen özünde
değişmedi. Bir hayal kınklığı ve öf-
ke.. yaşandı. Ama bugünün somut
şartlan farklı. Pentagon'la ıhşkılere
mesafe girse de tezkere anlaşması
sağlanamadı diye Türkiye'nin strate-
1 MART DÜŞ
KIRIKLICI
YARATTI
1 Mart'ın en büyük ve
kalıcı hasan ne oldu
sizce?
LEVO: Bir hayli önemli
bir düş kınklığı yaşandı...
Öfke?
LENO - Bazı çevrelerde
öfke de vardı, ama son
tahlilde ilişkinin özde çok
da fazla değişmediğini
düşünüyorum.
Kalıcı hasar ne oldu?
LİNO - Belli bir zaman
için Pentagon'la ilişkiler
biraz daha mesafeli ve
isteksiz olabilir.
Dis.is.leri Bakantağı ve
Beyaz Saray'la hasann
büyük ölçüde tamir
edildiğini söyleyebilir
miyiz? Erdoğan kısa süre
önce Beyaz Saray'daydı...
LINO-"Öyle. Çok zaman
geçti ve bugünün somut
şartlan geçen yıla göre
çok farklı. ABD
hükümeti Türkiye'nin
ittifaktaki yerini
korumasını istiyor.
Emekli ABD'li
diplomat Marisa
Lino, iki ülke arasında
yaşanan tezkere krizi
yüzünden Ankara'nın
stratejik öneminin
değiştiği kanısında
olmadığını söyledi.
Lino, anlaşma
sağlanamamasının
kendisini şaşırttığını
belirtti.
jik önemi değişmez.
Büyükelçi Lino, 1 Mart 2003 gecesi
Türk parlamentosunun "hayır" oyu
verdiğini öğrendiğinizde kendinizi na-
sıl hissettiniz?
MARİSA LENO - Washington'day-
dım. Artık Ankara'dan aynlmıştım.
ttiraf etmek gerekirse şaşırdım ve bi-
raz da sıkıldım.
Savaşa farklı yaklaştık
Neden böyle oldu? Sorun nerden
kaynaklandı?
LİNO - Bu sorunun yanırını Türk
tarafinda aramak gerekır. Çünkü bız işi-
mizi bitiımiştik ve fiilen anlaşmayı
yapmıştık. Ama parlamentodan geçir-
mek için yeterli oy sağlanamadı.
Sorunun bir nedeni iki müttefikin
Irak savaşı konusunda farklı görüşler,
öncelikJer \ e hedeflere sahip olnıası de-
ğil mivdi? ABD'nin hedefı Saddam'ı
devirmek ve rejimi değiştirmek; Tür-
kiye'nin ki de Kuzey Irak'ta Kürt dev -
letine yol açabilecek gefişmeleri engel-
lemektL.
LİNO - Türk hükümeti göç soru-
nunun yanı sıra savaşm diğer başka
sonuçlanyladailgiliydi. Savaşın eko-
nomik sonuçlanndan \ e ilk Körfez Sa-
vaşı'nın etkılerini yeniden yaşamak-
tan korkuyordu Türkiye. Ama evet
tabiı, iki farklı yaklaşım söz konusuy-
du. Bu da normal. iki farklı hüküme-
tın soruna farklı açılardanyaklaşma-
TÜRK HÜKÜMETİ TEZKERENİN TBMM DESTEĞt ALACAĞINDAN EMTJVDt'
Ankara'da yürüttüğü tezkere müzakereleri su-asında tek bir söyleşi vermeyen emekli
diplomat Marisa Lino, yazarımız Nilgün Cerrahoğlu'nun sorulannı yamdadı. Lino,
"Benim izlenimim şöyleydi: Hükümet anlaşmanın geçeceğinden emindi"' diyor.
Marisa Lino'ya göre Türk siyasetinin yapısı çok karmaşık
'Farkh iktidar merkezleri var9
Geriye dönüp baktığınızda
NVashington'da bazılanıun
ileri sürdüğü gibi siz de
"Kuzey cephesi iyi ki de
açılmamışr diyebüir
misiniz?
LJNO - Buna bir asır sonra
tarihçiler karar %erebilir...
Bunu bizden çok daha iyi
yapabilirler. Fazlasıyla yakın
tarihte olmuş bir şey bu.
Kuzey cephesinin açılmış
olup olmamasının gerçekten
de büyük fark yaratıp
yaratmayacağım
bilemiyorum şimdi.
Bilmiyoruz. Büyük
ihtimalle de uzun zaman
bilemeyeceğiz.
Filmi geri sarma imkânı
olsaydı. farkh yapmak
isteyeceğiniz bir şey var mı?
Tezkerenin parlamentodan
geçmesi ve kuzey cephesinin
açılabihnesi için
hükümetinize verebfleceğiniz
farkh bir tavsiye var mı?
LİNO - Olaylar olup
bittikten sonra geri dönüp
bakmak her zaman kolaydrr.
Hiçbir şeyi daha farklı
yapmak isteyeceğimi
düşünmüyorum. Ekibim ve
ben, biz, bize verilen görevi
yerine getirdik. Tezkerenin
geçmesi için yeterli oyun
sağlanması konusunda bazı
endişeler olsa da anlaşmanın
geçmeyeceğini düşünmek
için somut bir neden yoktu.
Ve o zamana geri dönersek,
ABD'nin yapmış olduğu
hiçbir şeyin
iyileştirilebıleceğini,
mükemmelleştirilebileceğini
düşünmüyorum.
Soruna yani bir anlamda
Türk tarafi saplandı
diyorsunuz.
LİNO-Türk
tarafı yapması
gerektiği gibi
konuyu
parlamentonun
önüne getirdi.
Parlamenter
siyaset içinde
bundan sonra
hükümet bunu
nasıl yönetti...
Bu konuda
gerçekten de bir
yorum yapma yetkim
yok. Türk politikasını iyi
bilmiyorum çünkü. Süreç
içinde Türk politıkasının
hayli karmaşık olduğunu
öğrendım. Bu, sanınm
herkesin karıldığı bir
değerlendirme. Ileriden
geriye dönüp bakıldığında
hangi hamlelerin, hangi
Türk
hükümetine net
bir şekilde
birliklerin sadece
geçiş amacıyla
geleceklerini
söylemiştik. ABD
tarafı böylesine
derin bir kaygmın
varlığını
algılamamıştı.'
gerekçelerle yapılmış
olduğu anlaşılacaktır diye
düşünüyorum.
"Türk politikası karmaşık"
derken karar venne
konumunda farkh iktidar
merkezlerinin buhınduğunu
mu kast edrvorsunuz?
LİNO - Evet Öyle. Siz bu
değerlendirmeye katılmıyor
musunuz?
Evet kesinlikle.
ABD'nin
meselenin
temeUnde olan
'güvensizfik'
sorununu
ortadan
kaldırmak
için bir
şe\1er > apmış
olnıası
gerektigini
düşünmüyor
musunuz? Türk
tarafinda derin bir
'güvensizfik' vardı_
Birliklerin kalmayacağı
söylendi
LINO-Özelliklebu
ziyaretim sırasında bunun
hakkında çok şey söylendi
bana. Amerikan birliklerinin
Türkiye'de kalıcı
olmasından korkuluyormuş.
Evet, çünkü söz konusu olan
sayılar devasaydı. Çok
büyüktü.
LİNO - Amerikan tarafinda
böyle bir kaygının varlığına
dair bir algı yoktu.
Gerçekten inanmıyorum
buna.
Bunlar Türk basuuna
yansımışn. Çok yazıldu..
LENO - Türk hükümetine
biz çok net bir şekilde,
buraya gelecek birliklerin
sadece geçış amacıyla
geleceklerini ve burada
kalmayacaklannı
söylemiştik.
Birlikler bir kez Irak'a
girdikten sonra Türkiye'de
yanlız yakıt, mal ve
hizmetlerin ulaşımından
sorumlu lojistik personel
kalacaktı. Basında yazılmış
olsa da Amenkan tarafı
katiyen. böylesine denn bir
kaygının varlığını
algılamamıştı.
Türk tarafindaki
güvensizligin bir başka
nedeni de Birinci Körfez
Savaşı sırasında verilen ve
yerine getirüme\en sözlerdL
Wolf(mitz bizzat itiraf etti
bunu_
LİNO - O ayn bir mesele.
sı normaldir. Her zaman bu böyle
olur. Bu arada Dışişleri Bakanlı-
ğı'ndan a>Tildığım için ABD hükü-
meti adına konuşmadığımı da belirt-
mem gerek. Kişisel nedenlerden
ötürü buradayım bu kez.
Taraflann ağaçlardan ormanı gö-
remedigini de söytemek mümkün de-
ğfl mi? Mesela bir noktada Amerikan
ordusunun Türkiye'de saün alacagı
mallann katma değer vergisini mü-
zakere edhordunuz. Türkrye'nin des-
teğjnden bu kadar emin miydiniz ki
bu deta> lara girdmiz?
LİNO - Son derece de teknik bir
anlaşma üzerinde müzakere ediyor-
duk. Askeri operasyonlan her yö-
nüyle kapsayacak bir anlaşmaydı bu.
Üs incelenmesi ve modernizasyo-
nundan oluşan (site preparation) ilk
aşama onaylanmış olduğu için ikin-
cı aşamanın, askeri operasyonlann da
onaylanacağı düşünülüyordu. Çok da
makuldubu...
Bir askeri operasyonun gerektırdiğı
detaylara girmemizi fevkalade makul
kılıyordu.
Hükümet emindi
Türk tarafmnı destegini alacaguuz-
dan emindiniz yani™
LCN'O - Evet. Böyle olduğunu dü-
şünüyorum. Hatta Türk tarafı da par-
lamento destegini alacağından emin-
di diye düşünüyorum...
Öyle mi? Gül hakkında mesela ne
düşünüyorsunuz? Gül sizce *Kuzey
Cephesi'ni gönüllü biçimde destekii-
yor muydu?
LINÖ - Bunu Sayın Gül'e
sormanız lazım. Sayın Gül'le
karşılaşmadım. Ben Dışişleri
Bakanlığı'na mensup şahıslar-
la görüşüyordum. Sayın Gül'ün
gerçekten de neler düşündüğü-
nü bilmiyorum. Ama benim iz-
lenımün şöyleydi: Hükümet an-
laşmanın geçeceğinden emindi.
Wolfowitzln qörü$ü...
AnlaşmanırL,paıiamento ona-
>ma sunuhnasmdan ikigün ön-
ce tamamlannuş olduğunu söy-
lüyorsunuz değil mi? Anlaşma
inızalannuş olsaydı nihai sonuç
farkh olabilirdi. Tamam oldu-
ğu halde anlaşma neden imza-
lanmadı?
LEVO- Nihaı sonucun fark-
lı olabileceğinden pek emin de-
ğilim. Son birkaç noktayı yüz
yüze konuşmamıştık. Ama an-
laşma bütünüyle hazırdı. Niye
imzalanmadı... Bunu Türk ta-
rafına sormanız gerekecek.
YVölfowitz krizin arkasmdan
Türk ordusunu sorumlu tuttu.
Hatayı Türk ordusunun lider-
lik eksikfiğine yükledi. Ve stra-
tejik ortakhğuı, bu nedenle as-
keri ayaktan sivil ve demokra-
tik güçlere kaydığını söyledi
Bu VV'ashington'da geniş kabul
gören bir görüş mü? Kişisel bir
değerlendirme mi?
LEVO - Bu görüşün Bay Wol-
ftmitz ve yakın çevresi tarafın-
dan paylaşıldığını düşünüyo-
rum. Washington da herkes bu
görüşe katılır mı, bilmiyorum...
Türkiye'nin stratejik öneminin
değiştiği kanısında değilim ben.
Irak operasyonunda üslenn kul-
lanımını sağlayacak anlaşma
yaratılamadı ve belli bir konu-
da anlaşmazlığa düşüldü diye bu
önem değişmez.
Coğrafi pozisyonu
krltik öneme sahlp
Hâlâ 'stratejik ortak mıyız'
biz? Çünkü bazılanna göre
'stratejik ortak' ya da 'strate-
jik ortakhk' tanımı bir mitos.
Bu görüşte olanlar ABD'nin
yalnız Bd stratejik ortağmın ol-
duğunu savunuyorlar: İsrail ve
İngiltere...
LEVO - Buna katılmıyorum.
NATO içinde çok güçlü bir or-
takhğımız var. Bunun gerirdi-
ğı tüm sonuçlarla beraber biz
NATO ortağıyız. Mesele biraz
da "stratejik ortakhgı" nasıl
tanımladığmıza bağlı. Ben,
NATO müttefiklerimizin hep-
sinin kesinlikJe "stratejik or-
taklanmız" olduğunu düşünü-
yorum.
Bazılan diğerlerinden daha
da çok "stratejik ortak". Tür-
kiye'nin coğrafi pozisyonu bu
anlamda kritik öneme sahip.
Türkiye aynı zamanda Kafkas-
lar ve Türki halklar gibi başka
bölgelere açılan kritik bir ara-
cı. Dolayısıyla hayır buna tam
anlamıyla katılmıyorum.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Venlmiş K*msın Davası
Hocam, milli davamız Kıbns ne oldu? Biraz ko-
nuşabilir miyiz, söyleşi yapabilir miyiz diyen gaze-
teciler, televizyoncular, radyocular...
Kendilerine söylemeye dilim varmıyor; artık bu-
nun davası mı kaldı, sözlerçoktan verilmiş bile. Her
şey baştan halledilmiş, ABD'ye ve AB'ye "Merak
etmeyin, istediğiniz şekilde halledeceğiz demiş-
ler". Onun için artık bunun davası mavası olmaz;
baştan vereceğiz demişler. Verdikten sonra dava-
sı mı kalır? Hem de "milli dava" diyoriar, ne milli-
si, bunlann topu gayri milli.
Gayri milli sermaye ile Cumhuriyet karşıtlan ar-
kalanna Brüksel'i ve VVashington'u almışlar haraç
mezat satıyorlar:
- Kıbns, Ege, Güneydoğu her alanda istenenle-
ri karşılıyorlar.
- Tütün, pamuk, pancar, çay, madenler, TÜPRAŞ,
Tekel hepsini veriyorlar.
- Ulusal toplum yerine "federal topluluk" diye-
rek köktendinci, aynlıkçı ve sömürgeleştirilmiş bir
düzeni altın tepsi içinde sunmaya çalışıyorlar.
- Ulusal yönetim yerine eyalet yönetimini getir-
mek için yasaları degiştiriyorlar.
- Sosyal ve güçlü devlet yerine zayıf ve çözül-
müş bir topluluk istiyoriar.
Çünkü bunlar ulusal bakmıyortar, gayri milli ba-
kıyorlar. Etnik ve dinsel ayrımcılığın esas alındığı
gayri milli ve köktendinci bir düzen istiyoriar.
Aynı amaçları güden dış odaklar ve şirketler ile
beraber çalışıyoriar. Beraber çalışmak ne söz, on-
lann dediklerini yapıyorlar; onlann taleplerini kar-
şılıyorlar.
Işte Kıbrıs'ı bu yüzden vermek istiyoriar. Daha
dogrusu Annan'a havale ettiler. Kıbns'ı Annan ma-
rıfetı ıle verecekler.
- Kendileri vermiş olmayacak, Annan boşlukla-
rı dolduracak.
- Bizim, "olmazsa olmaz" dediklenmize Annan,
"olur olur, işte böyle olur" diye dolduracak ve biz
de "dolduruşa" gelmiş olacağız.
- Bizi dolduruşa getiren Annan kim? ABD'nin ve
AB'nin adamı; Atina ve Rumlarla "çok özel para-
sal ilişkiler içinde olan biri".
- Işi Annan'a havale eden kim? Bizim bazı siya-
sıler.
- Kıbrıs'ı biz değil, Annan vermiş gözükecek;
dava, Annan marifeti ile halledılecek.
Işte bu nedenle radyolardan, gazetelerden, te-
levizyonlardan "Erol Hoca, milli dava ne oluyor"
diyenlere "Artık Kıbns 'ın davası mı kaldı? Bizim si-
yasiler işi Annan'a, Annan da AB'ye (ve Rumlaraj
havale etti. 'Yorgan gitti kavga bitti' misali, 'Kıbns
gitti, dava bitti" diyorum. Bizim gayri milliler Tür-
kiye'nin sırtından kazananlar; halktan, Cumhuriyet-
ten, ulusal çıkarlardan hile ile çalıp yabancılara ve-
renler hep bunlar.
- Kıbns'ı, Ege'yi verenler...
- Cumhuriyeti, Kemalizmi çalanlar...
- Köylüden tütünü, fındığı, pamuğu, çayı, pan-
carı götürenler...
- Ulusal tesisleri yabancılara peşkeş çekenler...
Bunlar hep aynı çevreler; gayri milli büyük ser-
maye çevreleri ve köktendinciler. Bu gerçeği an-
lamadan "Kıbns davasını" anlamaya imkân yok-
tur.
Dava özünde Türkiye davasıdır; en sonunda,
Türkiye'nin de davası kalmadı; hepsi de Batı'nın
istediği biçimde çözüldü dedirtmek istiyoriar; bu
sona doğru götürmek niyetindeler.
- Siyasiler Annan'a vermiş...
- Annan AB'ye götürmüş...
- Yunanistan AB içinde...
- Ama Türkiye AB dışında kalmış...
Uçtu uçtu kuş uçtu oyununu oynayabilirsiniz...
Inek dağa kaçtı tekeriemesini yapabilirsiniz...
Ama Kıbns davası ne oldu sorusunu artık sora-
mazsınız. Çünkü baştan verilmiş bir Kıbns'ın da-
vasının da olmayacağı açıktır. Bu, işin birinci per-
desi, gayri milliler işleri yürüttükçe daha çoook ba-
nş kutlamaları yapacaklar.
Eskiden insanlar daha namusluymuş; Osman-
lı'da önce verir, sonra da yas tutariarmış... Girit'te
olduğu gibi...
Şimdi hem veriyorlar hem de yaşasın diye çığ-
lık atıyoriar, tam bir kepazelik...
Bir de Kıbns davası demezler mi: Neyin davası...
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
ÎNGÎLÎZ OBSERVER GAZETESÎ
'Komutanlar Irak
savaşına karşıydı'
• Observer gazetesi, tngiliz
komutanlann savaşın yasallığından son
ana kadar kuşku duyduğunu yazdı.
Dış Haberler Servisi
- ingiltere'de yayımla-
nan The Observer ga-
zetesi, silahlı kuvvetle-
rin komuta kademesi-
nin, Irak'ta savaşın baş-
lamasına bır iki gün
kala, bu savaşın yasal-
lığı konusunda hâlâ
kuşkulu olduklarını
öne sürdü.
Komutanlann sava-
şın yasallığı konusunda
duyduklan bu kuşku
yüzünden neredeyse
"savaşmayı reddetme"
noktasına geldiklerini
belirten gazete. "Bu ve
buna benzeyen bazı çok
hassas aynnülar, casus
Katherina Gun yargı-
lansaydı, o >argdama sı-
rasında ortava çıkacak-
ü" ıddiasında bulundu.
Gazete, BM Genel
Sekreteri Kofi Annan'ın
Ingiliz casuslar tarafın-
dan dinlendiğini öne sü-
ren ilk kadın casus Gun
hakkındaki davanın
düşmesinin ardında da
bu durumun bulundu-
ğunu ima ederken ko-
mutanlann son ana ka-
dar askeri cepheye gön-
dermek için Başsavcı
Lord GoJdsmim'ten ge-
lecek yasal görüşü bek-
lemekte ısrarcı oldukla-
nnı kaydetti.
The Observer, Golds-
mith'in de son ana ka-
dar Başbakan Tonj
-
Bla-
ir'e ikinci bir Birleşmiş
Milletler karan ahnma-
dan savaşm başlatılma-
sının yasal olmayacağı
yönünde görüş bildir-
diğini öne sürdü.
Ingiliz kamuoyu son
günlerde Irak savaşmı
yeniden tartışmaya
başlamış ve Golds-
mith'in kendilerine
yazdığı resmi görüşü
kamuoyuna açıklama-
sı için çağnda bulunu-
lan Blair, "bunuyapa-
ma\-acağuu" söylemiş-
ti. İngiltere Savunma
Bakanlığı ıse komu-
tanlann Irak'ta savaşa
karşı çıktıklanna dair
iddialan yalanladı.