25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2004 SALI HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN CHP'nin sert eleştirilerine hedef olan Ceza İnfaz Tasansı, Adalet Komisyonu'ndan alt komisyona gönderildi 'Kazan Kazan'a Uygun Bir Zjyanet Fransa tarihinin büyük askerierinden, siyasetçilerinden ve de yazariarından biri olan General De Gaulle'ün kırk yıl kadar önce okuduğum bir davranışını, hiç unutamam. Olay General'in Cumhurbaşkanlığı döneminde, Hükümet'in De Gaulle başkanlığındaki geleneksel çarşamba toplantılannın yapıldığı Elysee Sarayı'nda geçer. Dönemin Dışışleri Bakanı Couve De Murville, dış politika konularından biri üzerinde konuşurken, "Fransa'nın dostları" deyimini kullanır. De Gaulle Dışişleri Bakanı'nın sözünü keser ve, Sayın Bakan, der, devlet sıfatına layık bir devletin dostlan ya da düşmanlan yoktur, sadece çıkariarı vardır. Nitekim kendisi de, Adenauer ile yakın işbirliği yaparak, 70 yılda üç kez birbirleriyle savaşmış olan Fransa ile Almanya'nın neredeyse gelenekselleşmiş düşmanlık durumlarını, her iki tarafa da kazanç sağlayan yakın işbirliğine, dâha sonra da yakın dostluğa çevirmiştir. Buradaanahtarsözcük "dostluk" değil "çıkar'dtr. ••• Türkiye ile Rusya'nın ilişkileri, "denize düşeninyılana sanldığı" Mahmud II. dönemi dışında hep, düşmanlık doğrultusunda yürümüştür. Kurtuluş Savaşı sırasında başlayan Mustafa KemalLenin yakınlaşması ve iki ülke arasındaki ilişkiler ise bir süre karşılıklı ortak çıkarlara uygun sonuçlar vermişse de, Stalin'in 2. Dünya Savaşı ve hemen sonrasındaki talepleriyle yeniden eski günlerine dönmüş, ancak yumuşama ortamında, normalleşmeye doğru yönelir olmuştur. Soğuk Savaş döneminde Türkiye Cumhuriyeti, tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi, kuzey komşusuna karşı güvenceyi, Batı ile ittifakta aramıştır. Soğuk Savaş döneminde Türkiye'nin ne büyük tehditler altında olduğunu o dönemi yaşayanlar çok iyi bilirier. Ancak Soğuk Savaş sonrasının tek kutuplu dünyasını görenler, bir gerçeği daha kavramışlardır. Bütün o büyük tehdide karşın, iki kutupluluk, bölge devletlerine, tek kutuplu bir dünyada artık sahip olmadıklan bir hareket olanağı da sunmaktaydı. AB'ye üye adayı olan, coğrafi konumuyla hem Avrupa, hem Balkan, hem Ortadoğu hem de Akdeniz ülkesi olan Türkiye, 21. yüzyılın jeopolitiğinde Avrasya konumunda rol oynayacak durumdadır. Görülüyor ki, Ankara evrensel diplomatik vizyona sahip olmak zorundadır. • •• Bu durumda Türkiye'nin çok boyutlu bir dış politika uygulaması zorunludur. Tartışmasız önemli bir bölgesel güç olan Türkiye'nin çok boyutlu politikaya yönelirken, eski süper güç konumunu yitirmiş olmasına karşın, hiç kuşkusuz bölgenin en büyük gücü olan Rusya'yı görmezden gelmesi olanaksızdır. Türkiye ile Rusya'nın iki tarafın da çıkarlanna yanıt getirecek, iki tarafa da kazandıracak bir büyük vizyon çevresinde politika oluşturmalan mümkün, hatta zorunludur. Rusya'nın yeni hâkimi olan ve ülkesine eskisi kadar olmasa bile yine de yeryüzünde hatın sayılır gücü kazandırmakta kararlılığını hep ortaya koyan yeni Devlet Başkanı Vladimir Putin bu gerçeği görmüştür. Türk Dışişleri'nin de, aynı gerçekleri fark ederek, gereğini yaşama geçirmeye çalışması, hem iki ülke hem bölge açısından kazançtır. Çok yönlü işbirliği, çok boyutlu dostluk ilişkilerinin getirebilecekleri yanında bugün iki ülke arasında var olan sorunlar, aşılması olanaksız, hatta güç engeller oluşturmuyorlar. Boğazlar'daki tankertrafiği sorunu boru hatlanyla aşılması mümkün olan bir konudur ve Moskova bu konuda, kimi kaygılannı korumakla biriikte, gerçeği görmeye başladığını hissettiren bir tavra doğru yönelmektedir. İki ülke arasındaki, gittikçe artan ticaretin (ki enerjinin buradaki payı başattır) Türkiye aleyhine olan dengesizliğini giderecek olanaklar bulunabilir. Rusya'nın da, Türkiye'nin de titizlikle üzerinde durduklan terör konusunda ise yeni politikaların birbirlerinin yaralarını kaşımak yerine, bunu aşıp, ortak yollar üretecek bir doğrultuya çekilmesi de imkânsız değildir. Vladimir Putin'in Türkiye gezisi "kazan kazan" formülüne uygun politikalann oluşturulmasına elverişli bir zamana rastlamıştır. Tabii ki, bir gezi ile çok yönlü politikaların birden oluşturulması, ilişkilerin birden düzlüğe çıkması beklenemez. Ama bu gezinin bu yolu açan bir başlangıç oluşturabilmesi bile yeterii bir kazançtır. Her iki ülkenin de, hem yönetimlerinde hem de kamuoylan ile medyalannda böyle birgelişmeye elverişli bir ortamın var olması da sevindiricidir. asirmen@cumhuriyet.com.tr 'Esir kampı yamtdıyor' • AKP'li Mehmet Yılmazcan'ın "hümanizm çağımızın bir hastalığı" sözleri CHP'lilerin tepkisini çekti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise "Cezaevleri otel haline geldi. Cezaevlerinin yol geçen hanı olması, suç örgütlerinin eğitim yuvası haline getirilmesi kabul edilemez" dedi. enönemükozahnmışoJacak'' dedi. Toplumu suçtan korumak gerektiğini kaydeden Çiçek, şu görüşleri dile getirdi: "CezaJann caydıncılığı kalmadı. GazeteJerde birkaç gündür görüyoruz, Cezaevleri otel haline geldi Cezaevlerinde önemli sdantdaryaşandL 40tan fazla insan hayaonı kaybetti. İnfaz kurumlannda düzen, disiplin sağlamak gerekhor. Ceza infaz kurumlan yol geçen hanı olursa, orada ağahklar tesis edilirse. suç örgütlerinin eğitim yeri, ) önetiJdiği yerler haline getirilirse bu kabul edilemez. Devlet duvaıiann arkasında bile otoriteyi tesis edemezse, dağ başında ne yapar, diye sorulur. Cezaevlerini yönetilebiHr kurumlar haline getirmek istiyoruz." sordu. AKP'li Hüsrev Kııthı, "Rezarvasyon vapünp Adalet Bakanhğı tesislerinde suçlulan dinlendirecek değjKz" sözleriyle eleştirilere karşı çıkarken, AKP'li Mehmet Yıbnazcan'ın "Hümanizm çağnmzm hastabğL Türkhe'de ya sanık olacaksınız, ya borçhı. Bir de mağduru düşünün" sözleri tartışma yarattı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu'nda dün görüşülmeye başlanan Ceza ve Tedbirlerin tnfazı Hakkında Kanun Tasansı (CÎK) CHP'lilerin sert eleştirileri üzerine alt komisyona gönderildi. Adalet Komisyonu'nda dün ClK Tasansı görüşülürken, CHPli MuharremKılıç. "Butasan vasalaşırsacezae\1eri esir kampına dönecek" dedi. CHPli HalU Cnlütepe de, "devletin tutuklu ve hükümlülere karşı güç gösterisine gjnnemesi" gerektiğini vurguladı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AB Ilerleme Raporu'na göre 17 Aralık öncesinde istenen en son yasanın bu düzenleme olduğunu vurguladı. Çiçek, "Bu yasayı da çıkanrsak Avnıpa'nın söyİeyebüeceği hiçbir şey kabnayacak Türkiye karşıtlanıun elinden 'İşkence türü mü?' "Infazda temel amaç^la ilgilı maddede yeralan "hükümlününpişmanlık göstermesini sağJamak" ve "toplumu suçludan korumak" ifadeleri uzun tartışmalara neden oldu. CHP'li Orhan Eraslan, "Ceza, devletin öç alması değildir. tnsan doğduğuna da pişman edilebilir" derken; CHPli Muharrem Kılıç "Pis.manhğı poütik suçlarda nasıl uygulayacaksımz? Pişmanhk göstermenin sağlanması, yeni bir işkence türü mü olacak" diye Dlkkatli konuşun' CHPli Yüksel Çorbacıoğhı, Yılmazcan'ın "Hümanizm çağımızın hastahğT sözlerine tepki gösterirken, "Dikkatii konuşun. Başbakan da hapse girdi, çıkti. Tophımu korumaya ça hşüğınız suçhı kategorisine giriyor. tnsanlan sopayla doğduğuna pişman etme anlayışı kabul edilemez. Devlet, suçluyu insan saymıyor" görüşünü dile getirdi. CHP'li Eraslan da, "Cezalandumanın amacı intikam ve ibret değildir. Bu tasanda hümanizmden kmnO vok, ibret kültürüyle haarlanmış bir tasan" görüşünü dile getirdi. Eski Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Suat Ertosun, "Bu tasanyla şartlı tahüye otomatik olmaktan çıkarüıyor. Nedamet getirmeye, iyileşmeye göre belirieniyor'' açıİdamasuıı yaptı. Tarhşmalar sonunda "pişmanlık göstenne" ve "tophımu suçluya karşı koruma" ifadeleri amaç maddesinden çıkanldı. Tartışmalann uzayacağının anlaşılması üzerine tasan alt komisyona gönderildi. Genelkurmay: Erdiliçin mahkeme kararverecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay'dan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral tlhami Erdil ile ilgili olarak basmda yer alan haberlere ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, konunun yargı aşamasında olduğu, haklannda kamu davası açılan 4 kişinin suçlu olup olmadığına mahkemenin karar vereceği vurgulandı. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklama şöyle: "19992001 yıllannda Deniz Kuvvetleri KomutanlığTnda cereyan eden bazı işlemlere ilişkin iddialann ortaya çıkması üzerine Genelkurmay Başkanhğı'nca 15 Eylül 2003 tarihinde bu iddialann araşunlması için soruşturma emri verilmiş, yapılan askeri savcıhk soruştunnasuun ardından zamamn Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil ve diğer 4 kişi hakkmda 8 Kasun 2004 tarihinde Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde kamu davası açümışür. Anılan şahıslann suçlu olup olmadıklan, bağımsız vargı tarafindan yapılacak yargdama sonucunda karara bağlanacakür. Bahse konu dava hakkmda yapılacak yayınlarda bu evrensel hukuk kurahmn dikkate ahnmasuun uygun olacağı saygı fle duyurulur." İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN 2 yıl 4 ay hapis cezası almıştı Erbakan TCK'den yaraıianmak istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) "Kayıp rrüyon" davasında "özel belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası alan ve infazı 1 yıl süreyle ertelenen Necmettin Erbakan, yeni Türk Ceza Kanunu'ndan (TCK) yararlanmak için mahkemeye başvurdu. Hapis cezasmm infazının ertelenmesi süresi 23 Aralık tarihinde dolacak olan Erbakan, avukatı aracılığıyla yaptığı başvuruda, yeni Türk Ceza Kanunu'nda lehine olan düzenlemelerin uygulanmasını talep etti. Başvuruda, yeni TCK'de 'cezanın ertelenmesi' hükmünü içeren 51 '1. maddenin Erbakan'ın lehine olduğunun savunulduğu belirtıldı. Başvoıruyu değerlendirmeye alan 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Erbakan'ı 'özel belgede sahteciük' suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin bu karan onamasına karşın Erbakan'ın Ankara Numune Hastanesi'nden aldığı sağlık raporu nedeniyle başsavcılık cezayı 1 yıl süreyle ertelemişti. Tasanya göre, parasını veren hükümlü televizyon, radyo hatta bilgisayar bile satın alabilecek Parası olan mahkuma otel lüksü yol açmıştı. Buna karşın yeni yasada da bu sefanm devam etmesine yasal dayanak getiriliyor. Tasanya göre, hükümlüler, parasım vermek koşuluyla televizyon ve radyo satın alabilecekler. "Adalet Bakanhgı'nm uygun görmesi'' durumunda isteyen hükümlü bilgisayar bile alabilecek. Ancak "her ne biçimde olursa olsun dışandan gelenler tarafindan getirilen radyo, televizyon ve bilgisayarlar" cezaev ine alınmayacak. Maddenin gerekçesinde, BM Hükümlülerin lyileştirilmesi için Asgari Standart Kurallan'nda, hükümlülerin radyo dinlemeleri, konferanslan veya kurum idaresüün çıkardığı veya denetlediği benzer araçlan izlemeleri sağlanarak, önemli haberler hakkmda düzenli olarak bilgi sahibi olabilmelerinin öngörüldüğü belirtiliyor. . • Susurluk çetesi davasından hüküm giyen Öz'ün cezaevindeki televizyondan müzik setine, koltuk takımlanndan DVD'ye kadar birçok konforu banndıran oda düzenlemesine, yeni Ceza İnfaz Yasa Tasansı da olanak tanıyor. ANKARA (Cumhumet Bürosu) TBMM gündemınde bulunan yeni Ceza infaz Yasa Tasansı da hükümlülere "parası kadar sefa sürme" olanağı tanıyor. Tasandaki düzenlemeyle özellikle çete liderleri, cezaevlerindeki saltanatlannı devam ettirecekler. Susurluk çetesi davasından hüküm giyen Yaşar Öz'ün Eskişehir Cezaevi'nde kaldığı dönemde çekilen fotoğraftaki te Yaşar Öz'ün Eskişebir Cezaevi'ndeki konforunu gösteren fotograf Vatan gazetesinde yayımlanmışü. levizyondan müzik setine, koltuk takımlanndan DVD'ye kadar birçok konforu banndıran oda düzenlemesine, yeni Ceza infaz Yasa Tasansı da olanak tanıyor. TBMM'de görüşmeleri süren Ceza infaz Yasa Tasansı'nda, hükümlülerin oda ve eklentilerinde bulundurabilecekleri veya bulunduramayacaklan kişisel eşya, gıda, tıbbi malzeme ve diğer gereksinim maddelerinin yönetmelikle düzenleneceği öngörülüyor. Parası olan hükümlülerin dışandan getirdikleri yemeklerle cezae\inde "ziyafet çekmeleri" her dönem rahatsızhğa NOKTASI "Istanbul Modem" Sanat Müzesi'nin açılışının ardından Brüksel'e uçtum. Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'ndaki "kültür, kimlikvedin"ekseninde "Türkiye'nin AB üyeliği süreci" konulu toplantıya katıldığım için "Istanbul Modern"e ilişkin izlenimlerimi yazma fırsatına yeni kavuştum. "Bruksel Güzel Sanatlar Merkez/"nde(BOZAR) "Anneler, Tannçalar ve Sultanlar" başlıklı "Tarihöncesinden Osmanlı Imparatohuğu'nun sonuna kadarki dönemde Türkiye 'dekadın" sergisini dolaşırken "Istanbul Modern"\n ne kadar önemli bir proje olduğuna daha fazla inandım. BOZAR'daki resim, heykel, giysiler ve elyazmalanndan oluşan sergi, Türkiye'den ve Batı'nın birçok önemli müzesinden toplanmıştı. Anadolu topraklannda kadının 10 bin yıllık serüvenini belge ve kanıtlaria izlemek heyecan vericiydi. Bir cumartesi sabahı serginin binlerce kişi tarafindan izlendiğini görmek bir başka keyifti. /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr ren etkinlikler, Modern Sanat Kütüphanesi'nin yanı sıra ileri teknoloji ve kablosuz ağ donanımlı yeni medya alanı, müze mağazası ve dinlenme olanaklanyla ulaşımı kolay, kitlesel izleyiciyi çekecek, çok yönlü, değişken ve aktifbir 'yaşayan müze' olacak." Oya Eczacıbaşı'yla birlikte müzenin gerçekleşmesinde büyük emeği geçen Başkan Yardımcısı Ethem Sancak, Egemen Bağış, Enis 3atur, Nuri Çolakoğlu, Meral Tamer, Güneri Cıvaoğlu, Doğan Hızlan, Osman Ulagay, Ferhat Boratav, Nilgün Cerrahoğlu, Zeynep Oral ile birlikte müzenin balkonuna çıktık. Boğaz'da mehtap ve karşı tarafta Topkapı'nın ışıklan muhteşem bir görüntü oluşturmuştu. Istanbul şehri, "Istanbul Modern "le sanat alanında büyük bir hamleye hazırlanıyordu. Emeği geçen herkese teşekkürlerle... Şimdi Istanbul'a gelen konuklanmıza gösterebileceğimiz çok önemli bir mekâna sahibiz. Ne mutlu bize... ACIKAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, Sürekli Basın Kartı Sahibi Değerli Arkadaşımız 'Istanbul Modern' ve Brükserde 'Türkiye' Batı'da hangi kente gitseniz o kentte mutlaka bir şehir sanat galerisi bulursunuz. Son derece bakımlı galerilerde kıymetli tablolar, heykellerle karşılaşır ve yeni hazııianmış bir sergiyi gezebilirsiniz. Bir şehrin en önemli zenginliklerinden birisi, o şehrin sanat galerileridir. Istanbul gibi bir dünya kentinde ise ne yazık ki adına yakışır bir sanat galerisi bulabilmeniz mümkün değildir. Evet, çeşitli galerilerde resim sergileri açılıyor, bunlar önemli bir kültür hizmeti de görüyor, ancak bunların hiçbirisi Istanbul'un haşmetine, tarihine, önemineyetecek ağıriıkta değillerdir. örneğin Paris'te bir Louvre ya da Müze D'Orsay çapında bir sanat galerimiz olduğu söylenebilir mi? Londra'ya her gittiğimde Ingilizlerin övünerek sözünü ettikleri Londra Modern Tate Galerisi'ni gezme ihtiyacını hissederim. Hollanda'nın heryanı galeriler ve büyük müzelerle doludur. Bu müzelerde çok kıymetli sergileri izleyebilirsiniz. Işte bu duygular içindeyken Oya Eczacıbaşı'nın bir davetiyle karşılaştım. Oya Eczacıbaşı, Istanbul'da yeni bir sanat müzesinin açılışına çağınyordu. Heyecanla gittim ve gördüklerim heyecanımı daha da arttırdı. Karaköy'de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin yanında bulunan ve Istanbul gümrükleri tarafindan kullanılan 4 numaralı antrepo bir müzeye dönüştürülmüştü. Boğaziçi'nin en eski yerleşimlerinden Galata'nın 19. yüzyıldan sonra inşa edilen ve üç büyük göçe tanık olan nhtımında, Denizcilik Işletmeleri'ne ait olan 8 bin metrekarelik antrepo binası, kısa süre içinde Tabanlıoğlu Mimarlık tarafindan tüm işlevleriyle modern bir müzeye dönüştürülmüştü. Oya Eczacıbaşı, bu müzeyi hazırlamak amacıyla giriştikleri uzun serüveni anlattıktan sonra şunlan söyledi: "Artık21. yüzyılda müzeler, hem sanatla, sanatçıyla buluşma hem de tartışma ve iletişim platformu oldu. Günümüzde çokamaçlı kültür merkezine dönüşen müzeler, insanlann zamanlannı değehendirdiği, vazgeçilmez mekânlardan biri. Toplumdaki değişime ve taleplere karşılık veremeyen merkezlerin gelecekte sürekliliği sağlamalannın mümkün olmadığını düşünüyoruz. Buyüzden iletişime son derece önem veriyor ve mevcut izleyici kitlesiyle yetinmeyip sanatla yeni izleyiciyi buluşturmak ve müze gezme alışkanlığı yaratmak için potansiyel izleyiciler üzerine araştırmalaryapmayıamaçlıyonjz. Istanbul Modem, koleksiyon sergileri, süreli sergiler, eğitim programlan, fotoğraf sergileri, film gösterimleri, paneller, söyleşiler, çeşitli sanatlan içe AHLAYGÜLEN 6 Aralık 2004 Pazartesi günü vefat etmiştir. Kaybı topluluğumuzda büyük üzüntü yaratan Atılay Gülen'in cenazesi 7 Aralık 2004 Salı günü (bugün) öğle namazının ardından Levent Camii'nden alınarak Feriköy Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. Atılay Gülen'e Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle