19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 KASIM2004SALI CUMHURİYET SAYFA INCELEME Askeri harcamalar, Bush'la birlikte hem ABD hem de dünya için Soğuk Savaş sonrası en yüksek düzeye ulaştı Sınırtanımayansilahlanma-2- ANKARA (ANKA) - ABD Başkanı George W. Bush'un muhafazakârlığı yenı bır şey değil. Yeni olan belki de Cum- hunyetçilenn. muhafazakârlığı bu kez çok daha fütursuz ve radıkal bir biçimde militanst ve yayılmacı amaçlan dogrul- tusunda kullanmalan. Burada elbette Amerikan ekonomi- sinın yaşadığı knzle militarist politikalan arasındaki bağlan- tıyı da incelemek gerek. Örneğin şu soruyu sorabiliriz: Acaba Amerikan ekono- misı, militarist politikalar olmaksızın ayakta duracak gücü bulamıyor mu? Konuyu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgi- ler Fakültesı öğretım üyesi Doç. Dr. Ahmet Haşim Köse ve Doç. Dr. Ahmet Öncü değerlendiriyor. A B D N I N BELIRLEYICI OLDUĞU KURUMLAR - Sizce militarizmin ABD ekonomisindeki yeri nedir ve bu açtdan ABD ekonomisini nasıl değeriendöriyorsunuz? AHMET H. KÖSE - AHMET ÖNCÜ - Önce bazı temel tespıtleri yapmakta yarar var. ABD, dünya ekonomısi yada daha geniş anlamıyla kapitalist dünya sisteminin lideri ko- numuna geldıği 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana dünya siste- mi geçmışınde hiç olamadığı kadar uluslararası kurumlar- ca yönJendirilen ve denetlenen siyasal bir varlığa dönüşmüş- tür. Bu tespitin basit kanıtı için IMF, Dünya Bankası ve Dün- ya Ticaret Örgütü gibi "uluslararası'' kurumlann yapılan- na ve işlevlerine bakmak yeterli. Bu kurumlar ulus devlet- lerin kahlımıyla inşa edilmiş olmalarına karşın işleyiş ve ya- pılanmalannda ABD'nin belirleyici olduğu kurumlar. ABD'nm tabi olduğu siyaset, bu kurumlann politikalan- nın belırlenmesınde büyük ölçüde belirleyici. tkinci tespit, 1980 sonrası dünya sisteminin genel yapılanmasına ilişkin. 1980'li yıllar sonrası tüm dünya ekonomisi politik iktisatla uğraşanlann ve siyaset bilimcilerin genel kabul gösterdiği neoliberal olarak adlandınlan bir yeruden yapılanma süre- cinden geçiyor. Bu sürecin bizim açımızdan temel niteliği, piyasalann ve piyasalann "dffi" olan ekonomizmın dünya sisteminin işleyişinde önceliklı bir konuma yükselişı. 'KuRAL TANIMAYAN ÜLKE' Ülkemizde de olduğu gibi ekonomi, siyasetten aynşmış bir gerçeklik alanı olarak tanımlanmakta ve "ekonominin" kurallan dünya sistemini düzenleyecek tek gerçeklik alanı olarak sunulmakta. Işte bu nokta çok önemli. Bu ana savı ulusal devletlerin siyasal iradelerine bir sınır- lama olarak getiren kurumlar, örneğin IMF, Dünya Banka- sı gibi kurumlar, ABD'nin "kural dışT olduğunu, yani yal- nızca kendi siyasetine tabi olduğunu görmezlikten gelmek- te ya da unutmaktadırlar. Başka bir deyişle, her şeyin daha fazla ekonominin kurallanna tabi olduğu yaşadığımız dö- nemde bu kurallara tabi olmayan tek ulus devlet ABD'dir. Bu tespiti şu şekilde genellemekte yarar var: ABD"nın sür- dürdüğü siyaset, ABD dışuıdaki ülkeleri ekonomizme mah- kûm etmekte. Şimdi isterseniz bu tespitlerimizden hareket- le soruya dönelim ve yanıtlanmızla bu tespitlerimizi oku- yucu açısından daha berrak hale getirmeye çalışahm. Bu amaçla tespitlerimizi güçlendirecek kısa gözlemler ya da kısa anımsatmalarda bulunmak istiyoruz: Ilki, hiç unu- tulmamalı ki ABD, siyasal bağımsızlığından bu yana sürek- li militarize olmuş bir devlettir. Savaş tarihçileri, ABD'nin, siyasal bağımsızlığını kazandığı 1789'dan bu yana 216 kez başka topraklara askeri müdahale ve saldında bulunduğu- na işaret ediyor. 'DlŞTEHDİT CERİLİMI 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ise ABD'nin başka ulus- lara askeri müdahalede bulunmadığı hiçbir yıl yok; bu süre içerisinde ABD dünyanın değişik yerlerindeki 20 ülkeye 50'den fazla asken müdahalede bulundu.. Bu hesaplamala- nn içerisinde CIA kaynaklı olduğu ileri sürülen çok sayıda- ki darbelerin, siyasal cinayet ve suikastlann yer almadığı da okuyucunun dikkatini çekmeli. Bu açıdan baba Bush ile başlayan ve oğul Bush ile devam eden dönem ise ayncalıklı bir yere sahiptir. George W. Bush ile başlayan dönem, gerek ABD ve gerekse dünya için So- ğuk Savaş sonrası dönemde askeri harcamaların en yüksek düzeye ulaştığı yıl oldu. ABD halkını sürekli olarak "dışteh- dıt" geriliminde tutan George W. Bush ve ekibi, askeri har- camalan sürekli olarak artırarak 2000 yılında 288.8 milyar dolar düzeyindeki askeri bütçe ödeneklerini 2004 yıhnda 399.1 milyar düzeyine ulaştırdı. Bush ve ekibinin 2005 yılı bütçesi için teklifi 420.7 mil- yar dolar. Bu miktar örneğin ABD'nin kara listesinde yer alan (Küba, Iran, Irak, Libya, Kuzey Kore, Sudan, Suriye) yedi potansiyel "düşman" ülkenin toplam askeri harcama- lanndan 29 kat daha fazla. Kendisıne en yakın devletten yak- laşık on kat daha büyük bir askeri güce sahip olan ABD'nin, bugüne kadar askeri gücünü güçsüz azgelişmiş ülkelerde kul- lanıyor oluşu, üzerinde aynca durulması gereken bir vaka. VAAT EDEN BİR SÜPER DEVLET! ABD'nin başını çektıği askeri harcamalan, küresel dü- zeyde banş ve güvenliği sağlamakla yükümlü Birleşmiş Milletler'e ve ona bağlı tüm kuruluşlann yalnızca 10 milyar ABD Dolan ile suıırlı harcamalanyla karşılaştır- dığırmzda insanlığın içine sıkıştığı durumun vahameti da- ha da açık hale geliyor. Öyleyse sormamız gereken, dünyaya "banş" vaat eden bir süper devletin neden bu kadar silahlandığıdır? Bu konuda söylenebilecek kuşkusuz çok şey var. Şu tespiti yapmakta yarar var. ABD'nin dünya ölçeğindeki ekonomık gücü önem- li ölçüde aşınmış, birçok gelişmiş ülkenin ve hatta Çin ve Güney Kore gibi Asya'nın yükselen güçlü devletlerine kı- yasla oldukça geride kalmıştır. Ekonomik gücü aşınan ABD dünya hegemonyası gücünü ancak siyasal şiddeti, yani mi- litarizmiyle sürdürebilmekte. Elbette bu şiddetin bir mali- yeti var ve bu maliyetin kimler tarafindan ödendiği de ayn- ca çok önemli. ABD askeri harcamalanndaki bu "ödetme" mekanizma- sı ABD'nin bugün içinde bulunduğu kamu ve cari açıklann anlaşılmasında da çok önemli: Ctinton döneminin sonunda (1998-2000) fazla vemıeye başlayan ABD bütçesi George W. Bush ve "ekibinin" ısrar- la sürdürdüğü sermaye yanlısı vergi indirim politikalan ve askeri harcamalardaki artış sonucu hızla aşınarak, 2003 so- 450 «0.7 400 350 300 250 200 150 •00 50 0 En yüksek askeri harcamaya sahip ilk 25 ülke, milyar ABD dolan 51 »-«41.4 41J 34.9 27.4 I S 5 • Savaş tarihçilerine göre, ABDson215yılda216 kez başka ülkelerin topraklarına askeri müdahale ve saldında bulundu. Ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana da ABD'nin başka uluslara askeri müdahalede bulunmadığı bir yıl yok. Bu sürede dünyanın değişik yerlerindeki 20 ülkeye 50'den fazja askeri müdahalede bulundu. Özellikle baba Bush'la başlayan ve oğul Bush'la süren dönem ise ayncalıklı bir yere sahip. ABD halkını sürekli olarak "dış tehdit" geriliminde tutan George W. Bush ve ekibi askeri harcamalan sürekli arttırarak 2004 yılında 400 milyar dolara ulaştırdı. BUSH, UYCULADIĞI ŞİDDETİN BEDELİNİ HERKESE ÖDETİYOR A n T\ 'nin sürdürdüğü siyasal nunda 400 milyar dolar seviyelerine yükselen bir açıkla ka- pandı. 2004 yılı sonunda bu açığın 500 milyar dolar se\ iye- sinde olacağı tahmin ediliyor. KAMU AÇIKLARI Yukanda belırttiğimiz askeri harcama tutarlan dikkate alındığında, bu açıklann önemli bir kısmının silahlanma harcamalanndan kaynaklandığı ortada. 2005 yılı için öne- rilen 420.7 milyar dolarlık askeri harcama taahhüdü ise ABD'nin kamu açıklannın gelecek yıl da daralmayacağının en açık kanıtı. Nıtekim Bush yönetiminin kongreden 2005 yılı kamu açıklan için aldığı onay 800 milyar dolar tutann- da. ABD'nin kamu açıklan 1990'lı yıllann başından beri sü- regelen cari açıklanyla birlikte değerlendirildiğinde. bu "bir- lesjk" açığın kapatüması için mümkün olan tek kaynağın ulus- lararası sermaye (mali sermaye) olduğu ortada. Bugün dünya ekonomisinin karşılaştığı uluslararası "dö- viz kuıian ve faiz" belirsizliğinin ardındakı bilmecenin asıl müsebbibi de bu. Meslekten iktisatçı ABD cari açıklan na- sıl sürdürülecek? Sermaye hareketlerinde ve yönünde orta- ya çıkacak bir kmlganhk ve tersine dönüş küresel ekono- miyi nasıl etkileyecek? Artan rezerv maliyetleriyle büyüme- yi ve parasal istikran sağlamak mümkün mü? Petrol fiyat- lannda küresel düzeyde fıyat ve maliyet ılişkisini bozacak şiddetli bir sıçrama olacak mıdır türünden sorular sorula dursun.. sorunun asıl kaynağı ortada. muhafazakârlığının ve milüarizminin kaynaklık ettiği kamu açıklan küresel düzeydekifıyat, döviz kurian vefaiz oranlan ile büyüme oranlannm belirleniminde temel bir işleve sahip ve bu açıklann yakın bir gelecekte kapatılması türünden bir beklenti de mevcut değiL Sorunuzu "yann " ne olacak türünden kısa vadeli birperspektiften, orta ve uzun dönemli bir perspektif içinde yanıüadığımızda şunu söylemek mümkün: Siyasal tutumunu şiddete çevirmiş olan bu devin sürdürdüğü militarizmin maliyetini diğer uluslara ve bu uluslann halklanna I ödeteceği her türden müdahalede bulunacağı açık. Bu açıdan dünya ekonomisinin yakın geçmişine ilişkin şu temel gelişmeyi anımsamak 'yeterli: ABD'nin cari açıklannın tırmanışa geçtiği 1997yılından bu yana birçok azgelişmiş ekonomi (ve bu arada Türkiye), IMF ve Dünya Bankası kanallı "istikrar"politikalanylafazla vermeye zorlandu Benzer şekilde gelişmiş ekonomilerin hemen tümü vebu arada Asya'nın güçlü ekonomilerifazla vermekte ve dolar rezervlerini artırmakta. Bu ekonomiler kısa dönemde bir taraftan değersizleşen doların ticaret dengelerinde ve büyüme oranlanndaki tehditleriyle karşılaşırken diğer taraftan dolar rezervlerindekipozisyon değiştirmelerinin ABD'ninfaiz vepara arzt üzerindeki olası müdahalelerinin yaratabileceği belirsizliğin etkilerine hapsolmuş durumdalar. Başka bir deyişleya değersizleşen değerin ticaret dengelerindeki maliyetlereya da değersizleşen doların rezerv maliyetlerine katlanmak durumundalar. ABD'nin onayını ve siyasal desteğini almaksızın güçlü ve karariı bir müdahalede bulunmalannt beklemekse abesle iştigal oluyor. Savaş maliyetinin altmdan kalkamayan ABD, dünya ekonomisini değiştirebilir Afibtarizmm kıskacmda Iraktaki ABD işgalinden en çok etkilenenlerin başında çocuk ve gençler yer alıyor. (Fotoğraf: AP) - Dünyanın ekonomizme mahkûm edildiği dönemde, ABD'nin. ekonominin değil sürdürdüğü muhafazakâr siyasetin kurallanna tabi olduğunu söykdiniz. Bu ko- nuyu biraz daha açmanız mümkün mü? AHMET H. KÖSE - AHMET ÖNCÜ - Bu sorunu- zu yanıtlamak için ABD ekonomisinin yakın geçmişi- ne ilişkin iki gözlemde bulunmak yeterli. Bu gözlem- lerden ilki, ABD ekonomisinin bugün "mali serbest- lesme" olarak anılan sürece kaynakhk eden dünyayı "do- larize" etme süreciyle ilişkili. ABD özellikle sabit kur- lar (Bretton Woods) sisteminin çöküşünden bu yana sü- rekli olarak dolar arzını arttırdı, üste- lik bu süreci diğer merkez ekonomilerin ve elbette çev- re ekonomile- rin tabi olduk- lan temel bir kuraldan, re- zerv rutma kuraluıdan, bağımsız ola- rak gerçekleş- tirebildi. ABD'nin 1950'lerden bu yana uluslararası güçlü pa- ralar ve altın cinsinden tuttuğu rezervieri sürekli ola- rak düştü. Nıtekim, 1950'lerde dünya rezervlerinin yaklaşık yüzde 60 ve gelişmiş (merkez) ekonomilerin toplam rezervlennin yüzde 70'ine sahip olan ABD re- zervleri, 2003 yıluıa gelindiğinde dünya rezervlerinin yüzde 4'ü, gelişmiş ülke rezervlerinin ise yüzde 10'u düzeyine geriledi (grafiğe bakınız). Bu tür bir parasal genişleme olanağı "dolan" ABD için siyasal bir varlığa çevirirken, diğer merkez ve çev- re ekonomileri, bu siyasal varlığın ekonomisine tabi kıl- maya zorlamakta. Merkez ve çevre ekonomilerin öde- ABD'nin döviz ve altın rezervlerinin dünya ve gelişmiş ülke rezervlerine oranı Gelişmiş Uike Rezervlerine Oram Dünya Topiam Rezervlerine Oranı meler dengesinde biriken (ve giderek daha da fazla bi- rikeceği izlenen) bu dolarlann gerçek anlamı ABD'nin karşılıksız olarak bastığı ve sürekli değer aşımına uğ- rayan paranın (doların) ve bu para karşılığı ABD har- camalannın bu ekonomiler tarafindan ödenmesi ya da bu ödemeye mecbur bırakılışlan. Son olarak sözlerimizi şöyle tamamlayahm: ABD'nin kamu dengeleri ve bu dengeleri biçimle- yecek olan siyasal politikalar (ve özellikle askeri har- camalar üzerine sürdürdüğü politikalar) dünya ekono- misinin ve elbette siyasal yapılanmasının geleceğini be- lirleyecek olan temel ölçüt. Dünya ve özellikle bizim gibi çevre eko- nomiler için "şok" sayılabi- lecek gelişme- lerABD için si- yasal şiddetin "ölçeği'' üzeri- ne bir tercihtir. ABD kısa dö- nemde npkı ilk Körfez Sava- şı'ndan sonra yaptığı gibi savaşın maliyetini (yani ABD kamu açık- lannı) direkt olarak dış dünyadan talep edebilir (dün- ya ekonomisini yeniden bir ayara tabi kılabilir) ya da sürdürdüğü sürekli açık politikalanyla merkez ve çev- re ekonomilerini ABD'ye sermaye transfer etmeye zor- la tabi kılabilir. Yaşadığımız sorun kısa dönemli bir düzenleme sorunu değil. Insanlık, ekonomizm ve militarizmin uzun süreceği görünen dehşetine giderek daha fazla sıkışnnlıyor. Bu, kısaca, biruygarhk sorunudur. B İ T T İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle