Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 EKİM 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nu değerlendirdi:
Geleceğimizlekumar oynanıyorANKARA (Cumhuriyer Bürosn) - CHP istan-
bul Milletvekili Şükrii Elekdağ, AB'nin "mü-
zakereler başlasm, ama sonucun başanh ola-
cağmı garanti edemeyiz" yaklaşımının ka-
bul edilmesinin, Türkiye'nin geleceğiyle
''kumaroynamak" anlamına geldiğini söy-
ledı. Elekdağ, bu keyfi ve kıncı yaklaşı-
mın, moral ve psikolojik açıdan Türkiye'nin
tam üyelik yolunda azım ve şevkle çaba gös-
termesini engellediğini kaydetti.
Elekdağ, AB tlerleme Raporu'na ilişkin
sorulannuzı şöyle yanıtladı:
- Başbakan Erdoğan, AB Komisyonu'nun 6
Ekim'de vayımlanan raporunun ohımlu ve den-
geü okhığunu, Türkiye'ye tam üyelik müzake-
relerinin yolunu açtjğmı. rapordaki mü-
zakerelerin sonucunun garantiedil-
memesL müzakerelerin çoğunhık
oyuyla askrya alınması gibi koşul-
lann önemli olmadığmı. bunlarm
zaman içinde haJ yoluna gireceği-
ni söylüyor. Bu konuda ne düşfi-
nüyorsunuz?
ŞÜKRÜELEKDAĞ- Başba-
kan'ın söyledikleri gerçeği tam
anlamıyla yansıtmıyor. Doğru
olan şu: Avrupa Birlıği Komıs-
yonu raporuyla, Kopenhag si-
yası kriterlenni yeterince ye-
rine getirmiş olduğu görüşü
ile AB'nin Türkiye ile katı-
hm ortaklığı müzakerele-
rine başlamasını konseye
tavsiye etmış bulunuyor.
Komisyonun tavsiyesi ışı-
ğında 17 Aralık'ta Avrupa
Konseyi, Türkiye ile mü-
zakerelerin açılması hu-
susunda nihai karan ala-
cak. Ancak, tümüyle ele
alınırsa raporun dengeli ve
ükrü Elekdağ, Türkiye'nin ağzıyla kuş tutsa bile üyeliğinin
önlenmesine çalışılacağını, önüne "ayncalıklı ortaklık" gibi
seçenekler çıkanlarak AB'den tam anlamıyla kopmamasına
gayret edileceğini söyledi. CHP milletvekili Elekdağ, 17
Aralık'ta Türkiye ile müzakerelere başlanması konusunda
nihai karann olumlu olmasına ciddi bir olasılık olarak bakılabileceğini
belirterek, "Yegâne tehlike Kıbnslı Rumlann vetoya başvurmalan. Ancak
Rumlann olumsuz bir tutum içine girmeleri zor gözüküyor" diye konuştu.
olumlu olmadığı açık. Çünkü raporda, müzakere süreci-
ne ilişkin son derece olumsuz ve Türkiye'ye tam üyelik
yolunu kapatmaya yönelik unsurlarmevcut. Dahası, rapo-
run birçok yerinde bu müzakere sürecinin üyelikle sonuç-
lanmayacağı ısrarla vurgulanarak Türkıye'nın umutlan
kınlıyor ve tam üyelik belirsizliğe erteleniyor.
'OLUMLU KARAR OLASILICI YÜKSEK'
- Peki 17Arauk'ta müzakerelere başianmasınaiSşkin oto-
rak atanacak karann ohımlu olması olasınğı nedir? Bir de
müzakerelere ne zaman başlanacağı önemlL
ELEKDAĞ -17 Aralık'ta konsey karannı komisyonun
tavsiyesi ışığında verecek. Bu bakîmdan Türkiye ile mü-
zakerelere başlanması hususundaki nihai karann olumlu
olmasına ciddi bir olasılık olarak bakılabilir. Yegâne teh-
like Kıbnslı Rumlann vetoya başvurmalan. Ancak Rum-
lann olumsuz bir tutum içine gırmelen zor gözüküyor. Kon-
sey daha önce 2002 Aralık ayında almış olduğu, Türkiye'nin
üstüne düşeni yerine gerirmesi halinde "gecikmeden" mü-
zakereler başlanacağı yolundaki karanna uyarsa, AB Tür-
kiye ile katılım müzakerelerine 2005 yılında başlayabılır.
-Raporda, Türkiye'ye, müzakerelere başlarsuıız, ama so-
nuçta üye olanıayabihrsiniz denüdiğini söyfedmiz. Böyle
bir ifade diğer aday ûlkeler için kuHanıldı mı?
ELEKDAĞ- 'Raporun Sonuçlarve TavsiveJer' bölümü-
nün 8. maddesinde aynen şu ifade yer alıyor: "Müzakere-
ler doğası nedeniyle açık uçlu ve sonucu garanti edOeme-
yecek bir süreçtir. Müzakerelerin veya onu izleyecek onay-
lama sürecinin sonuçlan ne olursa olsun, Türkiye ile AB
arasmdaki ifişldlerin nitetiği Türkiye'yi Avrupa yapuarma
demirleyecek şekilde ofrnahdır." Buradaki temel fîkır, "mü-
zakerelere başlansın, ama müzakereler sonucunda Türki-
ye'ye tam üyetik veriftp verümeyeceği hususunda bir şeysöy-
lenemez" yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, keyfi ve kıncı oldu-
ğu kadar, moral ve psikolojik açıdan Türkiye'nin tam üye-
lik yolunda azun ve şevkle çaba göstermesini engelleyici
niteliktedir. Şimdiye kadar, tüm aday ülkelerle müzakere-
ye başlanırken Türkiye'ye yapılan benzer bir koşul ılen
sürühnemişti. Sözünü ettiğün 8. maddenin metnı dikkat-
le okunursa, bunun yazılışmdan Türkiye ağzıyla kuş tut-
sa bile üyeliğinin önlenmesine çalışılacağı-
, ancak önüne "ayncahkh ortakhk" gibi başka alternatif-
ler de çıkanlarak AB'den tam anlamıyla kopmamasına
gayret edileceği anlamı çıkmaktadır. Türkiye, bu koşulla-
n kabul edemez. Ettiği takdirde, şundıden tam üyehk dı-
şında başka alteraatiflere de sıcak baktığı mesajını verir
ki bu da Türkiye'nin AB yolunu saptınr. Türkiye'nin ge-
rekli girişimlerde bulunarak bu koşulun 17 Aralık konsey
karanna kaydedilmemesinı sağlaması lazım.
UcÖNEMLİ TEHLİKE
- Başbakan Erdoğan'm açddamalanndan bu durum-
dan hiç endişe duymadığı aıüaşdıyor. Müzakereler bir ke-
re başiasın işler düzelir diyor. tktidar bu kadar önemli bir
konuda bövlesine bir hata yapar mı?
ELEKDAĞ - Maalesef yapıldığına tanık oluyoruz. Bu
hatayı önlemek için de uyarma görevimizi yapıyoruz.
"Müzakereler başiasın, ama sonucun başanh obcağmı ga-
FRANSIZ BASINI
'Avrupa'nın
hasta adaını'
PARİS (AA) - Fransız basınında dün çıkan
haberlerde. ulusal meclis genel kurulunda
Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili önceki
akşam yapılan tartışmanın "nuOetvekiHerini
yabşarmadığı" yorumu yapıldı.
Liberation
gazetesindeki
başyazıda, Fransa'da
çıkan tartışmanın gıderek "histerik bir hal
akhğT belirtildı ve "Fransa'nın Avrupa'nın
hasta adamı gibi davrandığı" ifade edildi.
Fransa'nın korkuya dayalı bir politika
izlemesınin eleştirildiğı yazıda, "AB'nin
genişlemesinin hazmedüememesiy le sos\ al ve
kimlik sorunlannın da Türkiye
taruşmasında etküî olduğu" yorumu yapıldı.
Yazıda, "yeni üyeler ve değişen kuraHarla
birlikte Fransa'nın. bhük üzerindeki eski
kontrolünü kaybetme korkusunun da bu
taroşmada önemli rol oynadığr anımsatıldı.
Fransız milletvekıllennın, tam üyelik yenne
Türkiye'ye "ayncahkh ortakhk"
önermelerinin eleştirildiğı yazıda, "Bu tür
bir ortakhk zaten 40 yıldır var" denildi.
LeFigaro
1
gazetesinde yer alan
başyazıda, "Ankara ile
müzakerelerin başlamasının, Fransa'da AB
Anayasasf run da reddedihne tehfikesini
beraberinde getirdiği" yorumu yapıldı.
Cumhurbaşkam Jacques Chirac'ın
Türkiye'nin üyeliğine verdiği desteğe dikkat
çekilen yazıda. "AB Anayasası'nın
Fransa'da reddedümesinin. seçmenlerin ve
yakın arkadaşlannın itirazuu dinlemeyen
Chiracın Türkiye inatçüığma fatura
edüecegi ve cumhurbaşkanmın bu inatçıhğı
vüzünden tarihe Avrupa mşasmı engeüeyen
Kder olarak geçme tehiikesi yaşadıgr
yorumu yapıldı.
WASHINTGON TIMES:
RaporKıbrıs'ı
gölgede huiiktı
WASHINGTON (ANKA) - AB
Komisyonu'nun, Türkiye ile
müzakerelerin başlamasım tavsiye eden
belgede. Türkiye'nin Kıbns'taki askeri
varlığından söz edilmemesinin. Rum siyasi
çevrelerinin büyük tepkisini çektiği ifade
edildi.
The VVashington Times gazetesinin
haberine göre Rum yönetimi, AB
Komisyonu'nun Türkiye'ye ilişkin raporu
nedeniyle büyük bir şaşkrnlık yaşadı.
Haberde, Türkiye'nin Kıbns'taki askeri
varlığından söz edilmemesinin, Rum siyasi
çevrelerinı "şoke ettiği" belirtilirken, Rum
lider Tasos Papadopulos'un, Türkiye ile
müzakerelerin başlamasını veto etme
hakkı olduğunu anımsattığına dikkat
çekildi. Haberde, bunun uzak bir ıhtimal
olduğu yorumu da yapıldı.
Diyarbakır, Almanya'nın Bav-
yera Eyaleti AB işleri Baka-
nı Eberhard Siner (sağda) ile Bir-
leşmiş Milletler Genel Sekreteri
Kofi Annan'm insan Hakları Savu-
nucuları Özel Temsilcisi Hina Jila-
ni'yi (üstte) ağırladı. (Fotoğraf: AA)
İlerleme Raporu'nun açıklanmasının ardından Güneydoğu ziyaretleri sıklaştı
Avrupalı heyetleri Diyarbakır'da
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Avrupa Birliği (AB)
Komisyonu Üerleme Raporu'nun
açıklanmasının ardından Avrupa-
lı heyetler, başta Diyarbakır ol-
mak üzere Güneydoğu Anado-
lu Bölgesi'ndeki ziyaretlerini
sıldaştırdılar.
Diyarbakır dün de Alman-
ya'nın Bavyera Eyaleti AB İşle-
ri Bakanı EberhardSinerile Bir-
leşmiş Milletler Genel Sekrete-
n Kofi Annan'm İnsan Haklan
Savunuculan Özel Temsilcisi Hi-
na Jilani'yi ağırladı.
Almanya'nın Bavyera eyaleri-
nin 3 milletvekili ve bakanlığı-
nın üst düzey bürokratlanyla bir-
likte Diyarbakır Valisi Efkan
Ala'yı makammda ziyaret eden
Siner, kenti en son 1989'da gör-
düğünü söyledi.
17 Aralık'taki AB zirvesinden
olumlu sonuç çıkacağma inandı-
ğını anlatan Eberhard Siner,
"Türkiye'nin Güneydoğusu'nu
görmek için geldik. Bu bölgede-
ki gefişmeleri de merakla öğren-
mekisti>'oruz''dedi.
Bakan Siner, daha sonra Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Os-
man Baydemir i de makamında
ziyaret etti. Eski DEP milletve-
kili Leyla Zana'mn önceki gün
Avrupa Parlamentosu'nda yap-
tığı Türkçe ve Kürtçe konuşma-
sıyla tüm dünyanın gözlerini Di-
yarbakır'a çe\irdiğini anlatan
Siner, "Leyia Zana, konuşma-
smda geçnuşte yaşananlara de-
ğmirken bundan sonra olması
gerekenlere de değindL Bunlar
önemuydLÖnümüzdeki dönem-
de Türldyeve AB arasuıda sıcak
bir süreç var. Dhaloğun önemli
olduğunu düşünüyoruz. Uma-
nm 17.\rahk'tagereklj raylardö-
şenir" diye konuştu.
Siner, Türkiye'ye müzakere
tarihi verilmesine ilişkin Alman-
ya'da referandum yapılması yö-
nündeki görüşlerle ilgili soru
üzerine şu yanıtı verdi:
"Bu konusijasi parnlerarasm-
da tarnşün-'or. Halkda bu tarüş-
maya kaülr>or. Türkrye'w karşı
düşmanca bir davTanış yok. Bi-
tindiği gibi Fransa'da da halkoy-
lamasına gidilmesi tartışüıyor.
Fransa'da, daha önce de tngüte-
rewİskandmasülkelerinnıAB\e
kaühmı için halkoylamasına gi-
dümişti. Bu tür önemli kararlar-
da halkm görüşü ahnmahdır.''
İmza kampanyasına muhalefet engeli
Angela Merkel
geri adım attı
FRA.NKFUKT (Cum-
huriyet Bürosu) - Tür-
kiye'nin AB üyeliği-
ne karşı çıkan ve Tür-
kiye için "ayncahkh
ortakhk" formülü
öneren CDU Başkanı
AngelaMerkeL Türki-
ye'nin AB üyeliğine kar-
şı açmayı düşündüğü imza
kampanyasından vazgeçti.
Sosyal Demokratlar ve Ye-
şüler tarafmdan sert bir şekil-
de eleştirilen imza kampanya-
sına Merkel'in kendi partisi
içinden de etkin sesler itiraz
ettüer. CDU içinde krmi po-
liükacdarTürkiye'nin AB üye-
liğine karşı çıkmanın anlam-
sız olduğunu savunurken ki-
milerideımzakampanyasının
terstepeceğinibelirttiler. Hes-
sen Eyalet Başbaka-
nı'nın da da itiraz et-
mesinden sonra Mer-
kel, imza kampan-
yasından vazgeçti.
Konuyla ilgili bir
açıklama yapan CDU
Parlamento Grubu
Sekreteri \tAer Kauder,
"Bu kampanya yapıhnaya-
cak ve artık üzerinde konu-
şuhnayacak" dedı.
Merkel'in kampanyadan
vazgeçmesinde parti içi itiraz-
lann yanı sıra neonazi parti-
lerinkampanyayasahıpçıkrna-
lannm rol oynadığı belirtiliyor.
Neonazi partiler, kampanya-
yı desteklediklerini; CDU'nun
vazgeçmesi halinde kendileri-
nin imza kampanyasını sür-
düreceklerini açıklamışü.
Tasos Papadopulostan tarihi itiraf
BM 'evef için
'para' verdi
LEFKOŞA (AA)
Kıbns Rum Yönetimi
lideri Tasos Papado-
pıdos, "BM'nin, re-
ferandumdaAnnan
Planı'na 'evef çık-
ması için Rum taran-
na para verdiğmi" ıd-
diaetü.
Rum gazetelerinde çıkan
habere göre Papadopulos, BM
Genel Sekreteri'nin eski Kıb-
ns Özel Temsilcisi Alvaro De
Soto'nun. kendısıne bu konu-
da bir mektup gönderdiğini
söyledi.
Papadopulos mektupta, "Re-
ferandumdan önce Kıbns'ta
para dağrtıkhgını, çünkü BM
vedjğerleritarafindan,Annan
Ptanı'nm geri götürühnesinin
fld tophnnhı bir mesde oJdu-
ğunun ve güçkridirflıne-
si gerektiğinin düşü-
nüldüğünün" belır-
tildiğini kaydetti.
Papadopulos'un
jd açıklamasını "şok"
olarak duyuran Rum
gazeteleri, haberi şu
^ yorumlarla aktardı:
Allthia:
tt
Ev*fin ya-
bancı fınansmanını eleştiri-
yor... / Papadopulos, kamu-
oyunun dikkatini sürekli ola-
rak yaptığı gaflardan, çıkmaz-
lardan ve içteki çözümsüz so-
runlardan başka yöne çekmek
çabasıyla başka bir cephe aç-
maya çalışıyor.
Simerfnl: Şok açıklama...
/ Tasos: "Evet bazrian referan-
dumda para aldı", "Elimde
De Soto'nun yazık itirafi vaıf
ranti edemeyiz" şeklmdekı bir yaklaşımın kabulü Türki-
ye'nin geleceğı ile kumar oynamaktan başka bir şey de-
ğildir. Bu yaklaşım, üç bakımdan Türkiye'nin AB'ye gir-
me çabalannı köstekleyicidir. Birincisi, Türk halkınnı
AB'ye desteğinı za\ıflatır. Bu durumda, hükümetin, Türk
halkını. AB ile bütünleşmek amacıyla egemenlik hakla-
nndan feragat etme>'e, siyasi ve ekonomik fedakârlıklar-
da bulunmaya ikna etmesı çok zor, hatta imkânsız olur. Öcin-
cisı, üyeliğin müphem hale getinlmesi bürokrasinin şev-
kini kû^r ve ülkenin tüm enerjisinin ve kaynaklannın AB
müktesebatma uyum sağlamak amacıyla seferber edilme-
si iradesıne ölümcül bir darbe ındirir. Üçüncüsü, AB yo-
lunun tanımlanabılır olmaktan çıkanlıp sonunun da belir-
sizlik ve karanlık içinde buakılması, Türkiye'nin bekle-
diğı avantajlardan yararlanamamasına yol açar. AB çıkar
da resmen "Her şey olumlu gitse bfle, kimse Türkiye'w tam
üyelik sözü veremez" derse, yabancı yatınmcılann Türki-
ye'ye yatınm yapmaya heveslen kalmaz.
TÜRK İSÇİLER SORUNU
- Türkrye'ye yapılan bir haksızhk da işçilerimize AB ka-
pılannın ilelebet kapatümasma ilişkin değil mi?
ELEKDAĞ - Evet rapor. Türk ışçilerinin AB ülkeleri-
ne gumelerini engellemek için sürekli ve kalıcı önleyici
tedbirlenn düşünülebıleceğini belirtıyor. Hatırlanacağı
üzere, dığer bazı üye ülkelenn işçilerinin serbest dolaşı-
mına geçıcı bir dönemi kapsayan kısıtlamalar gehrilmiş-
ti. Örneğin Polonya için bu süre yedi yıldı. Buna rağmen
AB'nin kapılannı Türk işçisine ilelebet kapamayı tasarla-
ması, insan haklannın ihlali anlanuna geleceğı gibi Roma
Antlaşması'nın ruhuna da aykındır.
- Cüne> Kıbns Rum Yönetimi'nden çatlak sesler gefi-
yor. Konseyden 17Arahk'ta Türkiye'nin müzakerelere baş-
laması hususunda olumlu bir karar çıkarsa bunu veto ede-
ceklerini belirterek şimdiden şantaja başlamış buhınuyvr-
lar. Bu koşullarda müzakere sürecinin normal ve sağhkh
olması nıümkün mü?
ELEKDAĞ - Komisyon raporu, Türkıye'run üyeliğine
karşı olan devletlenn veya Türkiye'den bazı imtiyazlar el-
de etmek isteyen ülkelerin eline müzakereleri durdurmak
ve yavaşlatmak imkânını veriyor. Komisyon, Türkiye'nin
reformlardan sapması veya geriye gitmesi durumunda,
AB'nin müzakereleri askıya alabileceğıni ve bunu nite-
lıklı çoğunlukla yapabileceğinı öngörmüştür. Bu koşulun
raporda açıkça zıkredilmesi, Türkiye açısından ayınmcı
bir muameledir. AB ilk defa olarak böyle bir şartı ileri sür-
müş bulunmaktadu-. 17 Aralık'ta Türkiye ile müzakerele-
re başlama karan oy birliği ile alınacaktır. A>TU şekilde,
askıya alma karan da oybirliği ile olmalıydı. Müzakere-
lerin de çoğunlukkaran ile alınması büyük birhatadır. Çün-
kü bu durumda, Türkiye ile sorunu olan AB üyeleri ülke-
mize kendı çözümlerini dayatmak amacıyla anılan yön-
temi istismar edeceklerdır.
' AYRIMCILIK YAPILIYOR'
- Durumun ciddiyet ve vahameti siz konuştukça ortaya
çüayor. Böyle olunca müzakere sürecinde çok zaman geç-
meden işlerin sarpa saracağı besbeUL Hükümetin bundan
hiçbir endişe duymanıası düşündürücü değil mi?
ELEKDAĞ-Daha her şeyi ortaya koymuş değılim, ko-
misyonun raporunda Türkiye için oluşturduğunu gördü-
ğümüz müzakere mekanizması bugüne kadar dığer aday
ülkelere uygulanandan değişiktir ve son derece katı bir de-
netım mekanizmasuıı içermektedır. Bu mekanizma dik-
katle incelendiğinde, Türkiye'yi AB yolunda sürekli tö-
kezletme niyetiyle hazırlandığı kuşkuya meydan bırakma-
yacak şekilde ortaya çıkıyor.
Nitekim, katılun müzakerelerinin, bütün üyelerin katı-
lacağı ve kararlann oybirliğiyle alınacağı bir hükümetler
arası konferans çerçevesmde ve konferansm yakın izle-
mesı ve denetimi altında sürdürülmesi ve müzakerelere
ilişkin revize bir katılım ortaklığı belgesi hazırlanarak Ni-
san 2005 'te yürürlüğe konulacak olması, Türkiye'nin ayı-
nmcılığa tabi tutulduğunun somut kanıtlandır. Hükümet-
lerarası konferans, normal olarak müzakerelerin yürütül-
mesinden sorumludur. Ancak, teknik nitelikteki ve aynn-
tıya ilişkin sonınlann dahi ona götürühTiesine yol açacak
derecede öncelıklı bir rolün konferansa verihnesi, müza-
kerelerin hkanmasına neden olacaktır. Bu bakundan, hü-
kümetler arası konferansın müzakerelerin >âirütühnesin-
deki rolü geleneksel düzeyine indirgenmeüdir.
'FRANSAYLA SORUN ÇIKMAZ'
- Fransa'da Türkrye'nin AB üyeliğine ilişkin taruşma-
lar büyüdü. Türkiye'nin üyeliğinin referandum konusu
yapdması doğru mu?
ELEKDAĞ - Fransa'da hükûmet, parlamento tartışma-
lannda Fransa'nm 17 Aralık'ta takınacağı tutumun sap-
tanması amacıyla Türkiye karşıtlannın ısrarla istediği oy-
lamayı olumsuz bir sonuçla karşılaşmamak için yaptırma-
dı. Ankara'dakı Fransız Büyükelçisi Bernard de Garda,
Cumhurbaşkanı Chirac'ın Türkiye ile müzakerelerin açıl-
masına olumlu baktığı hususunda teminat veriyor. Evvel-
si günkü görüşmemizde bunu bana söyledi. Bu bakımdan
arahk zirvesinde Fransa cenahından bir sorun çıkacağını
zannetmiyorum. Ancak, bir de Başkan Chirac'ın müza-
kereler bittikten sonra Türkiye'nin tam üyeliği hususun-
da Fransa'nın referanduma gitmesi önerisi var. Bu tutum
çok tehhkelı. çünkü diğer devletlere ömek oluşturuyor. Tür-
kiye 10 yıl müzakere edecek, her türlü engeü ve zorluğu
aşacak, başanh bir sınav verecek ve tam bu noktada Fran-
sa Türkiye'nin üyeliği konusunu halkoylamasına sunacak.
Bunu ıyi nıyeth bir davranış olarak görmek mümkün mü?
'KOŞUL DAYATILMASI SAÇMALIK'
-Peki bu durumda TürkiyeAB'ye karşı nasıl bir tutum
takınmah?
ELEKDAĞ - Bugüne kadar aday ülkelerden hiçbirine
üyelik müzakeresi başlatılu-ken "Uyettk müzakerelerine
başhyoruz, ama sakm ola ki sonuçta üye olacağmız umu-
duna düşmeyin, çünkü üye otmamanızolasıhğj da var" de-
nıhnemıştı. Türkıye'ye böyle bır koşul dayatılmak isten-
mesı bir saçmalık olduğu kadar, büyük bir haksızlık, la-
ubalilik; bu rencide edici ve kabul edilemez bir tutumdur.
Bu bakundan başta bu koşul olmak üzere, daha önce be-
lirtmiş olduğum diğer koşullann 17 Aralığa kadar değiş-
tirümesini sağlamak amacıyla AB makamlan ve uygun
görülecek AB üyeleri nezdinde yoğun girişunlerde bulu-
nuhnalıdır. Amaç, 17 Aralık'akaranndabukoşullannyer
almasının önlenmesı ve herhangi bır şekilde raporun bu
maddelerine atıfta bulunuhnamasını sağlamak olmalıdır.
Türkiye'nin isteyecegi, tam üyelik için müzakere süreci-
nin kendisüıden önceki aday ülkeler için uygulanan çer-
çeveye oturtulmasıdır. Çünkü Türkiye'ye adaylık statüsü
tanıyan 1999 Helsinki zirvesinde, ülkemize diğer aday ül-
kelerle eşit muamele yapılacağı karan aluımıştı.