22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2004 CUMARTE HABERLER DÜNYADABUGÜN AIİ StRMEN Kemalizm ve AB Medyamızda aklı evvef çok, salim aklı olan ise pek öyfe fazla yok. Son zamanlarda, "Kemalizm" fazlaca tartışılırol- du. Zaman zaman da, "Zaman"da ele alınıyor bu konu, Fethullah Efendi gözlüğüyle Kemalizm ile il- gili ahkâm kesiliyor; göz bozuk, gözlük çarpık olun- ca da ortaya garip sonuçlar çıkfyor. Kemalizmin AB ile bağdaşıp bağdaşmayacağı soaısu nedense sıkça soruluyor ve kimi zaman da, Kemalizm ile onu destekleyenler, savunanlar AB önünde engel olarak sunuluyor. IştesizeZaman'dan, yazannın ismi gerekmeyen bir alıntı: "Kimileri Kemalizmi koyu bir etnik milliyetçilik, din özgüriüğüne yer bırakmayan türden, radikal bir laiklik, katı bir merkeziyetçilik, ekonomide içe kapanış ve otoriter rejim savunuculuğu olarak yo- rumluyorlar. EğerKemalizmden anladığınız bu ise, Kemalizm ile AB kesinlikle bağdaşmaz..." Kim demiş Kemalizmin öyle olduğunu? "Kimi- leri" demiş. Kimmiş bu kimileri, o belli edilmiyor, "kimileri(?)" öne sürülerek, karşı olunan cereyana kendi istedik- leri gibı etiket yapıştınlıyor. • • • Cumhuriyet reformlanna can veren, onlann hem hazırlayıcısı hem de ürünü olan, Emest Renan'dan gelen, Kemalist ulus kavramının etnik tabana da- yanmadığı herkesçe biliniyor, adamın neler yazdı- ğına bakılsa öğrenilecek, ama gerek gönjlmüyor. "Et- nik milliyetçilik" yaftası hemen yapıştınlıyor. Laikliğin, inanç özgüriüğünün önünde bir engel değil, tam tersine onun güvencesi olduğu söyleni- yor, yazılıyor anlatılıyor, ama doğrudan laikliğe kar- şı çıkamayanlar, onun çarpıtarak karalamak istiyor- lar. Türkiye'de laikliğin din düşmanlığı olduğunu söy- leyebilmek için, gerçekten laiklik ve demokrasi düş- manı olmak gerekiyor. Mustafa Kemal'in döneminde, iki kez çok par- ti denemesi yapıldığı, özellikle ikincisinde, Serbest Cumhuriyetçı Fırka'nın Mustafa Kemal'in isteği ve girişimiylekuaılduğu, Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün partisinin. silah arkadaşı Inönü'nün önderliğinde, çok partili rejime geçişte başrolü oynadığı biliniyor, ama katı otoriter rejimden söz ediliyor. Maksat suyu bulandırmak, kafalan kanştırmak ya da zaten sarsılmış olan laik dengeyi allak bullak etmek. Tek başlanna hareket etmiyoriar. Dışanda da destekçileri var. Onlar nasıl bir zamanlar Kemalist ulusçuJuğu Kürt sorununun önünde engel olarak gös- termişlerse, şimdi deAB önünde engel olarak gös- termek istiyoriar. • • • Gerçek ise tam tersidir. Birkez daha yinelemek isterim; Kemalizm tek ba- şına bir ideoloji, bir kozmogoni, yani özgün birde- ğerier bütünü olmaktan çok, Rönesans'ın, Aydın- lanma'nın, 1789 Devrimi'nin kazanımlannı, ilk kez Avrupa dışı, Hıristiyan olmayan bir topluma mal eden bir harekettir. Bu niteliği, onun değerini azaltmaz, tam tersine çoğaltır. Bu niteliği ile Kemalizm Türkiye'nin Avru- palı olup olmadığını tartışanlara çok tok biryanıt ge- tirir. "Eğer bir değerier bütünüyse Avrupa, ona ka- tılmayı en fazla hak eden, Kemalizmin öncülüğün- de CumhuriyetDevnmi'nıyaparak, o değerieriyal- nrzbenimsemekle kalmayıp, kendi ömeğiyle evren- selliğini de kanıtlamış olan Türkiye'dir" der Kema- lizm. İlk kez Avrupa ve Hıristiyan dünyası dışı bir top- lumu.birzamanlarAvrupa'dayeşefmişdüşünceve kurumlarla çağdaşlığa taşıyan bir hareketin, AB önünde engel olup olmayacağı sorusunu sormak için.... hadi ne olmak gerektiğini belirtmeyeyim. Ama bu demek değildirki, Mustafa Kemal ne şe- kilde, ne koşulda olursa olsun, AB'ye girmek için her şeye katlanmaya razı idi. önce bir noktayı belirtmek gerek. Mustafa Ke- mal'in amacı, çağdaş uygarlığı yakalamaktı. Os- manlı'nın son döneminde olduğu gibi, erken Cum- huriyet çağında da, Cemal Süreya'nın deyimiyle "Avrupa çağdaşlaşmanın tek mümkünü olarakgö- rülmekteydi". Dikkat buyrunuz burada amaç çağdaşlaşma, araç Avrupa kurumlandır. Avrupa dışında da çağ- daşlaşmak mümkünse, ki mümkündür, oraya baş- ka yoldan da vanlabilir. "Bugerçeklerortadayken, Kemalizm ile AB bağ- daşabilirmi?" sorusunu ortaya atmak, bana ne dü- rüstçe görünüyor ne de akıllıca... Asıl sorulması gereken, El Tayyibizm'in, Made in USA damgalı ılımlı Islamcılığryla AB'nin bağda- şıp, bagdaşmayacağıdır. Sanınm bu sorunun ortaya atılacağı yer de, hiç- bir zaman "Zaman" değildir, olamaz, zaten böyle bir şeyi yaptırmazlar da. 0 zaman soru işaretinin çengellerini çaresizlik- ten Kemalizmin arkasına takartar aklı eveller... asirmen@cumhuriyet.com.tr Sedat Peker'e yönelik operasyon Dörtkişitntııkhmdı tstanbul Haber Servisi -Cezaevine konulan maf- ya lideri Sedat Peker'in adamlanna yönelik dü- zenlenen operasyonlarda gözaltına ahnan 10 kişi- den 4'ü tutuklandı. Istanbul Organize Suç- larŞubesi'ndetutulan 10 kişi dün sabah saatlerin- de Istanbul Adliyesi'ne sevk ediJdi. Cumhuriyet savcılan tarafindan sor- gulanan bu kişilerden Umraniye Ilçe Emniyet Amiri MuratYalgının da aralannda bulunduğu 6 kişi serbest bırakılırken eski MHP Şanhurfa II Başkanı Feridun Öncel, Gaffar Karademir, Fatih Çatal ile Sinan Kande- mir tutuklanmalan iste- miyle nöbetçi mahkeme- ye sevk edildiler. Burada yeniden sorgulanan 4 ki- şi, tutuklanarak Bayram- paşa Cezaevi'negönderil- di. Peker'e yakınlığıyla tanınan bir işadamı ve bir yargı üyesi arasındaki te- lefon konuşmalannı haber yaptıklan gerekçesiyle haklannda soruşrurma başlatılan Hürriyet gaze- tesi muhabiri ToygunAtil- la ile Çetin Aydın savcı- lığa ifade verdi. Peker operasyonunda adı geçen emniyet görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma başlatılc Polisemafya soruşturmasıANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Ramazan £r, Sedat Peker ve adamla- nyla ilgili operasyonlarda adı geçen emniyetgörevlileriyJe ilgüi adli ve ida- ri soruşrurma başlaöldığını, konunun iki polis müfettişi tarafindan araştınl- dığını bildirdi. Ramazan Er. yargı ile güvenlık birimlennin birhkte çalıştıgı- nı belirterek "Yargıylaetnniyet arasu- da hiçbir zaman, özellikle Sedat Peker olayıylailgüioiarak hiçbir uyumsuzhık, hiçbir anlaştnazfak söz konusu değil- dir, olamaz da" dedı. Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Er. haftalık basın bilgilendirme toplantısındagündemde- ki konulara ılişkın sorulan yanıtladı. • Konunun iki polis müfettişi tarafindan araştınldığını bildiren Emniyet Sözcüsü Ramazan Er, "Her kurum ve kuruluşta olduğu gibi zaman zaman emniyet teşkilatı içinde de bireysel hata yapan görevliler olabilir" diye konuştu. Er, Fehriye Erdal ve Dursun Kara- taş gibi suçlulann ıade edılmediği be- lirtilerek "Bu,Avrupa'nm çifte standar- dı mı" diye sorulması üzerine, suçlu- lann iadesine ılişkin sözleşme ile ül- keler arasında adli yardımJaşma söz- leşmeleri bulunduğunu. siyasi. askeri ve dini suçlulann ise Interpol mevzu- atı içinde teslim edılmediğini kaydet- ti. Er, "Bizün birçok ülkeden bugüne kadar iadesine iiiskin talep ertigimiz birçok sanık var. Bir bölütnünün iş- lemleri devam edrvor. Tabü bu işlemler sonuçlandığuıda iadeJeri söz konusu olabilecektir" dedi. Er, "Bu kişilene Dursun KarataşileFehriyeErdal da da- hil mi'' sorusuna ise "Bizim defaade ta- leplerimiz var, ama anılan şahıslan ia- de etmek o ülkeierin mevzuatian için- de değeriendirebilecekleri bir konu" karşılığım verdi. 'Anlaşmazfak söz konusu değil' Ramazan Er. bir başka soruyu yanıt- larken "Sedat Pekerve adamiamla il- gili operasyonlarda adı geçen emniyet görevnleriyie ilgfliadh'veidari soruştur- ma başlaahnışar. Konu ikipoüs müfet- tisüniz tarafindan tahkik ediünekte- djr" dedı. Er, yargı ile güvenlik birim- lerinin birlikte çalışüğını, güvenlik bi- nmJerinin yasalann verdiği yetki için- de cumhuriyet savcılan adina göre\ r yaptığını vurgulayarak "Yargıyla em- nrvet arasında hiçbir zaman, özeflüde SedatPeker olayryla ilgili olarak hiçbir uvumsuzluk. hiçbir anlaşmazuk söz konusu değildir, olamaz da" dedi. Polisin suçlulara farklı davranmadı- ğını ifade eden Er, operasyonun son yı lann en başanlı, gizliliğe uyulan ve e düzenli operasyonlanndan birisi oldı ğunu kaydetti. Er, çete operasyonlannda münfen olarak emniyet personelinin de gözal öna alındığı, haklannda idari ya da ad li soruşturma]ar açıldığı anımsahlaral "Suçlarla mücadete eden birimlerdek personeiin bu tür oluşumlar içindeyeı almasuıı nasıl değeriendirnorsunuz* sorusuna "Her kurum ve kuruluşta ol- duğu gibi zaman zaman emniyetteşki- laüiçindede bireyset hata \apangörev- liler olabilir. Bu göne\!ilerle ilgiliherza- man hem adli,hemidari i^emyapdmak- tadır" karşılığını verdi. CHP milletvekilleri mafya-emniyet-MİT-yargı ilişkileri konusunda araştırma önergesi verdi 4 Emnîyet yolgeçen haıu oldu9 .\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Millervekilı AtiDa Kart ve Izmir Mılletvekili Ahmet Ersin. mafya-emniyet-MlT ve yargı ilişkileriyle ilgili savlar konusunda bir araştırma önergesi verdi. Ersin, "emniyet ve MİT içindeki a>Ttkodanrun temizfcnmesi gerektiğmi" söylerken Kart, "cemaat-tarikat flişkileriyle ohışan kadrolann. dinleme olaylannın mutlak hâküni olduğunu, iktidann işine gelen bügflerin sızdınldıgını" söyledi. CHP Grup Başkanvekih Kemal Anadol dün Ahmet Ersın v e Atilla Kart'la birlikte düzenJediği basın toplantısında araştırma önergeleri hakkında bilgi verdi. Önergede '•olaylan, sa\lan takip erme, sorgulama, soruşrurma ve denetlenıe sorumluluğu bulunan hükümetin olaylan izfemekle yetind^i, tepkisiz kaldıgj" vurgulandı. Emniyet ve MÎT yapılanması içinde hukuk ihJallerinin yapıldığı ve suç ilişkılerî bulunduğu banz olmasına karşuı gerekenJerin yapıhnadığı vurgulanan önergede, emniyet yapılanmasında 15-20 yıl içinde teknik ve objektif ölçülere göre oluşan kıdem ve liyakat ilişkileri yok sayılarak cemaat-tarikat ilişkileri içinde bir kadrolaşmaya gidildiğine dikkat çekildi. Önergede şu değerlendirmelere yer verildi: "Kadrolaşma nedenn le emniyet teşkilatı diger birçok kurumda olduğu gibi işlevini kaybetmeye başlaırasür. Kurumun içi boşalmış, arşivi yok ounuştur. Bunun doğai sonucu olarak da: en hafıf deyimhie ifade etmek gerekirse, Istanbul'daki terör ola>1aruMİa istihbarat zafneti doğmuş, • "Emniyet ve MÎT içindeki ayrıkotlannın temizlenmesi gerektiğini" belirten CHP milletvekilleri "cemaat-tarikat ilişkileriyle oluşan kadrolann, dinleme olaylannın mutlak hâkimi olduğunu, iktidann işine gelen bilgilerin sızdınldığını" ileri sürdüler. Buca isyanı tartışılıyor Infaz hâkimliği sorunuçözmedi • Tutukiu ve hükümlülerin, bir kutu içinde, her türlü denetimden uzak, yargı güvencesi olmaksızın belirli kişilerin eline bn"akıldığını savunan hukukçular, sorunlann önüne geçebilmek için bu yapının değişmesinin zorunlu olduğunu söylediler. V'an'daki uyuşturucu olaylannda ihmal bo>ırtlanru aşan ve tşbirüği boyudanna varan süreçler v'aşanmaya başlanmışür. — — — — — — — — ^ Kıdem ve üyakatı esas aimayan. cenıaat ve tarikat ilişkileri içinde oluşan ve iç denetimin işlemez haie gddiği bir yapüanmada yokuzluk ve hukuksuzhıklara zemin haarlannıası kaçmıhnazdır." Önergede. "Alaattın Çakıcı ve benzeri yapdanmalann oluşturduğu örgiit ttişkJJerinm emnrvet ve bağb birimler ile olan irtibatiannın açıknk kazanması, Çakıcı'nın >ıırtdışına çıkışı sûrecinde bflgi sahibi olup bu kaçtşa göz yuman ve iştirak eden kamu göreviflerinin tespit edümesL bu ilişkiler hakkında yasal denetim görevterini \apma\an bürokrat ve siyasilerin tespit edümesi" için Mecüs arastuması açıhnası gereğinin de altı çizildi. CHP Grup Başkanvekili Anadol, Omraniye Emniyet Amiri Murat Yalgm'uı bazı telefon görüşmelerinin yer aldığı haberlere de dikkat çekti. Anadol, "Ük soruşturma bilgileri yasaktn*. Bunlann sızdınhnasınjn üç nedeni olabifin Ya emnrvet örgfitû, >asak olan ilk soruşrurma rutanaJdannı oerkesin alabueceği yolgeçen hanına dönüşmüştür; ya emnrvet örgütünde çıkar karşıhğı bu belgeleri sızdıran. satan kisikr vardır. Ya da emniyetin başındakj kadrolar sistematik olarak haber sızdınnaktadniar. Bu da en kötiisüdûr" dedi. Ceza Infaz Yasa Tasansı protesto edildi Tek tipe hayır' eylemi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su) - Diyarbakır'da insan haklan savu- nuculan ve baro temsilcileri tek tip mahkûm elbisesigiyerek CezaInlâzYa- sa Tasansı'nı protesto ertiler. Tasannın yürürlüğe girmesi halinde 12 Eylül dö- neminin cezaevlerinden daha kötü bir dönem yaşanacağı savunuldu. Insan Haklan Derneği (tHD), Tu- tuklu ve Hükümlü Aileleri DenıekJeri Federasyonu (TUHAD-FED), Maz- lum- Der ve Diyarbakır Barosu Ceza- evleri Komisyonu temsilcileri, dünKo- şuyolu Parkı'ndaki İnsan Haklan Anı- tı önünde bir araya geldi. Temsücilerin tek tip mahkûm elbisesi giyerek yap- tıklan açıklamaya, çoğu kadın yakla- şık 100kışı "Zindanlarboşataa tutsak- bra özgürlük", "Susma, sustukça sıra sanagefccek","AKPşaşırma, sabnnu- n taşınna", "Bijijiyana azad/ Yaşasın özgüryaşam" sloganlanyla destek ver- di. Açıklamayı okuyan TUHAD-FED Genel Başkanı NursdAydoğan. modem ceza infaz rejimlerinde, cezaevinde olan tutuklunun yalnızca özgüriüğü- nün kısıtlandığını, bunun dışında tüm insani gereksinim ve taleplerinin kar- şılandıjpnı belirtti. Bu doğrultuda ye- ni bir Ceza Infaz Yasası'na gereksinim olduğunu ifade eden Aydoğan, şunla- n söyledi. "Ancakbu ihtivaçbria hazjriaıxtağıbe- ürtilenyasatasansı, befittt^nniz sonın- lan çözmek bir vana, sorunlan derin- kştirecek, cezaevlerini kavnayan kazan haUne dönüşrürecek hükümler içer- mektedir. Toplumun talep ve beklenö- leri yok sayüarak hazırianan bu yasa tasansmda, 12 Eyhll standardannı bi- le anttacak hükümler mevcuttur" Aydoğan, tasannifl çekilmesi amacry- kheyetleroluşturarakAnkara'dagörüs- melerde bulunacaklannı da belirtti. OZAN YAYMAN İZMÎR - Buca Ceza- evi'nde meydana gelen olaylar dikkatleri yeni- den tutukiu ve hükümlü- lerin bulunduğu mekân- lara çevirdi. Türkiye'de- ki cezaevlerinde 70 bin mahkûmun kaldığına dik- kat çekilirken iki bininin aynı anda ayaklanmasının düşündürücü olduğu vur- gulandı. Bu durumun Türkiye tarihinde bir ilk olduğunu açıklayan Iz- mir Barosu Cezaevi Izle- me Komisyonu üyesi avukatlar, önlem alınma- ması durumunda büyük olayiann yaşanabilece- ğine dikkat çektiler. Buca Cezaevi 'ndeki iki bin tutukiu ve hükümlü- nün, cezaevi yönetüni- nin uygulamalannı pro- testo etmek amacıyla yaptığı eylemin yankısı sürüyor. 7 mahkûmun ya- ralanması, cezaevinin fi- ziki olarak ağır hasar gör- mesi ve rehin alınan gar- diyanlar ve mevcut ya- pının tüm ısrarlara karşm değişmemesi, daha bü- yük olayiann habercisi olarak niteleniyor. 2001 yılmda oluşturu- lan ve cezaevi idarelerinin uygulamalarmı denetime ve yargı güvencesine ka- vuşturacağı büdirilen "in- faz hâkimliği" sistemırun sıkıntılan gideremediği vurgulandı. Tutukiu ve hükümlülerin, bir kutu içinde, her türlü denetim- den uzak, yargı güvence- si olmaksızın belirli kişi- lerin eline bırakıldığını savunan hukukçular, so- runlann önüne geçebil- mek için bu yapının de- ğişmesinin zorunlu oldu- ğunu söylediler. Izmir Barosu Cezaevi Izleme Komisyonu Üye- si Bahattin Özdemir, in- faz hâkimlığinin, tutukiu ve hükümlülerin yaşadığı koşullan yerinde görme ve iddia edilen sıkıntılan denetleme amacıyla oluş- turulduğunu anımsatarak "Ancak aradan geçen sü- reçte hiçbir ohımlu geKş- me vaşanmadığı gibi bu birim,idarenin uygubma- lannıonayiavan bir hal al- mışör. Ofcryiara amndata- nık oünası ve yargısal gü- venceye kaMişturmasıiçin lardanuzakbulunmakta- dır. Mahkeme kâtibL tüm dosyayı incelemekle yü- kümiü kıhnmışve hâkim- ler,geişmeferden neredej.- sehabersiz hak gelmişar" diye konuştu. Özdemir, Buca Ceza- evi'nde meydana gelen olayiann Türkiye gene- lindeki, tutukiu ve hüküm- Jülerin yaşam koşullan- na ı§ık tutacak nitelikte olduğunu söyleyerek "Ll- ke geneUnde 70 bin mah- kûm buhmuyor.Bunlann 2 bini birden ayaldanıyor- sa, orada ciddi bir sorun var demektir. Türkiye'de bu anlamda bir eylem ilk kez j'aşanryor" diye ko- nuştu. Özdemir, cezaev- lerinin sivil denetleme ekiplerine açılmasmı iste- diklerini vnrguladı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Avrupa Birliği'yle müzakere tarihi- nin belirienmesinin yaklaşmasıyla bir- likte Tür1<iye'de neler duyor sorusu da anlam kazanıyor. En çok merak edi- len alanlardan birisi basın özgüriüğü. Uzaktan bakınca, eskisine göre işler daha iyi gidiyor diye bir duyguya ka- pılmak mümkün. Bazı alanlarda belli bir iyileşmeden söz etmek de müm- kün. Ancak tek tek acaba bu alanda neler oluyor diye bakınca durumun pek de parlak olmadığı ortaya çıkıyor. Bağımsız lletişim Ağı'nın (BİA) Med- ya özgüriüğü ve Bağımsız Gazeteci- lik Izleme ve HaberAğı projesinin tem- muz, ağustos, eylül aylanna ilişkin ra- poru, özgürlük ihlallerinin hâlâ korku- tucu boyutlarda olduğunu gösteriyor. Rakamlar yükselerek devam ediyor. Bu raporda yeralan bazı bilgileri kı- sa kısa aktaralım: Üç aylık süre için- de 13 gazeteci hakkında 11 dava açıl- dı. Hakkında dava açılanlardan birisi de Mehmet Ali Birand. Birand hak- Basın Özgürlüğünde Neredeyiz? krnda, CNN Türktelevizyonundaki 32. Gün programında Abdullah Öca- lan'ın avukatlanyla yaptığı röportajlar nedeniyle "PKK/KONGRA GEL ör- götûneyardım veyataklık" suçlama- sıyla dava açıldı. İki gazeteci TCK 159., iki gazeteci TCK 312/2., iki ga- zeteci TCK 312/1., bir gazeteci TCK 169., birgazeteci TCK 168/2., bir ga- zeteci de TCK 308. maddelerinden, aynca iki gazeteci de Terörle Müca- dele Yasası'nın 7/2. maddesini ihlal- den yargılanıyor. Bu dönemde 6 gazeteci gözaltına alındı. Eski Su Yayınlan sahibi ve Bir- gün gazetesi yazan Melih Pekdemir 18 Ağustos gecesi, "ifadesinin alın- ması" gerekçesiyle evinden gözaltna alındı. Mersin Emniyet Müdürlüğü'nde 1 güntutuldu.21 Eylül'de Milliyet mu- habiri Tolga Şardan, "Çakıcı-MİT- Yarg/tay" konusunda yaptığı haberler nedeniyle Istanbul Cumhuriyet Baş- savcılığı'nın talimatıyla "polis marife- tiyle" götürüldüğü Ankara Başsavcı- lığı'nda savcı Şemsettin özcan'ın karşısına çıktı. Aynı konuda Sabah gazetesi muhabiri Ünsal Ergel veZa- man gazetesi muhabiri Ercan Gün'e de soruşturma açıldı. Tunceli Baro Başkanı ve Tunceli'de Munzur Haber gazetesinin sahibi Hüseyin Aygün hakkında 21 Mart 2002 tarihinde ana- dilde eğitim hakkını savunduğu gerek- çesiyle dava açılmışt. Aygün ve onun- la birlikte yargılanan 14 kişi hakkında beş yıla kadar hapis cezası isteniyor. RTÜK ise Diyarbakır'da yayın yapan Söz TV, Gün TV ve Batman'da yayın yapan Çağn FM'in Türkçe dışında ya- yın yapmak amacıyla yaptığı başvu- ruyu bir türlü karara bağlamıyor. Hal- buki, ulusal düzeyde yayın yapan TV ve radyolar için bu yayın serbest bı- rakılmıştı. Yerel yayınlar neden engel- leniyor, anlamak zor. FfTÜK bu konu- da hâlâ engellemeci tutumunu sür- dürüyor. Tabü bununla da kalmıyor; Kürtçe yayın yaptığı gerekçesiyle ya- yın kapatma eylemini sürdürüyor. RTÜK, bu dönemde 8 TV programını durdurdu. Bu dönem boyunca yerel radyola- ra 8, yerel televizyonlara 11 ve ulusal çapta yayın yapan televizyonlara 75 olmak üzere RTÜK toplam 94 uyan ce- zası verdi. Bu arada 25 Eylül'de polis Istanbul Saraçhane'deki KESK eylemini izle- yen Cumhuriyet gazetesi muhabiri Gökçe Uygun'un yüzüne ve ağzının içine biber gazı sıktı. 24 Eylül'de öz- gür Yurttaş Hareketi eylemini izleyen Mersin muhabiri Hakkı Çat coplan- dı, fotoğraf makinesi kınldı. Van Emniyet Müdürlüğü basılarak uyuşturucu sanıklannın kaçınlması ile ilgili gelişmeleri izjeyen Evrensel ga- zetesi muhabiri Özkan Zülfikar ve Şerif Karataş, 10 Temmuz'da şüphe- li şahıs olduklan gerekçesiyle gözal- tına alındılar. Dört gün gözaltında tu- tulan, Istanbul'da yayın yapan Anado- lu'nun Sesi Radyosu Yayın Yönetme- ni Selda Yeşiltepe, 9 Temmuz'da çı- karıldığı Beşiktaş Ağır Ceza Mahke- mesi Savcılığı'nda ifade verdikten son- ra serbest bırakıldı. Çok sayıda gaze- teci buna benzertehdit, dayakgibi sal- dınlara uğradı. BlA'nın raporu, ihlallerin hâlâ de- vam ettiğini ve ciddi bir azalma olma- dığını gösteriyor. Anlaşılan o ki, basın özgüriüğü meselesi demokrasi ve öz- gürlük meselesinin birparçası olarak, gündemimizdeki sıcak yerini korumaya devam edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle