Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2004 CUMARTE
HABERLER
DÜNYADABUGÜN
AIİ StRMEN
Kemalizm ve AB
Medyamızda aklı evvef çok, salim aklı olan ise pek
öyfe fazla yok.
Son zamanlarda, "Kemalizm" fazlaca tartışılırol-
du. Zaman zaman da, "Zaman"da ele alınıyor bu
konu, Fethullah Efendi gözlüğüyle Kemalizm ile il-
gili ahkâm kesiliyor; göz bozuk, gözlük çarpık olun-
ca da ortaya garip sonuçlar çıkfyor.
Kemalizmin AB ile bağdaşıp bağdaşmayacağı
soaısu nedense sıkça soruluyor ve kimi zaman da,
Kemalizm ile onu destekleyenler, savunanlar AB
önünde engel olarak sunuluyor.
IştesizeZaman'dan, yazannın ismi gerekmeyen
bir alıntı:
"Kimileri Kemalizmi koyu bir etnik milliyetçilik,
din özgüriüğüne yer bırakmayan türden, radikal
bir laiklik, katı bir merkeziyetçilik, ekonomide içe
kapanış ve otoriter rejim savunuculuğu olarak yo-
rumluyorlar.
EğerKemalizmden anladığınız bu ise, Kemalizm
ile AB kesinlikle bağdaşmaz..."
Kim demiş Kemalizmin öyle olduğunu? "Kimi-
leri" demiş.
Kimmiş bu kimileri, o belli edilmiyor, "kimileri(?)"
öne sürülerek, karşı olunan cereyana kendi istedik-
leri gibı etiket yapıştınlıyor.
• • •
Cumhuriyet reformlanna can veren, onlann hem
hazırlayıcısı hem de ürünü olan, Emest Renan'dan
gelen, Kemalist ulus kavramının etnik tabana da-
yanmadığı herkesçe biliniyor, adamın neler yazdı-
ğına bakılsa öğrenilecek, ama gerek gönjlmüyor. "Et-
nik milliyetçilik" yaftası hemen yapıştınlıyor.
Laikliğin, inanç özgüriüğünün önünde bir engel
değil, tam tersine onun güvencesi olduğu söyleni-
yor, yazılıyor anlatılıyor, ama doğrudan laikliğe kar-
şı çıkamayanlar, onun çarpıtarak karalamak istiyor-
lar.
Türkiye'de laikliğin din düşmanlığı olduğunu söy-
leyebilmek için, gerçekten laiklik ve demokrasi düş-
manı olmak gerekiyor.
Mustafa Kemal'in döneminde, iki kez çok par-
ti denemesi yapıldığı, özellikle ikincisinde, Serbest
Cumhuriyetçı Fırka'nın Mustafa Kemal'in isteği ve
girişimiylekuaılduğu, Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün
partisinin. silah arkadaşı Inönü'nün önderliğinde,
çok partili rejime geçişte başrolü oynadığı biliniyor,
ama katı otoriter rejimden söz ediliyor.
Maksat suyu bulandırmak, kafalan kanştırmak
ya da zaten sarsılmış olan laik dengeyi allak bullak
etmek.
Tek başlanna hareket etmiyoriar. Dışanda da
destekçileri var. Onlar nasıl bir zamanlar Kemalist
ulusçuJuğu Kürt sorununun önünde engel olarak gös-
termişlerse, şimdi deAB önünde engel olarak gös-
termek istiyoriar.
• • •
Gerçek ise tam tersidir.
Birkez daha yinelemek isterim; Kemalizm tek ba-
şına bir ideoloji, bir kozmogoni, yani özgün birde-
ğerier bütünü olmaktan çok, Rönesans'ın, Aydın-
lanma'nın, 1789 Devrimi'nin kazanımlannı, ilk kez
Avrupa dışı, Hıristiyan olmayan bir topluma mal
eden bir harekettir.
Bu niteliği, onun değerini azaltmaz, tam tersine
çoğaltır. Bu niteliği ile Kemalizm Türkiye'nin Avru-
palı olup olmadığını tartışanlara çok tok biryanıt ge-
tirir.
"Eğer bir değerier bütünüyse Avrupa, ona ka-
tılmayı en fazla hak eden, Kemalizmin öncülüğün-
de CumhuriyetDevnmi'nıyaparak, o değerieriyal-
nrzbenimsemekle kalmayıp, kendi ömeğiyle evren-
selliğini de kanıtlamış olan Türkiye'dir" der Kema-
lizm.
İlk kez Avrupa ve Hıristiyan dünyası dışı bir top-
lumu.birzamanlarAvrupa'dayeşefmişdüşünceve
kurumlarla çağdaşlığa taşıyan bir hareketin, AB
önünde engel olup olmayacağı sorusunu sormak
için.... hadi ne olmak gerektiğini belirtmeyeyim.
Ama bu demek değildirki, Mustafa Kemal ne şe-
kilde, ne koşulda olursa olsun, AB'ye girmek için
her şeye katlanmaya razı idi.
önce bir noktayı belirtmek gerek. Mustafa Ke-
mal'in amacı, çağdaş uygarlığı yakalamaktı. Os-
manlı'nın son döneminde olduğu gibi, erken Cum-
huriyet çağında da, Cemal Süreya'nın deyimiyle
"Avrupa çağdaşlaşmanın tek mümkünü olarakgö-
rülmekteydi".
Dikkat buyrunuz burada amaç çağdaşlaşma,
araç Avrupa kurumlandır. Avrupa dışında da çağ-
daşlaşmak mümkünse, ki mümkündür, oraya baş-
ka yoldan da vanlabilir.
"Bugerçeklerortadayken, Kemalizm ile AB bağ-
daşabilirmi?" sorusunu ortaya atmak, bana ne dü-
rüstçe görünüyor ne de akıllıca...
Asıl sorulması gereken, El Tayyibizm'in, Made
in USA damgalı ılımlı Islamcılığryla AB'nin bağda-
şıp, bagdaşmayacağıdır.
Sanınm bu sorunun ortaya atılacağı yer de, hiç-
bir zaman "Zaman" değildir, olamaz, zaten böyle
bir şeyi yaptırmazlar da.
0 zaman soru işaretinin çengellerini çaresizlik-
ten Kemalizmin arkasına takartar aklı eveller...
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Sedat Peker'e yönelik operasyon
Dörtkişitntııkhmdı
tstanbul Haber Servisi
-Cezaevine konulan maf-
ya lideri Sedat Peker'in
adamlanna yönelik dü-
zenlenen operasyonlarda
gözaltına ahnan 10 kişi-
den 4'ü tutuklandı.
Istanbul Organize Suç-
larŞubesi'ndetutulan 10
kişi dün sabah saatlerin-
de Istanbul Adliyesi'ne
sevk ediJdi. Cumhuriyet
savcılan tarafindan sor-
gulanan bu kişilerden
Umraniye Ilçe Emniyet
Amiri MuratYalgının da
aralannda bulunduğu 6
kişi serbest bırakılırken
eski MHP Şanhurfa II
Başkanı Feridun Öncel,
Gaffar Karademir, Fatih
Çatal ile Sinan Kande-
mir tutuklanmalan iste-
miyle nöbetçi mahkeme-
ye sevk edildiler. Burada
yeniden sorgulanan 4 ki-
şi, tutuklanarak Bayram-
paşa Cezaevi'negönderil-
di. Peker'e yakınlığıyla
tanınan bir işadamı ve bir
yargı üyesi arasındaki te-
lefon konuşmalannı haber
yaptıklan gerekçesiyle
haklannda soruşrurma
başlatılan Hürriyet gaze-
tesi muhabiri ToygunAtil-
la ile Çetin Aydın savcı-
lığa ifade verdi.
Peker operasyonunda adı geçen emniyet görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma başlatılc
Polisemafya soruşturmasıANKARA (Cumhuriyet Börosu) -
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü
Ramazan £r, Sedat Peker ve adamla-
nyla ilgili operasyonlarda adı geçen
emniyetgörevlileriyJe ilgüi adli ve ida-
ri soruşrurma başlaöldığını, konunun
iki polis müfettişi tarafindan araştınl-
dığını bildirdi. Ramazan Er. yargı ile
güvenlık birimlennin birhkte çalıştıgı-
nı belirterek "Yargıylaetnniyet arasu-
da hiçbir zaman, özellikle Sedat Peker
olayıylailgüioiarak hiçbir uyumsuzhık,
hiçbir anlaştnazfak söz konusu değil-
dir, olamaz da" dedı. Emniyet Genel
Müdürlüğü Sözcüsü Er. haftalık basın
bilgilendirme toplantısındagündemde-
ki konulara ılişkın sorulan yanıtladı.
• Konunun iki polis müfettişi tarafindan araştınldığını bildiren Emniyet Sözcüsü
Ramazan Er, "Her kurum ve kuruluşta olduğu gibi zaman zaman emniyet teşkilatı
içinde de bireysel hata yapan görevliler olabilir" diye konuştu.
Er, Fehriye Erdal ve Dursun Kara-
taş gibi suçlulann ıade edılmediği be-
lirtilerek "Bu,Avrupa'nm çifte standar-
dı mı" diye sorulması üzerine, suçlu-
lann iadesine ılişkin sözleşme ile ül-
keler arasında adli yardımJaşma söz-
leşmeleri bulunduğunu. siyasi. askeri
ve dini suçlulann ise Interpol mevzu-
atı içinde teslim edılmediğini kaydet-
ti. Er, "Bizün birçok ülkeden bugüne
kadar iadesine iiiskin talep ertigimiz
birçok sanık var. Bir bölütnünün iş-
lemleri devam edrvor. Tabü bu işlemler
sonuçlandığuıda iadeJeri söz konusu
olabilecektir" dedi. Er, "Bu kişilene
Dursun KarataşileFehriyeErdal da da-
hil mi'' sorusuna ise "Bizim defaade ta-
leplerimiz var, ama anılan şahıslan ia-
de etmek o ülkeierin mevzuatian için-
de değeriendirebilecekleri bir konu"
karşılığım verdi.
'Anlaşmazfak söz konusu değil'
Ramazan Er. bir başka soruyu yanıt-
larken "Sedat Pekerve adamiamla il-
gili operasyonlarda adı geçen emniyet
görevnleriyie ilgfliadh'veidari soruştur-
ma başlaahnışar. Konu ikipoüs müfet-
tisüniz tarafindan tahkik ediünekte-
djr" dedı. Er, yargı ile güvenlik birim-
lerinin birlikte çalışüğını, güvenlik bi-
nmJerinin yasalann verdiği yetki için-
de cumhuriyet savcılan adina göre\
r
yaptığını vurgulayarak "Yargıyla em-
nrvet arasında hiçbir zaman, özeflüde
SedatPeker olayryla ilgili olarak hiçbir
uvumsuzluk. hiçbir anlaşmazuk söz
konusu değildir, olamaz da" dedi.
Polisin suçlulara farklı davranmadı-
ğını ifade eden Er, operasyonun son yı
lann en başanlı, gizliliğe uyulan ve e
düzenli operasyonlanndan birisi oldı
ğunu kaydetti.
Er, çete operasyonlannda münfen
olarak emniyet personelinin de gözal
öna alındığı, haklannda idari ya da ad
li soruşturma]ar açıldığı anımsahlaral
"Suçlarla mücadete eden birimlerdek
personeiin bu tür oluşumlar içindeyeı
almasuıı nasıl değeriendirnorsunuz*
sorusuna "Her kurum ve kuruluşta ol-
duğu gibi zaman zaman emniyetteşki-
laüiçindede bireyset hata \apangörev-
liler olabilir. Bu göne\!ilerle ilgiliherza-
man hem adli,hemidari i^emyapdmak-
tadır" karşılığını verdi.
CHP milletvekilleri mafya-emniyet-MİT-yargı ilişkileri konusunda araştırma önergesi verdi
4
Emnîyet yolgeçen haıu oldu9
.\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya
Millervekilı AtiDa Kart ve Izmir Mılletvekili Ahmet
Ersin. mafya-emniyet-MlT ve yargı ilişkileriyle ilgili
savlar konusunda bir araştırma önergesi verdi. Ersin,
"emniyet ve MİT içindeki a>Ttkodanrun temizfcnmesi
gerektiğmi" söylerken Kart, "cemaat-tarikat
flişkileriyle ohışan kadrolann. dinleme olaylannın
mutlak hâküni olduğunu, iktidann işine gelen
bügflerin sızdınldıgını" söyledi. CHP Grup
Başkanvekih Kemal Anadol dün Ahmet Ersın v e
Atilla Kart'la birlikte düzenJediği basın toplantısında
araştırma önergeleri hakkında bilgi verdi. Önergede
'•olaylan, sa\lan takip erme, sorgulama, soruşrurma
ve denetlenıe sorumluluğu bulunan hükümetin
olaylan izfemekle yetind^i, tepkisiz kaldıgj"
vurgulandı. Emniyet ve MÎT yapılanması içinde
hukuk ihJallerinin yapıldığı ve suç ilişkılerî
bulunduğu banz olmasına karşuı gerekenJerin
yapıhnadığı vurgulanan önergede, emniyet
yapılanmasında 15-20 yıl içinde teknik ve objektif
ölçülere göre oluşan kıdem ve liyakat ilişkileri yok
sayılarak cemaat-tarikat ilişkileri içinde bir
kadrolaşmaya gidildiğine dikkat çekildi. Önergede şu
değerlendirmelere yer
verildi: "Kadrolaşma
nedenn le emniyet teşkilatı
diger birçok kurumda
olduğu gibi işlevini
kaybetmeye başlaırasür.
Kurumun içi boşalmış,
arşivi yok ounuştur.
Bunun doğai sonucu
olarak da: en hafıf
deyimhie ifade etmek
gerekirse, Istanbul'daki
terör ola>1aruMİa
istihbarat zafneti doğmuş,
• "Emniyet ve MÎT
içindeki
ayrıkotlannın
temizlenmesi
gerektiğini" belirten
CHP milletvekilleri
"cemaat-tarikat
ilişkileriyle oluşan
kadrolann, dinleme
olaylannın mutlak
hâkimi olduğunu,
iktidann işine gelen
bilgilerin
sızdınldığını" ileri
sürdüler.
Buca isyanı tartışılıyor
Infaz hâkimliği
sorunuçözmedi
• Tutukiu ve hükümlülerin, bir kutu içinde,
her türlü denetimden uzak, yargı güvencesi
olmaksızın belirli kişilerin eline bn"akıldığını
savunan hukukçular, sorunlann önüne
geçebilmek için bu yapının değişmesinin
zorunlu olduğunu söylediler.
V'an'daki uyuşturucu
olaylannda ihmal
bo>ırtlanru aşan ve tşbirüği
boyudanna varan süreçler
v'aşanmaya başlanmışür.
— — — — — — — — ^ Kıdem ve üyakatı esas
aimayan. cenıaat ve tarikat ilişkileri içinde oluşan ve iç
denetimin işlemez haie gddiği bir yapüanmada
yokuzluk ve hukuksuzhıklara zemin haarlannıası
kaçmıhnazdır." Önergede. "Alaattın Çakıcı ve
benzeri yapdanmalann oluşturduğu örgiit ttişkJJerinm
emnrvet ve bağb birimler ile olan irtibatiannın açıknk
kazanması, Çakıcı'nın >ıırtdışına çıkışı sûrecinde bflgi
sahibi olup bu kaçtşa göz yuman ve iştirak eden kamu
göreviflerinin tespit edümesL bu ilişkiler hakkında
yasal denetim görevterini \apma\an bürokrat ve
siyasilerin tespit edümesi" için Mecüs arastuması
açıhnası gereğinin de altı çizildi. CHP Grup
Başkanvekili Anadol, Omraniye Emniyet Amiri
Murat Yalgm'uı bazı telefon görüşmelerinin yer
aldığı haberlere de dikkat çekti. Anadol,
"Ük soruşturma bilgileri yasaktn*. Bunlann
sızdınhnasınjn üç nedeni olabifin Ya emnrvet örgfitû,
>asak olan ilk soruşrurma rutanaJdannı oerkesin
alabueceği yolgeçen hanına dönüşmüştür;
ya emnrvet örgütünde çıkar karşıhğı bu belgeleri
sızdıran. satan kisikr vardır. Ya da emniyetin
başındakj kadrolar sistematik olarak haber
sızdınnaktadniar. Bu da en kötiisüdûr" dedi.
Ceza Infaz Yasa Tasansı protesto edildi
Tek tipe hayır' eylemi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro-
su) - Diyarbakır'da insan haklan savu-
nuculan ve baro temsilcileri tek tip
mahkûm elbisesigiyerek CezaInlâzYa-
sa Tasansı'nı protesto ertiler. Tasannın
yürürlüğe girmesi halinde 12 Eylül dö-
neminin cezaevlerinden daha kötü bir
dönem yaşanacağı savunuldu.
Insan Haklan Derneği (tHD), Tu-
tuklu ve Hükümlü Aileleri DenıekJeri
Federasyonu (TUHAD-FED), Maz-
lum- Der ve Diyarbakır Barosu Ceza-
evleri Komisyonu temsilcileri, dünKo-
şuyolu Parkı'ndaki İnsan Haklan Anı-
tı önünde bir araya geldi. Temsücilerin
tek tip mahkûm elbisesi giyerek yap-
tıklan açıklamaya, çoğu kadın yakla-
şık 100kışı "Zindanlarboşataa tutsak-
bra özgürlük", "Susma, sustukça sıra
sanagefccek","AKPşaşırma, sabnnu-
n taşınna", "Bijijiyana azad/ Yaşasın
özgüryaşam" sloganlanyla destek ver-
di. Açıklamayı okuyan TUHAD-FED
Genel Başkanı NursdAydoğan. modem
ceza infaz rejimlerinde, cezaevinde
olan tutuklunun yalnızca özgüriüğü-
nün kısıtlandığını, bunun dışında tüm
insani gereksinim ve taleplerinin kar-
şılandıjpnı belirtti. Bu doğrultuda ye-
ni bir Ceza Infaz Yasası'na gereksinim
olduğunu ifade eden Aydoğan, şunla-
n söyledi.
"Ancakbu ihtivaçbria hazjriaıxtağıbe-
ürtilenyasatasansı, befittt^nniz sonın-
lan çözmek bir vana, sorunlan derin-
kştirecek, cezaevlerini kavnayan kazan
haUne dönüşrürecek hükümler içer-
mektedir. Toplumun talep ve beklenö-
leri yok sayüarak hazırianan bu yasa
tasansmda, 12 Eyhll standardannı bi-
le anttacak hükümler mevcuttur"
Aydoğan, tasannifl çekilmesi amacry-
kheyetleroluşturarakAnkara'dagörüs-
melerde bulunacaklannı da belirtti.
OZAN YAYMAN
İZMÎR - Buca Ceza-
evi'nde meydana gelen
olaylar dikkatleri yeni-
den tutukiu ve hükümlü-
lerin bulunduğu mekân-
lara çevirdi. Türkiye'de-
ki cezaevlerinde 70 bin
mahkûmun kaldığına dik-
kat çekilirken iki bininin
aynı anda ayaklanmasının
düşündürücü olduğu vur-
gulandı. Bu durumun
Türkiye tarihinde bir ilk
olduğunu açıklayan Iz-
mir Barosu Cezaevi Izle-
me Komisyonu üyesi
avukatlar, önlem alınma-
ması durumunda büyük
olayiann yaşanabilece-
ğine dikkat çektiler.
Buca Cezaevi 'ndeki iki
bin tutukiu ve hükümlü-
nün, cezaevi yönetüni-
nin uygulamalannı pro-
testo etmek amacıyla
yaptığı eylemin yankısı
sürüyor. 7 mahkûmun ya-
ralanması, cezaevinin fi-
ziki olarak ağır hasar gör-
mesi ve rehin alınan gar-
diyanlar ve mevcut ya-
pının tüm ısrarlara karşm
değişmemesi, daha bü-
yük olayiann habercisi
olarak niteleniyor.
2001 yılmda oluşturu-
lan ve cezaevi idarelerinin
uygulamalarmı denetime
ve yargı güvencesine ka-
vuşturacağı büdirilen "in-
faz hâkimliği" sistemırun
sıkıntılan gideremediği
vurgulandı. Tutukiu ve
hükümlülerin, bir kutu
içinde, her türlü denetim-
den uzak, yargı güvence-
si olmaksızın belirli kişi-
lerin eline bırakıldığını
savunan hukukçular, so-
runlann önüne geçebil-
mek için bu yapının de-
ğişmesinin zorunlu oldu-
ğunu söylediler.
Izmir Barosu Cezaevi
Izleme Komisyonu Üye-
si Bahattin Özdemir, in-
faz hâkimlığinin, tutukiu
ve hükümlülerin yaşadığı
koşullan yerinde görme
ve iddia edilen sıkıntılan
denetleme amacıyla oluş-
turulduğunu anımsatarak
"Ancak aradan geçen sü-
reçte hiçbir ohımlu geKş-
me vaşanmadığı gibi bu
birim,idarenin uygubma-
lannıonayiavan bir hal al-
mışör. Ofcryiara amndata-
nık oünası ve yargısal gü-
venceye kaMişturmasıiçin
lardanuzakbulunmakta-
dır. Mahkeme kâtibL tüm
dosyayı incelemekle yü-
kümiü kıhnmışve hâkim-
ler,geişmeferden neredej.-
sehabersiz hak gelmişar"
diye konuştu.
Özdemir, Buca Ceza-
evi'nde meydana gelen
olayiann Türkiye gene-
lindeki, tutukiu ve hüküm-
Jülerin yaşam koşullan-
na ı§ık tutacak nitelikte
olduğunu söyleyerek "Ll-
ke geneUnde 70 bin mah-
kûm buhmuyor.Bunlann
2 bini birden ayaldanıyor-
sa, orada ciddi bir sorun
var demektir. Türkiye'de
bu anlamda bir eylem ilk
kez j'aşanryor" diye ko-
nuştu. Özdemir, cezaev-
lerinin sivil denetleme
ekiplerine açılmasmı iste-
diklerini vnrguladı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Avrupa Birliği'yle müzakere tarihi-
nin belirienmesinin yaklaşmasıyla bir-
likte Tür1<iye'de neler duyor sorusu da
anlam kazanıyor. En çok merak edi-
len alanlardan birisi basın özgüriüğü.
Uzaktan bakınca, eskisine göre işler
daha iyi gidiyor diye bir duyguya ka-
pılmak mümkün. Bazı alanlarda belli
bir iyileşmeden söz etmek de müm-
kün. Ancak tek tek acaba bu alanda
neler oluyor diye bakınca durumun
pek de parlak olmadığı ortaya çıkıyor.
Bağımsız lletişim Ağı'nın (BİA) Med-
ya özgüriüğü ve Bağımsız Gazeteci-
lik Izleme ve HaberAğı projesinin tem-
muz, ağustos, eylül aylanna ilişkin ra-
poru, özgürlük ihlallerinin hâlâ korku-
tucu boyutlarda olduğunu gösteriyor.
Rakamlar yükselerek devam ediyor.
Bu raporda yeralan bazı bilgileri kı-
sa kısa aktaralım: Üç aylık süre için-
de 13 gazeteci hakkında 11 dava açıl-
dı. Hakkında dava açılanlardan birisi
de Mehmet Ali Birand. Birand hak-
Basın Özgürlüğünde Neredeyiz?
krnda, CNN Türktelevizyonundaki 32.
Gün programında Abdullah Öca-
lan'ın avukatlanyla yaptığı röportajlar
nedeniyle "PKK/KONGRA GEL ör-
götûneyardım veyataklık" suçlama-
sıyla dava açıldı. İki gazeteci TCK
159., iki gazeteci TCK 312/2., iki ga-
zeteci TCK 312/1., bir gazeteci TCK
169., birgazeteci TCK 168/2., bir ga-
zeteci de TCK 308. maddelerinden,
aynca iki gazeteci de Terörle Müca-
dele Yasası'nın 7/2. maddesini ihlal-
den yargılanıyor.
Bu dönemde 6 gazeteci gözaltına
alındı. Eski Su Yayınlan sahibi ve Bir-
gün gazetesi yazan Melih Pekdemir
18 Ağustos gecesi, "ifadesinin alın-
ması" gerekçesiyle evinden gözaltna
alındı. Mersin Emniyet Müdürlüğü'nde
1 güntutuldu.21 Eylül'de Milliyet mu-
habiri Tolga Şardan, "Çakıcı-MİT-
Yarg/tay" konusunda yaptığı haberler
nedeniyle Istanbul Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nın talimatıyla "polis marife-
tiyle" götürüldüğü Ankara Başsavcı-
lığı'nda savcı Şemsettin özcan'ın
karşısına çıktı. Aynı konuda Sabah
gazetesi muhabiri Ünsal Ergel veZa-
man gazetesi muhabiri Ercan Gün'e
de soruşturma açıldı. Tunceli Baro
Başkanı ve Tunceli'de Munzur Haber
gazetesinin sahibi Hüseyin Aygün
hakkında 21 Mart 2002 tarihinde ana-
dilde eğitim hakkını savunduğu gerek-
çesiyle dava açılmışt. Aygün ve onun-
la birlikte yargılanan 14 kişi hakkında
beş yıla kadar hapis cezası isteniyor.
RTÜK ise Diyarbakır'da yayın yapan
Söz TV, Gün TV ve Batman'da yayın
yapan Çağn FM'in Türkçe dışında ya-
yın yapmak amacıyla yaptığı başvu-
ruyu bir türlü karara bağlamıyor. Hal-
buki, ulusal düzeyde yayın yapan TV
ve radyolar için bu yayın serbest bı-
rakılmıştı. Yerel yayınlar neden engel-
leniyor, anlamak zor. FfTÜK bu konu-
da hâlâ engellemeci tutumunu sür-
dürüyor. Tabü bununla da kalmıyor;
Kürtçe yayın yaptığı gerekçesiyle ya-
yın kapatma eylemini sürdürüyor.
RTÜK, bu dönemde 8 TV programını
durdurdu.
Bu dönem boyunca yerel radyola-
ra 8, yerel televizyonlara 11 ve ulusal
çapta yayın yapan televizyonlara 75
olmak üzere RTÜK toplam 94 uyan ce-
zası verdi.
Bu arada 25 Eylül'de polis Istanbul
Saraçhane'deki KESK eylemini izle-
yen Cumhuriyet gazetesi muhabiri
Gökçe Uygun'un yüzüne ve ağzının
içine biber gazı sıktı. 24 Eylül'de öz-
gür Yurttaş Hareketi eylemini izleyen
Mersin muhabiri Hakkı Çat coplan-
dı, fotoğraf makinesi kınldı.
Van Emniyet Müdürlüğü basılarak
uyuşturucu sanıklannın kaçınlması ile
ilgili gelişmeleri izjeyen Evrensel ga-
zetesi muhabiri Özkan Zülfikar ve
Şerif Karataş, 10 Temmuz'da şüphe-
li şahıs olduklan gerekçesiyle gözal-
tına alındılar. Dört gün gözaltında tu-
tulan, Istanbul'da yayın yapan Anado-
lu'nun Sesi Radyosu Yayın Yönetme-
ni Selda Yeşiltepe, 9 Temmuz'da çı-
karıldığı Beşiktaş Ağır Ceza Mahke-
mesi Savcılığı'nda ifade verdikten son-
ra serbest bırakıldı. Çok sayıda gaze-
teci buna benzertehdit, dayakgibi sal-
dınlara uğradı.
BlA'nın raporu, ihlallerin hâlâ de-
vam ettiğini ve ciddi bir azalma olma-
dığını gösteriyor. Anlaşılan o ki, basın
özgüriüğü meselesi demokrasi ve öz-
gürlük meselesinin birparçası olarak,
gündemimizdeki sıcak yerini korumaya
devam edecek.