27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2003 CUMARTESİ HABERLER Karayollan'nın Bolu Tüneli inşaatı için Bayındır İnşaat'ı safdışı bıraktığı iddia edildi İtalyanlara Bolu Tüneli sözüÖZGÜRERBAŞ Karayollan Genel Müdürlügü'nün Bolu Tüneli inşaatına ilişkin. Italyan Astaldi S.p.A firmasıyla gizli bır ek sözleşme yaparak 1990"dan bu yana in- şaatın yapımına yüzde 50 ortak olan Bayındır înşaat AŞ'yi saf dış» bırak- tığı iddia edildi. Sözleşmeden haber- dar olunması üzerine Bayındır Inşaat'ın mahkeme karanyla hakedişler îizerin- de tedbır koydurmasına karşın Kara- yollan 'nın Astaldı'ye bugüne kadar yaklasık 80 mılyon dolar ödenrae yap- tığı behrtildı. tstanbul 3. Asliye Ticaret Marıkeme- si'nin verdiği kararla hakedişler üze- rine tedbir koyduran Bayındır înşaat AŞ'nin avukatlan AJper Kasar ve Şükrii Kaya dilekçelerinde, Astaldi şırketiyle Karayollan Genel Müdürlü- • Karayollan Genel Müdürlüğü'nün İtalyan Astaldi firmasıyla gizli bir ek sözleşme yaptığının ortaya çıkması üzerine, Bayındır İnşaat'ın hakedişler üzerine tedbir koydurmasına karşın İtalyan firmaya bugüne kadar yaklaşık 80 milyon dolar ödendiği öne sürüldü. İtalyan firma ise Karayollan'na yazdığı bir yazıda, İtalyan diplomatik yetkililerine verilen sözün tutulması istedi. ğü'nün, 3 Kasım seçimJeri sonrası 14 Kasım 2003 'te bır ek sözleşme yap- tıklarını ve bu sözleşmeden Bayındır înşaat'ın haberdar edümediğini öne sürdüler. Dilekçede aynca. mahkeme- nin hakedişler üzerine tedbir koyma- sına karşın Astaldi fırmasına Kara- yollan'nın üç ayn hakediş parası ola- rak yaklaşık 80 milyon dolar ödeme yaptığı belirtildi. Bayındır İnşaat'ın tüm alacaklannın üzerinde tedbir ka- ran olduğunun kaydedildiği dilekçe- de özetle şu ifadelere yer verildi: "Bayındır İnşaat'a ödenecek hake- dişlerin temelde devietin bir cebinden çıkıp diğer cebine girecek bir para ol- masına ve Baymdır İnşaat'ın üzerine düşengöreviyapacak dunımda olma- sma karşm sadece İtalyanfirmasmapa- ra ödenmesi anlaşılmaz bir durum ohışturmaktadır." V'erdiğiniz sözü rurun! Astaldi fırması, tedbirkaranna yap- tığı itirazda ortakhğın 31 Mayıs 2001 'de sona erdiğini ifade ederken Bayındır Înşaat bu konuda kesinleş- miş bir yargı karan olmadığını, tüm hak ve yükümlülüklerde kendilerinir yüzde 50 payı olduğunu kaydetti. Astaldi S.p.A'nın Türkiye bürosu- nun 27 Şubat 2003 'te Karayollan Ge- nel Müdürlüğü'ne yazdığı yazıda *ken- dilerine ve İtalyan diplomatik yetkili- lerine söz verikügi gibT hakedişlerin kendilerine yapılması gerektiği belir- tildi. Yazıda aynca "Hukuk tnüşavir- liginiztaranndan gerçekterin ve sözleş- mesel dokümanlann eksik ve yanlış yorumlanmasına dayandınlan böyle bir karar, şirketimize telafi edilmezza- rariar verecek ve sizin yarannıza 100 milyon dolar sigorta tazminan sağla- dığımız proje için Hazine Müsteşarb- ğTna 305 mihon dolar tutannda kre- di teköf ettigimizve hak ettiğiıniz öde- meyi beklerken projeyi 80 mihon do- larâ kadar kendi kavnaklanmızla ft- nanseettiğünizbuakuıbb dönemdebi- zim tarafimızdan katlanüan tüm eko- nomik ve mali fedakârhklann hiçe sa- yıhnası anlamına getecektir" denildi. Hakediş ödemesinin Astaldi 'ye ya- pılmaması halinde finansmanın da gerçekleşmeyeceğinin vurgulandıği yazıda, ttalyan yetkililerine söz veril- diği gibi hakedişin kendilerine öden- mesini istediler. 305 milyon dolar kredi Baymdırlık Bakanı ZekiErgezen de 17 Agustos'ta birtelevizyonprogramın- da Astaldi "ye ödenecek hakedişler üze- rine tedbir konduğunu doğrulamıştı. Astaldi'nin 305 miryon dolarlık kredi getirdiğini söyleyen bakan "Baymdır Inşaat resmi muhatap değfl. Tüneli bi- tirmek için İtalyan BüvükeJçisi fle ber ay birarayageByonız" dedi. BURSA Engelli çocuklar sokağa terk ediliyor LEVENTGENCELLİ BURSA- Bursa'daki 67 engelli çocuk, Bursa tmam Hatip Lısesi'nin kapasıtesini arttırmak amacıyla Milh Eğitım Bakanlığı tarafindan tahsıs edilen binadan çıkanlmak isteniyor. Orta düzey zihinsel öğrenme güçlüğü çeken çocukJann eğitım gördüğü eski imam hatıp lisesi binasının boşaltılması için çalışma başlatıldı. AKP'nin iktidara gelmesinden sonra imam hatip lisesine kayıt kampanyalannın hızlandığı, imam hatip hselen koruma demeklerinin, partinin desteği ile atağa kalktığı gözleniyor. Bursa tmam Hatip Lisesi Koruma Derneği yöneticileri de bir dönem "apteshane" olarak faaliyet gösteren ve geçen yıl bakanlıkça Yıldınm tlköğretim Okulu ve Meslek Eğirim Merkezi'ne tahsis edilen 3 katlı binayı geri istiyor. Özürlü çocuklann Yıldınm ilçesmden kilometrelerce uzaktaki Nilüfer Mithat Enç flköğretim Okulu Mesleki Eğitim Merkezi'ne nakledilmek istendiğini belirten veliler şöyle konuştu: " Yıldınm, Bursa'nın en fakir ilçesL Zor koşuDardaki eğitüebilir çocuklar veü dayaıuşmasıyla yeniden yapbnlan binada eğitim görüyorlar. Bu çocuklan kilometrelerce uzaklıktaki bir başka okula göndermek, cinayetle eşdeğerdir " Özürlü çocukJannın bahçeye çıkmasının bile engellendiğini iddia eden veliler. okul yönetıcilerinin "Sizi buradan çıkaracağc Burada imam hatiptiler okuyacak. Okula sğmryoruz" dediklerini ileri sürdüler. Bursa tmam Hatip Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı NecdetÇubuk ile Milli Görüşçü velilerin,binanın yeniden kendilerine verilmesinde ısrar ettikleri, bazı velilerin tahsisın kaldınlması için yargıya girmeye hazırlandıklan öğrenildi. u*'zlaşürtna KuruhTnun aküğj karar açhk grevi yapan Kamu-Sen'e üye memurlar arasuıda sevinç yaratü. Türkiye Kamu- Sen Genel Başkanı Birean Akyüdız taleplerindeki haklınğın Uzlaştırma Kurulu'nca teyit edOdiğmi beörrti. Kurulun kararlan, K E S K T C Türkiye Kamu- Sen tarafindan olumlu karşüanırken; l zlaşürma Kurulu Başkanı Engin Doğu uygulanan istikrar programı, ekonomik kaynaklar ve kamu çahşanJannın durumunu göz Önüne aJarak karara ulaştıklannı söyledi. (AA) 2003 yılı kayıplan için 200 milyon lira; 2004 yılı ilk altı ayı için yüzde 10 zam önerdi Kurulhükümetten insaflıçıktıAJVKARA (Cumhurhet Bürosu) - Uzlaş- tırma Kurulu, memur maaşlanna 2004 yı- lında birinci 6 ay yüzde 10; ikinci 6 ayda da yüzde 8 zam yapılmasını önerdi. Kurul, memur maaşlarında 2003 yıhndaki kayıp- ların giderilmesi için de, gelecek yıl iki taksitte verilmesi koşuluyla 200 milyon li- ra ödenmesini istedi. Kurulun kararla- _ n, KESK ve Türkiye Kamu- Sen tara- findan olumlu karşılanırken; Uzlaştır- ^ ma Kurulu Başkanı Engin Doğu uygu- lanan istikrar programı, ekonomik kay- naklar ve kamu çahşanlannın durumu- nu göz önüne alarak karara ulaştıkla- nnı söyledi. Bağlayıcılığı bulunmayan ~"~ Uzlaştırma Kurulu'nun kararlan, Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Hükümet ile memur sendikalan arasuıda yürütülen toplu görüşmelerde anlaşma sağ- lanamaması üzerine devreye giren Uzlaş- tırma Kurulu, çarşamba günü başlattığı ça- lışmalannı dün tamamladı. Yüksek Hakem Kurulu ve Uzlaştırma Kurulu Başkanı En- gin Doğu, kurul tarafindan ahnan karann ta- raflan tamamen tatmin edemeyebileceğini belirtti. Günün koşullan, uygulanan ekono- mik program, ekonomik kaynaklar ve çah- şanlann ihtiyaçlannı çalışmalannda dikka- te aldıklanru vurgulayan Doğu, ahnan ka- KESK Genel Başkanı Sami Evren, Uzlaştırma Kurulu tarafindan açıklanan zam oranlannın, hükümet tarafindan kendilerine önerilen rakamlann üzerinde olduğuna dikkat çekti. rarlan şöyle özetledi: \/ Toplu görüşmeler sürecinde hüküme- tin kamu çahşanlannın 2003 yılı kayıplan için ödemeyi önerdiği 160 milyon liranın, 200 milyon lira olarak ödenmesini benim- sedik. Bu para 2004 yılında iki taksit halin- de ödenmeli. f/ Memur maaşlanna 2004 yılının birin- ci 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ay için yüz- de 8 oranında zam yapılmasını öngördük. Enflasyonun hedefleri aşması durumunda, enflasyon farkı verilmeli. \/ Kurul, lojmandan yararlanamayan me- murlara, lojman kirası olarak 2004 yılının _ birinci 6 ayı için 25 milyon, ikinci 6 ayı için de 35 milyon lira kira yardımı ya- pümasmı öngördü. Kurulun aldığı ka- rarlar arasında, büyükşehir belediyesi sınırlan içerisindeki görevlilere ayda 30 milyon lira ulaşım yardımı, ayda en az 20 milyon lira yiyecek yardımı ödenme- ~ ~ si de bulunuyor. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bir- can Akyüdız taleplerindeki hakhhğın Uz- laştırma Kurulu'nca teyit edildiğini belirte- rek "Kurul kararlan altçıta olmak üzere, si- yasi iradeyle mutabakat tesis edinceye ka- dar açbk gre\imiz bu çadırda sürecektir" diye konuştu. Nedenleri çok farklı olsa bile kanın rengi nasıl değişmiyorsa, savaşın kendi gerçeği de hiç değişmiyor Uzâğm adı dün Koıv\cli, bugün Irak Prof. Dr. CENGİZ KUDAY -2- tşte bu bilinmezlik ıçinde yanlan bölgeyı tıkama görevi alan tugay hız- la yürüyüşe devam etti. Sonradan an- laşılacaktı ki bu ani karar ve hızlı uy- gulama 8. orduyu bir kuşatmadan kur- taracak, dolayısıyla BM ordusunun yok olmasını önleyecekti. Bütün gün ve gece>i kuzeye yürü- yerek geçiren tugay, 27 Kasım sabahı yalnız başına meçhul biryürüyüş içın- dedir. Kurmaylan ile birlikte durumu tartışan tugay komutanı, daha ileri git- menın tehlikeli olacağını düşünerek, genye dönüp boğazdan sıynlmanın da- ha uygun olacağınakarar verecektir. Ve yine sonradan anlaşılacaktır b verilen bu karar tugayı imhadan kurtaracaktır. 28 Kasım gece 04'te başlayan geri dönüş yürüyüşü sonlanıp, Türk tuga- yı eski yerine döndüğünde, "buhındu- ğunuz yerde durup savıınun" diyen 9. Amerikan kolordusundan tekkişi yok- tur. Ve Türk tugayı doğasını, yaşantı- sını, dilini hiç bilmedıği Kuzey Ko- re'nin bu dağ köyünde kendıni kade- riyle baş başa bırakılmış bulur. 28 Kasım günü saat 03'te tugayın artçı bırakhğı yerlerden silah sesleri gelmeye başlar. saat 04'te tugay keşif takım komutanı yanında bir subay ve 4 erle penşan bir şekilde çıkagelir; bu- • Dün uzaktaki ülkenin adı Kore idi, uzağın adı bugün çokyahnımızdaki Irak... Coğrafyası dahayakın olsa bile, tarihsel bağlanmız olsa bile, bizim sınıriarımızın ötesi hep aynı uzak değil mi? Irak 'a Türk askeri gönderilmesinin gündeme geldiği bugünlerde, geçmiş tecrübelerimize bir kez daha ve dikkatle bakmamız gerekiyor. lunduklan vasıta anzalanmış, tamir sı - rasmda düşmanın baskınına uğramış- lardır.iki subay ve birkaç er dışında kurtulan olmamış, sağ kalanlar esir düşmüşlerdir. Kumıri'de 218 şehit, 94 kayıp 28-29 Kasım günleri sürenkanlı sa- vaşın sonunda 30 Kasım sabahı Türk tugayı ölüm tuzağı haline gelen Kunu- ri Boğazı'nı aşıp düzlüğe çıkmıştır. Sonradan anlaşılacaktır ki, tugay ken- dini kurtanrken 8. orduyu da kurtarmış- tır... Ne var ki Türk tugayının kayıp- lan da çok ağır olmuştun 26 Kasım-1 Aralık 1950 tarihierinde büyük kısmı Kunur'de olmak üzere 12 subay, 7 ast- subay, 199 er, toplam 218 şehit; 5 su- bay, 10 astsubay, 440 er, toplam 455 ya- ralı ve 7 subay, 2 astsubay, 85 er, top- lam 94 kayıp... Daha sonralan Amerikalı bir harp muhabiri şöyle yazacaktır: Güney Kore kolordusu dağılınca 9. kolordu komutaru kendi yanını koru- mak üzere Kore'ye yeni gelmiş Türk tugayıru Kunuri yolu ile Tukcon'a se\k etti... Kunuri'de Türk tugayı düşman- la muharebeye girişti. Çin birlikleri Türklerin üzerine yüklendiler. Uzun boylu, soluk benizli esmer TürkJer ge- ri çekilmediler. Düşmanla çevrildikle- ri halde ölünceye kadar mücadele ver- diler...Türk tugayının fazla kayba uğ- raması yüzünden Türk halkının üzün- tülerini hesaba katan Amerikan hükü- meti sessiz sedasız Türk makamlann- dan özürdilemek zorunda kaldı, ancak Türkler Amerikalılann ne demek iste- digini anlayamadılar; oraya vuruşmak için gitmişlerdi ve vuruşmuşlardı... Dün, uzaktaki ülkenin adı Kore idi; uzağın adı bugün çok yakınımızdaki Irak... Coğrafyası daha yakın olsa. ta- rihsel bağlanmız olsa bile, bizim sınır- lanmızm ötesi hep aynı uzak değil mi? Savaşın nedenleri dün ve bugün bir- birinden çok farklı olsa bile. zamandan ve mekândan soyutlandığmda geride ka- lan yahn gerçekliğinde, kanın rengi nasıl değişmiyorsa savaşın kendi için- deki gerçek de hiç değişmiyor. Irak'ta dûşûk devirti savaş Sonucu ne olursa olsun hiçbir kav- gadan temiz çıkılmadığı gerçeği, hiç- bir savaştan da kayıpsız çıkılamadığı- nı göstermiştir. Çeşitli beklentileri ve belki birtakım kazançlan oiacaktır el- bette savaşın. Ancak küller soğuyup dumanlar dağıldıktan sonra, belki de çok çok sonra. tşte bu bilinmezlik. bu dip- siz Karanhk bugün de dün gibi hep ay- nı. Oysa bugün değişen ve değişmek- te olan şey insanın dünden daha fazla birey olması ve bu anlamda farklılaşan özgürlüklerkavTamı. Bunedenledirki geleceğin belirsizliği içindeki kaza- nımlann beklentisi, insanlann yaşam- lannı feda etmeyi gerekli kılmamalı... frak'a Türk askeri gönderilmesinin yeniden gündeme geldiği bugünlerde geçmiş tecrübelerimize daha doğrusu iz bırakmış yaralanmıza bir kez daha ve dikkatle bakmamız gerekiyor. Irak'ta savaş bitti gibi görünmekle beraber, düşük devirü bir savaşın sürmekte ol- duğu aşikârdır ve bunun ne zamana kadar süreceğini kestirmek pek kolay degildir. Dünün acılannı yeniden ya- şamamak için. dünün analizini dürüst ve şeffaflıkla yapmamız gerekiyor. Bu- günün dünya geometrisini iyi algılama- fı ve bulunduğumuz yeri iyi hesapla- mahyız. Bulunmayı hayal ettigimiz yer için ise insan hayannı feda etmekten da- ha çağdaş ve aİcılcı çözümler aramalı, dünya giderek saydamlaşırken biz ar- tık ışıksız yolculuklara çıkmamalıyız... Kaynaklar: 1. Kore Savaşlannda Mehmetçik, tbmhim Artuç, 1990. 2. This KindofWar (Into the Valley ofDeath) Chapter 20, T.R. Fehren- bach, 1998. BİTTİ CUMARTESİ YAZTTARI ATAOL BEHRAMOĞLU Omurgasız... Sözcüğü ilk kez Sabahattin Ali kullanmış. Ben Mehmet Ali Aybar'ın konuşmalannda ve yazıla- nnda karşılaşmıştım. Benim karşılaştığım biçimiy- le, "omurgasız aydın"d\... Ben "aydın" sözcüğü- nü kaldırarak "omurgasız"\ tek başına kullanaca- ğım... Böyle daha da anlamlı olacağını düşünüyo- rum... • • • Sabahattin Ali'nin (ve Aybar'ın) "omurgasız ay- dın"\, anladığım ve anımsadığımca, ansiklopedik anlamda bilgı sahibı, fakat ülke gerçeklerinden ve eylemden uzak birisidir. Omurgadan yoksun bir be- den gibi, sahıp olduğu bilgileri tutarlı birsistemde birleştirip eyleme dönüştürecek bir kişilik ekse- ninden yoksundur. Bu bilgiler dağınık ve değişken- dir. Bu anlamda da bilgiden çok "malûmat" dü- zeyindedir. Ama bütün bunlara karşın, kibir, ken- dini beğenmişlik, önemli kişi görünme çabası, bu tipin belli başlı özelliklerindendir... • • • Şimdi "omurgasız aydın "\, ya da benim önerim- le "omurgasız") daha yakın bir incelemeye alalım. "Omurgasız"m, genellikle, azgelişmiş, daha ki- barca deyimiyle "gelişmekte olan" ülkelere özgü bir tip olduğu söylenebilir... Geleneksel değerlerin sarsıldığı, yeni değerierin- se henüz yerieşmediği bu gibi toplumsal ortamlar "omurgasız"\n ortaya çıkması, serpilip gelişmesi için en elverişli koşullan yaratır. "Omurgasız" kendi aile çevresini küçümsemek- le, hor görmekle kişilik "kariyer"ırim ilk adımlannı atar... Onun "psiko-patolojik bir vaka" olduğu daha bu dönemlerde bellidir. Gençlik yıllarında kısa bir süre "devrimci" ol- duktan sonra, herkeslerden daha hızlı karşı çıktı- ğı "kurulu dûzen "in emir komutasına girer ve ateş- li savunucusu olur... Sonraki aşama, yurdun küçümsenmesidir. "Omurgasız" ciddi anlamda bir aile duygusun- dan ve sevgisinden yoksun olduğu gibi, insan ve yurt sevgisinden de yoksundur... Çünkü onun kişiliğınde her şey '7cavramsa/"dır ve bu kavramlardan hıçbırinin duygusal derinliği yoktur... Kendi bireysel kişiliğine, "ego"suna ve çıkarla- nna hastalıklı bağlılığı dışında... • • • "Omurgasız", çok lyimser bir yaklaşımla, bir Byron tipidir... Başta Onegin olmak üzere Puşkin'in kimi kah- ramanları (bu arada Lermontov'un Peçorin'i) "omurgasız"ın tipik örnekleridir... Shakespeare'de. Balzac'ta, Çehov'da, genel olarak sanıyorum ki tüm dünya edebıyatında 'omur- gasız"\n değişik örnekleriyle karşılaşabiliriz... Bunlann arasında benim için en ilginç ve düşün- dürücü olanı, daha önce de birkaç yazımda de- ğindiğim, I. Ehrenburg'un "Paris Düşerken"'m- dekı Lucien'dir... Bu tip, bireyci, bencil, dönek, kaypak, özetle "omurgasız" kimliğiyle ürküntü, keder ve ibret ve- ricidir... Fakat günümüz Türkiye'sinde, özellikle de ba- sın ve medya dünyasında boy gösteren kimi omur- gasızlar, Ehrenburg'un kahramanını bile neredey- se sevimli kılmaktalar... • * • "Omurgasız"; bir azgelişmiş, ya da gelişmekte olan ülke tipidir dedim... Ülke gelıştikçe, kendi ayaklan üstünde durma- yı öğrendikçe, omurga sahibi insanlan çoğaldık- ça bu gibi tiplerin sahneden çekilip gideceklerin- de kuşku yok... Onlara belki acınabilirdi... Ama buna gerek yok. Çünkü omurgasızlığın sağladığı birolanakla, eği- lip bükülme esneklik ve yetenekleriyle, nasıl olsa her dönemde bir biçimde var olmayı sürdürebile- ceklerdir... ataol b@ cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 Türkeş'in gelini vuruldu • BURSA (AA)-îşadamı Nesün Malki'nin öldürülmesi olayının sanıklanndan Burhanettin Türkeş'in gelini Gökçen Türkeş, evinde karnından vurulmuş halde bulundu. 1 çocuk annesi Gökçen Türkeş, ağır yaralı olarak Uludağ Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesı'ne kaldınldı. Hastanede yoğun bakıma alınan Gökçen Türkeş'in durumunun ciddi olduğu ve hayati tehlikeyi atlatamadığı bildinldi. Gökçen Türkeş'i bulan eşi Mehmet Tayyar Türkeş gözaltına alındı Mimarsinan'da Balık Festivali • İstanbul Haber Servisi - Büy-ükçekmece Mimarsinan Beldesi Belediye Başkanlığı'nca gerçekleştirilen "Balık Festivali" başladı. Cç gün sürecek etkinlikler arasında konserler, sergiler ve konferanslar da yer alıyor. Festi^in son gününde ise balık tutma yanşlan düzenlenecek. lö'den yalanlama • İstanbul Haber Servisi - tstanbul Üniversitesi (ÎÜ) Basın ve Halkla llişkıler Merkezi'nden yapılan açıklamada, 22.08.2003 tarihli Vatan ve Milliyet gazetelerinde yer alan, "Prof. Dr. Fazıl Sağlam'ın 1Ü Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'na tepki olarak üniversitedeki görevinden aynldığı" yönündeki haberlerin gerçekle ilgisi olmadığı ifade edildi. Interaktît Kadın Projesi • İstanbul Haber Senisi - KA-DER ve Türkiye Bilişim Derneği tarafindan tnteraktif Kadın Projesi kapsamında "Kadınlar bilgisayar başına" kampanyası başlatılacak. 1 Kasım'da başlayacak olan eğitim projesi ile 50 bin kadına temel bilgisayar ve internet eğitimi verilmesi hedefleniyor. Proje hakkında detaylı bilgi almak ısteyenler ise 0212 478 0808 No'lu telefondan proje koordinatörlerine ulaşabilecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle