Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2003 CUMARTESİ
HABERLER
Karayollan'nın Bolu Tüneli inşaatı için Bayındır İnşaat'ı safdışı bıraktığı iddia edildi
İtalyanlara Bolu Tüneli sözüÖZGÜRERBAŞ
Karayollan Genel Müdürlügü'nün
Bolu Tüneli inşaatına ilişkin. Italyan
Astaldi S.p.A firmasıyla gizli bır ek
sözleşme yaparak 1990"dan bu yana in-
şaatın yapımına yüzde 50 ortak olan
Bayındır înşaat AŞ'yi saf dış» bırak-
tığı iddia edildi. Sözleşmeden haber-
dar olunması üzerine Bayındır Inşaat'ın
mahkeme karanyla hakedişler îizerin-
de tedbır koydurmasına karşın Kara-
yollan 'nın Astaldı'ye bugüne kadar
yaklasık 80 mılyon dolar ödenrae yap-
tığı behrtildı.
tstanbul 3. Asliye Ticaret Marıkeme-
si'nin verdiği kararla hakedişler üze-
rine tedbir koyduran Bayındır înşaat
AŞ'nin avukatlan AJper Kasar ve
Şükrii Kaya dilekçelerinde, Astaldi
şırketiyle Karayollan Genel Müdürlü-
• Karayollan Genel Müdürlüğü'nün İtalyan Astaldi firmasıyla gizli bir ek sözleşme yaptığının
ortaya çıkması üzerine, Bayındır İnşaat'ın hakedişler üzerine tedbir koydurmasına karşın İtalyan
firmaya bugüne kadar yaklaşık 80 milyon dolar ödendiği öne sürüldü. İtalyan firma ise
Karayollan'na yazdığı bir yazıda, İtalyan diplomatik yetkililerine verilen sözün tutulması istedi.
ğü'nün, 3 Kasım seçimJeri sonrası 14
Kasım 2003 'te bır ek sözleşme yap-
tıklarını ve bu sözleşmeden Bayındır
înşaat'ın haberdar edümediğini öne
sürdüler. Dilekçede aynca. mahkeme-
nin hakedişler üzerine tedbir koyma-
sına karşın Astaldi fırmasına Kara-
yollan'nın üç ayn hakediş parası ola-
rak yaklaşık 80 milyon dolar ödeme
yaptığı belirtildi. Bayındır İnşaat'ın
tüm alacaklannın üzerinde tedbir ka-
ran olduğunun kaydedildiği dilekçe-
de özetle şu ifadelere yer verildi:
"Bayındır İnşaat'a ödenecek hake-
dişlerin temelde devietin bir cebinden
çıkıp diğer cebine girecek bir para ol-
masına ve Baymdır İnşaat'ın üzerine
düşengöreviyapacak dunımda olma-
sma karşm sadece İtalyanfirmasmapa-
ra ödenmesi anlaşılmaz bir durum
ohışturmaktadır."
V'erdiğiniz sözü rurun!
Astaldi fırması, tedbirkaranna yap-
tığı itirazda ortakhğın 31 Mayıs
2001 'de sona erdiğini ifade ederken
Bayındır Înşaat bu konuda kesinleş-
miş bir yargı karan olmadığını, tüm
hak ve yükümlülüklerde kendilerinir
yüzde 50 payı olduğunu kaydetti.
Astaldi S.p.A'nın Türkiye bürosu-
nun 27 Şubat 2003 'te Karayollan Ge-
nel Müdürlüğü'ne yazdığı yazıda *ken-
dilerine ve İtalyan diplomatik yetkili-
lerine söz verikügi gibT hakedişlerin
kendilerine yapılması gerektiği belir-
tildi. Yazıda aynca "Hukuk tnüşavir-
liginiztaranndan gerçekterin ve sözleş-
mesel dokümanlann eksik ve yanlış
yorumlanmasına dayandınlan böyle
bir karar, şirketimize telafi edilmezza-
rariar verecek ve sizin yarannıza 100
milyon dolar sigorta tazminan sağla-
dığımız proje için Hazine Müsteşarb-
ğTna 305 mihon dolar tutannda kre-
di teköf ettigimizve hak ettiğiıniz öde-
meyi beklerken projeyi 80 mihon do-
larâ kadar kendi kavnaklanmızla ft-
nanseettiğünizbuakuıbb dönemdebi-
zim tarafimızdan katlanüan tüm eko-
nomik ve mali fedakârhklann hiçe sa-
yıhnası anlamına getecektir" denildi.
Hakediş ödemesinin Astaldi 'ye ya-
pılmaması halinde finansmanın da
gerçekleşmeyeceğinin vurgulandıği
yazıda, ttalyan yetkililerine söz veril-
diği gibi hakedişin kendilerine öden-
mesini istediler.
305 milyon dolar kredi
Baymdırlık Bakanı ZekiErgezen de
17 Agustos'ta birtelevizyonprogramın-
da Astaldi "ye ödenecek hakedişler üze-
rine tedbir konduğunu doğrulamıştı.
Astaldi'nin 305 miryon dolarlık kredi
getirdiğini söyleyen bakan "Baymdır
Inşaat resmi muhatap değfl. Tüneli bi-
tirmek için İtalyan BüvükeJçisi fle ber
ay birarayageByonız" dedi.
BURSA
Engelli
çocuklar
sokağa terk
ediliyor
LEVENTGENCELLİ
BURSA- Bursa'daki 67 engelli çocuk,
Bursa tmam Hatip Lısesi'nin kapasıtesini
arttırmak amacıyla Milh Eğitım Bakanlığı
tarafindan tahsıs edilen binadan
çıkanlmak isteniyor. Orta düzey zihinsel
öğrenme güçlüğü çeken çocukJann eğitım
gördüğü eski imam hatıp lisesi binasının
boşaltılması için çalışma başlatıldı.
AKP'nin iktidara gelmesinden sonra
imam hatip lisesine kayıt kampanyalannın
hızlandığı, imam hatip hselen koruma
demeklerinin, partinin desteği ile atağa
kalktığı gözleniyor. Bursa tmam Hatip
Lisesi Koruma Derneği yöneticileri de bir
dönem "apteshane" olarak faaliyet
gösteren ve geçen yıl bakanlıkça Yıldınm
tlköğretim Okulu ve Meslek Eğirim
Merkezi'ne tahsis edilen 3 katlı binayı geri
istiyor. Özürlü çocuklann Yıldınm
ilçesmden kilometrelerce uzaktaki Nilüfer
Mithat Enç flköğretim Okulu Mesleki
Eğitim Merkezi'ne nakledilmek
istendiğini belirten veliler şöyle konuştu:
" Yıldınm, Bursa'nın en fakir ilçesL Zor
koşuDardaki eğitüebilir çocuklar veü
dayaıuşmasıyla yeniden yapbnlan binada
eğitim görüyorlar. Bu çocuklan
kilometrelerce uzaklıktaki bir başka okula
göndermek, cinayetle eşdeğerdir " Özürlü
çocukJannın bahçeye çıkmasının bile
engellendiğini iddia eden veliler. okul
yönetıcilerinin "Sizi buradan çıkaracağc
Burada imam hatiptiler okuyacak. Okula
sğmryoruz" dediklerini ileri sürdüler.
Bursa tmam Hatip Lisesi Okul Aile Birliği
Başkanı NecdetÇubuk ile Milli Görüşçü
velilerin,binanın yeniden kendilerine
verilmesinde ısrar ettikleri, bazı velilerin
tahsisın kaldınlması için yargıya girmeye
hazırlandıklan öğrenildi.
u*'zlaşürtna KuruhTnun
aküğj karar açhk grevi
yapan Kamu-Sen'e üye
memurlar arasuıda sevinç
yaratü. Türkiye Kamu-
Sen Genel Başkanı Birean
Akyüdız taleplerindeki
haklınğın Uzlaştırma
Kurulu'nca teyit edOdiğmi
beörrti. Kurulun
kararlan, K E S K T C
Türkiye Kamu- Sen
tarafindan olumlu
karşüanırken; l zlaşürma
Kurulu Başkanı Engin
Doğu uygulanan istikrar
programı, ekonomik
kaynaklar ve kamu
çahşanJannın durumunu
göz Önüne aJarak karara
ulaştıklannı söyledi. (AA)
2003 yılı kayıplan için 200 milyon lira; 2004 yılı ilk altı ayı için yüzde 10 zam önerdi
Kurulhükümetten insaflıçıktıAJVKARA (Cumhurhet Bürosu) - Uzlaş-
tırma Kurulu, memur maaşlanna 2004 yı-
lında birinci 6 ay yüzde 10; ikinci 6 ayda
da yüzde 8 zam yapılmasını önerdi. Kurul,
memur maaşlarında 2003 yıhndaki kayıp-
ların giderilmesi için de, gelecek yıl iki
taksitte verilmesi koşuluyla 200 milyon li-
ra ödenmesini istedi. Kurulun kararla- _
n, KESK ve Türkiye Kamu- Sen tara-
findan olumlu karşılanırken; Uzlaştır- ^
ma Kurulu Başkanı Engin Doğu uygu-
lanan istikrar programı, ekonomik kay-
naklar ve kamu çahşanlannın durumu-
nu göz önüne alarak karara ulaştıkla-
nnı söyledi. Bağlayıcılığı bulunmayan ~"~
Uzlaştırma Kurulu'nun kararlan, Bakanlar
Kurulu'na sunulacak.
Hükümet ile memur sendikalan arasuıda
yürütülen toplu görüşmelerde anlaşma sağ-
lanamaması üzerine devreye giren Uzlaş-
tırma Kurulu, çarşamba günü başlattığı ça-
lışmalannı dün tamamladı. Yüksek Hakem
Kurulu ve Uzlaştırma Kurulu Başkanı En-
gin Doğu, kurul tarafindan ahnan karann ta-
raflan tamamen tatmin edemeyebileceğini
belirtti. Günün koşullan, uygulanan ekono-
mik program, ekonomik kaynaklar ve çah-
şanlann ihtiyaçlannı çalışmalannda dikka-
te aldıklanru vurgulayan Doğu, ahnan ka-
KESK Genel Başkanı Sami Evren, Uzlaştırma
Kurulu tarafindan açıklanan zam oranlannın,
hükümet tarafindan kendilerine önerilen
rakamlann üzerinde olduğuna dikkat çekti.
rarlan şöyle özetledi:
\/ Toplu görüşmeler sürecinde hüküme-
tin kamu çahşanlannın 2003 yılı kayıplan
için ödemeyi önerdiği 160 milyon liranın,
200 milyon lira olarak ödenmesini benim-
sedik. Bu para 2004 yılında iki taksit halin-
de ödenmeli.
f/ Memur maaşlanna 2004 yılının birin-
ci 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ay için yüz-
de 8 oranında zam yapılmasını öngördük.
Enflasyonun hedefleri aşması durumunda,
enflasyon farkı verilmeli.
\/ Kurul, lojmandan yararlanamayan me-
murlara, lojman kirası olarak 2004 yılının
_ birinci 6 ayı için 25 milyon, ikinci 6 ayı
için de 35 milyon lira kira yardımı ya-
pümasmı öngördü. Kurulun aldığı ka-
rarlar arasında, büyükşehir belediyesi
sınırlan içerisindeki görevlilere ayda 30
milyon lira ulaşım yardımı, ayda en az
20 milyon lira yiyecek yardımı ödenme-
~ ~ si de bulunuyor.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bir-
can Akyüdız taleplerindeki hakhhğın Uz-
laştırma Kurulu'nca teyit edildiğini belirte-
rek "Kurul kararlan altçıta olmak üzere, si-
yasi iradeyle mutabakat tesis edinceye ka-
dar açbk gre\imiz bu çadırda sürecektir"
diye konuştu.
Nedenleri çok farklı olsa bile kanın rengi nasıl değişmiyorsa, savaşın kendi gerçeği de hiç değişmiyor
Uzâğm adı dün Koıv\cli, bugün Irak
Prof. Dr. CENGİZ KUDAY
-2-
tşte bu bilinmezlik ıçinde yanlan
bölgeyı tıkama görevi alan tugay hız-
la yürüyüşe devam etti. Sonradan an-
laşılacaktı ki bu ani karar ve hızlı uy-
gulama 8. orduyu bir kuşatmadan kur-
taracak, dolayısıyla BM ordusunun yok
olmasını önleyecekti.
Bütün gün ve gece>i kuzeye yürü-
yerek geçiren tugay, 27 Kasım sabahı
yalnız başına meçhul biryürüyüş içın-
dedir. Kurmaylan ile birlikte durumu
tartışan tugay komutanı, daha ileri git-
menın tehlikeli olacağını düşünerek,
genye dönüp boğazdan sıynlmanın da-
ha uygun olacağınakarar verecektir. Ve
yine sonradan anlaşılacaktır b verilen
bu karar tugayı imhadan kurtaracaktır.
28 Kasım gece 04'te başlayan geri
dönüş yürüyüşü sonlanıp, Türk tuga-
yı eski yerine döndüğünde, "buhındu-
ğunuz yerde durup savıınun" diyen 9.
Amerikan kolordusundan tekkişi yok-
tur. Ve Türk tugayı doğasını, yaşantı-
sını, dilini hiç bilmedıği Kuzey Ko-
re'nin bu dağ köyünde kendıni kade-
riyle baş başa bırakılmış bulur.
28 Kasım günü saat 03'te tugayın
artçı bırakhğı yerlerden silah sesleri
gelmeye başlar. saat 04'te tugay keşif
takım komutanı yanında bir subay ve
4 erle penşan bir şekilde çıkagelir; bu-
• Dün uzaktaki ülkenin adı Kore idi,
uzağın adı bugün çokyahnımızdaki Irak...
Coğrafyası dahayakın olsa bile, tarihsel
bağlanmız olsa bile, bizim sınıriarımızın
ötesi hep aynı uzak değil mi? Irak 'a Türk
askeri gönderilmesinin gündeme geldiği
bugünlerde, geçmiş tecrübelerimize bir
kez daha ve dikkatle bakmamız gerekiyor.
lunduklan vasıta anzalanmış, tamir sı -
rasmda düşmanın baskınına uğramış-
lardır.iki subay ve birkaç er dışında
kurtulan olmamış, sağ kalanlar esir
düşmüşlerdir.
Kumıri'de 218 şehit, 94 kayıp
28-29 Kasım günleri sürenkanlı sa-
vaşın sonunda 30 Kasım sabahı Türk
tugayı ölüm tuzağı haline gelen Kunu-
ri Boğazı'nı aşıp düzlüğe çıkmıştır.
Sonradan anlaşılacaktır ki, tugay ken-
dini kurtanrken 8. orduyu da kurtarmış-
tır... Ne var ki Türk tugayının kayıp-
lan da çok ağır olmuştun 26 Kasım-1
Aralık 1950 tarihierinde büyük kısmı
Kunur'de olmak üzere 12 subay, 7 ast-
subay, 199 er, toplam 218 şehit; 5 su-
bay, 10 astsubay, 440 er, toplam 455 ya-
ralı ve 7 subay, 2 astsubay, 85 er, top-
lam 94 kayıp...
Daha sonralan Amerikalı bir harp
muhabiri şöyle yazacaktır:
Güney Kore kolordusu dağılınca 9.
kolordu komutaru kendi yanını koru-
mak üzere Kore'ye yeni gelmiş Türk
tugayıru Kunuri yolu ile Tukcon'a se\k
etti... Kunuri'de Türk tugayı düşman-
la muharebeye girişti. Çin birlikleri
Türklerin üzerine yüklendiler. Uzun
boylu, soluk benizli esmer TürkJer ge-
ri çekilmediler. Düşmanla çevrildikle-
ri halde ölünceye kadar mücadele ver-
diler...Türk tugayının fazla kayba uğ-
raması yüzünden Türk halkının üzün-
tülerini hesaba katan Amerikan hükü-
meti sessiz sedasız Türk makamlann-
dan özürdilemek zorunda kaldı, ancak
Türkler Amerikalılann ne demek iste-
digini anlayamadılar; oraya vuruşmak
için gitmişlerdi ve vuruşmuşlardı...
Dün, uzaktaki ülkenin adı Kore idi;
uzağın adı bugün çok yakınımızdaki
Irak... Coğrafyası daha yakın olsa. ta-
rihsel bağlanmız olsa bile, bizim sınır-
lanmızm ötesi hep aynı uzak değil mi?
Savaşın nedenleri dün ve bugün bir-
birinden çok farklı olsa bile. zamandan
ve mekândan soyutlandığmda geride ka-
lan yahn gerçekliğinde, kanın rengi
nasıl değişmiyorsa savaşın kendi için-
deki gerçek de hiç değişmiyor.
Irak'ta dûşûk devirti savaş
Sonucu ne olursa olsun hiçbir kav-
gadan temiz çıkılmadığı gerçeği, hiç-
bir savaştan da kayıpsız çıkılamadığı-
nı göstermiştir. Çeşitli beklentileri ve
belki birtakım kazançlan oiacaktır el-
bette savaşın. Ancak küller soğuyup
dumanlar dağıldıktan sonra, belki de çok
çok sonra. tşte bu bilinmezlik. bu dip-
siz Karanhk bugün de dün gibi hep ay-
nı. Oysa bugün değişen ve değişmek-
te olan şey insanın dünden daha fazla
birey olması ve bu anlamda farklılaşan
özgürlüklerkavTamı. Bunedenledirki
geleceğin belirsizliği içindeki kaza-
nımlann beklentisi, insanlann yaşam-
lannı feda etmeyi gerekli kılmamalı...
frak'a Türk askeri gönderilmesinin
yeniden gündeme geldiği bugünlerde
geçmiş tecrübelerimize daha doğrusu
iz bırakmış yaralanmıza bir kez daha
ve dikkatle bakmamız gerekiyor. Irak'ta
savaş bitti gibi görünmekle beraber,
düşük devirü bir savaşın sürmekte ol-
duğu aşikârdır ve bunun ne zamana
kadar süreceğini kestirmek pek kolay
degildir. Dünün acılannı yeniden ya-
şamamak için. dünün analizini dürüst
ve şeffaflıkla yapmamız gerekiyor. Bu-
günün dünya geometrisini iyi algılama-
fı ve bulunduğumuz yeri iyi hesapla-
mahyız. Bulunmayı hayal ettigimiz yer
için ise insan hayannı feda etmekten da-
ha çağdaş ve aİcılcı çözümler aramalı,
dünya giderek saydamlaşırken biz ar-
tık ışıksız yolculuklara çıkmamalıyız...
Kaynaklar:
1. Kore Savaşlannda Mehmetçik,
tbmhim Artuç, 1990.
2. This KindofWar (Into the Valley
ofDeath) Chapter 20, T.R. Fehren-
bach, 1998.
BİTTİ
CUMARTESİ
YAZTTARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Omurgasız...
Sözcüğü ilk kez Sabahattin Ali kullanmış. Ben
Mehmet Ali Aybar'ın konuşmalannda ve yazıla-
nnda karşılaşmıştım. Benim karşılaştığım biçimiy-
le, "omurgasız aydın"d\... Ben "aydın" sözcüğü-
nü kaldırarak "omurgasız"\ tek başına kullanaca-
ğım... Böyle daha da anlamlı olacağını düşünüyo-
rum...
• • •
Sabahattin Ali'nin (ve Aybar'ın) "omurgasız ay-
dın"\, anladığım ve anımsadığımca, ansiklopedik
anlamda bilgı sahibı, fakat ülke gerçeklerinden ve
eylemden uzak birisidir. Omurgadan yoksun bir be-
den gibi, sahıp olduğu bilgileri tutarlı birsistemde
birleştirip eyleme dönüştürecek bir kişilik ekse-
ninden yoksundur. Bu bilgiler dağınık ve değişken-
dir. Bu anlamda da bilgiden çok "malûmat" dü-
zeyindedir. Ama bütün bunlara karşın, kibir, ken-
dini beğenmişlik, önemli kişi görünme çabası, bu
tipin belli başlı özelliklerindendir...
• • •
Şimdi "omurgasız aydın "\, ya da benim önerim-
le "omurgasız") daha yakın bir incelemeye alalım.
"Omurgasız"m, genellikle, azgelişmiş, daha ki-
barca deyimiyle "gelişmekte olan" ülkelere özgü
bir tip olduğu söylenebilir...
Geleneksel değerlerin sarsıldığı, yeni değerierin-
se henüz yerieşmediği bu gibi toplumsal ortamlar
"omurgasız"\n ortaya çıkması, serpilip gelişmesi
için en elverişli koşullan yaratır.
"Omurgasız" kendi aile çevresini küçümsemek-
le, hor görmekle kişilik "kariyer"ırim ilk adımlannı
atar...
Onun "psiko-patolojik bir vaka" olduğu daha bu
dönemlerde bellidir.
Gençlik yıllarında kısa bir süre "devrimci" ol-
duktan sonra, herkeslerden daha hızlı karşı çıktı-
ğı "kurulu dûzen "in emir komutasına girer ve ateş-
li savunucusu olur...
Sonraki aşama, yurdun küçümsenmesidir.
"Omurgasız" ciddi anlamda bir aile duygusun-
dan ve sevgisinden yoksun olduğu gibi, insan ve
yurt sevgisinden de yoksundur...
Çünkü onun kişiliğınde her şey '7cavramsa/"dır
ve bu kavramlardan hıçbırinin duygusal derinliği
yoktur...
Kendi bireysel kişiliğine, "ego"suna ve çıkarla-
nna hastalıklı bağlılığı dışında...
• • •
"Omurgasız", çok lyimser bir yaklaşımla, bir
Byron tipidir...
Başta Onegin olmak üzere Puşkin'in kimi kah-
ramanları (bu arada Lermontov'un Peçorin'i)
"omurgasız"ın tipik örnekleridir...
Shakespeare'de. Balzac'ta, Çehov'da, genel
olarak sanıyorum ki tüm dünya edebıyatında 'omur-
gasız"\n değişik örnekleriyle karşılaşabiliriz...
Bunlann arasında benim için en ilginç ve düşün-
dürücü olanı, daha önce de birkaç yazımda de-
ğindiğim, I. Ehrenburg'un "Paris Düşerken"'m-
dekı Lucien'dir...
Bu tip, bireyci, bencil, dönek, kaypak, özetle
"omurgasız" kimliğiyle ürküntü, keder ve ibret ve-
ricidir...
Fakat günümüz Türkiye'sinde, özellikle de ba-
sın ve medya dünyasında boy gösteren kimi omur-
gasızlar, Ehrenburg'un kahramanını bile neredey-
se sevimli kılmaktalar...
• * •
"Omurgasız"; bir azgelişmiş, ya da gelişmekte
olan ülke tipidir dedim...
Ülke gelıştikçe, kendi ayaklan üstünde durma-
yı öğrendikçe, omurga sahibi insanlan çoğaldık-
ça bu gibi tiplerin sahneden çekilip gideceklerin-
de kuşku yok...
Onlara belki acınabilirdi...
Ama buna gerek yok.
Çünkü omurgasızlığın sağladığı birolanakla, eği-
lip bükülme esneklik ve yetenekleriyle, nasıl olsa
her dönemde bir biçimde var olmayı sürdürebile-
ceklerdir...
ataol b@ cumhuriyet.com.tr.
Faks:(0212)513 85 95
Türkeş'in gelini vuruldu
• BURSA (AA)-îşadamı Nesün Malki'nin
öldürülmesi olayının sanıklanndan Burhanettin
Türkeş'in gelini Gökçen Türkeş, evinde karnından
vurulmuş halde bulundu. 1 çocuk annesi Gökçen
Türkeş, ağır yaralı olarak Uludağ Üniversitesi Tip
Fakültesi Hastanesı'ne kaldınldı. Hastanede
yoğun bakıma alınan Gökçen Türkeş'in
durumunun ciddi olduğu ve hayati tehlikeyi
atlatamadığı bildinldi. Gökçen Türkeş'i bulan eşi
Mehmet Tayyar Türkeş gözaltına alındı
Mimarsinan'da Balık Festivali
• İstanbul Haber Servisi - Büy-ükçekmece
Mimarsinan Beldesi Belediye Başkanlığı'nca
gerçekleştirilen "Balık Festivali" başladı. Cç gün
sürecek etkinlikler arasında konserler, sergiler ve
konferanslar da yer alıyor. Festi^in son gününde
ise balık tutma yanşlan düzenlenecek.
lö'den yalanlama
• İstanbul Haber Servisi - tstanbul Üniversitesi
(ÎÜ) Basın ve Halkla llişkıler Merkezi'nden
yapılan açıklamada, 22.08.2003 tarihli Vatan
ve Milliyet gazetelerinde yer alan, "Prof. Dr.
Fazıl Sağlam'ın 1Ü Rektörü Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu'na tepki olarak üniversitedeki
görevinden aynldığı" yönündeki haberlerin
gerçekle ilgisi olmadığı ifade edildi.
Interaktît Kadın Projesi
• İstanbul Haber Senisi - KA-DER ve Türkiye
Bilişim Derneği tarafindan tnteraktif Kadın
Projesi kapsamında "Kadınlar bilgisayar başına"
kampanyası başlatılacak. 1 Kasım'da başlayacak
olan eğitim projesi ile 50 bin kadına temel
bilgisayar ve internet eğitimi verilmesi
hedefleniyor. Proje hakkında detaylı bilgi almak
ısteyenler ise 0212 478 0808 No'lu telefondan
proje koordinatörlerine ulaşabilecekler.