Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2003 CUMA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
83 ülkeden felsefecilerin katılacağı 21. Dünya Felsefe Kongresi 10 Ağustos'ta îstanbul'da toplanıyor
Sömürüsüzbirdünya içinARSLAN KAYNARDAĞ
Dünya felsefe kongreleri Fran-
sa'nın girişimi ile 1900 yılında baş-
lanuştı. Ilk kongre Paris'te toplan-
dı. Düzenli aralıklarla birbinni iz-
leyerek uluslararası bir gelenek oluş-
tu. Önümüzdeki 10 Ağustos'ta îs-
tanbul'da toplanacak 21. kongre,
bunlann sonuncusudur ve Türki-
ye'nin ev sahipliğinde yapılacaktır.
Bu yazıda dünya kongrelerine
Türkiye felsefecileri olarak katıl-
malanmızın nasıl başladığını, bugü-
ne kadar nasıl geliştiğini anlatmak
istiyorum.
îlk katılma 1926'dadır. O yıl Har-
vard'da (ABD) toplanan 6. dünya
kongresine îstanbul Üniversite-
si'nden felsefeci Profesör Mehmet
Ali Ayni bildirisi ile katılmıştı. Bil-
diri, tasavvufa ilişkin çalışmalany-
la tanınan Bursalı tsmail Hakkı (17.
yüzyıl) konusundaydı (1).
Batılı felsefeci ve bilim adamla-
nyla dostluk kuran Prof. Ayni'nın
1930'da Oxford'da (îngiltere) top-
lanan 7. kongreye de Islam filozof-
lanndan Cdaleddin Devvani (12.
yüzyıl) konusundaki bildirisiyle ka-
tıldığı anlaşılmaktadır.
8. kongreye de katıldık. Bu kong-
re 1934'te Prag'da toplanmış, ele
alınacak ana tema, o yıllann poli-
tik olaylan dolayısıyla "demokra-
si bunakrru" olarak seçilmişti. Tür-
kiye'den katılanlar Prof. Hans Re-
ichenbach, Prof. Haül Nimetullah
ve Prof. Ziyaettin Fahri Fındıkoğ-
lu'ydu. Felsefeci sosyolog Ziyaet-
tin Fahri Fındıkoğlu, kongrede ta-
nık olduğu şeyleri 1937'de yayım-
ladığı kitapta anlatıyor (2):
"Çekoslovakya Cumhurbaşkanı
ile Dışişleri Bakanı felsefe kültürü,
felsefe sevgisi olan insanlardL Prag
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi De-
kam, konuşmasuıda bunu belirte-
rek 'Platon'un düşlediğı filozoflar
toplumunun Çekoslovakya'da ger-
çekleştiğini' söylemişti."
NazilerProf. Reichenbach'ın Ya-
hudilikle ilişkisi olduğunu öne sü-
rerek Almanya'da kalmasını iste-
memişler, vatandaşlıktan çıkarmış-
lardı. Türkiye'ye sığınan bu tanın-
mış profesör îstanbul Üniversite-
si'nde ders vermeye başladı. Kong-
reye Türkiye adına katılıyordu. Ora-
da yaptığı konuşma dinleyicilerin yo-
ğun alkışlanyla karşılandı.
AkılcılığuD aydmhğmda Türkiye
1937'de yapılacak 9. kongrenin
Paris'te toplanmasına Prag'da ka-
rar verilmişti. Zira bu tarih, büyük
Fransız filozofu Descartes'ın Yön-
tem Hakkında Söylev adındaki ki-
tabının 300. yılı oluyordu.
Fuıdıkoğlu bu haberi verdikten
sonra, "Türkiye'ninskolastiğibıra-
lap akıl yolunu benimseyen yeni bir
ülke olarak Paris kongresine katil-
ması gerektiğiııi" söylüyor ve "ha-
yıHanılma<anı
w
istiyor. (3).
îstanbul Üniversitesi 9. kongreye,
1. Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu. 2. Haül Nimedullah, 3. Şekip Tunç, 4. Betül Çotuksöken, 5. Bedia Akarsu, 6. Arda DenkeL
7JVlehmed Aü Ayni, felsefe kongrelerine kanlan felsefecileriınizden baztlan.
psıkoloji çalışmalan yanında felse-
fe çalışmalanyla da tanınan Prof.
Şekip Tunç' u gönderdi. Bu profesör
Paris'te çeşitli ülkelerin felsefecile-
ri karşısında yaptığı etkili konuş-
mada. "uzun yülar kaderciliğin ve
skolastiğin karanhklannda kaldık-
tan sonra, akücüığuı aydınlığını se-
feciyle katıldık (6).
îstanbul Üniversitesi'nden Prof.
Bedia Akarsu ile Boğaziçi Üniver-
sitesi'nden Arda Denkd çagnlı ola-
rak katılmışlardı. Ioanna Kuçuradi,
bu kongrede federasyonun genel
sekreteri olarak, 1993'te Mosko-
va'da toplanacak 19. kongreye ka-
Ikinci Dünya Savaşı yıllan araya
girdiği için dünya felsefe kongrele-
n 1948'e kadar yapılamamıştı. 10.
kongre ancak 1948'de toplanabi-
ldi.Türkıye'de ise felsefe etkinlikle-
ri o yıllarda yurtıçinde kahyordu.
Türkiye Felsefe Kurumu'nun
1974'te kurulması, yurtdışındaki
• 1900 de başlayıp bugüne kadar 20 kez toplanan dünya
felsefe kongrelerine 7 kez katıldık. 1926, 1930, 1934 ve
1937 kongrelerinden sonra Türkfelsefecileri uzun bir
içine kapanış dönemiyaşadı ve ancak 1988de, 18.
kongrede yeniden dünyaya açılabildiler. 1993 ve 1999
kongrelerine de katıldıktan sonra, şimdi Prof. Ioanna
Kuçuradi'nin (yanda) başkanhğında 21. kongreye ev
sahipliği yapmaya hazırlanıyoruz.
çen Türkhe'de Descartes fdsefesinin
önemKyeriolduğumranlattı. "Özd-
Kkle gençlerin Descartes'ı örnek bir
felsefeci olarak benimsediklerini"
söyledı. (4).
Descartes'ın Türkiye'deki öne-
minden Prof. Fındıkoğlu da konuş-
masında söz ettı. Bızde onun felse-
fesi konusunda yapılan çalışmalar
hakkında bılgi de verdi (5).
felsefe etkinliklerine katılabilme-
miz için yeni olanaklar sağladı. Ku-
rum başkanı toanna Kuçuradi
1982'de Felsefe Kurumlan Fede-
rasyonu Yönetim Kurulu'na seçil-
di. Böylece oraya ilk kadın üye se-
çihnış oluyordu ve bu üye Türkıye-
lı idi.
1988'de Brighton'da (Ingiltere)
toplanan 18. kongreye sekız felse-
rar vererüerin başında yer aldı.
Kayıt ücreti ve otel fiyatları yük-
sek olduğu için Moskova kongresi-
ne katılabilen felsefecilerin sayısı-
nın öncekı kongrelere göre az oldu-
ğu anlaşılıyor. Türkiye'den de sekiz
kişi katılabilmişti, Bunlardan yalnız
üçünün bildirisi vardı.
20. kongre Boston'da (ABD) top-
landı. Bizden katılanlar bu kez art-
mış, yirmi olmuştu. Prof. Betül Ço-
tuksöken, kongre dönüşü yazdığı
yazısında izlenimlerini anlatmak-
ta, ilginç bilgiler vermektedir. (7).
Türkiyeli felsefeci Prof. Ioanna
Kuçuradi, Boston'da federasyon baş-
kanlığına seçildi. Bu bizim için her
bakımdan önemli bir olaydı ve yi-
ne Boston'da, 21. kongrenin îstan-
bul'da toplanmasına karar verildi.
Program ve örgütlenme komite-
lerini geçikmeden oluşturdu Prof.
Kuçuradi; bir yandan federasyon
başkanı sorumluluğu ile, bir yandan
da Türkiye'nin saygın bir felsefeci-
si olarak îstanbul Kongresi'ni aksat-
madan hazırlayıp başan ile gerçek-
leştirebilmek için beş yıldan beri
çalışıyor. (8).
Felsefe insanhğın bilincidir
10 Ağustos'ta başlayarak 17 Ağus-
tos'ta sona erecek îstanbul kongre-
sine 83 ülkeden toplam 1600 felse-
feci beklenmektedir. Yapılacak ko-
nuşma ve tartışmalarda ele alınma-
sı istenilen başhca tema şu: "Dün-
ya Sonmlan Karşısında Felsefe."
Degişik görüşlerden ve Avrupa,
Amerika, Asya ve Afrika'nın çeşit-
li ülkelerinden gelen felsefeciler ye-
di gün boyunca tartışacaklar, bir-
birlennin düşüncelerini öğrenecek-
ler. Bir yandan da tanışmalar olacak,
yeni dostluklar kurulacak.
Felsefeciler cumhuriyetinden söz
edilip edilemeyeceği düşünmeye
değer. Söz edilebilirse, bu kongre-
de böyle bir cumhuriyeti çeşitli yön-
leriyle görebileceğiz.
Bu dünya bütün insanlığındır. Sa-
vaşlann, sömürülerin, yoksulluğun,
eğitımsizliğin olmadığı bir dünya
pekâlâ kurulabilir.
Şunu iyi bilelim ki felsefe insan-
hğın bilincidir. Doğrular, açık seçik
belli olmuştur. Bunlara sahip çıkıl-
ması gerekiyor. Uygulama için ha-
rekete geçmesi gereken iradeye şim-
di daha çok iş düşmektedir. Febe-
fecilerin sesine kulak \eretinı.
1) Bu konuda başka bilgiler için
baİamz: Türkiye Felsefe Kurumu Bül-
teni, Sayı 8 (Mayıs 1997).
2) Z. Fahri Fındıkoğlu, Felsefe
Kongrelerinde Türkiye, Ankara, 1937.
3)A.g.y.S:17
4) Şekip Tunç, Descartes Kongre-
sine Hitap, a.g.y. S: 61.
5) tş Mecmuası, 1946 (Sayı: 54-
56) Descartes Sayısı.
6) A. Kaynardağ, Prof. I. Kuçura-
di ile Uluslararası Felsefe Kurumla-
rı Federasvonu Konusunda Sövleşi
(FelsefeDergısi 89/2 S: 72-76).
7) Betül Çotuksöken, 20. Dünya
Felsefe Kongresi 'nden tzlenimler, (T.
Felsefe Kurumu Bülteni, sayı 10, Ara-
hkl999)
8) Ağustosta Söz Felsefenin, A. Kay-
nardağ'ın 21. Kongre Dolayısıyla
Prof. 1. Kuçuradi ile Yaptığı Söyleşi
(Cumhuriyet Gazetesi, 29 Haziran
2003)
Türkiye'nin ilk tekno müzik festivali yarın Maslak Venue'de başlıyor
Gece gündüz teknoKültür Servisi - Avru-
pa'da önemli bir yeri olan
elektronik müzik festi-
valleri artık Türkiye'ye
taşmıyor.
Türkiye'nin ilk tekno
müzik festivali; Baseline
Productions organizas-
yonuyla dünyanın önde
gelen 3 tekno DJ'inin ve
en önemli Türk tekno
DJ'lerinin katıhmıyla ül-
kemizin en gözde mekâ-
m Venue Maslak'ta ger-
çekleşecek. 2 Ağustos'ta
gerçekleşecek festival
için bir gün önce Alman-
ya'nın en büyük tekno
festivali olan Nature
One'da performans ser-
gileyecek üç DJ Chris
Liebing, Valentino
Kanzyani ve Cess ül-
kemıze gelecek. Dün-
yanın ilk 100 DJ'i ara-
smda yer alan Chris
Liebing'in yanında
Loveparade'i düzen-
leyen şirketler arasında
yer alan Knedeep'ten Va-
lentino Kanzyani, Tür-
kiye'de müzik severlere
unutulmaz dakikalar ya-
şatacaklar. Bu yıl içinde
ülkemize gelen ve bü-
yük beğeni toplayan
^•Basementfestivali dünyanın
ilk 100 DJ'i arasında yer alan
Chris Liebing 'inyanı sıra
Valentino Kanzyani de
Îstanbul'da ağırlayacak.
Chris Liebing, BASE-
MENT 2003 Festiva-
li'nin headliner'ı olacak.
Chris Liebing'e, Doğu
Avrupa'nın en başarılı
DJTerinden Valentino
Kanzyani eşlik edecek.
Kanzyani, Îstanbul'a 9
Mayıs 'ta gelen
UMEK'in Consumer
Recreation ve Recycled
Loops şirketlerinden or-
tağı ve Slovenya'nın en
büyük iki kulübünün sa-
hibi. 2001 yılında çıkar-
dığı 'Rock The Discot-
heque' albümü hâlâ ko-
nuşulan Valentino Kanz-
yani Türkiye'de ilk defa
BASEMENT2003kap-
samında Venue 'de pıkap-
lann başında olacak. Bu
ikiliyle beraber. Cocoon
Club-Ibiza'dan. Alman-
ya'da yaşayan bir Türk
olan Cess de plaklannı
döndürecek. Global Tu-
nes organizasyon şirke-
tinin Patrick Kunkel'le
birlikte ortağı olan Cess,
Almanya'da pikaplann
başındaki yeteneği, den-
geli ve enerjık setleri sa-
yesinde çök popüler. Bu
üçlüye Türkiye'nin ta-
nınmış tekno DJ'leri Tay-
lan ile Onur Yel evsahıp-
liği yapacaklar.
Festival öğleden sonra
saat 14.00'te. \Iindfreq,
Style-tst ve Disc Jokey
Ari gibi başarılı yerli
DJTerimizin chill-out
müzikleri ve barbekü
partisiyle başlayıp tanın-
mış Tütk tekno DJ'leri ve
tekno müzığin dünya ça-
pında tanınmış üç ısmiy-
le güneşin doğuşuna ka-
dar sürecek.
Isabel Allende ,
yaşamını anlatıyor
Kültür Senisi - Latın Amerikalı
yazar Isabel Allende, yaşamının bü-
yük bölümünün geçtığı ve nostalji
ülkesi olarak tanımladığı Şili ile ora-
dakı aıle çevresini anlattığı yeni ki-
tabını çıkardı. 11. kıtabı ve ikincı ya-
şamöyküsü 'Be-
nim Keşfedilen
Ülkem: ŞUi'ye
NostaljikBirYol-
culuk' adlı kitap-
ta aıt olma duygu-
sunun yurttaşlığa
bağlı olmadığını
anlatan yazar, şu
anda Kaliforni-
ya'da yaşıyor ol-
masının duygula-
nnı etkilemediği-
ni, aksine onun
Şili'yesevgisinin
daha da büyüdü-
ğünü söylüyor
28Temmuzta-
zarlığında olan etkisini okurlanna
sunuyor.
Olaylar, kurgular. anılar ve aile hi-
kâyelen, Allende'nin kitaplannın te-
melini oluşturuyor. Akademisyenlerce
Latin Amerika'nın gizemli realizmi-
nin önemli bir ör-
neği olarak ka-
bul edilen roman-
da, karakterlerin
gerçek olduğunu
söyleyen yazar
"Benimkigibibir
aileye sahipseniz
hayal kurmamz
gerekmiyor" di-
yor.
Sah'adorADen-
de'nin kuzeni
olan bir Şilili dip-
lomatın kızı Al-
lende, 3 yaşından
bu yana büyükan-
nesıyle birlikte
yaşamış. Yazann
ilginç bir aile ya-
şamı olduğunu
söylüyor Ojito.
Yazar ilk roma-
nı 'RuhlarEvi'ni,
rihli New York
Times'taki köşe-
sinde Allende'nin
yeni kıtabını ta-
nıtanMirtaOjito, AUende, ülkesi Şili 'yi anlattığı yeni
Allende ile yaptı- kitabmda ait olma kavramını ele alrvor. , . _ , ,
ğı söyleşide kita- " kuzeni Salvador
bm yazıldığı dönemi ve yazann psi- Allende'nin ölümünden sonra yazmış-
kolojisıni anlatıyor. tı. Daha sonra çıkan iki kitabının ar-
Şili'yebiryolculukniteliğitaşıyan dından okul müdürlüğünü bırakan
kitap, yazann Şilili kimlığinin nasıl Allende, yaşammı yazar kimliği ile
şekillendiğinivebukimliğinonunya- sürdürüyor.
YAZIODASI
SELtMİLERİ
HatırladrğımKadıköyü(1)
Bahariye Caddesi üstündeki Gerede Apartma-
nı'nda oturuyoruz. Zaten orada doğmuşum
Uzak hatıralarım arasında, ıskeleden bınılen fay-
tonlar, atlı arabalar bıle var. Geçmış zamanın Kadı-
köyü'nde o faytonlâr bir Büyükada, Adalar havası es-
tirirdi.
Faytonlara binilip nereye gidiliyordu?
Kadıköyü benim için, daha çok, Altıyol, Bahanye,
Mühürdar ve Moda demekti. Biraz da Fenerbahçe
ya da Çelik Gülersoy'un Türkçe özeniyle, Fenerbah-
çesi.
Altıyol'da dedemm kitapçı dükkânı vardı. Arada bir
giderdik, annem, ablam, ben. Orada, raflarda gör-
düğüm dizi dizi kitaplarn bir gün bana kader hazır-
layacağını bilmiyordum...
Çocukluğumun Kadıköyü'nü hep bahçeler, ahşap
evler, dantela oymalar, asmalı ve morsalkımlı sokak-
lar, gölgelenmiş arnavutkaldınmlan olarak hatırla-
nm.
Bu, sakin ve hülyalı birdünyadır. Herkes bu semt-
lerde birbinni tanır, yol boyu sık sık durularak, hal ha-
tır sorulur, sağlıklar, iyilikler temennı edilir.
O zamanlar Kadıköyü bugünkü gibi dev apart-
manlarla donanmış değildi. Caddelerde apartman-
lar vardı ama, dört beş katlı. Ara sokaklarda ahşap
evlerin, kâgir evlerin huzuru sürüyordu.
Kadıköyü ağaçlıktı. özellikle kıyı şendinde sakız-
çamlan göz okşar, kışın da iğne yapraklannı dökme-
yerek beni şaşırtırlardı. Akasyalar, atkestaneleri.
Akasyalann çiçek çanaklannda daıma arılar vızılda-
şırdı. Anlardan korKardım. Kestanenin beyaz, kan-
dil kandil çiçekleri hep yukarlarda, göğe yakın.
Hemen her bahçede dut, şeftali, elma, erik ağaç-
lanna rastlanılırdı. Bahar gelince, meyve ağaçlan be-
yaz, pembe, kırmızı çıçekleriyle Uzakdoğu resimle-
rini çağnştınrdı. özellikle kiraz ağacı.
İlk apartmanlann arka bahçelerinde kesilmeden bı-
rakılmış, korunmuş kiraz ağacları kırmızı ve sarı ki-
razlar verirdi. Sarı kiraz, sonra Îstanbul'da büsbütün
yok oldu.
Bahçelerden çok söz açtığımı biliyorum. Ama bah-
çelere özlemim de çok...
Bunca yıl geçti; Bahariye taraflannda küçük bir köş-
kün gizemli bahçesı şimdi de gözümün önüne geli-
yor, gözümde tütüyor:
Buğulu morsalkımlar demir parmaklıklardan her ilk-
yaz sonu sokağa taşardı. Köşk yavrusunu çepeçev-
re sarmış salkımın çiçekleriyse beyazdı.
Taş havuzun kenan renk renk lalelerle çevrili ve fıs-
kıyesi de arslan heykelciğiydi. Havuzun durgun su-
yunda tek tük çiçek açmış, bol yapraklı nilüferler.
Bahçede duran masayı, iskemlelen, beyaz leylak-
lar bir dekor gibi arka planda tamamlardı.
Yeşertı arasına karışmış, Pamuk Prenses'in yedi
cücesinden Gözlüklü'yle Uykucu bir rüyanın izdü-
şümünü yaşatır; köşke efsanevi bir yakışıklılık verir...
Yıkıldı o köşk. Köşebaşındaydı.
Çocukluğumun Kadıköyü'nde Moda, Istanbul'un
enikonu seçkin semtlerinden biriydi. Demin de an-
dığım, ara sokaklardaki iki katlı, üç katlı evler, Mo-
da'da alafranga bir şıklık edinir, geçen yüzyıl başın-
dan kalma bir görkemin sönmüş parıltılannı yansı-
tırdı.
Sergüzeşt'i okudum, Samipaşazade Sezai'nin
eserıni. Moda'da geçiyordu. Romanı okuduğumda
Moda büsbütün kimlik değıştırmemiştı.
Orada, Sezai'nin Sergüzeşt'ine ille bir konak ya-
kıştırmak istediğimde, "Moda bumu taraflannda",
beyazyağlıboya, pancurlan kırmızı, 7\vn/pa/"evielim-
le koymuşçasına bulabilmiştim.
O da çoktan yıkıldı.
Takvimde h Bırakan:
"Arabayı birsu başına çekip, çeşmeden kana ka-
na soğuk su içiyorum." Feridun Andaç, Babil'e Yol-
culuk, Doğan Kitap, 2003.
Çağlar boyu caz
LONDRA (BBQ - Genç piyanist Jamie
Cullum ve 84 yaşındaki George Shearing, BBC
Caz Ödülleri'nde öne çıkan isimlerden oldular.
Cullum, henüz 20 yaşında ohnasuıa rağmen
yılın en iyi caz sanatçılanndan biri olarak kabul
ediliyor. 1950 ve 1960 'h yıllarda döneminen
popüler caz topluluklannm liderliğini yapan
Cullum'un 'üstadı'Shearing ise 'yaşamboyu
başan' ödülü ile onurlandınldı. Latin ve cazı
harmanlayarak kulağı yormayan bir kanşım
elde eden Shearing, bu sayede büyük başanlar
kazandı. 'The prestigious prize' dalında en iyi
CD ödülünü, Gilad Atzmon'm son albümü
'Exile' aldı. Atzmon, albümünde, Filistin'in
öyküsünü anlatmaya çalıştığını ve bu bağlamda
Filistinli, Israilli, Italyan ve Roman
müzisyenlerle birlikte çalıştığını söyledi.
ÜnKitePin satılık özellerî
BKultür Servisi - John Lennon'un yaşamından
bir günün anlatıldiğ! fihn, New York'taki bir
açık artırmada 53.775 dolara alıcı buldu.
Fihnin iki makarası, elli bin dolara satm alındı.
Fihn, eski Beatles üyesi ile 1974'te New
York'ta bir caddede karşılaşan bir öğrencinin
çektiği fihn, müzisyeni, değerli antikalar
alırken gösteriyor. -Dancing It' adlı fihn, daha
önce hiç tamamen yayımlanmadı; sadece
birkaç belgeselde bazı bölümleri kullanıldı.
Lennon'un 1964'te grup için yazdığı şarkı
sözleri ve 1971 tanhli bir mektubuysa
38.240'ar dolara satıldı. Aynca, Marilyn
Monroe'nun çocukluğuna ait bir fotoğraf da
31.070 dolara, 1962 yıhna ait deri kaplı günlük
ise 4.000 dolara satıldı.
BUGÜN
•HARBtYE AÇDCHAVA TtYATROSU'nda
'14. Most Açüthava Konserieri' kapsammda saat
21.00'de ÎDSO eşlığinde Bulutsuzluk ÖzJemi
konseri. (0 216 45i 15 55)
M AYA tRM'de 'Kesişen YoDarm Izinde
Projesi'ninİstanbUKavşağı etkinlikleri
kapsamında saat 2100'de 'Kalan Son Nefes' ve
saat 23.30'da 'tkiz: Varaüm Sürecinde Bir
Aksiyon' adlı tiyan-, gösterileri. (0 212 522 02 02)
M YAPI KREDt KÜLTÜR SANAT
YAYINCILIK 'ın ,az etkinliklen kapsamında
saat 18.30'da MenJ Ceranoğlu ve Mihran
Tomasyan'ın Narrranlı Han Avlusu'nda
modern dans gösteisi. (0 212 252 47 00)