23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 2003 ÇARŞAMBA HABERLER AKP hükümeti, uzun yıllardır bürokraside görev alan tüm kritik isimleri birer birer görevden alıyor Ekonomide taşlaroynadıAıNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yaklaşık 8 aydır ışbaşında olan AKP hükümeti, ekonomi bürokrasi- sinde tüm taşlan yerinden oynattı. Son Hazine operasyonuyla bırlikte, "ba- şarıh olan bürokratiarla çabşmalan- nı sürdüreceğini'' ileri süren hükü- met, ekonomide uzun yıllardır gö- rev alan tüm üst kadroyu devre dışı bırakmış oldu. AKP'nin ekonomide- ki kadrolaşma çahşmalannı Hazi- ne'deki genel müdürlerle sürdüre- ceği ve Dış Ekonomik Işler Genel Müdürü Ersan Ekrem'i Atina'ya göndermeyi planladığı ögrenildi. Özellikle RecepTayyip Erdoğan' ın başbakan olmasıyla yogunlaşan eko- nomideki görevden alma ve atama kararlannın bazılan şöyle: Hazine Müsteşarbğı: Hazine Müs- teşan FaikÖztrak, Erdoğan'ın baş- • AKP'nin Hazine'deki kadrolaşma operasyonunda sıranın genel müdürlere geldiği belirtiliyor. Bu çerçevede Kamu Finansmanı Genel Müdürü Tülay Şaylan ve Dış Ekonomik Ilişkiler Genel Müdürü Ersan Ekrem'in görevden alınacağı belirtildi. Hükümetin Ersan Ekrem'i Atina'ya göndermeyi planladığı ögrenildi. bakan olmasının ardından görevden alındı. Öztrak'ın yerine HaBl tbra- him Çanakcı getinlirken; müsteşar yardımcılannın görevden alınması- na ılişkin kararname de hazırlandı. AKP hükümetinin görevden almak istediği Aydın Karaöz Harvard Üni- versitesi'ndeki, Hakan Özyüdız ise ABD'deki yüksek lisansının ardın- dan Hazine'de göreve başlamıştı. 1997 yılından bu yana müsteşar yar- dımcılığı görevini sürdüren Ferhat Emil ise, 2001 krizi sonrasında ken- dısine getinlen müsteşarlık teklifi- nı kabul etmemişti. Sırada genel müdürlükler var: AKP'nin Hazine'deki kadrolaşma operasyonunda sıranın genel mü- dürlere geldiği belirtiliyor. Bu çer- çevede Kamu Finansmanı Genel Müdürü Tülay Şaylan ve Dış Eko- nomik Ilişkiler Genel Müdürü Ersan Ekrem'in görevden alınacağı belir- tildi. Ekrem'in Atina'ya gönderil- mesinin planlandığı öğrenildi. Maliye Bakanlığı: Maliye Müste- şan Ertan Dikmenın yerine Hasan Basri Aktan. Gelirler Genel Müdü- rü Metin Ozşahin'ın yerine de Os- man Anoğlu getirildi. Bütçe ve Ma- lı Kontrol Genel Müdürü Durmuş Öztek'in Brüksele gönderilmesiy- le oluşan boşluk Hasan Gül'le dol- duruldu. Maliye Bakanlığı na bağ- lı MASAK'ın Başkanı NejatCoşkun da görevden alındı. Coşkun'un ye- rine, 28 Şubat döneminde MASAK başkanlığı görevinden alınan Genç Osman Yaraşh vekâleten getirildi. DPT: DPT Müsteşan Akın İzmir- Hoğlu görevden alındı, yerine Ah- met Tıktikgetinldi. Müsteşaryardım- cılıklanna da, Lütfü Elvan, Halil İb- rahim Akça ve Birol Aydemir geti- rildi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı: 2003 yılı programmda özelleştirme- lerin yoğunlaşması nedeniyle önem ANAP ve DYP'nin gözdesi istanbuVda Gürtuna pazarlığı MUSTAFAÇAKIR AINKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 2004 yerel seçimleri için aday arayışını hızlandıran ANAP ve DYP, Istanbul Büyükşehir Beledıye Başkanı AB MüfitGûrtuna'yıpaylaşamadı. ANAP Genel Başkanı AK TaBp Ozdemir, Gürtuna'nın DYP ve SP'nin de desteğiyle "ortak aday" gösterilmesi için kulis yürütürken DYP'liler Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın kendi partilerinden aday olmasını istiyor. Siyasi partiler 2004 yerel seçimleri için aday arayışını hızlandırdı. Istanbul ve Ankara'da belediye başİcan adaylannı belırleyen ilk parti 150 belediye başkanlığına sahip olan DSP oldu. DSP 2004 yerel seçimlerinde Ankara'da Tayfiın içM, Istanbul'da da Masum Türker'i belediye başkan adayı olarak gösterecek. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan BUenser'i CHPye kaptırmamak için çaba harcıyor. Ecevit, partisinin ayhk yayın organı "Güvercin" dergisinde yer alan yazısında 3 belediye başkanının çalışmalanna Kongre sürecinde 'naylon üye' yazıldığını iddia ettiler CHP'li gençler il binasını bastı • AKPile yollannı ayıran Gürtuna için ANAP, DYP ve SP arasında 'ortak aday' gösterme pazarlığı sürüyor. Konak, Narhdere, Bornova ve Buca'nın da aralannda bulunduğu 13 ilçenin CHP gençlik kohı başkanlan, parti tüzüğünün 12. maddesine göre vapüan naylon üyehkleri protesto için. dün saat 09.00 sıralannda Basmane'deki il başkaıüığmın bulunduğu binaya geldL Görevüleri dışan çıkaran ve kapılan kilitieyen gençler, 5. kattaki binanın cephesine de "Temiz toplum, temiz siyaset için partimizi geri tstiyonız. Antidemokratik uygulamalara son verilsin" yazılı bez afiş astılar. Yaklaşık 3 saat sonra eylemi sonlandıran gençler, Ankara'dan Grup BaşkanvekUı Oğuz Oyan ve Mehmet Sevigen'le telefonla konuştuklarnu, naylon üyelerin siüneceği sözünü akiıklannı söyledBer. CHP İl Başkanı Alaattin YükseL, eylemi doğru bulmadıklaruu beürtirken "Onceden de söyledim, naylon üyelik varsa kanıtlanır ve iptal ediür di\e. Ancak bunu dikkate almaddar" dedL yer verdi. Ecevit'in açıklamalarına karşın 3 belediye başkanının adaylık konusunda hiçbir açıklama yapmaması ise dikkat çekiyor. Bu arada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Ahmet Piriştina ile Yılmaz Büyükerşen'i aday göstermek istediği belirtiliyor. Büyükşehirlerde DYP ve SP'nin de katüımıyla "ortak aday" gösterilmesi önerisini getiren ANAP, Istanbul'da Ali Müfıt Gürtuna'nın desteklenmesini istiyor. SP'nin de Ali Müfit Gürtuna ismine sıcak baktığı belirtiliyor. DYP Genel Merkezi'nde de Gürtuna başanlı belediye başkanlan arasmda gösteriliyor. DYP yöneticileri. Gürtuna'nın diğer partilerle birlikte "ortak aday" gösterilmesi fikrine de sıcak bakıyorlar. Bazı DYP yöneticileri, "An Müfit Gürtuna başanh bir belediye başkanı. Cumhuriyet'in temel nitenkkri>1e çafışma arz eden bir görüntü de çizmedi. Şaibeli bir isim değiL D\T'den aday olmasını isteriz" görüşünü dile getınyorlar. CHP, Izmir'de 20 farklı alanda oluşturduğu grupla çalışmalara başladı Yerel seçime büyük hazırlık tZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - CHP, yerel seçirrilere hazırlanı- yor. 3 Kasım genel seçimlerinde Iz- mir'de önemli bir kitlenin oyunu alan CHP il yönetimi, yerel seçimleri de kazanmak için 20 farklı alanda ça- lışma grubu oluşturdu. CHP, "Sosyal demokrasinin kale- sF olarak gördüğü Izmir'deki yerel seçimler için etkin bir strateji izliyor. Seçimlerden öncesini olduğu kadar, sonrasını da göz önüne aldıklannı be- lirten il yöneticileri. başanh ve ka- liteli bir belediyecilik sergilemek için bugünden çahşüması gerektiği- ni vurguluyor. CHP Izmir il yöneti- mi de, bu anlayışla "kent planlama- sı"ndan, "ulaşınTa, "kent huku- ku"ndan, "tanm"a değin 20 farklı alanda çahşma grubu oluşturdu. İl yönetimi kokteyle tanıüldı Parti üyelerinin yanı sıra kentın önde gelen bilim insanlan ve uz- manlannın yer aldığı gruplar. tz- mir'e ılişkin sorunlar ve çözüm öne- rilerıni belirleyerek, bunlan rapor halinde CHP ıl yönetimine sundu. Gruplar, önceki akşam düzenlenen bir kokteyl ile basına tanıtılırken, CHP tzmir İl Başkanı Alaattin Yük- sel, "ortak bir akri ve biünçle" hare- ket edebılmek için çaba harcadıkla- nnı söyledi. Büyükşehirden en kü- çük beldeye kadar tzmir'deki tüm belediyeleri almak için çalışacakla- nnı \wgulayan Yüksel. "Bunun bi- ünci ve sorumhıluğuyla yerel seçim- lere hazırlanıyoruz. Sosyal demokrat duyusuna her zaman inandığım İz- mirtikr'e çağnda bulunmak istiyo- rum. Gelin bep birlikte binlerce yıl- dır çeşitii uygarhklan bağnnda taşı- mış İzmir'i eski güzel günlerine ka- vuşturalmT dıye konuştu. kazanan Özelleştirme Idaresi'nin Başkanı Turgut Bozkurt görevden alındı. Bozkurt un yerine MetinKil- ci getirildi. Özelleştirme İdaresi Baş- kan yardımcılan da görevden alına- rak, yerlerine başta Abdüllatif Şe- ner'in danışmam Kenan Işık olmak üzere yeni isimler getirildi. Kamu bankalan: Hükümet yıl ıçınde yaptığı genel kurulla, kamu bankalannın yönetimine de kendi- sine yakın isimleri getirdi. Kamu Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başkanlığına Faisal Finans'ta çalışan ve Başbakan Erdoğan' a yakınlığıy- la bılınen Zeld Saym. Ziraat Banka- sı Genel Müdürlüğü'ne de Famiry Fi- nans kökenli Can Akm Çağlar geti- rildi. Genel kurul sonucunda Halk Bankası genel müdürlüğü görevi de TevfikBilgine venldi. 9 gözaltı Kaçak Kuran kursuna baskın ERDOĞAN ERİŞEN ORDU-Ordu merkezde kaçak Kuran kursu işletildiği ihban üzerine bir eve düzenlenen baskında l ı erkek 9 kişi gözaltına alındı. Ordu Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Çocuk Şube Müdürlüğü ekıplennın izinsiz yatılı kuran Kursu olarak kullanıldığı ihbannı aldıklan Bucak Mahallesi Şahıncılı Caddesi 96. Sokak'ta bulunan Yunus Şahin e ait eve baskın düzenlediler. Baskın sırasında I4'ü kız çocuğu 23 kişi gözaltına alındı. Çocuklar ıfadeleri alındıktan sonra serbest bırakılırken kursu işleten Yunus Şahin ve kızı Gülsüm Şahin (24) ıleHaBmeÇelik(24), HülyaKarakoç(23), MineYıhnaz(25), HamideGürsoy(32), TuğbaÖzcan (20), Gülcan Gökbudak (l8)veBüşraÇabuk (18) gözaltına alındılar. "İzinsiz yaüh Kuran kursu açmak ve işletmek, öğrenci bulundurmak ve din konulannda ders vermek" iddialanyla cumhuriyet savcılığınca ifadeleri alınan sanıklar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken Kuran kursu olarak kullanılan ev mühürlendi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr ABD askerlerinin bir baskınla Türkaskerlerini esiralıp Bağdat'a götürmesi, işgalci "yeni komşu- muz" ABD'nin siyasi ilişkilerdeki "hukukdinlemez" tutumunu göz- ler önüne seriyor. ABD'nin Irak'ı iş- gal etmesinin ardından bölge ül- kelerine yönelttiği tehdit ve Türki- ye'yeyönelik "özür dileyin" çağ- nsının bir şeylere gebe olduğu bel- liydi. ABD, bir süperdevlet olarak Irak'ı işgal ederken BM Güvenlik Konseyi kararlannı dinlemedi. Bush yönetimi, 'aslolan güçtür, gerisi rı/çf/r'çizgisini ısrarla sürdürüyor. ABD, anlaşıldığı kadanyla Kuzey Irak'ta Türkiye'nin asker bulun- durmasını istemiyor. Bu kaçırma olayının arkasında sanırım böyle bir "tehdit" yatıyor. "Çekilmezsen ben yapacağımı bilirim" demek is- tiyor sanki. ABD, Irak'ta bütün uluslararası kurallan çiğneyerek haksız bir işgal gerçekleştirdi. Irak halkı, bu işgali istemediğini, işgal- ,cilere direnerek gösteriyor. ABD'yle Bundan Sonrası... ABD, Irak'ta böylesine bir dire- niş bekliyor muydu? Sanırım bek- lemiyordu. Şimdi çok zor durum- da ve bir çıkış yolu arıyor. Irak'ta zora girdikçe ve özellikle muhale- fet olarak umut bağladığı Şiilerin direnişi arttıkça, kendisine Irak'ın içinde müttefikleranyor. Görüldü- ğü kadanyla şu ana kadar kendi- sine en yakın olarak Barzani ve Talabani'nin yönettiği Kürt hare- ketlerini görüyor. Çünkü onların dışında ABD ile sıcak ilişki kuran Iraklı bir güç ortaya çıkmıyor. Işte bu noktada Türkiye ile so- runlar patlak veriyor. ABD, Talaba- ni ve Barzani'yi bölgede tutuna- cak dal olarak görürken, Türkiye Türkmenleri kolluyor, Kürtlerin ini- siyatif kazanmasından hoşnutol- muyor. ABD'nin PKK-KADEK'e pekgüvendiği söylenemez. Ancak şu anda Kürtlerie yaptğı irtifaka ha- lel gelmesin diye bir süre PKK- KADEK'İ görmezlikten gelmeyi tercih edebilir. Türkiye'nin Türkmenlere yakın bir tutum içine girmesi, Irak'a müda- hale sırasında Kürtlerin Kerkük'te yönetime gelmesine karşı çıkma- sı, Kürtlerle Türkiye'nin ilişkilerini gerginleştirdi. ABD'nin desteğini alan Kürtler, bölgede Türkiye'nin varlığını istemediklerini daha yük- sek sesle dile getirmeye başladı- lar. Türkiye ise bu gelişmelerden te- dirgin olduğunu ve Kuzey Irak'ta güç bulundurmayı sürdüreceğini birkaç kez dile getirdi. Askerlerin kaçınlmasından sonra hükümet, bu ısrarın sürdüğünü yineledi. • • • Asker kaçırma olayının diplo- matik bir tarafı da var. Bu yönüy- le tam anlamıyla skandaldan söz edebiliriz. NATO müttefiki bir or- du, mürtefik birordunun askerle- rini kaçınyor, hakaret ediyor. Ka- çırma olayı, uluslararası kanunta- nımazlıktan başka birşey değil. Bu nedenle kabul edilmesi, sindirilme- si mümkün görünmüyor. Işin ikinci ve daha önemli boyu- tu ise bundan sonra Kuzey Irak'ta neolacağı? Görüldüğü kadarıyla ABD, Kuzey Irak'ta Türkiye'nin varlığını istemiyor. Türkiye ise bu konuda ısrarlı gibi görünüyor. Bu çelişme nasıl çözülecek? Işin bu yönünün dikkatle ve kı- rıp dökmeden masaya yatırılma- sı gerekiyor. Türkiye'nin bir Kuzey Irak siyaseti var mı? Irak'ın işgal edilmesinin ardından köprülerin altından çok sular aktı. Şimdi çok değişik koşullariçindeyiz. Yeni ko- şullar ışığında yeni politikalar üret- mek gerekiyor. Daha önce birtakım kırmızı çiz- giler çizilmişti. O çizgiler çoktan aşıldı. Türkiye'nin Kürt sorununa ilişkin içerideyapması gerekenler- le bu bölgedeki hassasiyetler ara- sında bir ilişki yok mu? Kendi Kürt'üyle banşık birTürkiye, Kuzey Irak'tan daha az etkilenir ve daha az tehdit hissedebilir. Iran, Suriye, Irak denklemi için- de bölgede yeni şeyler oluyor. ABD, Irak işgali sonrası yaşadığı açmazlar nedeniyle daha katı ve daha saldırgan bir çizgi içine girebilir. Böyle bir gelişmeden en çok etkilenecek olan ülkelerden birisi de Türkiye. ABD'nin neyap- mak istediğini iyi okuyan bir siyasi önderliğe ihtiyaç olduğu bir ger- çek. ABD'nin ne yapmak istediği iyi anlaşılırsa siyasetler de ona göre belirlenir, önlemler de ona göre alınabilir. Eskilerin deyimiyle, "usuletle ve suhuletle" davranılması gereken bir dönemden geçiyoruz. G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R ERGİN YILDIZOĞLU Yol Ayrımında Güçlü biremperyalist ülkenin operasyon alanına düşmekten daha da kötüsü, ekonomiden dış iliş- kilerine kadar tüm alanlarda politika araçlarını tek tek kaybeden, ülkenin bağımsızlığının erimesine seyirci kalabilen bir siyasi elit tarafından yönetil- mektir. Türkiye'nin 11 askerinin ABD tarafından ka- falanna çuval geçırilerek tutuklanmasını, Irak sava- şına giden süreçte yaşanan olaylar dizisine ekledi- ğimizde, ülkenin bir yol aynmına geldiğini söyleye- biliriz. Türkiye'nin nereye götürijlmek istendiğini gö- rebilmek için işe operasyonu sürdürmekte olan em- peryalistin yol haritasına bakarak başlayabiliriz. Pentagon'un haritasında neredeyiz? ABD ekonomik ve siyasi üstünlüğünü korumak için bir "imparatorluk" kurma stratejisi izliyor. Bu stratejinin temelinde sermayenin ve mallann serbest dolaşımının, enerji kaynaklannın ve stratejik doğal kaynakların doğrudan denetlenmesinin, ABD'nin kültürel değerlerinin yaygınlaştırılmasının, diğer bir deyişle dünyanın piyasalannın ABD'nin beliriediği bir biçimde emperyalizme açılarak küreselleşme- nin yapılandınlmasının yattığını biliyoruz. ABD'nin Ticaret Temsilcisi Robert Zoellick'in küreselleş- me karşıtlarıyla teröristler arasında bir ideolojik ak- rabalık bulmasının nedeni de buydu. Üstelik, ABD yeni stratejisinin sınırlannı çok kalın bir biçimde çiz- di: "Ya benim yanımdasın ya da teröristlerin!" Türkiye'nin Pentagon haritalanndaki yerine bakma- dan önce anımsamamız gereken bir nokta daha var. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, ABD'nin 40- 50 kadar ülkeye müdahale edebileceğini söylemiş- ti. Tüm "haydut devletleri" katsanız bile bu liste dolmaz. öyleyse listede başka tür ülkeler de olma- lı. Pentagon'un ve Rumsfeld'in danışmam, Deniz Harp Akademisi ve Council on Foreign Relati- ons'dan Prof. P.M. Bamett'e göre dünya haritası biri küreselleşen. bütünleşmiş "çekirdekteki", di- ğeri de küreselleşme süreci dışında kalmış "çatlak- taki" ülkeler olarak iki bölgeden oluşuyor. Barnett, bu "çatlağı kapatmak"için ABD'nin başka ülke- lere müdahale etmeye. yeni savaşlar çıkarmaya de- vam edeceğini söylüyor (24/03/2003; 16/06/03). Ancak, "Yeni Amerikan tarzı savaşın şampiyo- nu" olarak bilinen Emekli Amiral Cebrovvski'nin yardımcılığını da yapan Bamett, çekirdek ile çatla- ğın birbirine değdiğı "teyellenme" noktalanndayer alan bir üçüncü ülke grubu dahatanımlıyor, ABD'nin öncelikle de bu ülkeler üzerindeki etkisini güçlen- direceğinı söylüyor. Işte, Pentagon'un haritasında Türkiye'nin yeri burası. Durumdan vazife Irak savaşı ve "tezkere" olayı, birteyellenme böl- gesi ülkesi olarak Türkiye'nin bağımlılık düzeyinin, ABD açısından henüz istenen kıvamda olmadığını da ortaya koydu. ABD'nin bu durumdan ne vazife çıkardığı açık: Türkiye'nin elinde kalan son birkaç politika aracının da alınarak bağımsız davranma refleksinin son kınntılannın da yok edilmesi. Peki, ya Türkiye'nin yönetıci sınıfı, o bir vazife çı- karabilecek mi? Bu soruya cevap verebilmek için onun ABD ile dolaysız çıkar ilişkilerinin aynntılannı bilmek gerekir. Ben bilmiyorum. Ama şunlan bildi- ğimi düşünüyorum. Birincisi kaybedilmiş politika araçlannı geri almaya başlamak ya da yenilerini ya- ratmak için sert demeçler yetmez. öncelikle, Tür- kiye'nin elindeki politika araçlarının alınmasının bi- rinci aracı "VVashington consesus" (IMF prog- ramlan) olduğunu görmek gerekir. Bu model üret- ken zemini imha etmiş, ekonomi politıkası oluştur- ma araçlannı hükümetlerin elinden almış, ekonomi- nin kınlganlığını, dış kaynak gereksinimini sürekli art- tırmıştır İkinci araç medyadır. Ülkenin kültürel ya- şamı başka ülkelerin, özellikle de ABD'nin ideolo- jik biçimlerini, iktidannı yeniden üreten bir medya tekelinin etkisi altındadır. Ancak, bu denklemi kıra- cak bir süreci başlatmak, bu günün dünyasında (ABD iradesine karşı çıkanlann "haydut devlet" ilan edildiği düşünülürse) büyük bir askeri ve ekonomik güvenlik riskini de göze almayı gerektirir. Bu denk- lemi kıracak süreç ancak halkın büyük bir kısmının desteğine dayanacak, dünyada küreselleşme ve savaş karşıtı muhalefet tarafından desteklenecek demokratik, antiemperyalist bir iradeye dayandın- lırsa göğüslenebilir. ABD'nin bu imparatorluk projesi birçok kez vur- guladığımız gibi aslında ABD hegemonyasının za- yıflamasından kaynaklanıyor. Nitekim, ABD bölge- de, "omnipotent" (her şeye kadir) olduğunu kanıt- layamadı. Bir direniş hareketi güçleniyor. ABD eko- nomisi, kamuoyu, ek güçlerin getirilmesiyle daha da artacak olan aylık 4 milyar dolariık savaş faturasıy- la, gittikçe artan ölü sayısını uzun süre kaldıramaz. Bush hükümeti üzerinde. NATO'yladolayısıyla Fran- sa-Almanya ekseniyle işbirliği yapması için baskı- lar artıyor. Bu süreç BM'nin ve diğer emperyalist ül- kelerin devreye girmesiyle ABD'nin Irak'taki irade- sini sınırlayacak, Türkiye'ye yeni manevra alanlan açabilecek bir yönde gelişebilir. Bu yüzden, pani- ğe kapılmadan ABD'nin baskılanna direnmek gerekir. Adalet Bakanlığı araştırması 2010'a kadar963 mahkemedaha açdacak ÖZGÜRERBAŞ Adalet Bakanlığf nın araştırması, 2010'a ka- dar Istanbul 'da bugünün rakamlannın birkaç katı mahkemeye ihtiyaç du- yulacağını ortaya koydu. AdaFet Bakanlığı Ad- li Sicil ve İstatistık Ge- nel Müdürlüğü'nün yap- tığı araştırmaya göre. ts- tanbul'a 2010 yılına ka- dar 791 ceza mahkeme- si ve 5 hukuk mahkeme- si daha kurulması gere- kiyor. Türkiye'de açılma- sı gereken toplam ceza mahkemesi sayısının ise 963 olduğu belirlendi. Hâkımler ve Savcılar Yüksek Kurulu standart- lanna göre. tüm mahke- melerde yüzde 365'e ula- şan bir artışın yaşanaca- gının kaydedildiği araş- tırmada, Istanbul 'daki DGM'lerdeyıldaHbın 668 dava açılacağı, bu nedenle DGM sayısının 59'a çıkması gerektiği kaydediliyor. Böylece, \ıllardır kapaülması gün- demde olan DGM'lerin sayısının yaklaşık 10 ka- tına çıkacağı araştırma sonuçlanyla ortaya çık- mış oldu. Araştırmada 2010'dayılda32bın345 davanın açılacağının tah- min edildiği ağır ceza mahkemelennin sayısı- nın ise 94'e çıkanlması gerektiği belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle