Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 TEMMUZ 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Trabzon'daki Sumela Manastırı'nın adı, büyük olasılıkla bir Meryem ikonasından gelir
'Siyah Madonna'ya ithaibr...AHMETŞEFİK
TRABZO.V - Maçka'yı geçıp Co-
şandere'vi aşıp o muhteşem kanyona
girdiğınizde Altrndere Vadisi'nin bü-
yülü- gızemli atmosferi karşılar sizi.
Sarp sırtlann yüce kayalıklan. çam
ağaçlarının milyonlarca yıllık yuvası
gibidir. Yaylalardan süzülüpgelen al-
tın derenin kulaklan delen uğultusu,
bir olağanüstülügün, inarulması güç
bir ihtışamın habercisıdir sankı.
Halk arasındaki söylenişi Merye-
mana Manastın, bılinen adıyla Su-
mela Manastın, Trabzon'a47 kılomet-
re uzakta, bin 200 metre rakımda, va-
di dibındeki derenin 300 metre yük-
sekliğinde, Karadağ eteklerindeld dik
kayalann ortasında kurulmuş. Aslın-
da bu kayalığın ortasında bir yerde bu-
lunan bir mağaranın etrafina yerleş-
tirilmış. Bölgedeki irili ufaklı çok sa-
yıda manastır ya da mekânın yüreği...
Meryemarta'mn glzeml
Tarihsel olan her şey gibi Sumela için
de bazı kuruluş efsaneleri var. Bun-
lardan en çok bılineni Meryem Ana
resmiyle ilgilidir. Efsaneye göre,
îsa'nin ha\arilennden biri olan Lukas
bir Meryemana resmi yapmış. Resım
daha sonra Atına'ya geçmiş. Efsane
bu ya, Theodoshıs döneminde (4. y.y)
resim buradan aynlmak ıstemiş. Me-
lekler tarafından uçurularak Trab-
zon'da bir dağda bulunan bir kovuğa,
bir taşın üzerine bırakılmış. Tam da
bu sıralarda Atina'dan Trabzon"a ge-
len Bamabas ve Sophronios adında iki
keşiş bu ıssız yerde resmi bulmuşlar.
Böylece ilk kuruluş harcıru atmışlar.
Prof. Dr. Semavi Eyke'nin vurgu-
ladığı gibi, bu kuruluş, efsanesini ka-
nıtlayacak hiçbir şey yoktur ortada.
Dinsel çekiciliği ve etkileyiciliği art-
tırmak için uydurulan pek çok efsa-
neden biri ashnda.
Sumela adının bir resimden gebne
olasılığı çok yüksek. Yunanca'da Su-
mela"nın özünii kara, sivah. karanlık
Efsaneler
bölgesi
AspendosMımar Xenon tarafından yapılan
Aspendos Tiyatrosu'yla ilgili pek
çok efsane bulunmakla birJikte
birkaçı yüzyıllardır anlatılıyor:
Aspendos kentı krahnın Bellos
isminde güzelliğıyle dünyaya ün
salan bir kızı vardır. Pek çok kişi
Belkıs'la evlenmek ister. Kral
sonunda. bir yanşma düzenler ve
Aspendos için en güzel esen lcim
yaparsa, kızını onunla
evlendireceğini söyler. Sanatçılar,
şairler, filozoflar, kendi
beeerilerine göre birer eser yapar.
Bir mimar su kemerlerini yapar.
Kral bu eseri çok beğenir. Ama
tiyatroyu da görmek ister. Önce
kral locasına gider, ardmdan
galerilerin bulunduğu en üst
lasma çıkar ve etrafi inceler. Bu
arada kulağına şu ses gelir...
"Krahn kızı benim olmah...
Kraluı kızı benim olmaİL.." Kral
yanı başında söylenmış kadar
kuvvetli gelen bu sesin sahibıni
araştınrken sahnede tek başına
dolaşan ve kendi kendıne
konuşan genci görür. Fısıltı
halindeki bu sözler, tiyatronun
mükemmel akustiği sayesinde
krala kadar ulaşır ve daha fazia
düşünmeden kızını tiyatroyu
yapan bu gençle, yani Mimar
Xenon'la evlendirir. Tiyatroyla
ilgili bir başka efsane de Selçuklu
Türklerirun yapıyı kervansaray
olarak kullandığı zamanJardan
kalma: *Yıianlar Padişahı,
Anlar Kraheesi'ne âşık olur.
Ancak kraliçe Yıianlar
Padişahı'nın evlenme teklifini
reddeder. Buna üzülen padişah,
Toroslar'ın eteğinden şehre kadar
uzanan bir köprü yaptınr. Anlar
KraBçesi'ni kaçırarak onunla
zorla evlenir. Bir kızlan olur ve
adnu Balkıs koyariar. Fakat bu
evlih'ğj istemeyen Yıianlar
Krah'çesi, doğumdan hemen
sonra üzüntüsfinden ölür.
Yıianlar Padişahı da kıa Balkıs
için bir saray yapünr. Burada adı
geçen köprü su kemerleri,
yıianlar padişahmın kızı için
yaptırdığı saray da Belkıs
(Aspendos) Tîyatrosu'dur."
ezgin keşişlerin bütün Anadolu, Kajkasya ve Balkanlan dolaşarak topladıkları
yardımlarla 1860 'larda bilinen biçimine gelen Sumela Manastın, 1923 'te göçlerle
birlikte boşaltıldı. Halk arasında Meryemana Manastın olarak bilinen Sumela, bu
tarihten sahipsiz ve kontrolsüz kalınca, talan edildi.1972 de örenyeri olarak zivarete
açılan yapı, yakın zamanda Kültür Bakanhğı 'nca tarihinin en önemli
restorasyonlarından birine alındı. Sumela 'nın malı olan birçok eser bugün Ankara
Müzesi, htanbulAyasofya Müzesi, Atina Bizans EserleriMüzesi, îrlanda'daNational
Gallery, Atina Benaki Müzesi'nde bulunuyor...
anlamlanna gelen "mdas" sözcüğü
oluşturuyor. Prof. Dr. Eyıce'ye göre
bu nitelendırme manastınn kuruldu-
ğu vadinin koyu ve karanlık oluşun-
dan mı, yoksa burada bulunan bir Mer-
yem ikonasından mı (betım-tasvir)
gelıyor. tam bellı değil. Ancak Mer-
yem ikonası akla daha yatkın.
Ünlü tarıhçı J.P. Fallmerayer'in
1840'ta Sumela'da yaptığı gözlem-
lerde, tanınması çok zor siyah bir Mer-
yem ikonasından söz etmesı bunun
en önemli kanıtlanndan bın.
Cürcü etklsl
12. yüzyılda Gürcü resim sanatın-
da "Siyah Madonna" adı altında anı-
lan Meryem ikonalan yapıldığı bili-
niyor. Trabzon'un Gürcistan'a çok
yakın olması, hatta tarihin belirli dö-
nemlerinde Gürcülerin etkısı altında
kalması, böyle bir ikonanın varlığını
güçlendiren başka bir unsur. Kara
Meryem resünleri özellilde Doğu Av-
rupa'da çok yaygin. Ziyaret yerleri,
yüksek- dağlık yerler, orman içlerin-
deki mekânlarda bu tür resimler bu-
lunur. Genelde şıfalı sulann da bu-
lunduğu bu yerler gizemli bir dinsel
mekân olarak görülür ya da gösteri-
lir. Sumela'da olduğu belirtilen siyah
ikonanın 1700'lü yıllarda yapıldığı, hat-
Sanatla iç içe yaşayan Belkısl) kaduılar, bir yandan temsili izlemek
üzere gelen turiste gözleme yaparken. bir yandan da "Operada
sıkıldığırruz zaman oluyor ama baleyi sonuna kadar iztiyoruz"
diyorlar. Erkeklerin bir kısmı ise özelliklc kadrosu geniş Aida
Operası'nda yülarcafigüranlıkyapmış. BeUashlar sahneye
konan oyunlann provalannı ise hiç kaçırmadıklannı anlaüyorlar.
Aspendos Antik Tiyatrosu, yerli halkı sanatla tanıştırdı
Belkıs opera dinliyor
GURSV KLTST
Yıllar önce küçük, kendi halinde ve tanmla geçimi-
ni sağlayan Belkıs, şimdi Aspendos Antik Tiyatrosu sa-
yesinde, adı dünyanm hemen heryerinde bilinen, bir bel-
de... 2 bin yıllık Aspendos Antik Tiyatrosu'nun önce tu-
rizm >-üzüyle. ardından da 10 yıl önce başlayan opera
bale fesrivali sayesinde sanat yüzüyle tanışan Belkısh-
lar, değişen yaşamlanna kolay uyum sağladıklarını söy-
lüyorlar. Sanatla iç içe olan Belkıs
halkı, 7'sinden 70'ine. kadırundan
erkeğıne, operanın ne olduğunu.
balenin ne anlama geldiğıni bih-
yor. Hemen hepsı tetnsillenn çoğu-
nu izlemış. Ama baleyi, operayı
tercih edenler çoğunlukta. Bir yan-
dan temsili izlemek üzere gelen tu-
riste gözleme yaparken diğer yan-
dan "Operada süoldığunız zamanlar oluyor ama baleyi
sonuna kadar iznjoruz" dıyenler ağırlıkta.
Figüranlık da vapıvorlar...
Sadece izlemekle de yetinmiyorlar. Özellilde kadrosu
geniş Aida Operası'nda yıllarca figüranlık yapanlar da
var aralannda. Karşılannda ~i-8 bin kişı, sahne ışıklan,
müzik ve hiç anlamadıklan dilden şarkılar söyleyen in-
sanJann arasında, kendilerini en az sanatçılar kadar özel
• 2 bin yıllıkBelkıs 'ın kadeti,
son 20yûda değişti. Aspendos
Antik Tiyatrosu 'nda dazenlenen
opera ve balefestivali sayesinde
Belkıshlannyaşamı renklendi.
ve önemli hissediyorlar sahnede... Yaptıklan işi önemsi-
yor ve figüranlık yapmaktan büyük gurur duyuyorlar. Dün-
yanın en ıyi opera balelerinin sahne aldığı Aspendos"ta,
en iyileri izlemenin keyfini çıkaran Belkıshlar, provala-
nn da vazgeçilmez konuklan arasında yerlerini alıyor.
Tiyatronun temizliğini yaparak ve turistlere gözle-
me pişirerek gelir elde eden Belkıshlar.
u
Biz Aspen-
dos'un bize kazandırdıklarnun farkmdayız. O yüzden
tiyatronun ve çevrenin konınması konusunda berkesten
biHnçKyiz* diyor.
Yöre insanının, hiçbir beldede
rastlanmayacak kadar opera, bale
konusunda bilgi sahibi olduğunu
belırten Belkıs Beledıye Baskanı
Remzi Yıldızşunlan söylüyor "Yü-
lardır turistie iç içe yaşadıîdan için,
bir başka beldede hâlâ turiste ecne-
bi diye hitap edilirken, Belkıshlar
turistintipinebakarak hangi ülkeden gefaniş olabileceği-
ninyorumunu bile yapar."
Belbs'ın 1999'dabelde olduğunu anımsatan Yıldız, "Bu-
rası küçük bir köydü. Beüas'ın belde ohnasında, Aspen-
dos'un büyüketkisi oidu. Bir anlamda 2 bin yühkAspen-
dos tarihi, bizim tarihimizi değjştirdi. Dünyanın dört bir
yanından insanlar. Aspendos Antik Tiyatrosu'nu ve
tiyatronun bulunduğu BeUos bddesini bilivor. Burada ya-
şam tiyatroyla gelen turizm anlayışı ve opera bale festiva-
Kyfe gelen sanat anlayışıyla ÇOK değişti"
ta gerçek bir ikona olup ohnadığmın
bilinmediği vurgulanıyor.
Sumela'nın Komnenoslar dönemin-
de kurulduğu kabul edilebilir. Tarih-
çilerasıl kurucunun Trabzon Komne-
noslanndanlILAleksios (1349-1390)
olduğunu belirtmektedir.
Yine bir efsaneye göre Aleksıos bü-
yük bir kasırga sırasında Meryem'in
yardımıyla canıru kurtarmış. böylece
Sumela'yı genişletip zengin \akiflar
bağışlamıştır. Kaldı ki, manastınn
1650'ye kadar olcunan ve 136O'ta ya-
zıldığı belli olan kapı üzen kitabesin-
de Aleksios "tesisin kurucusu ve Do-
ğu ile Baü'nm egemeni imparator"
olarak gösterilmiş. Aleksios'un
1361 'de güneş tutuhnasını manastır-
da karşıladığı belirtiliyor. Bu dönem
sikkelerindeki güneşin bundan kaynak-
landığı söyleniyor. Aleksıos 1365'te
oluşturulan vakfiye ile kurumsal bir
yapıya kavuşmuş. Trabzon Komnenos
prensleri Sumela'ya birçok yardımlar-
da bulunmuş ve zenginleştirmişler.
Osmanh saygısı
Manastır, Osmanh yönetimine geç-
tiğinde aynı duyarhhk sürdürülmüş.
Trabzon'u fetheden EL Mehmet ma-
nastınn haklannı tanıdığı bir ferman
vermiş. Daha sonra gelen Osmanh
padişahlan da manastın koruyan fer-
manlar çıkarmış, hediyeler gönder-
miş. Sumela. 18. yüzyılda özellilde
Rum-Ortodoks topluluklannın des-
teklerini görmüş. 1749'da Ignarios
admda bir başpiskopos. manastınn
bütün duvarlanru fresko resünleri ile
süsletmiş.
Tarihçilerin belırttiğine göre Sume-
la'nın gezgin keşişleri, büriin Anado-
lu, Kafkasya ve Balkanlar' ı dolaşarak
Meryem ikonası kopyası satıp yar-
dım topluyorlarmış. Kayseri 'de bir ke-
şiş, üzenndeki 40 bin kuruş alınıp öl-
dürülmüş. Osmanh yetkilıleri katili
bulup idam cezasına çarptırmış ve pa-
ralan da Sumela'ya lade etmışler.
tşte bu çahşmalar ve desteklerin
sonucu olarak 1860Tarda bü>oik bi-
nalann ve duvann inşasıyla Sumela
bilinen biçimine geldi. 19. yüzyılda
yabancı sey\ahlann uğrak yeri hali-
ne dönüştü. Iç bölümlerinde Türk mi-
marisinin etkilerinin görüldüğü ma-
nastır; ana kaya kilisesi, iki şapel,
ayazma, hizmet binmleri, keşiş, öğ-
renci odalan ve misafirhanelerden
oluşur. Manastıra dereden su getiren
kemerler bulunur.
Deflnecllerin gazabı
Kurtuluş Savaşı'nın ardından
1923 'te karşılıklı göçle birlikte Sume-
la boşaltıldı. Manastır uzun süre sa-
hipsiz ve kontrolsüz kaldı Yangınlar
çıkanldı, talan edildi. Define için he-
men her yen kazıldı. bazı bölümlen
yılaldı. DuvBrlardaki fresklerin önem-
li bir kısmı götürüldü. 1972'de ören
yen olarak ziyarete açılan yapı. ya-
kın zamanda Kültür Bakanhğı'nca
tarihinin en önemli restorasyonlarin-
dan birine alındı.
Sumela'nın malı olan birçok eser
bugün Ankara Müzesi, Istanbul Aya-
sofya Müzesi, Atina Bizans Eserleri
Müzesi, Irlanda'da NarionaJ Gallery,
Atina Benaki Müzesi'nde bulunuyor.
Sumela'nın gerek Hıristiyanlar ve
gerekse Müslüman halk arasında özel
anlamlan \ar. Hıristiyanlar için birhaç
yeridir Sumela. Yüzyıllar boyunca,
bölgedeki Hıristiyanlar özellikle din-
sel günlerinde Trabzon'un Değirmen-
dere deresi ağzında toplanır, birhkte
Sumela "va gıder, burada dinsel tö-
renlerini yaparlardı.
Şifa veren damlalar
Sumela"nın orta yerindeki havnza
30-40 metreden iri damlalar düşer.
Halk arasındaki inanışa göre bu dam-
lalar hastalara iyi gelir. Yüzyıllar bo-
yunca gerek Hınstiyan ve gerekse
Müslümanlar, hastalannı buraya ge-
tirip daracık bölüme sokarak kutsal
suyun üzerlerine düşmesini sağlar-
lar. Trabzonlu ünlü yazar Sabahattin
Eyuboğhı nun "Anadohı'daHalkHe-
Idmh^i" konulu makalesinde kutsal
su olayı şöyle anlatıhr:
"HastaJarsoyunup,üzerlerine dam-
lalann düşmesini beklerler. Damla-
lar hep a>nı yere düşnıedigi için yedi,
on birya dayirmi damlahk teda\i kâh
uzııa kâh kısa sürer. Damlalann sık
ve düzenJi düşmesi hayra vorulur.
Meryem Ana'nın. Anadolu'nun bir-
çok yerindeMüslümanlariçin bfle bir
şifa kaynağı sayıhnası, üstünde dur-
maya deger. Meryem Ana. bclki de
Anadohı'nun çok daha önceki tann-
çalarnun yerini tutmuştur."
Bugün özellikle Hıristiyanlar Su-
mela'yı ziyaret ederek kendilerıne şi-
fa ararlar. Ancak buraya geldiklerini
kanıllamak için duvarlara ve freskle-
rin üzerine yazı yazmalanndan dola-
yı da ciddi bir tahribaj oluşmuştur.
'Suç\uvasmadöndüğü' betirtflen ParkOtel binasnm
sadece alt katlan otopark olarak kullanünor.
Park Otel
çurumeye
terk edildi• Otel inşaatından sık sık parçalar
koptuğunu belirten yurttaşlar Beyoğlu ve
Büyükşehir belediyelerinin gerekli
önlemleri almamasından yakındı.
OKTAYAPAYDIN
Taksün'de yasalara ay-
kın biçimde yaptınldı-
ğı için fazla katlan eski
lstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Prof. Dr
Nurettin Sözen döne-
minde yıktırılan Park
Otel inşaatı. kaderine
terk edildi. Alt katlan
yanlızca otopark olarak
kullanılan \e birbölümü
perdelerle kapahlan otel
inşaatının tehlike saçtı-
ğı öne sürüldü. Bölge
halkı. otel inşaatından
sık sık parçalar koptuğu-
nu belirterek, gerek Be-
yoğlu gerekse Büyük-
şehir Belediyesi yetkı-
lilerinin gerekli önlem-
len almamasından ya-
bndılar.
İnşaatı ve yıkılması ile
tam bir hukuk savaşına
sahne olan Taksim'deki
Park Otelı bınasının çev-
re için tehdit oluşturdu-
ğunu öne süren yurttaş-
lar. "Birkaç bekçi dtşm-
da koca binava bakan
yvk.geceleri inşaatın bu-
hınduguyoldangeçemez
okhık, kapkaççtsmdan tt-
nercisine herkes burada
banmyor. Suç >ııvası bir
yer oldu" dedıler.
Fazla katlann yıküma-
sı üzenne sahıpîen olan
Sürmelı Grubu'nun tek
bir çivi çakmadığını, in-
şaatı kaderine bıraktığı-
nı öne süren yurttaşlar,
gerekli önlemlerin alın-
masını istedıler. Otelin
kent siluetı açısından da
büyük bir çirkınlik abi-
desi olarak durduğunu
ifade eden yurttaşlar. bi-
nanın ya tamamlanması
ya da tümden yıkıhnası
gerektiği görüşünü sa-
vundular. Bir bölümü
otapark olarak kullanı-
lan binanın inşaat halin-
de bırakılan bölümlerin-
de demirlenn pas tutup
çürüdüğü, beton blokla-
nn ise bakımsızlık nede-
nıyle sık sık koparak çev-
rede yaşayan yurttaşlar
için büyük birtehlike ya-
rattığı ileri sürüldü.
Yortanh Barajı, 'Ege'nin Zeugması'nı yutacak.
AllianoVde
Hasankeyf
ujtıudu...
YTJSUFÖZKAN
IZMtR-"Ege'nin Ze-
ugması" kurtarılmayı
bekliyor. Yortanlı Bara-
jı'nın sulan altında kala-
cak dünyanın sayıh ask-
lepieionlanndan (sağlık
merkezı) Alhanoi'de,
2003 yılı kurtarma kazı-
larına başlanırken; Başba-
kan Recep Tayjip Erdo-
ğan'nın Hasankeyf için
"umutışığr yakmasının
ardından Allianoi'de de
beklentilerdeğişti. Binler-
ce turistin ziyaret eftiği
bölgenin, baraj projesin-
de yapılacak değişiklık-
lerle dünya kültür mira-
sına katılması gerektiği
vurgulanıyor.
Trakya Üniversitesi
Arkeoloji Bölümü Öğ-
retim Üyesi ve Allianoi
Kurtarma Kazısı Başka-
nı Yard. Doç. Dr. Ahmet
Yaraş başkanlığındaki
90kişılik ekip, daha faz-
la tarihi dokuyu gün ışı-
ğına kavoışrurmanın pe-
şinde.
Bugüne dek çıkarılan
yüzlerce eser, sergıleme
alanı yetersizliği nede-
niyle Bergama Müzesi
deposunda saklanıyor.
Çabalar sonuç vermez-
se, yüzlercesi de baraj su-
lan altına gömülecek...
islak kazıda Hazine
5 yılhk kurtarma kazı-
sı döneminde. özellikle
Philip Morris'ten gelen
katkılarla, müzehk değer-
de42adettaş. 120 mer-
mer, 839 pışmiş toprak,
627metal,91camve270
kemik eser bulunmuş. 28
Eylül'e değin sürecek 6.
kurtarma kazısı yıhnda
da özellikle hamam yapı-
sının tam anlamıyla or-
taya çıkanlması amaçla-
nıyor. Bölgenin, önemh
birturizm potansiyeli ba-
nndırdığını vurgulayan
Yaraş, "Bergama Müze-
siMüdürlüğugöre\indey-
ken,yılda500bHituristge-
Byordu. AJfianoryi turiz-
me kazandu*abüirsek, bu
sayinın çok daha fazlası-
na ulaşabiliriz" diyor. Al-
lianoi, Alman NDR tele-
\izyonu yapımcısı Halfl
Gülbeyaz'a İtalya'da dü-
zenlenen lasa metrajlı bel-
gesel fıhn yanşmasında
l.'liködülü getirmiş.''Is-
lak Kazıda Hanne"adlı
belgesel. bölgeye Avrupa-
lı turist akını başlaması-
na neden olmuş.