22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
&AYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2003 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN light Tiirk' Olmaz mı? Hani bir ara "Acaba bütün bunlar sıcaktan mı o/uyor?" diye düşünmedim değil. Ama sonra, kenidi kendime "Yokcanım"dedim, "yani hava serinlese herkes aklını başına topla- yrp, 'Biz neler söylüyoruz' diyecek değilya..." Cola Turka'nın yeni çıkacak light ürünü ile ilgili tartışma. Biliyorsunuz, Ülker'in çıkardığı yeni kola ürünü Cola Turka. Reklamı da toplumu müthiş etkiledi. Doğrusu, iç«riğini fazla düşünmezseniz hoştu da. Ama Serdar Erener'in "pozitif milliyetçilik" ile neyi kastettiğini tam anlamış değilim. Kolalı ürünleri ağzına koymayanlar kategorisi- ne de girmiyorum, bayılanlandan da değilim. 0 yüzdendir ki bir yudum tattığım yeni gazozun öbür kolalardan ne farkı olduğunu söyleyemem. Yaşadığımız olaylar, küreselleşen dünyada ka- pitalizmin kurallan, öyie ulusal semnaye rüyalan- na dalmamı engelliyor. Aklıma hep bir zamanlar kimi ülkelerin markalarına uyguladığımız boykot- lar geliyor. Ne saçmalıktı, Italyanlara kızıp, alma- d»ğımız Italyan markalannın sahipleri artık Ameri- kan firmalan olmuştu, Alman diye aldıklanmıan bir kısmında da Italyan kökenli sermaye daha egemendi. Bu yüzdendir ki Cola Turka bana Coca Co- la'dan ne daha yakın, ne de daha uzak. Milli sermaye dediğimiz kimi sermayenin Tür- kiye'nin benim anladığım anlamda çağdaşlığına, esenliğine, biriiğine, yabancı kimi sermayeden daha karşı olduğu da düşünülürse... *•• Bütün bu nedenlerden dolayı, Cola Turka ola- y» bende ne heyecan, ne de tepki uyandırdı. Ama bu ürünün, yeni çıkacak şekersiz, kalori- siz türü için başlatılan tartışma karşısında gülme- li miyiz, yoksa ağlamalı mı bilmiyorum. Ülkerfirmasının fakslan kilitlenmiş son zaman- larda, yeni çıkacak ürüne Light Cola Turka ya da Cola Turka üght denmemesi için. Neden mi? Çünkü Cola Turka Türk'ü simgeli- yormuş ve Türk'ün "light"ı, yani "yumuşağı, ha- fifl" olmazmış. Neden olmasın? Türk'ün light'ı yok mu? Türk light olamaz mı? Türk, soft diskli laptop'ında yazdığına, Lux'u özlediğine, sex'e bayıldığına, hard-porno seyre- dip süpenmarketten alışveriş yaptığına, light ko- la içtiğine göre, kültür bakımından light olabilir. Lightolmamakla iftiharetmeyi düşünürken, light yerine kendi dilinden bir sözcük bulmayı bile dü- şünmemiş bir toplum light srfatına nasıl kızabilir? Türkter, ulusal geliri yahşi değil de mafiştoplum- lar arasında yer almıyoriar mı? Yani ulusal gelirimiz light değil mi? • • • 'Bir Türk dünyaya bedeldir" diye kasım kasım Kasılır, şişim şişim şişinirken hiç düşünüyor mu- yuz ki bir Yunanlı için yapılan sağlık harcaması al- tı Türk için yapılana eşittir. Bu durumda, bu konuda biri çıkıp da "Bir Yu- nanlı altı Türk'e eşittir" dese verecek ne yanıtımız olabilir ki? Toplumun ortalama tahsil düzeyi üç buçuk yıl, yani light. Demokrasimiz, eksikli özüriü, light. Üretkenlikte dünya ülkeleri yanşmasında nal topluyoruz, ihracatta da... örnekleri çoğaltmak mümkün, ama gereksiz. Eğer light sözcüğü son zamanlarda kimilerinin kullandığı gibi kimi cinsel tercihleri çağnştırdığı için tepki uyandınyorsa, bunu da anlamak imkân- sız. Hiçbir bilimsel veri, Türklerin cinsel tercih ko- nusunda, öbür ülkelerden daha farklı olduklannı göstermez. Tarihimiz ve günümüz, değişik cinsel tercihle- rin bizde de öbür toplumlar kadar var olduğunu gösteriyor. Belki de kimi baskılar bunlann başka toplumlarda olduğu kadar açığa çıkmasını önlü- yor. Ama bir zamanlar Tanzimat'ın önde gelen kişi- lerinin, tuhaf bir biçimde, çok tercihli bir cinsel ya- şamı biryana bırakıp, yalnız kadınlara ilgi duyduk- lan için eleştirildiklerini unutmayalım. Şöylebiraraştıralım,Boğaz'ınincisiEmirgan'ın adının nereden geldiğini. Yalnızca şu iyiden iyiye light tartışma bile nasıl light bir toplum olmaya başladığımızı gayet güzel açıklamryor mu? ŞNn'tfen komisyona eleştîri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Istanbul Mılletvekili Emin Şiıin, partisinin grup başkanvekillerine yazılı başvuruda bulunarak Yolsuzluklan Araştırma Komısyonu'nun çalışması ile ilgili grupta bir görüşme yapılmasını ve komisyon başkanına bazı sorular yöneltilmesini istedi. Şirin, başvurusıında, TBMM Araştırma Komisyonu'ndan bilinen ve bilinmeyen bütün yolsuzluklann araştmlmasının istendiğıni ancak, kamuoyuna yansıyan bilgilerden, sadece belirli konulann üzerine gidildığinın anlaşıldığını kaydetti. ÜP Resmi Gazete'de yayımlandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin "AB yol haritasını" oluşturacak Ulusal ProgTam (UP), Resmi Gazete'de yayımlandı. Hükümet, AB'ye taahhütlerini sıraladığı UP'yi 1 ay gecikmeyle tamamlarken programın AB'ye iletilmesi de gecikti. Ulusal programda siyasi kriterler başlığı altında, daha önce hazırlanan taslaktaki ifadeler değiştirilmeden kaldı. Mıhçak'm Açıklaması I Gazetemizin 19.6.2003 günlü nüshasuıda yayınlanan 'Kadrolaşma Çahşmalan Sürüyor' başlıklı haberle ilgili olarak, Yargıtay Üyesi Muhittin Mıhçak. eşinin Sağlık Bakanlığı'nda vekâleten sürdürdüğü göreve asaleten atanmasmın, iltimasla değil liyakatle olduğunu bildirdi. Mıhçak açıklamasında, eşinin genel müdürlük görevine bürokrasinin basamaklannı normal şekilde çıkarak geldiğini, bu atama ile 5 yıl önce yazdığı muhalefet şerhinin ilgisı olmadığını vurguladı. Hükümet, 'vekiF bürokratların 'asil'le aynı özlük haklanndan yararlanması için yasayı değiştiriyor Gizlikadrolaşmaya altyapıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP iktidan, Cumhurbaşkanı'nı dev- re dışı bırakarak atadığı "vekü'' bü- rokratlann tt asfl"le aynı özlük hakla- nndan yararlanması için yasayı değiş- tiriyor. Hükümet böylece, Çankaya Köşkü'nden kaçınlan "örtülü'' kad- rolaşmayı sürekli kılmaya dönük alt- yapıyı hazırhyor. CHP Grup Başkan- vekiİi Oğuz Oyan "Anayasal zemini, sistemi çok zoıiayan bir hükümetle karşı karşryayız. Bu, takryye ve hu- kuk tanımazhktır'' sözleriyle düzen- lemeye tepki gösterdi. Anayasa Mahkemesi'nin yürürlü- ğünü durdurduğu bütçe hükümleriy- le ilgili boşluğu doldurmak için Mec- BCP'nin kurultayı Soysalyine genel başkan adayı oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağımsız Cumhuriyet Partisi'nin (BCP). 1. Olağan Büyük Kurultayı bugün toplanacak. Prof. Dr. Mümtaz Sovsal'm yeniden genel başkan adayı olduğu kurultay raporunda BCP. "karşı devrim, Cumhuriyet'i yeniden Osmanh'nın son dönemlerine götürürken bu gidişi sessizce izlemeyi zül sayanların hareketi" olarak tanımlandı. BCP'nin bugün Gençlik Parkı içindeki Kemal Sunal Salonu'nda başlayacak kurultayına 466 delege katılacak. 12 karar tasansı ek ahnacak Kurultay sonunda genel başkanlığın yani sıra 40 Parti Meclisi ve 7 Merkez Disiplin Kurulu için seçim yapılacak. 12 karar tasansının ele ahnacağı kurultayda BCPnin düşünceleri ile uyuşan partı ve gruplarla birlik olma konusu da gündeme gelecek. BCP'nin kunıltayına sunulacak raporda, 1980 ve 199O'lı yıllarda. kimisinin adlan "sol" olsa bile hükümetlere giren partilerin izlediği politikalann hep sağ politikalar olduğu kaydedildi. 'by-paSS' Iktidar, Anayasa Mahkemesi'nce yürürlüğü durdurulan bütçe hükümleriyle ilgili yasa tasansma bütçeyle ilgisi olmayan kalıcı bir hüküm ekledi. Buna göre Cumhurbaşkanı'nı devre dışı bırakmak için vekâleten atanan bürokratlar da asille aynı zam ve tazminatı alacak. CHP Grup Başkanvekili Oğuz Oyan, "Hükümet, sistemi. anayasal zemini çok zorluyor. Bu, takıyye ve hukuk tanımazlıktır" dedi. lis'e yeni bir yasa tasansı gönderen hükümet, Bütçe Yasası ile ilgisi bu- lunmayan ve CHP'nin iptal başvuru- sunda yer almayan bir hükmü de dü- zenlemeye ekledi. Devlet Memurlan Yasasf nın 175. maddesini kalıcı olarak değiştiren ta- san maddesinde "BakaıüarKuruluka- ran veyamüşterekkararnameik ata- ma yapdacak kadro ve göreviere ve- kâletedenkre bu ödemelerin (zam \e taznıinat) yapüabilmesi için, asilde aranan şartian taşıması kaydıyla ata- manmflgflibakantaraftndanyapdma- sı yeterndir* hükmü öngörülüyor. Bu hükme göre iktidar, Cumhurbaş- kaıu'nca onaylanmadığı için ''vekâ- leten" atanan bürokratlan asil olarak atamaya gerek duymayacak. Böyle- ce Çankaya Köşkü devTe dışı bırakı- larak "vekâleten" göreve getirilen bü- rokratlar, asille aynı haklardan yarar- lanarak görevini sürdürebilecek. 'Sistemi çok zorhryoriar' Düzenlemeye tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Oğuz Oyan, "Hü- kümetböyleceGyakatesaslan,koşul- lan uymayan kişhi5yıl boyunca asil- le aynı özlük haklanna sahip olarak ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtV oradatutabilecek" dedi. "Bu,takıy- ye, hukuk tanunazhk değil de ne- dir?" diyen Oyan, şu görüşü dile ge- tirdi: "Anayasalzeminiçok zorlayan, sis- temiçok zorlayanbir hûkümetle kar- şı karşıyayız, Böylece atamalarda Cumhurbaşkanı'nıby-passsüreklikı- hnabilecek. ManyeBakanı, kendiçı- karlannı konımak için gösterdifi gayretivatandaşmçıkannı korumak için de göstersin. Düzenkmeyi Dev- let Memurlan Yasasrnda yapryor- lar. Kamu\önetimsistenüneyeni bir âdetgetiriyorlar. Bu herhangibir ka- mu yönetim sisteminde olmaması gereken bir âdettir." Anayasaya aykırı savı Turizm için 'talan'yasası Meclis'ten çıktı ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - "Turizme teşvik" gerekçesiyle orman arazileri ve tarihi yörelerin yatınmcıya açılmasını özendiren yasa TBMM Genel Kurulu'ndan geçti. 12 Eylül döneminde Danışma Meclisi'nce çıkanldığı için geçmişte anayasaya aykınlığı ileri sürülemeyen yasa, anayasaya aykın yeni hükümlerle donatıldı. Yasaya karşı çıkan AKP Istanbul Milletvekili Recep Koral, Ş-aşanabiKr kender ve çevre için" yapılması gereken planlarla ilgili yetkinin Kültür ve Turzim Bakanlığı'na verilmesine tepki gösterdi. TBMM'de önceki gece kabul edilen tasan ile 12 Eylül döneminde Danışma Meclisi'nce çıkanlan Turizmi Teşvik Yasası değiştirildi. Anayasadan önce çıkanlan bu yasa hakkında, anayasanm geçici 15. maddesi nedeniyle geçen yıllarda "anayasaya aykınhk* iddiasındabulunulamadı. îstanbul'da tarihi yerlerdeki tartışmalı pek çok otel ile Ege bölgesindeki antik ve doğal sit alanlan ile Akdeniz bölgesinde orman alanlanndaki çok sayıda tesis, yasanın eski hükümlerine dayanılarak yapıldı. TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu Başkanı Azmi Ateş, tarafsız çalıştıklannı söyledi: Ecevit dürüst ama sorumhıTÜREYKÖSE TBMM\bbuzhıklanAraşurma Komis\onu Başkanı AzmiAteş. ANKARA - TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu Başkanı Azmi Ateş, "partflerinden hiçbirbaskı görme- den çahşüklaruu,tarafsızdavrandıklan- nı ve devri sabıkyaratmadudannı" söy- ledi. Ateş, eski başbakan Bülent Ecevit için soruşturma istenmesi konusundaki eleştirilere "Ecevit'in ismi dürüsdükle özdeş hale gelmiş. Ben de, dürüst oldu- ğu,bir şeyyemed^i kanaatini taşn'orum. Ancak Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararlannedeniylesorumhıdur" karşılığım verdi. CHP'lilerin karşı oy yazısının "siya- si'' olduğunu savunan Ateş, komisyon- lanna Başbakan Tayyip Erdoğan'lailgi- lihiçbir belge gelmediğini söyledi. Ateş, "Mifletvekfllerinin de bürokraüann da dokunuhnaztağı kaldırümah. Dokunul- • Azmi Ateş, komisyonlanna Başbakan Tayyip Erdoğan'la ilgili hiçbir belge gelmediğini söyledi. Ateş, "Milletvekillerinin de bürokratların da dokunulmazhğı kaldınlmalı. Dokunulmazlık kimsede kalmasın, bunu istemiyorsam namerdim" dedi. mazhk kimsede kahnasuL, bunu istenü- yorsam namerdim" dedi. Ateş, sorula- nmızı yanıtlarken komisyon raporunuba- sın toplantısıyla açıklamamasuıın "bir fedakârhk olarak değerlendirilmesi ge- rekn^^nukrofonımcaarjesinekapüma- dıklarmı" söyledi. Başbakan Tavyip Er- doğan'ın^obuzhıkrakarnlanacıklanın- cayeryerindenoynavacak'' açıklaması- nı anımsatarak yönelttiğimiz sorulara Ateş, şuyanıtı verdi: "Ben, yer yerinden oyna>'acak, deme- dim. Çok ses getirecek, dedim. 1132 say- fahk rapor çok zengin bdgelere dayanı- \Dr. Hislerden annmış, hâkün- sava gi- biyargdamamanöğuıdanannnuş,taraf- sız bir rapor. Birçok önemli bilgi ve bel- geveulaşük. Türkhe,küdüpamukta bir görevzaran olajı yaşadı 1993'te. Bunun bedeli 18^ mih^rdolar. Buparayla dün- yada üretüen pamuğunhepsinisaon ala- bttirsffiiz, Bu olayı A'dan Z'ye tespit et- tik. Ama yüreğiınizsızlayarak,hiçbirta- leptebuhinamadık. Bir ibretvesikaaola- rak koyduk. ÇünküAnayasa Mahkeme- si'nin karanvar, Bakanlar Kurulu si>>- seten sorumhıdur, hukuki sorumluluk yokhır, diye. Bu nedenleyasalolarak bir sorumluluk gösteremedik, hiçbir talep- tebuhinamadık.Trusgazolayıbu komis- yonla Türidye gündemine oturdu. Bu formül değişikliğinin Türkiye'ye manye- ti 388 müyon dolar. Biz fotogran ortaya koyduk. Tkari sır. zaman aşımı gibi ko- nularda da sıkıntılanmız oldu. Ancak bunlara rağmen ses getirecek bir rapor hazırladık." Ateş, başta eski başbakan Ece\it ol- mak üzere bazı isimlerle ilgili soruştur- ma istemlerinin tepkilere yol açması ko- nusunda "Devri sabıkyaratmadık. Ece- \it'in ismidürüsdükleözdeşhalegelmiş. Ancak özelleştinnelerdeki erteleme ka- rarlan ÖYK'ye bağlı. 8 erteleme de hiç- bir talepolmadan yapılmış. \ltkomisyon raponı görüşülürken, bu konuda hiçbir muhalefet yoktu. Oytjirtiği ile karar ve- rildL CHP'B arkadaşlar daha sonra ka- naaderini değiştirmişler. ÖYTC'de 6 üye- den Vi muhalefetetse,ertelemekararla- n çıkmazdı' 1 açıklamasını yaptı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr ölüm orucunu bir siyasi mücadele biçimi olarak doğru bulmadığımı bu köşede çokça dile getirdim. Bundan üç yıl kadaröncecezaevlerindeki bazı ör- gütlere mensup siyasi tutuklu ve mah- kûmlann ölüm orucu yapacaklannı öğ- rendiğimde, bizzat onlan ziyaret ede- rek, saatlercetartışarak ölüm orucuna karşı olduğurnu belirtmiştim. ölüm oruçlan başladıktan sonra, bu ölüm orucunun bir uzlaşma ile sona ermesi için çabasarf edenlerden birisi okdum. Bizim cezaevindeki çabalanmızı ba- zılan "içehdekilere" destekveren yan- lış bir tutum olarak da eleştirdiler. Ne yazık ki, bundan üç yıl kadarönce sür- dürdüğümüz çabalar bir netice ver- medi. Ardından beklenen oldu ve dün- ya tarihinde eşine ender rastlanan bir operasyonla cezaevleri, güvenlik güç- leri tarafından "yeniden kurtanldı". 33 kişinin büyuk ölçiide güvenlik güçleri- nin silahlanndan çıkan kurşunlarla öl- düğü, cezaevterinin yakılıpyıkıtdığı ope- rasyona zamanın Başbakanı, "Haya- ta dönüş" adını verdi. 0 günden bugüne 107 tutuklu ve Ölüm Oruçlarmda 1000 Gün mahkûm ölüm orucunda yaşamını yi- tirdi. Cezaevinde hâlâ ölüm orucunun sürdürüldüğüne ilişkin haberler geli- yor. önümde mektuplarvar. Engin Ço- ban, Izmit Kandıra Cezaevi'nden yaz- mış. Engin, 20 yaşında cezaevıne gir- miş şimdi 23 yaşında. Engin, hangi ne- denleıieyargılanmış, ne kadarcezaal- mış mektubunda belirtmiyor. Uzun mektubunun bir bolümünü ak- tarmak istiyorunr. "Ben 23 yaş/nda- yım Oral abi. Dışandayken iyi bir işim vardı, iyide para kazanıyordum. Göz- lerimi kapayıp yaşayabiiirdim bu sis- temde. Ben yaşardım da, ya yaşaya- mayanlar deyince ınsana hapishane- nin, ezânın, türlü türlü belanın yolu görünüyor. Yanıbaşımdainsanlarkur- şunlandı inanamadım. Diri diriyakılan insanlanmıza da tanıkoldum inanama- dım. Açlıktan ölenlerimize de inanama- dım." Engin Çoban, ölüm oruçlannın 1000 günü doldurduğunu söylüyor ve buna gösterilen ilgisizlikten, duyarsızlıktan yakınıyor. Naciye Önder'in mektubu da ölüm orucu üzerine: "Sizinle ilk ta- nışıkiığım Bayrampaşa hapishanesin- de olmuştu. Belkihatıriamazsınızara- dan üç yılı aşk/n zaman geçti. Sizinle görüşmemiz sırasında yanımda Nilü- fer Alcan da vardı... Siz bir Selim Açan'/a birbizimle sohbet etmeye, o kısacıkzamana tüm bunlan sığdırma- ya çalışıyordunuz. Kadınlann gelişimi, kadın sorunu üzerine renklibir sohbe- timizolmuştu. Işte bundan kısa birsü- resonra 19Aralık2000'deküfürler, ha- karetlereşliğinde, yüzlerce bomba ve kurşun yağmuruna maruz kaldık. Diri diriyandık. 21. yüzyılda kadınlanmıza reva görülen şey ortaçağ alevleriydi. Bu saldında Nilüfer dahil altı arkada- şımızyandı. Kömüre dönen bedenle- rini aylarsonra gazetelerde gördöm." ölüm orucunun hâlâ sürmesini an- lamıyorum. Bunu ziyaretime gelen ai- letere, eskiden ölüm orucu yapmış tah- liye olmuş olanlara söylüyorum. Işin bir başka boyutu ise F tipi cezaevle- rindeolanlar. Tekve üç kişilikhücre sis- temi aynen devam ediyor. Gün boyu hücrede kalan genç insanların bir ço- ğu ciddi psikolojikhastalıklarayakalan- mış durumdalar. Cezaevinden çok sa- yıdaşikâyet mektubu geliyor. Ailetergö- rüşyerierinde, içeriye girerken yaşadık- lan sıkıntılan anlatıyorlar. Sağlık sorun- lan had safhada • • • Bu sorunlara insani çözümler üret- mek yerine hâlâ sırf bir bildiri dağıttığı, bir pankartın sapından tuttuğu, bir afiş yapıştırdığı, bir mitinge veya gösteriye katıldığı için yüzlerce gençtutuklanıyor. Başka ülkelerde suç sayılmayan birçok eylem, Türkiye'de "terör örgütü üye- si", ya da "terör örgütüne yardım ve yataklık" gerekçeleriyte ağırcezalık bir suç olarak kabul ediliyor. Çogunluğu li- se ve üniversite öğrencisı bu gençler, banka hortumcusundan da, adam öl- dürenden de, gasp yapandan da, ırza geçenden de çok daha ağır cezalara çarptınlıyorlar. Bu adaletsizliği giderecek yasal dü- zenlemeleryapılması gerekirken, henüz hiçbir cezası olmayanlar bile hücrele- re atılırken, cezaevleriyie ilgili yeni so- runlaryaratacak düzenlemeler günde- me geliyor. Cezaevlerindekilere tek tip elbisegiydirmeyi amaçlayan yeni birtas- laktan söz ediliyor. 12 Eylül askeri dar- be döneminde denenen ve çok sayı- da insanın ölümüne neden olan tek tip elbise o zaman bile uygulanamamıştı. Şimdi bunun neden yeniden günde- me getirildiğini anlamak gerçekten çok zor. Cezaevlerine, yaşadığımız bunalım- lı dönemlerin bir parçası olarakbakma- dan, orada yaşayan gençlerin tepkile- rini öfkelerini, çaresizliklerini anlamadan bir çözüm üretmek mümkün değil. • • • Bir gruptutukluve mahkûm ailesi, ce- zaevlerindeki uygulamaları yeniden gündeme getirmekamacıyla hafta sonu Ankara'ya üç günlük bir yürüyüş yapacaklannı açıkladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle