Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15TEMMUZ2003SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Yalan En Giiçlü Silah!
"Hiç durmadan dinlenmeden yalanlar.
Atın beyler atın devran sizindir."
Hep yalanlaria başlar savaşlar. llle de bir ülke baş-
ka bir ülkeyi ele geçirecek, ille de bir insan bir baş-
kasını alt edecek, ille de bir lider halkını kandıra-
cak... Başvuracağı tek yol, yalandır...
Âşık Ihsani böyle yalancılara 'devran sizin' di-
yor... Biliyor ki, o yalan birtakım kapılan yıkacak, bir-
takım engelleri kaldıracak, insanları aldatacak...
Günün birinde o yalanın, bir uydurma, bir yakıştır-
ma, bir çıkar sağlama aracı olduğu anlaşılsa da, iş
işten geçmiş olacak...
Irak'ta atom silahlan, nükleer silahlar var dediler.
BM'den müfettişler geldi. Aylarca, yıllarca, Irak'ı di-
dikdidikettiler. Gittilergeldiler. Birieşmiş Milletler'de
konuştular. 'Biz bulamadıköyle kötü şeyler' dediler.
Koskoca uzmanların görmedikleri bulmadıklan giz-
li silahlar gerçekten yoktu! Ama güçlüler, hırslılar,
dünyayı parmaklarında oynatanlar, çıkar hesapla-
nyla başka ülkelerin zenginliklerine göz koyanlar, ya-
lanla dolanla dünyayı aldatmaya kalktılar.
Utanma sıkılma yoktur! Güçlü müsün? Her şey
senindir. Niye yalan, öyleyse, açık açık söylesen,
'ben o topraklan, o petrol kaynaklannı, almak is-
tiyorum' desen daha iyi olmaz mı! Ne de olsa ya- ı
lanların ergeç anlaşılacak...
Nazi Almanya, Polonya'ya saldınrken 'Polonya-
lılar sınırianmıza saldırdı, askerlerimizi öldürdü'
dedi. Bir saldın vardı, ama onu da Almanlar yap-
mıştı, savaşı yaratma bahanesi olarak... ABD ile In-
giltere de "Irak'ta dünyayı tehdit eden silahlar var,
önce davranıp Saddam'/n yolunu kesmeli" dedi-
ler. Yüzyıllardır hep bu yalanlar, hep bu yalanlaria
güçsüzün malını, mülkünü, canını, almak için uy-
durulan yalanlar...
CIA Başkanı Tenet, "Saddam'ın Afrika ülkele-
rinden nükleer çalışmalar için uranyum aldığını biz
uydurduk. Bush da bizden öğrendiğini söyiedi. Hep-
si yalandı" diyor ş\md\... BM müfettişlerinin başı Is-
veçli "Irak'ta öyle gizli silah yoktu" diyor. Yalanlar
bir bir dökülüyor! Ama yalancının utanması yok. Ya-
lancı, yalan silahını bir kullanıp isteklerini gerçek-
leştirdi mi, gerisi vızz!.
Süleymaniye'deki Türk subaylarını, erierini bir
baskınla yakaladılar, başlanna çuval geçirip beş gün
esirtuttular. Ardından da "OnlarKerkük Valisiniöl-
düreceklerdi" gibi yalanlar ürettiler. Yalanlarını yu-
tan insanlan yine kandırmak istediler... Bakacak-
sınız bir gün daha büyük yalanlaria dünyayı kan-
dırmaya kalkacaklar. Ama uygar dünya yüzlerine
vuruyor yalanlannı...
Yüzyıllar önce Karacaoğlan ne demişti:
"Yürü bre yalan dünya/ Sana konan göçer bir
gün/ İnsan bir ekin misali/ Seni eken biçer bir
gün."
Atalanmız boşuna söylememişler:
"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" diye.
"Yalanctnın evi yanmış ama kimse inanmamış " di-
ye. Birde bugüne, daha doğrusu Ingiltere Başba-
kanı Blair'e yakışan bir söz var "Yalancının şahi-
di yanı başında.."
Atom bombası, türlü nükleer silah, çeşitli gazlar,
bombalar, uçaklar her şey her şey bir yana, yalan
biryana. Hepsinden tehlikeli, hepsinden acımasız...
Bir atasözüyle bitirsem:
"Yalancının gemisi yürümez." Bir yerde batağa
gömülür...
Yeni YOK Yasası...
Şu anda üzerinde çalışılan yasa önerisinin siyasilerden ve her türlü
önyargıdan uzak herkesin katkılan ile ve bütün boyudan ile ele alınması
gerekir.
BİR DÜZELTME
Pazar günkü, "BHIBBUZ AkşsBBBto" başhklı yazım-
daki iki önemli yanlışı düzeltmek istiyorum.
Yahya Kemal'in "Bitsin hayııiısıyla bu beyhude
sonbahar" dizesine ben şu eklemeyi yapmıştm: "Bit-
sin (mi?) hayırtısıyla bu beyhude sonbahar."... Yi-
ne, Yahya Kemal'in "Bizden evvel gidene selam
olsun erenler" de, "Evvel giden ahbaba selam ol-
sun erenler" olacaktı.
özür dileyerek düzeltirim.
Prof. Dr. Ibrahim ORTAŞ çü
Y
ÖK yasası, belırli hedeflere ve
amaçlara yönelik olarak olağan-
dışı koşullarda oluşturulduğu
günden günümüze değitı en çok
eleştirilen yasalann başında gel-
mektedır. Yasanın en sakıncalı yanı, üniver-
site gibi ortak aklın egemenliği dediğimiz ku-
rullar, yankurullar (komisyonlar) ve beyin fir-
tınası sonucunda oluşan yönetim modeli ye-
rıne kişilere bağlı ve olağanüstü yetkiler tanı-
yan yapısı gelmekteydi. Yasa buna bağlı ola-
rak üniversitelerin biümsel, ıdari ve malı özerk-
liğini kısıtlıyor ve kurum, bilim ve bilgı üre-
timinden çok ne kazanıyor ne kaybediyor he-
sabı üzenne yönelmiş oluyordu. Uygulama-
da göriilen aksaklıklar toplumun beklediği
üniversite olgıısuna da ters düşünce yasanın
değiştirilmesi sık sık gündeme gelmeye baş-
ladı. Daha önce kurulan birçok hükümetin
programlannda belirttikleri üniversite yasası
sayısal üstünlüğü olan mevut hükümet tara-
findan acil eylem planı çerçevesinde ele abn-
mış, sınırlı düzeyde internet üzerinden yapı-
lan görüş ahşverişinden sonra kısa sürede bir
yasa önerisi olarak TBMM'ye sunulacak du-
ruma gelmıştır. Bat» üniversitelerinin tarihle-
ri incelendiğjnde bin küsur yıldır kurulu bu-
lunan üniversitelerin reformlan siyasiler ta-
rafindan değil, üniversiteyi oluşturan organ-
lar tarafından enine boyuna tartışılarak gele-
ceği de ilgilendirecek şekilde hazırlanırlar.
Bilgi çağını yakalamayı hedefleyen ülkemiz
için AB normlanna uygun bir üniversite ya-
sasının hazırlanması ve başta TÜBA, TÜBÎ-
TAK. üniversiteler, ögretim elemanlan demek-
leri olmak üzere kamuoyu tarafından enıne bo-
yuna tartışılması mutlaka gerekmektedir.
Değiştirilmesi ve üzerinde oynanması son
derece zor olan eğitim ile ilgili yasalar hazır-
lanırken gelecek yüzyıla yetişnuş adam yetiş-
tirmek ve dünyaya yetişmişinsan gûcü ile çık-
mak için bu tür yasalann son derece eleştirel
süzgeçten geçerek hazırlanması gerekir. Bir
üniversite öğretim üyesı olarak, ülkemizin bil-
gi çağını yakalaması ve gelişmiş ülkelerin dü-
zeyüıın üstüne çıkabilmesi için yasa önen-
sinde bazı olumlu görüşlerin yanında, olma-
sını sakıncalı gördüğüm bir ıkı konunun de-
ğiştirilmesi ve bunlara bağlı olarak da bırkaç
somut önerim olacaktır.
1) Araşürma görevfihği,profesörtük, bölüm,
üniversite yönetim kurulu, senato, YEK ve
UAK'nin görev ve sorumhıluklannın net ola-
rak tanınüanmasıgerekrvor. Mevcutyasa öne-
risinde hangi görevin hangi organ tarafından
yapdacağın€tdeğiLBelirsiznk,beraberindeso-
nu gelmez tartışmalar ve yetki kargaşası geti-
nr.
2) Üniversitelerde senatolar üniversitenin yet-
kıli organı olmalı, yönetim kurulu, icra orga-
nı ve rektör ise koordinasyonu sağlama rolü
üstlenmelidir.
3) Üniversitelerarası Kurul (UAK) üniver-
sitelerin birnkte uygulayacaklan ortakesasla-
n beürieyen ve koordinasyon işlevi görmesige-
reken organ olmah, buraJardan geuşen öneri-
leriv« istekleri iseeşgüdüm görevi yapanYEK'e
iktilmeli ve YEK bu anlamda icra organı ol-
malıdır. Bu bağlamda YEK kuruhında öğre-
ÖED Yönetim Kurulu Üyesi
tim üyesi temsil oranının en az yarıdan bir faz-
lası olacak şekilde düzenlenmesi gerekir.
4) Üniversıtelerde reçım gereklıdir ancak her
şey demek olmamalı, yönetim kadrolan rek-
tör, dekan bir defaya mahsus olmak üzere se-
çim ile gelmelı. Anabılim dalı ve bölüm baş-
kanları iki defa seçımle gelebılir. Üniversıte-
lerde seçimin klikleşme yaratmaması için aka-
demik aşamalarda özellikle doktora sonrası ve
profesörlük sürecinde kadrolar bir başka üni-
versitrde aranmalı. Bu hem üniversite dina-
miği i<, in zorunlu hem de belirlı siyası görüş-
lerin ve gruplann belirli üniversitelerde küme-
lenmelerinin önlenmesi için zorunlu olmalı-
dır.
5) Araşarma görevtüiği için merkezi snav
Ue başanb olanlann arasından proje asistanı
olarak ahnmalan ve gekceğin bilim adamlan
olarak yetişmeleri için daha esasb tedbüierin
alınması yanında öğretim üyesi seçimi ve ah-
rnında yüksek kriteıierin getirtilmesi gerekir.
Üniversite öğretim üyeliği seçiminde mutlaka
doktora sonrasıçaoşmalarda başanh ohnuş be-
lirn bir biriküni olan yetişkin kişiler öğretim
üyeiiğine alınmah. Bölümlerde norm kadro
uyguİamasına geçilmeli ve öğretim üyeliği kri-
terleri son derece iyi beurienmeKdir.
6) Üniversitelerin beyin göçünün engellen-
mesi için yetenekli ve yetişkin kişilere mad-
di ve manevi desteğin sağlanması, yasal gü-
venceye kavuşturulması gerekir. Üniversite
öğretim elemanlannın ve çalışanlannm özlük
haklan ve ücret düzeylerinirı çağın gerekleri-
ne göre yenıden düzenlenmesi gereklidir.
7) Yabancı dil sorunu mutlaka ortaöğretim-
de çözümlenmeli ve eğitim dili Türkçe olma-
hdır. Üniversitelerin dil sorunu hakn çok cid-
di boyutta olup üniversite verimlilrgini engel-
lediği için ünrversitenin ilk yılmda Hacettepe
modelinde olduğu gibi bir yil yabancı dil öğ-
retüebüir. Bilimsel gelişnıeleri izlemek, dünya
Se bütünleşmek için her öğrencinin mutlaka
bir yabancı dili bilmesi çağın gereğidir.
8) Üniversite mezunlannın en ciddi sorunu
olan kültürel birikimlerinin yetersiz olması, üni-
versitelilikbilinçlennın gelışmesi için mutla-
ka her alanın bilim tarihi dersı yanında kültür
dersınin (uygarlık tarihi, antropolojı ve bilim
felsefesıni içerecek şekilde) okutulması ve
ciddiye aluıması gerekir. Dil ve tarih dersleri
bu çerçeve içerisinde ele alınmaldır.
9) Üniversitelerin akademik, idari ve mali
özerknği Baülı çağdaş ülkeler düzeyinde sağ-
lanmahdu-. Üniversiteter aşağıdan yukanya
doğru örgütlenmesini sağlayacak şekilde yapı-
lanmah; bunun için böhunlerin yetkin ve foıik-
siyonel olmasu bilimstl faali> ctlcrini rahat ya-
pabflmesine oianaktamyan organlarolmaa ge-
rekir. Bölüm bütçeleri yanuıda biMm kuruluş-
lan ile işbirtiği ve bağunsız proje yürütme ya-
pısına sahip olmabdır.
10) Öğrencı ve öğretim elemanlannın ku-
rumda örgütlenmeleri yasal güvenceye bağ-
lanmalıdır.
11) Ünrversite-toplum ilişkilerinin sağhkh
yürütülebUmesi için mutlaka ünhershelerin
halkla ilişkiler ve yayın birimlerinin ctkin bir
şekilde çauşüruabilir duruma getirihnesi gere-
kir. Üniversite-sanayi ilişkisi yine isuşare kon-
seyieriaraahğıile DPT,TÜBİX\Kve öbüraraş-
arma projeleri alan kuruluşlar çerçevesinde in-
celenmelidir. Hiçbir surette siyaset ünhersite-
ye ve yükseköğretime müdahale etmemeHdir.
Akademik ve mali özerkUk hükümetlere bağ-
b ohnaksızm güvencealtmaahnmahdn;tş çev-
releri ve shil toplum örgütlerüıin ünhersiteye
verecekleri destek yeni kurulacak bir danışma
kurulu Ue yilda bırkaç kez toplanarak sağlan-
nuş olacaktır.
12) ÖSY merkezi, Üniversitelerarası Ku-
rul'un denetimınde olmalı. Üniversiteye gir-
meyı bekleyen mılyonlarca öğrenci, daha da
çoğalmaması ıçın ilköğretımden başlamak
üzere eğilimlerine göre yönlendirihnelidir.
Lıselerde ağırlık meslek liselerine verihneli,
daha az sayıda ve bilim yapma eğilimi yük-
sek olan öğrencıler ise üniversiteye yönlendi-
rilmelıdir.
Ünıversiteliler olarak arzuladığımız bilim or-
tamnıın hazırlanması için yasa ve yönergele-
nn hazırlanması konusunda üniversite yetki-
li organlannın ve ilgili başka yetkililerin her
türlü önyargıdan an olarak toplumsal sorum-
luluklannın gereğı olarak çağdaş bir üniver-
site reformu yapmalan için gerekli irade ve
duruşlannı göstermeleri gerekir. Artık bilgi ça-
ğının gereği olan çağdaş ölçütleri belirlenmiş
üniversıtelerde coşkulu olarak bilim yapmak
istiyoruz. Mustafa Kemal'in bıze emanet et-
tiği ülkeye bu yakışır.
Böyle bir yükseköğretim ve üniversite mo-
delinin ülkemıze kazandmlabümesı için bü-
tün taraflann üzerinde görüş birliği sağladığı
metnın oluşması gerekir. ,4lınganlık, toptan red-
detmek ve bırbirini tanımamakla bu tür sorun-
lann çözülemevecegı insanhğın deneyimi için-
dedir. Konu, kişisel değil evTensel düzeyde ulu-
sun geleceğini ve dolayısı ile hepımizi ılgilen-
dirmektedir. 2000'lenn ilk yıllannda yapıla-
cak bu yasanın, gelişmiş bir ülke yaratacak ye-
tişkin, bılimi ve bilgısi gelişmiş bireyler ye-
tiştirecek şekilde organize edilmesi hepimi-
zin dıleğıdir.
Sonuç: Üniversitelüik bilinci çeşitliliği ge-
rektırdığı için kesin olarak anabilim dalı ve bö-
lümlenn tanımlanması ve aşağıdan yukanya
doğru yapılanması ve güçlü organlar olarak
işlev görmesi gerekir. Üniversite bölümleri
ve araştırma merkezlerinin dinamik duruma
gelmelen için mümkünse gerekli mevzuat,
üniversite senatolanna bırakılmalıdır. Üniver-
sitelerin ortak politıkalan ve görüşlen Üniver-
sitelerarası Kurul tarafından belirlenmeli ve
YEK ise yürütücü organ olmalıdır.
Üniversitelerin bırer beyin merkezi olması
ve bilgi toplumunun gereklerinin yerine getı-
rilmesi, verimlilik ve motivasyonun arttınlma-
sı için ücret polıtikası, özlük haklan bir bü-
tünlük içerisinde iyileştinci önlemleri gerek-
tirmektedir.
Hepsinden önemlisi iyi öğrenci ve iyi öğ-
retim kadrosunun oluşması için üniversitele-
rin yanşına oianak tanınmalıdır.
Şu anda üzerinde çalışılan yasa önerisinin
siyasilerden ve her türlü önyargıdan uzak, her-
kesin katkılan ile ve bütün boyutlan ile ele alın-
ması gerekir.
Yasa önerisinin başta üniversitelüer, TÜ-
BA, TÜBÎTAK. öğretim elemanlan demek ve
sendikalan ve öbür ilgili birimlerle tartışarak
konunun çağdaş normlara uydurulması ulu-
sumuzun 3000'li yülara damgasmı vurması için
bir son firsat olacaktır. Bu fırsat bir daha ya-
kalanamayabılir ve kesin olarak olumluya
çevrilmelidir.
TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ
GİRtŞ SESAVESA KATILMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE!
Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerine, üniversitelerin tıp fakültelerine ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne
Tababet Uzmanlık Tüzüğü, Tıpta Uzmanhk Tüzüğü. Yükseköğretim Kanunu, ilgili yönetmelik ve protokol
hükümleri çerçevesinde tıpta uzmanlık eğitimi görmek üzere ahnacak adaylann seçme sınavı, Öğrenci Secme
ve Yerleştirme Merkezi tarafından 13-14 Eylül 2003 tarihlerinde Ankara'da yapılacaktır.
1. Sınavın adı 2003 Nisan Dönemi Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'dır (TUS). Sınavın birinci basama-
ğını teşkil eden Yabancı Dil Sınavı 13 Eylül 2003 Cumartesi günü saat 09.30'da uygulanacaktır. Bu sınavda
başanh olan adaylar ile 15 Eylül 2001, 13 Nisan 2002. 14 Eylül 2002 veya 12 Nisan 2003 tarihlennde yapılan
yabancı dil smavlanndan en az birinde başanh olup Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde ve tıp fakültelerin-
de uzmanlık eğitimi görmek isteyen adaylar 14 Eylül 2003 Pazar günü saat 13.30'da yapılacak olan bilim sına-
vına alınacaklardır.
2. 2OO3-TUS Eylül Dönemi'ne başvuru süresi 21 Temmuz - 1 Ağustos 2003 tarihleri arastndadır. Sınava
başvuru sırasında, mezun olmak şarttır.
3. Bu sına\a başvurma, sınavın uygulanması ve değerlendirilmesi ile yerleştirme işlemlerine ilişkın bilgiler,
2003-TUS Eylül Dönemi Kılavuzu'nda (TUS Kılavuzu) yer almıştır. 2003-TUS Eylül Dönemi'ne başvuracak
adaylar, 2003-TUS Eylül Dönemi Kılavuzu, Başvurma Belgesi'nden oluşan başvuru evrakım. 4 500.000.-TL.
karşılığında Sağlık Bakanlığı il müdürlüklerinden, KKTC'de oturanlar ise "Bedrettın Demirel Caddesi, No:
101. Lefkoşa'KKTC" adresindeki ÖSYM temsilciliğinden alacaklardır. Adaylar kılavuzda belirtilen kurallara
göre doldurduklan Başvurma Belgesi ve sınav ücreti olan 60.000.000.-TL.'yi bankaya yatırdıklannı belgele-
yen Sınav Ücreti Banka Dekontu'nu en geç 1 Ağustos 2003 tarihine kadar kendilerine en yakm Sağlık Bakan-
lığı 11 Müdürlüğü'ne teslim edeceklerdir. Halen ülkemizde bulunan yabancı uynıklu adaylar. Türkiye Cumhu-
riyeti uyruklu adaylar gibi başvuru evrakı ücretini ödemek suretiyle kılavuz ve başvurma belgelerini Sağlık
Bakanlığı il müdürlüklerinden alarak 2003-TUS Eylül Dönemi'ne başvurabilirler. Yurtdışında bulunan yaban-
cı uyruklu adaylar kılavuz ve başvurma belgelerini ücret ödemeden ÖSYM'den yazılı olarak isteyebilirler. Bu
adaylann smava girebilmeleri için başvuru evrakı ve sınav ücreti olarak "ÖSYM-TUS-3615856-2 Yapı ve
Kredi Bankası Güvenevler Şubesi .\nkaraTürkiye" hesabına 30 ABD Dolan yatırmalan iTurkiye Cumhuriye-
ti Merkez Bankası'nca konvertibilitesi kabul edilen, 30 ABD Dolan karşılığı yabancı para olabilir) ve bu para-
yı yatırdıklan bankadan alacaklan yurtdışından başvunıyorlarsa banka çekini. yurtiçinden başvuruyorlarsa
banka dekontunu (Yurtdışından başvuranlar için teleks, havale kâğıdı, dekont vb. kabul edilmez) Başvurma
belgesine ekleyerek süresi içinde ÖSYM'ye ulaşacak şekilde göndermeleri gerekir.
4. Tıp fakültesi mezunlan ve sınav tanhine kadar stajyerliğini tamamlamış teğmen, üsteğmen veya yüzbaşı
rütbesindeki askeri sağlık personelinin yanı sıra Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde Tababet Uzmanlık Tü-
zügü'nün 6. maddesinin B bendinde belirtilen dallarda uzmanlık eğitimi görmek isteyen veteriner ve eczacılık
fakülteleri ile fen fakültesi ve dengi fakültelerin biyoloji ve kimya bölümü mezunlan ile Tıpta Uzmanlık Tü-
züğü'nün 19. maddesine göre üniversitelerdeki tıpta uzmanlık programlannda aylıksız olarak eğitim görmek
isteyen tıp fakültesi mezunu yabancı uyruklu adaylar da 2003-TUS Eylül Dönemi'ne başvurabilirler.
5. Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülügüne Dair 2514 Sayılı Kanun 27.03.2002 tarihinde
yürürlüğe girdiğinden. bu tarihten sonra tıp fakültelerinden mezun olup, halen. Aile Hekimliği, Halk Sağlığı,
Anatomi. Embriyoloji ve Histoloji, Fizyoloji, Biyofizik, Tıbbi Patoloji, Tıbbi Farmakoloji. Radyoloji. Radyas-
yon Onkolojisi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon. Tıbbi Mikrobiyoloji, Adli Tıp, Enfeksiyon Hastalıİdan, Tıbbi
Biyokimya, Nükleer Tıp dallannda asistanlık eğitimi yapmakta olanlar, uzmanlık eğitimleri esnasında ve uz-
man olduktan sonra devlet hizmet yükümlülüklerini tamamlamadan başka bir uzmanlık dalma müracaat ede-
meyeceklerdir.
6. Bakanlar Kurulu'nun 05.04.1973 tarih ve 7/6229 sayılı karan ile yürürlüğe konulan Tababet Uzmanlık
Tüzüğü yürürlükten kaldınldığından Sağlık Bakanlığı'na bağlı eğitim hastanelerindeki Aile Hekimliği ve Halk
Sağlığı dallanna başvuracak adaylann da, TUS'ta. yabancı dil ve bilim smavına ginneleri gerekir.
7. Başvurma Belgelerine TC kimlik numarası da yazılıp kodlanacağından. adaylann bu numarayı şimdiden
nüfus idarelerinden öğrenmeleri yararlanna olacaktır.
8. Başvurusu geçerli sayılan adaylann Sınava Giriş ve Kimlik Belgeleri 21 Ağustos 2003 tarihine kadar
adaylartn adreslerine postalanmış olacaktır.
9. Postadaki gecikmelerden merkezimiz sorumlu değildir. Sınava Giriş ve Kimlik Belgeleri 10 Eylül 2003
tarihine kadar ellerine geçmeyen adaylar merkezimize başvurarak bu belgelerini yeniden çıkartabilirler.
10. 2O03-TUS Eylül Dönemi ile ilgili danışma için 298 80 50 (ÖSYM-Ankara) numaralı telefona başvura-
bilirler.
ÖSVTV1BAŞKANLIĞI Basın: 33789
Denizlerimiz Biz
Çocuklann Geleceği...
Selİnay TÜFEKÇİ MUas Merkez tlköğretim Okulu 4. SınıfÖğrencisi
D
enizler ekonomik olarak çok
büyük bir gizilgüce (potansiye-
le) sahıptir. Denizlerimizden
çok çeşitli amaçlar için yararlanabilir
ve bunu ülkemizin kalkınması için kul-
lanabiliriz. Ülkemizin üç yanı denizler-
le çevrili olduğu için aslında bizler, ül-
ke olarak çok şanslı insanlanz. Hem tu-
rizm için hem de denizlerdeki canlı ha-
yatının devam etmesi için görev bize
düşmektedir.
Denizlerimiz, başta balıkçılık için
önemlidir. Birçok ülke balıkçılıkla ge-
çimini sağlamaktadır. Üç yam denizle
çevrili olduğu için ülkemiz, bu konu-
da başka ülkelere göre daha fazla ola-
nağa sahip bulunmaktadır. Denizlerde
kafes içinde baltk üretimi yapılarak,
denizlerden daha fazla balık elde edil-
meye çahşılmaktadır. Milas ve Bod-
rum kıyılannda kafes balıkçılığı yay-
gm olarak yapılmaktadır. Bu balıklar
hem yurtiçinde tüketilmekte hem de
başka ülkelere satılarak ülkemize dö-
viz kazandınlmaktadır. Ama kafesler-
de balık yetiştirilirken, denizlerimizin
kirlenmemesi, bundan turizmin zarar
görmemesi için gerekli önlemler alrn-
malıdır.
Herkesin bildiği gibi, denizler, aynı
zamanda turizm için de çok önemlidir.
Yazın ülkemize çok sayıda turist gelir
ve bunlar dinlencesini (tatillerini) de-
niz kıyısındaki tunstik kuruluşlarda
geçirerek. ülkemize döviz bırakırlar.
Denizlerimizden ulaşım amacıyla da
yararlanabiliriz. Büyüklerimiz deniz
ulaşımınm karayolu ulaşımrna göre da-
ha ucuz ve daha az tehlikeli olduğunu
söylüyorlar.
Öyleyse karayolu ulaşımı büyük öl-
çüde deııizlere kaydınhnahdır. Böyle-
ce yollanmızın yükü hafifleyecek, can
kaybma yol açan trafik kazalannda bü-
yük ölçüde azalma olacaktır.
Denizlerden turistik gezi amaçlı ola-
rak yararlanmamız gerekir. Ülkemizin
coğrafi konumu gereği kıyılan doğal
güzelliklere sahiptir ve yüzlerce girin-
tili çıkıntıh koyu bulunmaktadır. Bu
koylann hepsi birer cennet gibidir. De-
nizde yapılan gezintilere mavi tur de-
nildiğini biliyoruz. Mavi turlan ne ka-
dar çok düzenleyebilirsek, bu turlan
yerli ve yabancı turistler için ne kadar
eğlenceli duruma getirebilirsek.. o ka-
dar kazançlı olacağımız ortada. Yat tu-
rizmi de bilinen bir gerçek. Örneğin
ilçemiz olan Milas'ın Güllük, Ören ve
Ege'nin kıyı beldeleri yat turizmi için
çok elverişli. (Yalnız, Güllük'ün için-
deki iskele oraya hiç yakışmıyor. Ara
srra hafta sonlan gezi için Güllük'e gıt-
tiğimizde, limana yük taşıyan kamyon-
lann ğürültüleri, madenlerin gemilere
yüklenmesi srrasmda çıkan sesler çok
rahatsız edici.
Yine Akdeniz'de yaşayan fok balık-
lannm bannma yerleri de Bodrum'un
Yalıkavak beldesinin denizidir. îşte de-
nizlerimizde herkesin ilgi duyduğu böy-
le canh \-arhklann yaşaması; turizm, çev-
recilik ve doğa severler açısmdan ül-
kemizi ilgi çekici bir ülke konumuna
getirmektedir.
Doğanm ve çewenin korunması biz
çocuklann yaşamı, sağlığı ve geleceği
için çok önemlidir. Bir ekonomik de-
ğer olan denizlerimizin değerini bil-
meliyiz. Temiz doğa, temiz çevre ve sağ-
lıklı ortamlar biz çocuklann rüyası ve
geleceğidir. Güzel yurdumuzda sağ-
lıklı ortamlarda yaşamak ve büyümek
istiyoruz.
Cumhuriyet
k : •• a f 1 a r ı
İlhan Selçuk
YÜZBAŞI SELAHATTtN'tN ROMANI
Birinci Kitap tkıncı Kıtap
Dünü Unutma..
Bugünü İyi Anlarsın..
***
1916-1917 Irak Savaşlan
Cumhuriyet Çağ Pazarlama A Ş. Turkocagı Cad. No.39 41
. kitap kulübû 134334) Cagaloglu-istanbul Tel (0212) 514 01 96
CUNEYT ARCAYUREK
GEBİ GtDİŞE İZİN YOK
28ŞTJBAT
Sıyasi yaşamımi2Ln gûndemı tanıdık olaylarla dolu. Sankı bunlan
daha önce de yaşamıştık! Bhgün devletimizi ugraştıran "Kuzey Irak
sorunu"nun yedi yıl öncekı durumu, ABD desteğınde Turkiye'ye
kafa tutan aşiret reısı Barzani'ye o tarihlerde venlen paralarla
silahlar; Türkıye'nin 2003 te bir türlü başaramadıgı, Kuzey Irak'ta
"tampon bolge kurma" gırişimı ve sonuçlan, Erbakan-ÇiUer
Uuüsinin yurt duzeyınde yarattığı olumsuzlar, Refah Partisi'nin
kadrolaşma hareketi; giderek gelişen, bir rejun soranuna dönüşen
gericiük heveslenne karşı Turk Silahh Kuvvetleri...
Cüne)1 Arcayurek, Türkiye nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demırel e danışmanlık yaptığı donem, devletin "tepesınde" oluşup
gehşen (bize yalnızca >-üzeyse! yanlan ve sonuçlan aktanlan)
olaylann içyüzüne tanıldık etti ve bunlan kamuoyunun da bilmesi
gerektiği inancıyla kâgıda döktü. Yine sansasyon yaratacak, yine
çok konoşulacak ve konuşturacak bir kitap...
YAYIHEVI - Ankf» 0.312.««999,F»*t:0.ît2.43177S«
[-İStaHbul 0J12.5225201 ;F»Jcs;O.Jt 2.5274119
İ - Ankua O.312.4344106/ Faks: O312.4Î3193«
»rww.bilciyayinevUotn.tr
KVLTUR GEZILERİ
SÜRÜYOR...
Ozgün, alışılmışın dışı, farklı olanı yakalavın.
www.festtrav el.com
Kültür gezilerinde bir klasik...
Artvin-Doğu Karadeniz Yaylalan
16 - 24 Ağustos 2003 Biinyad Dmç
Fransa Rönesans Şatoları, Ortaçağ Katedralleri
13 - 20 Eylul 2003 < Yıldınm Buktel
Endülüs - Madrid - Toledo
26 Eylül - 3 Ekim 2003 ' İlker Özünlü
Tibet - Butan - Nepal
29 Eylül - 15 Ekim 2003 Faruk Pekın
Küba'da Doğa ve Tarih
14 - 22 Ekim 2003 ' İlker Özünlü
Suriye - Lübnan
15 - 27 Ekim 2003 ı Yıldınm Büktel
TEL: (0212) 216 10 36 - 37 FAX: (0212) 216 10 30
e-mail: fest@festtravel.com
INGILIZCENIZ
İNGİLİZCENİZ
sorun yaratıyor ise...
veya...
gelecekte, sevdlklerlnlzln
bu sorunları yaşamalarını Istemlyorsanız...
The English Centre Dil Okulu
size akılcı çözümler öneriyor
genel ingilizce programları
çocuklara özel programlar
sirketler ve kuruluşlar
için özel programlar
is ingilizcesi programları
konusma sın^ları
bire-bir eğitim
TOEFL - IELT5 - KPO5
hazırlık programlan
Datayfl Bilgi İçin
İSTANBUL
Rumell Cad. No:92 80220 Osrnanboy
Te(:(0212) 225 91 72 - 247 09 83
mail: englıshcantre6ftuperonJın«.cofn
InterDat http^Avww ertglıshcantrefom
http7\vww englishcentre.net
ENGLİSH CENTRE
Armağan & Umut
Durbakayım
çiftinin bir oğlu oldu.
Umut Can
aramıza hoşgeldin.
Rabia llknur Sak ve Ailesi