22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2003 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MOITAZ SOYSAL Kötülük ŞO Mümtaz Soysal çok kötü adam. Inanmaz- sanız. Sa> n Burhan Kuzu'ya sonın. Profesör Dr. Burhan Kuzu, Meclis Anayasa Komisyonu'nun Başkanıdır. Dürkü Cumhuriyet'te vardı: Anayasa Mahkeme- si, IçtüziKdeğişikliğini iptal edip gerekçe öncesin- de yürürtüğü durdurunca, iktidar gerekçe yayım- lanmadan ıstediğim yapma fırsatını kaçırmış. Şim- di Mahkene'nin bu yetkisini sınırtayıp hangi durum- da yunjrliğü durdurma olabileceğini belirten bir Ana- yasa değışiklığine gidılecekmiş. Sayın Kuzu, "364 milletvehlinin yaptığı yanlış da, Anayasa Mahke- mesi'ndekı 11 üyenin kararı mı doğru? 1993'e ka- dar Mahkeme yürütmeyi durdurma karan vermi- yordu; ancak Mümtaz Soysal'ın özelleştirmeye ifişkin baş'/umsunun ardından alt mahkemelennyü- rürtüğü durdurma karan verdiğini dikkate alarak bu karan vermeye başladı" diyor, Bunlarısöylerken "yürütmeyidurdurma" ile "yü- rürtüğü durduırna"y\ kanştınp birinin idare mahke- melerince, öbürünün Anayasa Mahkemesi'nce ve- rildiğini unutmuş ama, o tarafı işin aynntısı. önem- li olan, ıptalden önce ve hatta sonra da olsa, yü- rürlüğü durdurma yoluna itiraz edişi: Ne güzel, Mahkeme karan geriye yürümüyor ya, Anayasa'ya aykın Içtüzük değişikliği tangırtungur çıkacak, ip- talin gerekçesi yazılıncaya kadar da atı alan Üskü- dar'ı geçecekti. Işte kötü Soysal'ın hınzıriığı yüzünden bu olma- mış. Hem de ne zamandır? PTTnın Tsi satılmaya kal- kışıldığı zamandan beri. A be mılletin vekilleri, madem T satılmamış ve ka- munun elınde, üstelik çatır çatır para kazanıyor; da- ha da gelışse ve devlete bol gelir sağlasa olmaz mı? Hayır ille satılacak. Ama, Maliye Bakanı'nın satışta kullanmak istediği "hisse senedine çevrt- lebilir menkul kıymet" yolu Türk Telekom Yasa- sı'nda olmadığı için, Murat Kışlalı'nın dünkü ha- berine göre, Cumhurbaşkanı karan geri çeviriren- dişesiyle "ikiayaklı" birçare düşünülmüş: Çanka- ya'nın imzasına giden Bakanlar Kurulu karannda hisse senedine çevrilebılir tahvil sözü edilmeyecek, yukarıya yollanmayan bır "prensip karan"nda da "hisse senedine çevrilebilir menkul kıymetler de kullanılabilir" denecek. Peki, bu telaş niçin? Çünkü, IMF'yeverilen "taahhüt" geregi TTnin sa- tışına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının nisan sonu- na kadar çıkması gerekiyormuş. Bakan'ın dıştaki "Kaplancılar"dan Türkiye'ye para çekmek için bu yolda ısrar etmesi yüzünden süre geçmış ve şim- di hükümetin IMF'yle ters düşmesinden korkulu- yormuş. Oysa, o kötü Mümtaz Soysal kendilerine bir iyi- lik de yapmıştır: IMF'ye verilen niyet mektup- lannın niteliği konusunda llter Ertuğrul'la birlikte Hazine'ye karşı 2001 'de açtığı davada Ankara 6. İdare Mahkemesi, niyet mektubunun "kesin huku- kîsonuç doğuran icraîbiridanişlem olmadığı" so- nucuna varmıştı. Ne var ki, bu çeşit iyilikler kendilerini IMF'nin her istediğini venmek zorunda hissetmeyenler içindir. Niyet vermekse, iyilik de yaramaz. KONFERANS BAĞIMSIZ CUMHURİYET PARTİSİ 6n. Bşk. Prof. Dr. MÜMTAZ SOYSAL CUMHUR VE CUMHURÎYET Petrol-İş Sendikası/Altunizade 3 Mayıs 2003 Cumartesi saat: 16.00 KOOP-C'DEN DUYURU 16-19 Mayıs 2003 tarihlerinde AYVALIK-FOÇA-BERGAMA kültür turundayız. ••• BİLLURCU OTEL 3 Gece 4 Gün Yanm Pansiyon İki kişilik odada kişi başı: 220.000.000.- TL Tek kişilik oda: 250.000.000.- TL. Çocuk: 160.000.000.- TL AYVALIK ALİ BEY ADASI, TEKNE ILE ADALAR TURU, BERGAMA AKROPOL, KIZILAVLU. ASKLEPİON, FOÇA. ATENA VE KYBELE AÇIK HAVA TAPINAĞI GEZlLERl Daha genış bılgı ıçın lütfen aşağıdakı numaralan arayınız ~Tel: lO 2121520 21 91-92 Fıks: 520 50 23 E-mail: camhnriyetu cuınhııriyetmah»]lesi.com.tr INGILIZCENIZ İNGİLİZCENİZ sorun yaratıyor ise... veya. . gelecekte, sevdlklerlnlzln bu sorunları yaşamalannı Istemiyorsanız.. The English Centre Dil OKulu size akılcı çözümler öneriyor genel ingilizce programlan çocuklara özel programlar şirketler ve kuruluşlar için özel programlar iş ingilizcesi progranîları konujma sınrfları bire-bir eğrtim TOCFL - IELT5 - KPDS hazırlık programlan Dataytı BNgl İçin ISTANBUL Rumall Cad. No:S2 80220 Osmanbay Tel (0212) 225 91 72 - 247 09 83 maü 6ngHBttcefttreQtuperontine.com Intemet htlp7/www engtifthcentre£om ENGLİSH CENTRE İki Uygarlık Karşı Karşıya... Nagazaki, Hiroşima, Vietnam: İnsanlık adına toz duman... Ne demokrasi, ne uygarlık... Baştan sona yaşanan bir dram... Prof. Dr. Necdet ADABAĞ DTCF Dekam nn; cahil kalmayı okumuşluğun önüne koy- muş olsun. Ya da tüm bu geri kalmışlığa ko- şullanmış ya da koşullandırılmış olsun... Bu geri kalmışlıktan yarar uman liderle- ri, yöneticilen olmuş olsun... Bu geri kal- mışlıkta öz beklentilerine yanıt arayan si- yasal adamlan olsun... Tekbaşınaülkesini yönetmek sevdasına kapılan ve kapılarını hakça bir düzene kapalı tutan ve iktıdanna karşı gördüğü her eylemi acımasızca bas- tıran, yolunu sapıtmış iktidar sahiplerinın egemen olduğu bir ülke olmuş olsun... Hal- kı aç olsun, yoksul olsun... Gözü dönmüş olsun. Başı sıkışınca müzeleri, kütüphane- len yağmalamış olsun... Tekerleklı araba- ların arkasuıdaki seyyar satıcıları; lağım kokan yollannda boşa koşuşturan ınsanla- n olsun: Memleketimden insan manzara- ları olsun... B ir ülke düşünün ki o ülkenin bulunduğu topraklar ınsanlı- ğı aydınlığa kavuşturan uy- garlıklara beşik olmuş olsun... Binlerce yıl geçmiş olmasına karşın varsıllığmın, çeşitliliğinin, derinliği- nin sayfalan sararmış ama yıpranmamış olsun... Ama yine de okunmamış binlerce, yüz binlerce sayfası olsun... Bilım adamla- nnm, şairlerin, yazarlann düş dünyalarmın temel öğesi olsun; yapıtlanna esin kayna- ğı oluştursun... İnsanlık o topraklara bilim öğrenmeye gelsin; şiır dünyalarmın ayraç- lanna ışık tutacak yollar aramış olsun... Bil- gı ve belge edinmeyı, insanlık adına sava- şım vermeyi, onurlu olmanın koşullannı, ye- tenekli ve düzeyli kuşaklara yol gösterecek öğretileri bellemiş olsun... 4500-5000 yıl- lık geçmişi olsun bu topraklann. Ama bu topraklarda yaşayanlar yoksul ol- sun... Aç olsun... Tüm bu varsılhğa karşm cahil kalmış olsun... Okuryazar olmasın. Çoluk çocuk ilaçsızlıktan kınlsın. Dünya- nın en varhklı ülkelerinden bin olmasına kar- şın insanlan, başlarını sokacak bır yuva bu- lamasın... Kentleri, kasabalan, beldeleri yı- kık, harabe yapılardan oluşsun... Yol olma- sın... Çöl ortasmda yalnızlık olsun... Dün- yada kadınlar çoktan pantolon gıymeye başlamış olmalarına karşm Dıcle kıyıların- da entarilı erkekleri dolaşsın... Dünyada kadınlar çoktan mini etek giymeye başla- mış olmasma karşm ikinci sınıf yurttaş ka- bul edilen kara çarşaflı kadınlan yol boyun- ca kara çarşaftan kol atmış olsun... Insanlar, nargile keyfini müzelere, kü- tüphanelere; tütün kokusunu, toprak altın- dan çıkanlan malzemenin nem kokusuna yeğlemiş olsun... Kara cahıllıği aydınlığa; insanla yaşamayı ınsansızhğa, yalnızhğa yeğlemiş olsun. Kapaülığı saydamhğın; hu- rafeleri bilimin; bağnazlığı aydmlık yolla- Bir başka ülke- Bir ülke düşünün ki o ülkenin 200 yıllık geçmişi olsun. Çoğunlukla teknolojiye da- yalı bır uygarlığı olsun... Gittiği topraklar- daki yerli uygarlıklan yerle bir etmiş olsun... Zaman içinde uygarlık adına, kalkınma adı- na msanlarm önünü kesmiş olsun... Gele- ceklerine ışık tutacak yerde kapılannın ön- lennıkarartmışolsun... Soyunusopunusa- vunacak diye kendinden olmayanlan dış- layarak yaşam hakkı tanımamış olsun... Renk aynmma gitmış olsun... Irkçılık yap- mış olsun... Rengınden olmayanı sürüm sü- rüm süründürsün... Karşı renktenolanlann haklannı savunanlann yaşamlannı söndür- sün... Siyahlabeyazı yan yanagetirmek is- temesin... Karşıt renklerin birliktelığinden demokrasi adma nefret etmiş olsun... Sıya- hı iktıdara yaklaştırmasın... Iktidann salt be- yazlann egemenlığinde olduğunu savunup dursun... Bağnazlığının doruklannda dö- nüp dolaşıp, siyah kedilenn uğursuzluk ge- tirdiğini savlayıp evlere yaklaşmasını ön- lemek için doğar doğmaz yok etmek iste- miş olsun... Doğal görünümüne karşm sin- sıce tasanmlarla kendısine karşı olan beyaz- lan da yeryüzünden temizleme kampanya- sına girişmiş olsun... Evler yapıyoruz yut- turmacasıyla evler yıkmış olsun... Aileler kurtanyorum derken aileler yok etmiş ol- sun... Bayrağını salladığı her yerde iktidar korkusu yaratmış olsun... Herkes, her ülke çocuğu bu topraklara ulaşmak için çaba harcamış olmuş... Ya- bancı gençler büyük özverilerle aş ve iş buhnuş olsun ama öz benlığinden ödünler vermek zorunda kalmış olsun... Sonuna ka- dar beynini, kemiğini, dahası iliğini bu yol- da tüketmiş olsun... Gene de bu ülke her- kesm düşü olmayı sürdürsün... Varsıl ola- cagım diye gittiği bu yerden çoğu insan eli boş dönmüş olsun... Okul okutmak ve eğı- tim-öğretüni bir sömürü aracı olarak gör- müş olsun... Varsıllığını büyütmenin yolla- nndan biri olarak da bu kutsal yolu seçmış olsun. Egemenliğini sürdürebilmek için üçüncü dünya üUcelerinin eğıtim dizgeleri- ni bozmayı tasarlamış ve tüm dünyadan be- yin göçü sağlamayı sürdürmüş olsun... Her- kes ondan korkar olsun. Meydan okuyan bir başka süper gücü yok etmek için elinden ge- leni yapsın... Dünyada istediği gibi at oy- natamadığı için karşı gücü yok edinceye kadar türlü numaralara başvursun... Ve so- nunda yok etsin... Karşı güç yıkılmamış ama, gücündenyitirmiş olsun... Uygarlık ve demokrasi adına rakibini devinnek gereği- ni duymuş olduğunu ilan ederken gölgesin- deki kimi ülke yurttaşlan zil takıp oynamış olsun ve dünyaya ancak böylece demokra- si gelebilirdi gibi sözler söyleyerek büyük devlete yaltaklanmış olsun... Nagazaki, Hiroşima, Vietaam: İnsanlık adına toz duman... Ne demokrasi, ne uygar- lık... Baştan sona yaşanan bır dram... Ve bir gün bu iki uygarlık karşı karşıya gelmiş olsun: Biri topla tüfekte, savaşta mutluluk aramış olsun, öteki talanda, yağ- mada ya da bir demet yapma çiçekte... Banşın Büyük Düşmanı: ABD SuayKARAMAN I rak'taABD'nınbaş- lattığı savaş, ABD- Ingiltere koalisyo- nunun galibiyetiyle so- na erdi. Birleşmiş Mil- letler ve UNICEF yayın- lan ile istatistiksel bilgi- ler, her yerde en doğru veriler olarak kabul edil- mektedir. Bu verilere gö- re aşağıdaki bügileri sap- tamış bulunuyoruz. Dünyada askeri har- camalar için aynlan pa- ra 900 milyon dolar ve bunun yüzde 50'si ABD'ye ait. ABD'nin askeri harcamalarının yüzde 10'u, dünyadaki tüm insanlann temel ge- reksinimlerini karşıla- yabilir. Irak'ta kimyasal ve bi- yolojiksilahl980'liyıl- lardan beri var. Irak, bu silahlar için gerekli do- nanım ve teknik bilgiyi ABD ve Ingiltere hükü- metlerinden sağlamıştı. ABD hükümeti, Irak'ın Iran'a karşı zehir- li gaz kullanmasına ses çıkarmadı. SaddamHü- sejin, Halepçe'de zehir- li gaz kullanarak beş bin kişiyi öldürürken, ABD ve hıçbir Batılı ülke bu olayı kınamadı. 1991 Körfez savaşında en az 50 bin sivüın öldüğü tah- min ediliyor. Bu savaş- ta ABD, geri çekilen 6 bin Irak askerini, önün- de kepçe takılı tanklar- la diri diri öldürmüştü. Körfez savaşı sonra- Tüm Oğretım Üyelen Der. (TÜMÖD) Genel Baş. Yard sında Irak'ta 40 tonun izin vermedi. üzerinde seyreltilmiş ABD'ninyıldaenaz 5 uranyum kaldığı saptan- milyar dolaryardım yap- mıştır. tığı Israil, Filistin top- Birleşmış Milletlere raklannın yüzde 42'sini göre 1991-1994 yıllann- da Irak'ta kanser artış oranı yüzde 700'dür. ABD, Körfez savaşın- dan beri Irak'a hava sal- dınlan düzenliyor. Ara- lık 1998 ile Eylül 1999 tarihleri arasındaki on ayda, Irak'a 8 bin ton bomba atıldı. Irak'ta çocuk ölümle- ri 1990 yılında yüzde 0.4 iken, 2000 yılında yüz- de 1.4 olmuştur. Birleşmiş Milletler'in yaptuTmlan ve ambar- gosu sonucu, bugüne ka- dar 2 milyon Irak vatan- daşı hayatını kaybetti. Saddam Hüsevin, Bir- leşmiş Milletler silah de- netçilerinin, ülkesinde denetim yapmasma izin verdi ve 1998 yılının ka- sım ve aralık aylannda 300 kez denetim yapıl- dı. 1998 yılının aralık ayında Birleşmiş Millet- ler Silah Denetçileri Baş- kanı ScottRher, Irak'ın ciddi bir biçimde silah- sızlandığmı söyledi. Israil, 1992 yılından beri en az 70 kez Birleş- miş Milletler karannı ih- lal etti. Elinde yaklaşık 400 nükleer savaş başlı- ğı olan Israil, bugüne ka- dar hiç Birleşmiş Mil- letler silah denetimine işgal etmiş durumda. Dünyada nükleer silah- lara sahip 8 ülke var. Irak'ın elinde hiç nük- leer silah başlığı ohna- masına karşılık, ABD'- nin elinde 10 binden faz- la nükleer silah başlığı var. Birleşmiş Millet- ler'den ve UNICEF'ten alman bu verilere göre dünya banşı için en bü- yük tehlikenin Irak değil, ABD olduğu ortadadır. PENCERE Devleti Suçlayarak IficdamAktayamazsn!.. Bingöl depremini ötekilerden ayıran çarpıcılık öğrencilerde düğümleniyor... öğrenciler.. Çocuklar.. Bizim çocuklanmız.. Gazetelerin başlıklan tümüyle küçük öğrencile- rin acı yazgılarına dolanmış: "Bingöl'deki depremde 198 öğrencinin kaldığı yatılı okul binası çöktü." "Enkaz altından çıkanlan küçük öğrenci anne- sine sanlıp sordu: - Anne kim yıktı okulumuzu?" "Depremde ölen yavruların ellert yakamızda!" "Kim öldürdü bu çocukları?" "Göz göre göre cinayeti." "Devlet çöktü!.." • Kamu binaları yıkılınca, suçluyu da kolayca sap- tayıp manşete çıkardık: "Devlet!.." Türkiye'de devletle iş yapmanın koşullan belli- dir; 'müteahhit' isen iktıdardaki sıyasal partiye ya- naşacaksın; gerekli haracı vereceksın; açıkgöz po- litikacı 'aracı' rolünü bilinçle oynayacak, komis- yonculuk yapacak... Kolay mı devletten iş almak?.. Bürokrasi kesiminde ilgili olanlar kimlerse ayar- layacaksın, tezgâh başka türlü kurulamaz... Devletın şavullanması insanlar arası çıkar ilişki- lerinin örgütlenmesi demektir. Okul yapımında avantayı yükseltmek için mal- zemeden çalmak gerekir; tezgâhtakı politikacı bu- nu bilir; binayı devlet adına 'koşullara uygundur' diye onaylayan devlet yetkılisi de enayi değil ya, Gülhane parkındadır, durumun farkındadır. İktidar partisinin başı, işadamına bakışında han- gi teraziyi kullanır?.. ölçü tek sorudun - Bızden mi?.. Kumpanya böyle kurulur. • 'Devlet' bu kumpanyanın reisi mi?.. Seyircisi mi?.. ,< 'Baba'sı mı?.. Hiçbir ülkede toplumun dışında bir devlet yok... Çünkü devleti kuran ınsandır... Sen, ben, o... Biz!.. Küçük öğrencilerin ölümü nedenıyle devleti suç- layarak kendimizi kurtaramayız... Eskiden Anadolu'daki deprem bizden çok uzak- tı; şimdi iletişim devrimı sayesinde evımizin için- de, yatak odamızda deprem var... Herkesin haberi ola!.. Türkiye yakında tepeden tırnağa degişip dönüşecek... Hiç kimsenin devleti suçlayarak vicdanını rahat- latamayacağı günlerin eli kulağında... DUYURU ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GÜZELBAHÇE ŞUBESt Derneğimizin 4 Olağan Genel Kurulu'nun 31.05.2003 tanhınde saat 11 OO'de Çıraklık Egitim Merkezi salonunda yapılmasına, çoğunluk sağlana- madığında, 07.06.2003 tarihinde ve aynı saatte, ay- nı yerde yapılmasına karar verildı. GÜNDEM: 1. Açılış, 2. Divan oluşumu, 3. Saygı dunışu ve Istiklal Marşı. 4. Başkanın, konuklann konuşması, 5. Yönetim Kıınılu ve Deneüeme Kurulu raporlannın okunması, 6 Raporlar üzerinde görüşmeler. 7 Yönetun ve Denetim raporlannın aklanması, 8 Yenı bütçe taslağının görüşülmesi, 9 Dilek ve temennıler, 10. Organlara aday belirlenmesi ve adayların konuşması, 11 Organlann seçımi, 12 Kapanış. Bence onun hayatını kolaylaştıralım. Anneler Günü'nde anneme Philips alalım. Annemın hayatı hep bızım ıçın çalışmakla geçıyor. Yemeğımızı hazırlıyor, evımızı temızlıyor, elbıselerımizı utuluyor Sonra da çok yoruluyor. benımie oynayacak halı bıle kalmıyor Ona Phılıps'ten mutfak robotu, tost makınesı, mıkser, utu. el süpürgesi ya da hayatını kolayiaşcıracak başka şeyier alalım kı daha az yoru'sun daha mutlu olsun. PHİLİPS Tuketıcı Dan jma Merke^ı 0800 261 33 02 www ph hps con> tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle