07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab(5 cumhuriyet.com.tr 11 Powell, geçen haftalarda 'Washington'ın, Irak'tan sonraki hedefi' olacağı söylenen Şam'a gitti Suriye'yekritikziyaret• Şam'da Devlet Başkanı Beşir Esad ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Povvell, Suriye'nin, îsraü'i hedef alan eylemler yapan örgütlere desteğini kesmesini istedi. Dış Haberier Servisi - ABD Dışışlen Bakanı CoBn Povvell, Washington'ın henüz Irak savaşı bitmeden okJannı yö- nelttigi ve art arda sert uyanlarda bu- lunduğu Suriye'ye gitti. Suriye'yi Irak'tan kaçan yetkilileri banndırmak ve terör örgütlerine destek vermekle suçlayan ABD, daha sonra Şam'uı da geri adım atmasıyla söyle- mini yumuşatmış, "Irak'tan sonra sı- rada Suriye'nin olduğu" iddıalannı ya- lanlamıştı. Dün akşam saatlennde Şam'a ulaşan Povvell, Devlet Başkanı Beşir Esad ile görüştü. Powell, Irak'ta Sad- dam Hüseyin rejımınin bitişinin ardın- dan ortaya çıkan yeni dinamiklere dik- kat çekerken Şam yönetımıne eski politikala- nnı gözden geçirmesi gerektiği mesajı verdi. Powell'ın bu çerçevede Esad'dan, îsrail'e yö- nelik saldınlarda bulunan örgütlere desteğini kesmesini istediğı kaydedildi. ABD Dışişleri Bakanı, Şam'dan önce, Ispan- ya ve Arnavutluk'a da gitti. Ispanya gezisın- de Suriye temaslanna ilışkın mesajlar veren Povvell, Arnavutluk'ta da Başbakan Fatos Na- no ile görüştü. Tiran'dakı temaslannda Povvell, Arnavutluk ile Amenkan askerleri ve vatandaşlan hakkın- da Uluslararası Ceza Mahkemesı'nde (UCM) açılabilecek olası tahJakatlarakarşı dokunulmaz- lık sağlayan bır anlaşma unzaladı. Povvell, Is- panya'da yaptığı konuşmada ıse, "Saddanı Hü- lYUMSFELD'lNSONDURAĞIKÂBİL: Sıcakçatışma bitti Rumsfeld, KâbiTde Afganistan Bderi Karzai ile yemek yedL (Fotoğraf: AP) Dış Haberier Servisi - Körfez ulkelerine yaptığı bir haftalık geziyi Afganistan'da noktalayan ABD Savunma Bakanı Donâtd Rumsfeld, Kâbıl'den îngiltere'ye geçerek Başbakan Tony Blairle görüştü. Rumsfeld, Kâbil'de yaptığı açıklamada, Afganistan'da sıcak çatışmalann sona erdiğini, artık yeniden yapılanma ve istikrarı sağlama aşamasına geçildiğini söyledi. Devlet Başkanı Hamid Karzai ile görüşen Rumsfeld, güvenliğin önemli ölçüde sağlandığını belirtti. Rumsfeld 'in, Blair ile yaptığı görüşmede, Afganistan \e Irak'ta insani yardımlarla yeniden yapılanma çabalanna hız verilmesi yönünde ABD'nin ısrarlı tutumunu gündeme getirdiği bildirildı. Bakan'a eşlik eden Pentagon kaynaklan, Washington'ın başta Fransa ve Almanya olmak üzere, savaş öncesinde ılişkilen soğuk olan ülkelerle ilişkileri normalleştirme çabalannı da gündeme taşıdığını belirtti. Görüşmede Belçika, Almanya, Fransa ve Lüksemburg'un AGSP ile ilgili olarak hazırladıklan yeni planın da tartışıldıgı kaydedildi. Rumsfeld, Londra'da bulunan Ürdün Kralı Abduflah ile de görüştü. seyin rejiminin devrilmesi, FiKstin'de hüküme- tin kuruhnası ve' yol haritası' nın açıklanmasıy- ta bölgenin stratejik durumu değişti. Surnelile- ri bu değişiktikleri hesaba katmalan konusun- da teşvik edeceğun" dedi. ABD Başkanı George Bush'un ulusal gü- venlik danışmanı Condoleezza Rice da, ABD'nin Suriye'den, Lübnan'da faaliyetgös- teren Hızbullah örgütünü dağıtmasını ıstedi- ğini söyledi. Rice, Israil'de yayımlanan Yediot Ahro- not'a yaptığı açıklamada, "Suriye'den her firsat olduğunda terorizme arük destek ver- memesiniHKbuflah'ıdagıtnıasınLterorgrup- lannın Şam'dald karargâhJarını kapatması- nı ve Lübnan'ın güneyindeki roketlerin tsra- il'e karşı ohışturduğu tehdidi bertaraf etme- smüstiyoruz" dedı. Rıce'ın Tükettehdkh" söz- leriyle, Israıl-Lübnan sınınna uzun menzilli ro- ketlere sahip Hizbullah milislerinin konuş- landınlmasını kastettiği belirtildi. 'Hizbullah siyasi biraktör' Bush yönetimi, Irak savaşı sırasında Suri- ye'yi, Arap gönüllülerin Irak'a gitmesini teş- vik etmek ve Iraklı yetkililerin ülkeye sığın- masına ızin vermekle suçlamıştı. Washington ile diyalogdan yana olduklannı söyleyen Su- riye Dışişleri Bakanı FarukEI Şara ıse, bu ül- timatomu kabul etmeyeceklerini belirtmiştı. Suriye, Hizbullah'ın Lübnan siyasetinin bir ak- törü olduğunu savunuyor ve bölgesel sorun- lar çözülmeden önce bu örgüte verdiği deste- ği kesmeyı düşünmediğını söylüyor. Suriye'nin ardından Lübnan'a geçmeyi plan- layan ABD Dışişleri Bakanı Povvell, önümüz- deki hafta ziyaret edeceği Israil ve Filistin'de de, taraflara önceki gün sunulan ve kalıcı ba- nşın sağlanmasını hedefleyen "yol harita- a"nın uygulanmasını teşvik edecek. Povvell'ın, tsrail ve Filistin ziyaretlerini, ta- raflara yol haritasını değerlendirmek için za- man tanımak amacıyla bir hafta sonra yap- mayı planladığı belırtiliyor. Povvell, Filistin'e yapacağı zıyarette, Filistin'in yeni göreve ge- len Başbakanı Mahmud Abbas'la görüşecek, ancak Fihstın lıden Yaser Arafat'la bir araya gelmeyecek. TÎKRlT ABD'den evlere baskın • Baas Partililerin evlerine yapılan baskında 20 kişi yakalandı. ABD'nin arananlar listesindeki 3 Iraklı yetkilinin de tutuklandığı bildirildi. Dış Haberier Servisi - ABD'nin arananlar listesınde bulunan 3 Iraklı üst düzey yetkilinin işgal güçlerinin elinde bulunduğu bildirildı. Tikrit'te Baas Partisi yetkililerini tutuklamak içın evlere baskın yapan Amerikan güçlerine direnen bir Iraklı öldürüldü. ABD Merkez Komuta Karargâhı'ndan yapılan açıklamada, eski Irak Başbakan Yardımcısı ve Askeri Sanayileşme Bakanı Abdültevab MoDa Huveyş ile Devlet Başkanı Yardımcısı ve Devrim Komuta Konseyı üyesi Taha Muhiddin Maaruf'un gözaltına alındığı kaydedildi. Amerikan 5. Kolordusu'ysa, Baas Partisi'nin liderlerinden, Devrim Komuta Konseyi üyesı Misban Kadir Hadi'nın de yakalandığını kaydetti. Baas'a operasyon Irak'taki ABD güçlerinin, Saddam Hüseyin'in doğduğu Tlkrit kentinde gerçekleştirdikleri operasyonda ise 20 kadar Baas Partisi yetkilisüıi tutukladıklan bildirildi. Operasyon sırasında bir Iraklının bir Amerikan askerinin tüfeğini almaya çalışırken vurularak öldürüldüğü belirtildi. 6 tankın, bir mahalleyi giriş ve çıkışlara kapattığı, ardından da ABD askerlerinin, evlerin giriş kapılannı ve duvarlannı parçalayarak evlere girdikleri kaydedildi. 20 kadar kişinin, gözleri ve elleri bağlı olarak çıkanldıklan bildirildi. Bağdat'taki bir benzin istasyonunda önceki gün benzin yüklü bir tankerin patlaması sonucu 7 kişi öldü ve 15 kişı yaralandı. Başkentte meydana gelen bir başka patlamadaysa bir Ingiliz askerin öldüğü açıklandı. Yağmacı karga tulumba Yasave düzenin, güvenliğin hâlâ yeterince sağlanamadığı başkent Bağdat'ta yağma vetalan sürüyor. tşgaki Amerikan askerleri, yakaladıklan yağmacüan karga tulumba götûrüyor. (Fotoğraf: REUTERS) Başkan Bush, terörle mücadelenin henüz sona ermediği uyansmda bulundu Irak savaşı sadece başlangıçDış Haberier Servisi - ABD Baş- kanı George Bush, Irak'ta asıl sava- şın bıttığıni ılan ederken Washing- tonın, terorizme karşı savaşta diğer "yasa tammayan" ülkelerle yüzleş- mekten kaçınmayacağı uyansında bulundu. Basra Körfezı"nden ABD"ye dö- nen The USS Abraham Lincoln uçak gemisinde dün yaptığı konuşmada, Irak'taki savaşın bittiğini duyuran ancak kesin bir zafer kazanıldığını söylemekten kaçınan Bush. halen yapılması gereken çok ış bulundu- ğunu belirtti. "Irak savaşının, terorizme karşı 11 EylüTde başlayan ve halen devam eden savaşta bir zafer olduğunu" söyleyen Bush, "Teröristörgütierie bağlan olan ve kitk imha silahı ge- nştiren veya getiştirmev e çahşan tüm yasa tanımavan rejimler, uygar dün- yaya büyük bir tehdittir ve onlaria yüzleşmekten çekinmeyeceğiz'' şek- linde konuştu. VVashington'ın, dün- ya çapındaki terör örgütleriyle mü- cadelesinin bitmediği mesajını ve- ren Bush "Teröristieri banndıran veya konıyan tüm insanlar, örgüder ve hükümetier, srviDerin ölümünde suç ortağıdıriar dedı. 'Ozgür birfllkebırakacağız' Bush, yapılacak işlerin arasında Irak'a düzen getirmek, ülkedeki kit- le ımha silahlannı bulmak, demok- Petrolyazın yeniden akacak WASHINGTON (ANKA) - Irak'ın komşulannı rahatsız eden petrol akışının kesılmesi durumunun, yeni yönetimin kuruhnası halinde sona erebileceği ileri sürüldü. The Washington Post'ta yer alan haberde, Irak'ta yönetimden uzaklaştınlan ve Pentagon denetıminde bulunan çevrelenn, Irak'taki Petrol Bakanlığı"nı yeniden faaliyete geçirme hazırlıklan devam ederken, komşulannın durumu yakından izlediğine dikkat çekildi. Petrol kuyularının yavaş yavaş faaliyete başladığı belırtilen haberde, yasal veya diplomatik engel kahnaması ve güvenlik koşullannın izin vermesı halinde, petrol ihracının bu yaz başlayabileceği bildirildi. Bush konuşmasuu, USS Abraham lincoln uçak gemisinde yapü. (AP) ratik bir hükümet kurmak ve Sad- dam Hüseyin de dahil yıkılan reji- min liderlerini bulmak olduğunu söyledi. Koalisyon güçlerinin, ça- lışmalar sona erene kadar Irak'ta kalacaklarını vurgulayan Bush, "Diktatörlükten, demokrasiye ge- çiş zaman alacakOr, ancak buna de- ğer. Arkamızda özgür bir Irak bı- rakarakçekfleceğiz'' dedi. Bush söz- lerine şöyle devam ettı: "Terorizme karşı yürüttüğümüz sav-aş sona ermedi ama bu sonu olmayan bir savaş değfl. Kesin za- fer gününü bümiyoruz ama akı- şın yön değiştirdigini gördük. Te- röristlerin hiçbir eylemi bizim amacunızıdeğiştiremez. Davala- rmı kaybettiler. Ozgür uluslar za- fer kazanmak için basOracak." Bush, El Kaide örgütüne yö- nelik olarak da. "MifitanlanPa- kistan'dan Fflipinler'e, Afrika'ya kadar taldp edeceğiz. El Ka- ide'nin bir müttefikini ortadan kaldırdık" şeklinde konuştu. Konuşmasında Afganistan'a da değinen Bush, "Afganistan savaşında Taleban'ı, pek çok te- röristivçkanıplannıyokeöik.Af- gan halkına yol yapmalan, has- tanelerini kullaiuhr hale getir- meleri ve çocuklarmı eğhmeleri için yardım etmeye devam edeceğjz" dedi. AÇIKÇA ŞÜKRÜ SİNA GÜREL 'Alman Kentlerinin En Alman Olanı 7 Bireyier gibi toplumlar da geçmişleriyle yüz yü- ze gelmekten, hesaplaşmaktan çoğu kez çekinir- ler. Hele bu geçmiş, kanıtlanmış insanlık suçlany- fa kirlenmişse, bu kiriilik paylaşılmışsa, gözlerönün- de olanlara tepkisizce razı olunmuş ve pek çok suç "gûdülen", sessizteştirilen birtoplum olarak "top- luca" gerçekleştirilmişse, ortak bellek bulanmaya, mümkünse unuimaya hazırdır. Gunter Grass'ın son romanı "Yengeç Yürüyü- şû"nü öven eleştirisinde Richard Eder, şu soaı- lan da soruyor: "Şimdiye kadar Alman yazarlar ve entelektûeller, savaş boyunca kendiinsanlannın çek- tiklerini araştırıp yazmaktan, acaba kendi ulusla- nnın başkalanna çektirdiklerinden ötürû duyduk- ları suçluluk duygusu yüzünden mi kaçındılar? Bu sessizlik, Almanlann zaten geçmişleriyle yüzleşme- de çektikleri davranış zortuk ve bozukluklannı, da- ha da kötüleştirmedi mi?" Sonra da Santaya- na'nın sözünü anımsatıyor "Geçmişi anımsayama- yanlar, tekrar etmeye mahkûmdur." 1980'lerde Beriin'deki eski Reichtag Müzesi'ni gördüğümde, Alman halkının topluca hafıza kay- bına uğradığını düşünmüştüm. Neredeyse taş dev- rinden bu yana AJmanlann geçirdıkleri aşamalan ay- nntılanyla sergilenirken, 1933-1945 arasına küçük bir duvarda geçiştirilerek yer verilmişti. Nümberg, 1933'te iktidarageldikten hemen son- ra, HitJer tarafından "Alman kentlerinin en Alman olanı" diye nitelendirilip "Parti'nin Kenti" adı veri- lerek ödüllendirilmişti. Hitler iktidara geldikten he- men sonra, anayasayı değıştirme yetkisini de par- lamentodan aldığı için, kendisininkinden başka hiçbir parti ortada kalmamış, sendikalar, öteki top- lumsal örgütler hep yerierini Nazi Partisi'nin yö- nettiği örgütlere bırakmıştı. Nürnberg, "arileştirilen" Almanya'nın "en an" kenti olarak, partinin, Naziz- min merkezi olmuş, Hitler en büyük gösteri ve top- lantılannı bu kentte gerçekleştirmişti. Hitler'in mi- man Albert Speer, burada, havaalanı, stadyum ve pek çok görkemli binayı içeren bir "merkez" inşa etmeye başlamıştı. Bu yapılardan bıri de, Almanlann dünya ege- menliği gerçekleştiğinde bir çeşit Birieşmiş Millet- ler olarak işlev görmesi planlanan Kongre Merke- zi idi. Bitirilememiş olan bu binaya, adeta bir han- çer gibi saplanan yeni bir müze kurulmuş. Burada, Berlin'dekinin tersine Alman faşizminin gelişimi ve sonuçlan aynntılanyla sergileniyor. Belki de geçmi- şiyle artık yüzleşmeye hazırlanan bir "yeni" toplum var Almanya'da... Bu gelişmenin Almanya'da ve Av- rupa'nın genelinde özellikle 1990'lardan beri yük- selen ırkçı, faşıst eğilim ve akımlan dizginleyici de- mokrat eğilimlere güç verebilmesini diliyoruz. Çün- kü, Avrupa'daki Türklerin ve Türkiye'nin Avrupa ile ortak geleceğinin buradaki siyasal eğilimlerle doğ- rudan ilgili olduğunu biliyoruz. Geçmişin "en Alman" kentinde, şımdi 30.000 Türk yaşıyor. Şimdi düşünelim ve soralım: Nürn- berg'deki yeni müzenin, hem de 1933-1945 ara- sında yaşananlann antitezi gibi duran bu yeni bel- leğin oluşmasında buradaki Türklerin variığı bile do- laylı da olsa bir olumlu etki yapmamış mıdır? Ya da 1960'lann başından beri, Almanya'daki Türk var- iığı, yalnızca Alman ekonomik "mucizesinin" ses- siz bir unsuru olmakla kalmayıp, aynı zamanda bu toplumu dünyaya açan, daha açık ve hoşgörülü lo- lan bir "terbiye" unsuru olmamış mıdır? 1960'lardan 1980'lerin başlanna kadar, Alman- ya'daki Türkler, bu ülkeden en uygun zamanda ay- nlacaklannı, ulkelerine döneceklerini düşünerek yaşadılar. Ne Türkler kendilerini kalıcı sayıyorlardı, ne de Almanlar onlan. 1980'lerde, Alman hükü- metleri, artık eskisi gibi gereksinım duymadıklan "ko- nuk işçiler"] özendirerek geri yollamaya çalıştı. Ama o zaman görüldü ki, yalnız ekonomik nedenlerle de- ğil, toplumsal nedenlerle de Türklerin büyük bölü- mü, yeni bır kuşak yetiştirmeye başladıklan bu ül- keden aynlmak niyetinde değildi. 1990'larda, Al- man hükümetleri bu durumu kabullendi. Işte "en- tegrasyon" sözü o zaman edilmeye başlandı. Geçen yıl Alman Içişleri Bakanı "entegrasyon" ile ne demek isteoiklerini de ağzından kaçırdı: "Asi- milasyon". Yani, Türkler ancak kimliklerinden vaz- geçerek ve Alman "baskın kültürü"nü benimseye- rek bu ülkede kalabilecekler. Şimdi de Alman hü- kümeti, hem de Avrupa Insan Hakları Mahkeme- si'nden bir ön onay alarak Türkler için aynmcı bir yasanın hazırlığını yapıyor: Başka yabancılar, ülke- lerindeki çocuklannı 18 yaşına kadar Almanya'ya getirebilecekken Türkler için yaş sının 12 olacak. Ne diyelim? Müzelerin ve geçmişe bakışın yeni- lenmesi acaba etkisini mi geç gösteriyor, yoksagös- termelik mi? Nürnberg artık "en Alman" kent de- ğil ama, kafalarda bir değişiklik yok mu? Umanz yanılınz. Almanya'da, Avrupa'da yürekleri Türkiye için çar- pan insanlanmızın durumu ve geleceğini bir baş- ka yazıda ele almak üzere... El bombası havaalanında patladı Gazetecinin savaş hatırası kan döktü Dış Haberier Servisi - Ürdün 'ün başkenti Amman'daki uluslara- rası havaalanında, bir Japon gazetecinin Irak'tan ülkesine dö- nerken "savaş haürası" olarak aldığı el bomba- sının patlaması sonucu bir kişi öldü, 3 kişi de yaralandı. Mainiçi gazetesi için çalışan foto muhabin Hi- roki Gomi, etkısız hale getirildiğini düşündüğü iki el bombasını ülkesi- ne götürmeküzere bavu- luna koydu. Havaalanın- daki güvenlik yetkılile- ri, X-ray aygıtındabom- balan fark ederek ara- ma için çantayı açtırdı. El bombasının, ne oldu- ğunu anlamaya çalışan güvenlik memurunun elinde patlaması sonu- cu memur öldü ve iki güvenlik memuruyla bir sivil yaralandı. Ürdün Enformasyon Bakanı, Muhammed AflFaş Advan, olayla il- gili yaptığı açıklama- da, Gomi'nin el bomba- sını Irak savaşı sırasın- da hatıra olarak aldığı- nı söylediğini kaydetti. Advan, sorgulanmak üzere gözaltına alınan gazetecinin Ürdün'de mahkemeye çıkanlaca- ğını belirtti. Bir güven- lik yetkilisi ise Japon gazetecinin el bomba- sının yanı sıra, antıka- lar, tablolar ve küçük halılan da "haûra" ola- rak aldığını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle