23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J V LJ M.J M. LJ M\ kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 Shema Tek Gösterimleri başfeyor • ANKARA (ANKA)- Ankara Sinema Derneği'nin 1999 ve 2000 yıllannda gerçekleştirdiği 'Sinema Tek Gösterimleri' bügünden itibaren yeniden başhyor. Kavaklıdere Açüış 'Masumiyet'le. Sineması'nda izleyenlerle buluşacak ilk filmse 'Masumiyet' olacak. 'Yeni Türk Sineması' adını taşıyan gösterimlerde, 1990'lann ikinci yansında çektikleri filmlerle Türk Sinemasf na yeni bir soluk getiren, yurtiçi ve yurtdışındaki festivallerde önemli ödüller alan yönetmenlerin fılmlerinden oluşan bir seçki sunulacak. Bu kapsamda Zekı Demirkubuz'un 'Masumiyet' ve 'ttiraf; Nuri Bilge Ceylan'ın 'Uzak' ve 'Mayıs Sıkıntısı'; Derviş Zaim'in 'Tabutta Rövaşata' ile 'Filler ve Çimen'; Semih Kaplanoğlu'nun 'Herkes Kendi Evinde'; Yeşim Ustaoğlu'nun 'Güneşe Yolculuk'; Handan Ipekçi'nin 'Büyük Adam Küçük Aşk' ve Aydın Sayman ile Ümit Cin Güven'in yönettikleri 'Sır Çocuklan' adh filmleri izlenebilecek. Gösterimler her pazartesi ve çarşamba günü saat 19.00'da başlayacak. (0 312 467 29 71) Işsizfkten metra şariocısı okfedar • NEW YORK (AA) - ABD'deki 11 Eylül olaylan yüzünden işlerini kaybeden yaklaşık 100 sanatçı, New York Toplu Taşım tdaresi'ne (MTA) başvurarak aldjklan belgelerle 'resmi metro şarkıcısı' oldular. Yetkililer, söz konusu 'resmi şarkıcılann' metro trenleri ve istasyonlarda halkı eglendirmek için müzik yapabileceklerini ve 'şapkayla para toplayabileceklerini' belirttiler. Polis de ellerinde 'New York'un altında müzık' yazılı resmi belgeleri bulunan bu şarkıcılan rahatsız etmeyecek. Metro müzisyenlerinin günde ortalama 20-25 dolar kazandıklan ifade ediliyor. Ellerinde resmi belgeleri olmayan ve yolculan rahatsız eden müzisyenlerse polis tarafından metronun dışına çıkanhyor. Üzkan'dan deneysel saptamabr • Kültür Servisi - Süha Özkan, yann saat 17.00'de Maçka Sanat Galerisi'nde açılacak sergisiyle 14 Haziran'a kadar Istanbullu sanatseverlerin konuğu oluyor. ODTÜ ve Londra Mimarlar Birliği Okulu'nda mimarlık. kentsel tasanm ve kuramı eğitimi gören Özkan, plastik sanatlarla ilgisini 1965'ten bu yana sergilediği heykel, fotoğraf ve resimleriyle sürdürüyor. 1990'dan bu yana 'Siyah Beyaz' sanatçılan arasında yer alan ve tüm işlenni özellikle ve öncelikle bu ortamda sergileyen sanatçının sanatsal saptamalan genelde 'deneysel' diyebileceğimiz belirli bir saptama ve dışavurum iletisinin özgürce sunulmasını amaçlıyor. 1965 'de minimalist heykellerini ilk kez ODTÜ Müzesi'nde sergileyen Özkan'ın makro - fotoğraf tekniğiyle gündelik yaşamımıza kanşmış minik nesnelerdeki gizil heykelsi varoluşu belgelediği ya da tuval üzerine fotoğraf tabanına yağlı boyayla gerçek ortamlann yeni bir varoluşa getirilmesini denediği işleri, soyut dışavurumlann kışınin izlenimleriyle parçalanarak kesilip çıkarılmasını amaçlar. Yahya Kemal Sempozyumu • Kültür Servisi - TC Kultür ve Turizm Bakanlığı ile Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi'nin düzenledikleri 'Hayal Şiir: Yahya Kemal Beyath Sempozyumu' yann saat 18.30'da Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde yapılacak 'Şiir ve Musiki Akşamı' ile başlayacak. Daha sonra Yahya Kemal'in fotoğraflanndan, orijinal kitap baskılanndan ve kartpostallardan oluşan bir sergi açılacak. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ve Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Ali Doğramacı'nm yapacağı konuşmanın ardından Ankara Devlet Türk Musiki Korosu, Yıldız Kenter ve Talat S. Halman, Beyath'nın şiirlerini seslendirecekler. 28 Mayıs Çarşamba günü 10.00-12.00 saatleri arasında yapılacak ilk oturuma ise Prof. Dr. Sadık Kemal Tural, Taha Akyol, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kalpaklı, Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Prof. Dr. Iskender Pala, 13.45'te başlayacak ikinci oturuma Ebubekir Eroğlu, Doğan Hızlan, Yrd. Doç. Dr. Laurent Mignon, Prof. Dr. Orhan Okay, Sermet Sami Uysal, 16.00-18.00 saatleri arasındaki son oturuma da Beşir Ayvazoğlu, Vural Bahadır Baynl, Kemal Bek, Prof. Dr. tnci Enginün ve Doç. Dr. Rahim Tanm bildirileriyle katılacaklar. (0 312 290 23 17) Türk Film Günleri' 28 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında Brüksel, Hasselt ve Anvers'te düzenleniyor Etkinlik kapsamında Ömer Kavur'un 'Melekler Evi', 'Akrebin Yolculuğu', Zeki Ökten'in 'Güle Güle', Nesli Çölgeçen'in 'Oyunbozan', Barış Pirhasan'ın 'O da Beni Seviyor', Serdar Akar'ın 'Dar Alanda Kısa Paslaşmalar', Reha Erdem'in 'Kaç Para Kaç\ Guido Zurli'nin 'Yumurcak Küçük Şahit' adlı filmleri gösteriliyor. Türk sineması Belçika'daASLI SELÇUK 'Yurttaşlarımızın Belçika'ya Gelişinin 40. Yıldönümü' kapsa- mında 28 Mayıs-6 Haziran 2003'te Brüksel. Hasselt \e Anvers kentle- rinde "Türk Film Günleri" gerçek- leştınlıyor. Bu genış açılımlı kültür etkinlıklennde TC Brüksel Büyükel- çisı R. Erkan Gezer'uı başkanlığın- dakı komıte, de\ let sanatçısı Idil Bi- ret pıyano resıtalı, Ahmet Özhan ve Semazenler konsen, folklor ve tı- yatro göstenlen, edebıyat günlen, sempozyum, konferans, panel, fo- toğraf, resım, heykel, kankatür, kı- tap sergılen, şiir \e resım yanşma- lan, futbol turnuvası düzenlemıştı. Ekim 2002'de Gent'tekı 29. Ulus- lararası Flandr Film Festıvalı'nde göstenlen 'Yazgı', 'ttiraf, 'Do- kuz', 'Büyük Adam Küçük Aşk' filmlenyle Türk sineması ile tanışan Belçıkalı sinemaseverler ikinci kez de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın seçkısınden oluşan bir programı iz- leyecekler. TC Anvers Başkonsolos- luğu"nca gerçekleştınlen etkınlıkte Ömer Kavur'un 'Melekler Eyi', 'Akrebin Yolculuğu', Zeki Ök- ten'in 'Güle Güle', Nesli Çölge- çen'in 'Oyunbozan', Barış Pirha- san'ın 'O da Beni Seviyor', Serdar Akar'ın 'Dar Alanda Kısa Paslaş- malar', Reha Erdem'in 'Kaç Pa- ra Kaç', Guido Zurli'nin 'Yumur- cak Küçük Şahit' adlı çalışmaian Türk ve Belçıkalı ızleyıcılerle bulu- şuyor. Festıval süresınce Brüksel Kine- polıs, Hasselt Kınepolıs ve Anvers Metropolıs sınemalannda gösterile- cek olan fılmlenn yanı sıra bir de sergı var. Her üç sınemanın fuayele- nnde Gazi Üniversitesi Iletişim Fa- kültesı öğretım üyelerinden Yrd. Doç. tbrahim Demirelin 150 yapı- tından oluşan 'Sinemayı Yazanlar' adlı fotoğraf sergisı açılıyor. 31 Ma- yıs'ta Anvers Metropolis sinemasın- da düzenlenecek 'Türk Sineması Paneli'ne ünlü Belçikalı oyuncu-yö- netmen Stijn Coninx, aylık sinema dergısı Film en Televisie'nın başja- zan Ronnie Pede, Yrd. Doç. îbra- hım Demırel ile Cumhuriyet gazete- sı sinema yazan, Yıldız Üniversite- si Sanat ve Tasanm Fakültesi öğre- tım görevhsi olarak ben de katılı- yorum. Stijn Coninx, Belçika sinemasuıın önemli adlanndan. ilk komedı filmı 'Hector'u 87'de çeken Coninx, ikin- ci komedisi 'Koko Flanel'ı 90'da yaptı. 92'de Louis Paul Boon'un 71 tarihli romanı 'Pieter Daens'i uyar- larken biçeminde köktenci bir değı- şiklik yaptı. 'Daens' adlı bu filmın- de 19 yy. işverenlerince sömürülen bınlerce tekstil işçısinın yaşamlan- nı düzeltmek amacıyla kıliseye ve Aalst burjuvazisine karşı gözüpek bir savaşım veren papaz Adolf Da- ens'in destanını gerçekçı ve lınk bir anlatımla vurguladı. Coninx, 'Daens'te Aalst'taki sos- yal, polıtık ve ekonomık değişimi, halkın bilinçlenmesinde bir silah gı- bi kullanılan yazılı basının önemıni, sosyal ıdealizmi, tüm insanlann öz- gürlük arayışını, sosyalızmin doğu- şunu yansıttı. 92'de Belçika'dan Akademi Ödüllen'ne yabancı film adayı olarak göstenlen çalışma Ve- nedik Film Festıvalı'nde en iyı Ka- tolik film özel mansiyonunu, Gent Festivah'nde de Altın Mahmuz'u kazandı. 98'de gerçekleştirdiği 'When the light comes'da yönet- men, Ellen adlı bir öğrencinin yaz süresince Iskandınavya'yı geçen bir gemide iş bulmasını, sert kutup ko- şullan içinde kürk avcısı Lars ile bu- zullardaki bir kulübede kısılıp kal- masını konu aldı. Uzaklaşma, insan duygulannın karmaşıklığı, güç ko- şullardakı ıkı ayn bıreyin ılışkısinın gelişimıne eğılen, tncelıkle örülmüş. bu çalışma Münıh Bıberach Film Festıvali'nde ödüllendınldı. Küratör Lewis Johnson sanatın artıkyaşamı biçimlendiren bir öğe olmadığını söylüyor Sanatın ruhunu aramak.OZLEM ALTUNOK ÜL Sanat, gezegenımızde varlığı kanıt- lanmış bir gerçeklığe sahıp mıdır, yok- sa hayaletı dıyar dıyar dolaşan bir bı- linmez güç müdür? Temsıl eder mı kendını, gölgesı var mıdır yaşantılan- mıza düşen?.. Sanat adına kafamızın artık hep ka- nşık olduğu zamanlarda yaşıyoruz. Levvis Johnson da bu kanşıklığı Plat- formdakı 'Gölgeler ve Hayaletler' sergisiyle pekıştırerek sana- tı öldüren katılı ya da katil- leri anyor. Dokuz güncel sa- natçı aracılığıyla, izleyiciyi geleneksel ile yeni sanat üs- luplannın ışığında bakış ve ınancın sınırlarını zorlayan işleri izlemeye davet ediyor. Kim ve ne olduğumuza, sa- natın ne olduğu ve nereye yönelebıleceğıne ilişkın inançlar... Sanatın öldüğü Iddlasına katılmıyorum' - Bir yandan sanatın öl- düğüne ilişkin "Sanatı Kım Öldürdü?' gibi ironik bir söylemle yola çıkarken, bir yandan da gölge ve hayalet kavramlarıyla sanatın ya- pısını sorguluyorsunuz. Bu iki yaklaşım nasıl yan yana geldi? LEWIS JOHNSON - Sa- natın öldüğü ıddiasına katıl- mıyorum, çünkü zaten yaşa- yan, canlı bir şey olduğuna inanmıyorum. Yine de bu ıd- dianın üzerinden sanatın ha- yaletimsi yapısını. ilışkısıni gündeme getırerek, belkı de tam ne olduğunu bilemediğı- miz, varlığından bıle emın olamadığımız şeyle olan bir ilişkı türü var bu yaklaşımda. Bu anlamda sanatçılann sa- natın öldüğü ıddiası ya da ha- yaletımsi mekânlarla ilişki kurması oldukça zordu. Ama medyanın. televizyonun, görselliğin yönettığı yaşamı- mızda, sanatın kendını açma- ya çalıştığı yer böyle hayale- tımsi bir yer. - Sanat, Tıyatro ölüyor', 'Tuval res- mi öldü' gibi söylemlerle kurcalanır- ken, bir yandan da popülerleştirili- yor. Bu dengesizlik de başlı başına bir çelişki değil mi? JOHNSON - Populerleştirilmesı ka- çınılmaz, ama sanat, yapısı gereğı bu- na her zaman direnır. Bu sergı için bu- nun çağnşımlannı düşünürsek, sergi $>opüler bir galeride herkesin girebile- ceği bir mekânda yer alıyor. Dolayısıy- la böyle demokratik bır şey sunması ve herkese seslenmesi, ama aynı zaman- da da uzak durması gerekiyor. - Sanat üzerine bir tür dengesizli- ği ölçü alıyorsunuz... JOHNSON - Söz ettığimiz denge- sizlik ashnda sergiye katılan sanatçılar tarafından kavranmış, algılanmış bır dengesizlik anlayışı. Kültürün her ala- nında karşımıza çıkabılecek bir denge- sizlik bu. Bu sergiyle gündeme getiril- 'ewis Johnson, Platform'daki 'Gölgeler ve Hayaletler' sergisiyle sanatı öldüren katili ya da katilleri anyor. Dokuz güncel sanatçı aracılığıyla, izleyiciyi geleneksel ile yeni sanat üsluplarınm ışığmda bakış ve inancın sınırlannı zorlayan işleri izlemeye davet ediyor. meye çalışılan geleneksel yöntemlenn kullanımı açısından ortaya çıkan. geç- miş kültürle geleceğe bakış ve şimdikı sanat yapma yollan arasındaki denge- sizlik. Bunlar sanatçılann farkında ol- duklan \ e bir bıçımde işlennde geriye getırmeye çahştıklan dengesizlikler. Kısacası olumlu anlamda bır dengesiz- lik üzerinden yola çıktık. - Kinıse gölgesiuden kaçamaz ve hayaletlerin olmadığını -inanmasa da- kamtlayamaz. Serginin vermek istediği bu rahatsızlık duygusu, ser- gideki işlerle ne kadar geçerli kılın- dı sizce? JOHNSON - Gölgelerimizden ka- çamayız ama onlara istediğimiz kadar yaklaşamayız da. Hayaletlerinse varh- ğını kanıtlayamasak da bu yine de bizi neyi bildiğımıze ilişkin bir tür düşün- ce ağının içine düşürür. Burada yap- maya çalıştığımız da gölgeleri görün- tüler olarak almak ve sanat- çılann görüntülerle çalıştığı- nı iddia etmek. Hayaletler konusundaysa aklunda daha kavramsal bir oluşum vardı. Hayaletı, sanatın çevresinde dolaşan kavramsal bir varlık olarak ele aldım. Önceki ser- gi 'Deri ve Yüzeyler'de de aynı mantıktan yola çıkmış- tım. Rahatsızlık sorununa dönecek olursak, tek tek iş- lerle değil de her bir işin kul- landığı yöntemlerle ilgili ola- rak öyle bir duygu vermeye çalıştık. Mesela "Resmin sı- nırlarını ne çizer?", "Res- mi heykelden ayıran ne- dir?", "Yerleştirme nerede başlar, nerede biter?" gibi, kategoriler arasındaki sınır- lann üzerine giderek... Ben kendı adıma bu duyguyu ya- şadım; eskiden hayaletlere ınanmadığunı düşünürdüm ama şımdi emin değilim... 'Sanatçılar arasında bir geçlsl amaçladım' - Sanatçüar nasü yan ya- na geldi? JOHNSON - Sergiyle bir- likte otomatik olarak aklıma gelen sanatçılar oldu. Mese- la Mithat Şen; onun işleriy- le ganp bir biçimde ilişki kurduğunu düşündüğüm Eb- ru Özseçen, Türkiye'de en tutarlı sanatçılardan biri olan Hale Tenger, fotoğraf sanat- çılan arasında farklı bir yere İcoyduğum Hüseyin Alpte- kin... Bu sanatçılarla genç sanatçılar arasında geçişlilik kurabilecek orta kuşak sanat- çılar Mürüvvet Türkyıl- maz, Esra Ersen ve onlan izleyen Kutlu Gürelli, Şükriye Sarı ve Işıl Önal gibi genç sanatçılar yer aldı. On- lann da bedenin sunumu ve ne oldu- ğuyla ilgili sorunsallan olan genç sa- natçılar olduklannı düşünüyorum. Bü- tün bu sanatçılar arasında bır geçişi amaçladım. (Sergi 31 Mavıs'a kadar Plat- form 'da. Tel: 0212 293 23 61) Kemer'de 4 kategoride yapılan ve 80 yarışmacının kahldığı sualtı görüntüleme yarışmaları sonuçlandı. Sualtındaki yaşam Kültür Servisi - Kemer Tanıtım Vakfı (KETAV), Arkeolojik Sualtı Araştırmalan Derneği (ASAD) ve Y Yapım işbirligiyle, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesinde 16 Mayıs'ta başlayan 2. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri (16-19 Mayıs) Mirage Park Resort'ta yapılan ödül töreniyle sona erdi. 4 kategoride yapılan sualtı görüntüleme yanşmalanna toplam 80 yanşmacı katıldı. Alanlannda uzman değerli sanatçılann adlan altında yapılan yanşmalarda 12 yanşmacı Antah/a Vali Yardımcısı'ndan ödüllerini aldı. 16 Mayıs'ta Türkiz Hotel'de yapılan açılış kokteyliyle başlayan etkinük de 17 Mayıs'ta Üçadalar ve Phasalis açıklannda yapılan yanşmalara fotoğraf görüntüleme alamnda 62, video görüntüleme alamnda 18 yanşmacı katıldı. Yanşmalara sadece etkinlik su^sında çekilen saydam ve video görüntüleriyle katılabiliniyor. 2. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri, 18 Mayıs'ta sualtı görüntüleme konulu konferanslar, paneller, saydam ve video gösterimleriyle sürdü. 19 Mayıs'ta KETAV, ATAV, AKTOB.ÖgerTurve Aquasun yetkih'lerinin katıldığı 'Alternatif Turizm ve Tanıtım' konulu panelde 'alternatif turizm ve tanıtımı' vakıflar, acenteler ve tur operatörleri açısından değerlendirildi. Yanşmayı kazananlar ödüllerini Antah/a Valisi adına Vali Yardımcısı Necdet Özeroğlu'ndan aldılar. Kazanan yanşmacılar şu şekilde sıralandı: Nurdoğan Özkaya Doğa Fotoğraf Yanşmasf nda Levent Konuk hem bınnci, hem de ikinci olurken Ferda Büyükbaykal üçüncülüğe seçildi. Jale İnan Arkeoloji Fotoğraf Yanşması'nda birinciliği Levent Albaş, ikinciliği Levent Konuk, üçüncülüğü Rıza Birkan kazandı. Emre Omur Doğa Video Yanşması'nda Alper Küçükkaramıku bınnci, Bengiz Özdereli ikinci, Tahsin Ceylan üçüncü oldu. Ekrem Akurgal Arkeoloji Video Yanşması'nda ise birinciliği Bengiz Özdereli, ikinciliği Tahsin Ceylan, üçüncüğü Tan Büke elde etti. (0 242 322 1080)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle